Semra Eren Nijhar Kimdir? Hayatı, Eserleri

6 Nisan 1967 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Semra Eren Nijhar, 2001 yılında Oxford Üniversitesinden ayrılarak SUNCUT Danışmanlık ve Yapımcılık şirketini kurdu ve 2001’den beri yöneticiliğini yapmakta.

Lordlar Kamarasında danışmanlık yapmış olan Semra Eren Nijhar otuzüç yılın üzerinde bir zamandır göç, kadın, Avrupa’da Türk göçü, kimlik, aidiyet, bellek, ırkçılık ve sanat alanında çalışmalar yaptı. Semra Eren Nijhar yaptığı sosyolojik çalışmaları aynı zamanda sanatla özdeşleştirip, değişik teknikler çerçevesinde sunarak, araştırma sonuçlarının daha geniş bir kitleye ulaşmasını sağladı.

Özellikle kişisel portreler ve biyografilere yönelik fotoğraf çeken Semra Semra Eren Nijhar, İngiltere, Belçika ve Türkiye’de fotoğraf sergileri açmış ve birçok serginin de küratörlüğünü yaptı.

Semra Eren Nijhar İngiltere’de Türklerin Kültürel, Politik ve Ekonomik Tarihi ile ilgili çalışmaları, London Turkish Day-Londra Türk Günü’nü ve Turkish Heritage in Europe-Avrupa’da yaşayan Türklerin Kültürel, Politik ve Ekonomik Tarihi ile ilgili çalışmaları hayata geçirmiş ve bu alanda ilk defa çalışmalar yapılmasına vesile oldu.

Semra Eren Nijhar birçok ödülün yanı sıra, 2004 yılında Millennium Awards Fellowship tarafından Yetenek ve Başarı Ödülü’nü, 2015 yılında ise Uluslararası Avrupa Kalite Zirvesi Ödülü’nü ve 2018’de ise İngiltere Türk Dernekleri Federasyonu tarafından verilen Başarı Ödülü’nü aldı.

Semra Eren Nijhar’ın eserleri: Evrenin Şairi Osman Türkay, Avrupa’nın İlk Türk Derneği – Kıbrıs Türk Cemiyeti, Kıpırtı Yazıları, Artık Gurbet Yok! (Mu?) I – There Is No More a Place far from Home! (Is There?), Turkish Heritage in the UK,

Londra’da Çok Kültürlülük – Yaşamdan Portreler, Artık Gurbet Yok! ( Mu?) II – Das Gefühl in der Fremde zu sein gibt es nicht mehr! (Oder?), Turks in London-The Unheard Voices, Kadınlardan Dünyayı Değiştiren Sözler, Londra mı Dediniz? Buyrun…, Ozan Publication.

Paylaşın

Sermet Çağan Kimdir? Hayatı, Eserleri

1929 yılında Amasya’da dünyaya gelen Sermet Çağan, 5 Ağustos 1970 yılında İstanbul Sanat Tiyatrosu’nda yazdığı ödüllü oyun olan Ayak Bacak Fabrikası’nın provaları sırasında geçirdiği bir kalp krizi sonucunda öldü.

T.E.D Ankara Yenişehir Lisesi’nden 1947’de mezun oldu. İstanbul Robert Kolej Mühendislik Bölümü’ne devam etse de 1950 yılında eğitimini yarım bıraktı.

Sermet Çağan, bazı tiyatro topluluklarında oyuncu ve dekor sorumlusu olarak görev yaptı. Tiyatro tutkusu nedeniyle mühendislik eğitimini son sınıfta bıraktı. Ankara Devlet Tiyatrosu’nda ve “Sahne Z” topluluğunda, Arena Tiyatrosu’nda ve Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatrosu’nda sahne tasarımı ve oyunculuk yaptı.

1966 yılında Fakir Baykurt’la birlikte Türkiye’de ilk kez bir sendika tiyatrosu (TÖS) kurdu. İstanbul Üniversitesi Gençlik Tiyatrosu, Gen-Ar Tiyatrosu, Ankara Yenişehir Tiyatrosu gibi topluluklarda yönetmenlik yaptı. Türkiye Öğretmenler Sendikası Tiyatrosu’yla bütün Türkiye illerini kapsayan turne yaptı. Tiyatro dergisi ile bazı dergi ve gazetelerde tiyatro üzerine yazıları yayımlandı.

