‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ İçin İmzalar Atılıyor

Altı muhalefet partisinin mutabakata vardığı Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ortak metninde imzalar Pazartesi günü törenle atılacak. Ankara Bilkent Otel’deki törende CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan bir araya gelecek.

Partilerin son hazırlıklarını tamamladığı törenin sunuculuğunu gazeteci Tuluhan Tekelioğlu yapacak. İmza törenine aralarında dernek, vakıf ve meslek örgütlerinin de olduğu 250’ye yakın sivil toplum kuruluşunun temsilcisinin de davet edildiği öğrenildi. Muhalefet partilerinin yetkililerinden alınan bilgiye göre davet gönderilen kurumlar arasında TÜSİAD, MÜSİAD, DİSK, Hak-İş, Türk-İş, İnsan Hakları Derneği, Mazlum-Der gibi kuruluşların yanı sıra 81 ilin baro başkanı, Türkiye Barolar Birliği ile kadın ve çevre alanında faaliyet yürüten dernekler de bulunuyor. Toplantıya parlamenter sistemle ilgili çalışma yürüten bazı akademisyenler de davet edildi.

Toplantı öncesinde muhalefet partilerinin siyasi temsilcileri de başlatılacak bu siyasi girişimle ilgili olarak DW Türkçe’den Eray Görgülü’nün sorularını yanıtladı.

SP’li Kaya: Siyasetin karakterini değiştirecek adım

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya, toplantıyı “Türkiye’de siyasetin karakterini değiştirecek bir adım” sözleriyle değerlendirdi. Kaya, “Yapacağımız bu toplantı, sadece bir sistemle ilgili mutabakattan ziyade siyasi tarihinin görmeye hasret olduğu tablonun topluma takdimi toplantısı” dedi.

Farklı siyasi akımları temsil eden partilerin bir masa etrafında buluşarak meseleleri tartışması sonucunda mutabakata çevirdiklerine  dikkat çeken Kaya, “Bu sürecin, siyasetin bundan sonraki gidişatını değiştireceğine inanıyorum” ifadesini kullandı. Toplantıya davet edilen sivil toplum kuruluşlarına da dikkat çeken Kaya, “Sivil toplumun sürece dahil edilmesi bundan sonra Meclis zemininde de önemli katkısı olacaktır. Toplantıya ayrıca parlamenter sistemle ilgili çalışma yapan akademisyenleri siyasi fikirlerine göre ayırmaksızın davet ettik” şeklinde konuştu.

DP’li Şahinalp: Yarının Türkiyesini inşa ediyoruz

Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp de ortaya çıkan sonucun halkın yıllardır görmeyi arzu ettiği bir tablo olduğunu savundu.

“Türk siyasi tarihinde bir dönüm noktası olacağına inandığımız bir çalışmayı tamamladık” dilen Şahinalp, “yarının Türkiyesini inşa etmek için Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem metnini istişare ve tam bir uzlaşı ile gerçekleştirdiklerini kaydetti. Şahinalp, sözlerini “28 Şubat 2022 tarihinde 6 muhalefet partisinin genel başkanları tarafından imzalanarak hayata geçirilmesi taahhüt edilecek olan bu çalışmanın, ülkemize adalet, barış, refah ve huzur getirmesini diliyorum” şeklinde sürdürdü.

Gelecek Parti’nden Üstün: Büyük bir ayrışma yaşanıyordu

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün ise Türkiye’de son yıllarda büyük bir toplumsal ayrışma yaşandığına dikkat çekerek “Bu toplantının yapılmış olması bir defa ayrışmayı ortadan kaldıran, tekrar birlik beraberlik güveni tesis eden görüntü olacak” değerlendirmesini yaptı.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini “Bütün kötülüklerin anası, ucube bir sistem” diye niteleyen Üstün, “Ortak metin, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem vadediyor. O bakımdan altı liderin bir arada fotoğraf vermesi büyük bir uzlaşmanın sağlanması açısından çok önemli” ifadesini kullandı. Pazartesi günü tarihi bir fotoğraf verileceğini de kaydeden Üstün, “Avrupa’da bu tür fotoğraflar görüyoruz ancak Türkiye’de son yıllarda şahit olmadığımız bir kareydi. Maalesef böyle büyük uzlaşmalara hiç şahit değiliz. O yüzden bizim için çok anlamlı ve bizi çok heyecanlandırıyor” şeklinde konuştu.

