Hatimoğulları: Seçilmişin Yerine Atanmışı Getiremezsiniz

Hakkari merkezde tamamlanan “İradeye Saygı Yürüyüşü”nde konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “Hakkari’ye kayyım atandığı günden bugüne meydanları terk etmediğimizi, irademize sahip çıktığımızı görmek durumundalar” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Burada taleplerimizi bir kere daha özetliyoruz: Seçilmişin yerine atanmışı getiremezsiniz. Seçilmişin nasıl seçildiği, görevden nasıl alınacağı, nasıl yargılanacağı, görevden alınırsa şayet yerine kimin nasıl seçileceği Anayasa’da tek tek yazılmıştır.”

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) yönetimindeki Hakkari Belediyesi’ne 3 Haziran’da kayyım atanmasına karşı başlatılan “İradeye Saygı Yürüyüşü” yapılan basın açıklaması ile sona erdi. Yürüyüşe DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, HDP Eş Genel Başkanı Cahit Kırkazak ile milletvekilleri, MYK ve PM üyeleri ve STK temsilcileri katıldı.

Hatimoğulları yürüyüş sonunda yapılan açıklamada şunları söyledi: “Değerli Hakkari halkı, yürüyüşümüze emek veren kurum temsilcileri, bileşenlerimiz, ittifak güçlerimiz; İradeye Saygı Yürüyüşümüzde verdiğiniz emekten dolayı partim adına hepinize teşekkür ediyorum. Heyetimiz dokuz gündür yollarda. İstanbul’dan, Tekirdağ’dan, İzmir’den, Ankara’dan, Çukurova’dan; Türkiye ve Kürdistan’ın dört bir yanından insanlar yollara düştüler ve kent kent dolaşarak buraya geldiler. Van’dan buraya kadar da yürüyüşü kesintisiz bir şekilde gerçekleştirmiş olduk.

Bu 9 günlük yürüyüşte bir talebimiz vardı: İradeye saygı. İrade nedir? İrade demokraside halk demektir ama diktatörlükte saray demektir, tek adam demektir. İrade nedir? Demokrasidir, adalettir. Ama otoriter faşist rejimlerde irade kolluk kuvvetidir, kayyımdır, seçilmişin yerine atanmışı getirmektir. Bizler iradeye saygı diyoruz. Türkiye’de eğer seçme ve seçilme hakkı erken dönemde yasalaşmışsa bu halkın iradesinin, sandıktan çıkan doğrudan iradesinin tanınması gerekir.

Erdoğan bu son seçimlerde “Sandıktan çıkana saygı duyacağız” demişti ama sandıktan çıkana Hakkari’de saygı duymadı. Mehmet Sıddık arkadaşımız haksız ve hukuksuz şekilde 19 küsur yıl cezaya çarptırıldı. Daha Mehmet Sıddık arkadaşımız hakkında karar verilmeden, arkamızda gördüğünüz valilik makamında durması gereken şahıs İçişleri Bakanlığı tarafından kayyım olarak belediyeye atandı. Yani seçilmişin yerine atandı.

Daha arkadaşımız hakkında bir karar verilmemişti bu atama gerçekleştiğinde. Yani apaçık haksızlık yapılmıştır, apaçık kanun çiğnenmiştir. Bakın Manisa Kula Belediye Başkanı tutuklandı ve yerine Belediye Meclisi belediye başkanını seçiyor. Biz Hakkari’de ne yaptık? Belediye Meclisimiz toplandı, Viyan Tekçe eş başkanımızı başkanvekili olarak seçti. Şu anda yapılması gereken Belediye Eş Başkanımız Viyan Tekçe’nin resmi atamasının gerçekleşmesidir ama bunu yapmıyorlar.

“Seçilmişin yerine atanmışı getiremezsiniz”

Bu 9 günlük yürüyüş boyunca da buraya kayyım atandığı andan itibaren de hem Hakkari’de hem Türkiye’de hem Kürdistan’ın dört bir yanında alanlardaydık, meydanlardaydık. Nüfus olarak, ekonomi olarak Türkiye’nin çeyreği olan İstanbul’da bütün demokrasi güçleriyle beraber belediyelerimize sahip çıkma nöbeti nöbetimiz devam ediyor. Buradan, Hakkari’den İstanbul ve diğer kentlerde devam eden nöbetleri alkış ve zılgıtlarımızla selamlıyoruz.

