Mehmet Asım Us Kimdir? Hayatı, Eserleri

1884 yılında Manisa’nın Gördes İlçesi’nde dünyaya gelen Mehmet Asım Us, 11 Aralık 1967 günü İstanbul Kadıköy’de evine giderken bir aracın çarpması sonucu hayatını kaybetti, 13 Aralık 1967 günü Karacaahmet’te aile mezarlığına defnedildi.

Gördes ve Beşiktaş Askeri Rüşdiyeleri’nde orta, Vefa İdadisi’nde lise öğrenimini tamamladı. 9 Temmuz 1907’de Mülkiye’den mezun oldu. Eylül 1907’de Ziraat Bankası Piyango Kalemi Kâtipliğine tayin edilerek Devlet hizmetine girdi. Burada bir yıl çalıştıktan sonra idare mesleğine geçti.

Eylül 1908’de tayin edildiği İzmir Vilayeti Maiyyet Memurluğunda stajını bitirdikten, bir süre de Gördes Kazası Kaymakam Vekilliği yaptıktan sonra, 14 Eylül 1909’da Elmalı Kaymakamlığı’na atandı. Nisan 1910’da bu görevden istifa ederek ayrıldı; İstanbul’a gelerek Hüseyin Câhid (Yalçın)’in çıkardığı Tanin gazetesine yazar olarak girdi. Eylül 1910’da İstanbul Dârülmuallimî’ni Edebiyat, Malumat-ı Kanuniye, Ahlak Dersleri Muallimliğine atandı”

Tanin gazetesinde Türk ve dünya gündeminde önemli olan konularla ilgili köşe yazıları yazdı. “Mayıs 1914’te Mâliye Nezareti Kalem-i Mahsus Müdîrliği 2. Mümeyyizliği’ne tayin edildi. Mayıs 1918’de bu görevden de istifa ederek ayrıldı. Haziran 1918’de Ahmet Emin (Yalman) ile birlikte Vakit gazetesini çıkarmaya başladı. Mütareke ve Milli Mücadele yılları boyunca bu ortaklık devam etti.

Büyük Zafer’den sonra ortaklık bozularak söz konusu Vakit gazetesini Ağabeyi Hakkı Târık (Us) ile birlikte devam ettirdi. Kırk yaşında iken Kâmuran (Us) Hanım ile evlendi. Bir oğlu vardır. Fransızcaya vâkıftı. Gazeteciliğinin yanı sıra milletvekilliği de yapan Asım Us, pek çok kitap ve makale kaleme aldı.

1927 yılında 3. Dönem TBMM’ne milletvekili olarak giren Asım Us 1950 yılına kadar bu görevi devam ettirdi. 1950 yılından sonra ise hem siyasi açıdan geri planda kaldı ve hem de Vakit gazetesi ekonomik olarak zayıflayıp etkinliğini kaybetti.

Mehmet Asım Us’un eserleri: Karikatür, Mekâtib-i İptidaiyede Tahrir Dersi Nasıl Tedris Edilmeli?, Malumat-ı Kanuniyye, Anadolu Yavrusunun Kitabı, Müntehab: Çocuk Şiirleri: Devre-i Ula, Yugoslavya’da Seyahat Notları, Londra Seyahati İntibaları, İstanbul’dan Çoruh’a, Son 150 Yılın Tarihi: Tanzimat Paşaları, Gördüklerim / Duyduklarım / Duygularım, Asım Us’un Hatıra Notları: 1930’dan 1950 Yılına Kadar Atatürk ve İsmet İnönü Devrine Ait.

Paylaşın

Asım Tanış Kimdir? Hayatı, Eserleri

1942 yılında Niğde’nin Bor ilçesine bağlı Kemerhisar beldesinde dünyaya gelen Asım Tanış, ilköğrenimini aynı yerde, ortaokulu ve son sınıfa dek liseyi Niğde’de okudu. Lise son sınıfı, 1960 yılında Antalya’da bitirdi.

Bir ulusal yarışmaya katılıp, İtalyan Hükümeti’nin “İtalya’da üniversite öğrenimi” için verdiği dört burstan birini kazandı. O yıllarda Türkiye genelinde yalnızca Ankara’da bulunan “Siyasal Bilgiler Fakültesi”ni de burslu olarak kazanıp bir ay okumuş, ancak haber gelince bırakıp İtalya’ya gitmiştir. İlk başta Roma’da ve Perugia Yabancılar Üniversitesi’nde İtalyanca okudu. Ayrıca kendi çabasıyla Latinceyi de öğrendi.

