Almanya’dan Türkiye’ye “Suriye” Çağrısı: Kürtlerle Çatışmayın

Türkiye’yi SDG ile olası bir çatışmanın sonuçları konusunda uyaran Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, “Kürtlerle çatışmada yüzü gülen üçüncü tarafın IŞİD olmasının kimseye faydası olmaz” dedi.

Türkiye, Kuzey Suriye’de yer alan ve ana omurgasını YPG’nin (Halk Koruma Birlikleri veya Halk Savunma Birlikleri) oluşturduğu SDG’yi (Suriye Demokratik Güçleri) PKK’nın (Kürdistan İşçi Partisi) bir kolu olarak görüyor.

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Suriye’de Türkiye ile Kürtler arasında bir savaş çıkması uyarısında bulunarak “Kürtlerle çatışmada yüzü gülen üçüncü tarafın IŞİD olmasının kimseye faydası olmaz” dedi.

Böyle bir durumun Suriye, Türkiye ve Avrupa için bir güvenlik tehdidi oluşturacağını belirten Baerbock, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini, “daha önce İran ve Rusya örneğinde olduğu gibi üçüncü tarafların ülkede yine dolaplar çevirmesinin” kabul edilemeyeceğini söyledi.

Almanya Dışişleri Bakanı, Suriye’de IŞİD’in geri püskürtülmesinde Kürtlerin özel bir rol oynadığına işaret ederek “Türkiye’nin tabii ki meşru güvenlik çıkarları var. Her ülke gibi Türkiye de terörizmden kurtulmak istiyor. Ancak bu Kürtlerin bir kez daha sürülmesi ve yeniden şiddet yaşanması için kullanılamaz” diye konuştu.

Baerbock, uluslararası toplumun bu konuda “Yeniden şiddet yaşanmaması için, yeni radikal güçler oluşmaması için, terörle geçen yılların ardından insanların nihayet güvenlik içinde yaşayabilmesi için hepimiz sorumluluk taşıyoruz” mesajı vermesi gerektiğini kaydetti.

Yeşiller partili politikacı, “IŞİD teröristlerinin Kürtlere karşı gerçekleştirdiği korkunç katliamlara” işaret ederek Kobani kentinin “Kürtlerin IŞİD’e karşı cesur savaşının sembolü” olduğunu söyledi.

Suriye’de Beşar Esad rejiminin 8 Aralık’ta devrilmesiyle birlikte Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu (SMO), Kürtlerin kontrolündeki Tel Rıfat ve Münbiç’te kontrolü ele geçirmişti. Suriyeli Kürtler, Türkiye ve SMO’nun Kobani kentine operasyon hazırlığında olduğunu düşünüyor.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Özel’den Erdoğan’a “Suriye” Yanıtı: Bütün Acıların Sebebi İş Bilmez Dış Politikaydı

Erdoğan’ın Suriye üzerinden partisini hedef almasına tepki gösteren CHP Lideri Özgür Özel, “Bu ülkede, 283 şehidin de, 200 milyar dolar gibi bugünkü sorunların tamamını çözebilecek bir kaynağın kaybedilmesinin de, bunun yanında yaşanan bütün acıların sebebi iş bilmez dış politikaydı” dedi ve ekledi:

“O yanlış sürecin sonunda bir tek adamın çökmüş olmasından zafer çıkmaz. Ama Suriye’nin geleceği için doğru yöntem, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu gibi güçlü bir parlamento, tüm ülkenin vatandaşlık bağını doğru tarif eden bizdeki gibi doğru bir anayasa, bunun üzerinden tüm ülkeyi temsil eden bir yönetim anlayışıyla Suriye’ye bir demokratik rejim gelirse, adil ve özgür seçimlerle iktidarlar değişebilirse Suriye’de de kan durur, Türkiye için de en doğrusu olur.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, “Şehit Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay, Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki Anma Töreni’nde açıklamalarda bulundu.

