Yusuf Alper kimdir? Hayatı, Eserleri

1956‘da Erzurum’un Horasan İlçesi’nde dünyaya gelen Yusuf Alper, 1972’de Erzurum Lisesi’nden, 1979’da Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olmuştur. Alper, Ege Üniversitesi’ndeki psikiyatri asistanlığının ardından (1985-1987) zorunlu hizmetini Muğla Devlet Hastahanesi’nde yerine getirmiştir.

Haber Merkezi / Yusuf Alper, 1989’da Ege Üniversitesi’nde başladığı görevini halen aynı üniversitede psikiyatri anabilim dalında öğretim üyesi olarak (Prof. Dr.) sürdürmektedir. Evlidir ve iki oğlu vardır.

İlk şiirleri 1975’ten başlayarak Ilgaz, Türk Dili, Oluşum, Sesimiz, Dönemeç, Türkiye Yazıları, Ankara Sanat, Yusufçuk, Somut gibi dergilerde yayınlandı. Daha sonra Varlık, Yazko-Edebiyat, Yeni Düşün, Broy, Karşı, Şairin Atölyesi, Yeni Biçem, Dize, Düşler, Poetik’us, Çağdaş Türkdili, E Dergisi, Akatalpa, Yasakmeyve, Ünlem, Şiiri Özlüyorum, Hayal, Kitaplık, Özgür Edebiyat, Hürriyet Gösteri, Sincan İstasyonu, Eliz, Şiirden gibi dergilerde şiirleri yayınlandı. Yusuf Alper, halen Akatalpa, Yasak Meyve, Varlık, Kurşun Kalem dergilerinde şiirlerini ve şiir üstüne yazılarını yayınlamaktadır.

Orhon Murat Arıburnu Ödülleri- Sabahattin Kudret Aksal Şiir Özel Ödülü (1999), ÇAĞŞAD Çağdaş Şair ve Yazarlar Derneği-Abdülkadir Bulut Şiir Özel Ödülü (2012), Yunus Nadi Şiir Ödülü (2014) aldı. Yusuf Alper, Edebiyatçılar Derneği ve Türk Psikiyatri Derneği üyesidir.

Yusuf Alper’in şiirlerindeki en belirleyici unsurlardan biri hüzündür. Hüznün güzel olduğunu ama kararında olması gerektiğini söylüyen Yusuf Alper’e göre, savaşlar ve ölümler sürdükçe, dünyanın cinnet hali devam etttikçe insanın/şairin bu duygudan kaçması mümkün değildir.

Kendini toplumcu bir şair olarak adlandıran Alper’e göre, toplumcu tavır, imgeci olmanın önünde büyük bir engel değil. İmgeci olmak Yusuf Alper şiirinde kelimelerin üst üste konularak anlamsız sözcük yığınları meydana getirmek anlamına gelmez. Şair, imgeyle, örtük anlatımla düşündüklerini dile getirir, buna rağmen şiirin taşıdığı bir anlam vardır. Bu bağlamda Yusuf Alper de, toplumsal durumları estetik düzeyi göz ardı etmeden dile getirir. Yusuf Alper’in ikinci kitabı Zamanın Kırılan Aynasında’nın önsözünde Cemal Süreya onun “Anadolu şiir duyarlığını dipten sürdür”düğünü belirtir.

Kankaytsın’a göre, geleneğe, geleneğin kurucu şairlerine saygılı olduğu bilinen Yusuf Alper, şiirlerine Cahit Külebi’den, Ülkü Tamer’den, Edip Cansever’den, Ahmet Muhip Dıranas’tan dizeler de alır. Bu alıntılar hem gelenekle ilişkilidir hem de Yusuf Alper’in şiir ve dize anlayışını, sevdiği şairlere vefa duygusunu ortaya koyar.

