Vladimir Putin Duyurdu: Ukrayna’yı Hipersonik Füzelerle Vurduk

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD ve İngiltere’nin füze sistemlerini Ukrayna’nın kullanmasına izin vermesine ilişkin, savaşın küresel bir çatışmaya doğru tırmandığını söyledi.

Haber Merkezi / Batı’yı bu konuda uyaran Vladimir Putin, Ukrayna’daki bir askeri tesisin yeni bir tür hipersonik orta menzilli balistik füze ile vurulduğunu ifade etti. Putin, sivillerin bu tür saldırılar öncesi uyarılacağını da söyledi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ülkesine karşı Batılı silahların kullanılması konusunda ulusal televizyonda bir konuşma yaptı. Vladimir Putin, konuşmasında özetle şu ifadeleri kullandı:

“Batı’nın kışkırttığı Ukrayna’daki çatışmanın tırmanması üzerine, ABD ve NATO müttefikleri bu silahların Rus topraklarına karşı kullanılmasına onay verdiklerini duyurmuşlardı.

Defalarca vurguladığımız gibi, bu tür silahların bu sistemleri üreten ülkelerin askeri uzmanlarının doğrudan katılımı olmadan kullanılması imkansızdır.

19 Kasım’da ABD yapımı altı operasyonel-taktik saldırı füzesi ve 21 Kasım’da Birleşik Krallık’tan “Storm Shadow” füzeleri ile Rusya Federasyonu içindeki askeri hedeflere saldırılar gerçekleştirildi. Bu saldırlar, Ukrayna’daki bölgesel çatışmanın küresel boyutlara ulaşmasına yol açtı.

Hava savunma sistemimiz bu saldırıları püskürttü ve düşman hedeflerine ulaşamadı. Bryansk bölgesindeki bir mühimmat deposunda düşen füze enkazı nedeniyle çıkan yangın söndürüldü. Can kaybı veya önemli bir hasar olmadı.

Kursk bölgesinde komuta merkezlerinden birine saldırı düzenlendi. Ne yazık ki, dış güvenlik ve destek personelinden kayıplar yaşandı. Kursk bölgesinden düşman birliklerini çıkarmak için kuvvetlerimiz operasyonlarına devam ediyor.

Düşmanın bu tür silahları kullanması özel askeri operasyon bölgesindeki seyrini etkilemeyeceğini bir kez daha vurgulamak isterim. Kuvvetlerimiz tüm cephe hattı boyunca başarıyla ilerlemektedir ve belirlediğimiz tüm hedeflere ulaşılacaktır.

ABD ve İngiliz uzun menzilli silahlarının kullanılmasına yanıt olarak, Rus Silahlı Kuvvetleri, Ukrayna’nın savunma sanayi tesislerinden birine saldırı başlattı. Operasyonda, Rusya’nın yeni orta menzilli füze sistemlerinden birinin, özellikle nükleer olmayan hipersonik yeteneklere sahip bir balistik füzenin testini de gerçekleştirdik.

Orta ve kısa menzilli füzelerin geliştirilmesi, ABD’nin Avrupa ve Asya-Pasifik bölgesinde bu tür füzeleri üretme ve konuşlandırma planlarına yanıtımızın bir parçasıdır. Yeni füze sistemlerimizin gelecekteki testlerine ilişkin hedefler, Rusya Federasyonu’nun güvenliğine yönelik tehditler esas alınarak tarafımızca belirlenecektir.

Silahlarımızı, Rus hedeflerine karşı silahlarının kullanılmasına izin veren ülkelerin askeri hedeflerine karşı kullanma hakkına sahip olduğumuzu düşünüyoruz. Askeri güçlerini Rusya’ya karşı kullanmayı planlayan ülkelerin yöneticilerine ciddi şekilde düşünmelerini tavsiye ediyorum.

Ukrayna’daki hedeflere saldırmamız gerekirse, sivillere uyarılarda bulunacağız ve o bölgelerdeki dost devletlerin vatandaşlarından tehlikeli bölgelerden tahliye olmalarını isteyeceğiz.

Bu füzeler hedefleri 10 Mach’a kadar hızlarda veya saniyede 2,5-3 kilometre hızla vuruyor. ABD’nin Avrupa’da geliştirdiği sistemler de dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki mevcut hava savunma sistemleri bu tür füzeleri engelleyemiyor.

Bir kez daha vurguluyorum, ABD dünyayı küresel çatışmaya doğru itiyor. Biz her zaman tüm anlaşmazlıkları barışçıl yollarla çözmeyi tercih ettik ve hala buna hazırız. Ancak her türlü gelişmeye de hazırız. Her zaman bir yanıt olacaktır.”

Paylaşın

Hatimoğulları: Kayyım Bir Siyasi Darbedir

Kayyım atamasına dair tepkisini sürdüren DEM Parti Eş Genel Başkan Tülay Hatimoğulları, “Kayyım anti demokratiktir, kayyım yurttaşın seçme ve seçilme hakkını elinden almak demektir, kayyım seçimde yenemediğinizi seçilmişin yerine atanmışı getirerek demokrasiyi katletmektir, seçimleri fiilen ortadan kaldırmak demektir” dedi ve ekledi:

“Kayyım bir siyasi darbedir. Darbe sadece postalla, tankla, topla yapılmaz. Aynı şekilde bizler kayyım atamasını yargı ve polis eliyle bir siyasi darbe olarak niteliyor ve bunu asla kabul etmiyoruz. Bu konuyla ilgili parlamentoda iktidar ve ortağı dışındaki bütün siyasi partilerin anlaşmış olduğu kayyıma karşı bir kanun teklifi söz konusu. Biz buradan parlamentodaki 600 milletvekiline seslenmek istiyoruz; Bu kanun teklifine hangi partinin mensubu olursanız olun demokrasiyi yaşatmak için bu kanun teklifine destek verilmesini talep ediyoruz.”

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan; Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Başkanı Fatih Erbakan ile bir araya geldi. Görüşme sonrası ortak basın toplantısı düzenlendi.

