Veysel Erol kimdir? Hayatı, Eserleri

1976 yılında İzmir’in Selçuk İlçesi’nde dünyaya gelen Veysel Erol,, 2 Temmuz 2014 günü Selçuk Tahsin Ağa Camii’nde kılınan namazdan sonra, Selçuk Mezarlığında toprağa verildi. Veysel Erol, evli ve üç çocuk babasıydı.

Haber Merkezi / Emekli öğretmen olan Veysel Erol, Selçuk’un en önemli değeri Efes Antik kenti ve Meryemanı’nın Türkiye ve yurtdışında daha iyi tanınması için sayısız haber ve araştırmaya imza attı. Son yıllarda Selçuk’un öne çıkan bir başka değeri Şirince’nin adının duyulmasına da katkı veren Veysel Erol, basın camiasında sevilen bir gazeteciydi.

Şiirlerinde serbest ölçü kullanan Veysel Erol, tabiat ve insan sevgisini işler. Göz Banyosu (2006) adlı şiir kitabında da sosyal temalı ağırlıklı metinleri vardır.

“Birinci Manken”

yüzünü gördüğüm kaşıkta
sıcak bir ceset var

gümüşe tapıyorum
gümüşü okşayan
masada yangın var

yangın dildir
nesnelerin dili
sığıntıyı
ünlemlere saklar

yankıyı
yansısız bir aynaya
-sakın

bağırma
beni ruj tutar
ağızda kurşun
elde kalem var

duydun mu
yemek bitmedi daha
tabakta
göğsümün topukları var

“Hasatçı”

ben bir ikindi uykusuyum, rüzgârda
çiçeklere bakmak modaydı, kentte uçuşan
bir tuğlada pıhtılaşmış yazı, saçları kızıl
elleri kil, kadınlığı 1945 almanyası

ben bir ikindi uykusu, henüz soğumuş
pis kokularda yatan şiir
son kurşun: gençlik modaydı

ölmek için daima zaman vardı,modaydı
sarı hem çok yakındı, ateş
teknemim ağzı: yakın şiirleri
patlasın şakağımızda yüreğin kızgın öküzü
kuruyan kelimeler tutuşsun insan tarlasında
ağır ağır, dil oynasın

deniz bu, cansızlık modaydı: mavi
kendini koklayan bir kırmızıydı, beyaz
hep beyazdı zaman, modaydı

Paylaşın

Veysel Öngören kimdir? Hayatı, Eserleri

1931 yılında Diyarbakır’ın Bismil İlçesine bağlı Hacikan (Uzundere) Köyü’nde dünyaya gelen Veysel Öngören, 30 Eylül 1998 yılında doğduğu köyde vefat etti ve orada toprağa verildi. Fatma Hanım ile madenci Bedrettin Öngören’in oğludur. Karikatürist-yazar Ferit Öngören ile yazar, yönetmen, oyuncu Vasıf Öngören’in ağabeyidir.

Haber Merkezi / 1934 yılında merkezi hükümetle Dersim aşiretleri arasında çıkan anlaşmazlıklar sonucu yaşanan olayların Güneydoğu’ya doğru yayılması üzerine Hacikan Köyünün ağası Öngören ailesi de Kütahya’nın Tavşanlı ilçesine gönderildi. O nedenle de Veysel Öngören memleketinde başladığı ilköğrenimini Kütahya Tavşanlı’da, ortaöğrenimini ise 1949’da Afyon Lisesinde tamamladı. Daha sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümüne başlayan Öngören, buradaki öğrenimini yarıda bırakarak Diyarbakır’a, doğduğu köye geri geldi.

Burada yedi yıl yaşadıktan sonra Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Felsefe bölümünü okudu. Vatan gazetesi ve TRT Dış Haberler Servisinde çalıştı. Kardeşi Vasıf Öngören’in kurduğu Ankara Birliği Sahnesinin müdürlüğünü yaptı. Ömrünün son yıllarında Diyarbakır Belediyesinde tiyatro çalışmaları yaptı ve köyünde çiftçilik yaparak yaşamını sürdürdü.

