Hanehalkı Enflasyon Beklentisi Yüzde 64,1’e Geriledi

Kasım ayında 12 ay sonrası yıllık enflasyon beklentileri, piyasa katılımcıları için 0,2 puan azalarak yüzde 27,2, reel sektör için 1,7 puan azalarak yüzde 47,8, hanehalkı için 3,1 puan azalarak yüzde
64,1 seviyesine geriledi.

Haber Merkezi / Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Sektörel Enflasyon Beklentileri Kasım 2024 verilerini yayınladı.

Buna göre; 2024 yılı kasım ayında 12 ay sonrası yıllık enflasyon beklentileri, piyasa katılımcıları için 0,2 puan azalarak yüzde 27,2, reel sektör için 1,7 puan azalarak yüzde 47,8, hanehalkı için 3,1 puan azalarak yüzde 64,1 seviyesine geriledi.

Hanehalkı enflasyon beklentisi 2,5 yılın en düşük seviyesi olarak kaydedildi.

Gelecek 12 aylık dönemde enflasyonun düşeceğini bekleyen hanehalkı oranı bir önceki aya göre 2,0 puan azalarak yüzde 26,3 seviyesinde gerçekleşti.

Not: Piyasa Katılımcıları Anketi, İktisadi Yönelim Anketi ve Türkiye İstatistik Kurumu iş birliğiyle yürütülen Tüketici Eğilim Anketi ile finansal ve reel sektör uzmanlarının, imalat sanayi firmalarının ve hanehalkının 12 ay sonrası yıllık tüketici enflasyonu beklentileri derlenerek Sektörel Enflasyon Beklentileri elde edilmiştir.

Paylaşın

Özgür Özel’den İl Başkanlarına “Erken Seçime Hazır Olun” Talimatı

Partisinin 81 il başkanıyla bir araya gelen CHP Lideri Özgür Özel’in “Erken seçim olursa milletvekili aday belirleme yöntemi dahil her konuda çalışın, kendinizi hazırlayın” talimatını verdiği öğrenildi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, belediye başkanı tutuklanan ve yerine kayyum atanan Esenyurt’ta partisinin 81 il başkanıyla bir araya geldi. Cumhuriyet’ten Sarp Sağkal‘ın edindiği bilgilere göre; toplantıda il başkanlarının Esenyurt’ta yaptığı saha çalışmaları, erken seçim gündemi, partinin yeni program hazırlıkları ve parti içi tartışmalar değerlendirildi.

Toplantıda CHP lideri Özel’in il başkanlarına Esenyurt’un 40 mahallesine ikili gruplar halinde yaptığı ziyaretleri sorduğu belirtildi. Mahalleden izlenimlerini aktaran başkanlar “Kayyumun yarattığı rahatsızlık mahallelerde görülüyor. Baskının geri teptiğini gördük. ‘Biz seçtik, sen niye görevden alıyorsun’ diye soruyorlar. Herhangi bir terör algısına kapılma da görmedik. Her ne kadar güvenlik kaygısı, terör algısı oluşturulmaya çalışıydıysa da ‘Devlettir, gereğini yapmıştır’ dense de insanlar bu algıya kapılmamış. Çok sıcak karşılandık. Geçim Şu net ki halk iradelerinin gaspını istemiyor. Bu gördüklerimizi genel başkanımıza ” ifadelerini kullandı.

Toplantıda erken seçim gündeminin de konuşulduğunu aktaran başkanlar “MHP ve AKP’deki hareketlilik üzerine görüşlerini paylaşan arkadaşlarımız oldu. Genel olarak son dönemde atanan bu kayyumların ve bir yandan yürütülen ‘Öcalan Meclis’te konuşsun’ tartışmalarının kendi kötü gidişlerini bastırmaya yönelik hamleler olduğu değerlendirildi. Çünkü oylarının eridiğini görüyorlar. Biz de buna karşı hamle olarak erken seçim yönünde daha ısrarlı olacağımızı konuştuk” dedi.

CHP lideri Özel’in de başkanlara “Erken seçim olursa milletvekili aday belirleme yöntemi dahil her konuda çalışın, kendinizi hazırlayın. Program çalışmaları da seçim bildirgemiz olacak. Hükümet programımıza dönüşecek” talimatını verdiği öğrenildi.

Bu kapsamda parti örgütlerinin milletvekillerinin nasıl belirleyeceklerine ilişkin yöntem konusunda görüş alacaklarını belirten başkanlar “Yeni kabul edilen tüzüğümüzde aday belirleme yöntemi için il örgütlerinin görüşlerinin alınacağı yazılmıştı. Bu kapsamda şimdiden ön seçim mi olsun, merkez yoklaması mı olsun diye görüşleri almaya başlayacağız. Ardından günü geldiğinde bizim önerilerimiz doğrultusunda Merkez Yönetim Kurulumuz son kararı verecek” bilgisini paylaştı.

Partideki bazı isimlerin ay başında gündeme getirdiği olağanüstü kurultay iddialarının da değerlendirildiğini vurgulayan başkanlar “Partide bir kurultay beklentisi yok. Bu toplantıyla da tescillendi. Örgütte böyle bir gündem yok. Sosyal medya, medya aracılığıyla bu tartışmayı devam ettirmenin anlamı da yok. Bunları konuştuktan sonra ‘Toplumun acil sorunlarına odaklanacağız’ dedik” diye konuştu.

Paylaşın

Erdoğan: Hiç Kimse Hukuktan Azade Değildir

Kabine toplantısı sonrası açıklamalarda bulunan Erdoğan, “Kamu hizmetlerinin etkin ve verimli şekilde yürütülmesi eğitim, sağlık, gıda gibi alanlar başta olmak üzere vatandaşların hak ve menfaatlerinin korunacak şekilde devam ediyor” dedi ve ekledi:

“Hizmet veren her kurumun denetim konusunda bugüne kadar gösterdiğimiz hassasiyet kamuoyumuzun malumudur. Kim olursa olsun hiç kimse hukuktan, nizamdan, kanunun kendisine yüklediği mesuliyetleri yerine getirmekten azade değildir. Devlet kadroları içinde farklı vasıflarda çalışan herkesin görevi halka en iyi hizmet etmektir. Bütün vatandaşlarının emrindedir. Millete hizmetten kaçmanın, halkın verdiği imkanları suistimal etmenin hiçbir mazareti olamaz.”