İlk olarak söz alan Tülay Hatimoğulları, görüşmede Türkiye ve bölgedeki gelişmelerin gündeme geldiğini paylaştı. Tülay Hatimoğulları ayrıca kayyım atamasına dair de görüş alışverişinde bulduklarını söyledi. Tülay Hatimoğulları, “Kayyım meselesinde elbette Türkiye’deki birçok siyasi parti gibi bugünkü görüşmemizde de oldukça pozitif mesajlar ortaya çıktı. Daha önce yine sayın başkanın verdiği demeçlerde olduğu gibi bugün de kayyımın Türkiye demokrasisine verdiği büyük zararları değerlendirdik. Kayyım bir rejim olmaya doğru hızla gidiyor. Belediyelere atanan kayyımların sadece belediyelerle sınırlı olmadığını Türkiye’de mevcut iktidara biat etmeyen bütün her kesime ve yapıya doğru olduğunu görüyoruz” dedi.

Kayyım atamasına dair tepkisini sürdüren Tülay Hatimoğulları, “Kayyım anti demokratiktir, kayyım yurttaşın seçme ve seçilme hakkını elinden almak demektir, kayyım seçimde yenemediğinizi seçilmişin yerine atanmışı getirerek demokrasiyi katletmektir, seçimleri fiilen ortadan kaldırmak demektir. Kayyım bir siyasi darbedir. Darbe sadece postalla, tankla, topla yapılmaz. Aynı şekilde bizler kayyım atamasını yargı ve polis eliyle bir siyasi darbe olarak niteliyor ve bunu asla kabul etmiyoruz. Bu konuyla ilgili parlamentoda iktidar ve ortağı dışındaki bütün siyasi partilerin anlaşmış olduğu kayyıma karşı bir kanun teklifi söz konusu. Biz buradan parlamentodaki 600 milletvekiline seslenmek istiyoruz; Bu kanun teklifine hangi partinin mensubu olursanız olun demokrasiyi yaşatmak için bu kanun teklifine destek verilmesini talep ediyoruz” diye konuştu.

Kürt sorununa dair tartışmaların da toplantıda gündeme geldiğini söyleyen Tülay Hatimoğulları, “Atılabilecek adımları istişare ettik. Evet, bugün Türkiye’de özellikle 1 Ekim’den bu yana bu konu çeşitli vesilelerle Türkiye’nin gündemine oturdu. Bizler Türkiye’de Kürt sorununun barışçıl demokratik yöntemlerle çözülmesi için Türkiye barışına, Ortadoğu barışına sağlayacağı katkıları her daim ifade ettik. Bugün bu yeni tartışmalar ümit ediyoruz ki bir toplumsal barışa doğru hep birlikte evriltmeyi başarabiliriz” diye belirtti.

Söz alan Erbakan da, kayyım atamasına tepki gösterdi ve DEM Parti ile bu konuda hem fikir olduklarını söyledi. Kürt sorununa dair tartışmalara da değinen Erbakan, “Kürt kardeşlerimizin o bölgede hangi bölgede hangi ırka mensup olursa olsun vatandaşlarımızın yaşamış olduğu problemlerle ilgili görüş alışverişinde bulunuldu. Ve çözüme ilişkin ne gibi adımlar atılabileceği değerlendirildi. Biz de Yeniden Refah Partisi olarak her zaman ifade ettiğimiz gibi Güneydoğu ve Doğu Anadolu’daki Kürt kardeşlerimizin haklarının teslim edilmesi, taleplerinin yerine getirilmesi ile ilgili her zaman hazır olduğumuzu ifade ettik” dedi.

Erbakan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türk ve Kürt öz kardeştir. Türkü Kürt’ten ayırırsanız ortada ne Türk kalır, ne Kürt kalır. Ama Türk ve Kürt bir olursa, beraber olursa onların karşısında Amerika da duramaz İsrail de duramaz, dünya da bir araya gelse onları yıkamaz sözlerini her zaman ifade etmiş, Türk Kürt kardeşliğine her zaman vurgu yapmış.”

Gazetecilerin “Yol haritası var mı?” şeklindeki sorularına yanıt veren Hatimoğulları, “Siz de ifade ettiniz sorunuzda bu konuda bir yol haritası açıklanmış değil. Sayın Bahçeli’nin sürdürdüğü bir süreç var” dedi. Hatimoğulları, kendilerinde bu konuda bir bilginin olmadığını söyledi. Hatimoğulları, “Bizler bu sürecin bütün Türkiye kamuoyunun yeterince bilgilendirilmesini ve sürecin şeffaf yürütülmesi gerektiğine ilişkin vurgumuzu yinelemek isteriz. Bu açıklamaların arkasını getirecekler mi? Elbette Türkiye’de aydınların, yazarların akademisyenlerin barış yanlısı herkesin bu konuda oynayacağı bir rol var. Bu çorbada herkesin tuzu olmalı. Ben buradan bu sorunuz vesilesiyle Türkiye’de bütün siyasi partiler dışında bütün demokrasi güçlerini STÖ’leri, akademi dünyası aydın yazar sanatçıların her kesimin katkı sunabileceğine inanıyorum. Buradan çağrımızı yenilemek isterim” dedi.

Abdullah Öcalan’a görüşme yasağı

PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit ve avukatlarına dair getirilen yasağa ilişkin de soruyu yanıtlayan Hatimoğulları, “Tecride dair yasak kalkmadı sadece süresi uzatılıyor. Bu uygulama da o sürenin uzatılmasının bir parçası. Bununla ilgili bütün hukuki süreci işletiyoruz. Bizim bu alandaki hukuki mücadelemiz kesintiye uğramadı. Son verilen 6 aylık görüşme cezasına dair de hukuki ve siyasi çözümlerin aranması ve zorlanması için adımlarımızı devam ettireceğiz” diye kaydetti.

Tartışmalara dair soruyu yanıtlayan Erbakan ise, “Sayın başkanın ifade ettiği gibi YRP olarak sürecin şeffaf olarak yürütülmesi gerektiğini, herhangi bir adım atılacaksa, herhangi bir çözüme ulaşılacaksa meşru sivil toplum partilerinin sivil toplum kuruluşlarının bölgedeki kanaat önderlerinin muhatap alınması gerektiğini ifade etti. Çözüm için de Türkiye’nin milletiyle devletiyle bölünmez bütünlüğüne hiçbir şekilde halel getirmeyecek şekilde adımların atılması gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.