BirGün’ün aktardığına göre; Kılıçlı yemin töreni sonrası Yüksek Disiplin Kurulu’na (YDK) sevk edilen teğmenler hakkında açıklama yapan Özgür Özel, “Önce sosyal medyada, sonra yazılı basında, bu iktidara müzahir kalemler ve trol orduları bir linç kampanyasına giriştiler. Böyle bir kampanyanın toplumsal tabanı olmayacağından zaten emindik ama siyasette benimseneceği, bunun üzerinden siyasi çıkarın tenezzül edileceği, bir kutuplaştırma ortamanın getirilmesi için bunun araçsallaştırılacağı ve teğmenlerin yapmış oldukları andı sanki bir disiplinsizlik olarak gösterileceği hiç aklımın ucundan getirmezdi” dedi.

Özel, “Sayın Erdoğan bu işi 8 gün sonra bir siyaset konusu yapmaya, gencecik teğmenlerin onca emeğini çöpe atmaya, onların geleceğini karartmaya küçücük bir siyasi çıkar uğruna tenezzül etti” ifadelerini kullandı.

Erdoğan’a seslenen Özel, şunları söyledi: “O teğmenler ‘Mustafa Kemal’in Askerleriyiz’ dedi. Mustafa Kemal’in bir tane ordusu vardı ve halen daha bir tane ordusu var. Mustafa Kemal Atatürk’ün askerleri Türk Silahlı Kuvvetleri’nin teğmenleridir. Onların komutanı Mustafa Kemal’dir. O Mustafa Kemal’in ordusu, Yunan ordusunu yenerek İzmir’den denize dökmüştür. Şimdi Mustafa Kemal’in ordusu diyenler yerine sizin birlikte siyaset yaptığınız ve cenazesine 5 bakan yolladığınız Fesli Deli Kadir’e sağlığında siz gittiniz, cenazesinde 5 bakan yolladınız. O diyordu ki ‘Keşke Yunan kazansaydı.'”

Ben kutuplaşmadan, kamplaşmadan yana hiç olmadım ama burada herkes tarafını gösterecek. Ben o genç teğmenlerle beraber Mustafa Kemal’in ordusunun tarafındayım, Mustafa Kemal’in askeriyim. Şimdi siz takınacağınız tavırla hepimize şunu göstereceksiniz; siz hocanız Fesli Deli Kadir gibi Trikopis’in tarafında mı duracaksınız yoksa Mustafa Kemal Atatürk’ün tarafında mı duracaksınız?”

“Bütün acıların sebebi iş bilmez dış politikaydı”

“Her geçen gün kendi acziyetlerini, milletin içinde bulunduğu durumu örtbas etmek için yeni gündemler yaratmaya devam ediyorlar. Buna karşı kararlılıkla, birlik ve beraberlik halinde, özgüvenli yürüyüşümüzü devam ettirmek durumundayız” diyen Özel, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye üzerinden CHP’yi hedef almasına tepki gösterdi.

“Suriye’de komşunun içişlerine karışıldığı, devlet dışı unsurların muhatap alındığı, eğit-donat-yolla savaşsın dedikleri bir süreçte, 13 yıl boyunca bir iç savaş. 5 milyona yakın Suriyeli sığınmacı, 283 şehit, 200 milyar dolar kaybın sonunda Suriye’de zalim, otoriter bir tek adam rejiminin yıkılmasını kendi başarıları gibi göstermeye çalışıp, il kongrelerinde gezip bunun üzerinden CHP’ye saldırıp sanki yeniden güç kazanıyormuş gibi algı yönetimi yapmaya çalışan Erdoğan’a ve partisine şunu söylemek istiyorum” diyen Özel, şunları söyledi:

“Bu ülkede, 283 şehidin de, 200 milyar dolar gibi bugünkü sorunların tamamını çözebilecek bir kaynağın kaybedilmesinin de, bunun yanında yaşanan bütün acıların sebebi iş bilmez dış politikaydı. O yanlış sürecin sonunda bir tek adamın çökmüş olmasından zafer çıkmaz. Ama Suriye’nin geleceği için doğru yöntem, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu gibi güçlü bir parlamento, tüm ülkenin vatandaşlık bağını doğru tarif eden bizdeki gibi doğru bir anayasa, bunun üzerinden tüm ülkeyi temsil eden bir yönetim anlayışıyla Suriye’ye bir demokratik rejim gelirse, adil ve özgür seçimlerle iktidarlar değişebilirse Suriye’de de kan durur, Türkiye için de en doğrusu olur.”

Paylaşın

Yerel Yönetimlere Sekiz Yılda 154 Kez Kayyım Atandı

674 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin (KHK) yürürlüğe girmesinin ardından geçen sekiz yılda, iktidar yerel yönetimlere toplam 154 kez kayyım ataması yaptı. En fazla kayyım atanan kentler sıralamasında Diyarbakır birinci sırada yer aldı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Seçim ve Parti Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı tarafından hazırlanan “İktidarın Kayyum Müdahalesi: Yerel Seçimlerde Demokrasi ve Anayasa Yönelik Tehditler” başlıklı rapor Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftci tarafından kamuoyu ile paylaşıldı.

15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından 674 Sayılı KHK’yle uygulanmaya başlayan kayyum atamalarına ilişkin değerlendirmelerde bulunulan raporda, iktidarın yerel yönetimlere toplamda 154 kez kayyum ataması yaptığı kaydedildi.

2016-2024 yılları arasında iktidarın kayyum atadığı belde/ilçe/büyükşehir belediyelerindeki toplam seçmen sayısı 11 milyon 202 bin 496 olarak kaydedildi. Rapora göre en fazla kayyum atanan kentler sıralamasında 26 kez kayyum atanan Diyarbakır birinci, 23 kez kayyum atanan Van ikinci sırada yer aldı. Yıllara göre kayyum sayılarına da yer verilen raporda, 2016 yılı 60 kayyumla ilk sırada gelirken ikinci sırada 38 kayyumla 2019 yılının geldiği belirtildi.

31 Mart 2024 tarihinde yapılan yerel seçimlere kayyum yönetimiyle giden belediyelere ilişkin de bilgilerin yer aldığı raporda, şu ifadeler kullanıldı:

“31 Mart 2024 Mahalli İdareler Seçimi öncesinde kayyum tarafından yönetilen belediye sayısı 49’dur. Bu belediyelerin 9’u 31 Mart Mahalli İdareler Seçimi sonucu AKP veya MHP tarafından yönetilmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi’nin 3 bin 264 oy farkla kazandığı Kars Belediye seçimleri için de 3 bin 821 taşıma seçmen tespit edilmiş ve muhalefet partileri tarafından tüm yasal yollar kullanılarak gerekli itirazlar yapılmıştır. Ancak söz konusu usulsüzlüğe ilişkin yetkili makamlarca herhangi bir adım atılmamıştır.”

30 Ekim 2024 tarihinde gözaltına alınan ve ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in süreci hakkında da bilgi verilen raporda, “Kayyum Can Aksoy, Esenyurt halkının iradesine belediye meclisleri üzerinden de ipotek koydu ve gönderilen yazıda meclis üyelerinin görevleri de hukuksuzca memurlara devredildi. Bu yolla belediye meclisinin kayyumu denetleme yetkisi tamamen ortadan kaldırıldı. Daha önce kayyum atanan belediyelerde gördüğümüz israf, şatafat ve ihale usulsüzlüklerinin Esenyurt’ta yapılmasının önü de böylece açılmış oldu” denildi. Kayyum uygulamasının mevcut Anayasa’da yer alan 2, 5, 123 ve 127’nci maddeler ile çeliştiği belirtilen raporda “Anayasadaki bu düzenlemeler, yerel yönetimlerin bağımsız olarak işleyebilmesini sağlamayı hedeflemektedir” denildi.

