İYİ Parti’de İstifalar Devam Ediyor: Hür Ve Müstakilim

31 Mart 2024’te yapılması planlanan yerel seçimlere “hür ve müstakil” gireceğini açıklayan İYİ Parti’de istifalar devam ediyor. Son olarak, İYİ Parti İBB Grup Başkanvekili İbrahim Özkan, partisinden istifa ettiğini duyurdu.

Haber Merkezi / İbrahim Özkan, istifasına ilişkin yaptığı açıklamada, “Genel Başkan Meral Akşenerin talebi doğrultusunda artık ‘Hür ve Müstakilim.’ İBB İYİ Parti Grup Başkan Vekilliği görevinden istifa ediyorum” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 31 Mart 2024’te yapılması planlanan yerel seçimlerde İYİ Parti ile iş birliği talebinde bulunmuştu. İYİ Parti ise bu talebi reddetmişti. Karara tepki gösteren İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) İYİ Parti Grup Başkanvekili İbrahim Özkan, sosyal medya hesabından, “Teşkilatlara rağmen siyaset yapılmaz” ifadelerini kullanmıştı.

İbrahim Özkan kimdir?

1975 yılında Trabzon’un Köprübaşı İlçesi’nde dünyaya gelen İbrahim Özkan, Endüstri Mühendisliği alanında lisans eğitimini tamamladı. Yangın ve Afet Yönetimi alanında yurtiçi ve yurtdışında çalışmaları oldu.

Türkiye Yangınla Mücadele Vakfı, Trabzonlu İş İnsanları ve Bürokratları Derneği ile BNU Bizim Neslin Uşakları Derneği üyesidir. 2009 ve 2014 yıllarında yapılan mahalli idareler seçimlerinde MHP Sancaktepe Belediye Başkan adayı oldu.

2017 yılında İyi Parti Sancaktepe kurucu ilçe başkanı olarak görev yaptı. 2019 yerel seçimlerinde Sancaktepe ve İstanbul Büyükşehir Belediye meclis üyesi olup İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) İYİ Parti Grup Başkanvekili olarak görev yapmaktaydı.

İYİ Parti’de istifalar

Daha öncede, Ankara milletvekili Adnan Beker, Mesut Yılmaz, Sağlık Politikaları Başkan Yardımcısı Aylin Anıl Arslan, parti kurucularından Taylan Yıldız, eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, İYİ Parti Genel İdare Kurulu Üyesi Bahadır Erdem, İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu, parti kurucularından Aydın Adnan Sezgin, eski Ankara İl Başkanı Faruk Köylüoğlu, İYİ Parti 27. Dönem Antalya Milletvekili Hasan Subaşı da istifa eden isimlerdendi.

Dün de Kocaeli’nin Körfez Belediye Meclisi’nin İYİ Partili meclis üyeleri Fevzi Canbaz, Ender Oğuz, Arif Ersoy, eski Antalya İl Başkanı Ahmet Aydın, İstanbul Milletvekili Ayşe Sibel Yanıkömeroğlu ve İYİ Parti Niğde İl Başkanı İbrahim Uzun, partilerinden istifa ettiklerini duyurmuşlardı.

Paylaşın

Miss Tourism Güzeli Hazal Çakmak Kimdir? Hayatı

2020 yılında jürisini Eva Maya, Banu Alkan ve Ece Gursel’in oluşturduğu Miss Koza ve Miss Tourism Turkey yarışmalarında birinci olan Hazal Çakmak, “Gelecekte uluslararası işlere imza atarak, sadece başarılarından söz edilen bir isim olmak istiyorum” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Modellik dışında sinema ve televizyon dünyasında da kendime yer edinmek amacındayım. Aldığım birkaç film teklifi de oldu, ancak şu an değerlendirme aşamasındayım. Güzel ve aklıma yatan senaryolar olursa, oyunculuk konusunda da başarılı olacağıma inanıyorum.”