Paylaşın

Beşiktaş Başkanı Hasan Arat: Türkiye İki Takımın Tekelinde Olamaz

Gazetecilere açıklamalarda bulunan Beşiktaş Başkanı Hasan Arat, “Türkiye iki takmın tekelinde olamaz. Beşiktaş bir karar alınacaksa tüm takımlarla alınsın der. Beşiktaş aksi işlerin içinde olmaz” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Biz futbolda bir yapı olduğuna inanıyoruz. Süleyman Seba’dan beri bu yapı var. Bu yapıdan en çok muzdarip olan Beşiktaş olmuştur ama biz ağlamayız. Maçlara kazanmak için çıkarız. Hakkımızı aramaya devam edeceğiz.”

Beşiktaş Başkanı Hasan Arat, basın mensuplarına gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu. Hasan Arat’ın açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

“Vaatlerimizi gün gün takip ediyoruz. Birçok konuda yaptığımız işler var. Büyük projelerimiz için çalışmalar devam ediyor. 11 aylık dönemde epey iş yapmış olarak görüyoruz.

Tüm kulüplerin nakit yönetim problemi var. Buraya gelirken her sene bir Akaretler kadar faiz ödeyeceğimizi düşünmüyorduk. Bankalar Birliği anlaşması yeniden yapılanmalı. Bahis gelirleri bugün on binde altı. Kulüpler kendi markasından yapılan bahisten on binde altı alıyor. Bu işin resmi olması lazım. Bahis konusunda büyük bir haksızlık var. Yayın geliri inmiş durumda. 4.6 milyon avro geçen sene yayın geliri elde ettik. Sadece UEFA’ya katılım payı 8.5 milyon avro. Kulüpler bu borçlarla devam edemez. Bu faiz oranlarıyla işin devam etmesi mümkün değil.

Kongre Üyelerimizin oylarıyla burada görev yapıyoruz. Tüm üyelerimize teşekkür ediyorum. Tüzük gereğince hareket ediyoruz. Tüzüğümüzde ne zaman başkan adaylığı açıklanacağı belli. O tarihte görürsünüz. Başkanlık makamında bulunmanın sorumluluğu var. Mali kurulda düşüncelerini paylaşsalardı. Gelecekseniz düşüncelerinizi ifade edeceksiniz. Mali kurullarda her zaman düşüncelerimi dile getirdim. Bu iş televizyon röportajlarıyla olmaz. Adaylık gündemimizde yok.

Önceliğimiz Beşiktaş’ın mali olarak sürdürelebilir yapıya kavuşması ve Futbol Takımımızın başarılı olmasıdır. Eski yöneticilerin açıklamalarını gayet normal buluyorum. Beşiktaş’ta fırtına kopartılmak istendi. Beşiktaş’ı Beşiktaşlılar koruyacaktır. Uyarıların resmi organlarda yapılması daha doğru olur. İyi niyetlerinden şüphem yok. Herkes göründüğü gibi olsun. Görev yapmış herkes benim için değerlidir. Birlik beraberlik içinde sorunları çözeceğimizi düşünüyorum.

Kapalı tribün konusunda çalışmalarımız var. O tribünde öğrenciler için indirim yaptık. Sorunları çözmeye çalışıyoruz. Türkiye’deki en duyarlı insan grubu taraftarlarımızdır. Eksikleri gidermeye çalışırız.

TFF’ye yaptığımız ziyaret çok iyi geçti. Önemli bir görüşme oldu. Futbolda adaletin yerine gelmesi konusunda ısrarımızı dile getirdik. Hakem hata yapabilir ama VAR yapamaz. Yayıncı kuruluşun hassas olması lazım. İnsanlar maç izliyor. Forma alıyor. Yayınlar için üye oluyor. Tek istedikleri adalet. Dünyanın hiçbir yerinde 7-8 dakika maç durmuyor. İzlanda maçında hemen VAR’dan kararlar çıktı. Topla oynama sürelerine bakın. Devamlı maç duruyor. Bu sistem bozuk kuruldu.

Türkiye bu işi çözmek zorunda. Bu iş çözülmeden futbolumuz yurt dışında istediği başarıları elde edemez. Biz Beşiktaş olarak ne olursa olsun hakkımız yeniliyorsa hesabını sorarız. Birçok endüstri rekabetle kuvvetlenmiştir. VAR hakemlerinin yabancı olması uygulamasını TFF başkan sıcak karşıladı. Kulüpler Birliği de bunu olumlu buldu. TFF başkanı da şeffaf olacağını söylemişti. Bu düzenle uğraştığını biliyoruz. Kendisine güveniyoruz. Biz arkadan konuşmayız. Tersi bir durum olursa yüzüne söyleriz.

Türkiye iki takımın tekelinde olamaz. Beşiktaş bir karar alınacaksa tüm takımlarla alınsın der. Beşiktaş aksi işlerin içinde olmaz. Biz futbolda bir yapı olduğuna inanıyoruz. Süleyman Seba’dan beri bu yapı var. Bu yapıdan en çok muzdarip olan Beşiktaş olmuştur ama biz ağlamayız. Maçlara kazanmak için çıkarız. Hakkımızı aramaya devam edeceğiz.

Beşiktaş’ın Rafa Silva’sı vardır. Kendini Beşiktaşlı zannedenler arkadan dolanmayı bıraksınlar. Bizi sürekli yıpratan içimizdeki insanlar. Hüseyin Bey Rafa Silva’yı aldı. O günleri araştırın. Bugün on puan geride olmasaydık bunlar konuşulmazdı. Nasıl daha iyi oluruz, onun mücadelesi içindeyiz.

Sezona çok iyi başladık. Bu takımı güvenerek kurduk. 38 oyuncu gitti, 8 oyuncu geldi. Yeni bir iskelet kurduk. Travmadan çıkmış takım DNA’sı vardı. Enkaz edebiyatı yapmadık. Son geceye kadar yabancı göndermeye çalıştık. Teknik eleştirilere itirazımız olmaz. Kadromuzda kilit üç oyuncumuz sakatlandı. Paulista, Rashica ve Immobile sakatlandı. Futbolda bunlar var.