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan kabine toplantısı sona erdi. Yaklaşık 2.5 saat süren toplantı sonrası Erdoğan, açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

“Öncelikle maarif davalarımızın öncüleri olan öğretmenlerimizin dün kutladığı 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü bir kez daha tebrik ediyorum. 23 Kasım’da sevgili öğretmenlerimizle bir araya geldik hem de 20 bin yeni öğretmenimizin atamasını gerçekleştirdik. Aşkla görev yapacağına inandığım yeni öğretmenlerimizi tekrar vazifelerinde tebrik ediyorum. Evlatlarımızın en iyi şekilde yetişmesi için hiçbir fedakârlıktan kaçınmadık. Eğitim öğretimde değişime ve yeniliğe direnmek bizatihi hayatın kendisine direnmek manasına gelir.

Ülkemizde kendini hala 1940 şartlarında gören, eğitimi bir ideolojik formatlama aracı olarak bakan bir kesim bulunuyor. Bu çevrelerin engellemelerine, sabotajlarına maruz kalıyoruz. Milletçe hepimizin geleceğini ilgilendiren siyasi tartışmaların, ideolojik takıntıların objesi haline getirmek yanlıştır.

İnsanı merkeze alan yeni modelimiz Türkiye Yüzyılı’nın inşasını kolaylaştıracaktır. 20 milyon öğrencimizin en iyi eğitim öğretimi alması, imkanlardan en iyi şekilde ve eşit olarak hizmet alması için üzerimize düşeni yapacağız. Tüm öğretmenlerimize emekleri, fedakarlıkları sabırları için ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddet’te şiddetin olmadığı bir Türkiye ve dünya için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğimizi özellikle vurgulamak istiyorum. Türkiye bizim hükümetlerimiz döneminde şiddetin her çeşidiyle mücadelede tarihi kazanımlar elde etmiştir.

Kadın hakları konusunun araçsallaştırılmasına izin vermeden kadınların hayatın her alanında hak ettiği yere gelmesi için çaba harcadık. Son 22 yılda çok kapsamlı reformları devreye aldık. Elbette tüm sorunları çözdük iddiasında değiliz. Nice yanlış uygulamanın düzeltildiği tartışmasız bir gerçektir. İnşallah bugünün sorunları da yarın önümüze çıkmayacak. Kadınlarla dayanışma içinde fiziki ve psikolojik şiddete karşı mücadelemizi devam ettireceğiz.

Dış politikada oldukça yoğun ve karmaşık bir gündemle karşı karşıyayız. İsrail’in başlattığı saldırılar Lübnan, Suriye ve diğer bölge ülkelerini de içine alacak şekilde genişliyor. Türkiye’nin hemen yanıbaşında son derece kanlı ve tehlikeli savaş 14 aydır devam ediyor. Türkiye olarak İsrail’in saldırgan politikasına en güçlü tepkiyi veren ülkelerden biriyiz. Gazze’ye gönderilen insani yardımlar noktasında da 86 bin tona yaklaşan yardım miktarıyla ilk sırada yer alıyoruz. İsrail’le ticareti tamamen keserek 9,5 milyarlık ticaret hacminden sarfı nazar ettik. Uluslararası Adalet Divanı’nda soykırım davasına müdahil olma başvurumuzu geçtiğimiz aylarda yaptık.

İslam dünyasının İsrail hükümetine karşı tek yürek tek bilek olması için yoğun gayret gösteriyoruz. İnsanlığımızın sınandığı imtihan günlerinde Filistin halkına kardeşlik görevini yerine getirmemizin gayretindeyiz. Böyle insani bir meseleden siyasi rant devşirmeye çalışan siyaset tüccarlarını bugüne kadar muhatap almadık, bundan sonra da almayız. 50 bin masumun kanı üzerinden oy hesabı güdenleri önce Allah’a sonra da aziz milletimizin vicdanına havale ediyoruz.

14-28 Mayıs seçim sürecinde Suriyeli mazlumlara yönelik ırkçı söylemlerin hesabını versinler. Bizim Filistin davasına sağladığımız desteğin zekatı bile bunların tamamının yaptığından kat be kat fazladır. Soykırım duruncaya, Gazze ve Filistin özgürleşinceye kadar tüm imkanlarımızla Filistinli kardeşlerimizin yanında olacağız. Riyad’ta düzenlenen zirvedeki konuşmamızda dik ve dirayetli duruşumuzu çok güçlü bir şekilde ortaya koyduk. Ülkemizin attığı adımlardan, yardım çabalarımızdan sitayişle bahsedildi.

Bakü’de de İsrail barbarlığını gündeme getirdik. Türkiye’nin bu mücadelede attığı adımları anlattık. Her iki zirvede pek çok hükümet ve devlet başkanıyla görüşmeler yaptık. 14 Kasım’da ülkemize resmi ziyarette bulunan Katar Emiri ile görüşmemizin ana konusu ticari ve ekonomik ilişkilerimizin yanı sıra Gazze ve Lübnanlı kardeşlerimizin yaşadıkları sıkıntılardı. Brezilya’nın Rio şehrinde düzenlenen G-20 liderler zirvesinde İsrail’in işgal ve istila politikasının ülkemiz, bölgemiz ve tüm dünya için oluşturduğu tehdidi muhataplarımıza izah ettik.

Sabreden zafere ulaşır. İnşallah Filistin halkı da bu zor günlerin sonunda feraha, barışa, huzura kavuşacak, zalimler kaybedecek kazanan Filistin davası olacaktır. Soykırım suçluları döktükleri kanların hesabını mutlaka verecektir. Netanyahu ve eski savunma bakanı hakkında tutuklama emri çıkarılması bu yönde atılmış çok cesur adımdır. Netanyahu ve çetesi için çember giderek daralmaktadır. Kararı uygulamakla yükümlü ülkelerin çoğunun destek beyan etmesini bu bakımdan takdire şayan buluyoruz. Türkiye olarak Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin aldığı cesur kararı destekliyoruz.