Bazı oyunları Fransızca ve İngilizce’ye çevrilen Sermet Çağan, Alman edebiyatı üzerine araştırmalarından ötürü 1957’de AFC hükûmetince Schiller Ödülü kazandı.

Sermet Çağan’ın eserleri: Ayak Bacak Fabrikası, Bütün Oyunları

Sermet Çağan’ın aldığı ödüller: Ayak Bacak Fabrikası, 1964, Erlangen Uluslararası Tiyatro Şenliği, dördüncülük. Savaş Oyunu, 1967, Nancy Tiyatro şenlikleri, birincilik. Savaş Oyunu, 1966, Erlangen Uluslararası Tiyatro Şenliği, birincilik. Mrozek’in Polisleri, 1968, Asaf Çiyiltepe Ödülü.

Paylaşın

Sermet Muhtar Alus Kimdir? Hayatı, Eserleri

28 Mayıs 1887 yılında İstanbul’un Saraçhanebaşı semtinde dünyaya gelen Sermet Muhtar Alus, 20 Mayıs 1952 yılında Beyoğlu Parmakkapı’daki evinde kalp krizi nedeniyle hayatını kaybetti.

Eğitimine özel tutulan hocalardan ders alarak başladı. Dedesi Abid Paşa 1894’te bir jurnal sonucu Halep’e sürgün edilmişti.[2] On yaşında sürgündeki dedesin ziyarete gitti. Bu seyahati, seyahatten sıtmaya yakalanarak dönüşünü ve bir çok çocukluk anısını daha sonra gazete yazılarında anlattı.

Aile çevresinin etkisiyle çok küçük yaşlardan itibaren kültürel faaliyetleri takip etti. Düzenli okul hayatı Galatasaray Lisesi’nin son sınıfına kaydolması ile başladı. Bir buçuk yıl bu okulda eğitim gördükten sonra 1906’da mezun oldu. Aynı yıl Hukuk Mektebi’ne girdi.

Hukuk Mektebi’ndeki öğrencilik yıllarında Çocuklara Mahsus Gazete’de “Necdet” takma adı ile ilk yazıları yayımlandı. İkinci Meşrutiyet’in ilanı ile birlikte basın hayatına karikatürleriyle girdi. Davul ve el-Üfürük dergilerine karikatürleriyle katkıda bulundu. Karikatür yaptığı tüm dergilerde ve gravürlerinde Latin harfiyle (S) harfini kullandı. Annesi Kevser Hanım’ın da F. K imzasıyla yazılar yayımladığı Hanımlara Mahsus Gazete’de bazı makaleleriyle yer aldı.

1910 yılında Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra hâkimlik veya avukatlık yapmak istemedi, Askeri Müze’nin açtığı sınavı kazanarak, babasının müdürü olduğu bu kuruma memur olarak girdi. Görevi, Franszıca-Türkçe rehber hazırlamak idi. Müze için hazırladığı rehberler 1920-1922 arasında üç cilt halinde yayımlandı. Yeniçeri Kıyafetleri, Eski Osmanlı Ordusu, Aya İrini Tarihçesi gibi eserlerini Askeri Müze’deki çalışmaları sırasında hazırladı.

1926’da babasının ölümünden sonra Askeri Müze’deki görevinden ayrıldı ve geçimini kalemiyle sağlamaya çalıştı. 1931’de Türkçe-Fransızca Lûgat adlı eseri Kanaat Kütüphanesi tarafından yayımlandı. Yusuf Ziya Ortaç vasıtasıyla 1931 yılında yazılarını düzenli olarak Akşam gazetesinde yayımlamaya başladı. Öğleden sonra yayımlanan Akşam, o yıllarda İstanbul’da en çok okunan gazeteydi. 30 Yıl Evvelkiler başlığı altında başlayan yazılarını “Masal Olanlar”, “İstanbul Kazan, Ben Kepçe” ile takip etti. Yazıları, Akşam gazetesinin tirajını artıracak derecede ilgi çekmekteydi.

Yüzlerce makale daha yayımladı, bu yazılar sosyal ve folklorik açıdan İstanbul’un yakın tarihini ve yaşantısını kapsamaktaydı. Zaman içinde Tan, Son Posta, Cumhuriyet gibi gazetelerde çok sayıda makale daha yayımladı. Dergilerde ve gazetelerde yayımladığı yazıların sayısı bini geçmekte ve birçok değişik konuyu kapsamaktadır. Tarihten Sesler dergisinin de kadrosunda yer aldı. 1943 yılında kısa bir süre için Amcabey dergisinin imtiyaz sahipliğini üstlendi.