Emirhan Topçu, Paulista’nın sakatlanmasıyla parladı. Eksiklerimiz var. Yapılan transferlerin tamamı hocamızın tespitleriyle yapıldı. Havlu atma lafını doğru bulmuyoruz. Bu takımla geçen seneki takım aynı değil. Şu anda bir sıkıntı yaşıyoruz. Avrupa’da iyi gidiyoruz. En zor dönemi yaşadık. Camianın birlik içinde olması lazım. Tutulamayacak sözler vererek gelmedim. Bu zorluğu aşacağız. Futbolda morallerin bozulmaması, sakatların iyileşmesi için her şeyi yapıyoruz.

“İtibar suikasti yapmaya çalışıyorlar”

Ara transfer için hazırlıklarımızı yaptık. Gitmesi gereken oyuncular var. Bütçemize uygun doğru isimleri kadroya katmaya çalışacağız. Biz burada 70 kulüp ağırladık. Yurt dışındaki kulüplerle aramız iyi. Puan farkını bir an önce azaltmamız lazım. Takımın lideri hocadır. Teknik konularda hocanın konuşması daha doğru olur. Önümüzdeki maçlar çok önemli. Spor yöneticiliği Türkiye’de çok zor. Futbolu herkes çok iyi biliyor. YouTube’da bağıran çağıranlar hakkında taraftarlarımız dikkatli olsun. İtibar suikasti yapmaya çalışıyorlar. İftira Dünya’nın en kötü şeyi. Gazeteciyseniz buraya gelir, sorunuzu sorarsınız.

Transfer harcamaları konusunda yapılan spekülasyonlar hapis suçuna giriyor. İftira atanlar bilmedikleri şeylerden bahsediyorlar. Beşiktaş dışında başka muhabirler bu soruları sorabiliyor mu? Kayıtlarımız açık. Ne arıyorsunuz anlamıyorum? Şeffaf şekilde her şeyin cevabını veriyoruz. Kurduğumuz takımın bütçesine baktığımızda en kritik üç oyuncuyu bonservis ödemeden aldık. Yüzde yüzde başarılı olduk diyemeyiz. Bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Genç oyuncular da devreye girecek.

Sporcularımız Beşiktaşlılar tarafından korunmalı. Her türlü başarısızlıkta her türlü hesabı vermeye hazırım. Diğer takımların harcamalarına bakarsanız bizim ne harcama yaptığımızı görürsünüz. Süre almamış oyuncuların maliyeti çok ağır. Mali işleri konuşmaktan vazgeçin. Mali kurulda hiçbir şey yazmadınız. Sonra teknik konularda devam edin. Sakın iftira atmayın. İftira atanın bu Dünya’da yeri yok. Lütfen Beşiktaş’a sahip çıkın. Beşiktaş basını bizi ve Beşiktaş’ı korumuyor. Biz bugün var, yarın yokuz. Yönetimleri yıpratarak bir yere varamazsınız.

Beşiktaş kimseyi şikayet etmez. TFF’deki yaptırımların adaletli olması gerektiğini her zaman söylüyoruz. Eylül ayında Chelsea’den genç bir oyuncuyu alacaktık. Son anda çok büyük bir ücret karşılığında Suudi Arabistan’a gitti. Hocamızın talebi doğrultusunda Joao Mario’yu aldık. Oyuncumuzun adaptasyon süreci devam ediyor. Mario karakter olarak mükemmel bir insan.

Yapmamız gereken çok iş var. Bir yıl dolmadan yıllardır burada mücadele ediyoruz gibi hissediyorum. Kulüp çalışanlarımızla birlikte uyum içinde çalışıyoruz. Ailelerimizden fedakarlık yapıyoruz. Haksız eleştiriler olabiliyor. Gençleri kullanarak bir şey organize edilmesinden dolayı üzülüyorum. Organize işlerden vazgeçsinler. Kimin ne yaptığını çok iyi biliyoruz.

Karşımızdaki yapıdan etkilenmiyoruz. Gazeteciler aracılığıyşa oyuncu pazarlamaktan vazgeçsinler. 5700 sahte üye konusu beni çok üzdü. Buna tenezzül edilmeyeceğini düşündüm. Taraftarlarımıza daha makul fiyatlarla bilet satmak isteriz. Fazla iyi niyetli olmaktan dolayı yaptığım hatalar olabilir. Dost gibi görünen insanların mağlubiyetten sonra ne hale geldiklerini görmek üzücü.

Burada olmayan kimseler Beşiktaş hakkında konuşamazlar. Buraya gelenler mesleğine ve kulübe sahip çıkıyor. Çarpık yapı sözünü kullanan TFF başkanı. Bu yapıya itiraz konusunda Beşiktaş taraftarı anında reaksiyon veriyor. Yapıyı bozmanın tek çaresi birlik beraberlik içinde olmaktır. Beşiktaş’a yazık ediyorsunuz. Paraları Beşiktaş’a verin. Bu işleri yapmayın. Burada namuslu insanlar var. Taraftarlarımız kulübümüze sahip çıksın. Mesele ülkedeki konumumuz ve kültürel ağırlımızdır. Beşiktaş birlik içinde yoluna devam etmelidir.

Beşiktaş’ta sıkıntı yaratmaya çalışanlar tarafından Brad Friedel hemen gündeme getiriliyor. Bizim çalışanımızdır. Her türlü çalışmaları bizim kontrolümüzdedir. Kulüple hocamızla ilişkileri iyidir. Yönetim tarzımız bu. Zamanı gelince yönetim hesap verir ama çalışan üzerinden değil toplam bir hesap verir. Friedel’in bir yanlışı varsa bakalım ama iftira atmayın.

İzlanda’daki kamera açıları daha mı iyiydi de hemen doğru kararlar verildi. Önemli olan niyet. Hakemin niyetini Başakşehir maçının 10. dakikasında anladık. Galatasaray maçında hakemin niyetini hemen anladık. Gazetecinin biri çıkıp “Rafa Silva’yı indirin” diyor. Beşiktaş’tan ekmek yemiş insanların yorumları beni incitiyor. Beşiktaş’ı korumak zorundasınız. Orada oturma nedenleri Beşiktaş.