9 günlük yürüyüş boyunca bazı arkadaşlarımızın ayakları su topladı, bazı arkadaşlarımızın çeşitli hastalıkları vardı, bazı arkadaşlarımızın yaşı ilerlemişti ama asfaltı eriten sıcaklarda insanlar yürümekten geri durmadı. Bütün bunlara karşı insanlar yürüdüyse, Saray’daki de şu arkamızdaki binada bulunması gereken vali yani atanmış kayyım da halkın iradesini ve kararlılığını, kararlılığımızı görmek durumunda.

Hakkari’ye kayyım atandığı günden bugüne meydanları terk etmediğimizi, irademize sahip çıktığımızı görmek durumundalar. Burada taleplerimizi bir kere daha özetliyoruz: Seçilmişin yerine atanmışı getiremezsiniz. Seçilmişin nasıl seçildiği, görevden nasıl alınacağı, nasıl yargılanacağı, görevden alınırsa şayet yerine kimin nasıl seçileceği Anayasa’da tek tek yazılmıştır.

Kürt halkının iradesini çiğneyerek, Hakkari halkının iradesini çiğneyerek şu an bu iktidarın yaptığı aynı zamanda Anayasa’yı da çiğnemektir. Anayasa uygulanmalıdır, Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmeler uygulanmalıdır. Yerel Yönetimler Özerklik Şartına bağlı olan Türkiye buna uygun davranmalıdır. Venedik Protokolüne uygun davranmalıdır. Bugün atanmış olan bu kayyımlar sadece Türkiye’deki yasalara göre suç değil, aynı zamanda tarafı olduğumuz Avrupa sözleşmelerine de aykırıdır, kanuni değildir.

Buradan bir kez daha haykırıyoruz: Nasırlı ayaklarımızla, su toplayan ayaklarımızla, yürüyüş kolu olarak güneşten yanan tenimizle irademize sahip çıkıyoruz. Kayyım derhal geri çekilsin, Viyan Tekçe derhal başkanvekili olarak atansın. Türkiye’deki bütün demokrasi güçleriyle, haktan ve adaletten yana olan bütün kesimlerle birlikte irademize saygısızlık yapanlara karşı eylem ve etkinliklerimiz devam edecek.

Kayyıma karşı Türkiye’nin her yerinden tepkiler yükseldi. Çünkü bu sorun sadece Kürt’ün sorunu değil, bu sorun sadece Hakkari’nin sorunu değil, sadece Dem Parti’nin sorunu değil. Kayyım atanması demek, demokrasinin asgari koşulu olan seçme ve seçilme hakkımızın elimizden alınması demektir. Bu demektir ki İstanbul Belediyesi de güvende değil, İzmir Belediyesi de güvende değil.

Ters düşerse şayet Konya Belediyesi de güvende değil. Bu alanlardan, bu meydanlardan yükselen halkın iradesine herkesi ama herkesi saygı duymaya davet ediyoruz. Yürüyüşümüzü bugün burada bu basın açıklamasıyla sonlandırıyoruz ama nöbetlerimiz devam edecek. Türkiye’nin dört bir yanında “İradeye Saygı” eylem ve etkinliklerimiz dost kurumlarımızla, demokrasiden yana olanlarla, insan haklarından yana olanlarla, seçme ve seçilme hakkına saygı duyan kesimlerle devam edecek. Serkeftin, serkeftin, serkeftin.”

Paylaşın

Fenerbahçe Mbwana Samatta Yollarını Ayırdı

Fenerbahçe, 1 yıl daha sözleşmesi bulunan Mbwana Samatta ile yollarını ayırdı. Samatta’nın Yunanistan ekibi Paok’a transfer olduğu açıklandı. Samatta, Fenerbahçe formasıyla 6 gol kaydetti.

Haber Merkezi / Fenerbahçe’den konuya ilişkin yapılan açıklamada, “Yeni sezon yapılanmasını sürdüren Profesyonel Futbol Takımımızda futbolcularımızdan Mbwana Samatta, Yunanistan’ın Paok Kulübüne transfer olmuştur. Oyuncuya bundan sonraki kariyerinde başarılar dileriz” ifadelerine yer verildi.

Mbwana Samatta kimdir?

Tanzanya’nın Darüsselam kentinde dünyaya gelen Mbwana Samatta 1992 yılında dünyaya gelmiştir. Ülkesinde ilk olarak futbol hayatına başlayan Mbwana Samatta hızlı ve çalım yeteneği ile kısa sürede kulüplerin dikkatini çekmeye başarmıştır. Mbwana Samatta altyapı kariyerine ilk olarak 2008 yılında başlamıştır.

2008 yılında African Lyon takımına transfer olan Mbwana Samatta, 2010 yılına kadar burada altyapıda kendi futbolunu geliştirme fırsatı bulmuştur. Mbwana Samatta 2010 yılında Simba takımı ile anlaşmıştır.