Peki, Hazal Çakmak kimdir, ne iş yapıyor, hobileri ve geleceğe dair beklentileri nelerdir? İşte tüm ayrıntılar:

16 Haziran 1997 yılında İzmir’de dünyaya gelen Hazal Çakmak, İzmir Kız Lisesi’ni bitirdikten sonra, eğitimine ODTU Sosyoloji Bölümü’nde devam etti. İkizler burcundan olan Hazal Çakmak, 2015 yılında kısa bir süre tango ve swing dansı ile ilgilendi.

Mehmet Özgür Ersan’ın yönettiği Kirpi Dergisi’nde belirli bir dönem yazan Hazal Çakmak, 2020 yılında jürisini Eva Maya, Banu Alkan ve Ece Gursel’in oluşturduğu Miss Koza ve Miss Tourism Turkey yarışmalarında birinci oldu.

Hazal Çakmak, birincilik sonrası yaptığı açıklamada, “Gelecekte uluslararası işlere imza atarak, sadece başarılarından söz edilen bir isim olmak istiyorum. Modellik dışında sinema ve televizyon dünyasında da kendime yer edinmek amacındayım. Aldığım birkaç film teklifi de oldu, ancak şu an değerlendirme aşamasındayım. Güzel ve aklıma yatan senaryolar olursa, oyunculuk konusunda da başarılı olacağıma inanıyorum” dedi.

Hedeflerine adım adım ilerleyeceğine inandığını söyleyen Hazal Çakmak, yüzmeyi, seyahat ve dans etmeyi sevdiğini belirtiyor. Çakmak, güzellik sırlarına ilişkin ise yoğurt bal limon formülüne inandığını söylüyor.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu, Organize Suçlara Dikkat Çekti: İktidar Göz Yumdu

Suç örgütlerine ve uyuşturucu baronlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Gencecik çocuklarımız, evlatlarımız birer birer uyuşturucu çetelerinin ağına düşüyor. Uyuşturucu bağımlılığı bulaşıcı bir hastalık gibi hızla yayılıyor. Aileler çaresiz… Peki neden?” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Çünkü uyuşturucu baronlarının kirli parasına muhtaç olacak kadar memleketi ekonomik bir soykırıma maruz bırakan siyasi iktidar, gün geldi sadece kirli paranın değil sahiplerinin de Türkiye’ye girmesine göz yumdu.”

Kılıçdaroğlu, açıklamasının devamında, “Uyuşturucu baronları paralarıyla birlikte Türkiye’ye gelsinler diye, birden fazla özel kanun dahi çıkardı. Böylece uyuşturucu baronları, başta İstanbul olmak üzere Türkiye’de yuvalanma imkânı buldular… Sonuç, kafelerde, AVM’lerde birbirleriyle çatışmaya, hesaplaşmaya başladılar. Özellikle İstanbul, dünya suç örgütlerinin, uyuşturucu baronlarının çatışma alanına döndü.” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından yaptığı bir dizi açıklamayla ülkedeki suç örgütlerine ve uyuşturucu baronlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, iktidarı eleştirdi. Kılıçdaroğlu’nun sosyal medya hesabında yaptığı açıklamalar şöyle:

“İstanbul’da uyuşturucu baronları tarafından kahraman polisimiz Hakan Telli’nin şehit edilmesi ve iki silah arkadaşının yaralanması; emniyet güçlerimizin, zorlu şartlar ve siyasi baskılara karşın verdiği azimli mücadeleye rağmen, yüzleşmemiz gereken acı bir gerçeği önümüze koydu.

Gencecik çocuklarımız, evlatlarımız birer birer uyuşturucu çetelerinin ağına düşüyor. Uyuşturucu bağımlılığı bulaşıcı bir hastalık gibi hızla yayılıyor. Aileler çaresiz… Peki neden? Çünkü uyuşturucu baronlarının kirli parasına muhtaç olacak kadar memleketi ekonomik bir soykırıma maruz bırakan siyasi iktidar, gün geldi sadece kirli paranın değil sahiplerinin de Türkiye’ye girmesine göz yumdu.