Yayıncı kuruluşun kamera açılarını konuşuyoruz. UEFA maçlarındaki açı açı da ligdeki açı mı açı değil? Hata yaptık desinler ona da razıyız. Fenerbahçe maçında yabancı VAR hakemini talep ettik. TFF sıcak baktı. Kulüpler Birliği üyeleri de olumlu karşıladı. Böyle bir karar çıkmasını bekliyoruz.

Kadın futbol takımımız iyi gidiyor. Kadın futbol takımımızla gurur duyuyoruz. Kadınların verdiği mesajlar önemli. Örnek olabiliyorlarsa ne mutlu bize. Yapı olduğunu TFF başkanı açık açık söyledi. Tek başımıza mücadele edemeyiz. Topyekün mücadele olmalı. Bundan sonra bu işin peşini bırakmayacağız. Yapının kimlerden oluştuğu vakti gelince ortaya çıkacaktır.

Mali sürdürülebilirlik çok önemli bir konu. Kulüplerde mali açıklar var. Geçmişten gelen yükler var. Zaman planlamasını yapıyoruz. Taraftarımızın istemediği durumda biz bu işi yapmayız. Gerçek taraftar eleştiri yaparken dikkat ederler. Daha birinci yılı doldurmadık. Bir şey oluyorsa nasıl oluyor araştırılmalı. Tepkiler kendiliğinden olmuyor. Olaylar nasıl köpürtülüyor?

Beşiktaş içindeki art niyetli yapılar spekülasyon başlatıp bunu yayıyorlar. Rakamlar yalan söylemez. Banka borcunu 4.5 yılda bitireceğiz dedik. Karşımızda faiz yükü var. Denetim Kurulu siyasete giremez. Bu konuda dikkat edilmesi lazım. Biz söylediğimiz rakamın doğru olduğuna inanıyoruz. Onlar da bilançoya göre rapor hazırlıyor. Borç şu kadar arttı diye ulu orta konuşamazsınız. Bu faiz ortamında borç artmaya devam edecektir. Önemli olan konu nakit akışını sağlamaktır.

Kulüp başkanları birbirleriyle görüşmelidir. Arkadan konuşma olmamalıdır. Bu görüşmeler faydalıdır. Kırgınlıkların kimseye faydası yok.”

Paylaşın

“Ukrayna, Türk Akım Boru Hattına Saldırı Planladı” İddiası

Eski Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Başkomutanı Valeri Zalujni’nin, Rusya’dan Türkiye’ye uzanan Türk Akım boru hattına saldırı emri verdiğini öne sürüldü. Saldırının neden iptal edildiğine dair bilgi paylaşılmadı.

Türk Akım boru hattının inşasına 2017’de başlanmıştı. 2020’de devreye giren hat, Rusya’nın Krasnodar Krayı’ndaki Anapa kıyısından başlayıp Karadeniz altından 930 kilometre boyunca ilerleyerek Türkiye’ye bağlanıyor.

Almanya’nın önde gelen haftalık haber dergilerinden Der Spiegel, eski Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Başkomutanı Valeri Zalujni’nin, Rusya’dan Türkiye’ye uzanan Türk Akım boru hattına saldırı emri verdiğini öne sürdü.

Kimliğinin açıklanmasını istemeyen kaynaklara dayandırılan haberde, Ukrayna istihbaratının Kuzey Akım boru hattına yönelik “Diameter” adlı bir operasyon planladığı, bununla ilgili Zalujni’yi bilgilendirdiği savunuluyor.

Zalujni’nin planı beğendiği ve bunun Rusya’nın Karadeniz’in altından uzanarak Türkiye’ye devam eden Türk Akım boru hattına saldırı düzenlemek için kullanılmasını istediği iddia ediliyor. Bunun üzerine Ukraynalı istihbaratçıların operasyonu genişletmek amacıyla saldırı planları yaptığı fakat daha sonra saldırının gerçekleştirilmediği savunuluyor. Haberde, operasyonun neden iptal edildiğine dair bilgi paylaşılmıyor.

Rus devletine ait Gazprom’la BOTAŞ arasındaki anlaşmanın ardından Türk Akım’ın inşası 2017’de başlamıştı. 2020’de devreye giren hat, Rusya’nın Krasnodar Krayı’ndaki Anapa kıyısından başlayıp Karadeniz altından 930 kilometre boyunca ilerleyerek Türkiye’ye bağlanıyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kazakistan’ın başkenti Astana’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la 2022’de yaptığı görüşmede, Türk Akım’a yönelik saldırı girişimi tespit edildiğini ancak operasyonun önlendiğini savunmuştu.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da geçen yıl eylülde yaptığı açıklamada Türk Akım’a saldırı girişimleri olduğunu öne sürmüştü.

Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, bu açıklamalara işaret ederek Der Spiegel’ın haberinin “kendilerini şaşırtmadığını” söyledi. Peskov, Putin’in tam da bu operasyondan bahsettiğini ve uyarı yaptığını belirtti.

Rusya’dan Avrupa’ya Baltık Denizi’nin altından doğalgaz taşıyan Kuzey Akım 1 ve Kuzey Akım 2 boru hatlarında 26 Eylül 2022’de üç patlama gerçekleşmişti. Kuzey Akım sabotajıyla ilgili New York Times ve Almanya merkezli Die Zeit tarafından ortaya atılan bir teoride, saldırının Ukrayna destekçisi 6 kişi tarafından bir yat kiralanarak gerçekleştirilmiş olabileceği belirtilmişti.

Amerikan gazetesi Washington Post da sabotajı 48 yaşındaki Ukraynalı albay Roman Çervinski’nin yönettiğini savunmuştu. Haberde Çervinski’nin yalnız hareket etmediği ve operasyonu planlayan isim olmadığı belirtilirken, Ukraynalı subayın sabotaj emrini Zalujni’ye rapor veren daha üst rütbedeki subaylardan aldığı ileri sürülmüştü. Böylelikle sabotajdan Ukrayna Özel Operasyon Kuvvetleri’nin sorumlu olduğu iddiası daha da güçlenmişti.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

10 Partiden “Kayyım” Hamlesi: Düzenleme Kaldırılsın

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) kayyım atanmasına dayanak gösterilen kanun düzenlemesinin yürürlükten kaldırılması için Meclis Başkanlığı’na kanun teklifi verdi.