İlk profesyonel kariyerine Simba takımı ile başlayan Samatta, 2010-2011 sezonunda 25 maçta resmi forma giymiştir. Samatta 25 maçta 13 gol atarak ülkesinde ki diğer takımların dikkatini çekmiştir. Ülkesi dışında ilk kez 2011 yılında Kongo takımlarından olan Mazembe takımı ile anlaşmıştır. Demokratik Kongo Cumhuriyeti ile 2011 yılından 2016 yılına kadar futbol hayatına devam etmiştir.

Mazembe takımı ile 103 maçta forma şansı bulan Samatta 103 karşılaşmada 60 gol atarak oldukça iyi bir istatistik yakalamıştır. Daha sonra Avrupa’nın diğer kulüplerinin dikkatini çekmeye başarmış olan Samatta, 2016 yılında Belçika ekiplerinden olan Genk kulübünün teklifini kabul etmiştir. Genk kulübüne transfer olan Samatta’nın böylelikle 2016 yılında ilk Avrupa macerası başlamıştır.

Samatta Genk kulübü ile 2016 yılından 2020 yılına kadar sürecek olan bir sözleşmeye imza atmıştır. Genk kulübü ile pek çok Avrupa maçına çıkan Samatta bu maçlarda hatrick yapma şansı da elde etmiştir. Genk kulübü ile dalya demeyi başaran Samatta kariyerinin zirve noktasını ve değerini arttırdığı sezon ve takım bu sezonda yaşanmıştır.

Genk kulübü ile 101 maçta forma giyen Samatta, Avrupa’da dahil olmak üzere 43 gol atmıştır. Samatta bu noktadan itibaren diğer kulüplerinde transfer piyasasında ilk listesine dahil ettiği oyunculardan biri haline gelmiştir.

Mbwana Samatta 2020 yılında bonservisi ile birlikte Aston Villa takımına transfer olmuştur. Aston Villa’da pek forma şansı bulamayan Mbwana Samatta yalnızca premier lig ekibinde 14 resmi karşılaşmada forma giymiştir. Mbwana Samatta 14 resmi karşılaşmada 1 gol atmıştır. Daha sonra Mbwana Samatta’nın yolu Türkiye ile kesişecektir. Türkiye’ye gelme kararı alan Mbwana Samatta Fenerbahçe’nin teklifini kabul etmiştir.

Fenerbahçe Mbwana Samatta ile 4 yıllık bir anlaşmaya imza atmıştır. Buna göre santrafor oyuncu Fenerbahçe’den yıllık 2.75 milyon euro para kazanacaktır. Mbwana Samatta şuan Süper Lig’de Fenerbahçe’nin santrafor oyuncusudur. Fenerbahçe’de 10 numaralı formayı giyen Samatta, Fenerbahçe’de kiralık olarak oynamaktadır. Samatta’nın satın alma opsiyonu da Fenerbahçe’de bulunmaktadır.

Mbwana Samatta’nın Milli Takım Kariyeri

Mbwana Samatta ilk kez mili takım formasını 2011 yılında giymiştir. 2011 yılında Mbwana Samatta Tanzanya milli takımı ile günümüze denk 56 resmi karşılaşmada forma giyme şansı bulmuştur. 20 gol atmıştır.

Paylaşın

Uçak Kazasının Nedeni 47 Yıl Sonra Ortaya Çıktı

1976 yılında Malezya’da düşen bir uçağın nedeni 47 yıl sonra açıklandı. Uçak kazasından bu yana kazaya ilişkin dosya Malezya hükümeti tarafından gizli tutuldu ve kazanın nedeni kamuoyuna açıklanmadı.

Haber Merkezi / Halkın yoğun talebi üzerine Malezya hükümeti 1976 yılında düşen uçağın dosyasını kamuoyuna açıkladı. Dosyadan, uçağın düşme sebebinin bagajın uygun şekilde doldurulmamasının uçağın düşmesine neden olduğu ortaya çıktı.

Malezya hükümeti tarafından kamuoyuna açıklanan 21 sayfalık bilgiye göre, kazada düşen uçak, Avustralya’da bir uçak fabrikasında yapıldı.

Malezya’nın Sabah eyaletinin başkenti Kota Kinabalu’ya gitmek üzere havalanan uçak, denize düştü.

Uçak kazasında dönemin Sabah Eyaleti Başbakanı Tun Fuad Stephens ve eyaletin Konut Bakanı, Maliye Bakanı ve İletişim Bakanı hayatını kaybetti.

