Cizre’de halka seslenen HDP Eş Genel Başkanı Sancar, “Bizler Kürt halkının özgürlük mücadelesiyle, Türkiye halklarının demokrasi mücadelesini buluşturuyoruz. Sırf iktidarını devam ettirmek, saltanatını devam ettirmek için, bu sömürü, talan, rant, yalan ve savaş düzenin devam ettirmek için her yolu deniyorlar. Ama başaramayacaklar. Bütün bu oyunları halkın iradesi boşa çıkaracaktır. Bu zorba düzeni değiştireceğiz.” dedi.
Haber Merkezi / Konuşmasında, gençlere de çağrı yapan Sancar, “Hepimiz, oy kullanan her birimiz seçim görevlisi gibi davranın. Seçimi kazanmak için oyu sandığa, irademizi atmak yetmiyor, sandıktan çıkan iradeyi de korumamız gerekiyor. Hepiniz seçim görevlisi olmak, çalışmak için hazırlanın. En çok siz gençler, sandıkları, oy torbalarını bırakmayın” ifadelerini kullandı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkan Mithat Sancar, Yeşil Sol Parti’nin Cizre’de gerçekleştirdiği mitingde konuştu. Sancar, şunları ifade etti:
“Merheba warê helbestê, warê Ehmedê Xanê û Melayê Cizirî, merhaba ware Orhan Doganê dilovan, merhaba keleha berxwedanê, merhaba dayikên eziz, merhaba ciwanên têkoşer. merheba gelê Cizîra botan, ez we hemuyan ji dil û can slav dikim. Cizre’nin onurlu direngen halkı. Hepinizi yürekten selamlıyorum. Hoş geldiniz.
Bu coşkunuz bütün ülkeye yayılıyor. Bütün ülke Cizira Botan’ın coşkulu sesini dinliyor. 14 Mayıs’a doğru büyüyerek yürüyen halkın kararlılığını gösteriyor. Hun her hebin hevalno.
“AKP-MHP bloku Kürt düşmanlığı üzerine kurulmuştur”
Evet, 14 Mayıs’a günler kaldı. AKP-MHP bloku bu ülkeye savaş, yoksulluk, sömürü ve baskıdan başka hiçbir şey getirmedi. Kürtlere de savaş, imha ve yoksulluğu reva gördü. Bakın geçen gün Süleyman Soylu ne diyor? “Yerli malı haftasını artık elmayla, armutla kutlamıyoruz. Yerli malı haftasını İHA’larla, SİHA’larla, Ataklarla, Kızıl Elma’larla kutluyoruz”.
Ne demek bu, savaşı ve ölümü kutsamak demek. AKP-MHP bloku, savaşı ve ölümü yüceltip kutsuyor. Biz ise barışı ve yaşamı savunuyoruz. Sizlere anlatmama gerek yok her gün yaşıyorsunuz örnekleriyle. AKP-MHP bloku Kürt düşmanlığı üzerine kurulmuştur. Kürt düşmanı bir ittifaktır bu ittifak. Kayyım uygulamalarıyla, Kürt halkının iradesini gasp etti. Burada da gasp etti, birçok şehrimizde de kayyımlarla iradeyi gasp etti.
Peki, kayyımlar ne yaptı? İlk önce kurumların isimlerini değiştirdiler. Kürtçeyi kaldırdılar, Kürtçe isimleri sildiler. Sağlık, eğitim, kadın için kurulmuş kuruluşları kapattılar. Hepsi Kürtçeye düşmanlık, Kürt halkına düşmanlıktır. Başka ne yaptılar? Sevgili Orhan Doğan adına yapılan anıtı da yıktılar. Şimdi onlar Kürtçe isimleri sildiler diye Kürtçe yok olur mu? Kurumları kapattılar diye Kürt halkı kültüründen ve kimliğinden vazgeçer mi?
Orhan Doğan Anıtı’nı yıktılar diye Orhan Doğan’ı bu halkın yüreğinden çıkarabilirler mi? Orhan Doğan gibi halk için, barış için, adalet için mücadele eden, bedel ödeyen bütün insanlara selam olsun! Onların büyük bedellerle bugüne getirdiği mücadele şimdi hepimize emanet. Bu mirası, bu değerli mirası büyüterek gelecek kuşaklara aktarmak boynumuzun borcudur. Bunu en çok siz gençler yapacaksınız. Gençler sizler en önde yürüyeceksiniz.