CHP Grubu’nun teklifine Meclis’te grubu bulunmayan Yeniden Refah Partisi (YRP), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Emek Partisi ve Demokrat Parti milletvekilleri imza vererek destekledi. Grubu olan DEM Parti, İYİ Parti ve Saadet-Gelecek Partisi’nin de ayrı ayrı teklif vereceği öğrenildi.

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, parlamentoda bulunan 10 siyasal partinin kayyım düzenlemesinin kaldırılması yönünde verdiği teklifin demokrasi açısından önemli olduğunu vurguladı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) grubu bulunan CHP, DEM Parti, İYİ Parti ve Gelecek-Saadet ile DEVA Partisi kayyım düzenlemesinin kaldırılması için ayrı ayrı kanun teklifi verdi. CHP Grubunun teklifini, Mecliste grubu bulunmayan Yeniden Refah Partisi (YRP), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Emek Partisi (EMEP) ve Demokrat Parti (DP) imza vererek destekledi.

CHP’nin teklifinde, Genel Başkanı Özgür Özel ve grup başkanvekillerinin yanı sıra milletvekillerinin ve destekleyen diğer partilerin milletvekillerinin imzaları yer aldı. Evrensel’in aaktardığına göre; CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, parlamentoda bulunan 10 siyasal partinin kayyım düzenlemesinin kaldırılması yönünde verdiği teklifin demokrasi açısından önemli olduğunu vurguladı.

Kanun teklifiyle 3 Temmuz 2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 45’inci maddesinin ikinci fıkrasının yürürlükten kaldırılması öngörüldü. Maddenin gerekçesinde, “5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 45’inci maddesinin belediye başkanı veya başkan vekili ya da meclis üyesinin terör veya terör örgütlerine yardım ve yataklık suçları sebebiyle görevden uzaklaştırılması ile buna ilişkin usul ve esasları düzenleyen ikinci fıkrasının Anayasa’nın 2, 5, 123 ve 127’nci maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle yürürlükten kaldırılması amaçlanmaktadır” ifadeleri yer aldı.

Kanun teklifinin gerekçesinde ise “Kayyım uygulamaları; salt bir kanun hükmüne dayanarak tesis edilen idari işlemlerin hukuka uygunluğuna indirgenebilecek teknik bir mesele değildir. Bu kayyım uygulamaları, belediyeler üzerinde sıkı bir idari vesayet kurmak suretiyle; Türkiye’de demokratik bir toplumun inşasını baltalayan, toplumsal uzlaşının önüne geçen, seçmen iradesini yok sayan siyasi eylemlerdir” ifadelerine yer verildi.

Paylaşın

Benyamin Netanyahu Hakkında Tutuklama Emri

Hollanda’nın Lahey kentinde yer alan Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, eski Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Hamas yetkilisi İbrahim el Masri hakkında tutuklama emri çıkarttı.

Haber Merkezi / Gazze’deki sağlık yetkililerine göre, 7 Ekim’den beri İsrail’in Gazze’de düzenlediği saldırılarda çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 44 binden fazla Filistinli öldürüldü ve yaklaşık 104 binden fazla kişi de yaralandı. Harabeye dönüşen Gazze’nin pek çok bölgesinde gıdaya, temiz suya ve ilaca ulaşmak hala çok zor.

Güney Afrika’nın açtığı bir dava kapsamında İsrail, Uluslararası Adalet Divanı’nda soykırımla suçlanıyor. Mahkeme, Başbakan Netanyahu yönetiminin, 6 Mayıs tarihinde işgal edilmeden önce bir milyondan fazla Filistinlinin sığındığı güneydeki Refah kentindeki faaliyetlerini derhal durdurmasına hükmetmişti.

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, eski Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Hamas yetkilisi İbrahim el Masri hakkında tutuklama emri çıkarttı.

UCM’den yapılan açıklamada, Netanyahu ve Gallant hakkında “en az 8 Ekim 2023’ten, Başsavcılığın tutuklama emri başvurusunda bulunduğu 20 Mayıs 2024’e kadar olan dönemde işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar nedeniyle yakalama emri çıkarıldığı” bildirildi.

Açıklamada “iki ismin de Gazze’deki sivil halkı hayatta kalabilmeleri için elzem olan gıda, su, ilaç, tıbbi malzeme, yakıt ve elektrik gibi imkanlardan kasıtlı ve bilinçli olarak mahrum bıraktıklarına inanmak için makul nedenler bulunduğu” belirtildi.

İsrail Dışişleri Bakanlığı, eylül ayında yaptığı açıklamada, UCM’nin yargı yetkisine itiraz eden ve mahkemenin yakalama emri talep etmeden önce İsrail’e iddiaları soruşturma fırsatı vermediğini savunan iki dava özeti sunduğunu kaydetti.

İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Oren Marmorstein, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “İsrail’deki gibi bağımsız ve saygın bir hukuk sistemine sahip başka hiçbir demokrasiye savcı tarafından bu şekilde önyargılı davranılmamıştır” dedi ve İsrail’in “hukukun üstünlüğü ve adalete olan bağlılığını” sürdürdüğünü ve vatandaşlarını militanlar karşısında korumaya devam edeceğini söyledi.

UCM, sadece yerel kolluk kuvvetlerinin soruşturma yapamadığı ya da yapmayacağı durumlarda, son yasal çare olarak dava açan bir mahkeme. İsrail, mahkemeye üye bir devlet değil. Hak savunucuları, İsrail’in geçmişte kendi kendini soruşturmada yetersiz kaldığına dikkat çekiyor.

Yakalama emirlerine rağmen, şüphelilerden hiçbiri yakın zamanda Lahey’de hakim karşısına çıkmayacak gibi görünüyor. Arama emirlerini uygulayacak kolluk gücü bulunmayan mahkeme, bunun yerine üye devletlerin işbirliğine güveniyor.

Benyamin Netanyahu yakalanabilir mi?