Çalışma ve sosyal güvenlik, içişleri, savunma ve güvenlik meselelerine kadar pek çok konuyu değerlendirdik. Bakanlıklarımızın bütçelerine ait değerlendirmeler Plan ve Bütçe Komisyonu’nda devam ediyor. Bizim halkımızdan gizlimiz, saklımız yoktur. Hesabını veremeyeceğimiz hiçbir işimiz de yoktur. Hükümetlerimizin alamet-i farikası şeffaflık ve hesap verilebilirlik olmuştur. Türkiye’nin ufkunu açan, yolunu aydınlatan, millete ve memlekete hayrı dokunacak her öneriye kapımızı ardına kadar açık tutuyoruz.

Zorbalığa, kabadayılığa, komisyon basıp terör estirilmesine de hiçbir surette eyvallah etmeyiz. Gazi Meclisimizden yansıyan sahneler hepimizin yüzünü kızartmış, muhalefetin hizmet gibi derdinin olmadığı ortaya çıkmıştır. Herkesin sorumluluk duygusuyla hareket ederek Gazi meclisimizin milletimizin gözündeki konumuna gölge düşürmeyeceğine inanıyorum.

Kamu hizmetlerinin etkin ve verimli şekilde yürütülmesi eğitim, sağlık, gıda gibi alanlar başta olmak üzere vatandaşların hak ve menfaatlerinin korunacak şekilde devam ediyor. Hizmet veren her kurumun denetim konusunda bugüne kadar gösterdiğimiz hassasiyet kamuoyumuzun malumudur. Kim olursa olsun hiç kimse hukuktan, nizamdan, kanunun kendisine yüklediği mesuliyetleri yerine getirmekten azade değildir. Devlet kadroları içinde farklı vasıflarda çalışan herkesin görevi halka en iyi hizmet etmektir. Bütün vatandaşlarının emrindedir. Millete hizmetten kaçmanın, halkın verdiği imkanları suistimal etmenin hiçbir mazareti olamaz.

Bulunduğu konumu menfaat sağlama vasıtası olarak görenlere asla müsamaha ile yaklaşamayız. Bir süredir çokça şikayet aldığımız yetkisiz çakar ve tepe lambası kullanımlara cezaları artırıyoruz. Ateşli silahlarda düzenlemeyi hayata geçiriyoruz. Her iki hususta kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız. Denetim konusunu düzenleyen bir genelgeyi inşallah bugün yürürlüğe koyuyoruz. Cumhurbaşkanlığına bağlı Devlet Denetleme Kurulumuz denetim faaliyetlerini bundan sonra çok daha sıkı takip edecek. Hatası, kusuru, yanlışı olan kim varsa gereğinin yapılmasını temin edecektir.”

Paylaşın

İmamoğlu’ndan “Seçim” Açıklaması: İktidar Bu Şartlarda Kazanamaz

CHP İl Başkanları Toplantısı’nda konuşan Ekrem İmamoğlu, “Ülke öyle ağır şartlar altında ki, önümüzdeki seçimlerin iktidar tarafından kazanılamayacağını hepimizin aklına sokması lazım. Bundan sonra kaybedecekse bizler kaybederiz ” dedi ve ekledi:

“Kaybettiğimiz sürecin tek sebebi vardır: Basiretsizliğimiz, beceriksizliğimiz, tembelliğimiz olabilir. Halbuki tam aksine CHP’nin her ferdi çalışkan, erdemli, güven verici bir birey olmasıyla öne çıkar ve çıkmalıdır. CHP’nin sorumluluğu devam ediyor. Cumhuriyetimizin 101. yılında ülkemizin özgürlüğünü ve bağımsızlığını kazandığı gibi bugün de korunması için sorumluluğumuz devam ediyor.”

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP İl Başkanları Toplantısı’nda açıklamalarda bulundu. İmamoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“İktidar, kendi bildiği yoldan devam etmeyi seçmiştir. Hukuk ve demokrasi dışı yöntemlerle, baskı siyasetiyle milleti ayrıştırma yoludur. Sandıkta elde edemediği seçimi daha önce yaptığı gibi kayyımlarla gasp etmektir. Bu acizliğin net ifadesidir. Bu yıldırma politikasıdır, yolun sonuna geldiğinin işareti olan bu tavırların mücadele edemeyeceği bir husus vardır: Demokrasiye inanan, hukukun üstünlüğüne inanana CHP’li insanların kararlılığıdır. Bizi engellemek adına CHP’ni alt etme adına, kayyım atamalara, uydurma davalara, dava içinde oyunlara başvurmuşlardır ve başvurmaya devam edecekler.

CHP, birinci partidir. Bütün CHP’liler, iktidarın yolundadır. Milletin en büyük umudu olduğunu, sokakta göreceksiniz. İktidarın ekonomiyi çözebileceğine inanan bir vatandaş görmedim. ‘Siz umudumuzsunuz aman hata yapmayın, aman kendi aranızda kavga etmeyin’ diye bizi uyarıyorlar. Bu memleketin 86 milyonunun geleceği adına ciddiye almalıyız bunu. 22 yılda bu milletin sorununu çözemeyen akıl 200 yılda yine çözemez. Milletin bizden beklentisi bu iktidardan onları kurtarmamız.

Milletimiz bize tek bir soru soruyor: “İktidardan bize hayır yok, ama acaba size tam güvenebilir miyiz? Siz bizi bu sıkıntılı ortamdan çıkarabilir misiniz?”  Milletimiz bize ilk seçimde yetkiyi vermek istiyor, bu kadar net. Milletin bu talebini karşılamak, bize duyulan güveni artırmak boynumuzun borcudur. Bizi birinci parti olarak milletin umudu haline getiren niteliklerimize ve politikalarımıza odaklanacağız. O politikalarımızı nasıl artırabiliriz ona dönük çalışmalara yoğunlaşacağız. Partizan bir akılla hareket etmediğimizi, tüm vatandaşlarımızı eşit gördüğümüzü, her insanımıza hissettireceğiz. İşlerimizi, projelerimizi anlatmaktan çekinmeyeceğiz. Muhalefette olduğunuz herhangi bir ilde, yapılan iyi bir işi, sizin işiniz gibi avaz avaz anlatmaktır.