Bu iktidar savaştan besleniyor. Savaşa ülkenin kaynaklarını aktarıyor. Savaştan bir avuç zengin savaş baron yaratıyor. Bunun sonucu canlarımız gidiyor, yoksulluk artıyor. Şuraya bakın, Şırnak ülkenin 81 ili içinde gelişmişlik bakımından son sırada. 81 ilin sonuncusu Şırnak. Yani ne demek bu? Yoksulluk, işsizlik, sefalet demek bu. Bu iktidarın halka reva gördüğü yaşam bu. Biz bunu değiştirmeye geliyoruz.
Sevgili gençler, değerli kadın yoldaşlarım; bu mücadelenin öncüleri sizlersiniz. “Direne direne kazanacağız” diyorsunuz ya direne direne kazandık zaten. Ne yapmak istiyorlardı? Bizleri yok etmek, diz çöktürmek, boyun eğdirmek istiyorlardı ama halkımızla direndik, diz çökmedik, boyun eğmedik.
“Kumpasları ile başa çıkmayı öğrendik, bu da onlara dert oldu”
Biliyorsunuz, Seyit Rıza idam sehpasına giderken “Ben sizin hilelerinizle baş edemedim, bu bana dert oldu ama ben de size boyun eğmedim bu da size dert olsun” dedi. Şimdi biz hem onların önünde diz dökmedik, boyun eğmedik bu onlara dert oldu.
Ayrıca oyunlarıyla, hileleriyle, kumpaslarıyla başa çıkmayı öğrendik, bu da onlara ders olsun. Partimiz HDP’yi kapatmak için dava açtılar. Yoldaşlarımızı kumpas davalarıyla cezaevlerine tıktılar. Hepsi siyasi rehindir. Kendi hukuklarını çiğnediler, uluslararası hukuku yok saydılar, kardeşlerimizi içeri tıktılar ama yine vazgeçmedik, yolumuzda kararlılıkla yürüdük.
Halkımıza söz vermiştik. Ne yaparlarsa yapsınlar, halkımızı seçeneksiz bırakmayacağız demiştik. Halkımızın iradesini seçimlerde en etkili şekilde ortaya çıkaracak yolu yaratacağız demiştik. Şimdi o yol Yeşil Sol.
Diyoruz ki tek yol Yeşil Sol. Şimdi Yeşil Sol’u Meclis’e en güçlü şekilde göndermenin zamanıdır. Bizler Türkiye’nin bütün sorunlarını çözecek güce ve birikime sahibiz. İttifaklarımızla daha da güçleniyoruz. Burada Kürt Özgürlük ve Demokrasi İttifakı’nı kurduk. Kürt ulusal birliğine giden yolda önemli bir adım attık.
Birliğimiz özgürlük için önemlidir. Kürt halkının birliği, özgürlüğü, hukuku ve hakları için çok önemlidir. O nedenle birliğimizi güçlendirmeliyiz. Mamoste Cegerxwîn çi digot? Digot, eger em nebin yek, em ê herin yek bi yek. Niha em bûn yek u em naçin yek bi yek.
Burada kurduğumuz ittifakı Türkiye’nin bütün demokrasi güçlerini kapsayacak genişliğe getirmek istiyoruz. Kürt halkının bu özgürlük mücadelesi ile Türkiye halklarının demokrasi mücadelesini buluşturuyoruz. Kürt sorununun demokratik çözümü Türkiye’nin demokrasiye giden yolunu açar.
Türkiye’de demokrasiyi birlikte inşa ettiğimizde barışın güvencesini de yaratmış olacağız. Hem Kürtlerin özgürlüğü, hukuku ve hakları için hem de bütün Türkiye’de demokrasi ve adalet için güçlerimizi birleştiriyoruz. Gümbür gümbür geliyoruz. Geçen gün Erdoğan diyor ki; “Benim dünyevi hiçbir hırsım olamaz”.