İlk şiiri 1950’de Tavşanlı’da yayımlanan Filiz adlı bir dergide çıktı. Daha sonra edebiyat sorunlarına ilişkin yazılarını Yarın, Bilim ve Sanat, Ulus, Yeni Ufuklar, Türkiye Yazıları, Yeni Düşün, Yelken gibi dergi ve gazetelerde; şiir ve denemelerini ise Dost, Ankara Birliği, Türk Dili, Sanat Rehberi, Su gibi dergilerde yayımladı. Şiirlerinde sosyal gerçekçi hassasiyeti yansıtan Öngören’in şiir anlayışı Ahmed Arif, Enver Gökçe, Hasan Hüseyin gibi şairlere yakın bulundu. Yöresel deyişlerden de yararlandığı şiirlerini gözlemlerinden kaynaklanan zengin bir duyarlılıkla işledi. İlk şiir kitabı Remo ve Salo 1979 yılında yayımlanan Veysel Öngören, beş şiir kitabının yanı sıra edebiyat sorunlarını irdeleyen yazıları ile dikkat çekti.

Edebiyat incelemelerini Şiir ve Yenilik (1997) adlı kitapta yayımladı. Türk şiiri hakkında oldukça iyi bilen şair, şiir sanatı üzerine de özgün yorumlar yapmıştır: “Şiirimizde yapı sorunlarıyla ilgili kimi çalışmalar görüldü. Uğraş, kuşkusuz şiirin tekniğindeki olgunluktan kaynaklanıyordu. Şiir tekniğinin gelişmesi şairi tehdit etmeye, şairi tekniğiyle kendi arasında bir çözüm bulmaya zorladı. (…) Şiirin teknik baskısı önünde duyulan çaresizlik, düşülen tembellik, 1960 ozanlarının açtığı yolda şiirin ve gerçekliğin önünü adım adım tıkıyor. Yeni ozanlarda görülen kıpırdanmanın verdiği umut, bu olguyu açığa vurmada, şiire ve gerçekliğe ait bir yararı düşündürüyor. Şiir ‘kuşakları ardından koşturan öncü geyik’ ise Marksist öğreti adına şiire uygulanan bu baskıyı kırma işi şiirin tekniğini yenerek onu kullanılabilir kılma noktasında yeni ozanlarca geliştirilmelidir” görüşlerini ileri sürmüştür.

Hüseyin Atabaş gerek Veysel Öngören’in yaşamı gerek şiiri üzerine şöyle tespitlerde bulunmuştur: “Veysel Öngören bir güzel adamdı. Diyarbakırlı idi ama Ankara sokakları onun kahkahaları ile şenlendi yıllarca. O Ankara’yı çok sevmişti, Ankara da onu. Diyarbakır’da ‘ağaydı’, ‘şeyhti’ ama bunlar onun hiç mi hiç umurunda olmadı. O, Nusret Hızır’ın Dil Tarih’te öğrencisi olmaktan onur duyuyordu. Öncü geyiğin ardındaki şiir avcısı olmanın keyfinin çıkarıyordu. Ve Ankara, onun için hep Dil Tarihli yıllarının Ankara’sıydı. Enver Gökçe kuşağından bir şiir tavrı olan Veysel Öngören’in ömrü, ‘Remtelebe’nin destanını yazmakla, ‘Koca Ülke’nin şiirine tutunmakla geçti”. (Kaynak: teis.yesevi.edu.tr)

Paylaşın

Veysi Erdoğan kimdir? Hayatı, Eserleri

1982 yılında Diyarbakır‘da dünyaya gelen Veysi Erdoğan, ilk ve orta öğreniminden sonra, Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Bölümünden mezun oldu. Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde Türkçe öğretmenliği yapmaktadır. Bu okulda “Kalem Arkadaşları” adlı bir dergi çıkarmaktadır.

Haber Merkezi / Bir süre Yom Sanat dergisinin editörlüğünü yaptı. Şiir ve şiir üzerine yazıları Varlık, Kitap-lık, Yasakmeyve, Yaratım, Pitoresk, Tigris, Mühür, Yazılıkaya, Mor Taka gibi dergilerde yayımlandı. Şimdi Terk Edin Çadırımı (2008) adlı dosyası ile 2008 Yaşar Nabi Nayır Gençlik Şiir Ödülü’ne layık görüldü. Erdoğan’ın şiirinin kaynağını, Doğu’da yaşananlar, Doğu’nun edebî, kültürel kaynakları oluşturur.

Doğu mitolojisinin sembollerini işlediği Aklın Azabı: Birhan Keskin Şiirinde Hatıra Medeniyeti (2012 ) adlı inceleme kitabında, şair Birhan Keskin’in hayatından daha çok şiirlerini, şiir anlayışını detaylı olarak ele alır. Aklın Azabı eseri Yediler Kırbacı, Yediler Evi, Yediler Kuyusu, Yediler Aşkı’na başlıklı dört bölümden oluşur. Esrâri, Hafıza, Mağlûp, Ayna ve Tabut, Kılıç ve Kuyu, Şamdan ve Şuâra gibi. Sadece şiir isimleri bile onun şiir dili hakkında ipuçları vermektedir.