Pavia Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde 1962’den 1966’ya kadar okudu ve “Edebiyat Doktoru” olarak bitirdi. Amsterdam’da bulunan “Vrije Universiteit”teki Hollandalı bir öğretim üyesi tarafından “Türk Dili” bölümünü kurmak için öneri almış, ancak, öneren kişi ağır biçimde hastalandığından bu iş gerçekleşmemiştir.
Hollanda’nın başkentindeki bir üniversitede hukuk fakültesine yazılmış ancak ekonomik sorunlar nedeniyle gidememiştir.

1967-70 yılları arasında, İstanbul’da, sabahları, Farmitalia adlı bir İtalyan ilaç firmasında ve Pirelli Lastik fabrikasında çevirmenlik yapmış, öğleden sonraları da, Tepebaşı’ndaki, (İtalyan Dışişleri Bakanlığı’na bağlı) “İtalyan Kültür Merkezi”nde “İtalyanlara Türkçe”, “Türklere İtalyanca” öğretmiştir.

1970’te İtalya’da, Venedik Üniversitesi Yabancı Diller ve Edebiyatlar Fakültesi’nin Doğu Dilleri ve Edebiyatları Bölümünde görev almış, başlangıçta “Türk Dili ve Edebiyatı, 1983’te de “Türk Dili” kürsülerini kurup ilk kez bu üniversitede Türkçe öğretimini başlatmıştır. 1997 yılı Kasım ayı başında erken emekliye ayrılmıştır.

1972 yılında gazeteci-yazar İlhami Soysal Venedik’e geldiğinde, onunla görüşüp öğrencilerle Türkiye konusunda konuşturmuştur. 1974 yılında, Venedik ve Padova üniversitelerinden öğretim üyeleri, özellikle, Padova Üniversitesi’nden, Prof. Dr. Luigi Polacco, öğretim üyesi olmayan başka kişilerle birlikte, Türkiye’nin ve Türklerin İtalya’da daha iyi tanıtılmasına büyük katkısı olabilecek “Venedik-Türk Kültür ve Dostluk Derneği”nin kurulmasını sağlamıştır.

A. Kadir Meriçboyu ile başlayan işbirliği sonucu, İtalyan ozanlarından yaptığı çeviriler, 1975’te “Dünya Halk ve Demokrasi Şiirleri” dizisinin 2.sinde, (İtalyanca aracılığıyla) Bulgar ve Arnavut ozanlarından yaptığı çeviriler 1980’de aynı dizinin 3.sünde yayımlanmıştır. İtalyan ozanlarından Aldo Severini’den çevirdiği “Maden Ocağının Dibinde” başlıklı şiiri Cem Karaca şarkıya dönüştürmüştür. Berke Vardar ona Türk Dili Kurumu’na üye olmasını önermiş. Bu öneriyi değerlendiren yazar, kurumun 50. kuruluş yılındaki toplantıya katılmıştır.

1983’te İtalyan ve Türk hükûmetlerinin onayı sonucunda, Türk yurttaşlığını koruyarak İtalyan yurttaşlığını da almıştır. 1986 ve 1988 yıllarında iki kez gittiği Yugoslavya, Makedonya ve Kosova’da yaşayan Türklerin dillerini araştırmıştır. Bu araştırmalarla ilgili olanların kimi yazıları Üsküp ve Priştine’de Türkçe olarak çıkan dergi ve gazetelerde yayımlanmıştır.

1988’de Venedik Üniversitesi’ne, Üsküp’te Türkçe yayımlanan bir gazete ve derginin başyazarı ve yöneticisi Vefki Hasan’ı ve 1991 yılında Kosova’nın başkenti Priştine Üniversitesi’nde “Türk Dili ve Edebiyatı” öğretim üyesi, Prof. Dr. Nimetullah Hafız’ı getirtip, öğrencilere konuşturmuştur.

Kıbrıs ile ilgili olarak İtalyan gazetelerine/gazetecilerine yazdığı ve birkaçı bir İtalyan gazetesinde yayımlanan yazıları nedeniyle, Kıbrıs Cumhurbaşkanı, sayın Rauf Denktaş kendisini 1999’da Kıbrıs’a davet etmiş, orada yetkililerle görüşmüştür.

2000 yılında, Niğde Valisi’nin isteği üzerine, İtalya’da tanıdığı arkeologlara başvurup, şimdiki Kemerhisar beldesinde, eski Tyana’nın bulunduğu alanda, 2001’de kazı çalışmalarının başlamasını sağladı. Onun aracılığıyla, Pavia Üniversitesi’nden gelen 2. Arkeoloji Heyeti, 2006-2010 yılları arasında, oldukça ilginç sonuçlar ortaya koyan yüzey araştırmasıni gerçekleştirmiş ve gerekli izni aldıktan sonra, 2011’de, Kınık Höyük’te, şimdilik 2020 yılına dek sürecek, kazı çalışmalarını başlatmıştır.