Sermet Muhtar’ın Akşam gazetesinde altı romanı tefrika edildi ; içlerinden Kıvırcık Paşa, Harp Zenginleri, Pembe Maşlahlı Hanım romanları kitap olarak da basıldı. Bir ara Akşam’ı bırakarak Cumhuriyet gazetesinde muharrirlik eden yazarın iki romanı (On ikiler ve Dünün Genci Anlatıyor romanları) bu gazetede tefrika edildi. Kurun gazetesinde Anasını Gör Kızını Al, Son Posta’da Tombul Mirasyedi ve İki Gönül Bir Olunca Samanlık Seyran Olur, Vatan gazetesinde Bebek Emine romanlarını tefrika etti.

Hayatı boyunca resim sanatı ile de ilgilendi. Çocukluk yıllarında Hoca Ali Rızâ Bey ile çalışmalar yapmış olan Sermet Muhtar, eserlerinin önemli bir kısmını kendisi resimledi. “S” imzası taşıyan tabloları Askerî Müze ve bazı özel koleksiyonlarda yer aldı.

Tarihçi Reşat Ekrem Koçu’nun isteği üzerine hazırlık aşamasında olan İstanbul Ansiklopedisi’ne yüzlerce bilgi yolladı. Bu ansiklopedide Sermet Muhtar Alus’un yazdığı ya da notlarından yararlanılarak 135 makale kaleme alınmıştır.

Sermet Muhtar Alus, üç evlilik yaptı. İlk eşi şair Necdet Rüştü Efe’nin kızkardeşi Samiha Hanım idi. 1916 yılında yaptığı bu evliliğinden bir kızı oldu; kızına Cenab Şahabeddin’in “Elhân-ı Şitâ” şiirinden ilhamla Elhan adını verdi. İkinci evliliğini Nasfet Hanım, üçüncü evliliğini Behiye Hanım ile yaptı. Annesine çok düşkün olan ve babasının ölümünden sonra ondan hiç ayrılmayan yazar, üçüncü evliliğinden sonra annesi ve ilk evliğinden kızı Elhan ile birlikte yaşadı.

Sermet Muhtar Alus’un eserleri: Türkçe-Fransızca Askeri Müze Rehberi, Türkçe-Fransızca Lugat

Romanları: Kıvırcık Paşa, Harp Zengininin Gelini, Rüküş Hanımlar, Hayalanmalar, Bir Varmış Bir Yokmuş, Eski Çapkın Anlatıyor, Eski Konaklar, Nanemolla.

Piyesleri: Dert, Zincirleme, Helal Mal, Duvar Aslanı, Yıldızlar Barıştı.

İstanbul yazıları: 30 Sene Evvel İstanbul, Eski Günlerde, İstanbul Kazan Ben Kepçe, Masal Olanlar, Onikiler.

Paylaşın

Selçuk Mülayim Kimdir? Hayatı, Eserleri

1946 yılında Denizli’de dünyaya gelen Selçuk Mülayim, 1977 yılında Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi bölümünde asistanlık yapmaya başlamıştır. Hemen ardından 1978 yılında doktorasını aldı.

1979-1983 yılları arasında Ankara Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi bölümünde yardımcı doçentlik görevini üstlendi. 1983 yılında Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi’ne transfer oldu. 1984 yılında doçentliğe ve 1991 yılında ise kadrolu profesörlüğe yükseldi. 2002 yılında Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi’ne geçiş yaptı.

Ardından 2003 yılında Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nda kurul üyeliği görevini yerine getirdi. 2004 yılında Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi senato temsilcisi oldu. Marmara Üniversitesi’nde görevini sürdürürken Güzel Sanatlar Enstitüsü’nde dersler verdi ve Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü’nde Türk sanatı üzerine çalışmalar yaptı.

Akabinde Fen-Edebiyat Fakültesi dekan yardımcılığını ve senatörlüğünü yaptı. Son olarak Sanat Tarihi bölüm başkanlığı görevine gelmiştir ve 2013 yılında bu görevden ayrılmıştır. 2015 yılına kadar Marmara Üniversitesi Sanat Tarihi bölümünde ders vermeye devam etmiştir. Halen Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde ders vermektedir.