ANKA’nın aktardığına göre; Raporun 6 maddeden oluşan sonuç metninde ise şu ifadeler kullanıldı: “İktidar, sandıktan çıkan sonuca saygı göstermeli, sandıkta yenemediğini iktidar gücüyle ve hukuksuzca yenmeye çalışmaktan vazgeçmelidir.

İktidarın siyasi mühendislik alanı olarak tanımladığı kayyum uygulamaları bir an önce son bulmalıdır.

Parlamentoda temsil edilen 10 siyasal partinin ortak bir görüş doğrultusunda TBMM Başkanlığına sunduğu ve kayyum uygulamasının sona ermesini amaçlayan kanun teklifi bir an önce yasalaşmalıdır.

5393 Sayılı Belediye Kanununda yapılacak düzenlemeyle özü itibariyle anti demokratik olan kayyum uygulamasının önünü açan maddeler yürürlükten kaldırılmalıdır.

Hakkında kesin hüküm bulunmayan ve yerlerine kayyum atanan belediye başkanları bir an önce görevinde geri dönmeli, hakkında kesin hüküm bulunan ve yargı yolu tamamen tüketilmiş olması şartıyla hali hazırda görevinde bulunmayan belediye başkanlarının yerine belediye meclislerinde seçim yapılarak, belediye meclis üyeleri arasından yeni bir belediye başkanı seçilmelidir.

Anayasanın 2, 5, 123 ve 127’nci maddelerine açıkça aykırı olan kayyum uygulamasından nemalanan iktidarla hiçbir şekilde yeni anayasa müzakeresi mümkün değildir.”

Paylaşın

Tarımsal Girdi Enflasyonu Yüzde 32,59

Tarımsal girdi enflasyonu, ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 2,75, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 27,92, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 32,59 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 42,03 arttı.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi (Tarım-GFE) Ekim 2024 verilerini açıkladı.

Buna göre; Tarımsal girdi enflasyonu, ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 2,75, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 27,92, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 32,59 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 42,03 arttı.

Ana gruplarda bir önceki aya göre, tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 3,04, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 1,10 arttı. Bir önceki yılın aynı ayına göre tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 31,03, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 42,35 arttı.

Yıllık değişimin en yüksek olduğu alt grup yüzde 64,81 artış ile diğer mal ve hizmetler, aylık değişimin en yüksek olduğu alt grup yüzde 5,32 artış ile hayvan yemi oldu.

Paylaşın

2025 MTV Oranları Belli Oldu: Hangi Araç Ne Kadar Ödeyecek?

2025 yılı için Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV) ücreti yüzde 43,93 oranında zamlandı. Yılda iki taksit şeklinde alınan MTV Ocak ve Temmuz ayları içerisinde yatırılmaktadır.

Yurttaşlar, istendiği taktirde Motorlu Taşıtlar Vergisi’nin (MTV) her iki taksitini de Ocak ayı içerisinde de yatırabilir.

Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nın “Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği” Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla birlikte 2025 yılı için MTV ücreti yüzde 43,93 oranında zamlandı.

Araçların motor büyüklüklerine ve yaşlarına göre araç sahiplerinden alınan Motorlu Taşıtlar Vergisi ülkemizde yollarda en çok görülen 1301 – 1601 motor silindir hacmine sahip olan araçlarda en düşük MTV ücreti yüzde 43,93 oranında zamlanarak 8.421 TL’ye çıktı.

