1954 yılında İzmir’in Bergama İlçesinde dünyaya gelen Halim Yazıcı, 1978 yılında Ege Üniversitesi İktisat bölümünden mezun olmuştur. Yazar ve şairliğinin dışında; Denizli, İzmir Çiğli ve İzmir Konak Belediyelerinde Kültür Müdürlüğü görevini yürütmüştür.
Haber Merkezi / Temmuz 2009 – Ekim 2010 tarihleri arasında İzmir Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü, Kent Konseyi Şube Müdürlüğü, Bornova Belediye Başkanlığı Kültür-Sanat Danışmanlığı yapmıştır.
2004 yılında Ses Sağlık Emekçileri Sendikası Birincilik; 2005 yılında Uğur Mumcu Şiir Birincilik, Homeros Şiir Emek, ve Adnan Yücel Şiir Birincilik; 2008 yılında Sunullah Arısoy Kegev Özel Ödülü, Homeros Şiir Birincilik; 2011 yılında Dil Derneği Ömer Asım Aksoy, Unesco Evliya Çelebi Yılı Şiir İkincilik; 2013 yılında Ceyhun Atuf Kansu; 2016’da ise Berksav (Bergama Kültür Sanat Vakfı) Yılın Sanat İnsanı ödüllerini almıştır.
Dönemeç dergisinin sorumlusu ve sahibi olmasının yanı sıra, Küçücük, Körfez, Akropol, Yamaç, Ünlem gibi dergilerin kuruluşunda görev almıştır. Türkiye Yazıları, Küçücük, Sanat Edebiyat 81 ve Kocatepe dergilerinde yazı hayatına başlayan şairin çok sayıda eseri bulunmaktadır.
Çocuklara da şiirler yazmış ve bu şiirlerini İyi Kediler Çocuklar ve Kuş Oyunları adıyla yayımlamıştır. 2015 yılından itibaren Caz Kedisi Şiir ve Şiir Kültürü Dergisi’ni yayımlamaktadır. “Caz Kedisi” isimli bir de blog ve internet sitesi bulunan şair, eserlerini de bu isim altında toplamaktadır.
“Arkadaşlar”
enginar suyunun, ekmeğin
albatros ruhunun, denizin
ıslak sesleri, ölümleri
çoğaltıncaya kadar yürüdük sizleri
delikli çakıltaşlarından
taç yapraklı kolyeler yaptık
incir yaprağından sütler
kekik sesinden arkadaşlar.
“Gümüş iğnesi guevara’nın”
sen elleri cebinde çocuk
çocuk bahçesinde ahşap düşler peşinde
gümüş iğnesi denizin
fırdöndü şapkan kumruların teleğinde
hasır çantasıyla koşan ölüme
hazır guevara’sıydın şiirin
granit gözlü akbabalar
konsa da üstüne ceylanların
rüzgârda şiirlerin savrulması bu yüzdendir
ince belli ölümleri anımsatır
şiirleri bulutlara yazılıdır çocukların.
“Peki ben şimdi”
topraktan bir çiçek koparıyorum
kanı bulaşıyor ellerime yüreğimin
başımı kucağına yaslıyorum annemin
derin bir mavi oluşuyor kaşlarında denizlerimin
alıp gidiyorum topal şapkasını aşklarımın
çıkarıp soyunuyor martılar gözlüklerini tirşe yalnızlıklara
-soru; ben artık senin denizkabuğun değilim.
-cevap; peki şimdi ben senin neyinim ışığım?