Kazaya ilişkin hazırlanan rapora göre uçakta herhangi bir teknik arıza, yangın ya da patlamanın olduğuna dair herhangi bir delile rastlanmadı.

Raporda uçağa öngörülenden daha fazla yük yüklendiği ve yüklerin uygun şekilde doldurulmaması nedeniyle havada dengenin bozulduğu ve bu durumun kazaya neden olduğu belirtildi.

Raporda ayrıca uçakta iki pilot olması gerektiği ancak bu uçakta sadece bir pilotun olduğu belirtildi. Kaza anında pilotun alkollü olduğu iddia edilmiş ancak raporda böyle bu konuda herhangi bir bilgiye yer verilmedi.

Kazada ölenlerin yakınları da dosyanın kamuoyuna açıklanması için uzun süredir talepte bulunuyordu. 

Paylaşın

14 Mayıs Seçimleri: Muharrem İnce, Erdoğan’a Can Simidi Olabilir

14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine haftalar kaldı. Uluslararası basın seçimlere ilişkin haberlere yer vermeye devam ediyor. Son olarak Reuters, İnce’nin seçimleri ikinci tura taşıyarak Erdoğan’a ‘can simidi’ olabileceğini yazdı.

Birleşik Krallık merkezli Reuters haber ajansına konuşan Panoramatr araştırma şirketi direktörü Osman Sert, seçimler yaklaştıkça İnce’nin oy oranında düşüş olabileceğini belirterek “Ancak böyle bir erime olsa bile bu seçimin ikinci tura kalmasını engellemez” dedi.

Analistlere göre İnce’ye oy verenlerin büyük çoğunluğu hükümete muhalif olan kesimlerden geliyor.

Reuters’a konuşan muhalefet blokundan üst düzey bir yetkili, İnce’nin adaylığının Erdoğan’ı ilk turda yenmeyi zorlaştıracağını söyledi. Ancak aynı yetkili, Muharrem İnce ile Sinan Oğan’a olan desteğin yüzde 5’e düşmesi halinde ilk turda Millet İttifakı’nın seçimleri kazanabileceği görüşünde.

Yine ajansa konuşan AK Parti’den üst düzey bir yetkili ise, parti tarafından yapılan anketlerde İnce’nin oy desteğinin yüzde 8-9 civarında olduğunu söyledi.

İlk turda hiçbir adayın yüzde 50 barajını aşamaması halinde seçimler ikinci tura kalacak. Seçim takvimine göre ikinci tur 28 Mayıs’ta yapılacak.

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, çekilmesi yönündeki baskılara rağmen 100 bin imza toplayarak adaylığını resmileştirmişti.

Bu durumun muhalefet oylarında bölünme endişesine neden olduğu belirtilen haberde, İnce’nin adaylığının Erdoğan’ın kazanma ihtimalini artırabileceğine dikkat çekildi.

Türkiye’de mart ayında yapılan son anketler Muharrem İnce’nin ortalama oy oranını yüzde 5 civarında gösteriyor. Panoramatr anketine göre ise İnce’nin oy oranı yüzde 10 seviyesinde.

Paylaşın

Babacan’dan ‘Kürt Sorunu’ Açıklaması: Kürtlere Sorulabilir

Partisinin Eyüpsultan ilçe kongresinde konuşan DEVA Lideri Babacan, “Kürt meselesi var mı, yok mu diye papatya falı açmaya gerek yok. Kürt meselesinin olup olmadığını merak edenler, bu soruyu bu ülkede yaşayan Kürtlere sorabilirler” dedi.

Haber Merkezi / DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, İstanbul’da partisinin Eyüpsultan ilçe kongresinde konuştu. Konuşmasına vefatının 9. yıl dönümünde Neşet Ertaş’ı anarak başlayan Babacan’ın gündeminde Kürt meselesine ilişkin tartışmalar, fiyat artışları ve öğretmen atamaları vardı. Babacan şu ifadeler kullandı:

“Kürt meselesi var mı, yok mu diye papatya falı açmaya gerek yok. Kürt meselesinin olup olmadığını merak edenler, bu soruyu bu ülkede yaşayan Kürtlere sorabilirler. Krizlerin ortağı Bahçeli ikide bir bu lafı ediyor. Şöyle bir çıksın Şemdinli’de, Bağlar’da dolaşsın, Cizre’nin çarşısında yürüsün. Ondan sonra Ankara’ya gelip ‘Böyle bir sorun yoktur’ diye tekrar etsin de göreyim.