Araçların motor hacmine ve yaşlarına göre sahiplerinden alınan MTV ücretleri şu şekilde:

0-1300 Motor Hacmi:

Taşıt Değeri 180.600 TL’ye kadar

1-3 yaş: 4.835 TL

4-6 yaş: 3.372 TL

Taşıt Değeri 180.600 TL – 316.400 TL arası

1-3 yaş: 5.313 TL

4-6 yaş: 3.707 TL

Taşıt Değeri 316.400 TL ve üstü

1-3 yaş: 5.803 TL

4-6 yaş: 4.042 TL

1301-1600 Motor Hacmi:

Taşıt Değeri 180.600 TL’ye kadar

1-3 yaş: 8.421 TL

4-6 yaş: 6.314 TL

Taşıt Değeri 180.600 TL – 316.400 TL arası

1-3 yaş: 9.267 TL

4-6 yaş: 10.000 TL

Taşıt Değeri 316.400 TL ve üstü

1-3 yaş: 10.112 TL

4-6 yaş: 7.577 TL

1601-1800 Motor Hacmi:

Taşıt Değeri 452.800 TL’ye kadar

1-3 yaş: 16.330 TL

4-6 yaş: 12.801 TL

Taşıt Değeri 452.800 TL ve üstü

1-3 yaş: 17.866 TL

4-6 yaş: 13.956 TL

1801-2000 Motor Hacmi:

Taşıt Değeri 452.800 TL’ye kadar

1-3 yaş: 25.792 TL

4-6 yaş: 19.862 TL

Taşıt Değeri 452.800 TL ve üstü

1-3 yaş: 28.142 TL

4-6 yaş: 21.677 TL

2001-2500 Motor Hacmi:

Taşıt Değeri 565.500 TL’ye kadar

1-3 yaş: 38.695 TL

4-6 yaş: 28.091 TL

Taşıt Değeri 565.500 TL ve üstü

1-3 yaş: 42.217 TL

4-6 yaş: 30.642 TL

2501-3000 Motor Hacmi:

Taşıt Değeri 1.131.800 TL’ye kadar

1-3 yaş: 53.952 TL

4-6 yaş: 46.942 TL

Taşıt Değeri 1.131.800 TL ve üstü

1-3 yaş: 58.864 TL

4-6 yaş: 51.203 TL

4001 cc ve Üstü Motor Hacmi:

Taşıt Değeri 2.151.400 TL’ye kadar

1-3 yaş: 211.479 TL

Taşıt Değeri 2.151.400 TL ve üstü

1-3 yaş: 230.698 TL

Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV) ne zaman yatırılır?

Yılda iki taksit şeklinde alınan Motorlu Taşıtlar Vergisi yani MTV Ocak ve Temmuz ayları içerisinde yatırılması gerekmektedir. Yurttaşlar MTV’nin her iki taksitini de istendiği taktirde Ocak ayı içerisinde de yatırabilir.

Paylaşın

İBB Başkanı Cemil Tugay’dan “AK Parti’ye Katılacak” İddiasına Yalanlama

AK Parti’ye katılacağı iddiasına yanıt veren İzmir Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Cemil Tugay, “Bugüne kadar her türlü iftirayı attılar da bu kadar saçma sapanına ilk defa denk geldim” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay,  AK Parti’ye katılacağı iddiasına yanıt verdi. Tugay, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Bugüne kadar her türlü iftirayı attılar da bu kadar saçma sapanına ilk defa denk geldim” dedi.

Başkan Tugay paylaşımını şöyle sürdürdü: “Böyle bir şeyi ortaya atanın da, akılları sıra algı yapmaya çalışanların da aklına şaşarım. Dün olduğu gibi bugün de yarın da Cumhuriyet Halk Partimizin altı oku ışığı altında, Cumhuriyet değerlerini, demokrasiyi, adaleti, laikliği son nefesime kadar savunmaya devam edeceğim. Döneklik başkalarına, onurla mücadeleye devam etmek bize..”

Cemil Tugay, 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde Karşıyaka Belediye Başkanlığı için CHP’den aday oldu; seçimi yüzde 70,85’lik bir oranla kazandı. Tugay, 29 Ocak 2024 tarihinde yerel seçimlerde CHP İzmir Büyükşehir Belediyesi başkan adayı oldu ve seçimi kazandı. Cemil Tugay, 5 Nisan 2024’te mazbatasını alarak göreve başladı.