Selçuk Mülayim’in eserleri: Geometrik Süslemeler, Selçuklu Çağı (Ankara 1982), Sanat Tarihinde Araştırma ve Metot (1982), Sanat Tarihi Metodu (İstanbul 1994), Sinan ve Çağı (İstanbul 1989), Sanata Giriş (İstanbul 1989), Sanat ve Toplum (Ankara 1981), Cumhuriyet’in Kültür ve Sanat Kronolojisi (İstanbul 1988), Yüzyılın Kültür ve Sanat Kronolojisi (İstanbul 1999),

Değişimin Tanıkları, Ortaçağ Türk Sanatında Süsleme ve İkonografi (İstanbul 1999), Ters Lale, Osmanlı Mimarisinde Sinan Çağı ve Süleymaniye (İstanbul 2001), Aklın İzleri, Bilim Olarak Sanat Tarihi (İstanbul 2006), Araştırmacıya Notlar (İstanbul 2008), İslam Sanatı (İstanbul 2010), Sinan bin Abdülmennan (İstanbul 2010), Sanat Tarihine Giriş (İstanbul 2018).

Paylaşın

Selim Nüzhet Gerçek Kimdir? Hayatı, Eserleri

1891 yılında İstanbul Rumelihisarı’nda dünyaya gelen Selim Nüzhet Gerçek, 12 Aralık 1945 yılında Abdullah Cevdet’in Cağaloğlu’ndaki İçtihad Evi’nde beyin kanaması geçirdi. Kaldırıldığı Yerebatan Sağlık Yurdu’nda öldü. Cenazesi Topkapı semtindeki Merkezefendi Kabristanı’na defnedildi.

İstanbul Belediyesince yaptırılan mezartaşında şu yazar: “Bütün ömrünü ve irfanını Türk medeniyetinin tarihine ve onun muhtelif sayfalarını eserlerinde tespite vakfetmiş olan Selim Nüzhet Gerçek burada mefhundur. Ruhuna el fatiha. 1891-1945”

Önce Rumelihisarı’ndaki Gaziosmanpaşa İbtidâî Mektebi’nde, ardından Galatasaray Mekteb-i Sultanisinde eğitim aldı; 1910 yılında Sultani’nin Türkçe bölümünden mezun oldu. Yüksek tahsilini İsviçre’de, Cenevre Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde yaptı.

İsviçre’deki öğrenimini 1914’te tamamladı ancak I. Dünya Savaşı’nın başlaması üzerine, savaş koşulları nedeniyle 1921’e kadar Türkiye’ye dönemedi. Bu süre içinde Fransa, İngiltere ve İtalya’dan sınır dışı edilerek İsviçre’ye gelen Cenevre, Lozan ve Neuchatel kentlerindeki Türkler ile ilgilendi, aynı zamanda edebiyat ve tiyatro çevrelerine girdi.

Türkiye’ye döndükten sonra Yarın mecmuası (1921-1922) ve İleri gazetesinde (1922) yazılar yazmaya başladı. Kısa bir süre Darülbedayi’de tarihî oyunları sahneye koydu (1923). Cumhuriyet’in ilânından sonra gazetecilikten ayrıldı ve öğretmenliğe başladı. Robert College’de on yıl Türkçe ve tarih öğretmenliği yaptı.

Bu yıllarda öğretmenlik dışında tiyatro sanatı, matbaacılık, Türk el sanatları üzerine araştırmalar da yaptı ve çalışmalarını çeşitli yayın organlarında yayımladı. Örneğin 1928 yılında, Türk matbaacılığının 200. yıldönümü dolayısıyla, Tanzimat’a değin Türkiye’de açılan basımevleri üzerine bir sergi düzenledi ve Türk Matbaacılığı 200. Sene-i Devriyesi Münasebetiyle adlı kitabı yayınladı.

1938’de genişletilmiş ikinci baskısı yayınlanan bu kitap, Türkiye’de matbaacılığın tarihine ilişkin ilk eserdir. 1931’de, Takvim-i Vekayi’nin çıkarılışının 100. yılı vesilesiyle, kişisel koleksiyonundan oluşan bir sergiyi Galatasaray Lisesi’nde açıp ilk 50 yıla ait gazetelerin tümü ile, ikinci 50 yıla ait gazetelerin bir kısmını sergiledi ve Türk Gazeteciliği 1831-1931 adlı bir kitap yayınladı.