Asım Tanış’ın başlıca kitapları: Büyük Türkçe İtalyanca Öğretici Sözlük, Büyük İtalyanca-Türkçe Büyük Öğretici Sözlük Cilt: 1, Herkes İçin Yapısal Yolla İtalyanca, Herkes İçin Yapısal Yolla İtalyanca 2, Küçük İtalyanca – Türkçe / Türkçe – İtalyanca Sözlük, Piccolo Dizionario Italiano – Turco Turco – Italiano, İtalyanca – Türkçe / Türkçe – İtalyanca Standart Sözlük (Orta).

Paylaşın

Asım Gültekin Kimdir? Hayatı, Eserleri

1975 yılında Amasya’nın Taşova İlçesi’nde dünyaya gelen Asım Gültekin, 22 Temmuz 2020 yılında Amasya’da hayatını kaybetti. 23 Temmuz 2020’de memleketi Taşova’da, Doğu Mahallesi Mezarlığı’na defnedildi.

Asım Gültekin; lise eğitimini Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesinde, üniversite eğitimini ise Marmara Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği bölümünde tamamladı.

Farklı illerdeki okullarda edebiyat öğretmenliği yaptı. Uzun yıllar boyunca Türkiye Dergiler Birliği başkanlığı görevinde bulundu, gelenek haline gelen Dergi Günleri/Dergi Fuarlarını başlattı. Dünya Dergiler Birliği’nin[1] kurulmasına öncülük etti. Dil ve etimolojiyle olan ilgisinden ötürü, Dil Evi Etimoloji Topluluğu’nu kurdu. 2008’de yılın öğretmeni seçildi.

Çeşitli yayınevlerine ve dergilere editör, danışman ve yayın kurulu olarak katkı sağladı. Biat, Seher, Kitap Postası, Cafcaf ve CF dergilerini çıkardı. Kültür sanat haberlerinin derlendiği Dünya Bizim sitesinin kurucuları arasında yer aldı ve uzun yıllar genel yayın yönetmenliğini üstlendi.

Temmuz, Yörünge, Yedi İklim, Yeni Şafak, Sağduyu, Millî Gazete, Karar Gazete Vakit, Şehrengiz, Düş Çınarı, Kırklar, Gerçek Hayat, Genç gibi dergi ve gazetelerde de kültür yazıları yayımlandı.

Asım Gültekin’in eserleri: Birden Bine Türkçede Sayıların Kökeni Üzerine Denemeler, Alışmak Ölümüne Karşı.

Paylaşın

Arzu Toker Kimdir? Hayatı, Eserleri

Gazeteci ve çevirmen Arzu Toker, 1952 yılında Şanlıurfa’nın Halfeti İlçesi’nde dünyaya geldi. Arzu Toker, 1974 yılında, o zamandan beri yaşadığı Almanya’ya taşındı.

Arzu Toker, 2007 yılının başlarında, Toker ve Mina Ahadi, İslamiyetten vazgeçmiş insanları temsil etmeyi amaçlayan bir Alman derneği olan Eski Müslümanlar Merkez Konseyi’nin kurucuları arasındaydı.

Toker, İslam’ın insanlık dışı olduğunu, Almanya Anayasası’na aykırı olduğunu ve hem kadın düşmanı hem de kötü niyetli olduğunu düşünmektedir. Toker, göre İslam’da kadının üreme makinesine indirgendiğini iddia etmektedir ve Hollanda’nın birçok şehrinde İslamcıların elinde kadın ve gündüz bakım merkezleri olduğu konusunda uyarmaktadır.

Toker’e göre Hollanda, bu İslami sütunlaştırmaya izin vererek fazla hoşgörülü davrandığını söylemiştir. Yine İslam’ın baskıyı temsil ettiği ve Ayaan Hirsi Ali’yi örnek alarak bunun dile getirilmesine izin verilmesi gerektiğini açıklamıştır.

Paylaşın

Arzu Demir Kimdir? Hayatı, Eserleri

9 Haziran 1973 yılında Ağrı’nın Patnos ilçesinde dünyaya gelen Arzu Demir, ilk, orta ve lise öğrenimimi Patnos’ta tamamladı. Atatürk Üniversitesi Ağrı Eğitim Fakültesini bitirdi. Mezun olduktan sonra öğretmenlik yapmaya başladı.