Sayın Bahçeli, Türkiye sizin öfke dolu dilinizden bıktı. Bağırıp çağırıp durmanızdan bıktı. Biraz sakin olun ya. Oturduğunuz yerden ahkam kesmekten kolay bir şey yok. Ülkeyi biraz gezin, görün. Merak etmeyin, biz ülkemizi çok seviyoruz. Ülkemizi sizin zihniyetinize bırakacak göz yok bizde. Biz bu ülkeyi sizin nefretinizden korumaya kararlıyız. Biz bu ülkeyi sizin ayrıştırıcı, ötekileştirici dilinizden korumaya kararlıyız.

‘2005’teki sözümün arkasındayım’ diyor. Sadece oradakilerin anlayacağı şekilde, adeta şifreli bir şekilde, eski konuşmasına referans veriyor. Artık kimden korkup çekiniyorsa onu anlamak çok zor değil. Diyarbakır’da, Dicle’nin kenarındaki kuzuyu hatırlıyor. Ankara’da kurdun yanı başında hepsi buharlaşıyor, demiştim. Tam dediğim gibi oldu. Üç gün New York’ta ne diyor? Aradan iki ay geçmiş, Dicle’nin kenarındaki kuzuların yanında değil, Ankara’da kurtların yanına gelmiş. ‘Böyle bir sorun yok’ diyor. Durum kurdun yanında farklı, kuzunun yanında farklı. İki ayda yön değiştiriyor.

“Kürt meselesinin çözüm adresi meşru demokratik siyasettir”

Bu iktidar, Kürt meselesini diriltti. Konunun özü bu. Eğer bu ülkede çocukların oynadığı alanlarda, panzerler geziyorsa, bir mesele var burada. Yoğunlukla Kürt vatandaşlarımızın yaşadığı şehirlerde, belediyelere kayyumlar atanıyorsa, burada bir mesele var. Türkiye’de hâlâ anadili hakkı tartışılıyorsa bir mesele var. Koskoca bir ülkede, yılda ancak birkaç Kürtçe öğretmeni atanıyorsa, kadına karşı şiddetle mücadelede İçişleri Bakanlığı’nın geliştirdiği uygulamada beş yabancı dil varken Türkiye’de en çok konuşulan ikinci dil yoksa ortada bir mesele var. Bu meselenin adı Kürt meselesidir. Kürt meselesinin çözüm adresi meşru demokratik siyasettir.

Vatandaşlarımızın analarından emdikleri ak süt kadar helal olan bütün haklarını koşulsuz, pazarlıksız, müzakeresiz derhal tanımak zorundasınız. Tüm ayrımcı uygulamalarla mücadele edeceğiz. Eşit vatandaşlık ilkemizden asla sapmayacağız. Her vatandaşımı birinci sınıftır, başka sınıf yoktur. Ayrıştırıcı zihniyet bu ülkenin beka sorunudur.

“Haftanın düşmanı fahiş fiyat etiketleri”

Bu iktidarın bir ‘haftanın düşmanı’ panosu var. Oraya bir Anayasa Mahkemesini yazıyorlar, bir Avrupa’yı. Bir sağlık çalışanları haftanın düşmanı oluyor, bir akademisyenler. Bir patates soğan depoları düşman oluyor, bir pazarcı esnafı. Bir Kanal İstanbul’u istemeyenleri yazıyorlar tahtaya, bir üniversite öğrencilerini. Sayın Erdoğan geçen gün ilginç bir şey yapmış. Haftanın düşmanı panosunu teker teker dolduruyordu. Bu defa topluca bazı zincirleri, marketleri, kasapları topluca fahiş fiyat etiket diye doldurmuş. Haftanın düşmanı panosunda yer kalmadı. Düşman aramayı bırakın da biraz kendinize bakın. Sizin hiç mi kabahatiniz yok? Siz ne iş yapıyorsunuz?

2020’deki sınav sonuçlarıyla 2021’deki sınav sonuçlarını aynı sepete attılar. Daha önce yayınladıkları kararnamelere de aykırı, kendi koydukları kuralları çiğnediler. 2020’de KPSS’de kendi alanında Türkiye birincisi olan bir öğretmen yerine, ertesi sene kendisinden az daha yüksek puan alıp yirminci olan bir öğretmen atanabilecek. Tabii o da atanabilirse… Bu engelli koşu yarışında bir de mülakat engeli var. İlgili bakanlığa ve taraflı Cumhurbaşkanı’na çağrı yapıyorum: Hem üniversitelerdeki kontenjanları artırıp hem de bu bölümlerden mezun olanların atamasını yapmamak kabul edilebilir bir şey değil. Gençlerin umudu sizin oyuncağınız değil. Öğretmenlerimizin atamasını 2020 ve 2021 KPSS sınavlarına göre ayrı bir takvim oluşturarak yapın.”