Kendi içinde fikir tartışmaları yaşayan ama asla yol arkadaşlığı duygusunu yitirmeyen, dayanışma kültürü güçlü bir aile olduğumuzu hissettiren tavırları gösterdiğimiz takdirde bu millet bize oy vermeye hazırdır. 86 milyona aile gibi bakan kararlılığımızı ortaya koyacağız. Bunları yapmazsak milletimizin umutlarını boşa çıkarırız.

Ülke öyle ağır şartlar altında ki, önümüzdeki seçimlerin iktidar tarafından kazanılamayacağını hepimizin aklına sokması lazım. Bundan sonra kaybedecekse bizler kaybederiz. Kaybettiğimiz sürecin tek sebebi vardır: Basiretsizliğimiz, beceriksizliğimiz, tembelliğimiz olabilir. Halbuki tam aksine CHP’nin her ferdi çalışkan, erdemli, güven verici bir birey olmasıyla öne çıkar ve çıkmalıdır. CHP’nin sorumluluğu devam ediyor. Cumhuriyetimizin 101. yılında ülkemizin özgürlüğünü ve bağımsızlığını kazandığı gibi bugün de korunması için sorumluluğumuz devam ediyor.

“İktidar millete meydan okumaktadır”

Seçme ve seçilme hakkının gasp edildiği bir ortamda, egemenliği millete ait olduğunu ilan eden Atatürk’ün bizlere verdiği bu sorumluluk, devam etmektedir. Biz biliyoruz ki, milletin iradesinin üstünde hiçbir irade yoktur, tanımadık, tanımayacağız. İktidar, milletin seçtiği belediye başkanlarına karşı açılan siyasi davalarla, kayyım uygulamaları ile milli iradeyi hiçe saymakta ve açıkça millete meydan okumaktadır. Göz göre göre pervasızca, atadığı kayyımlar göğsünü gere gere poz vererek oradan insanlara meydan okumaktadır. Bu meydan bugün Esenyurt’ta okunur, başka gün vatanın başka sathında okunur.

Kayyım uygulamalarına karşı direncinizi yükseltin. Gelecek seçimlerde tecelli edecek millet iradesini dahi bugünden engellemeye çalışıyorlar. Siyasi yasaklı hale getirmekten tutun, saçma sapan davalarda heyeti değiştirmekten, hakimi değiştirmekten, savcının rapor olmasına varıncaya kadar saçma davalarda zaman kazanmaya dönük davalarda görüyoruz ki milletin gelecek seçimlerde de bütüncül iradesini gasp etmektir. Çok çalışmalıyız, milletin huzuruna nitelikli bir şekilde çıkmalıyız. Milletin sandıktaki galibiyetini, bu ülkeye bir kez daha ispat etmeliyiz.”

Paylaşın

Her 10 Dakikada Bir Kadın Öldürülüyor!

2023 yılında dünya genelinde 85 bin kadın ve kız çocuğu öldürüldü. Bu cinayetlerin yüzde 60’ı (51 bin 100) yakın bir arkadaşı veya bir aile üyesi tarafından işlendi.

Veriler, her gün 140 kadın ve kızın arkadaşları veya yakın bir akrabası tarafından öldürüldüğünü gösteriyor, bu da her 10 dakikada bir kadın veya kızın öldürüldüğü anlamına geliyor.

2023 yılında Afrika, yakın arkadaş ve aileyle ilgili kadın cinayetlerinin en yüksek oranlarını kaydetti, ardından Amerika ve ardından Okyanusya geldi.

Birleşmiş Milletler (BM) Kadın Birimi’nin kadın katliamlarına ilişkin hazırladığı rapora göre, dünya genelinde her gün yaklaşık 140 kadın ve kız çocuğu eşleri ya da aile bireyleri tarafından katlediliyor.

Rapora göre, 2023 yılında 85 bin kadın ve kız çocuğu öldürülürken, cinayetlerin yüzde 60’ı en yakınındaki kişi tarafından işlendi. Raporda, rakamların küresel olarak bir kadın için en tehlikeli yerin evleri olduğunu gösterdiği belirtildi.

The Guardian’ın haberine göre, BM Kadın Birimi İcra Direktörü Yardımcısı Nyaradzayi Gumbonzvanda şunları belirtti: “Verilerin bize söylediği şey, kadınların hayatlarının en güvenli olması gereken özel ve ev içi alanlarının, pek çoğunun ölümcül şiddete maruz kaldığı yer olduğudur.

Bu rapordaki rakamları buzdağının görünen kısmı olarak görüyoruz çünkü tüm kadın ölümlerinin kayıt altına alınmadığını ve tüm ölüm nedenlerinin doğru bir şekilde kadın cinayeti olarak kaydedilmediğini biliyoruz ve hiçbir bilgiye erişemediğimiz birçok topluluk var.”

BM küresel tahminleri, yakın partnerler ve aile üyeleri tarafından öldürülenlerin sayısında bir artış olduğunu gösterdi. BM ajansının verileri, 2023 yılında tahmini 21 bin 700 vaka sayısı ile Afrika’nın en yüksek evli olduğu erkek ve partner kaynaklı kadın cinayeti oranlarını kaydettiğini, onu Amerika ve Okyanusya’nın izlediğini gösterdi.

Avrupa ve Amerika’da kadınların çoğu yakın partnerleri tarafından öldürülürken, diğer yerlerde de yakın aile üyeleri birincil failler oldu. BM Kadın Birimi, Fransa, Güney Afrika ve Kolombiya olmak üzere üç ülkeye ilişkin mevcut verilerin, yakın partnerleri tarafından öldürülen kadınların önemli bir kısmının cinayetten önce yetkililere bir tür şiddet ihbarında bulunduğunu doğruladı.

