Ekrem İmamoğlu, “Özgürlük Mitingi”ne gönderdiği mesajında, “Cumhurbaşkanı adayı olarak, adil, dürüst, mert bir yarış içinde olacağım. Çünkü millet, bütün iktidarlardan büyüktür. Bütün baskılardan, bütün kumpaslardan büyüktür!” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasını protesto eden yüz binlerce kişi büyük Maltepe mitinginde buluştu. Konuşmalar başlamdan önce alanı dolduran yüz binlerce kişi, “Hak, hukuk, adalet” ve “Hükümet istifa” sloganları attı.
CHP’nin düzenlediği “Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu’na Özgürlük Mitingi”ne birçok siyasi parti ve sivil toplum örgütü de destek verdi.
Mitinge vatandaşların yanı sıra CHP’nin farklı illerdeki örgütleri, Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen)’in aralarında bulunduğu meslek örgütleri ve sendikalar ile TİP, SOL Parti, BTP, DEM Parti’nin de dahil olduğu İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri gibi siyasi partiler katılıyor. Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, Saraçhane’ye sadece 21 Mart’ta katılma çağrısı yapmıştı.
Mitinginde, Ekrem İmamoğlu’nun tutukluğu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden gönderdiği mektubun bir kısmı, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik tarafından paylaşıldı. Ardından yapay zeka ile kendi sesiyle seslendirilen mesajında İmamoğlu, “Sizlere, içimdeki memleket sevgisi kadar büyük, uçsuz bucaksız hücremden sesleniyorum” dedi. Duvarların, parmaklıkların kendisini susturamayacağını vurgulayan İmamoğlu, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Sevgili vatandaşlarım, kıymetli kardeşlerim; hepinizin yüreğindeki adalet, demokrasi ve özgürlük talebini duyuyorum. Biliyorum ki burada toplanan yüzbinlerce insan, sadece Ekrem İmamoğlu için değil, memleketi için, adalet için, demokrasi için bir araya geldi. Çünkü mesele, Ekrem İmamoğlu meselesi değildir. Mesele, memleket meselesidir. Mesele, ülkemizin geleceğidir.
Bu yüzden en çok gençler sokakta, en çok gençler ayakta! Çünkü onlar, geleceklerini çalanları sorguluyor. Onlar, alın terleriyle, emeğiyle, hakkıyla kazanmak istiyor. Ama karşılarında hep aynı düzeni, hep aynı adaletsizliği görüyorlar. Onlar, hayatlarının ellerinden kayıp gittiğini en çok hissedenler. Bu yüzden gençler haklıdır. Bu yüzden gençler meydanlardadır.
“Hücre duvarları yok hükmünde”
Ben, buradan, dört duvar arasından ama dimdik ayakta, sizlere sesleniyorum. Etrafımdaki taş duvarlar, demir parmaklıklar suçlular için, pişmanlık duyanlar için aşılmaz engeller olabilir. Ama benim için yok hükmündedir! Çünkü ben, hiçbir suç işlemedim! Belediye başkanı olarak yaptıklarımdan pişmanlık değil, gurur duyuyorum. 6 yıl içinde devletin 1300 kez denetlediği, her seferinde aklandığımız bir belediyenin başkanıyım. 48 idari, 51 şahsi soruşturmadan alnımın akıyla çıkmış bir yöneticiyim.
Şimdi ise aynı devlet, yıllarca bulamadığı suçları, uydurma tanıkların ifadeleriyle bulduğunu iddia ediyor! Hadi oradan! Ben, bu uyduruk davalarda kendimi aklamak zorunda değilim. Kendini aklamak zorunda olan, hukuku siyasi çıkarları için ayaklar altına alanlardır. Yargıyı talimatla çalıştıranlardır. Beni ve yol arkadaşlarımı saf dışı bırakmaya çalışanlardır.
Recep Tayyip Erdoğan, bana karşı attığı her adımla, seçimden kaçtığını, rakibinden korktuğunu gösteriyor. Kendi kitlesine bile anlatamayacağı hamlelerle, kendisini seven vatandaşlarımızı utandırıyor. Adil bir yarıştan kaçan, yargıyı baskı altına alarak seçim kazanmaya çalışan bir anlayış, milletin vicdanında mahkum olmuştur.