Paylaşın

Diyabet 40 Yaş Üstü Kadınları Nasıl Etkiler?

Diyabet, genel sağlığınız için önemli bir şeker türü olan glikozun işlenişini etkileyen bir durumdur. Glikoz, beyniniz, kaslarınız ve diğer doku hücreleriniz için bir enerji kaynağı olarak hizmet eder. Doğru miktarda glikoz olmadan, vücudunuz düzgün bir şekilde çalışmakta zorlanır.

Haber Merkezi / Diyabet tedavi edilemez, ancak kan şekerinizi yönetmek ve komplikasyon riskinizi azaltmak için adımlar atabilirsiniz. Örneğin, dengeli bir diyet yemek ve günde 30 dakika egzersiz yapmak kan şekeri seviyenizi kontrol etmenize yardımcı olabilir…

Tip 1 diyabet; Diyabetli kişilerin yüzde beşi tip 1 diyabetlidir. Tip 1 diyabetiniz varsa, vücudunuz insülin üretemez. Doğru tedavi ve yaşam tarzı seçimleri ile sağlıklı bir yaşam sürmeye devam edebilirsiniz. Doktorlar genellikle 40 yaşın altındaki kişilerde tip 1 diyabet teşhisi koyar. Tip 1 diyabet teşhisi konan kişilerin çoğunluğu çocuklar ve genç yetişkinlerdir.

2 tip diyabet; Tip 2 diyabet, tip 1 diyabetten daha yaygındır. Yaşlandıkça, özellikle 45 yaşından sonra bunu geliştirme riskiniz artar. Tip 2 diyabetiniz varsa, vücudunuz insüline dirençlidir. Bu, insülini verimli kullanmadığı anlamına gelir. Zamanla, vücudunuz tutarlı kan şekeri seviyelerini korumak için yeterli insülin üretemez. Aşağıdakiler de dahil olmak üzere bir dizi faktör tip 2 diyabeti geliştirmenize katkıda bulunabilir;

  • Genetik
  • Kötü yaşam tarzı alışkanlıkları
  • Fazla ağırlık
  • Yüksek kan basıncı

Diyabet erkekleri ve kadınları farklı şekillerde etkiler. Diyabetli kadınlar daha yüksek risk altındadır:

  • Diyabetin en sık görülen komplikasyonu olan kalp hastalığı
  • Körlük
  • Depresyon

Diyabet teşhisi konulursa, kan şekerinizi yönetmek ve komplikasyon riskinizi azaltmak için adımlar atabilirsiniz. Bu, dengeli bir diyet yemeyi, düzenli egzersiz yapmayı ve doktorunuzun önerdiği tedavi planını izlemeyi içerebilir.

Semptomları;

Semptomlar tipik olarak tip 2 diyabette tip 1 diyabetten daha yavaş gelişir. Aşağıdaki belirtilere dikkat edin;

  • Tükenmişlik
  • Aşırı susuzluk
  • Artan idrara çıkma
  • Bulanık görme
  • Belirgin bir sebep olmadan kilo kaybı
  • Ellerinizde veya ayaklarınızda karıncalanma
  • Hassas diş etleri
  • Yavaş iyileşen kesikler ve yaralar

Şeker hastalığının belirtileri farklıdır. Bu semptomların bir kısmını veya tamamını yaşayabilirsiniz. Bunlardan herhangi birini fark ederseniz, doktorunuza başvurunuz. Bunlar diyabet belirtileri veya diğer tıbbi sorunlar olabilir.

Belirgin semptomları olmayan diyabet olması da mümkündür. Bu nedenle rutin kan şekeri taraması için doktorunuzun tavsiyelerine uymanız önemlidir.

Şeker hastalığına ne sebep olur?

Şeker hastalığınız varsa, vücudunuz insülini düzgün bir şekilde üretmez veya kullanmaz. İnsülin, vücudunuzun glikozu enerjiye dönüştürmesine ve fazla glikozu karaciğerinizde depolamasına yardımcı olan bir hormondur. Vücudunuz insülini gerektiği gibi üretmediğinde veya kullanmadığında, kanınızda glikoz birikir. Zamanla, yüksek kan şekeri seviyeleri ciddi sağlık komplikasyonlarına yol açabilir.

Diyabet için risk faktörleri;

  • 40 yaşın üzerinde
  • Kilolu
  • Zayıf bir beslenme
  • Yeterince egzersiz yapmama
  • Sigara
  • Yüksek tansiyon
  • Ailede diyabet öyküsü

Teşhisi;

Doğru bir şekilde test edilene kadar diyabetiniz olup olmadığını bilemezsiniz. Doktorunuz muhtemelen sizi diyabet belirtilerine karşı kontrol etmek için bir açlık plazma glikoz testi kullanacaktır.