DEVA Partisi’nden Yeneroğlu: Yargı bağımsızlığının tesisi için dönüm noktası 

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat metnini Türkiye’nin yıllardır görmeyi umut ettiği uzlaşı anlayışı içerisinde hazırladıklarını ifade eden DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem, hem katılımcılığa ve uzlaşıya dayanan hazırlık süreci hem de kuvvetler ayrılığına dayanan bir hükümet sistemi yanında temel hakların güçlendirilmesi, kamu yönetiminin iyileştirilmesi, yargı bağımsızlığının tesis edilmesi gibi önemli meseleleri çözüme kavuşturan içeriğiyle çok önemli bir dönüm noktasıdır” açıklamasını yaptı.

Yasama, yürütme ve yargı organlarını parlamenter sistemin özüne uygun şekilde düzenlediklerini kaydeden Yeneroğlu, “Bunun yanında bu organları daha etkili kılabilmek için temsilde adaleti, katılımcılığı, yönetimde istikrarı, yargının tarafsız ve bağımsızlığını sağlamayı ve temel hak ve hürriyetleri etkili şekilde güvence altına alacak çok kapsamlı önerilere yer verdik” ifadesini kullandı.

Yeneroğlu, “Öngördüğümüz bu sistem ile devletin temel organlarının yanında düşüncelerin özgürce ifade edildiği, din ve vicdan özgürlüğünün, basın özgürlüğünün, kadın haklarının, çocuk haklarının, çevre haklarının tam anlamıyla korunduğu özgür ve demokratik bir Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğiz” vaadinde bulundu.

Çalışmalar Ekim 2021’de başlamıştı

Altı muhalefet partisi, seçim sonrası parlamenter sisteme dönüşün yol haritasını belirlemek üzere 2021 yılının Ekim ayında TBMM çatısı altında çalışmalara başlamıştı. Söz konusu altı partinin genel başkan yardımcılarından oluşan ortak komisyon, her hafta düzenli olarak bir araya geldi ve beş ana başlıktan oluşan ortak taslak metni, bu yılın Ocak ayında tamamladı.

Giriş, Yasama, Yürütme, Yargı ve Demokratik Sistemin Temel Esasları olmak üzere beş ana başlıktan oluşan taslak metin, genel başkanlara sunulduktan sonra üzerinde anlaşmaya varıldı. Altı muhalefet partisinin lideri, 12 Şubat’ta Ankara Ahlatlıbel’de ilk kez bir araya gelerek ortak metin üzerindeki mutabakatı ilan etti.

Paylaşın

HDP İle Müzakere Kapısı Açılabilir Mi?

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP), “güçlendirilmiş parlamenter sistem” çalışmasını tamamlayan altı muhalefet partisi liderinin 12 Şubat’ta gerçekleştirdikleri “yuvarlak masa” toplantısına yönelik “yok sayılıyoruz” tepkisinin nedenleri tartışılıyor.

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın haberine göre; Davet sahibi olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “HDP ile görüştükleri ve gerektiğinde de görüşmeye devam edecekleri” yönündeki açıklamalarına karşın HDP, “Cumhurbaşkanlığı için ortak aday belirleme, demokratikleşme, sistem değişikliği süreçlerine” partilerinin dahil edilmesi için “müzakere formülü”nün masaya konulmasını istiyor.

HDP’yi “aceleci” ve “tabana mesaj verme kaygısıyla hareket etmekle” eleştiren bazı muhalefet partili yöneticiler ise ilerleyen süreçte HDP ile seçime dönük görüşmelerin yürütüleceğini ifade ediyor.

Güçlendirilmiş parlamenter sistem için ortak çalışma yürüten CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi Genel Başkanları 12 Şubat’ta Çankaya Belediyesi’ne ait Ahlatlıbel tesislerinde “çalışma yemeğinde” bir araya gelmişti.

Bu toplantıya en sert tepki ise “yok sayıldık” diyen HDP’den gelmiş ve bazı HDP yöneticileri cumhurbaşkanlığı seçimlerinde “kendi adaylarını çıkarabileceklerini” de ifade etmişti.

