“Erdoğan, Abdullah Öcalan – DEM Parti Görüşmesi İçin Talimat Verdi” İddiası

MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “İmralı ile DEM grubu görüşmesi gecikmemeli” açıklaması gündemdeki yerini korurken Erdoğan’ın görüşme için talimat verdiği öne sürüldü.

İddiaya göre, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) bir ‘ön hazırlık’ yapacak, bu hazırlıkların tamamlanmasından sonra DEM heyetinin İmralı’ya gitmesine izin verilecek.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) İmralı Cezaevi’nde PKK Lideri Abdullah Öcalan’la görüşmek için yaptığı başvuruyla ilgili Adalet Bakanlığı’ndan henüz yanıt gelmezken iktidara yakın Türkiye gazetesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talebe sıcak baktığını ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a sürecin hızlandırılması için talimat verdiğini yazdı.

Haberde, “Erdoğan’ın, geçmişteki çözüm sürecinde yaşananların tekrar etmemesi için, yeni sürecin ‘temkinli ve dikkatli’ yürütülmesi talimatını verdiği öğrenildi. DEM Parti’nin Adalet Bakanlığı’na bu konuda yaptığı başvurunun kısa sürede olumlu sonuçlanmasına kesin gözüyle bakılıyor” denildi.

İddiaya göre, MİT bir ‘ön hazırlık’ yapacak, bu hazırlıkların tamamlanmasından sonra DEM heyetinin İmralı’ya gitmesine izin verilecek. AK Parti kaynakları “Öcalan, DEM’lilere örgütle bağlantılarını kesmeleri, örgütün de lağvedilmesi yönünde bir şey söylerse; İmralı ziyaretlerinin devamı gelir” değerlendirmesini yaptı.

Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, 28 Kasım tarihli yazısında DEM Partililerin Öcalan’a görüşmesine izin verileceğini belirtmişti. Selvi, “DEM içinden çözümü destekleyen ve Öcalan’ın mesajlarını doğru aktarabilecek deneyimli isimler tercih edilebilir” demişti.

MHP’ye yakınlığı ile bilinen Türkgün Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Müftüoğlu, DEM Parti – Öcalan görüşmesinin cumartesi günü olabileceğini iddia etmişti.

Ne olmuştu?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ekim ayı başında partisinin Meclis grubunda yaptığı konuşmada İmralı Cezaevi’nde bulunan Abdullah Öcalan’ın ‘umut hakkından faydalanması’ ve ‘DEM Parti’nin Meclis grubunda konuşması’ çağrısında bulunmuştu. Bu çağrısını sık sık yineleyen Bahçeli, salı günü de “22 Ekim grup toplantısında ne demişsek aynen arkasındayız. İmralı ile DEM grubu görüşmesi gecikmemeli” dedi.

Bahçeli’nin bu sözlerinden sonra ‘görüşme olup olmayacağı’ sorusu yanıtını aramaya başladı. Bahçeli’nin konuşmayı yaptığı 26 Kasım’da DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Abdullah Öcalan’la İmralı’da görüşmek için resmi başvuruda bulunduklarını açıkladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise 27 Kasım’da AK Parti’nin grup toplantısının ardından gazetecilerin, Bahçeli’nin ‘İmralı ile DEM Parti görüşsün’ çağrısını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna “Görüşüyor” yanıtı verdi.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, yine 27 Kasım’da DEM Parti Eş Genel Başkanlarının İmralı başvurusuna ilişkin konuştu. Tunç, “Başvuruyu değerlendiriyoruz. Makul bir sürede cevap verilir” dedi.

‘Görüşme olacak mı olmayacak mı’ tartışmaları sürerken Adalet Bakanlığı’nın görüşmeye izin verdiği iddiası ortaya atıldı. Ancak DEM Parti, Adalet Bakanlığı’na yapılan, Abdullah Öcalan ile görüşme başvurusuna ilişkin bakanlıktan kendilerine herhangi bir geri dönüş olmadığını bildirdi.

Paylaşın

TÜRK-İŞ Duyurdu: Yoksulluk Sınırı 67 Bin Lira

Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı yani açlık sınırı 20 bin 561 liraya yükseldi.

Haber Merkezi / Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı yani yoksulluk sınırı 66 bin 976 liraya çıktı. Bekar bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ de aylık 26 bin 712 liraya yükseldi.

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), Kasım 2024 açlık ve yoksulluk raporunu açıkladı. Raporda öne çıkan bölümler şöyle:

“Giderek artan hayat pahalılığı, gelir dağılımda ve vergide adaletsizlik, başta işçiler olmak üzere, toplumun dar ve sabit gelirli tüm kesimlerinin yaşam şartlarını daha da ağırlaştırmış ve her geçen gün ağırlaştırmaya devam etmektedir. Bugün itibariyle mevcut asgari ücret dört kişilik bir aile için ancak 7 gün yetiyor.

İnsan onuruna yaraşır gelir düzeyini sağlayacak bir ücret karşılığında çalışılması anayasal bir hak olmasına rağmen milyonlarca çalışan ailesiyle birlikte düşük ve yetersiz kazanç ile hayatının sürdürmek durumunda bırakılmaktadır. Ekonomik krizden çıkış için çalışanlardan özveri beklenmektedir.

Daha önce de belirttiğimiz üzere ücretli çalışanlar enflasyonun nedeni değil mağdurudur. Ülkemizde gelir ve servet eşitsizliğini dengeleyecek adil bir vergi sistemi ile bütüncül sosyal politikalara ihtiyaç duyulmaktadır.

TÜRK-İŞ Konfederasyonu tarafından, çalışanların geçim koşullarını ortaya koymak ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat değişikliğinin aile bütçesine yansımalarını belirlemek amacıyla 37 yıldır her ay düzenli olarak yapılan bu araştırmanın 2024 Kasım ayı sonucuna göre;

Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 20.561,65 TL ’ye, gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık vebenzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk
sınırı) 66.976,07 TL’ye, bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ de aylık 26.712,30 TL ’ye yükseldi.

TÜRK-İŞ’ in verilerine göre “mutfak enflasyonu” verilerindeki değişim Kasım 2024 itibariyle şu şekilde gerçekleşmiştir: Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin “gıda için” yapması gereken asgari harcama tutarındaki artış bir önceki aya göre yüzde 0,64 oranında gerçekleşti. On aylık değişim oranı yüzde 42,47 oldu. Son on iki ay itibariyle değişim oranı ise yüzde 46,60 olarak hesaplandı. Yıllık ortalama artış yüzde 67,20 olarak gerçekleşti.

Konfederasyonumuzca hesaplanan tutarlar ücret düzeyi olmayıp haneye girmesi gereken toplam gelir miktarıdır. TÜRK-İŞ hesaplamasında temel alınan ve doğrudan piyasadan çarşı-pazar-market dolaşılarak derlenen gıda ürünleri fiyatlardaki değişim, harcama gruplarına göre Kasım 2024 itibariyle şu şekilde oldu:

Süt, yoğurt, peynir grubunda; Süt, yoğurt ve peynir ürünlerinin bulunduğu bu grupta peynir ve yoğurt fiyatlarında marketler arasındaki rekabetten dolayı yüzde 1 düzeyinde kısmi bir düşüş gözlemledi. Sütün kilogram fiyatı değişmedi.