Sanatçı psikodinamiği, yaratma süreci, yaratıcı kişilik konularındaki yazılarını çeşitli kitaplarda biraraya getiren Alper, şiir ve psikiyari kavşağında duran bir yazardır. Arslan’ın ifadesiyle Yusuf Alper, psikiyatri biliminin tanıkları, tanıklıkları, onların belirleme ve tespitleriyle zenginleşmiş bir kuramı eksen alarak, şiir üzerine tespitlerde bulunur. (Kaynak: teis.yesevi.edu.tr)

Paylaşın

Yusuf Ziya Ortaç kimdir? Hayatı, Eserleri

23 Nisan 1895 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Yusuf Ziya Ortaç, 11 Mart 1967’de kalp krizinden hayatını kaybetti. Vefa Lisesi’ni bitirdi. Darülfünun’un (İstanbul Üniversitesi) açtığı yeterlilik sınavını kazanarak edebiyat öğretmeni oldu.

Haber Merkezi /İzmit Sultanisi’nde başladığı edebiyat öğretmenliğine, İstanbul’da yabancı okullarda devam etti. Daha sonra gazeteciliğe geçti. Orhan Seyfi Orhon’la birlikte çıkardığı Akbaba mizah dergisini ölümüne değin yayınladı. Bir dönem Demokrat Parti’den Ordu milletvekili seçildi.

Şiire aruzla başlayan Ortaç bir yarışmada birincilik kazanan ilk şiirinin ‘Kehkeşan’ dergisinde yayımlanması ile adım attı. Sonradan Ziya Gökalp’in etkisiyle hece ölçüsünü benimsedi ve Hecenin Beş Şairi’nden biri olarak ünlendi. Şiirleri ve yazıları Türk Yurdu, Servetifünun, Şair , İnci , Büyük Mecmua dergilerinde yayımlandı.

Türkçesinin sağlamlığı ve kıvraklığıyla bir üslup ustası bilindi. Akbaba dergisinde akıcı bir dille, rahat okunur bir tarzda yazdığı fıkralarında siyasal mizahın özgün örneklerini verdi. Şiir ve gülmece yazılarının yanısıra roman, öykü ve oyunlar da yazdı.

Eserleri; 

Roman; Kürkçü Dükkanı, Şeker Osman, Göç, Üç Katlı Ev, Sarı çizmeli Mehmet Ağa, Gün Doğmadan

Şiir; Akından Akına, Aşıklar Yolu, Cen Ufukları, Yanardağ, Bir Selvi Gölgesi, Kuş Cıvıltıları, Bir Rüzgar Esti

Oyun; Kördüğüm, Latife, Nikahta Keramet

Mizah; Şen Kitap, Beşik, Ocak, Sarı Çizmeli Mehmed Ağa, Gün Doğmadan

Gezi/Anı/Biyografi; İsmet İnönü, Göz Ucuyla Avrupa, Portreler, Bizim Yokuş

Paylaşın

Yücel Kayıran kimdir? Hayatı, Eserleri

13 Eylül 1964 yılında Adana’da dünyaya gelen Yücel Kayıran, Afşin Lisesi, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü mezunu. Çeşitli işlerde çalıştı. Altı yıl Kilis, Afşin, Arapkir ve Malatya’da yaşadı. 1987’den itibaren Ankara’da felsefe öğretmenliği yaptı.

Haber Merkezi / Şair. 13 Eylül 1964, Adana doğumlu. Afşin Lisesi, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü mezunu. Çeşitli işlerde çalıştı. Altı yıl Kilis, Afşin, Arapkir ve Malatya’da yaşadı. 1987’den itibaren Ankara’da felsefe öğretmenliği yaptı.

Şiirleri ve diğer edebi ürünleri 1984’ten itibaren Yaba Öykü, Oluşum, Yarın, Morköpük, Sanat Rehberi, Sombahar, Ludingira, Adam Sanat, Hüriyet Gösteri, Defter, Varlık, Edebiyat Eleştiri, Şiir Odası, Virgül, Cumhuriyet Kitap, Güldiken, Yasakmeyve, Kitap-lık ve Milliyet Sanat dergilerinde yer aldı.