Diğer yandan şiirle ilgilendi. 2010 Frankfurt Kitap Fuarında, “Türkiye’de Geleneksel ve Modern Yaşamda Kadın” adıyla bir sunum yapan sanatçı bu sunum üzerine; 2012 yılında FBK’nın ve 2013 yılında Rosa Luxemburg Stiftung’un davetlisi olarak, Almanya’da, “Sanatta Vicdan Güzelliği- Sözcüklerle Irkçılığa Karşı” adı altında ırkçılığa karşı sanatın ve özellikle de edebiyatın önemini vurgulayan etkinlikler gerçekleştirdi. İki çocuk annesi olan Demir, hâlen Ankara’da şiir ve yazı çalışmalarını sürdürmektedir.

Şiirle yazı hayatına başlayan Arzu Demir, 2007’de Kıyı ve Damar dergilerinde yayımlanan iki şiiri ile de edebiyat dünyasına adım atmıştır. Sanatçı, edebiyat çevrelerinde 2010 yılına kadar “Arzu Alır” adıyla tanınmıştır. Kaleme aldığı şiir, öykü ve yazıları; Aratos, Denizsuyukasesi, Dünyanın Öyküsü, Ekin Sanat, Kar, Kıyı, Kurşun Kalem, Kül Öykü, Lacivert, Mühür, Patika, Roman Kahramanları ve Sözcelem gibi süreli yayınların yanı sıra Matrix ve Bawülon gibi Almanca edebiyat dergilerinde de yayımlanmıştır. Şair, Yalnızlık Üşür (2007) ve Şeytan Gül Dalına Dönerse (2010) adını verdiği ilk iki şiir kitabını da “Arzu Alır” imzasıyla yayımlamıştır.

Şeytan Gül Dalına Dönerse adlı şiir kitabı Almancaya çevrilmiş, Wenn Satan sich zum Rosenzweig beugt adıyla 2010 yılında okurlarının karşısına çıkmıştır. Şiirlerini ağırlıklı olarak serbest tarzda kaleme almış ve kelime oyunlarına sık sık başvurmuştur. Birey, insan ve bireyin dünyadaki yaşayışı onun şiirlerinin hareket noktasıdır. Bireyin dünyada yaşadığı tutarsızlığı, oradan oraya savruluşunu ve karmaşayı şiirsel bir üslûpla okuyucuya sunmuştur. Şiirle başladığı yazı serüveninde öyküler de kaleme almış ve kurguda çemberi genişleterek romana yönelmiştir.

Arzu Demir, 2014 yılında yayımlanan Nuhun Gemileri adlı ilk romanı üzerine “Nuhun Gemileri, onu yazdığım dönemdeki iç dünyamın, ihtiyaç duyduğu cevapları arayışının hikâyesidir. Bir çözüme ulaşmanın, mümkünse uzlaşmaya varmanın özlemiyle yazılmıştır. Şiirlerimde olduğu gibi karmaşayı, çelişkiyi, çalkantıyı dile getirse de şiir olmamıştır.

Çünkü şiir sorar, karşı durur, çelişkiyle kıvranır ama cevaplar bulmanın, çözüm aramanın, hele uzlaşmanın yeri olamaz. Bu yüzden söylenecek olana göre farklı türlerde yazmayı daha doğru buluyorum. Nasıl akmak isterse öyle akıyor söz. Fakat hemen ekleyeyim akmakla, yalnızca esin ve esrikliği kastetmiyorum, yazmayı sürdürmek için deli gibi çalışmak da gerekiyor…” cümleleriyle hem kurguya başvurma gerekçesini dile getirmiş, hem de şiir dili ile kurgunun ayrımını yapmıştır.

Sanatçı, Nuhun Gemileri’nde; bir yandan mekânın ve hatta zamanın başkalaştığı bir dünyada meydana getirilme gayreti gösterilen bir ütopyanın karşısında gittikçe güç kazanan distopyayla mücadelesini anlatırken, diğer yandan insanın çelişkiler ve şüphelerle örülmüş kendini varetme yolunda, kendini bulma çabasını merkeze almıştır. “Şiir benim için soluk almak gibi…” diyen sanatçı öykü ve roman kaleme almış olsa da şair kimliği ön plandadır.

Şairin Asıl Suret ve Bahçedekiler (2014) adlı şiir kitabı da Monica Carbe ve Wolfgang Riemann tarafından Almancaya çevrilmiş ve Pop Verlag tarafından Urbild Abbild und die Wesen im Garten adıyla 2017 yılında basılmıştır.

Arzu Demir’in eserleri: Yalnızlık Üşür (2007 Şiir), Şeytan Gül Dalına Dönerse (2010 Şiir), Asıl Suret ve Bahçedekiler (2014 Şiir), Nuhun Gemileri (2014 Roman).