HDP kulislerinde 6 muhalefet partisine yönelik tepkinin nedenleri ve seçim işbirliğine ilişkin beklentiler konusunda şu değerlendirmeler yapılıyor:

Tepkiye neden olan ifade: ‘Yarının Türkiyesini kurmak’

6 liderin yuvarlak masa toplantısına tepkinin asıl nedeni olarak, zirve sonrasında yapılan yazılı açıklamadaki bazı ifadeler gösteriliyor:

“Bu bir Millet İttifakı masası, genişlemesini konuşuyoruz, dense anlarız. Ama bildiride, ‘bugün burada milletimiz adına yarının Türkiyesini inşa etmek için önemli bir adım attık’ deniliyor.

“Türkiye’nin geleceğini ve anayasal idari yapısını konuşuyorlar. Biz zaten Millet İttifakı içinde yer almayacağımızı söylemişiz. Ama Türkiye’nin geleceği, idari yapısı, anayasa değişikliği konuşuluyorsa, bizim orada olmamız gerekirdi. Çünkü bu konularda bizim de fikirlerimiz var ve tutum belgesi ile kamuoyuna açıkladık. HDP’nin de görüşlerini dikkate alan bir formülasyon yapılabilirdi, bu dikkate alınmadığı için de bizde öfke yaratıyor.”

‘Taban, ‘Ne değişecek’ diyor’

HDP kaynakları, 6 muhalefet liderinin birlikte verdiği fotoğrafın, parti tabanında “dışlanmışlık” algısı yarattığı ve bunun karşılığında da seçmenin “iktidar değişse ne değişecek?” sorusunu kendilerine yönelttiğini ifade ediyor:

“Birlikte fotoğraf verilip, ‘Yarının Türkiyesini inşa etmek için adım attık’ dendiği zaman bu dışlayıcılık anlamına geliyor. O zaman da tabanımız şunu söylüyor: ‘İktidar bizi dışlıyor, muhalefet de bizi dışlıyor, yok sayıyor. O zaman bizim için ne değişecek, biz niye onların adaylarına destek vereceğiz?’

“Asıl rahatsızlık nedeni bu. Evet biz, üçüncü bir ittifak veya demokrasi ittifakı olarak seçime girebiliriz ama cumhurbaşkanlığı seçimi ve seçim sonrasında yol temizliği konusunda veya anayasa değişikliği gibi konularda tek başına değiştirme şansımız yok. Onun için de Millet İttifakı ile bu süreci müzakere etmemiz lazım. Onun için diyoruz ki bir müzakere formülü ortaya konulmalı.”

6 liderin buluşması sonrası yapılan yazılı açıklamada, “eşit yurttaşlık” vurgusu yapılmasına karşın, Kürt sorunun demokratik çözümüne vurgu yapılmaması da HDP’nin rahatsızlık konularının başında yer alıyor.

‘Birinci tercih ortak aday’

Parlamento ittifakı konusunda bir taleplerinin olmadığına dikkat çeken HDP yöneticileri, muhalefetle işbirliği alanlarını “cumhurbaşkanlığı seçimi” ve seçim sonrasına dönük demokratikleşme adımları, olası anayasa değişikliği olarak ifade ediyor.

HDP kulislerinde, muhalefet tarafından da dışlanmaları halinde “kendi adaylarını çıkarabilecekleri” yönündeki sesler yükselse de, bunun “birinci tercih olmadığı” dile getiriliyor:

“Kendi adayımızı çıkarmak, asla birinci tercihimiz değil, amaç ortak aday çıkarmak. Birinci turda, büyük kazanmak iddiasındayız. Eğer muhalefetin ortak adayı soldan veya sola yakın bir aday olursa, bu büyük ihtimalle ortak aday olur.

“Ancak eğer Millet İttifakı derse ki biz sağdan bir çatı aday göstereceğiz, o zaman belki bizim birinci turda kendi adayımızı çıkarmamız sözkonusu olabilir. Seçim ikinci tura kalırsa, bizim o zaman Millet ittifakı’nın ya da o zaman adı ne olacaksa, onun adayını desteklememiz söz konusu olabilir. Sandığa gitmeme gibi bir tercih şu an için gündemde değil.”

Muhalefet, HDP’nin eleştirilerine ne diyor?