Raporda, 2023 yılında küresel çapta aile içi şiddet kaynaklı cinayetlerin oranının yüzde 60 olduğu belirtildi.

Bununla birlikte BM ajansı, küresel kadın cinayetleri tahminlerine ilişkin raporunun, dünya çapında birçok ülke tarafından yetersiz veri toplanması nedeniyle engellendiğini ve aile içi alan dışında işlenen kadın cinayetlerine ilişkin doğru veri toplayan çok az hükümet olduğunu kaydetti.

Raporda şu ifadelere yer verildi: “Üye devletler son yıllarda kadın cinayetlerini ele almak için giderek daha fazla önlem alırken, ülkelerin toplumsal cinsiyete dayalı cinayetlerle mücadele çabalarının hesap verebilirliği, kadın cinayetlerine ilişkin istatistiklerinin kalitesi ve kullanılabilirliği ile de ölçülmektedir.

Veri mevcudiyeti açısından olumsuz eğilimi tersine çevirmeye yönelik önemli çabalar, kadına yönelik şiddetle mücadelede hükümetlerin hesap verebilirliğini artıracaktır.”

(Kaynak: Mezopotamya Ajansı)

Paylaşın

Erdoğan’dan “Kadına Şiddet” Tepkisi: İnsanlığa İhanettir

“Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” programında konuşan Erdoğan, “Kadına yönelik şiddet insanlığa ihanettir. Kadınlara yönelik şiddet kabul edilemez bir vandallıktır” dedi ve ekledi:

“Bu ihanetin içine giren, şiddet uygulayan herkes hak ettiği cezayı mutlaka çekmelidir, bunu temin etmek devletin asli görevidir. Bu anlayışla göreve geldiğimizden beri devrim niteliğinde pek çok adım attık. Kadınların haklarını güçlendirecek, onları destekleyecek sayısız projeyi devreye aldık. Ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine ilişkin kanun en önemli düzenlemeydi. En kritik eşiği aştık ve devletimizin şiddete sıfır tolerans politikası güçlü bir seviyeye sahip oldu.”

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’ndeki “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” programında açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:

“Kadına yönelik şiddet eylemlerinde hayatlarını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyor, yakınlarına sabırlar diliyorum. Acı çekmiş her kadın için büyük kırılma noktası olan bu vahim durumu paylaşmış ya da paylaşamamış tüm kadınlara geçmiş olsun diyorum. Tüm kadınlarımızın onurlarını koruma mücadelelerinde daima yanlarında olacağım.

Bu programı gerçekleştirirken aylardır süren bir soykırım devam ediyor. Bugüne kadar 50 bine yakın Filistinli kardeşimiz şehit oldu. Yüzde 80’ini masum çocuklar ve kadınlar oluşturuyor. Saldırıların en büyük mağdurları da yine kadın ve çocuklar. Netanyahu her gün yaşlıyı bebeği kadını çocuğu hunharca katlediyor. Soykırım şebekesi 14 aydır dünyanın gözü önünde, sessiz bakışları altında adım adım ilerliyor.

Bu barbarlık karşısında Filistin’in onurlu kadınları asil duruşları ile bombaların altında imanlı yürekleri ile tüm kadınlara örnek oluyorlar. Sizinle tam bir dayanışma halindeyiz. Türkiye olarak 85 milyon vatandaşı ile sizlerin yanındayız. İçinde bulunduğunuz şartlar ne kadar ağır olursa olsun şunu aklınızdan çıkarmayın, Türkiye’nin tüm kadınlarının kalpleri sizin için çarpıyor, Filistin’in kurtuluşu için Mevla’ya niyazda bulunuyor.

Lafa gelince demokraside aslan kesilenler söz konusu sapkın akınlar olunca 14 aydır üç maymunu oynasa da biz sizi asla yalnız bırakmayacağız. Bu soykırımın durması için her platformda gerçekleri gür sesle sürdüreceğiz. Filistin’in yürekli kadınlarını saygı ile selamlıyor rabbimden sabır diliyorum.

Türkiye çok güçlü ve yaygın sivil toplum ağına sahiptir. Vakıflarımız, derneklerimiz, gönüllü teşekküllerimiz olağan üstü çalışmalar ortaya koyuyor. Kadına yönelik şiddetle mücadele bunların başında geliyor.

Kadına yönelik şiddetle mücadeleye destek veren tüm kardeşlerime en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Türkiye’de başta şiddet olmak üzere kadınlarla ilgili kritik konularda bugün bakanlığımızın, hükümetimizin büyük katkısı emeği vardır. Kadına yönelik şiddet insanlığa ihanettir. Kadınlara yönelik şiddet kabul edilemez bir vandallıktır. Bu ihanetin içine giren, şiddet uygulayan herkes hak ettiği cezayı mutlaka çekmelidir, bunu temin etmek devletin asli görevidir.

Bu anlayışla göreve geldiğimizden beri devrim niteliğinde pek çok adım attık. Kadınların haklarını güçlendirecek, onları destekleyecek sayısız projeyi devreye aldık. Ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine ilişkin kanun en önemli düzenlemeydi. En kritik eşiği aştık ve devletimizin şiddete sıfır tolerans politikası güçlü bir seviyeye sahip oldu.

Muhalefetin sanal tartışmalarının hiçbir dayanağı yok. Sözleşme yaşatır sloganı hiçbir anlam taşımıyor. Batılı ülkelerdeki vahim tabloyu bilmiyor ya da bilmek görmek istemiyorlar. Avrupa Parlamentosu, aile için şiddetle mücadele direktifini bu yılın ortalarında kabul etti.

İstanbul sözleşmesindeki ülkelerin yarısı metne çekince koymuştur. Türkiye 6654 sayılı kanunla konuyu kapsamlı ele alan mevzuatları ile eksiklerini tamamlamış yegane ülkedir. Avrupa’da Türkiye dışında bu hususta müstakil kanun yapan ülke yok. Muhalefetin iddiaları aksine sözleşmeden çekilme ile şiddet arasında hiçbir illiyet bağı yoktur. Bu adım her türlü şiddetle mücadeledeki kararlılığımızı eksiltmedi, törpülemedi. Türkiye olarak 2011’den önce olduğu gibi 2020’den sonra da yasal düzenlemeleri yaptık.