Uyuşturucu baronları paralarıyla birlikte Türkiye’ye gelsinler diye, birden fazla özel kanun dahi çıkardı. Böylece uyuşturucu baronları, başta İstanbul olmak üzere Türkiye’de yuvalanma imkânı buldular… Sonuç, kafelerde, AVM’lerde birbirleriyle çatışmaya, hesaplaşmaya başladılar. Özellikle İstanbul, dünya suç örgütlerinin, uyuşturucu baronlarının çatışma alanına döndü.

Daha garip olanı ise dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Cumhuriyet tarihinin en büyük uyuşturucu operasyonu” dediği operasyonda nasıl olduysa herkes serbest kaldı. İsrail Dışişleri Bakanı ise, Türkiye’de uyuşturucu kaçakçılığından 10 yıl hüküm giyen Danny Awka’nın diplomatik temas sonucunda serbest bırakılacağını açıkladı ve dışarıdan talimat alan Saray Hükümeti uyuşturucudan hükümlü İsrailli’yi bıraktı. Malum papazı da böyle bırakmıştı…

Türkiye eskiden uyuşturucunun transit bölgesiydi. Şimdi ise Saray ve şürekâsının desteğiyle Türkiye uyuşturucunun pazarı haline geldi. Saray iktidarı resmen, çocuklarımızı uyuşturucu baronlarına kurban verdi. Ne uğruna? Üç gün daha iktidarda kalmak uğruna. Uyuşturucu parası ile cari açığı finanse edebilmek uğruna.

Biraz rakam paylaşayım: Emniyet Genel Müdürlüğü bir rapor yayınladı. Türkiye Uyuşturucu Raporu’na göre; ülkemizi kuşatan metamfetamin kullanımı son 2 yılda 5,5 kat arttı. Met olaylarındaki şüpheli sayısı ise bir yılda yüzde 61,5 arttı. Uyuşturucu kullanımı 10 yaşına kadar düştü.

Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığını İzleme Merkezi’nin raporuna göre; İstanbul metamfetamin kullanımında Avrupa’daki 106 merkez arasında 10’uncu sırada. İktidarda kalabilmek uğruna, kirli para uğruna kendi ülkesinin evlatlarını bile gözden çıkaran Saray Hükümetinin önünde tek bir hedef var: Milletimizi manipüle ederek, kentlerimizi tümüyle baronlara teslim etmek. Buna, milletimizle birlikte dur diyeceğiz!”

Paylaşın

İran’da Devlet Televizyonu Hacklendi: Elinizden Gençliğimizin Kanı Damlıyor

İran İslâm Cumhuriyeti himayesindeki bir devlet televizyonu, “Ali’nin Adaleti” isimli bir hacker grubu tarafından, İran Dini Lideri Ali Hamaney’in konuşmasının yayınlandığı sırada hacklendi. Siber eylemde, birkaç saniye boyunca “Zen, zengedi, azadi” (Kadın, yaşam, özgürlük) sloganı duyuldu.

Hacker grubu tarafından paylaşılan görüntüler, şu cümlelerle dünya kamuoyuna duyuruldu: Rejimin yıkılışının müjdesini herkese iletebilmemiz ve mezar taşlarına isimlerini yazabilmemiz için hacklenen görüntüyü tüm dost ve tanıdıklarınızla paylaşmanızı rica ediyoruz.

Öte yandan, ekrana gelen görüntülerde Hamaney’in yüzünün hedef alındığı ve alevler içinde yanan bir fotoğrafı görüldü. “Elinizden gençliğimizin kanı damlıyor” yazan cümlenin altında görülen bir başka mesaj ise “Ayağa kalkın ve bize katılın,” oldu.