Et, tavuk, balık, yumurta, kuru baklagiller ürünlerinin bulunduğu grupta; Et fiyatlarındaki hareketlilik devam etmektedir. Geçtiğimiz ay kilogram fiyatı 547 TL olan dana kıyma ve kuşbaşı, bu ay yüzde 2,5 azalarak 533 TL olarak tespit edildi. Kuzu etinin kilogram fiyatı ise geçen ay 773 TL iken bu ay yüzde 4 artarak 807 TL olduğu gözlemlendi. Tavuk etinin kilogram fiyatı yüzde 1 arttı.

Balık ürünlerinin çeşitlenmesi ve aynı zamanda mevsimi olması sebebiyle balık fiyatlarındaki azalma devam etti. Yumurtanın adet fiyatının bu ay 4,66 TL’ den yüzde 18 artışla 5,69 TL’ye yükseldi. Kuru baklagiller grubunda en yüksek artış yüzde 6 ile kırmızı mercimekte olduğu tespit edildi. Diğer ürünlerden nohut, kuru fasulye ve yeşil mercimeğin fiyatlarında kısmen düşüş görüldü.

Taze sebze-meyve grubunda; Gıda harcamasında ağırlıklı yer alan ve mevsim koşullarına göre değişkenlik gösteren taze meyve-sebze fiyatları bu ay da artış gösterdi. Mutfak harcamalarının vazgeçilmez ikilisi olan patates ve soğan bu ayın en fazla artış gösteren ürünleri olarak tespit edildi. Sebze grubunda mevsim sebzeleri olarak kabul edilen karnabahar, ıspanak gibi ürünlerinde fiyatları geçen ay ile aynı seviyede olduğu gözlemlendi. Daha çok kış aylarında tercih edilen mandalina, portakal gibi meyvelerin fiyatlarında ise bir miktarda olsa azalma olduğu gözlemlendi.

Sebze ortalama (ana yemekleri tamamlayan maydanoz, kıvırcık vb. salata yeşillikleri dâhil değil) kg fiyatı 56,87 TL, ortalama meyve kg fiyatı 52,50 TL oldu. Hesaplamada -bu ay- 24’i sebze ve 9’u meyve olmak üzere toplam 33 üründeki fiyat değişimi dikkate alındı. Meyvesebze ortalama kg fiyatı ise 52,73 TL olarak tespit edildi (ana yemekleri tamamlayan maydanoz, kıvırcık gibi salata yeşillikleri bu hesaplamada “Ortalama Meyve-Sebze Fiyatı” na
dâhil edilmektedir).

Ekmek, pirinç, un, makarna, bulgur, irmik gibi ürünlerin bulunduğu grupta Ekmeğin fiyatı bu ay değişmedi. Pirinç, bulgur, makarna ve un fiyatlarında artış olduğu tespit edildi. En az artış yüzde 7 ‘ye yakın bir oranda un da gerçekleştiği görüldü.

Temel yağ ürünlerinin bulunduğu grupta; Temel yağ ürünlerinin bulunduğu bu grupta; zeytinyağı ve tereyağı fiyatları azalırken, Ayçiçek yağı ve margarin fiyatlarında artış olduğu görüldü. Fakat geçen ay olduğu gibi bu ay da market raflarında zeytinyağı ürünlerindeki azalmanın devam ettiği dikkati çekti. Siyah ve yeşil zeytin fiyatı sabit kaldı. Yağlı tohum ürünlerinden cevizin fiyatında artış gözlemlendi. Diğer ürünlerin fiyatında değişiklik görülmedi.

Son grup içinde yer alan diğer gıda maddelerinde; Son grupta yer alan gıda maddelerinden baharat ürünlerinin (kimyon, nane, karabiber vb.) fiyatı sabit kaldı. Geçen ay artış gösteren çayın fiyatı bu ay değişmedi. Ihlamurun fiyatı da bu ay değişmedi. Diğer ürünlerden en fazla artış yüzde 12’ye yakın oranda pekmezde görüldü. Reçel yüzde 7,5, bal ve şeker ise bu ay yine yüzde 2 artış gösterdi. Tuz ve salçanın fiyatı bu ay da sabit kaldı.”

Paylaşın

CHP Ve Dem Parti’den Ortak Açıklama: Herkesin Eşit Hissettiği Bir Ülke İstiyoruz

DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan ile basın toplantısı düzenleyen CHP Lideri Özgür Özel, Biz  yaşayan herkesin eşit hissettiği bir ülke istiyoruz” dedi ve ekledi:

“Bunun için de üzerimize düşen adımları atmaya hazırız. Tüm siyasi partilerin birbirleriyle diyalog kurabilidiği bir süreci hep beraber yaşamak isteriz. Bu konuda geçmişten gelen tüm kötü tecrübelere rağmen tarihsel tutarlılığımızdan farklı bir noktada değiliz”

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel CHP Genel Merkezi’nde bir araya geldi.

DEM  Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, beraberindeki heyet ile CHP Genel Merkezi’ne geldi. CHP Yurtiçi ve Yurtdışı Örgütlemeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ensar Aytekin, Eş Genel Başkanları kapıda karşıladı.

Hatimoğulları ve Bakırhan daha sonra CHP’nin toplantı salonuna geçti. Özgür Özel’e Genel Sekreter Selin Sayek Böke ve Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen de eşlik etti. Basına verilen fotoğraf ve görüntünün ardından görüşme başladı. Görüşmenin ardından ortak basın toplantısı da düzenlendi.

Burada konuşan Bakırhan, “Kayyum, yönetim biçimine doğru ilerliyor. Bu mesele sadece DEM Parti’nin değil, hepimizin meselesidir. Yasal düzenlemeler yapılarak bu kayyum sorunundan kurturulur. CHP’nin bu konuda ortaya koyduğu pratik değerliydi. Bu ülkeyi umarım bu ayıptan kurtarabiliriz” dedi.

Bakırhan, PKK lideri Abdullah Öcalan ve DEM Parti’nin görüşmesine ilişkin Adalet Bakanlığı’na yapılan başvuruya ilişkin kendisine sorulan soruyu yanıtladı. Bakırhan, “Başvurumuzu yaptık ama henüz resmi bir yanıt gelmedi. Olumlu bir yanıt gelmesini umuyoruz. Önemli olan oraya kimin gittiği değil, orada ne söylenildiği ve ne düşünüldüğüdür. Bekliyoruz” diye konuştu.