Bize bu iftiraları atanlar hükümetlerimizin hayata geçirdiği gerçekleri de gizlemektedir. Kadına karşı şiddet AK Parti iktidarında nitelikli suç haline getirildi. Bu suçun katalog suç haline getirilmesi, boşanmış eşe karşı işlenen suçun nikahlı eşe karşı işlenmiş gibi sayılması gibi adımlar atılmıştır. Elektronik kelepçe gibi tedbirleri uyguluyoruz. Sözleşme değil kanunlar yaşatır. Hazırladığımız eylem planlarını kararlılıkla takip ediyoruz. Merkezlerimiz ile, konuk evlerimiz ile, mağdur destek sistemimiz ile bu alanda takdir edilen yere geldik.

Dini ve kültürel temeli olmayan yanlış davranış biçimleri ile de mücadele ettik. Kadınların eğitimleri ile arasına giren engelleri ortadan kaldırdık. Üniversiteye gidemeyen gitse de kapısından çevrilen kızlarımızın mağduriyetlerini biz giderdik. Muhalefetin yalan dediği zulümlere biz son verdik. Kamudan atılan on binlerce 28 şubat mağduruna haklarını iade ettik.

Tüm kazanımlarımızı CHP’nin kadın düşmanı politikalarına rağmen elde ettik. Kadınlarımızın benzer zorbalıklara maruz kalmaması için her türlü önlemi alıyoruz. Kadına yönelik şiddete geçit vermeyen, şiddetsiz bir Türkiye Yüzyılı’ına ulaşana kadar sabırla yürüyeceğiz.

Kadınların canına kastedenlerle kızlarımızı dağa kaçıranlarla, onları ölüme ve öldürmeye gönderenlerle ilgili tek cümle kurulmuyorsa ortada büyük bir iki yüzlülük vardır demektir. Bölücü örgütteki tecavüzden infaza kadar olayları görmezden gelenlerin meselesi kadınlar olamaz. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, koşa koşa DEM’e giderken yüreği yanık Diyarbakır Annelerinden bir selamı niçin esirgiyor.

“CHP, faşizan geçmişi ile ne zaman yüzleşecek”

CHP, faşizan geçmişi ile ne zaman yüzleşecek ne zaman milletin değerleri ile barışacak. CHP’nin helalleşme tiyatrosu da tümden rafa kaldırıldı. Bölücü örgütün arkasında duranları özgürlükten bahsetmelerini kaile almıyoruz. Kandil’deki kadın düşmanı terör baronlarına ses çıkarmayanların bu testten geçmesi mümkün değil.

Alkol ve kumar bağımlılığı şiddet vakalarında önemli faktördür. Evlatlarımızın geleceğini tehdit eden içki ve uyuşturucu bağımlılığının önüne geçmedikçe kadına şiddetin önünü kesemeyiz. Araştırmalar aralarında doğrudan bağ olduğunu net biçimde ortaya koyuyor. Aile içi şiddetin, davranış bozuklukların, nice problemin içki ve kumar bağımlılığı derinleştiği bir gerçektir. 31 Mart sonrası el değiştiren belediyelerin ilk faaliyetlerinden birin alkol tüketimini özendirici etkinlikler oldu.

40’ların faşizan uygulamalarının millete dayatılmasına eyvallah diyemeyiz. Hukuk ve demokrasi zemininde tepkimizi ortaya koymaktan çekinmeyiz. Biz yarım asrı bulan siyasi hayatımızda bunu yaptık. İnsanımızın yaşam tarzına müdahale etmedik. Kimsenin de bize dayatmada bulunmasına, bu millete had bildirmesine rıza göstermedik. Ne hak yedik ne de hakkımızın yenilmesine rıza gösterdik. Aynı hassasiyet ile hareket ediyoruz.

Sinema ve dizi sektörümüz de artık kendine çeki düzen vermeli. Reyting uğruna kadına yönelik şiddetin normalleştirildiğini gösteriyor. Toplumu bilgilendirici olması gereken diziler şiddete özendiren kötü bir rol oynuyor. Senaristlere, yapımcılara ve RTÜK’e büyük görev düşüyor.”

Paylaşın

Özel’den “Kayyım” Tepkisi: Sandıkta Alamayanlar Darbeyle Almaktadır

Kayyım atamalarına tepki gösteren CHP Lideri Özgür Özel, “Erdoğan’ın oyunu geri tepmiştir, geri tepecektir. Bu siyasi işgal meselesidir. Sandıkta alamayanlar darbeyle almaktadır” dedi ve ekledi:

“Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu başarısını cezalandırmak ve çok istedikleri halde ele geçiremedikleri bir ilçe üzerinden tüm Türkiye’ye mesaj vermek istediler. Türkiye’nin neresinde olursa olsun halkın iradesine kafa tutanların karşısında durmaya devam edeceğiz.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin İl Başkanları Toplantısı’nda açıklamalarda bulundu. Özel’in açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

Temel motivasyonumuz ilk seçimi kazanmak. Birileri CHP’nin içinde karışıklık çıkarmak için elinden geleni yapıyor. Parti içinde olmayan bir tartışmayı varmış gibi gösterenlere 81 il başkanımız olmadığını gösterdi. Esenyurt’ta verdiğimiz demokratik tepkiyi diğer illerde de verdik. Demokrasi odaklı anlayışımız ortada. Bu mesele parti meselesi değil. Taziye ziyaretinden terör çıkarmak dünyanın en kötücül aklının ürünüdür.

Tayyip Erdoğan’ın oyunu geri tepmiştir, geri tepecektir. Bu siyasi işgal meselesidir. Esenyurt’u sandıkta alamayanlar darbeyle almaktadır. Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu başarısını cezalandırmak ve çok istedikleri halde ele geçiremedikleri bir ilçe üzerinden tüm Türkiye’ye mesaj vermek istediler. Türkiye’nin neresinde olursa olsun halkın iradesine kafa tutanların karşısında durmaya devam edeceğiz.