UCM’nin, hakkında yakalama kararı bulunan kişileri yakalayıp mahkemeye teslim edecek kendi polis gücü bulunmuyor. Ama Netanyahu’nun UCM’ye taraf bir ülkeye yapacağı bir ziyarette yakalanması teorik olarak söz konusu olabilir. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de Ukrayna’daki savaşla bağlantılı olarak hakkında çıkarılan yakalama emri nedeniyle yurtdışı gezilerini dost olarak gördüğü ülkelerle sınırlı tutuyor.

İsrail, hakkında soykırım davasının da devam ettiği UCM’nin Başsavcısı Kerim Han’ı antisemitizmle suçlamış ve UCM’nin yargı yetkisi bulunmadığını açıklamıştı. UCM’den yakalama emirleriyle ilgili yapılan açıklamada İsrail’in Mahkeme’nin yargı yetkisini tanımasının gerekli olmadığı kaydedildi.

Paylaşın

PKK Lideri Öcalan’a Altı Aylık Avukat Görüş Yasağı

PKK (Kürdistan İşçi Partisi) Lideri Abdullah Öcalan ile İmralı’da bulunan Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım’a 6 aylık yeni bir avukat görüş yasağı verildi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, TBMM Genel Kurulu’nda; Abdullah Öcalan’a 6 aylık yeni bir avukat görüş yasağı verildiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Bu cezalarla ne yapılmak isteniyor? Bir taraftan iç cephe, barış, kardeşlik mesajları verilirken bir taraftan İmralı’da ceza üzerine ceza verilerek aslında çözümsüzlükte ısrar edildiğini görüyoruz. Çözüm için başlayan olumlu tartışmaların da bu cezaların, kayyum uygulamalarının zehirlediğini belirtmek istiyorum. Söz ile eylemin tutarlılığının çok önemli olduğunu ifade etmek gerekiyor.”

İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde 26 yıldır ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile İmralı’da bulunan Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım’a 6 aylık yeni bir avukat görüş yasağı verildi.

Abdullah Öcalan’la görüşmenin sağlanması talebiyle Bursa 2’nci İnfaz Hakimliği’ne başvuruda bulunan Asrın Hukuk Bürosu avukatları, müvekkilleri hakkında 6 Kasım’da yeni bir 6 aylık avukat görüş yasak kararı verildiğini öğrendi. Yasağın gerekçesi hakkında avukatlara herhangi bir bilgi verilmedi.

Karara dair yapılan itirazlar Bursa Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildi. Avukatlar, verilen yasak kararına karşı Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuruda bulunacak.

Abdullah Öcalan’a son olarak 3 Mayıs 2024 tarihinde 6 aylık avukat görüş yasağı kararı verilmişti. Söz konusu yasak kararının gerekçesi ve dosya örneğinin verilmesi talebi ile yasak kararına karşı bir üst mahkemeye yaptıkları itiraz da benzer şekilde reddedilmişti.

2016 Temmuz ayında OHAL boyunca verilen yasak, Şubat 2018 tarihine kadar sürdürüldü. Bu tarihten sonra avukat görüşü 6 aylık sürelerle yasaklanmaya başladı. Son yasak kararı ile birlikte Abdullah Öcalan’a son 8 yılda en az 14 kez avukat görüş yasağı kararı verilmiş oldu. Benzer yasak kararlarıyla aile görüşmeleri de engelleniyor.

(Kaynak: Mezopotamya Ajansı)

Paylaşın

MHP’de Deprem: Üç Vekil İstifa Etti

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Milletvekilleri Hasan Basri Sönmez, İsmail Akgül ve Mustafa Demir, genel başkan Devlet Bahçeli’ye bağlılıklarını bildirerek, partilerinden istifa ettiler.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, istifa dilekçelerinin kabul edildiğini duyurdu. Semih Yalçın’ın sosyal medya hesabında yaptığı açıklama şöyle:

“Parti içinde devam eden bir inceleme mucibince Isparta Milletvekilimiz Hasan Basri Sönmez’in, Bolu Milletvekili İsmail Akgül’ün ve Kilis Milletvekili Mustafa Demir’in istifaları istenmiş, müteakiben de istifa dilekçeleri kabul edilmiştir. Kamuoyunun bilgisine arz olunur…”

İstifası istenen vekillerde Bolu Milletvekili İsmail Akgül, sosyal medya hesabından bir açıklama yaptı. Akgül şunları yazdı: “Liderimizin, partimizin ve teşkilatlarımızın son nefesimize kadar emrindeyiz. Liderimizin yanından bir adım geri atmayacağız. Verilen karar başımız üstünedir.”

Isparta Milletvekili Hasan Basri Sönmez ise Semih Yalçın’ın paylaşımını alıntılayarak “Liderimizin, partimizin ve teşkilatlarımızın son nefesimize kadar emrindeyiz. Liderimizin yanından bir adım geri atmayacağız” dedi.

Kilis Milletvekili Mustafa Demir de sosyal medya hesabından Semih Yalçın’ın paylaşımını alıntılayarak “Liderimizin ve partimizin son nefesimize kadar emrindeyiz” diye yazdı.

Paylaşın

Ukrayna, Rusya’yı “Storm Shadow” Füzeleriyle Hedef Aldı

Ukrayna’nın İngiltere tarafından tedarik edilen “Storm Shadow” füzelerini ilk kez Rusya topraklarına fırlattığı bildirildi. Ukrayna, salı günü ATACMS füzeleri ile Rusya’daki bazı yerleri hedef almıştı.

Haber Merkezi / İngiltere Başbakanı Keir Starmer’ın sözcüsü bu haberler ya da operasyonel konular hakkında yorum yapmayacaklarını belirtti.

Ukrayna’nın İngiltere yapımı uzun menzilli ‘Storm Shadow’ füzeleriyle Rusya’ya bir saldırı gerçekleştirdiği ileri sürüldü. Bloomberg’in bir hükümet yetkilisine dayandırdığı haberinde, Ukrayna’dan ‘Storm Shadow’ füzelerinin ilk kez ateşlendiği belirtildi.

Storm Shadow/SCALP-EG füzeleri yeni versiyonlarıyla, 1300 kilogram ağırlığında ve jet motoru ile saatte 1000 kilometreye kadar hız yapabiliyor ve 550 kilometreye kadar menzil sağlayabiliyor. ABD yapımı ATACMS füzelerinin ise en uzun menzilli versiyonu yaklaşık 300 kilometre kadar gidebiliyor.