Ardından CHP lideri Özgür Özel konuştu. Özel, yeni süreç hakkında “Samimiyetle ve şeffaflıkla davranılırsa Türkiye 40 yıldır çözemediği ve hepimize çok acılar yaşatmış bir sürecin toplumsal barış sürecine dönmesi Türkiye’deki herkese kazandırır. Türkiye’yi çok sayıda riskten de kurtarır” ifadelerine yer verdi.

“Herkesin eşit hissettiği bir ülke istiyoruz”

Kayyum atamalarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Özel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye genelinden ilk günler yaratılan algının oldukça değiştiğini ve anket değerlendirmelerinde kayyum atamanın hoş karşılanmadığını hep birlikte görüyoruz.

Bu günlerde Meclis’teki 10 muhalefet partisi bir araya geldi ve kanun teklifi verdi. Yargı süreci tamamlanmamış olanlar için yargı süreci işler. Ama görevine devam eder.

Biz yaşayan herkesin eşit hissettiği bir ülke istiyoruz. Bunun için de üzerimize düşen adımları atmaya hazırız. Tüm siyasi partilerin birbirleriyle diyalog kurabilidiği bir süreci hep beraber yaşamak isteriz. Bu konuda geçmişten gelen tüm kötü tecrübelere rağmen tarihsel tutarlılığımızdan farklı bir noktada değiliz”

Özel, bir gazetecinin Akın Gürlek’e yönelik sözleri nedeniyle kendisi hakkında başlatılan soruşturmayla ilgili sorusunu yanıtladı. Özel, “Kendisine görevi ile ilgili hakaret ettiğimi söylüyor. Sabahın köründe bir eve gitmek senin görevin mi? Öyle aynayla konuşan başsavcıdan bize de kendisine de faydası yok” dedi.

Paylaşın

36 Bin Yıllık Chauvet Mağara Resimleri Hakkında Dokuz Gerçek

Fransa’daki Chauvet Mağarası’nın duvarlarını süsleyen resimler, 1994 yılında tesadüfen keşfedildi. Bu resimler, insanlık tarihinin en eski ve en güzel figüratif sanat eserleri arasında yer alıyor.

Haber Merkezi / Chauvet Mağarası’nda yaklaşık 36 bin yıl önce yaşayanlar, mağaranın odalarında dörtnala koşan, sürünen ve neşeyle oynayan hayvanlar çizdiler.

Resimleri üç yerel kaşif tarafından keşfedildi: Chauvet Mağarası, 18 Aralık 1994 yılında Fransız mağaracılar Jean-Marie Chauvet, Éliette Brunel Deschamps ve Christian Hillaire tarafından keşfedildi.

Mağara, yer altı nehirleri tarafından oluşturulmuştur: Bölgedeki yeraltı nehirleri, Ardèche’deki yüzlerce başka geçit ve mağarayla birlikte Chauvet Mağarası’nı da oluşturmuştur. Chauvet Mağarası yaklaşık 400 metre uzunluğundadır.

Chauvet Mağarası ressamları Aurignacian’dı: Avrupa’daki ilk modern insanlar olan Aurignacianlar, 46 bin ile 26 bin yıl önce Üst Paleolitik veya Eski Taş Çağı’nda yaşamışlardır (Aurignacian kelimesi bu zaman dilimini de ifade eder).

Aurignacian kültürü, ilk figüratif çizimler ve oymalar, oymacılıkta kullanılan burin adı verilen taştan yapılmış bir aletin icadı, kemik ve boynuzdan yapılmış aletler, mücevherler ve bilinen en eski müzik aletleriyle karakterize edilir.

Chauvet Mağarası resimlerine ek olarak, Avrupa’nın farklı bölgelerinde de Aurignacian hayvan ve insan figürinleri bulunmuştur. Arkeologlar, Güneybatı Almanya’daki Hohle Fels mağarasında 40 bin ile 35 bin yıl öncesine ait bilinen en eski Venüs heykelciğini ve aynı döneme ait bilinen en eski kemik flütlerden bazılarını keşfetmişlerdir.

Bilinen en eski figüratif resim, yaklaşık 51 bin yıl önce, Güneydoğu Asya’da, Sulawesi adasındaki bir mağarada yer almaktadır.

İnsanlar, Chauvet Mağarası’nı iki ayrı dönemde kullandılar: Paleontolog Michel – Alain Garcia’nın En Erken Zamanların Sanatı kitabına göre, Chauvet Mağarası’ndaki materyallerin radyokarbon tarihlemesi, insanların bu mağarayı iki farklı zaman diliminde kullandığını göstermektedir.

İlkinde, yaklaşık 36 bin 500 yıl önce Aurignacian döneminde, Chauvet Mağarası’ndaki resimlerin çoğu bu dönemde çizilmiştir. Aurignacian halkı, bilinmeyen bir nedenle mağarayı yaklaşık beş veya altı bin yıl boyunca kullanmamıştır.

Mağara, yaklaşık 31 bin ile 30 bin yıl önce Gravettian döneminde, insanlar tarafından yeniden kullanılmaya başlanmıştır. Bu dönemde, insanlar ayak izleri, ateşten kaynaklanan yanık izleri ve kömür bırakmışlardır ancak resim veya herhangi bir eser bırakmamışlardır.

Resimlerde 14 hayvan türü yer alıyor: Chauvet Mağarası resimlerinde en sık görülen hayvanlar mağara aslanı, mamut, yünlü gergedan ve mağara ayısıdır. Bu dört hayvan resimlerdeki hayvanların yüzde 65’ini oluşturmaktadır.

Diğer hayvanlar ise bizon, at, ren geyiği, kızıl geyik, dağ keçisi, yaban sığırı (evcilleştirilmiş sığırların soyu tükenmiş vahşi atası), soyu tükenmiş megaloceros geyiği (İrlanda geyiği veya dev geyik olarak da bilinir), misk öküzü, panter ve baykuştur.

Hayvan olmayan temalar da çizilmiş: Chauvet Mağarası’nın orta bölümünde yer alan odalarda, birkaç duvar ve sarkık kaya, insan avuç içi ve insan eline benzeyen şablonlarla süslenmiştir.

Mağaranın en uzak bölgelerinde, bir kadının kasık bölgesinin beş üçgen tasviri duvarlara çizilmiştir ve bir kadının alt vücudunun Paleolitik Venüs figürinlerine benzer şekilde profilden görünüşü sarkıt benzeri bir kayaya çizilmiştir.

Bir çocuğa ait ayak izleri bulundu: Mağaranın tabanında bir çocuğa ait olduğu düşünülen tek bir ayak izi keşfedildi. Araştırmacılar, ayak izinin 31 bin 430 yıl ile 25 bin 440 yıl öncesine tarihlendiğini buldular.

Resimlerin neden yapıldığı veya ne anlama geldiği bilinmiyor: Chauvet Mağarası resimlerinin ardındaki gizem hala devam ediyor, ancak resimlerin bazı özellikleri ipuçları sunuyor.

Örneğin, resimlerde tasvir edilen birincil türlerin (mağara ayısı, aslan, mamut ve gergedan) Aurignacianların yiyecek için avladığı türler olmadığı belirtiliyor.