“Eksik”

herkes bir mum ile kapıma geldiğinden beridir
elem yüklü o yeşil evde bir ölüye pervaneyim

dönerim levhaya susan yüzümün esrarında, perde!
anlarım ki o kusur tende ben dilimin eksiğiyim

galib’in nefesinden gül okusa bana şeyh’im
duyamam! vezirim öldü her söze kötü bir vecizeyim

bileyin beni kalplerin sınandığı o vedâ suyunda
kör edin! ben ki kaf’ın kamburunda unutulan yetimim

gittim kendimi ölülerle terbiye edip geldim
kadife bir kılıca verdim tenimi işte ben dedim!

herkesin günahını bıraktığı bir lekeyim bu yerde
levhaya susmuş eksik bir beden ile kime geldim?

nerde dilin, nerde tenin, gözlerin nerdedir deme!
çıkamam kendimden ey şüphe aynalara giderim!

“Leke”

herkesin herkese kırbaç olduğu zamanlardı ki onlar
yarasını aynalarda büyüten bir lekeden geldilerdi

güzeldiler gül teninden tac yaparken dünyaya
yalan vezniyle varılan bir zamana indilerdi

baktılar her yer çamur her şey toz içinde yaradır
gittiler, keder kokan bir gövdede bekledilerdi

istediler mümkün olsun bu çağı kuyusuz kapatmak
hüzün suyuna susan o kör mendil inlemesin istedilerdi

gördüler herkes ötekinin sesiyle kapatıyor perdesini
olmaz’ın bahçesinden gitmek gömleğini giyindilerdi

kimbilir nerdeler şimdi, hangi mevsimdeler?
kimbilir hangi çağın peçesiyle örtündülerdi?

dünyayı söyleyen suların rengindeydi oysa onlar
gümüş bir gülden gelip siyah bir güle dönüştülerdi

Paylaşın

Volkan Hacıoğlu kimdir? Hayatı, Eserleri

26 Eylül 1977 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Volkan Hacıoğlu, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İngilizce İktisat Bölümünü bitirdi (2000). Aynı bölümde yüksek lisans yaptı. 2006’da New York Eyalet Üniversitesi, Sanatlar ve Bilimler Koleji, Ekonomi Bölümünde burslu olarak doktora programına başladı.

Haber Merkezi / 2010’da “iktisat doktoru” unvanını aldı. İ.Ü. İktisat Fakültesi İngilizce İktisat Bölümü İktisat Politikası Anabilim Dalı’nda Öğretim Üyesi olarak çalışmaktadır.

 Şiirleri, şiir ve şairler üzerine yazıları ve çevirileri 1997 yılından bu yana çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlandı. Nâzım Hikmet Akademisi’nde estetik dersleri verdi. Ralph Waldo Emerson, Percy Bysshe Shelley, Leigh Hunt, Lord Byron, Lord Alfred Tennyson, Ben Jonson, Thomas Chatterton, Ralph Hodgson, Dante Gabriel Rossetti gibi dünya şairlerinin şiirlerini Türkçeye uyarladı. Birçok dergide editörlük yaptı. Rosetta World Literatura adlı uluslararası karşılaştırmalı edebiyat dergisinin ve kültür sanat dergisi Absent’in genel yayın yönetmenidir. Üvercinka dergisinde ‘Genç Üvercinka’ adlı şiir köşesinin editörlüğünü yaptı.

2015’de Fransa’nın Sète kasabasında düzenlenen Akdeniz’in Akdeniz’de Yaşayan Sesleri (Voix Vives de Méditerranée en Méditerranée) adlı uluslararası şiir festivaline konuk oldu. 2017’de İtalya’da, direktörlüğünü Regina Resta’nın yaptığı “Verbumlandi Art” festivali kapsamında beşincisi düzenlenen Galateo Kenti Ulusal ve Uluslararası Nesir ve Şiir Yarışması’nda (Premio Nazionale ed Internazionale di Poesia e Prosa Città Del Galateo) ‘Uluslararası’ kategoride “Time Does Elapse” (“İlerliyor Vakit”) adlı İngilizce şiiri ile birincilik ödülüne değer görüldü. Şiirleri birçok yabancı dile çevrildi ve antolojilerde yayımlandı. 10. Uluslararası İstanbul Şiir Festivali Şiiristanbul’un Festival Düzenleme Kurulunda ve festival kapsamında verilen Sevda Ergin Şiir Ödülü’nün Seçici Kurulunda yer aldı.