Testten önce doktorunuz sizden sekiz saat aç durmanızı isteyecektir. Su içebilirsiniz, ancak bu süre zarfında tüm yiyeceklerden kaçınmalısınız. Aç kaldıktan sonra, bir sağlık hizmeti sağlayıcısı, açlık kan şekeri seviyenizi kontrol etmek için kanınızdan bir örnek alacaktır. Bu, vücudunuzda yiyecek olmadığında kanınızdaki glikoz seviyesidir. Açlık kan şekeri seviyeniz desilitre başına 126 miligram (mg/dL) veya daha yüksekse, doktorunuz muhtemelen size diyabet teşhisi koyacaktır.

Daha sonra ayrı bir teste girebilirsiniz. Eğer öyleyse, şekerli bir içecek içmeniz ve iki saat beklemeniz istenecektir. Doktorunuz vücudunuzun şekere nasıl tepki verdiğini görmek isteyecektir. Doktorunuz iki saat boyunca kan şekeri seviyenizi periyodik olarak test edecektir. İki saatin sonunda başka bir kan örneği alıp test edecekler. İki saat sonra kan şekeri seviyeniz 200 mg/dL veya daha yüksekse, doktorunuzun size diyabet teşhisi koyması muhtemeldir.

Tedavisi;

Doktorunuz kan şekerinizi sağlıklı aralıkta tutmanıza yardımcı olacak ilaçlar verebilir. Örneğin, oral haplar, insülin enjeksiyonları veya her ikisini birden önerebilir.

Diyabetinizi yönetmek ve komplikasyon riskinizi azaltmak için sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmeniz gerekir. Düzenli egzersiz yapıp ve dengeli beslenmelisiniz. Özellikle diyabetli kişiler için hazırlanmış yemek planlarını ve tariflerini takip etmeyi düşünün.

Paylaşın

Miha Zajc: Takıma Katkı Sağlamak İstiyorum

Fenerbahçe’nin Slovenyalı futbolcusu Miha Zajc, yeni sezon hazırlıkları kapsamında yapılan antrenmanın ardından basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Şu anda kendimi iyi hissediyorum ve formda olduğumu düşünüyorum, formda olduğumu hissediyorum. Daima saha içerisinde en iyimi göstermeye çalışıyorum. Takıma gol ve asist anlamında katkı sağlamak istiyorum” dedi.

Haber Merkezi / Fenerbahçe, yeni sezon hazırlıklarını Can Bartu Tesisleri’nde yaptığı antrenmanla devam ederken Fenerbahçe’nin Slovenyalı futbolcusu Miha Zajc, antrenmanın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Sezon öncesi kamp dönemini değerlendirerek sözlerine başlayan Miha Zajc, “Yeni sezon kampında iyi çalıştığımızı düşünüyorum. Sezon öncesi iyi bir hazırlık dönemi geçirdiğimizi söyleyebilirim. Bu süre zarfında çok fazla hazırlık maçı oynadık. Dakika anlamında da eski ve yeni oyuncuların uyumu açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Lig için pozitif duygulara sahibim. Aynı şekilde Avrupa Ligi maçlarımız için de pozitif duygular taşıyorum. Neler olacağını göreceğiz.” dedi.

“Mutlu olduğumu söyleyebilirim”

Geçtiğimiz sezonu Genoa’da kiralık olarak geçiren ve bu bağlamda verimli bir sezon geçirdiğini dile getiren Zajc, “Geçen sezon benim açımdan gerçek anlamda önemliydi ve iyi geçtiğini düşünüyorum. Çok fazla maça çıktım, çok fazla maçta süre aldım. Bu da haliyle bana fazlasıyla özgüven verdi. Öte yandan yeni bir teknik direktörle çalışıyoruz. Yeni bir sistem söz konusu. Ben, bu pozisyonda kendimi gayet iyi hissediyorum. Daha merkezde oynadığımda kendimi daha iyi hissediyorum. Tabii ki bunlar beni pozitif anlamda etkileyen faktörler. Mutlu olduğumu söyleyebilirim. Gelecek için de çalışmalarıma en iyi şekilde devam ediyorum.” ifadelerini kullandı.