Chauvet Mağarası resimlerinin kopyasını ziyaret edebilirsiniz: Chauvet Mağarası keşfedildikten hemen sonra, bilim insanları resimleri korumak için harekete geçti ve mağaranın halka kapatılmasını sağladı; şimdi, kısa zaman aralıklarında yalnızca bilim insanlarının içeri girmesine izin veriliyor.

Ancak bu, mağara resimlerinin bir simülasyonunu yakından göremeyeceğiniz anlamına gelmiyor. 2015 yılında, Chauvet Mağarası resimlerinin bir kopyası olan Caverne du Pont d’Arc, mağaranın yakınında açıldı.

Paylaşın

Birleşmiş Milletler’den Türkiye’ye “Hiperenflasyon” Uyarısı

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), son raporunda Türkiye için ‘hiperenflasyon’ uyarısında bulundu: Türkiye’de reel ücretlerde çok hızlı bir büyümeye işaret eden en son veriler, hiperenflasyon döneminde gerçekleştiği için ihtiyatla yorumlanmalı.

Birleşmiş Milletler Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), dünyada reel ücretlerde 2022 yılından itibaren genel bir artış ve toparlanma yaşandığını açıkladı. Raporda, Türkiye’de reel ücretlerde diğer ülkelere göre kıyaslandığında yaşanan artışın, hiperenflasyon nedeniyle ihtiyatla yorumlanması gerektiği kaydedildi.

Uluslararası Çalışma Örgütü, 2022’deki olumsuz rakamların ardından dünya genelinde ücretler artarak bir toparlanma eğilimi içine girmiş olsa da yüksek enflasyon yüzünden yaşanan fiyat artışlarının, hala devam ettiğinin altını çizdi.

VOA Türkçe’den Can Kamiloğlu‘nun aktardığına göre raporda, gelişmekte olan G20 ekonomileri arasında analiz edilen Türkiye’deki reel ücret artışlarıyla ilgili, ele alınan dönem içinde güçlü bir artış tespit edildiği; Türkiye’de ücretlerin 2009 ile 2016 yılları arasında istikrarlı bir şekilde arttığı ancak 2016 ile 2020 yılları arasında büyümenin durduğu ve ardından 2024 yılı da dahil tekrar artışa geçtiği belirtilerek, bu artışın hiperenflasyon sonucunda ortaya çıktığı vurgulandı.

ILO raporunda, ”Türkiye’de reel ücretlerde çok hızlı bir büyümeye işaret eden en son veriler, hiperenflasyon döneminde gerçekleştiği için ihtiyatla yorumlanmalı. 2023 yılında gelişmekte olan G20 ekonomilerinde Çin, Rusya Federasyonu ve Türkiye hariç sıfıra yakın reel ücret artışı tespit edildi. Gelişmekte olan G20 ekonomilerinin çoğunun 2024 yılında da sadece mütevazı bir reel ücret artışı sergileyeceğini öngörüyoruz” ifadesi kullanıldı.

Yaklaşık 150 ülkeden derlenen verilere göre, ortalama ücretlerin Afrika, Pasifik, Orta ve Batı Asya ve Doğu Avrupa’da dünyanın geri kalanına kıyasla daha hızlı arttığı, diğer tüm bölgelerde ortalama reel ücretlerin azaldığı kaydedildi.

2023 yılındaki ücret artışlarının, Afrika, Kuzey Amerika ve Kuzey, Güney ve Batı Avrupa hariç çoğu bölgede pozitif eğilim gösterdiği, 2024 yılında ortalama reel ücretlerin sabit kaldığı Afrika ve Arap ülkeleri hariç tüm bölgelerde ücretlerin arttığı belirtildi. Ücret artışlarının Orta ve Batı Asya’da yüzde 17,9, Kuzey Amerika’da yüzde 0,3 oranları arasında arttığı kaydedildi.

Uluslararası Çalışma Örgütü Direktörü Gilbert Houngbo, ücretlerde küresel çapta gerçekleşen artış eğiliminin devam etmesi halinde, 15 yıldan uzun bir süredir beklenen ve elde edilen en büyük kazanç olacağını, bugünkü küresel ücret artışlarının yüksek enflasyonun ve yükselen fiyatların ücret artışını geride bırakmış olduğu 2022 yılında yaşanan düşüşle kıyaslandığında kayda değer bir toparlanmayı yansıttığını dile getirdi.

Houngbo, ücret artışındaki yükseliş eğiliminde yaşanan bu olumlu gelişmelerin, bölgeler arasında eşit olarak paylaşılmadığına dikkat çekti.

Ücretlerin geçen yıl yüzde 0,9 oranında mütevazı bir şekilde arttığını belirten Houngbo, “Bu sevindirici gelişmeye rağmen fiyatlar, artan hayat pahalılığı ile mücadele etmeye devam eden düşük gelirli haneler için çok yüksek kalmaya devam ediyor. Enflasyon azalmış olsa da birçok ülkede acı bir gerçek olmayı sürdürüyor” dedi.

Paylaşın

Ahmet Özer’den “Ben Ne Zaman Terörist Oldum?” Mesajı

Esenyurt belediye başkanlığı görevini yürütürken 30 Ekim’de tutuklanan ve yerine kayyım atanan Ahmet Özer, Silivri Cezaevi’nden “Ben ne zaman terörist oldum?” mesajı gönderdi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, tutuklanan ve yerine kayyım atanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’i Silivri Cezaevi’nde ziyaret etti. Independent Türkçe’nin aktardığına göre; Ziyaret sonrası açıklama yapan Özel, Ahmet Özer’in “Ben ne zaman terörist oldum?” diye sorduğunu belirtti.

Özel; savcı Akın Gürlek’i FETÖ’vari yöntemler kullanmakla eleştirdiği konuşmasında şunları söyledi: “FETÖ’vari kumpaslarla iş görenler FETÖ’vari sonu görürler. Kaçarak sıçan gibi bu ülkeyi terk eden Zekeriya Öz’ü hiç birimiz unutmadık, yine günü gelince o çok güvendikleri arkalarından çekilirler ya kaçarak giderler ya da burada ettiklerinin cezasını çekerler.

Akın Gürlek eliyle Ahmet Özer’e düşman hukuku uygulanmaktadır. Düşman ceza hukuku uygulanmaktadır. Akın Gürlek cürmün kadar yer yakarsın. Yazıklar olsun ki gücünü diplomandan değil sahiplerinden talimat vericilerden alıyorsun. Buradan Akın Gürlek’e sesleniyorum; hukuk içine dön, Anayasa sınırları içine gir, verilen talimatlarla suç işleme. Bundan sonra senin de hukuki ortamdaki güvencen biz olalım. Tövbe et, istifa et.”