Makedon şair Marta Markoska’nın Makedonya’nın başkenti Üsküp’de Galikul Yayınları tarafından İngilizce ve Makedonca yayımlanan, Todor Chalovski ödüllü “İçimizdeki Kara Delikler” adlı şiir kitabından bir seçkiyi 17-20 Kasım 2016 tarihlerinde İstanbul’da Artshop Yayıncılık’ın düzenlediği 1. Kıtalararası Genç Şiir Festivali etkinlikleri kapsamında Türkçeye çevirdi. Kitap, Artshop Yayıncılık’ın Artshop Dünya Edebiyatı Platformu Şiir Dizisi’nden özel basımla Ekim 2016’da yayımlandı.

6-10 Ocak 2017 tarihlerinde Artshop Yayıncılık tarafından İstanbul’da düzenlenen 1. Uluslararası Cemal Süreya Buluşması’na panelist olarak katıldı. Musıki Eseri Sahipleri Meslek Birliği (MESAM) ve Cemal Süreya Kültür Sanat Derneği üyesidir. Halen çeşitli dergi ve gazetelerde şiirleri, yazıları ve çevirileri yayımlanmaktadır.

​Eserleri;

Şiir; Duvarlarda Gözlerim Üşüyor, Dansa Kaldırılmayan Kadın, Ahenk Kapısı, Budapeşte Radyosu, Şehri Terk Eden Hayalet, Doğu Hindistan Kumpanyası

​Deneme-İnceleme; Köşeli Parantez

Çeviri Şiir; Anarşinin Maskesi (Percy Bysshe Shelley), Neşideler (Behruz Kia), Seçilmiş Şiirler (Ralph Waldo Emerson), Şiirler (Ralph Hodgson), İçimizdeki Kara Delikler (Marta Markoska), Yeryüzüne İndirilmiş Gölgeler (Dante Gabriel Rossetti / Simge Özer ve Pelin Batu ile birlikte).

​Çeviri Deneme-İnceleme; Şair (Ralph Waldo Emerson), Aşk (Ralph Waldo Emerson), Şiirin Öğeleri ve İşlevi (George Santayana).

Antoloji; Söyle İsyan İçinde Türkümüzü (Gezi Direnişi Şiir Antolojisi / İsmail Biçer ile birlikte).

​Derleme; P.K. 690 Beyoğlu (Muammer Hacıoğlu, Bütün Şiirleri / İdris Atmaca ile birlikte), Seçilmiş Şiirler (Muammer Hacıoğlu).

Paylaşın

Volkan Odabaş kimdir? Hayatı, Eserleri

1981 yılında Ordu’nun Fatsa İlçesi’nde dünyaya gelen Volkan Odabaş, ortaokul ve liseyi farklı kentlerde okudu. 19 Mayıs Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği Bölümünden 2013 yılında mezun oldu. 2014 yılında Ordu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde yüksek lisans eğitimini tamamladı.

Haber Merkezi / Halen memleketi Fatsa’da yaşayan Volkan Odabaş, Fatsa Şehit Binbaşı Ümit Karamustafa Ortaokulu Türkçe öğretmeni olarak görev yapmaktadır.

Volkan Odabaş’ın yayımlanmış 4 kitabı vardır. Bunlardan ikisi şiir, bir tanesi ise deneme ve diğeri de araştırma türündedir. Volkan Odabaş’ın ilk şiiri Varlık dergisinde yayımlandı. Daha sonra Mor Taka, Mühür, Patika,Yazılıkaya, Dize, Kertenkele, Yolcu gibi çeşitli dergilerde şiir ve şiir üzerine yazıları yayımlandı, yayımlanmaktadır. Yeniden Bağışlayalım Yağmuru adlı ikinci şiir kitabında farklı konularda yazdığı şiirleri yer alır.

Şiirlerini hece vezniyle, nadiren de olsa serbest vezinle yazan Odabaş, aşk, hasret, doğa sevgisi ve sosyal konuları şiirlerinde işler. Dursun Ali Akınet’in Şiirlerinde Söz Varlığı (2019) adlı inceleme kitabında; yaşayan halk ozanı Dursun Ali Akınet’in hayatı ve şiirlerini ele alır. Sözcüklerin Sonsuz Yası (2012) adlı kitabında; şiir sanatının özellikleri, etkileri ve şiir yazımı hakkında çeşitli dergilerde yazığı deneme yazılarını toplamıştır.