Eserleri;

Şiir; Hayaline Firar Edemeyenlerin Afsunu, Beni Hiç Göremezsin, Çalgın

Eleştiri; Felsefi Şiir/Tinsel Poetika

Ödülleri; 9. Akdeniz Altın Portakal Şiir Ödülü

“Birden Sonra Sıfır”

tamlık yoktu bende sadece değil isteme
ikiyle çarpımda serinliğini yitiren bir, neden sıfır
kalbimden yüzüme doğru akıyor cıva
duadan yoksun ruh bedenle dolu

istemedim hiç olmak istemediğim kişi olmak
ne kadar da büyüdü benden bağımsız beden
zayıflık beni izleyenlerin gözlerindeki nesne
selamdan sonra sanki ayağımıza tükürürler

şiddete bulaşmadan ölemez mi beden
kim bulabilmiş kendini kendine tayın edilen yerde
her ben yaptıklarını gizlediği sürece tamlık
başkasında olanı istersen başkasına benzersin

kayanın söküldüğü topraktım ben
çirkinleşmeden olmaz mıydı neden
gençken tazeyken dokuzu beş geçeyken
ipe çekmedim de kendimi ben

Necati, kim koydu bu acıyı kalbimize, Necati!

“Alarm Zili”

Onlar mı? Evet sinir ilaçlarım
Evet, almadan çıkamıyorum sokaklara
Çünkü orada kötü kalpliler
İlkel ruhlar: Medeni bir insan kılığında

Onurumun incindiğini hissediyorum sürekli
Kısa bir ilişkiye bile girsem onlarla
Konuşsam, maneviyatım bozuluyor konuştukça
Değer dizgelerim bozuluyor, belleğimin dili
bozuluyor içimdeki çocuğun masumiyeti

Ama ne kadar da belli algılamadığınız
Bir alarm zili çalıyor oysa yüzümde
Varoluşum ruhsal kanama geçiriyor içimde

Paylaşın

Yüksel Pazarkaya kimdir? Hayatı, Eserleri

24 Şubat 1940 yılında İzmir’de dünyaya gelen Yüksel Pazarkaya, ortaöğrenimini İzmir’de tamamladıktan (1957) sonra Almanya’ya gitti. Önce Mainz Üniversitesi Diller Bölümünde Almanca öğrendi. Ardından Stuttgard Üniversitesi Yüksek Kimya Mühendisliği Bölümünü (1966) bitirdi.

Haber Merkezi / Aynı üniversitede Alman dili ve edebiyatı ile felsefe okudu. Edebî Bilimler Kürsüsünde doktorasını (1972) yaptı. 1966-79 yılları arasında Stuttgard Üniversitesinde Almanca dersler verdi. Princeton, St. Louis Washington Üniversitesi, Filadelfiya Bryn Mawr College, Colombus Ohio ve Dresden üniversitelerinde konuk profesör olarak Alman dili ve edebiyatı dersleri verdi. 1972-85 yılları arasında Stuttgart Halk Yüksekokulu Yabancı Diller Bölümünün başkanlığını yaptı. 1986-2003 yıllarında Alman Radyolar Birliği (ARD) adına Köln Radyosunun hazırladığı günlük Türkçe yayınların yönetmeni oldu.

Yüksel Pazarkaya, 1964 yılında Almanya’daki ilk Türkçe tiyatroyu Stuttgart’ta kurdu. Aynı yerde Anadil (1980-82, 13 sayı) adlı bir edebiyat dergisi çıkardı. Türk işçi sorunlarını konu alan Ohne Bahnhof (Bekleyen Tren) adlı oyunu 1967 yılında Stuttgard Teknik Üniversitesi Tiyatrosunca sahnelendi. Stuttgart Üniversitesi Tiyatrosunun kurucuları arasında yer aldı ve 1963-69 yılları arasında yönetimini üstlendi. Senaryosunu yazdığı Komşumuz Balta Ailesi adlı dizi film Almanya televizyonunda gösterildi. Ayrıca Türkçeden Almancaya, Almancadan Türkçeye çok sayıda çeviri yaptı. Türkiye’ye döndükten sonra çalışmalarını serbest yazar olarak sürdürdü.

Pazarkaya’nın şiir, hikâye, eleştiri, inceleme ve çevirileri; 1960’tan itibaren Türkiye ve Almanya’daki çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlandı. 1950’li ve 60’lı yıllarda uluslararası bir akım olan somut (concret) şiir hareketinin Türk temsilcisi olarak eserleri Amerika’dan Japonya’ya kadar pek çok antolojide yer aldı. Bazı eserleri Yunanca, Fransızca, İngilizce ve Hollanda diline çevrildi. Türkiye’de ve Almanya’da aldığı edebiyat ödüllerinin yanı sıra Almanya Cumhurbaşkanı Liyakat Nişanı (1986) vardır.