Ahmet Özer’in mesajlarını paylaştığı konuşmasında Özgür Özel, şu ifadeleri kullandı: “Bir kreş açtım, bir yılda 15 kreş hedefim vardı diyor. 70 caddeye asfalt yaptık, Esenyurt gibi bir yerde bir karış yeşil alanı kalmayan yerde 100 bin metrekarelik devasa bir park yaptık diyor. Şimdi bunların hepsi durmuş, kahroluyorum diyor. İki kişiden biri beni seçti, bunlar nasıl olur inanamıyorum diyor. 16 yıldır bu partideyim, çabalıyorum diyor. Hayatım boyunca hep teröre karşı oldum, yazdığım bütün kitaplar terörün mutlaka ve mutlaka demokrasi yoluyla alt edilmesi barışın sağlanmasıdır diyor.

Dosya bana gizli, avukatlarına gizli basına açık! Sürekli basına gizlilik olan dosyadan bilgi sızdıran bir iletişim var diyor. Bu dosyanın basın iletişimini kim, ne amaçla yapar? Gizlilik olan dosyada bizlerin sonradan duyacağı şeyleri iktidara yakın medya ne amaçla yazmaktadır? Önce televizyondan sonra avukatlardan duyulan bir bilgi, dosyanın maksatlı olarak manipüle edildiğini kanıtlamaktadır.

Hepimiz biliyoruz ki, Ahmet Özer suçsuzdur. Bir şafak operasyonuyla yaratılan algı operasyonu onur kırıcıdır. Yatak modasına eşinin engellenerek girilmesi onur kırıcıdır. Avukatsız işlemler hukuksuzdur.”

“Savunmasını okutmadılar”

Ahmet Özer’e tutukluluk incelemesinde savunma yaptırılmadığını belirten, CHP lideri şöyle konuştu: “Bir şeyi ilk kez açıklayacağım. Sayın Ahmet Özer’in tutukluluğunun birinci ayında tutukluluğunun değerlendirilme durumu var. Arada gizli tanık olduğu için avukatları duruşma istedi. Ahmet Özer, 4 sayfa savunmasıyla geldi. Tıraşını oldu, takım elbisesini giydi. Hakim karşısına geçti, söze başladı. O sırada hakim ‘Ahmet Bey, tutukluluğunuzun devamına karar verdim.’ dedi. Dedi ki ‘Beni dinlemeyecek misiniz?’ 4 sayfa yazının okunmasına tahammül etmeyip hemen ‘Ben devamına karar verdim’ diyorlar.

Bir akıl, Ahmet Özer’le, onu seçenlerle psikolojik harp yürütüyor. Direncimizi kırmaya çalışıyorlar. Ahmet Özer’e sen ne yaparsan biz kararımızı verdik, diyorlar. Dimdik ayaktayız, durmayacağız. Akın Gürlek gibi aparatları kullanarak bizimle baş edemezsiniz. Bundan sonra eğer bu iddianamenin yazılması biraz daha gecikirse hukuki ve siyasi yönden çok daha aktif etkin yollarla mücadele etmeye devam edeceğiz. Biz haklı bir zemindeyiz. Esenyurt’taki anket AK Parti’nin elinde de var. Yüzde 80 Ahmet Özer’e haksızlık yapıldı diyor.”

Paylaşın

Hasan Arat, Beşiktaş Başkanlığı Görevinden İstifa Etti

Beşiktaş Başkanı Hasan Arat, başkanlık görevini bıraktığını açıkladı. Hasan Arat, yakın zamanda yaptığı açıklamada Futbol A.Ş.’deki görevinden ayrıldığını duyurmuştu.

Mayıs ayında olağan seçime gidecek olan Beşiktaş’ta Hüseyin Yücel, Hasan Arat’ın istifasının ardından geçici olarak Beşiktaş başkanlığı görevini yürütecek.

Beşiktaş Kulübü Başkanı Hasan Arat, başkanlık görevini bıraktığını duyurdu. Maccabi Tel Aviv maçı öncesinde Futbol AŞ’deki görevinden istifa eden Hasan Arat, İsrail ekibi ile oynanan karşılaşmanın sonrasında kulüpteki başkanlık görevini de bıraktı.

Hasan Arat, kulüp sitesinden yaptığı açıklamada, “Bugün, içimde tarifsiz bir hüzünle, özel sebeplerim nedeniyle Beşiktaş Jimnastik Kulübü Başkanlığı görevimden ayrılma kararı almış bulunuyorum” dedi. Öte yandan Hasan Arat’ın bu açıklamasından yönetim kurulunun haberinin olmadığı öne sürüldü.

Mayıs ayında olağan seçime gidecek olan Beşiktaş’ta Hüseyin Yücel, Hasan Arat’ın istifasının ardından geçici olarak siyah-beyazlı kulübe başkanlık yapacak.

Beşiktaş’ta geçtiğimiz yıl yapılan olağanüstü seçimli genel kurulda Hasan Arat, Ahmet Nur Çebi’nin yerine başkanlığa seçildi. Hasan Arat yönetiminde geçtiğimiz sezon Türkiye Kupası finalinde Trabzonspor’u mağlup ederek şampiyonluğa ulaşan siyah-beyazlılar, bu sezonun başında Süper Kupa’da Galatasaray’ı mağlup etti.

Siyah-beyazlılar Hasan Arat döneminde teknik direktör olarak Rıza Çalımbay, Fernando Santos ve Giovanni van Bronckhorst’la çalıştı.

Hasan Arat’ın açıklaması: “Değerli Beşiktaş Camiası; Bugün, içimde tarifsiz bir hüzünle, özel sebeplerim nedeniyle Beşiktaş Jimnastik Kulübü Başkanlığı görevimden ayrılma kararı almış bulunuyorum. Bu kararın kalbimde taşıdığı anlamı ve benim için ne kadar zor olduğunu en iyi sizler bilirsiniz. Görev sürem boyunca varlığınız bana her daim güç verdi.

3 Aralık 2023 tarihinde, sizlerin güveniyle ve desteğiyle bu onurlu göreve geldim. Bu zaman içerisinde yaşadığım tecrübelerin hayatımda her zaman özel bir yeri olacaktır. Bu yolda beni yalnız bırakmayan, oyları ve güvenleriyle yanımda duran kıymetli kongre üyelerimize ve Beşiktaşlılara yürekten teşekkür ediyorum.

Sizin destekleriniz, bana her adımımda ilham ve cesaret verdi. En büyük teşekkürü ise maçlarda, sokaklarda, gözlerindeki ışıltıyla beni karşılayan ve yüreğime dokunan gençlerimize ve çocuklarımıza borçluyum. Onların Beşiktaş sevgisini kalbimde her zaman yaşatacağım.

Seçim öncesinde ve görevim süresince huzurlarınıza gelerek anlattığım konuların Beşiktaş için anlamının ve değerinin çok büyük olduğunu, zaman daha iyi gösterecektir… Asla unutmayın ki, taraftarlarımızın takımımıza olan bağlılığı, bu kulübün en büyük hazinesidir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün kulübü Beşiktaşımıza her zaman sahip çıkın. Güçlü bir Beşiktaş inşa etmek için, bu büyük camianın ruhunu ve coşkusunu her daim yaşatalım ve büyütelim.