“Akşam Defteri”

göçmekte şimdi, ruhumdaki yolsuz kervan;
dili bağlı, susuz ve öksüz bir akşamdan.
ne yana dönsem, karanlığın uğultulu sesi;
yüzümü n yalazına değer, bakışın aynalarından.

gövdem, ormanını yitirmiş bir ağaç;
ağır yaprak kokusu bırakıyor odalara.
‘toprağı üşür mü yalnızlığın?’ dedi tohum ve ‘beni saç!’
büyür bizle yazgı, bir ad olur belki alınlara.

akşamı okuyoruz o rüzgardan, hiç durmadan;
şiire batan bir kitapta inandığımız kutsal söz.
ne kadar göçsek de, kararmaktan solmuş akşamdan;
bize kalan harftir!başka bir şey değil, boş sayfalardan.

“Hüznün Düşü(şü)”

hüzün,
”kurutulmuş gül mevsimi’dir”
şarin.
açar,şiirin bahçesinde;
h a r f h a r f
d i z e d i z e
zamanını ünlerken
sesin.

söz,
-yollara durduğumuz-
giz.
tinine giyinmiştir
imgenin.
ve gül,
acısına merhem olmuştur
hüzne düş
e
n
i
n.

 

 

Paylaşın

Vural Uzundağ kimdir? Hayatı, Eserleri

19.08.1986 yılında Aydın’da dünyaya gelen Vural Uzundağ, ilk ve ortaöğrenimini bu şehirde tamamladı. Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi Müzik Bölümü’nü bitirdikten sonra, İstanbul MSM’de Sinema-TV Bölümünde öğrenim gördü.

Haber Merkezi / Uzun zamandır sinemanın yanında şiirle de ilgilenen Uzundağ’ın ilk şiiri 2004 yılında Varlık Dergisi’nde yayınlandı. Daha sonra; Ünlem, Agora, Lacivert, Bireylikler, Yaratım, Yazılıkaya, Gediz, Akatalpa, Gard, Edebiyat Ortamı gibi dergilerde şiir ve şiir üzerinde yazdıklarıyla görüldü. 2005 yılında Karşıyaka CUMOK 5. Uğur Mumcu Şiir Ödülü’nü aldı.

2009 yılında Uluslararası İstanbul Beyoğlu Şiir Festivali’ne davet edildi. “Sağanak, Şimdi!” adlı ilk şiir dosyası 2010 yılında Uluslararası İstanbul Beyoğlu Şiir Festivali Sevda Ergin Genç Şair Ödülü’nü alarak Artshop Yayınları’nca kitaplaştırıldı. Yine aynı yıl içinde Edebiyat Ortamı Dergisi Şiir Ödülü, Jüri Özel Ödülü aldı ve 15. Arkadaş Zekai Özger Şiir Ödülü kapsamında dikkate değer bulundu.  Çeşitli edebiyat dergilerinde söyleşileri yayınlandı. (Edebiyat Ortamı Dergisi, Vural Uzundağ ile Söyleşi, Söyleşen: Muhammed Safa, Mart-Nisan 2011 Sayısı Gediz Edebiyat ve Sanat Dergisi, Vural Uzundağ ile “Sağanak, Şimdi!” üzerine, Söyleşen: Ahmet Çınar, Kış 2011 Sayısı *Yazılıkaya Şiir Yaprağı Dergisi, Sevda Ergin Genç Şair Ödülü üzerine söyleşi, Söyleşen: Duygu Ergun, Temmuz-Ağustos 2010 Sayısı) Şiirleri çeşitli yıllıklara alındı.

Yaklaşık yedi yıldır Dizi Filmlerde ve Sinema filmlerinde yönetmen yardımcılığı yapmaktadır. Son olarak Nuri Bilge Ceylan’ın “Kış Uykusu” adlı projesinde 2. Yönetmen Yardımcısı olarak görev aldı. Çekimler tamamlandıktan sonra 19. Saraybosna Film Festivali Talent Campus programına Kabul edildi.

“Eza”

geceye düşürdüğün onca yaprak ve
ay gölgelerinden yaptığın kuklaların yaşamı
ne acı, eskimiş bir rüzgârı biriktiriyoruz tenimizde
sabaha koşan çocuklar dilinde o yaprakların

mevsimler döner gibi göğe elleri açık
döner gibi toprak, evler; mabedi yarasız acının
kömür sobaları, bacalar, anne babalar ahraz!
oyunları çalınmış kaldırımlar yapraksız

şimdi banliyö trenleri geçer küflü raylardan
hatırasını unutmuş bir kuş geçer boydan boya şehri
kana bulaşmış bir gerçeklik şiirin ve şehirlerin üstleri

ne acı, en bakir kalan yanısın hâlâ kalbimin!