Eserleri;

Şiir; Koca Sapmalarda Biz Vardık, Umut Dolayları, Aydınlık Kanayan Çiçek, İncindiğin Yerdir Gurbet, Saat Ankara – Takvim Dizeleri, Sen Dolayları, Karanlıktan Yakınma, Dost Dolayları, Mutluluk Şiirleri, Somut Şiir.

Hikaye; Oturma İzni, Güz Rengi

Çeviri; Orhan Veli Kanık (49 şiirinin İngilizce çevirisi), Ohne Bahnhof (Bekleyen Tren, Stutgart’ta oyn.), Çağdaş Alman Şiiri, Taş Toplayan Kadın (Gert Heidenreich’ten roman), Brecht’in Güncesi (B. Brecht’ten), Aynı Yeryüzü (sekiz şairin yazışması), Ayasofya’nın Martıları (Johannes Poethen’den), Genç Werther’in Acıları (Goethe’den), Faust (Goethe’den), Yahudiler (Lessing’ten), İyi Ruhlara Adak (Rilke’den), Bugün de Hâlâ Açız Mutluluğa (Walter Helmut Fritz’den).

Antloji; Modern Turkische Lyrik (şiir antolojisi), Die Wasser Sin Weise Als Wir

Çocuk Kitabı; Ağaca Takılan Uçurtma, Utku, Aya Uçan Minare, Oktay, Atatürk’ü Öğreniyor, Rosen im Frost (Zemheri Günleri), Balık Suyu Sever, Balina’nın Bebeği, Kemal ile Burak-Cennet Ülkesine Yolculuk

Roman; Ben Aranıyor

Deneme- Söyleşi; Almanya Üzerine

İnceleme; Behçet Necatigil – Gedichte, Die Dramaturgie des Einakters, Mölln ve Solingen’den Sonra Almanya Üzerine

Oyun; Mediha, Ferhat’ın Yeni Acıları, Haremden Kadın Kaçırma, Köşetaşı

Monografi; Kara Bıyıklıların Aksakalı Demirtaş Ceyhun

Paylaşın

Zübeyir Kındıra kimdir? Hayatı, Eserleri

1964 yılında Gaziantep’te dünyaya gelen Zübeyir Kındıra, ilk ve ortaokulu Gaziantep’te, liseyi Ankara Polis Koleji’nde bitirdi. Kındıra, araştırma – İnceleme, Diğer Kategoriler, Din Felsefesi kategorilerinde eserler kaleme almıştır.

Haber Merkezi / Polis Akademisi’nden, “Cumhuriyet Gazetesi Okuduğu” ve “Zülfü Livaneli’nin Ada kasetini dinlediği” gerekçesiyle, sicili bozularak; ilişiği kesildi. Daha sonra memur ve sicil affı çıkmasına karşın, polisliğe geri dönmedi ve Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde eğitimini tamamlamayı yeğledi.

Fakülte yıllarında Günaydın gazetesi Ankara Bürosu’nda başladığı gazetecilik yaşamını Parlamento ve Başbakanlık Muhabiri olarak sürdürüyor.

Eserleri; Cemaatin Copları, Fetullah’ın Copları, Sol Yanımdan Sızanlar, Beni Babam Zehirledi, Islak İmza, Kemal: Türkiye’nin Gandhi’si, Çakıltaşı, Yitik Hayatlar Ölü Ruhlar, Şeytanın İmamları

“Dokun Bana”

Donmuş tüm arzuların kan-revan
İçin dışın sürgün sevgilerden
Bakamazsın, dokunamazsın kimselere
Sus ve arın benimle

Bile nefretini, savur kinini göğsüme
ne denizi düşün şimdi
ne bir ağaç, ne vefa
Küçüksün nankörsün işte
sus ve arın benimle

Özgürlüğün acım olsun
Sevincin boğsun beni

“Ardıç Kuşu”

Ardıç kuşu
Düşmeyeceğim peşine
Gölgeler kendi kuyusuna düşsün
Cellat kemendinin mezarına

Ben suyu bekleyeceğim

Gözleriniz iki ateş köpüğüyken geceye
Cellat kemendi yanıbaşınızda
Siz uyurdunuz
Ben şiir yazardım

Paylaşın

Zübeyde Seven Turan kimdir? Hayatı, Eserleri

19 Kasım 1954 yılında Samsun’da dünyaya gelen Zübeyde Seven Turan, ilk, orta ve lise öğrenimini Samsun’da tamamladı. Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden mezun oldu. Anadolu’nun çeşitli yerlerinde yirmi altı yıl yöneticilik yaptı.