17 yaşımda formasını giyerek ilk adımımı attığım büyük Beşiktaş camiasında başkanlık görevinde bulunmaktan şeref duydum. Bundan sonra bir taraftar olarak kulübümü desteklemekten her zaman onur duyacağım…”

Ne olmuştu?

Beşiktaş’ta Hasan Arat, çarşamba günü yaptığı açıklamada Futbol A.Ş.’deki görevinden ayrıldığını duyurdu. Arat, futboldan Hüseyin Yücel, Mete Vardar, Onur Göçmez ve Feyyaz Uçar’dan oluşan ekibin sorumlu olacağını söyledi.

Yönetim kurulunda yapılan değişiklikle ilgili Hasan Arat şu ifadeleri kullanmıştı, “Özellikle futbol branşında son bir ayda Beşiktaş, dramatik sonuçlar yaşamıştır. Taraftarımız ve biz son derece üzgünüz. Bazen türbülanslar olabilir. Gün gelir yollar ayrılır daha iyi yönetebilmek için. Sahici sarsıntılar yalancı dengelerden daha iyidir.

Biz bu sarsıntıları kulübümüzün daha kuvvetli yoluna devam etmesi için uyarı olarak görüyoruz. Ancak benim özel durumum nedeniyle bir boşluk oluştu. Bu boşlukta haliyle bazı şeyler olabiliyor. Zaman zaman sizi bilgilendirmede gecikmeler oldu. Futbol AŞ’den ve Ümraniye’den tamamen sorumlular Hüseyin Yücel, Mete Vardar, Onur Göçmez ve Feyyaz Uçar olacak.”

Paylaşın

UEFA Avrupa Ligi: Fenerbahçe’den Kritik Galibiyet

UEFA Avrupa Ligi 5. hafta maçında Slavia Prag ile Fenerbahçe, karşı karşıya geldi. Hakem Sascha Stegemann’ın yönettiği karşılaşmadan Fenerbahçe, 2 – 1 galip ayrıldı.

Haber Merkezi / Fenerbahçe’nin gollerini 35. dakikada Edin Dzeko ve 85. dakikada Yusuf en-Nesyri, Slavia Prag’ın tek golünü ise 7. dakikada Tomas Chory kaydetti.

Fenerbahçe, bu galibiyet ile puanını 8’e yükseltti. Slavia Prag ise 4 puanda kaldı.

Ligin bir sonraki maç haftasında Fenerbahçe evinde Athletic Bilbao’yu ağırlarken, Slavia Prag sahasında Anderlecht ile karşılaşacak.

7. dakikada sol kanattan gelişen atakta Lukas Provod’un ceza sahasına yerden pasında Tomas Chory tek dokunuşla topu ağlara gönderdi (1-0).

35. dakikada Szymanski’nin pasında ceza sahası dışı sağ çaprazında topla buluşan Edin Dzeko, rakibinden sıyrılarak kaleyi karşıdan gören noktadan yaptığı vuruşta meşin yuvarlağı filelere gönderdi (1-1).

86. dakikada İrfan Can Kahveci’nin sol kanattan uzak direğe açtığı ortada Tadic bekletmeden kale sahasına çevirdi. En Nesyri, tek dokunuşla topu ağlarla buluşturdu (1-2).

Paylaşın

Erbakan, AK Parti İle İttifaka Kapıları Kapattı

14 ve 28 Mayıs 2023 seçimlerinde AK Parti ile ittifak yapan Yeniden Refah Partisinin lideri Fatih Erbakan, “Bundan sonra Cumhur İttifakı ile AK Parti ile herhangi bir ittifakımız, birlikteliğimizin olması söz konusu değil” dedi.

Erbakan, MHP lideri Bahçeli’nin Öcalan-DEM görüşmesi çağrısına dair, Öcalan’ın çağrısıyla silah bırakılacağını düşünmenin sığ bir yaklaşım olduğunu söyledi. Erdoğan, “Anadil, belediyelerin yetkilerinin artırılması gibi, Türkiye’nin bölünmez bütünlüğüne halel getirmeyecek şekilde müzakereler yürütülebilir” dedi.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, partisinin 6. yıldönümü dolayısıyla medya buluşması düzenledi. Gazete Duvar’ın aktardığına göre; Yeni yaşı “İman, azim ve aşkla” sloganıyla kutladıklarını anlatan Erbakan partisinin son seçimlerdeki oy oranı ve hedeflerini içeren bir sunum yaptı.

Erbakan’ın verdiği bilgiye göre Yeniden Refah Partisi’nin üye sayısı 6 yılda 600 bine ulaştı. Bir ittifakın parçası olmadan girilen 14 Mayıs seçimlerinde yüzde 2.5, 31 Mart yerel seçimlerinde ise yaklaşık yüzde 7 oy alındı. Yeniden Refah Partisi’nin yerel seçim sonuçlarına bakıldığında Türkiye’nin üçüncü büyük partisi olduğunu ifade eden Erbakan, bunun hazine yardımı, medya desteği olmadan gerçekleştiğini söyledi, teşkilatlara, millete teşekkür etti.

AK Parti’nin politikalarını eleştiren Erbakan, “Nepotizmde zirve yaptılar”, “Eskiden askeri vesayet vardı, AK Parti iktidarı bunu kaldırdı, ama bu sefer de Beştepe vesayeti ortaya konuldu. Bir vesayetten kurtulduk bir başka vesayete duçar olduk”, “Yolsuzluk, Yoksulluk ve Yasakları ortadan kaldıracağız dediler, 20 milyon insan sosyal yardım alıyor, siyasi muhaliflere göz açtırılmıyor” değerlendirmelerinde bulundu.

Partisinin Türk tipi başkanlık yerine Meclis’in daha da güçlendirildiği demokratikleştirilmiş başkanlık sisteminden yana olduğunu anlatan Erbakan gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Erbakan MHP lideri Bahçeli’nin Öcalan-DEM görüşmesi çağrısına dair, Öcalan’ın çağrısıyla silah bırakılacağını düşünmenin sığ bir yaklaşım olduğunu söyledi.

TUSAŞ saldırısını hatırlatan, Suriye’deki silahlı yapılanmaya dikkat çeken Erbakan, “Bölgedeki insanımızın temel talepleriyle ilgili bölgenin siyasi partileriyle, kanaat önderleri, aşiret reisleri ile müzakere edilmesi lazım. PKK, Öcalan’ın muhatap alınıp müzakere edilmesi uygun değil. Anadil, belediyelerin yetkilerinin artırılması gibi, Türkiye’nin bölünmez bütünlüğüne halel getirmeyecek şekilde müzakereler yürütülebilir” dedi.