Formda olduğunu ve saha içerisinde daima en iyisini göstermeye çalıştığını aktaran Slovenyalı futbolcu, “Ben bu anlamda çok çalışıyorum. Şu anda kendimi iyi hissediyorum ve formda olduğumu düşünüyorum, formda olduğumu hissediyorum. Daima saha içerisinde en iyimi göstermeye çalışıyorum. Takıma gol ve asist anlamında katkı sağlamak istiyorum. Bu oynadığımız sistemdeki pozisyonda kendimi daha iyi hissettiğimi söyleyebilirim çünkü daha merkezde oynadığımdan dolayı daha çok topla buluşma imkanı yakalıyorum. Daha iyi görünmemdeki sebep bu olabilir. Ayrıca geçen sezon oynamış olduğum maçlar da buna etken durumlar.” diye konuştu.

Odak noktasının antrenmanlarda ortaya koyduğu performans ve konsantrasyon olduğuna dikkat çeken başarılı orta saha, “Geçmişle alakalı olarak çok fazla konuşmak istemiyorum. Geçmişe dönük yaşamayı istemiyorum. Tabii ki o dönemler benim açımdan birazcık zorlu periyottu. Süre alamadığım dönemler olmuştu. Futbolda da bu tarz şeyler olabiliyor; bazen oynadığınız, bazen de oynamadığınız ve süre alamadığınız zamanlar olabiliyor. Her zaman en iyisini göstermek ve formayı hak etmek gerektiğine inanıyorum. Söylemiş olduğum gibi İtalya’da elde etmiş olduğum tecrübe de benim bu gelişimime katkı sağladı çünkü orada aldığım dakikalarda tecrübe kazanma fırsatım oldu. Bu sezona da iyi başladığımı düşünüyorum. Ben, idmanlara odaklanmış durumdayım. İdmanlardaki performansıma, konsantrasyonuma önem veriyorum. Sanırım daha iyi olmamdaki faktörler bunlar.” şeklinde konuştu.

“Fenerbahçe’ye odaklanmış durumdayım”

Burada başarılar elde etmek istediğini söyleyen Zajc, “Burada olmaktan dolayı çok mutluyum. Tabii ki futbolda her ihtimal söz konusudur. Ama ben şu anda Fenerbahçe’ye odaklanmış durumdayım. Buradaki maçlara, idmanlara odaklandım. Ligin başlamasına da az bir süre kaldı. Başka bir şey düşünmek istemiyorum. Sadece düşündüğüm şey burada elde etmek istediğim şeyleri gerçekleştirmek ve başarılı olmak. Dolayısıyla şu anki odak noktam burası.” diyerek tek odak noktasının Fenerbahçe olduğunu açıkladı.

Miha Zajc, takımın kaliteli oyunculardan kurulu olduğunu ve bir potansiyele sahip olduğunu ise şu şekilde ifade etti:

“Şu an oynamış olduğumuz sistem yeni. Hepimiz de buna adapte olmaya gayret gösteriyoruz. Elbette ki şu an itibariyle bu adaptasyonumuz %100 bir şekilde değil ama tabii ki de kendimizi geliştireceğimiz noktalar var. Sezon uzun, şu an itibariyle de iyi gittiğimizi ve formda olduğumuzu düşünüyorum. Özellikle sezon öncesi yapılan yoğun idmanlardan dolayı yorgunluğun da olması gayet normal ve bunlar da saha içerisinde yapmak istediğiniz şeyleri yapamamanıza sebep olabiliyor, hatalara sebep olabiliyor. Ama bizim kaliteli bir takımımız var ve potansiyelli bir takım olduğumuzu düşünüyorum. Dolayısıyla iyi bir şekilde hatalarımızı törpüleyerek devam edeceğimizi düşünüyorum.”

Mesut Özil, Luiz Gustavo, Dimitris Pelkas gibi pas yüzdeleri yüksek oyuncularla oynuyor olmasının sahada işini kolaylaştırdığını da dile getiren Zajc, “Böyle futbolcularla oynuyor olmak benim adıma mutluluk verici. Aynı şekilde böyle isimlerle oynuyor olmak kolay çünkü onlar futbolu iyi biliyorlar, futbolun nasıl oynanması gerektiğini iyi biliyorlar. Dolayısıyla biz de saha içerisinde oynarken birbirimizi iyi anladığımızı düşünüyorum. Onlarla oynamak benim açımdan keyifli oluyor. Şu an itibariyle kadroda 25-30 oyuncunun var olduğunu sayarsak kaliteli bir kadroya sahip olduğumuzu düşünüyorum. Bu durumun da takım için iyi olduğunu söyleyebilirim. Fazla iyi oyuncunun olması demek rekabeti de artırması anlamına gelir. Dolayısıyla bu da performansımızı artıracağı için bana göre takım açısından menfaat getirecek bir durum.” diyerek sözlerini noktaladı.

(Görseller: fenerbahce.org)

Paylaşın