Bugün 25 Kasım kadına karşı şiddetle uluslararası mücadele günü. Çalıştayımızda şiddete karşı dayanışmayı amaçlayan kadınların çalışmalarını destekliyoruz. En başta hepimizin övündüğü ve yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi’nden bir kişinin imzasıyla çıkılan o süreci terk edeceğimizi, kadına karşı şiddetle ilgili kamu iradesinde giderecek irade CHP’nin iradesidir. Hepimizin övündüğü ve yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi’nden bir kişinin imzasıyla çıkılan o süreci terk edeceğiz.

Halkın gerçek gündemi derin ekonomik sıkıntılar var. Çarşı pazardan başı önde dönen insanların kederleri bizim baş kaygımızdır… Teğmenlere sahip çıkacağız. Gelecek seçimi kazanıp Mustafa Kemal’in askerlerini Mustafa Kemal’in ordusuna geri kazandıracağız. Söz.”

Paylaşın

A Milli Erkek Basketbol Takımı “2025 EuroBasket” Biletini Kaptı

2025 EuroBasket Elemeleri B Grubu maçında A Milli Erkek Basketbol Takımı ile Macaristan, Savaria Arena’da karşı karşıya geldi. Karşılaşmadan 81-76 galip ayrılan A Milli Erkek Basketbol Takımı 2025 EuroBasket finallerine katılmaya hak kazandı.

Haber Merkezi / A Milli Erkek Basketbol Takımı gruptaki 5’inci maçında İtalya’yı konuk edecek. Macaristan ise sahasında İzlanda’yı ağırlayacak.

A Milli Erkek Basketbol Takımı Başantrenörü Ergin Ataman, karşılaşma sonrası yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Bu maçın İstanbul’daki gibi kolay geçmeyeceğini biliyorduk. Kenardan katkı alamadık. Yaptığımız hatalarla Macaristan maça ortak oldu. Bu bizim için en kötü senaryoydu ama ondan sonra oyunun kontrolünü tekrar elimize aldık. Neticede galibiyete ulaştık.

Boş atışlar bulduk ama bunları değerlendiremedik. Neticede önemli olan Avrupa Şampiyonası biletini garantilemekti. Şubat’ta iki maçımız daha var. Orada da İtalya ve İzlanda’yı yenerek grup lideri olmak istiyoruz. Avrupa Şampiyonası’nda madalya hedefliyoruz. Bunun için yeterli gücümüz var. Bütün oyuncularıma milli formayı en iyi şekilde temsil ettikleri için teşekkür ediyorum.”

A Milli Erkek Basketbol Takımı müsabakaya Kenan Sipahi, Şehmus Hazer, Cedi Osman, Ercan Osmani ve Ömer Faruk Yurtseven beşiyle başladı. Karşılaşmanın ilk yarısını millilerimiz 40-31 önde tamamladı. A Milli Erkek Basketbol Takımı’nda Cedi Osman 33, Ömer Faruk Yurtseven 22 sayı kaydetti. Macaristan’da ise Gyorgy Goloman 16 sayıyla oynadı.

Salon: Savaria Arena

Hakemler: Boris Krejic (Slovenya), Aleksandar Glisic (Sırbistan), Martin Vulis (Hırvatistan)

Macaristan: Benedek Varadi 2, Gyorgy Goloman 16, Zoltan Perl 14, Marko Filipovity 5, Akos Keller 10, Adam Hanga 9, David Vojvoda 14, Norbert Lukacs 4

Başantrenör: Gasper Okorn

Türkiye: Şehmus Hazer 10, Cedi Osman 33, Ercan Osmani 9, Kenan Sipahi 7, Ömer Yurtseven 22, Yiğitcan Saybir, Yiğit Arslan, Onuralp Bitim, Furkan Haltalı, Sarper David Mutaf, Erkan Yılmaz

Başantrenör: Ergin Ataman

Paylaşın

Erdoğan’dan Kılıçdaroğlu’na 500 Bin Liralık Tazminat Davası

Erdoğan’ın avukatı Hüseyin Aydın, Kemal Kılıçdaroğlu hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduklarını ve “500 bin TL’lik manevi tazminat davası” açtıklarını duyurdu.

Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik ise yeni davayla ilgili açıklama yaparak “Gerçekleri duymak, yolsuzluk olgularının ispatlanmasına katlanmak zor olabilir. Anlıyoruz. Ancak, milim geri adım atma olasılığımız olmayacak” dedi.

CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Mersin’de bir mitingde 2014 yılında yaptığı bir konuşma üzerine “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla hakkında açılan ve 11 yıla kadar hapis ve siyasi yasak istenen davanın ilk duruşmasında cuma günü Ankara Adliyesi’nde ifade verdi.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatı Hüseyin Aydın, mahkemedeki açıklamaları nedeniyle CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduklarını ve “500 bin TL’lik manevi tazminat davası” açtıklarını duyurdu.

Aydın, sosyal medya hesabından konuya ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, Erdoğan’ın 15 Temmuz 2016’dan sonra “siyasi hayatta asgari nezaketin kalıcı olarak tesis edilmesi” amacıyla Kılıçdaroğlu aleyhine açtığı tüm davalardan vazgeçtiği ifade edildi.

Aydın’ın açıklamasının devamında şunlara yer verildi: “Aradan geçen sekiz yıla rağmen Kılıçdaroğlu cephesinde asgari siyasi nezaket konusunda bir arpa boyu dahi mesafe alınmadığı aksine kabalığın ve çirkin uslübün bir davranış kalıbına dönüştüğü anlaşılmıştır.

Şikayetten vazgeçtiğimiz ve bu nedenle cezalandırma ve siyasi yasak talep etmediğimiz bir dosya üzerinden, sahte bir mağduriyet algısı oluşturulduğu gibi, savunma hakkı kötüye kullanılarak Cumhurbaşkanımızın kişişik hakları ağır bir şekilde ihlal edilmiştir.