Daha ne olsun, daha nasıl bir hırsı olsun! Her gün sosyal medyada yayınlanan itirafları bir kenara bıraktım. Erdoğan bu koltuğa yapışmıştır ve kaybetmemek için denemediği yol kalmadı. Sırf iktidarlarını devam ettirmek için; bu sömürü, talan, rant, yalan ve savaş düzenini devam ettirmek için her yolu deniyorlar. Ama başaramayacaklar. Bütün bu oyunları halkın iradesi boşa çıkaracaktır.
Bakın, 2019 yerel seçimlerinde Şırnak’ı nasıl gasp ettiler. Şimdi itirafçılar anlatıyor. Bu seçimlerde de devletin bütün imkanlarını kullanıyorlar. O yetmedi valileri, kaymakamları, emniyet görevlilerini devreye sokuyorlar. Halkın oylarını baskı ve hileyle ve başka vaatlerle çalmak istiyorlar ama Cizira Botan halkı, Şırnak halkı bu ahlaksızlığa geçit vermeyecek. Bu zorba düzeni değiştireceğiz. Ahlaksızlığı yıkacağız, çiğneyip geçeceğiz ördükleri ahlaksızlık duvarlarını.
Sevgili kardeşlerim, seçim geliyor. Kaç gün kaldı şurada? Bu seçim, ölümü ve savaşı kutsayanlar ile barışı ve yaşamı savunanlar arasında bir seçimdir. Bu seçim sömürü düzenini devam ettirmek isteyenler ile emeğin hakkını savunanlar arasında bir seçimdir. Bu seçim özgürlüğü savunanlar ile baskıyı, zulmü sürdürmek isteyenler arasında bir seçimdir.
Türkiye yeni bir yüzyıla hangi yolla girecek? İşte bunu biz belirleyeceğiz. Meclis’e Yeşil Sol’u en güçlü şekilde gönderdiğimizde özgürlüğün, demokrasinin, barışın da kurucu gücünü yaratmış olacaksınız. Bütün suçların, soygunların, bütün bu talanın, yalanın hesabını sormaya gideceğiz. Yeni bir yaşamı, bu ülkedeki bütün halkların ve inançların eşit ve özgür olduğu bir düzeni kurmaya gideceğiz.
Cudi’de kesilen her ağacın hesabını sormaya gideceğiz. Bunu yapmak için de Yeşil Sol’un ağacı altında buluşuyoruz. Buluşuyoruz, güçlerimizi birleştiriyoruz. Barışa, demokrasiye, adalete en güçlü şekilde yürümek için bir araya geliyoruz. Biliyoruz başarı yakındır. Bu tek adam rejimini, bu saltanatı bitireceğiz.
Erdoğan gidecek, bu seçimlerde sizlerin iradesiyle gidecek. Saltanat düzeni bitecek. Yeşil Sol’la yeni, özgür ve eşit yaşamın yolları açılacak. Biraz önce videoda izlediniz, oylarınızı nasıl kullanacağınızı iyi öğrenmeniz gerekiyor. Pusulada tek ağaç var, Yeşil Sol’un ağacı. Mührü onun altına basıyoruz. Mühür Yeşil Sol ağacının altına. Sandıkları da koruyoruz, irademizi de.
“İktidar irademizi çalmak isteyecek ama izin vermeyeceğiz”
Hepimiz, oy kullanan her birimiz seçim görevlisi gibi davranalım. Seçimi kazanmak için oyu sandığa atmak yetmiyor, sandıktan çıkan iradeyi de korumamız gerekiyor. Hepiniz seçim görevlisi olmak, çalışmak için hazırlanın. En çok siz gençler sandıkları, oy torbalarını bırakmayın. Bunlar her şeyi çalmak isterler, irademizi çalmak isterler ama izin vermeyeceğiz. Mutlaka bu tek adam yönetimini bitireceğiz. Bu düzeni değiştireceğiz.
Rêya me vekiriye em dizanin. Eger em yek bibin wê herin. Em bimeşin meşa me meşa azadiye ye. Ev meş ewê wan bişîne. Serkeftin ya me ye. Em çi dibijin; dîsa em, dîsa serkeftin. Dîsa em dîsa azadî, dîsa em dîsa aştî. 15 Mayıs sabahı baharın geldiğini, çiçeklerin açtığını, yüzlerin güldüğünü hep birlikte göreceğiz. Bütün ülkeye baharı bizler getireceğiz. Serkeftin, serkeftin ji bo me.”