Galatasaray Lisesi’ndeki öğrencilik yıllarından itibaren geleneksel tiyatro ile ilgilenmiş, 1930’lardan itibaren bu çalışmalarını yayılamıştır. Geleneksel Türk tiyatrosunu tanıtan Türk Temaşası (1930) isimli eseri bu alandaki ilk çalışmalardandır.

1933’te, Maarif Vekâleti tarafından Cumhuriyet’in onuncu yıldönümü için Ankara’da açılması planlanan Neşriyat Sergisi’ni düzenlemekle görevlendirildi. Ankara Lisesi’nde açılan bu sergide son beş yılda yeni Türk alfabesi ile basılan kitaplar sergilendi. Selim Nüzhat Bey, sergilenen eserlerin bibliyografyasını hazırlamak işiyle de görevlendirildi. Türkiye bibliyografyası, Türk harflerinin kabulünden Cumhuriyetin onuncu yılına kadar, 1928-1933 adlı eseri meydana getirdi ve Milli Eğitim Bakanlığı bu eseri İstanbul Devlet Matbaasında bastı.

1934’te Basma Yazı ve Resimleri Derleme Müdürlüğü’ne atandı ve uzun yıllar bu kurumda yöneticilik yaptı. Türkiye’de yayımlanan kitap, nota, süreli yayın, harita gibi basılı ürünlerin düzenli bir biçimde derlenmesi için “Basma Yazı ve Resimleri Derleme Kanunu”nun çıkarılmasına öncülük etti.

Soyadı Kanunu çıktığında, ağabeyinin soyadı olan Hisar soyadını almak yerine, İstanbul’da ilk itfaiye teşkilâtını kuran Gerçek Davud Ağa’ya sempati duyduğundan ve onun yaptığı gibi memlekette herhangi bir işin Gerçek Davud’u (ilk kurucusu) olmak idealini taşıdığından, “Gerçek” soyadını aldı.

Derleme Müdürlüğü görevini sürdürmekteyken, kendisine İstanbul Belediyesi Şehir Müze ve Kitaplığını düzenleme ve yönetme görevi de verildi. Bu görev kapsamında, Atatürk’ten anılar taşıyan eşyaların depolandığı, Halaskargazi Caddesi’ndeki Atatürk Evi’ni İstanbul Şehri Atatürk Müzesi’ne dönüştürerek ziyarete açtı.

Selim Nüzhet’in yazıları şu gazete ve dergilerde çıkmıştır: Milliyet (1932), Yeni Türk Mecmuası (1932), Cumhuriyet (1937-1938), Yedigün (1940-1942), Yücel (1941), Perde ve Sahne (1941-1942), Akşam (1941-1945), Tarihten Sesler (1943), Tasvir-i Efkar (1943), İstanbul (1943), Ulus (1944).

Selim Nüzhet Gerçek’in eserleri: Can Vermezler Tekkesi (1922 Roman), Unutulan Adam (1923 Hikaye), Hadikat ül-Cevami Nam Eserin Elifbai Fihristidir (1928 Diğer), Türk Matbaacılığı, İki Yüzüncü Sene-i Devriyesi Münasebetiyle (1928 Araştırma), Türk Temaşası (1930 Araştırma), Gülme Komşuna (1931 Tiyatro), Salıncak Safası (1931 Tiyatro), Türk Gazeteciliği, 1831-1931 (1931 Araştırma),

Türklerde Tiyatro (1932 Araştırma), Almanak 1933 (1933 Derleme), Türk Harfleri, Kabulünün Onuncu Yıldönümü Vesilesiyle İstanbul Belediyesi Festival Komitesi (1938 İnceleme), Türk Taş Basmacılığı Maarif Vekâleti; İstanbul (1939 Araştırma), Atalar Sözü (1939 Derleme), Türk Temaşası: Meddah, Karagöz, Ortaoyunu (1942 Araştırma), Tiyatro Bilgisi (1944 Araştırma), Tiyatro Tarihi (Yunan ve Latin Tiyatrosu) (1944 Araştırma), Çifte Nikah (1944 Tiyatro).

Paylaşın

Semra Dereli Kimdir? Hayatı, Eserleri

1976 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Semra Dereli, 18 Temmuz 2022 tarihinde vefat etti. Cenazesi, Ataköy 5. Kısım Ömer Duruk Camii’nde kılınan İkindi namazı sonrası Karacaahmet mezarlığındaki aile kabristanında toprağa verildi.