Cumhurbaşkanımıza yönelik hakaret ve iftiraların bir hülâsasından ibaret olan mahkemedeki açıklamaları nedeniyle Kılıçdaroğlu aleyhine Ankara Cunhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuş ve Asliye Hukuk Mahkemesinde de 500 bin TL’lik manevi tazminat davası açılmıştır.”

Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik ise yeni davayla ilgili açıklama yaparak “Gerçekleri duymak, yolsuzluk olgularının ispatlanmasına katlanmak zor olabilir. Anlıyoruz. Ancak, milim geri adım atma olasılığımız olmayacak” dedi.

Çelik’in sosyal medya hesabından yaptığı açıklama şöyle: “Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun savunması, daha doğrusu manifestosu Recep Tayyip Erdoğan’ı yine rahatsız etmiş. Ve yine yargısına başvurmuş. Gerçekleri duymak, yolsuzluk olgularının ispatlanmasına katlanmak zor olabilir! Anlıyoruz… Ancak, milim geri adım atma olasılığımız olmayacak. Tekrar tekrar İspat Hakkımızı kullanmaya ve yolsuzluk olgularını kanıtlamaya devam edeceğiz. Sonuçta da kazanacağız ve Erdoğan üzülmeye devam edecek. Zira haklıyız…”

Ne olmuştu?

Kılıçdaroğlu, 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmaları nedeniyle dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik sözleri nedeniyle hakim karşısına çıktı. Erdoğan’ın şikâyetiyle 11 yıl 8 ay hapis cezası ve siyasi yasak istemiyle yargılanan Kılıçdaroğlu, mahkemedeki savunmasında “Hırsıza hırsız dediğim için buradayım” dedi.

Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben buraya işlediğim bir suçtan ötürü kendimi savunmak için değil, işlenen suçları kayıtlara geçirmek, hesabını sormak ve tarihe not düşmek için geldim. Sanırım, açılan davaların ve mahkemeye çıkmamın nedeni, Erdoğan’a ‘Başçalan, Hırsız ve Başhırsız’ demiş olmamdır.

Karşınıza Sayın Yargıç, ‘hırsıza, hırsız’ dediğim için çıktım. Bütün görevlerim süresince çok büyük bütçeler yönettim. 10 binlerce memura amirlik yaptım. Ne beytül malın bir kuruşuna el uzattım, ne de bir kişiye müsaade ettim. Bakınız yolsuzluk ve hırsızlık, ülkenin başına ne işler açıyor. Yaptığı hırsızlık, yolsuzluk nedeniyle mal varlığının hesabını veremeyen yöneticiler, egemen güçler tarafından teslim alınırlar. Ve bu sonuçta o ülke için felaketlerin kapısını aralar.

Erdoğan ailesinin mal varlığı dolayısıyla dönemin ve şimdinin ABD başkanı Trump tarafından tehdit edildiğini ve Erdoğan’ın bu tehdide hemen boyun eğdiğini sadece biz değil bütün dünya biliyor.Egemen güçler tarafından teslim alınan bir devlet başkanı ülkesine hizmet edemez. Bu, tarihin önümüze koyduğu bir başka gerçektir.”

Paylaşın

Süper Lig: Trabzonspor’dan Farklı Galibiyet

Süper Lig’in 13. hafta maçında Trabzonspor ile Adana Demirspor, Trabzon Stadyumu’nda karşı karşıya geldi. Hakem Mehmet Türkmen’in yönettiği karşılaşamadan 5 – 0 galip ayrıldı.

Haber Merkezi / Trabzonspor’un gollerini 3, 79 ve 85. dakikalarda Muhammed Cham, 50 ve 54. dakikada ise Simon Banza kaydetti.

Bu sonucun ardından Trabzonspor puanını 15’e çıkardı. Adana Demirspor ise 2 puanda kaldı.

Ligin bir sonraki haftasında Trabzonspor, Alanyaspor deplasmanına gidecek. Adana Demirspor ise Konyaspor’u ağırlayacak.

Trabzonspor Teknik Direktörü Şenol Güneş, oyun disiplinine bağlı kalarak oynadıklarını belirterek, “Kazanmayı unutmuştuk” dedi.

3. dakikada Cihan Çanak ile ver-kaç yaparak topu ceza alanı içinde önünde bulan Cham, sert vuruşla topu kaleci Vedat Karakuş’un üzerinden filelere gönderdi: 1-0.

50. dakikada Muhammed Cham’ın ceza sahası içinden vuruşundan savunmadan seken top Banza’nın önüne düştü. Banza’nın düzgün vuruşunda meşin yuvarlak ağlarla buluştu: 2-0

55. dakikada Muhammed Cham’ın pasında topla buluşan Banza’nın vuruşunda meşin yuvarlak kaleci Vedat Karakuş’un solundan filelere gitti: 3-0

78. dakikada Enis Destan’ın pasında topla buluşan Cham, meşin yuvarlağı ağlara gönderdi: 4-0

84. dakikada Arif Boşluk’un pasında topla buluşan Cham, düzgün bir vuruşla meşin yuvarlak filelere gitti: 5-0

Stat: Trabzon

Hakemler: Mehmet Türkmen, Mehmet Emin Tuğral, Ali Can Alp

Trabzonspor: Uğurcan Çakır, Serkan Asan (AIi Şahin Yılmaz dk. 87), Hüseyin Türkmen (Serdar Saatçı dk. 67), Batahov, Arif Boşluk, Mendy, Umut Güneş (Salih Malkaçoğlu dk. 82), Cihan Çanak, Visca (Enis Destan dk. 67), Muhammed Cham, Simon Banza (Poyraz Efe Yıldırım dk. 87)

Adana Demirspor: Vedat Karakuş, Manev, Semih Güler, Tolga Kalender, Arda Okan Kurtulan, Muanza, Tayfun Aydoğan (Aksel Aktaş dk. 89), Yusuf Sarı (Ahmet Yılmaz dk. 89), Nabil Alioui (Sehehu dk. 83), Ali Yavuz (Ozan Demirbağ dk. 46), Yusuf Barası (Osman Kaynak dk. 83)

Goller: Cham (dk.3, 78 ve 84) Banza (dk.50 ve 55) (Trabzonspor)

Paylaşın