“Hanımeli”

kaçış/tı tüm adsız mektuplar, kilitsiz
zemberek kaldı bir uzağa imrenen, filmler siyah-beyaz

faili meçhul gazel yakmıştık ecel terleriyle
yıkanarak, o tekrar çıkılacak yokuşa eksik
bahçelerden zambak ölüleri taşırdı gök./yüzü
olmayan kristal fotoğrafta unutmuş yüzünü
çınladı ses: çıngırakk!

pustan bir sağanak yağıyor kente, sığınak
yok. hanımeli, beyeli, bilmem kimin eli değmiş
oyunlarımıza, meleklerin süzgecinden geçen zamanın
pıhtılaşmış solgun hüznüne boşalan yazdan
ki; damladıkça kanıyor mürekkep, adı konmamış zarfların

döküntü mahzenlerin yasaklarıdır hayal, ten kadar
yakın ipin dansına, parçala duyularını aşka susarak

sarhoşluğa kıyılardan gidilir, gece uzun/
dur gitme daha masallar senin olsun

sonbahar gözlerinden düşmekteyim şimdi, ilk defa.

 

Paylaşın

Yahya Kemal Beyatlı kimdir? Hayatı, Eserleri

2 Aralık 1884’te Üsküp’te dünyaya gelen Yahya Kemal Beyatlı’nın asıl adı Ahmed Agâh’tır. 1 Kasım 1958′ de tedavi için gittiği Paris’te hayatını kaybetti. Yahya Kemal Beyatlı İstanbul Vefa Lisesi’ni bitirdikten sonra Paris’e gitti. Paris’te 9 yıl kaldı. Fransız Edebiyatı’nı ve edebiyatçılarını yakından tanıma olanağı buldu. Onlardan etkilendi.

Haber Merkezi / Doğu Dilleri Okulu’na devam ederek Arapça ve Farsça ‘sını geliştirdi. Divan şiiri üzerinde yoğunlaştı. İstanbul’a dönüşünde Darüşşafaka, Medresetü’l-Vâizin ve Darülfünûn’da tarih ve edebiyat dersleri okuttu. Gazete ve dergilerde yazılar yazdı. Lozan Konferansı’na katıldı. 1923’te Urfa Milletvekili seçildi, sonraki yıllarda Yozgat, Tekirdağ ve İstanbul’dan Milletvekilli seçilerek TBMM’de görev aldı. Çeşitli ülkelerde diplomatik görevlerde bulundu, Türkiye’yi temsil etti. Pakistan Büyükelçiliği görevindeyken emekli oldu ve yurda döndü.

Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin en büyük temsilcilerinden birisidir. Klasik şiirimizin temel özelliklerine bağlı, kendine özgü bir şairdir. Sanatta ve edebiyatta gelenekçiliği sürdürmüş, millî ve manevî değerlere bağlı kaldı. Şiirlerinde sese, ritime, musikiye önem verdi ve şiirde ve mükemmelliği ardı. “Ok” adlı şiirini heceyle, diğer bütün şiirlerini aruzla yazdı. Şiirlerinde Fransız şairlerden Charles Baudaleire ve Arthur Rimbaud’un etkisi görülmektedir.

Doğunun ver batının sentezini yapmaya çalıştı. Yaşadığı sürece şiirlerini kitap hâline getirmemiş; ancak ölümünden sonra kurulan Yahya Kemal Enstitüsü’nün yardımı ile şiirleri kitap halinde basılmış; bir çoğu da, başta Münir Nurettin Selçuk ve Osman Nihat Akın olmak üzere ünlü bestekârlar tarafından bestelenmiştir. Endülüs’te Raks, Aziz İstanbul, Rindlerin Ölümü, Sessiz Gemi… gibi. Ayrıca Nedimden sonra şiirlerinde İstanbul’u en çok dile getiren şairdir.

Eserleri;

Şiir; Kendi Gök Kubbemiz, Eski Şiirin Rüzgârıyla, Rubailer ve Hayyam Rubailerini Türkçe Söyleyiş, Bitmemiş Şiirler

Düzyazı; Aziz İstanbul, Eğil Dağlar, Siyasi Hikayeler, Siyasi ve Edebi Portreler, Edebiyata Dair, Çocukluğum Gençliğim Siyasi ve Edebi Hatıralarım, Tarih Musahabeleri, Mektuplar-Makaleler

Paylaşın

Yaprak Öz kimdir? Hayatı, Eserleri

11 Aralık 1973 yılında Zonguldak’ta dünyaya gelen Yaprak Öz, ilk öğrenimini Yayla İlkokulu ve TED (Türkiye Eğitim Derneği) Zonguldak Koleji’nde tamamlamıştır. Lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Amerikan Kültürü ve Edebiyatı bölümünde tamamlamıştır.