Ahlatlıbel zirvesinde liderleri bir araya gelen muhalefet partileri, HDP’nin tepkisini “erken ve aceleci” olarak nitelendirirken, bu tepkilerin daha çok “kendi tabanını konsolide etmeye dönük” hamle olduğu yorumu yapılıyor.

Yerel seçimlerde “İYİ Parti ile yan yana getirmeden” HDP ile işbirliği kapılarını açık tutan ve ve büyükşehirlerde bu partinin desteğini alan CHP, geçmiş yıllara göre ellerinin daha rahat olduğunu ve HDP ile bundan sonra da daha açık görüşmeler yürütüleceğini ifade ediyor.

CHP olarak siyasi partilerle “ikili, üçlü” görüşmelerin yürütülebileceğine dikkat çeken CHP kurmayları, cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi ve demokratikleşme, anayasa değişikliği konularında HDP ile görüşmelerin yapılacağını ve bu diyalog zeminlerinin oluşturulmasına dönük formüllerin de bulunacağını ifade ediyorlar.

‘Muhalefet oyununu çok iyi kurmalı’

6 muhalefet partisi içinde HDP ile “yan yana” gelmeyi reddeden tek parti ise İYİ Parti.

“Merkez sağda” konumlanma iddiasına karşın İYİ Parti, parti yönetiminde ülkücü kökenli isimler egemen. Genel Başkan Meral Akşener’in HDP’ye mesafeli olduğu ve açık bir seçim işbirliğine de karşı görüşte olduğu biliniyor.

Bu nedenle bu iki partinin aynı ittifak içinde yer alması mümkün görünmüyor. Ancak, kritik görülen cumhurbaşkanlığı seçiminde işbirliğinin “CHP kanalıyla” yapılacağı da kulislerde konuşuluyor.

Ancak gerek cumhurbaşkanlığı adaylığı ve gerekse HDP’ye karşı İYİ Partili bazı yöneticilerin yaptığı sert açıklamaların bu süreci de zora sokacağı yorumları da yapılıyor.

Bazı İYİ Parti kurmaylarına göre, parti içinden farklı seslerin çıkması “parti içi demokrasinin gereği. Ve bu farklı sesler, her zaman partinin genel politikasını yansıtmıyor.”

Önümüzdeki seçimin muhalefet için son derece kritik olduğuna dikkat çeken bir İYİ Partili bir kaynak, muhalefetin çok “stratejik” davranması gerektiği görüşünde:

“Herkes büyük fotoğrafı görmeli ve adımlarını duygusal değil akıllıca atmalı. Bu siyasi yapılanmamın havuz problemine dönüşmemesi lazım. Yani üstten suyu koyarken, alttan kaçırmamak lazım. Onun için akıllıca taktikler ve stratejik bir süreç yürütülmeli. Eğer iktidar tarafın her türlü oyunu mübah görüyorsa, muhalefet de kendi oyununu çok iyi kurmalı.”

İYİ Parti’de ağırlıklı görüş, cumhurbaşkanlığı seçimi için oylarına ihtiyaç duyulan HDP’nin ilk tur için kendi adayını çıkarması, ikinci turda ise muhalefeti desteklemesi yönünde.

‘Talepler, siyasi komisyonda tartışılır’

HDP’nin tepkisi Gelecek Partisi kulislerinde, “dışlanmışlık” üzerinden mağduriyet yaratarak “tabana mesaj” olarak yorumlanıyor.

6 liderin ilk kez bir araya gelerek görüntü verdiğini ve bu görüşmelerin ilk ayağını da “güçlendirilmiş parlamenter sistemin” oluşturduğuna işaret eden Gelecek Partisi kaynakları, HDP’nin “aceleci” davrandığı görüşünde:

“Sapla, saman birbirine karıştırılıyor. Ahlatlıbel zirvesinin ardından yapılan açıklama aslında o toplantının havasını yansıtmak için hazırlanmış bir metindi. Burada biraz acelecilik yapıyorlar. Ama o toplantıda alınan kararları insanlar görmek istemiyorlar.

“Alınan kararlardan bir tanesi de demokratikleşme, anayasa değişikliği, toplumsal taleplerin karşılanmasına ilişkin çalışmalar yürütmek üzere kurulacak olan siyasi bir komisyon kurulması.