Öte yandan ABD yönetimi Ukrayna’ya 275 milyon dolarlık yeni askeri yardım açıkladı. Yardım paketi, Yüksek Hareket Kabiliyetli Roket Sistemleri (HIMARS) için mühimmat ve insansız hava sistemlerini kapsıyor. Son açıklanan yardım, ABD’nin 2021 yılı Ağustos ayından bu yana Ukrayna’ya ABD Savunma Bakanlığı envanterinden sağlanacak 17’nci yardım paketi.

ABD yönetiminin açıkladığı yardım paketi öncesinde ABD, Kiev’e sağladığı uzun menzilli silahların, Rusya sınırları içindeki hedeflerin vurulmasında kullanılmasına ilk kez yeşil ışık yakmıştı. Bunun üzerine Ukrayna Ordu Taktik Füze Sistemleri (ATACMS) ile Salı günü Rusya’daki bazı yerleri hedef almıştı.

Beyaz Saray’ı iki ay sonra Cumhuriyetçi Trump’ın ekibine devredecek olan Biden yönetimi, Ukrayna’ya sağladığı anti-personel kara mayınlarının Rusya’nın cephedeki ilerlemesini yavaşlatmak üzere kullanmasına onay vereceğini de açıkladı.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, Washington’un anti-personel mayınlar konusundaki politika değişikliğinin Ruslar’ın taktik değiştirmesini izlediğini söyledi.

Amerikalı bir yetkili, Salı günü geç saatlerde yaptığı açıklamada, ABD’nin Ukrayna’dan mayınları nasıl kullanacağına dair taahhüt istediğini ve mayınların sadece Ukrayna topraklarında, Ukraynalı sivillerin yaşamadığı bölgelerde konuşlandırılacağı beklentisi içinde olduklarını kaydetti.

Ayrıca Avrupa ülkelerinden Danimarka, Ukrayna’nın silah endüstrisinin geliştirilmesi için 138 milyon dolarlık bir bağış açıkladı. Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski ile görüşen Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen, “Bu tür yatırımların cephede nasıl gerçek bir fark yarattığını biliyoruz. Bu yüzden kimse bir yanılgıya düşmesin, desteğimiz uzun vadeli” diye konuştu.

Zelenski de Ukrayna ve Danimarka’nın diğer ülkelerden yatırım almak için özel bir model oluşturduğunu söyledi. Ukrayna lideri bu programın insansız hava araçları, füze ve topçu mermisi üretimini kapsadığını belirtti. NATO üyesi Danimarka, ekonomisinin büyüklüğüne kıyasla, Ukrayna’ya en çok askeri yardım katkısında bulunan ülkelerden.

Paylaşın

İktidar Vazgeçmiyor: “Etki Ajanlığı” Görüşmesinde Uzlaşma Çıkmadı

Cumhur İttifakı tarafından Mayıs ve Ekim aylarında TBMM gündemine getirilen ve tepkiler sonrası geri çekilen “etki ajanlığı” düzenlemesi görüşmesinde uzlaşma çıkmadı.

Meclis’te grubu bulunan 6 partinin grup başkanvekilleri TBMM Genel Sekreterlik Toplantı Salonu’nda kamuoyunda etki ajanlığı olarak bilinen “casuslukla ilgili suç ihdas eden” düzenlemeyle ilgili görüştü. Toplantıya, AK Parti’den Özlem Zengin, CHP’den Murat Emir, DEM Parti’den Sezai Temelli, MHP’den Filiz Kılıç, İYİ Parti’den Buğra Kavuncu, Gelecek-Saadet Grubu’ndan İsa Mesih Şahin katıldı.

Yaklaşık 2 saat süren toplantının ardından Özlem Zengin, ANKA Haber Ajansı’nın sorusu üzerine, şunları söyledi:

“Toplantıya bürokrat arkadaşlarımız da geldiler. Biz ne yapmak istediğimizi hem kendimiz anlattık hem bürokrasiden gelen arkadaşlarımız anlattı. Diğer grup başkanvekilleri arkadaşlarımız da sorular yönelttiler kafalarına takılan, itiraz ettikleri noktaları bir kez daha ifade ettiler. Çok sağlıklı bir ortam oldu, değerlendirdik. Şimdi üzerine biraz çalışacağız. Sonra tekrar bir kez daha bir araya gelmeyi hedefliyoruz.”

“Yeni bir düzenleme mi olacak yoksa eski madde üzerinden mi düzenleme yapacaksınız” sorusuna Zengin, “Bir çalışalım bakalım, çalışıyoruz” karşılığını verdi.

Partilerin itirazları olup olmadığı sorusu üzerine Zengin, “Arkadaşlarımızın itirazlarını da ka’le alarak, biz de neyi niçin yapmak istediğimizi anlatarak, tekrar üzerine bir kez daha çalışacağız ama her halükarda bu düzenlemeyi yapacağız. Sonuçta onların itirazlarını da dinlemek iyi oldu. Bizim cevaplarımız da onlar için iyi oldu. Çok sakin, Genel Kurul’un tartışmasından uzak, sakin sakin. .. Bunu da ilk defa yapıyoruz bu şekilde. O açıdan da önemli diye düşünüyorum. Bunun üzerine tekrar bir kez daha bir araya geleceğiz” dedi.

Zengin, bir sonraki tarihin belli olup olmadığı sorusuna, “Çok uzak olmaz. Bir çalışalım, tekrar bir araya geleceğiz” yanıtını verdi.

Kamuoyunda ‘etki ajanlığı’ olarak bilinen düzenleme Meclis Adalet Komisyonu’nda kabul edilmişti. Teklifte Türk Ceza Kanunu’nun ‘Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk’ bölümüne bir madde eklenerek yeni bir “suç” tanımı yapılıyor.

Maddede şu ifadeler yer aldı: “Devlet güvenliği veya iç ve dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda suç işleyenler hakkında 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası verilir.”

Düzenleme, içinde yer aldığı Noterlik Kanun Teklifi’nden önceki hafta çıkarılmıştı.

Paylaşın