Paylaşın

Emeklinin Mutfağı Alev Alev Yanıyor!

Tüm Emekliler Sendikası Keçiören Şube Başkanı Sultan Alpınar, “Çarşıda, pazarda ve markette zamlar yağmur gibi yağıyor. Emekli maaşı kiraya yetmiyor, elektrik ve doğalgaz faturaları ödenemiyor. Emeklinin mutfağı alev alev yanıyor” dedi.

Sultan Alpınar, “Milyonlarca emekli ve emekçinin karnının doyması, evinin ısınması ve aşının kaynaması için insanca yaşanabilecek maaşı siz vermiyorsanız, biz alacağız demenin şimdi tam zamanıdır” ifadelerini kullandı.

Tüm Emekliler Sendikası, emeklilerin yaşam koşullarına dair İncirli Direniş Parkı’nda açıklama yaptı. Açıklamaya çok sayıda kişi katıldı.

Mezopotamya Ajansı’nın aktardığına göre; DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı İdris Şahin, TÜİK ve enflasyon rakamlarına işaret ederek, emekli ücretlerine yapılan zam oranına tepki gösterdi. İdris Şahin, “Emekliye yüzde 20’yi veren iktidara yazıklar olsun diyorum. Emeklilerin gerçek anlamdaki hakkını teslim edin” dedi.

CHP Milletvekilli Semra Dinçer, “Bu bütçe halktan değil, ranttan yana bir bütçeydi. Sonuna kadar bu bütçeye karşı sessimizi yükselttik. Ama mücadelemiz bitmedi. Emekliyi 80 yaşında tekrar çalışmaya mahkûm ettiler” diye kaydetti.

Tüm Emekliler Sendikası Keçiören Şube Başkanı Sultan Alpınar, açlık sınırının 22 bin, yoksulluk sınırının 68 bin lirayı aştığını, ev kirasının 25 bin lira olduğunu söyledi. Emeklilere verilen 12 bin 500 TL’lik maaşa tepki gösteren Sultan Alpınar, emeklilerin açlık ve yoksulluk savaşı verdiğini kaydetti.

Sultan Alpınar, “Çarşıda, pazarda ve markette zamlar yağmur gibi yağıyor. Emekli maaşı kiraya yetmiyor, elektrik ve doğalgaz faturaları ödenemiyor. Emeklinin mutfağı alev alev yanıyor” dedi.

Sultan Alpınar, şunları söyledi: “Emeklilere ve emekçilerin hayatlarını ve umutlarını çalanlara karşı gücümüzü gösterelim. Bu soğuk kış günlerinde açlık sınırında yaşayan milyonlarca emekli ve emekçinin karnının doyması, evinin ısınması ve aşının kaynaması için insanca yaşanabilecek maaşı siz vermiyorsanız, biz alacağız demenin şimdi tam zamanıdır.”

Paylaşın

AK Parti Ve MHP, Cumhurbaşkanlığı Sisteminde Revizyona Hazırlanıyor

AK Parti ve MHP, Cumhurbaşkanlığı sisteminden vazgeçmiyor ama yeni anayasa ile sistemde bir revizyon yapılabileceğini söylüyor. Bu revizyonlardan biri cumhurbaşkanı yardımcısı sayısının netleştirilmesine dair.

Altılı Masa sürecinde muhalefetin seçim kazanıldığı taktirde yedi cumhurbaşkanı yardımcısı atanması planı yaptığını hatırlatan AK Partililer, “Altılı Masa bize cumhurbaşkanı yardımcısı sayısına sınır getirilmesi gerektiğini gösterdi. İstikrarlı bir yönetim yapısı için bunu düzenlemek, sayıyı netleştirmek gerekli” diyor.