“Türkiye’nin geleceğine, yarınına yönelik bir vizyon konulacaksa orada bunlar ele alınacak, ilkeler orada belirlenecek. Kürt sorununun demokratik çözümü de, Alevilerin sorunları da, diğer demokratikleşme taleplerinin görüşüleceği yer de o komisyon, yer alacağı belge de o komisyonun hazırlayacağı belge olacaktır.”

Paylaşın

Millet İttifakı’nda ‘Eşit Partnerlik’ Endişesi

Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş için bir araya gelen 6 parti 28 Şubat’ta mutabakat metnini açıklamaya hazırlanırken Millet İttifakı’nın genişleyip genişlemeyeceği de konuşulmaya devam ediyor.

Genişleme kararının daha çok CHP ve İYİ Parti’deki eğilime göre şekilleneceği üzerinde duruluyor. CHP 50 artı 1 hedefini öncelerken İYİ Parti kulislerinde “Sayı arttıkça ihtilaf alanları da artar” endişesi dile getiriliyor.

Duvar’da yer alan habere göre; 6 genel başkan parlamenter sisteme geçiş için mutabakat metni açıklamaya hazırlanırken, toplantıda neler konuşulduğu başkentte kulislerin gündeminde. Millet İttifakı’nın genişlemesi kararı henüz alınmasa da 6 liderin bir araya geldiği yemek sonrası bu ihtimalin biraz daha güçlendiği üzerinde duruluyor. Ancak öncelikle ittifakın iki büyük partisi, CHP ve İYİ Parti arasında bir karar verilmesi bekleniyor. O noktada İYİ Parti kulisleri hareketli.

‘Parti sayısı arttıkça ihtilaf sahaları artar’

Bugün medyaya yansıyan kulis haberlerine göre parti kurmayları, İYİ parti açısından üç temel noktaya dikkat çekiyor. Kurmaylar, ‘Millet İttifakı’nın temel omurgası CHP ve İYİ Parti olmalı, İYİ Parti’nin baraj sorunu ve 50 artı 1 gibi bir zorunluluğu olmadığı göz ardı edilmemeli ve ittifak genişledikçe, yani parti sayısı arttıkça ihtilaf sahalarının artma riski dikkate alınmalı’ diyor.

Parti toplantılarında Genel Başkan Meral Akşener ile de görüşlerini paylaşan kurmaylar “Eşit partnerlik üzerinden ilkeleri ve kararları belirleme yaklaşımının” bazı sıkıntıları da beraberinde getirebileceğine dikkat çekiyor.

İYİ Parti’de tüm bu endişeler sebebi ile ilk etapta 2018 genel seçiminde olduğu gibi kolaylıkla uyum sağlanan Demokrat Parti ve Saadet Partisi yola devam etmenin önemi üzerinde duruluyor.

Cumhurbaşkanı adayının CHP’den çıkacağı bu nedenle 50 artı 1 zorunluluğu ile CHP’nin ittifakı genişletmekten yana tutum sergilemesi normal olarak karşılanırken, bu amaç doğrultusunda İYİ Parti’nin ittifak içindeki ağırlığını azaltacak girişimlere karşı da dikkatli olunması gerektiği Genel Başkan Akşener’e iletilenler arasında.

Kılıçdaroğlu’nun sağduyulu bir karar vereceği beklentisi

Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda ise İYİ Parti kazanabilecek bir ismin ortak aday olarak gösterilmesi hedefini koruyor. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Ben adayım” demesi durumunda buna itiraz edilmeyeceği vurgulanmakla birlikte, Kılıçdaroğlu’nun son dönemeçte kamuoyu araştırmalarına bakarak sağduyulu bir karar vereceği beklentisi de yüksek…

DEVA ve Gelecek partilerinin Kılıçdaroğlu’nun adaylığını sıcak bakmadığı tespitinden yola çıkan İYİ Partili kurmaylar eşit söz hakkı ile ittifak genişlerse ortak aday çıkarma konusunda sıkıntı yaşanabileceğine de işaret ediyor.

İYİ Parti kulislerinde konuşulan bir başka önemli başlık da 20 üyeli Başkanlık Divanı’nda değişim.