Ali Hamaney’in doğrudan hedef alındığı bu tarz protestolar İran’da çok nadir görülüyor. Ancak Mahsa Amini’nin ölümü ardından protestoların yayılması ve güvenlik güçlerinin sert müdahalesi sonrası, Hamaney’e de doğrudan öfkenin yöneltildiği görülüyor. Özellikle gençler bu konuda daha “cesur” görünüyor.

Cumartesi günü düzenlenen protesto gösterileri sırasında Sanandaj’da protestoculara destek için aracından kornasına basan bir adamın vurulduğu belirtiliyor. Görüntüler sosyal medyada da paylaşıldıktan sonra devlet haber ajansı IRNA, arabasındaki bu kişinin “prostestoculara karşı olan biri tarafından vurulduğunu” duyurdu.

Bir kadının da vuulmuş halde, kanlar içinde yerde yatarken görüntüleri sosyal medyada yayıldıktan sonra öldüğü haberi duyuruldu.

Ailesi ve protestocular, “kurallara uygun giyinmedği” gerekçesiyle gözaltına alınan Amini’nin işkence gördüğü için öldüğünü söylüyor. Ancak cuma günü İran Adli Tıp kurumu, Amini’nin “beyninde yaşanan oksijen eksikliği sebebiyle çoklu organ yetmezliğinden” öldüğünü söyledi; başındaki yaraların ölümüyle ilgili olmadığını savundu.

İnsan hakları örgütleri 17 Eylül’de başlayan protestolarda bugüne kadar 150’den fazla kişinin hayatını kaybettiğini söylüyor.

Üniversite ve liselerin de katıldığı eylemlerde son olarak, Tahran’daki büyük pazar da dahil olmak üzere bazı şehirlerde dükkan sahipleri dükkanlarını kapattı.

Tahran’daki pazar yerinde bazı protestocular, polisin müdahalesini engellemek için yangın çıkardı ve güvenlik güçlerinin bölgeden uzaklaşmasına yol açtı.

İki güvenlik görevlisi hayatını kaybetti

Olayların ardından İran devlet medyası, iki güvenlik görevlisinin “protestocular tarafından öldüğünü” haberleştirdi.

Basiç Haber’e göre Basiç paramiliter güçlerden bir kişi; “protestocular tarafından silahla vurularak öldürüldü.”

İran medyası, Kürdistan bölgesinin başkenti Sanadaj’da İran Devrim Muhafızları Ordusu’ndan bir askerin öldürüldüğünü haberleştirdi. Aynı haberlere göre, son haftalarda Devrim Muhafızları ve Basiç’ten en az 20 güvenlik görevlisi protestolarda hayatını kaybetti.

Paylaşın

Erkeklerde Ve Kadınlarda Diyabet

Diyabet (şeker hastalığı), özellikle tip 2, kadınlardan çok erkeklerde daha sık görülür. Bununla birlikte, dişiler genellikle daha ciddi komplikasyonlara ve daha yüksek ölüm riskine sahiptir.

Haber Merkezi / Çocuklarda daha sık görülen tip 1 ve yetişkinlerde daha sık görülen tip 2 olmak üzere iki tip diyabet vardır. Tip 1 diyabet, pankreastaki insülin üreten beta hücrelerine verilen otoimmün yanıttan kaynaklanır ve genler ve çevresel faktörlerle ilişkilidir.

Tip 2 diyabet, kilo alımı, hareketsiz yaşam tarzları ve kötü beslenme ile ilişkili artan insülin direncinden kaynaklanır. Tip 2 diyabet erkeklerde daha sık görülür, özellikle 35-54 yaşlarında, erkeklerin diyabet geliştirme olasılığının iki kat daha fazla olduğu ve çok daha düşük bir ortalama BMI’de başladığı görülür.