Liseye kadar olan eğitimini İstanbul’da tamamladı. Üniversite eğitimine Girne’deki International American University İç Mimarlık Fakültesi’nde başladı. Bir süre Kıbrıs’ta yaşayan Dereli, mimarlık eğitimini ailevi nedenlerle yarım bırakarak Antalya’ya yerleşti. Antalya’da iş hayatına atılmasının ardından İşletme lisans eğitimi aldı. Yüksek lisans bölümü olarak İletişim Sanatları’nı tercih etti.

İlk kitabı “Buzdan Hayal Miydi Sevdam?” Antalya’da yayınlandı. Antalya’dan İstanbul’a dönüş yaptıktan sonra havacılık sektöründe çalışmaya ve kitap yazmaya devam etti. 2005 Yılında Özgür Civelekhan ile evlendi. Bu evlilikten bir oğlu(Efe) ve bir kızı(Bade) oldu. 2011 Yılından sonra havacılık eğitim alanında çalışmaya yöneldi. Havacılık eğitim kurumlarında yönetici olarak görev yapan Dereli, Türkiye’nin ilk “Kabin Memuru Mesleki Yemini”ni yazmıştır.

Mesleki yaşamında; gerek kabin memuru olarak gerek eğitimci olarak her daim mesleğine katkı sağlamayı, öğrencilerine sadece Kabin eğitimi değil aynı zamanda havacılık kültürünü ve tutkusunu aşılayarak birer havacı yetiştirmeyi kendine misyon edinmiş olan Dereli, Türkiye’de Sivil Havacılık Kabin Hizmetleri alanında ilk akademik kitabı yazan kişi olmuştur. “Tek Kanatlılar” kitabını yazarken yapmış olduğu Kabin Memurluğu tarihine ilişkin araştırma; alanında bir ilk olup mesleğin öncüleri ve tarihsel gelişim sürecine dair bilinmeyenleri gün yüzüne çıkarmıştır.

Semra Dereli’nin eserleri: Buzdan Hayal Miydi Sevdam? (Şiir 1999), Akdeniz Fahişesi (Şiir 2002), Kaç Defa Unutmalı Seni? (Şiir 2010), Hilaf (Roman 2017), Tek Kanatlılar, Kabin Memurluğu Mesleği ve Tarihçesi (Akademik Yayın 2019).

Paylaşın

Safer Dal Kimdir? Hayatı, Eserleri

20 Ağustos 1926 yılında İstanbul’un Fatih İlçesine bağlı Eğrikapı semtinde dünyaya gelen Safer Dal, 21 Şubat 1999 yılında İstanbul’da hayatını kaybetti. Safer Dal, gençliğinde bir süre babasından öğrendiği helvacılık mesleğini yaptıktan sonra muhtelif işlerde çalıştı.

1950’li yıllarda tasavvufla ilgilenmeye başladı. Kendi içerisindeki arayışların sonunda Nurettin Cerrahi Asitanesi Postnişini İbrahim Fahreddin Efendi’ye intisap etti. İbrahim Fahreddin Efendi’nin vefatının üzerine asitanenin 19. postnişini Muzaffer Ozak ‘a intisap etti. Muzaffer Ozak’la birlikte yurt içinde ve yurt dışında islami faaliyetlerde bulundu. Genç yaşlarından itibaren tasavvuf musikisi ve sair dini musiki eserlerini kendi imkanlarıyla ses arşivi olarak kayıt altına aldı.

Başta arkadaşı Kanuni Cüneyt Kosal ve bazı müzisyen dostlarının katkıları ile bu ses kayıtlarının notaya alınmasını sağladı. Etrafında bulunan çok sayıda müzisyeni çeşitli makamlarda dini musiki besteleri yapmaya teşvik etti. 13 Şubat 1985 tarihinde Muzaffer Ozak’ın vefatının ardından Nurettin Cerrahi Asitanesi’nin 20. postnişini oldu ve Türk Tasavvuf Musikisi ve Folklorunu Araştırma ve Yaşatma Vakfı’nın da başkanlığını yürüttü.