Bir revizyon önerisi de bakanlarla ilgili geldi. Mevcut sistemde Meclis’ten bakan ataması yapıldığında milletvekilleri istifa etmek zorunda. İstifa eden milletvekili bakanlık görevinden ayrıldığında da milletvekilliğine geri dönemiyor. AK Partili yetkililer yapılacak bir düzenleme ile Meclis’ten bakanlığa atanan milletvekillerine dönem içinde tekrar dönüş imkanı verilebileceğini kaydediyor.

Değişiklik beklenen üçüncü başlık ise erken seçim düzenlemesine dair. Muhalefet de iktidar partisi yetkilileri erken seçim için de Meclis’in bu yetkisinin nasıl bir zaman dilimi içinde kullanılabileceğinin netleşmesi gerektiğini söylüyor.

Gazete Duvar’da yer alan habere göre; AK Parti ve MHP’nin yeni anayasa çağrısı için 2025 yılı başında harekete geçilmesi bekleniyor. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un bu kapsamda siyasi partilere yeniden anayasa ziyaretleri yapması sürpriz olmayacak. AK Partililer muhalefetin mesafeli yaklaştığı yeni anayasa için, “Bu çalışma birbirimizle konuşmak için çok iyi bir zemin. Anayasayı yapamazsak bile oturup konuşabilmeliyiz, bunun bize de topluma da çok büyük faydası olur” diyor.

AK Parti ve MHP, Cumhurbaşkanlığı sisteminden vazgeçmiyor ama yeni anayasa ile sistemde bir revizyon yapılabileceğini söylüyor. Bu revizyonlardan biri cumhurbaşkanı yardımcısı sayısının netleştirilmesine dair. Altılı Masa sürecinde muhalefetin seçim kazanıldığı taktirde yedi cumhurbaşkanı yardımcısı atanması planı yaptığını hatırlatan AK Partililer, “Altılı Masa bize cumhurbaşkanı yardımcısı sayısına sınır getirilmesi gerektiğini gösterdi. İstikrarlı bir yönetim yapısı için bunu düzenlemek, sayıyı netleştirmek gerekli” diyor.

Bir revizyon önerisi de bakanlarla ilgili geldi. Mevcut sistemde Meclis’ten bakan ataması yapıldığında milletvekilleri istifa etmek zorunda. İstifa eden milletvekili bakanlık görevinden ayrıldığında da milletvekilliğine geri dönemiyor. AK Partili yetkililer yapılacak bir düzenleme ile Meclis’ten bakanlığa atanan milletvekillerine dönem içinde tekrar dönüş imkanı verilebileceğini kaydediyor.

Değişiklik beklenen üçüncü başlık ise erken seçim düzenlemesine dair… Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan mevcut anayasaya göre iki dönem olan görev süresini 2028 yılında tamamlayacak. Erdoğan’ın yeniden aday olabilmesi için iki yol var. Birincisi Anayasada cumhurbaşkanının görev süresiyle ilgili değişiklik yapmak, ikincisi ise Meclis’in erken seçim kararı alması. Anayasaya göre Meclis’te 360 oyla erken seçim kararı alınabiliyor. Bunun takvimiyle ilgili ise bir sınırlama bulunmuyor.

2028 yılının mayıs ayında yapılması gereken seçimi Meclis kararıyla bir yıl öne çekmek de 1 ay öne çekmek de mümkün. Her iki durumda da erken seçim gerçekleşmiş oluyor. Ancak bu durum eleştiri konusu. Örneğin “genel seçimlere 1 yıl kala ara seçim yapılamaz” hükmü var. Muhalefet de iktidar partisi yetkilileri de erken seçim için de Meclis’in bu yetkisinin nasıl bir zaman dilimi içinde kullanılabileceğinin netleşmesi gerektiğini söylüyor.

Paylaşın

Sosyal Medyada Çocuklar İçin “Dijital Kimlik” Planı

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, “Sosyal medya platformları ve dijital oyun üreticilerinin kullanıcının çocuk olduğunu tespit etmesi için yaş doğrulama sistemi kurmalarını öngörüyoruz. Yani ‘Dijital Kimlik’ uygulamasını hedefliyoruz” dedi.