Testosteron ve diyabet

Androjen hormonu ‘testosteron’ erkek ergenlik döneminde hayati öneme sahiptir. Kasların ve saçların büyümesini, ses değişikliklerini ve genital gelişimi uyarır. Bu hormon aynı zamanda bir erkeğin yaşamı boyunca sperm üretimine ve libidoyu sürdürmeye yardımcı olması açısından da önemlidir.

Kadınlar ayrıca, özellikle menopozdan sonra hormon dengesinin korunmasına yardımcı olan son derece düşük hacimlerde testosteron üretirler.

Son zamanlarda yapılan araştırmalar, bu hormon ile erkeklerde tip 2 diyabet gelişimi arasında bağlantı olduğunu ve düşük testosteron düzeylerinin daha büyük bir riske yol açtığını göstermiştir. Tersine, yüksek kan testosteron düzeyleri olan kadınların daha büyük risk altında olduğu tespit edilmiştir.

Testosteron, yağların depolanmasında rol oynar. İki farklı yağ birikimi türü vardır, deri altı yağ birikimi ve visseral yağ birikimi, konumlarına göre farklılık gösterir, birincisi cildin yüzeyinde ve ikincisi organların çevresinde bulunur.

Tip 2 diyabet, artan viseral yağ birikimi riski ile doğrudan bir korelasyona sahiptir. Araştırmalar ayrıca erkeklerde düşük testosteron düzeylerinin viseral yağ birikimini artırarak tip 2 diyabetin artmasına neden olduğunu göstermiştir.

Bu özellikle endişe vericidir çünkü tüm erkeklerin 6’da 1’inde düşük testosteron bulunur, bu da zayıf kas oluşumuna, artan yağ depolamasına ve diyabet riskinde çarpıcı bir artışa yol açar.

Erkeklerde ve kadınlarda diyabet komplikasyonları

Çoğu diyabetik semptom erkek ve kadınlarda aynıdır. Bu genel semptomlar arasında sürekli susama, sürekli idrara çıkma, yorgunluk, baş dönmesi ve kilo kaybı bulunur.

Ancak özellikle erkeklerde görülen semptomlar kas kütlesi kaybı ve genital pamukçuktur. Ek olarak, kadınlar sıklıkla genital maya enfeksiyonları, idrar yolu enfeksiyonları ve polikistik over sendromu gibi semptomlar yaşarlar.

Doğru yönetilmezse, diyabet birçok ciddi sağlık komplikasyonuna yol açabilir. Bunlar ampütasyon, nöropati, retinopati, kardiyovasküler hastalık ve böbrek hastalığını içerir. Diyabetli erkeklerin %45’i ayrıca sinir, kas ve kan damarı hasarı nedeniyle erektil disfonksiyon geliştirir. Bununla birlikte, kadınların kalp hastalığı, böbrek hastalığı ve depresyon olasılığı çok daha yüksektir. Genel olarak, bu, kadınlar için erkeklere kıyasla çok daha yaşamı tehdit edici hale getirir.

Diyabetli kadınların ek bir sorunu menopozdur. Şeker hastalığının hormonlardaki bu değişiklikle birleşmesi kan şekerinde daha fazla artışa, kilo alımına ve uyku sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle, önceki sağlık sorunlarını daha da kötüleştiren ciddi komplikasyonların daha da gelişmesine yol açabilir.

Genel olarak, erkeklerde erektil disfonksiyon ve kas kütlesi kaybı gibi ek komplikasyonlarla birlikte daha düşük bir VKİ’de diyabet gelişebilir. Bunun olası bir nedeni, erkeklerde daha sonraki yaşamda testosteron kaybıdır.

Bununla birlikte, diyabetli kadınlar, olası kalp hastalığı gibi daha ciddi sonuçlarla karşı karşıyadır. Bu nedenle, diyabet her cinsiyeti farklı şekilde etkiler ve yaşamı değiştiren ciddi sağlık komplikasyonlarına yol açabilir.

Paylaşın