Haber Merkezi / İzmir Gaziemir Malmüdürlüğü’nden emekli oldu. Edebiyata şiirle başlayan Zübeyde Seven Turan’ın dört yetişkin şiir, iki çocuk şiir, dokuz çocuk öykü, bir gençlik öykü, bir yetişkin öykü kitabı ve bir çocuk romanı olmak üzere şimdiye değin on sekiz eseri yayımlandı.

Çeşitli şiir ödüllerinin yanında, Menekşe adlı çocuk öykü kitabıyla Özgür Edebiyat mansiyon ödülünü, Yitik Zamanlar adlı öykü dosyasıyla 2009 S.E.S öykü ödülünü kazanan Zübeyde Seven Turan’ın Düş Ustası adlı romanı Kültür Bakanlığı 2008 yılı seçkisine alınmış ve dil anlamında övgüye değer bulunmuştur.

Şiirleri ve öyküleri çeşitli dergilerde yayımlanmaya devam eden yazar, Kum Dergisi yazı kurulu üyesidir. Türkiye Yazarlar Sendikası, Edebiyatçılar Derneği, Kadın Yazarlar Derneği, Egeli Kadın Yazarlar Oluşumu ve Çocuk ve Gençlik Yayıncıları Derneği üyesidir ve İzmir’de yaşamaktadır.

Özellikle çocuklara hitap eden şiir, hikâye ve romanlar yazan Zübeyde Seven Turan, okuyucuya vermek istediği mesajları hikâye metnine başarıyla sindirmektedir. Kitapları ilgiyle okunan yazar, eserlerinde anlatım diline özen gösterir. Yazar, şiirlerinde özen gösterdiği duyarlılığını, hikâyelerinde de yansıtmaya çalışır. (Kaynak: teis.yesevi.edu.tr)

Paylaşın

Ziya Osman Saba kimdir? Hayatı, Eserleri

30 Mart 1910 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Ziya Osman Saba, 29 Ocak 1957’de İstanbul’da hayatını kaybetti. Mütareke yıllarında yatılı olarak başladığı Galatasaray Lisesi’nden 1931 yılında, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1936 yılında mezun oldu.

Haber Merkezi / Hukuk Fakültesi’nde iken Cumhuriyet gazetesi muhasebe servisinde, mezuniyetinden sonra Emlak Kredi Bankası’nda çalıştı. Daha sonra Milli Eğitim Basımevi Tashih Bürosu’nda görev yaptı. Kalp hastalığı üzerine evine çekilerek Varlık Yayınevi’nin yayın işleriyle meşgul oldu.

Lise öğrenciliği yıllarında şiir yazmaya başladı. İlk şiiri 1927’de Servet-i Fünun dergisinde yayınlandı. Bu dergide tanıştığı arkadaşlarıyla “Yedi Meşale” topluluğuna katıldı. Bir süre Milliyet gazetesinin edebiyat sayfasına ve İçtihad dergisine yazılar yazdı. Varlık, Yücel ve Ataç dergisinde de yazı ve şiirleri yayınlandı. Çoğunu hece ölçüsüyle yazdığı şiirlerinde Batı nazım biçimlerini kullandı ama içerikte 19’uncu Yüzyıl edebiyatı anlayışına bağlı kaldı.

Şiirlerinde çocukluk anıları, ev ve aile sevgisi, yoksullara karşı duyarlılık, küçük mutlulukların sevinci, Tanrı’ya ve yazgıya boyun eğiş, ölüm ve ötesi gibi konuları işledi. Hecenin yanısıra özellikle son dönemlerinde serbest biçimde ve duru bir dille yumuşak, hüzünlü ve açık şiirler yazdı. Öykülerinde ise çoğunlukla anılarını anlattı.