Paylaşın

Arif Ay Kimdir? Hayatı, Eserleri

9 Aralık 1953 yılında Niğde’nin Bor İlçesinin Balcı köyünde dünyaya gelen Arif Ay, öğrenim hayatına Balcı’da başlayan şair, ilkokul eğitimini üçüncü sınıfa kadar burada sürdürdü. Dördüncü, beşinci sınıfları ve ortaokulu Ankara’da Balgat İlkokulu/Ortaokulunda tamamladı.

Lise öğrenimine Bahçelievler Cumhuriyet Lisesinde başlayan Arif Ay, daha sonra Bor’a dönerek Şehit Nuri Pamir Lisesinde öğrenimini üçüncülükle tamamladı. 1972’de Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesine kaydını yaptırdı ancak 1973’te, çalışmak zorunda olduğu için derslere devam edememesi nedeniyle kaydı silindi.

Tekrar sınava giren şair, 1974’te Gazi Eğitim Enstitüsünün Türkçe Bölümünü kazandı ve aynı yıl memuriyete başladı. Askerlik tecil belgesi alamadığı için üniversiteden kaydı silinen şair tekrar sınava girdi, 1975’te Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesini kazandı ve bir yıl okuduktan sonra çıkan aftan faydalanarak tekrar Ankara’ya Gazi Üniversitesine döndü. Gazi Üniversitesinde yüksek lisans yaptı.

Arif Ay, lise yıllarında Bor’dayken muhabirlik, haritacılık gibi pek çok alanda çalıştı. Üniversite öğrencisiyken 1974’te Türkiye Çimento ve Toprak Sanayi Genel Müdürlüğünde kütüphane memuru olarak atandı. Aynı yıldan itibaren iki yıl Milli Türk Talebe Birliği Ankara Başkanlığı yaptı.

Kasım 1982-Şubat 1983 arasında askerlik görevini ifa etti. 1990’da Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu’na eğitim müdürü oldu ve yine aynı kurumda başkanlık müşaviri görevini sürdürdü. 1993’te Kırıkkale Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesine öğretim görevlisi olarak atandı. 1999’dan buya Başkent Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışma hayatını sürdürmektedir.

Arif Ay’ın eserleri: Hıra (1978 Şiir), Dosyalar (1980 Şiir), Şiirin Kandilleri (1983 Şiir), Gökyüzü Saatleri (1986 Şiir), İma Kitabı (1989 Şiir), Saat Yirmi Dörtte Saksafon Dersleri (1991 Hikaye), Gece Yazıları (1991 Deneme), Anne Hikâyeleri Antolojisi (1991 Antoloji), Bin Yılın Destanı (1992 Şiir), Bosna Alevler İçinde (1993 Diğer), Flowering Sky (1994 Şiir), Yirmi Yaş Şiirleri (1995 Şiir),

Dokuz Kandil (1997 Şiir), Ateş ve Caz (2000 Şiir), Türk Edebiyatından Anne Şiirleri (2001 Antoloji), Türk Edebiyatından Çocuklara Şiirler (2001 Antoloji), Dağlara Götür Beni (2001 Şiir), Uzun Bir Hüzün (2006 Şiir), Güne Doğan Koşu (2006 Şiir), Şiirimin Şehirleri (2011 Şiir), Fuzuli’nin Yalnızlık Arkadaşı: Sezai Karakoç (2016 Biyografi), Direnişin Klas Hali: Nuri Pakdil (2016 Biyografi), Dipköşe (2016 Şiir), Gün Dökümleri (2017 Günlük).

Paylaşın

Ari Çokona Kimdir? Hayatı, Eserleri

1957 yılında İstanbul’un Fener semtinde dünyaya gelen Ari Çokona’nın tam ismi Aristotelis olsa da, günlük yaşamda ve eserlerinde “Ari” kısaltmasını tercih etmektedir. Tam isminin “çok uzun olması” nedeniyle bu yola başvurduğunu ifade etmiştir.

İstanbul Teknik Üniversitesi’nde başladığı üniversite eğitimini, yüksek kimya mühendisi olarak tamamladı. Bir süre boya sanayisinde bu mesleği icra etse de, sonrasında lise öğretmeni olarak iş hayatına devam etti.

Günümüzde, Zoğrafyon Rum Lisesi’nde çalışmaktadır. Kendisiyle aynı kurumda görev yapan Mağdalini Frangoplo Çokona ile evlidir. Çift, Cihangir’de ikamet etmekle birlikte; Kimon ve Dimitri isminde iki çocuğa sahiptir.

2004 yılında Çağdaş Yunan edebiyatı çevirileri yapmaya başladı. İki ciltten müteşekkil Ege’nin Karşı Yakasından: Çağdaş Yunan Edebiyat Seçkisi isimli çeviri eseri, 2007’de Yunanistan Edebiyat Çevirmenleri Derneği tarafınca çeviri ödülüne layık görüldü. İlber Ortalı; Çokona’nın Kritovulos Tarihi (1451-1467) isimli çeviri çalışmasını, “beklenen çeviri” olarak niteledi.