Haber Merkezi / Yaprak Öz, 1999’da Suadiye Hacı Mustafa Tarman Anadolu Lisesi’nde İngilizce öğretmeni olarak çalışmaya başlamıştır. Yaprak Öz, Literature Across Frontiers Edebiyat Derneği ile Delta Yayınları’nın birlikte düzenlediği World Expres tasarımında yer almıştır. Bunun yanı sıra Öz, birçok şairin eserini Türkçeye çevirmiştir.

Uluslararası PEN Yazarlar Derneği, Delta Kültürlerarası Yaratıcı İşbirliği Derneği ve Türkiye Polisiye Yazarları Birliği üyesidir. Yaprak Öz 2010 yılında Şiirli Müzik Kutusu adlı eseriyle Cemal Süreya Şiir Ödülleri “başarı” ödülü almıştır. Ayrıca Öz’ün şiirleri ve yazıları yurtiçi ve yurtdışında çeşitli dergi, gazete ve derleme kitaplarda yayımlanmıştır.

Romanları; Berlinli Apartmanı (2013), Şeytan Disko (2015), Tilki, Baykuş, Bakire (2017), Sobe Siyah Orkide (2018), Farahnaz’ın Çiçeği (2019). Son romanı ile Türkiye Polisiye Yazarlar Birliği tarafından Kristal Kelepçe ödülünü almıştır.

“…”

Sessizlik sabahın erken saatlerinde bir kumsaldır.
Suyun içinden güneşe bakan deniz kabuklarıdır.
Hiç konuşmayan çiçeklerdir.
Sessizlik uyuyan güzel bir kızın uzun saçlarıdır.
Çok eski anılardır.
Bir zamanlar sevilmiş bir erkektir.
Ölüm sessizlik değildir.

“Göz”

ıssız gece ıssız ev
sessizlikle ip oyunu
yüzüm güzel bir örümcek ağı
saçlarım ipekböceğinin uykusu

anne rahmi
mavi kabarcıkların ninnisi
su şarkı söylüyor
aynı yatakta uyumuştu ağabey
aynı yatakta kök verdi ağaç
aynı yatakta aktı kan ve ırmak

gözkapağı gibi açılıyor ay
kocaman bir kırkayak
yürüyor evin içinde
yankılanırken ayak sesleri
vurarak öldürüyor onu anne

gecenin karınca yiyeni
aşkımı değil şeytanı ye
odur bakanın gölgesini
kaburgalara eken

ıssız bakış ıssız göz
giyotin bölüyor sessizliği
başkalığın uyumuyum ben.

Paylaşın

Yasin Erol kimdir? Hayatı, Eserleri

1967 yılında Ankara’nın Haymana İlçesi’nde dünyaya gelen Yasin Erol, ilk ve ortaöğrenimini Polatlı’da tamamladı. Ankara Üniversitesi DTCF Kütüphanecilik Bölümünü bitirdi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğünde çalışıyor.

Haber Merkezi / Varlık, Yasakmeyve, Türk Dili, Edebiyat ve Eleştiri, Deliler Teknesi, Sincan İstasyonu, Kum, Papirüs, Sanat Çevresi, Yapı Kredi Yıllığı vb. dergilerde şiiri ve şiir üzerine yazıları yayımlandı. Güney Kore Çeviri Enstitüsü ile Güney Kore Edebiyatçıları Derneği’nin davetlisi olarak 2005 yılında gittiği Güney Kore’de, Asya Yazarlar Birliği tarafından düzenlenen uluslararası bir toplantıda ülkemizi temsil etti.

İlk şiir kitabı Bu Aşk Öykü Tutmaz ile duygu ile düşünceyi harmanlayan bir şiir anlayışını ortaya koyar. İmgelerle süslediği dilini farklı mısralar kurarak zenginleştirir. İkinci kitabı Sizi Hiç Sevmiş Miydim’de de imgelerle zenginleştirdiği şiir dilini ve mısra anlayışını, hayal gücünün sınırsızlığı ve ironiyle birleştirerek kullanır. Hayatın ve aşkın izini sürdüğü şiirler yazar.