Eserleri; 

Şiir; Sebil ve Güvercinler, Geçen Zaman, Nefes Almak

Hikaye; Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi, Değişen İstanbul

Paylaşın

Ziya Gökalp kimdir? Hayatı, Eserleri

23 Mart 1876 yılında Diyarbakır’da dünyaya gelen Ziya Gökalp, 25 Ekim 1924 yılında İstanbul’da hayatını kaybetti. Gökalp’in gerçek adı Mehmet Ziya’dır. İlk eğitimini amcasından aldı. 18 yaşında girişiminde bulundu. Bir yıl sonra İstanbul’da Baytar Mektebine kaydoldu. Jön Türkler’den etkilendi ve İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne katıldı.

Haber Merkezi / Eylemleri nedeniyle tutuklandı, bir yıl cezaevinde kaldı. Diyarbakır’a sürgüne gönderildi. Orada memur olarak görev yaptı. ttihat ve Terakki’nin Diyarbakır şubesini kurdu ve temsilcisi oldu. “Peyman” gazetesini çıkardı. Selanik’te toplanan İttihat ve Terakki Kongresi’ne Diyarbakır delegesi olarak katıldı, örgütün yönetim kuruluna üye seçildi. İttihat Terakki İdadisi’nde sosyoloji dersleri verdi. Bir yandan da “Genç Kalemler” dergisini çıkardı. Diyarbakır’dan Meclis-i Mebusan’a seçildi, İstanbul’a taşındı. Türk Ocağı’nın kurucuları arasında yer aldı.

Derneğin yayın organı “Türk Yurdu” başta olmak üzere Halka Doğru, İslam Mecmuası, Milli Tetebbular Mecmuası, İktisadiyat Mecmuası, İçtimaiyat Mecmuası, Yeni Mecmua’da yazılar yazdı. İstanbul Üniversitesi’nde sosyoloji dersleri verdi. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra İngilizler tarafından Malta’ya sürgün edildi. İki yıl sürgünde kaldı. Serbest kalınca Diyarbakır’da Küçük Mecmua’yı çıkardı. Cumhuriyet sonrası Maarif Vekaleti Telif ve Tercüme Heyeti Başkanlığı’na atandı ve  Ankara’ya yerleşti. 2. Dönem Diyarbakır’dan millet vekili seçildi.

“Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak” diye adlandırdığı bir düşünce çerçevesinde ürünler verdi.  Batı’nın teknolojik ve bilimsel gelişmesini sağlayan pozitif bilim anlayışını benimsedi. Dini, toplumsal birliğin sağlanmasında yardımcı bir öğe olarak değerlendirdi. Toplumsal modeli, Emile Durkheim’in teorik temellerini kurduğu “dayanışmacılık” temelinde şekillendi. Bireyi temel alan liberalizm ile sınıfsız toplumu temel alan Marksizm’e karşı mesleki örgütleri temel toplum birimi olarak kabul eden solidarizmde karar kıldı.

Eserleri; Kızıl Elma, Türkleşmek / İslamlaşmak / Muasırlaşmak, Yeni Hayat, Altın Işık, Türk Töresi, Doğru Yol, Türkçülüğün Esasları, Türk Medeniyet Tarihi (ölümünden sonra), Kürt Aşiretleri Hakkında Sosyolojik Tetkikler (ölümünden sonra), Terbiyenin Sosyal ve Kültürel Temelleri I

Paylaşın

Zeynep Uzunbay kimdir? Hayatı, Eserleri

11 Temmuz 1961 yılında Sivas’ın Gemerek İlçesi’nde dünyaya gelen Zeynep Uzunbay’ın asıl adı Zeynep Özdemir’dir. 1979 yılında Kayseri Sağlık Meslek Lisesi’ni, 1985’te de Gazi üniversitesi Eğitim Fakültesi Türk Dil ve Edebiyatı bölümünü bitirerek mezun olmuştur.

Haber Merkezi / İlk olarak Tokat’ta bir süre hemşirelik yapmış, ardından öğretmenliğe geçmiş yapmıştır. Zeynep Uzunbay’ın ilk şiiri “Bekleme Beni”dir ve 1993 yılında Çağdaş Türk Dili dergisinde yayımlanmıştır. Uzunbay’ın şiirleri ve çeşitli konulardaki yazıları ağırlıklı olarak Varlık, Damar, Yeni Biçem, gibi dergilerde yayımlanmıştır. 1995 yılında Uzunbay, “Sabahçı Su Kıyıları” isimli dosyasıyla Çankaya Belediyesi ve Damar Dergisi Yarışması’nda üçüncü olmuştur.