Çokona’nın; Türk ve Yunan dergilerinde yayımlanmış şiir ve öyküleri mevcuttur. Bunlara ek olarak; Türkiye Rumları tarihi hakkında araştırmalar neşretmekte ve çocuk edebiyatı eserleri yazmaktadır.

Ari Çokona’nın eserleri: Fener (2009), 20. Yüzyıl Başlarında Anadolu ve Trakya’daki Rum Yerleşimleri (2016), Altınkanat Okulu (2018), Minik Yaman’ın Dev Macerası (2020).

Paylaşın

Hande Altaylı Kimdir? Hayatı, Eserleri

1971 yılında Balıkesir’in Edremit ilçesinde dünyaya gelen Hande Altaylı, Galatasaray Lisesinden mezun oldu. Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimi Bölümünde okudu. Çeşitli ajanslarda reklam yazarlığı yaptı ve şarkı sözleri yazdı. 

Kahperengi (2012) adlı romanı dizi olarak uyarlandı ve “Merhamet” adında dizi olarak çekildi. Hande Altaylı, ilk romanı Aşka Şeytan Karışır (2006)’da Aslı ve Ömer ekseninde aşk temasını işlemiştir. Roman yayımlandığı tarihten itibaren yirminin üzerinde basımı yapılmış ve gazetelerin çok satanlar listesinde sıklıkla yer almıştır.

Altaylı’nın dostluk temasını ele aldığı ikinci romanı Maraz (2009) hiç beklemediği bir anda kendi karanlığında kalan genç bir kadının, aniden tuzla buz olan bir evlilik ve sonrasında büyük bir hızla tersine dönmeye başlayan dünyadaki Aslı’nın hikâyesidir. Altaylı’nın filme de çekilen romanı Kahperengi (2012) küçük bir Anadolu kasabasından İstanbul’un ışıklı gecelerine uzanan bir yolculuğun hikâyesidir.

Romanda sevginin değil, mecburiyetin birlikte tuttuğu bir ailede büyüyen Narin, ilk kez âşık olduğunda yolların nihayet daha büyük yollara bağlandığını, o büyük yolların da başka şehirlere, ülkelere kavuştuğunu ve biri gittiğinde arkasında bir yol bıraktığını anlar.. Ama o yolların nefrete, ihanete de açıldığını anlaması için aradan yılların geçmesi, dostlukların sınanması, kaybedilenlerin bulunması gerekecektir.

Yazar, Kahperengi üzerine verdiği bir söyleşide ilk iki romanında bulunan Aslı karakterine şu cümlelerle açıklık getirmiştir: Ben Türk edebiyatına geç başladım. Aile kitaplığımız Fransızların, Rusların egemenliği altındaydı. Türk yazarlara geçtiğimde isimlere bir türlü alışamadım. Tamamen bu rahatsızlıktan dolayı ilk iki romanımda isim bulmakta ve kullanmakta zorluk çektim. Aslı ile kendimi rahat hissediyordum. Sonra bunu aştım. Şimdi bir Aslı’ya ihtiyacım yok. Narin’le de kendimi iyi hissettim.

Yazarın son romanı Delice (2015)’de ise Meryem ile Aliço’nun hikâyesi vardır. Kurtuluş, bu romanı şu cümlelerle değerlendirmiştir: Sessiz ve derinden yazıyor Hande Altaylı… Hızlı değil, uydurma değil, gerçek ve yavaştan yazıyor. Yeni kitabı Delice çok gerçekçi bir roman… Yanlış insana aşık olan bir kadının yaşadıkları üstüne kurgulanmış. Kitabı okuyunca yine hayat muhasebesine başlayacaksınız ve soracaksınız kendinize: Aşk, başkasının sırtına bakmak mıdır?.

Hande Altaylı’nın romanları genel olarak değerlendirildiğinde aşk ve dostluk gibi temaların kadın-erkek ilişkiler etrafında ele alındığı görülmektedir.

Hande Altaylı’nın eserleri: Aşka Şeytan Karışır Okuyan (2006 Roman), Maraz (2009 Roman), Kahperengi (2012 Roman), Delice (2015 Roman).

Paylaşın

Çetin Altan Kimdir? Hayatı, Eserleri

22 Haziran 1927 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Çetin Altan, 22 Ekim 2015 yılında hayatını kaybetti. Mezarı, Zincirlikuyu Mezarlığı’ndadır. Galatasaray Lisesi’ni, Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitirdi.