“Düşünen Çocuktur Baba”

yıllar önce bir gece babam
unutup yorganın altında
gözleri çakmak çakmak çocuğu
anlattı anneme tane tane
dünyada ondan daha güzel başakların olduğunu

ertesi gün sofrada
annem bir tuhaf bakarken babama
anladım onun
anneden çok bir kadın olduğunu

bir gün toprakta uyurken
karıncaların tanrısı kadar sessiz
eğilip yeryüzünün en güzel yüzüne
dedim anne
senden başkasını sevse de bu adam
korkma ben varım
çünkü düşünen çocuktur baba

“Şiir ve Sen”

Habersiz bir yağmur gibi
Her gün yağıyorsun içime
Sevinçlerinde ucu ucuna yaşayan bir aydınlık
Bana çocukların sevdiği bir denizi
Önceliği uçurtmalara tanıyan gökyüzünü
Yön arayıcılarının kullanmadığı geceyi
Ve sadece yüzünden sevilen bir şehri getir
Yoksa gelmem sana
Ben aşkta önümü görmek isterim

Bir an önce ikna et o karanfili
O şiirden çıkıp gelsin
Ve eleştirmenlere söyle
Edip Cansever türü bir incelik gösterip
İncitmesinler ölen şairlerin şiirlerini
Saygıdandır
Biraz bekle hele bir ustalar uyusun
Yoksa gelmem sana

Sıkıyönetimlerde yalnız başına dolaşan
Mahkemelerde tanıklığı kabul edilmeyen
Ve bir kibrit alevinde
İnce bir fikir gibi parlayan
Her şairi barındıracak bir şiirin içine girip de
Kapısını penceresini aralamadan
Gelmem sana

Şiir ve sen
Öylesine nazlı ve duyarlısınız ki
Sol yanımda tarafsız bir orman
Sağ yanımda taraflı bir ağaç
Çağır beni
Derelerin denizleri görme düşü gibi
Al beni
Dışarısı yağmur
İçimde bir yaprak büyür gibi

Paylaşın

Yasin Mortaş kimdir? Hayatı, Eserleri

30 Mayıs 1967 yılında Kahramanmaraş’ın Afşin İlçesine bağlı Birecik (Alimpınar) Köyü’nde dünyaya gelen Yasin Mortaş, Afşin Lisesi (1986), Sağlık Meslek Lisesi, Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi İşletme Bölümü (1993) mezunu. Bir kamu kurumunda çalışıyor. Türkiye Yazarlar Birliği üyesidir.

Haber Merkezi / Şiir yazmaya lise yıllarında başlayan Yasin Mortaş’ın şiirleri; Kırağı, Dolunay, Dergâh, Yedi İklim, Hece, Türk Edebiyatı, Türk Dili, Harman, Edep, Lika, İnsan Saati, Yalnız Ardıç, Alkış, Güneysu, Şardağı, Derkenar, Dergibi, Mor Taka, Mostar, Ada, Mavi Çınar, Genç Kalemşorlar, Gülbang, Bir Edebiyat Yaprağı, Mefkûre, Yoldaki Kalemler, Hece Taşları, Mevsimler, Sükut, Usare, Edebistan, Yeşil Afşin, Afşin’in Sesi, Milli Eğitim Dergisi gibi çeşitli dergilerde yayımlandı.

Şiirlerini 1997 yılında “Güvercin Vadisi Şiirleri” adlı kitapta topladı. Ayrıca birçok şiir antolojisinde yer almış, ulusal ve Uluslararası birçok şiir etkinliğine katılmıştır. Fotoğraf sanatıyla da ilgilenen Yasin Mortaş, National Geographic başta olmak üzere birçok fotoğraf ödülü ve sergileri bulunuyor.

“Eylül”

eylül
ki kelimelerin
hazan mevsimi
bütün lügatlerden düşmüş
sarı kağıtlara
üşümüş bir kitap gibi
aşkı gönenmiş
yaprakları çıkarılmış
yalnızlığa dair

eylül
bütün baharları
şimdiden dökmüş
üzerinden

“Gölgesinde Üşürüz Aşkımızın”

gözlerinin seli tuttu
parmaklığa kapandı deniz
gün görmedi karanlık
seniaydınlık unuttu
unuttu bendeniz

yokuşlar gün yorgunuyken
deprem oluyor uzaklarda
topraklara kan veriliyor
leyla ile mecnun gibi
aşklar kuruluyor

adem ve havvanın
gölgesini bölüşürüz aşkımızca
kapanırız uçsuz bucaksız sevgilere
vuslata düşürürüz dorukları
ve yılları

Paylaşın