1998 yılında yayımlanan Yaşamaşk isimli kitabıyla da Uzunbay, 1998 Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülü’ne değer görülmüştür. 2004 yılında yayımlanan şiir kitabı Kim’e Uzunbay’a Karşıyaka Homeros Şiir Ödülü’nü kazandırır. Uzun yıllar Edebiyatçılar Derneği üyeliği yapmış olan Uzunbay dernek çerçevesinde de birçok etkinlikte görev almıştır. Uzunbay, ilerleyen yıllarda özellikle çocuklar için öyküler kaleme almış, roman, inceleme ve deneme türünde de eserler vermiştir. Şiirleri İtalyanca ve İngilizceye çevrilmiştir.

Zeynep Uzunbay’ın şiirinde ortaya çıkan en bariz özelliği kendine özgü biçimde geliştirdiği kelimelerle ilişkisidir. Şair, kelimelerde şiiri bağlamında çeşitli deformasyonlara giderek onlardan yeni biçim ve anlamlar çıkarmaya çalışır. Böylelikle şiirlerine yeni kapılar aralar. Ortaya çıkan bu yeni oluşumlar onun şiirini daha çarpıcı ve özgün kılar. Uzunbay’ın şiiri genel olarak akıcı, sade ve açık olarak tanımlanır. (Kaynak: teis.yesevi.edu.tr)

Paylaşın

Zeynep Kurada kimdir? Hayatı, Eserleri

7 Şubat 1963 yılında Ankara dünyaya gelen Zeynep Kurada, 13 Ekim İlkokulu, Atatürk Lisesi mezunudur. Birçok sivil toplum etkinliğinde aktif olarak yer aldı. Edebiyatçılar Derneği ve İnsan Hakları Derneği üyesi oldu.

Haber Merkezi / Zeynep Kurada’nın şiirleri Damar, Pencere, Bahçe, Çağdaş Türk Dili, Oluşum, Karşı, Dize, Kavram Karmaşa, Öykü Şiir, ABC dergilerinde yayımlandı. 1997’de Nektar Şiir Ödüllerinde üçüncülük ödülünü, Beni Kuşlarla… adlı kitabıyla da 2004 M. Sunullah Arısoy Şiir Yarışmasını kazandı.

Eserleri; İz/ler, Aşk Bile, Asi İklimler, Beni Kuşlarla…

“Düşle yolculuk”

Yüzün de benimleydi

Gecenin tülüne vuran sular
Mavi nehirler gibi dağılıp gitti
Gözümde devrilirken bir çınarın gölgesi

Sarı sıcak yalnızlığı istasyonların
Bekleyişi
Geciken yolcu telaşında
Bir düş daha böylece uğurlanır
Bozkırın ortasında

Sesin de benimleydi
Kulağımda devrilirken son tramvayın gidişi

“Aşk”

1
Henüz gönderilmeyen mektuplar gibisin
Her gün silbaştan yazıyorum seni…

2
Bir aşkın canını yakacağıma
Okyanusları söndürsem diyorum
HIZLA… HIZLA… HIZLA…

3
Suda büyüttüğüm halkalar gibisin
Gül atmasam küçülür (mü) sün?…

“Aşk Bile”

Sokak çalgıcılarının dalgın kemanı
Akdenizi anımsatıyor
Gelip geçmekte olan yazı
Güz bakışlarıyla

Aşk bile yetmez

Bir kez olsun masal anlatmadı babam
Uzun yolculuklara çıkmadık
Adım adım yaklaşan bir hüzündü gençliğim
Bir kış gecesi soğuk ve puslu

Düş bile yetmez

-birileri söylemişti sahi
Hiç unutmuyorum
Kadınsan mutsuz olmaya bile hakkın yok-

Sessiz iklimlerin çocuklarıyız şimdi
Ne varsa yarından kalacak
kırık dağ laleleri gibi
Yalnız kalmak gibi sonsuz ve acı
Öznesi liman bir vapura yüklüyoruz

denizler bile yetmez

Paylaşın