Safet Dal’ın eserleri: 1. Istılahat-ı Sofiyye fi Vatan-ı Asliyye: Tasavvuf Terimleri (İstanbul 1998, 2013). Tasavvuf terimlerinin, ağırlıklı olarak İstanbul tekkelerinde konuşulan dil ve yaşayan kültüre ait kavramların yer aldığı bir sözlüktür. Eser tarikat pirleri hakkında muhtasar bilgiler ve İstanbul’daki tekkelerin listesini de içerir.

2. Muhibbi Divanı. “Muhibbi” mahlasıyla yazdığı âşıkane ilahileri içermektedir. Yunus Emre tarzındaki bu ilahilerin büyük bir kısmı Hz. Peygamber, Ehl-i beyt ve Fahreddin Efendi hakkındadır. Bunların bazılarına Cüneyt Kosal, Zeki Altun, Sadun Aksüt, Metin Alkanlı ve Hakan Alvan gibi musikişinas ve bestekârlar tarafından sayısı sekseni aşan beste yapılmıştır.

3. Ilmıhal: Iman- Islam-Ihsan (Prizren 2000). Arnavutluk müslümanları için yazılan eser Tacettin Bituci tarafından Arnavutça’ya çevrilmiş, Türkçe basımı yapılmamıştır.

Safer Dal’ın 1996-1997 yıllarında yaptığı sohbetler de Geydim Hırkayı adıyla bir araya getirilerek yayınlanmıştır.

Paylaşın

Sedef Örsel Kimdir? Hayatı, Eserleri

3 Kasım 1970 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Sedef Örsel, Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nü bitirdi. New York Hunter College’da Sosyal Araştırmalar alanında lisansüstü programından mezun oldu.

İnsan kaynakları, eğitim ve davranış bilimleri alanında çalıştı. 2007 yılında Academy for Coaching Parents International’dan Ebeveyn ve Aile Koçu sertifikası aldı. Ebeveyn ve Aile Koçu olarak bireysel ve kurumsal danışmanlık yapmakta ve “yaratıcılık”, “stres yönetimi ve rahatlama teknikleri”, “çatışma yönetimi” ve “iletişim” konularında AYTR eğitimler vermektedir.

Sedef Örsel, Günışığı Kitaplığı için ön okumalar ve İngilizce’den çeviriler yaptı. Eğitimini vermekte olduğu Pam Leo’nun Connection Parenting kitabının Gün Yayıncılık’tan çıkan Türkçe versiyonu Çocuklarla El Ele Ebeveynlik kitabının editörlüğünü yürüttü.

Örsel çocuk algısına seslenen yalın ve incelikli bir dille masallar yazdı. Uçuçböceği Bon Bon masalında aile kurumunun anlamı, anne baba ve kardeş sevgisinin önemini vurguladı. Metinde ailesinin tek çocuğu olan ve her şeyi öğrenmek isteyen meraklı bir uğur böceğinin öyküsü anlatılır.

Uçuçböceği Bon Bon’un yakındığı tek konu, uçarken anne ve babasının gerisinde kalmak ve onlara yetişememektir. Bu sorun, aileye katılacak yeni kardeşle çözülecektir. Anne baba için yeni bir çocuk, Bon Bon için bir kardeş mutluluk sebebi olacaktır.

Pat Pat Papatya’da ise doğada aynı ortamda yaşayan canlılar arasındaki farklılıkların bir uyum oluşturduğu konu edilir. Yanı başındaki uzun boylu gelinciği kıskanan papatya, kendisi ile gelincik arasındaki farklılığın nedenlerini sorgular. Sonunda doğadaki ahenge ulaşır.

Sedef Örsel’in eserleri: Taşi ve Cin (2002), Taşi ve Devler (2002), Uçuçböceği Bon Bon (2004), Pat Pat Papatya (2006), Çocuklarla El Ele Ebeveynlik Tehdit Zorlama ve Baskı Yerine Sevgi İle Ebeveynlik (2011), Taşi ve Zümrüdü Anka (2011), Çocuklarla El Ele Ebeveynlik Yolculuğu (2014).

Paylaşın

Selahattin Kantar Kimdir? Hayatı, Eserleri

1878 yılında İzmir’de dünyaya gelen Selahattin Kantar, 1949 yılında hayatını kaybetti. İzmir’in tanınmış ailelerinden Kantarağasızadelerin çocuğu olan Selahattin Kantar, kariyerine gazetecilik ve yazarlıkla başladı.