1943-1944’de Çınaraltı, Varlık, İstanbul ve Kaynak’da şiirleri ve düz yazıları çıktı. İlk kitabı Üçüncü Mevki 1946’da yayınlandı. Ulus gazetesinde muhabir olarak başladığı gazeteciliğe Hür Ses’de fıkra yazarlığı ile devam etti. Daha sonra Halkçı, Tan, Akşam, Milliyet, Yeni Ortam, Hürriyet, Güneş gazetelerinde ve Çarşaf dergisinde köşe yazıları yazdı.

Bu dönemlerdeki çalışmaları, Taş, Sömürücülerle Savaş, Suçlanan Yazılar, ‘Kahrolsun Komünizm’ Diye Diye, Onlar Uyanırken, Kopuk Kopuk, Geçip Giderken, Gölgelerin Gölgesi, Şeytanın Aynaları, Bir Yumak İnsan (1978 Türk Dil Kurumu Ödülü), Nar Çekirdekleri adlı kitaplarda toplandı. Altan’ın dört romanı var; Büyük Gözaltı (1973 Orhan Kemal Ödülü), Bir Avuç Gökyüzü, Viski ve Küçük Bahçe. Dördü de Fransızcaya çevrilen bu eserlerden Büyük Gözaltı İsveçce, Yunanca Bulgarca ve İspanyolca; Bir Avuç Gökyüzü ise İspanyolca ve Romence dillerinde yayınlandı. Büyük Gözaltı Fransız liselerinde seçmeli ders kitabı olarak okutuldu.

Çetin Altan 1965-1969 arasında Türkiye İşçi Partisi’nden milletvekilliği yaptı. Önce dokunulmazlığı kaldırılan, sonra da iade edilen ilk milletvekilidir. Bu dönemdeki anılarını Ben milletvekiliyken adıyla kitaplaştırdı. Yazarın tümü oynanmış oyunlarından basılı olanlar; Çemberler, Mor Defter, Suçlular, Dilekçe ve Tahtaravalli, basılmamış olanlar ise, Beybaba, Yedinci Köpek, Islıkçı ve Telefon Kimin İçin Çalıyor’dur.

Kavak Yelleri ve Kasırgalar’da çocukluk anılarını anlatan Altan’ın Aşk Sanat ve Servet ve Atatürk’ün Sosyal Görüşleri adlı iki incelemesi var. Rıza Bey’in Polisiye Öyküleri ile Türk yazınında pek az denenmiş olan polisiye türünde eser veren yazar Zurnada Peşrev Olmaz’da mizahi yazılarını topladı. 2027 Yılının Anıları ise onun fütürist bir çalışmasıdır. Çok yönlü bir yazar olan Altan’ın gezi yazıları Al İşte İstanbul ve Bir Uçtan Bir Uca adlarıyla yayınlandı.

Tarihinin Saklanan Yüzü ise onun Osmanlı tarihi üzerine yaptığı bir araştırmadır. Tüm yapıtlarından örneklerin toplandığı “Seçmeler” 1992’de yayımlandı. 1997’de Seçmeler genişletilerek Dünyada Bırakılmış Mektuplar adıyla tekrarlandı. Son 15 yılın günlük gazete yazıları da Şeytanın Gör Dediği kitabıyla okuyucuya ulaştı.

Yazar son olarak çocuklar için özel bir yapıtı gerçekleştirdi, Alfabe… Elli yıllık yazı yaşamında yazılarından ötürü pek çok kez mahkemeye verilen Altan hakkında ağır cezada 300’den fazla dava açıldı. 1972 yılında gözaltı süresi 24 saat olmasına karşın 15 gün gözaltında tutuldu. Üç kez tutuklandı, iki kez mahkûm oldu ve iki yıl cezaevinde yattı. Son olarak hakkında 159. Maddeye dayanılarak açılan davada tek celsede beraat etti.

Çetin Altan’ın Eserleri: Roman: Büyük Gözaltı (1972), Bir Avuç Gökyüzü (1974), Viski (1975), Küçük Bahçe (1978), Rıza Bey’in Polisiye Öyküleri (1985), Aşk, Sanat ve Servet (1998),

Şiir: Üçüncü Mevki (1946),

Öykü: Dünyada Bırakılmış Mektuplar (1997), Kalem Bahçelerinden Yedi Hayat (2009), Oyun, Beybaba (1960-61), Yedinci Köpek (1964), Çemberler (1964), Mor Defter (1965), Suçlular (1965), Dilekçe ve Tahtırevalli (1966), Komisyon (1969), Islıkçı (1977), Bütün Tiyatro Eserleri (2001),

Anı: Ben Milletvekili İken (1971), Bir Yumak İnsan (1977), Kavak Yelleri ve Kasırgalar (1999), İyi ki Şu Köyceğiz Var (2001),