Bakın, yıllardır krizlerin sorumluluğunu üstlenmeyen bir yönetimle karşı karşıyayız. Dış güçler, faiz lobisi, bakkallar, fırıncılar suçlandı ama bir tek Erdoğan ve iktidarı sorumluluğu kabul etmedi! Şimdi de haksız tutuklamalarla ekonomiyi daha da batırıyorlar. 3 günde Merkez Bankası’ndaki 26 milyar dolar eridi! Ama sorumlusu kim? Erdoğan’a göre, adalet isteyen, hakkını arayan vatandaşlar!
Bu millet, tarihi boyunca kimseye boyun eğmedi! Sandıktan kaçanlara, milli irade hırsızlarına mı boyun eğecek? Zorbalıkla, baskıyla, hukuksuzlukla bizi susturabileceklerini sanıyorlar. Ama bilmiyorlar ki, biz buradayız! Bu meydanları dolduran milyonlar, Cumhuriyetin mirasına sahip çıkıyor! Millet iradesine sahip çıkıyor!
Ben, size bir söz verdim: Hak yemem, hakkımı da yedirmem! Ne olursa olsun, milletin hak ettiği güzel günler için mücadeleden asla vazgeçmeyeceğim. Cumhurbaşkanı adayı olarak, adil, dürüst, mert bir yarış içinde olacağım. Çünkü millet, bütün iktidarlardan büyüktür. Bütün baskılardan, bütün kumpaslardan büyüktür! Kimse umutsuz olmasın. Biz kazanacağız. Adalet kazanacak. Demokrasi kazanacak. Türkiye kazanacak! Ve hep birlikte, yeniden her şeyi çok güzel yapacağız!”
“Ya hep beraber ya hiçbirimiz”
Mitingde Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu da konuştu. Dilek İmamoğlu miting alanındaki kitleye “Mücadeleye devam” diye seslendi ve düzenlenen gösterilerin ve verilen mücadelenin sadece eşi Ekrem İmamoğlu için olmadığını vurguladı. “Ekrem için değil, kendimiz için değil, Türkiye için mücadeleye devam” diye konuşan Kaya İmamoğlu, yarın başlayacak bayramın milyonların yoksulluğunun, ülkedeki adaletsizliğin ve çaresizliğinin gölgesinde geçeceğini de belirtti.
Kendi evlatlarının da bu bayrama babasından uzak gireceğini vurgulayan İmamoğlu, “Ekrem sevdiklerine sarılamayacak. Ve tabii Ekrem ile birlikte haksızlık ve hukuksuzluğa uğrayan arkadaşları ve aileleri de bu bayram sevincini eksik yaşayacak. Elbette çok üzülüyoruz, elbette içimiz yanıyor ama gelecek güzel günlere inancımızı asla yitirmeyeceğiz. Birbirimizin acısını paylaşmaya, birbirimize umut vermeye mecburuz, çünkü biz 86 milyonluk bir aileyiz” diye konuştu.
19 Mart’ta Erkem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlanan eylemlerde başı çeken gençlere de değinen Dilek Kaya İmamoğlu, protestolara katılan gençlerin suçlu gibi lanse edilmesini de eleştirdi: “Evlatlarımızı haksız hukuksuz yere siyasi maksatlarla parmaklıklar ardına koyamazsınız. Adaletsizliğe itiraz eden, haklarını arayan evlatlarımıza türlü türlü eziyetler yaşatamazsınız. Türkiye kendi evlatlarına, kendi evlatları eliyle acılar çektiren bir ülke olamaz, olmayacak.”
“Türkiye laiktir, laik kalacak” ve “Erdoğan diktatör” sloganlarıyla konuşması kesilen Dilek İmamoğlu, adaletsizliğe, haksızlığa karşı durmanın bir partisi ve ideolojisi olmadığını, bunun bir vicdan meselesi olduğunu da söyledi ve “Varlığınızla güç veriyorsunuz. Tekrar etmek istiyorum; Adalet yasaklanamaz, vicdan hapsedilemez. İyi ki varsınız, iyi ki birlikteyiz. Ya hep beraber ya hiçbirimiz” ifadeleriyle konuşmasını sonlandırdı.