“Samimi olmadıklarını gördük”

AK Parti iktidarına yönelik çok sayıda eleştiri getiren Erbakan’a 14 Mayıs seçimlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verdiği desteği bugün nasıl değerlendirdiği soruldu. Yapılan iş birliği kapsamında imzalanan mutabakatın gereğinin yerine getirilmediğini söyleyen Erbakan, şu ifadeleri kullandı: “Maalesef bunun seçimi kazanmaya dönük bir hamle olduğunu, bunu imzalarken samimi olmadıklarını gördük. Bırakın mutabakat metninin gereklerini, tersi icraatlarla devam ettiler.

Ülke için son bir şans olarak uzattığımız dalı maalesef geri çevirdiler. Biz burada bir vebalden kurtulduk. En azından denemiş olduk. Samimi olmadıklarını gördük. Bundan sonra Cumhur İttifakı ile AK Parti ile herhangi bir ittifakımız, birlikteliğimizin olması söz konusu değil. Bundan sonraki seçimlerde Yeniden Refah Partisi olarak kendi adayımızla, müstakil olarak seçimlere gireceğimizi ifade ettik.”

Erbakan Saadet Partisi’nin yönetiminin değişmesinin ardından yeni bir iş birliği olasılığını da değerlendirdi, “Saadet Partisi ile birçok temel konuda benzer görüşlere sahibiz. Türkiye’nin, milletin menfaati, bahsettiğimiz sorunlardan kurtulmak için, TBMM çalışmalarına daha aktif katılabilmek için iş birliği, birliktelik söz konusu olabilir. Bizim açımızdan rezerv olmadığını daha önce de ifade etti. Yeni bir dönem” dedi.

Paylaşın

Özel’den Kayyım Özeleştirisi: Geçmişte Yeterince Tepki Veremedik

Kayyım konusunda özeleştiri veren CHP Lideri Özgür Özel, “Geçmişteki kayyım uygulamalarında ilk birkaç gün tepki gösterip sonra bunu terk edip bunun sürdürülmemiş olması yeni kayyumların önünü açtı bence” dedi ve ekledi:

“Bunu kimseyi eleştirmek için söylemiyorum ve burada öz eleştiri de yapabilirim. Halkın iradesine bir darbe varsa onun kendi partinizden olup olmadığına bakmaksızın tepki vermek gerekiyordu.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, bir grup gazeteciyle bir araya gelerek, gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. BirGün’den Mustafa Bildircin’in aktardığına göre; Özel, iktidarın kayyum politikasından parti içi tartışmalara, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayından dış politikaya kadar çok sayıda konuyu değerlendirdi.

İktidarın, tutuklu Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer ile görüşmelerine yönelik engelleyici tavrını eleştiren Özel, Adalet Bakanlığı’ndan gecikmeli çıkan görüşme onayında, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmanın etkili olduğunu söyledi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Adalet Bakanlığı’nın tavrındaki değişikliğin olası bir DEM Parti ile Öcalan görüşmesi ile ilgisi var mı?” sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Devlet Bahçeli, ‘Öcalan’la görüşülsün’ dedi. Adalet Bakanlığı, yarın bir gün buna izin verecek ama beni belediye başkanımla görüştürmeyecek. Bunu göze alamazlar, elbette bu durumdan bağımsız değildir. Ama Salı günü, grup toplantımızdaki söylememiz de önemliydi. İktidar kanadından bize, ‘İzin verilecek de Akın Gürlek’e çok ağır konuşuyorsun.

Bunu söylersen görüşemezsin, söyleme’ gibi telkinler geldi. Ben her slı bilerek Akın Gürlek’i konuştum. Diğeri muhalefeti terbiye etmek, istikamet, çerçeve çizmektir. Bunu söylersen görüşemezsin demektir. Sırf bu konudaki ilkesel duruş gereği Akın Gürlek’e laf söyledim, bu salı da söyledim aldık görüşmeyi. Aslında Akın Gürlek AKP’nin dokunulmazı. Saray’ın korumasındaki bürokrat, süper savcı gibi bir şey yüklenmeye çalışıldı. Muhalefete karşı arkasında durdular. Salı günkü gruptan sonra bu şeyden vazgeçtiler, arkasından çekildiler. Bunu yapmak için her salı söyledim. Akın Gürlek’e laf söylemesek uysal ve bize çizilen çerçeve içerisinde muhalefet yapmış oluruz.”

Özel, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partisinin Meclis grup toplantısında kullandığı, “CHP nasıl bu kadar belediye kazanabiliyor? Bunun müsebbibi biziz. Bu bir özeleştiridir” sözlerini de değerlendirdi. CHP’nin 31 Mart 2024 seçimlerinde, daha önce oy alamadığı seçmenden de oy aldığının altını çizen Özel, “Bunu kendi hatalarına bağlamalarını Erdoğan’ın ağzından duymak kıymetli” dedi.

Partisinin doğru aday belirleme yöntemi ve yeni bir stratejiyle yerel seçimlerde başarı elde ettiğini kaydeden CHP Genel Başkanı Özel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Seçim kazanmayı geçmişinde olan her şeyi aklama ve gelecek için meşruiyet alanı olarak düşündüler. 31 Mart 2024’te unvan maçını biz kazanınca -onlar bunu unvan maçına çevirdi- kendisini çok önemsiz, siyasette her şeyini kaybetmiş olarak gördü. Aslında alınan her oyun kıymetini vermek, alınamayanın da mukayesesini yapmak lazım. Tayyip Bey’e tavsiyem şu, rakibini tanımadan yenemezsin. Ben onu çok iyi tanıdığımı kendisine de söyledim. Rakibimi tanıdığım için 31 Mart’ı kazandım.”

Parti içi tartışmalar ve kurultay talebi de Özel’in gazetecilerle buluşmasında gündeme geldi. Özel, “Kurultay tartışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusunu, şu sözlerle yanıtladı: “Bu tartışma belli bir noktada doygunluğa ulaştı ve arkadaşlarıma bu tartışmaları kestiğimizi, sürdürmeyeceğimizi söyledim. Bundan birkaç gün sonra 81 il başkanı ki kurultayda 46’sı beni desteklememişti, ‘Genel başkanımızın politikalarını destekliyoruz. CHP iktidarının ayak sesleri var’ dediler ve tartışmayı bıçak gibi kestiler.

Ben bundan sonra dönüp de aynı tartışmalara girmek istemem. Sokakta olmayan şeyin kurultay salonunda karşılığı olmaz. Sokakta, CHP yönetiminden bir memnuniyet var. Tüm anketler de bunu gösteriyor. Bunun dışında her tartışma partiyi aşağı çeker. Mart ayından beri, abonelikle çalışan altı şirketin ortalamalarını takip ediyoruz. Sadece Eylül ayında düşüş yaşadık orada da kurultay konusu vardı. Vatandaşın sorunlarını konuştuğumuz her ay birinci partiydik. Ekim ayında tamamı düzeldi, Kasım’da birinci olmadığımız hiçbir anket görmedim daha. İçe dönmenin CHP’ye bir maliyeti var ve bu tartışmaları geride bıraktık.