Türkiye’de çocukların internet ve sosyal medya kullanımını düzenlemek amacıyla geçmişte de çeşitli önlemler gelmişti. 2011 yılında devreye giren ‘Güvenli İnternet Hizmeti’ ailelerin çocuklarını internetin zararlı içeriklerinden koruyabilmesi için önemli bir adım olarak görülmüştü.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, sosyal medyada çocukların korunması için ‘Dijital Kimlik’ adında yeni bir doğrulama sistemi uygulamayı planladıklarını söyledi. Göktaş sosyal medyanın olumsuz etkilerine maruz kalan çocukların risk altında olduğunu belirtti.

Sabah gazetesine konuşan Bakan Göktaş platformlara yönelik yasaklamalar yerine çocuklar için doğrulama sistemlerinin kurulacağını söyledi. Göktaş, “Sosyal medya platformları ve dijital oyun üreticilerinin kullanıcının çocuk olduğunu tespit etmesi için yaş doğrulama sistemi kurmalarını öngörüyoruz. Yani ‘Dijital Kimlik’ uygulamasını hedefliyoruz” dedi.

Bakan Göktaş, kısıtlamada 16 yaş kriterinin esas alınacağını ve bu kapsamda uzman görüşleri de alınarak kademli bir tespit sistemine geçeceklerini anlattı.

Türkiye’de çocukların internet ve sosyal medya kullanımını düzenlemek amacıyla geçmişte de çeşitli önlemler gelmişti. 2011 yılında devreye giren ‘Güvenli İnternet Hizmeti’ ailelerin çocuklarını internetin zararlı içeriklerinden koruyabilmesi için önemli bir adım olarak görülmüştü.

Ayrıca internet kafelerde çocuklara uygun olmayan içeriklere erişimi engellemeye yönelik denetimler yapılmış ve bazı sınırlamalar getirilmişti. Ancak uzmanlar bu girişimlerin yeterli olmadığı eleştirisini yapıyordu.

Paylaşın

Babacan’dan Erdoğan’a “Yeni Anayasa” Yanıtı: Yapılmışı Var

Erdoğan’ın, “Siviller eliyle yapılmış, demokratik, kuşatıcı ve özgürlükçü bir anayasaya ihtiyacımız var” sözlerine yanıt veren DEVA Partisi Lideri Ali Babacan, partisinin hazırladığı anayasa çalışmasını paylaşarak, “Yapılmışı var” dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla, “Muhalefet samimi çağrılarımıza kulak tıkasa da siviller eliyle yapılmış, demokratik, kuşatıcı ve özgürlükçü bir anayasaya ihtiyacımız var” dedi.

Muhalefeti anayasa çalışmalarında yeterince destek vermemekle eleştiren Erdoğan, “Yeni anayasa Türkiye için lüks değil, çok geç kalmış bir ihtiyaçtır. Türkiye’nin darbe anayasası kamburundan kurtulmasının şart olduğunu uzun bir süredir ısrarla dile getiriyoruz. Bu çağrıyı da muhalefetin iddia ettiği gibi gündem kaygımızdan değil, tam aksine ülkemizin yeni anayasa ihtiyacını gördüğümüz için yapıyoruz. Ama bizim öyle bir muhalefetimiz var ki bırakın çözümün parçası olmayı, sorunun katlanarak büyümesi için elinden geleni ardına koymuyor” ifadelerini kullandı.

Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA Partisi) Genel Başkanı Ali Babacan da Erdoğan’ın bu sözlerine sosyal medya üzerinden yanıt verdi. DEVA Partisi’nin hazırladığı anayasa çalışmasını elinde tuttuğu bir fotoğrafı paylaşan Babaca, “Yapılmışı var” dedi.

Paylaşın