Efeler temasını ele alan ilk tiyatro eseri olan “Kara Dana”yı yazdı. II. Meşrutiyet döneminde bir yandan İzmir’de yayınlanan Hizmet gazetesinde yazıları yayınlanırken, bir yandan da o dönemde Aydın vilayetinde (Ege Bölgesi) yayınlanan en uzun ömürlü (1908-1913) gazete olan ve Nazilli’de basılan Mülakat gazetesinin başyazarlığını yaptı.

1911’den sonra yine İzmir’de Muharrir gazetesini çıkararak nev-i şahsına münhasır mizah yazıları ve hicviyeleri ile dikkati çekti. Aynı dönemde İzmirli aydınlar tarafından oluşturulan Heveskaran Heyeti tiyatro temsil grubunun faaliyetleri içinde yer aldı.

Selahattin Kantar, dönemin İzmir Valisi Kazım Dirik’in öncülüğünde ve İstanbul Arkeoloji Müzesi Müdürü Aziz Ogan ile işbirliği içinde İzmir’in ilk arkeoloji müzesini “Asar-ı Antikâ Müzesi” adı altında Basmane (Kapılar) semtinde, 1886 yılında inşa edilmiş olan Ayavukla Kilisesi’nin (Gözlü Kilise) mekanında 1927’de kurdu.

Müzeyi 1931 yılında Atatürk de ziyaret etmiş ve müze hatıra defterine “İzmir Asar-ı Antikâ Müzesi’ni gezdim. Büyük himmet ve dikkatle istifadeli hale getirilmiş. Memnun oldum.” cümlelerini yazmıştır. Bu müze, yine Selâhattin Kantar’ın müdüriyet döneminde, 1943 yılında, “İzmir Arkeoloji Müzesi” adını almıştır.

Selahattin Kantar 1932-1941 yılları arasında İzmir-Efes Müzeleri Müdürü sıfatıyla, Hakkı Gültekin ve Alman arkeolog Rudolf Naumann ile birlikte Smyrna Agorası’nın önemli bir bölümünün ortaya çıkarılmasını sağlayan kazıları gerçekleştirdi. Kazı çalışmalarının sonuçlarını Naumann ve Avusturyalı arkeolog Franz Miltner ile bir arada ilk olarak 1934’te yayınladılar. Bu çalışmalar Kantar’ın ölümünden sonra 1950 yılında tekrar yayınlandı.

Paylaşın

Selçuk Aydemir Kimdir? Hayatı, Eserleri

6 Haziran 1982 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Selçuk Aydemir, İstanbul Teknik Üniversitesi’nden uçak mühendisliği bölümünden mezun olmuştur. Ancak, mezun olduğu bölüm ile ilgili şu anda bir faaliyet içerisinde değildir.

Senaryosunu yazıp yönettiği Düğün Dernek filmi, Türkiye’de 2014 yılında en çok izlenen 3. film olmuştur. Son filmi Düğün Dernek 2: Sünnet 4 Aralık 2015’te vizyona girmiştir. Filmin senarist ve yönetmen koltuğunda oturmaktadır. Aydemir 2015 yılında “Mahalleden Arkadaşlar” isimli bir kitap çıkarmıştır.

Selçuk Aydemir’in eserleri: Yönetmen: Adım Başı Kafe (2021), 50m2 (2021), Mahşer-i Cümbüş (2015).

Yapımcı: Üçlü Pürüz (2023).

Senarist ve yönetmen: Efsane (2024), Mahalleden Arkadaşlar (2023), Organizasyon Bizim İşimiz (2023), Güven Bana (2023), Baba Parası (2020), Ailecek Şaşkınız (2017), Çalgı Çengi: İkimiz (2017), Düğün Dernek 2: Sünnet (2015), Kardeş Payı (2014), Düğün Dernek (2013), İşler Güçler (2012), Üsküdar’a Giderken (2011), Çalgı Çengi (2010), Ramazan Güzeldir (2009), Kurban (mini dizi) (2009), Kurbanlık (2008), Yüzük (2007), Ayrılık (2006).

Senaryo danışmanı: İyi Aile Babası (2020).

Kitapları: Mahalleden Arkadaşlar (2015), Liseden Arkadaşlar (2017), Evrak Kürek (2019).

Ödülleri: 2013 Antalya Televizyon Ödülleri – Komedi Dizisi En İyi Yönetmen (İşler Güçler), Övgüye Değer Senaryo Ödülü (Ayrılık (2) / 2. Sinepark Kısa Film Festivali 2007.

Paylaşın