Sosyal medyada yaratılmaya çalışılan gündemler çok suni. Bu parti içinden değil, parti dışından fonlanan bir gündem. CHP’de bir kargaşa varmış gibi gösterilmek isteniyor. Ama bu gerçek kişilerin değil, bot hesapların yürüttüğü bir tartışma. Ben örgütün sesini duyan, örgütün sesini dinleyen, örgütle birlikte karar veren bir genel başkan olarak örgütün sesini dinlerim, örgüt ne istiyorsa onu yaparız.”

“Geçmişte kayyımlara yeterince tepki veremedik”

CHP’li Özel, iktidarın kayyum politikası ve CHP’nin kayyum atamalarına karşı tavrına yönelik soruları da cevaplandırdı. Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atanması ile başlayan tartışmalara yönelik etkin ve net pozisyonlarının aynı şekilde sürdürüleceğini kaydeden Özel, şunları söyledi: “Kayyum meselesinde, geçmişteki kayyum uygulamalarında birkaç gün tepki gösterilip bunun sürdürülmemiş olması yenilerinin önünü açtı. Burada özeleştiri de yapabilirim.

Halkın iradesine bir darbe varsa onun hangi partiden olduğuna bakmaksızın tepki vermek gerekiyordu. Biz bu dönem Hakkari’de de Mardin’de de aynı tepkiyi verdik. ‘CHP’li belediyeler, kolay kayyum atanacak belediyeler değildir ve bunu herkes görmelidir’ gibi bir görüşümüz de var. Esenyurt’ta vatandaşın yüzde 80’i bize hak veriyor. Türkiye’de de her geçen gün bu kayyumlara itirazın yükseldiği ölçülüyor. Esenyurt’ta bir ayı tamamladık. Bunu ne kadar sürdürürlerse biz o kadar sürdüreceğiz.”

Özel, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile bir araya geleceklerini de açıkladı. Partisinin tüm belediye başkanlarıyla olduğu gibi Yavaş ve İmamoğlu ile de eşgüdüm halinde çalıştıklarını ifade eden Özel, “Belediye başkanlarımızın teker teker karşılaştırmalı raporları hazırlanıyor. CHP’li belediyelerin 2023 yılı karnesi gelecek. Sahadaki anketlerden gördüğüm, vatandaş memnuniyeti beklentilerimizin de ötesinde” ifadelerini kullandı.

AKP’nin, CHP’li belediyelere yönelik engelleyici uygulamalarıyla ilgili de konuşan Özel, “AKP, bu tutumuyla gözden düşmüştür. Gönülden düşmekten korkmam gönül kazanılır ama gözden düştün mü bir daha olmaz” yorumunu yaptı.

Özel, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayıyla ilgili konuşmasında ise şunları kayda geçirdi: “2019 seçimlerinde İYİ Parti Mansur Yavaş’ı aday yapmak istedi ama Mansur Bey, ‘Ben CHP’nin adayıyım’ görüşünü dile getirdi. Doğru ve başarı getiren bir seçimdi. Daha sonra hem Mansur Bey’e hem Ekrem Bey’e partilerinin tutumu dışında davranmaları şeklinde çağrı yapıldı. Her ikisi de bu sınavı geçti. Mansur Bey’in Türkiye’nin daha iyi yönetilmesine ilişkin bir talebi var ve bu talep noktasında da bir iddiası var. Bundan da doğal bir şey olamaz. Ama ben Mansur Bey’in tüm partinin kararlarının sonuçlarına saygılı olacağına inanıyorum, görüyorum. Kendi beyanları da var zaten.

Mansur Bey ve Ekrem Bey’in isimleri anılırken bazen başka isimlerden, ‘Biz de varız’ diye sitemler duyuyorum. Ben iki adayın ismi öne çıktığı için onlarla ilgili yorum yapıyorum. Kimsenin önünü kesmek CHP’nin geleneğinde, kültüründe yok. Bana hep iki aday soruldu. Üçüncü sorulduğunda ona da başarılar dileriz. Bu sürece katkı sağlayacak yol arkadaşları lazım. Bu iktidarı değiştirme meselesi kişisel taleplerin çok ötesinde bir mesele. Kimimize sorumluluk, kimimize fedakarlık düşüyor.”

Özel’in gazetecilere yaptığı açıklamaların diğer bazı satır başlarında ise şunlar öne çıktı: “Parlamentoda yapılacak bir şeye katkı veririz. Ama Parlamentonun dışlanmasını doğru bulmam. Çünkü toplumsal mutabakat bizim olmazsa olmazımız. Anayasalar toplumsal mutabakat metinleridir önce halka sunulur. Bence bu da Anayasa yapmak kadar kritik bir süreç. Türkiye’de devam eden ve ülkeye çok şey kaybettirmiş 40 yıllık bir çatışma. Terörü bitirme konusunda önemli. Bu mutabakatta bizim CHP olarak kırmızı çizgimiz; şehit aileleri ve gaziler bu sürece rıza gösteriyor mu?

Devlet Bahçeli, her hafta pozisyonunu yenilemek, tahkim etmek daha iyi anlatmak suretiyle gündemi elde tutmaya çalışıyor. Geçen hafta Devlet Bey, ‘Ne var yani Abdullah Öcalan gelse çağrıda bulunsa Cumhurbaşkanımızın yeniden seçilmesi için de Anayasa değişse bunun kime zararı var?’ demişti. Cumhurbaşkanı’nın Anayasa meselesiyle Öcalan’ın ‘Terör bitsin’ çağrısını aynı paragrafta almak bir siyasi hesap olduğunu gösteriyor. Ben burada Cumhur İttifakı’nın şu ana kadarki tavır ve tutumlarını samimi bulmuyorum. Çıkar hesabı içinde olduklarını düşünüyorum.

“Esat’la görüşme talebimiz vardı”

Dış politikada CHP çok güçlü bir parti ama dış ilişkilerde eksiklerimiz vardı. CHP’nin temsil edilmesi gereken her yerde görev alıyorum. Etkili bir dış ilişkiler yürütmeye çalışıyoruz. Rusya’ya bir temsilci atadık. Putin’i destekleyen Adil Rusya Partisi bizimle görüşmek istedi. Ziyarete gelecekler. Son bir yılda on yurt dışı gezisi yaptık. Bunu aynı hızda artırarak devam edeceğiz. Esat’la görüşme talebimiz vardı.

Bizden resmi yazı istediler, bir tarih belirleyecekler, onu bekliyoruz. Şu zaman olacak diyemiyorum, orada Rusya-Erdoğan-Esat arasında bir denge var. Herhalde ondan dolayı bize tarih vermek için bekliyorlar. Bize, ‘Size randevu vermeye karar verdik, resmi yazı yollarsanız tarih belirleyeceğiz’ dediler. Çok gecikmeden cevap alacağımızı bekliyoruz. Filistin’e de gideceğiz. Uçağımızın kuyruk numarasına kadar bildirildi. Hava sahasının açılmasını bekliyoruz.”

Paylaşın