Gezi: Bir Uçtan Bir Uca (1965), Al İşte İstanbul (1981),

Deneme: Atatürk’ün Sosyal Görüşleri (1965), Öldürülmüş Şehzadeler ve Devrilmiş Padişahlar (1991), İdam Edilen 44 Vezir-i Azamın Dramı (1991), Şeytanın Gör Dediği (1997), Kadın, Işık ve Ateş (1998), Yeryüzü Tanrıçaları (2000), Kullar ve Sultanlar (2000), 1,2,3,4,5,6,7,8,9,10 (2001), Enseyi Karartmayın (2003), Uçuk (2004),

Mizah: Taş (1964), Sömürücülerle Savaşı (1965), Onlar Uyanırken (1967), Geçip Giderken (1968), Kopuk Kopuk (1970), Suçlanan Yazılar (1970), Kahrolsun Komünizm Diye Diye (1976), Nar Çekirdekleri (1976), Zurna’da Peşrev Olmaz (1978), Gölgelerin Gölgesi (1981), Şeytan Aynaları (1982), 2027 Yılının Anıları (1985), Sobe (1999),

Çocuk: Alfabe (2006),

Çeviri: Aptal Kız (1962),

Çetin Altan’ın ödülleri: 1973 Orhan Kemal Roman Ödülü Büyük Gözaltı ile, 1978 Türk Dil Kurumu Ödülü Bir Yumak İnsan’la

Paylaşın

Alptekin Cevherli Kimdir? Hayatı, Eserleri

3 Ocak 1975 yılında dünyaya gelen Alptekin Cevherli, İstanbul Aksaray Mahmudiye İlkokulu ardından bir yıl Fatih Erkek Koleji’nde İngilizce eğitimi aldı. Sonra, Fatih Ahmet Rasim Lisesi, ardından İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü’nden 1998 yılında mezun oldu. Ayrıca Anadolu Üniversitesi Halkla İlişkiler Bölümü’nde öğrenim gördü.

1992 yılından beri çeşitli gazetelerde Türk dış politikası ve terör konulu yazıları yayınlanmakta olan yazarın ilk olarak 1992 yılında haftalık Ozden Gazetesi’nde başlayan yazı hayatı daha sonra aylık Ufuk Ötesi gazetesinde, Liberal Demokrat Gazetesi’nde, Fatih’in Sesi Gazetesi’nde, Star gazetesinde ve Yeniçağ gazetesinde devam etti. Çeşitli radyo ve televizyonlarda Türk dış politikası ve dünya stratejileri üzerine mülâkatları yapılmakta.

2001 yılında Liberal Demokrat Parti Gaziosmanpaşa İlçe Yönetim Kurulu üyesi olarak faaliyet gösterdi ve 2002 Mayıs ayında bu görevden ayrıldı ve LDP İstanbul İl Yönetim Kurulu üyeliğine atandı. Daha sonra 3 Kasım 2002 seçimlerine doğru LDP İstanbul İl Genel Sekreterliği görevine seçildi. 2020 yılında Demokrasi ve Atılım Partisi Kocaeli İl Başkan Yardımcısı olarak seçildi. Kendisinin ayrıca Türk Dünyası ile ilgili pek çok çalışması var.

USİAD’ın aylık Vizyon dergisinin Genel Yayın Müdürlüğü’nü gerçekleştirdikten sonra halen Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet derneğinin yayın organı olan Bul-Türk dergisinin Yazı İşleri Müdürlüğü’nü, ve siyasibakis.net adlı İnternet haber sitesinin yönetimini sürdürmekte.

Kocaeli’de Kent Konut A.Ş.’nin Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü görevini yürüttü. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde Basın-Yayın Koordinatörü olarak görevine devam etti. 2019 yılında kendi yayınevini kurarak başına geçti. Balkan Türkleri Derneği, Gaguzya Dostluk Derneği ve Kocaeli Rumeli Türkleri derneğinde çeşitli yönetim görevlerinde bulundu.

2010 yılında ‘Kocaeli Şairler ve Yazarlar Birliği’ Başkanlığına seçildi ve 2020 yılında bu görevi bıraktı.

Gönül Gözlü Yâr, Altın Şafak Büyüsü, Kabala, Yapıcı, Sözün Özü, Kafes ve Kimliksiz adlı yayınlanmış yedi kitabı mevcuttur. Ayrıca Kocaeli Büyükşehir Belediyesi yayınlarından çıkan “Zaman Aynasında Bir Ulu Şehir Kocaeli” ve “Açık Hava Müzesi Kocaeli” gibi kitaplar ile yayın kurulunda bulunduğu pek çok eser bulunmakta.

Paylaşın