Meral Akşener son toplantıda “Değişiklik yapacağım” diyerek A Takımı’nda bazı düzenlemelere gideceği sinyalini verdi. Henüz zamanlama net olmasa da Akşener’in performansa ve parti politikalarına uyuma bakarak bazı isimlerle yollarını ayırabileceği konuşuluyor ve 2023 seçimine belirleyeceği bu yeni kurmay kadro ile gitmesi bekleniyor.

Paylaşın

DP Lideri Uysal: İktidar Muhalefeti HDP Üzerinden Kriminalize Etmek İstiyor

Demokrat Parti Lideri Gültekin Uysal, “Millet İttifakı’nın HDP’yi yok saydığı” eleştirileriyle ilgili, “HDP’nin açıklamaları ortada. Kendileri üçüncü ittifakı kuracaktır. HDP zaten özünde bir koalisyon. O açıdan onlarla ilgili bu veriler ortadayken değerlendirme yapmanın çok da anlamı yok” dedi. İktidarı Öcalan’la iş birliği yapıp, muhalefeti HDP üzerinden kriminalize etme stratejisi yürütmekle suçlayan Uysal, “Bu kara propaganda bilinmesine rağmen işletiliyor. Türkiye’de PKK ile iş birliği yapma imtiyazı da Sayın Erdoğan’dadır” ifadesini kullandı.

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, altı muhalefet partisi liderinin bir araya geldiği çalışma yemeğinin ardından DW Türkçe’den Eray Görgülü’nün sorularını yanıtladı. Milletin endişelerini giderecek bir iradeyi kademe kademe büyütmek istediklerini belirten Uysal, Millet İttifakı’nın genişleyip genişlemeyeceğinden Cumhurbaşkanlığı adaylığına kadar birçok soruya yanıt verdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Cumartesi günü düzenlenen çalışma yemeğinde bir araya gelmişti. Toplantının ana gündemi ise Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e ilişkin hazırlanan ortak metnin kamuoyuna sunulması için izlenecek yol haritasıydı. Söz konusu toplantıya ilişkin en çok merak edilen konuların başında da, Millet İttifakı’nın genişlemesine karşılık “koalisyon protokolü” istedikleri dile getirilen DEVA ve Gelecek partisi genel başkanlarının bu talebi masaya getirip getirmediğiydi.

“DEVA ve Gelecek partileri kendi değerlendirmelerini yapacaklardır”

Uysal, “Toplantıda ittifakla ilgili genişleme konusu gündeme geldi mi?” sorusunu, “Bu toplantının merkezi, parlamenter demokrasiyle ilgili 6 partinin hazırladığı çalışmanın kamuoyuna sunumuna ilişkindi” sözleriyle yanıtladı. İttifakla ilgili olarak dört siyasi partinin Millet İttifakı içerisinde geçmişten bugüne gelen bir siyasi iradesi olduğunu ifade eden Uysal, “DEVA ve Gelecek partileri de önümüzdeki süreçte kendi değerlendirmelerini yapacaklardır. Her siyasi parti, ittifak içerisinde başarı için mücadele edecektir” dedi.

“Kademe kademe büyüterek ilerleyeceğiz”

Bu zamana kadar partiler arasındaki görüşmelerin, hem niyet beyanı hem de ülkenin içinde bulunduğu durum değerlendirmesi olarak gerçekleştiğini ifade eden Uysal, şöyle devam etti: “Son üç ayda fakirleşme başta olmak üzere pek çok sorunla baş başa bırakılan milletin önünde yarını ile ilgili endişelerini giderecek bir varlığı, bir iradeyi kademe kademe büyüterek milletin önüne koymak niyetindeyiz. Bu süreç, yarınki Türkiye’yi yaratacak siyasi aklı, siyasi kadroyu ete kemiğe büründürme sürecidir. Daha fazla genel başkanlar düzeyinde ortak paydada yakalanacak birliktelikle bu sürecin yürüyeceğini düşünüyorum.”

“Seçim yasası, iktidar lehine bir şey yazmaz”

Uysal, yakın zamanda TBMM’ye gelmesi beklenen Seçim ve Siyasi Partiler Yasası’nın Millet İttifakı’nı etkileyip etkilemeyeceğiyle ilgili olarak ta, “Cin şişeden çıktı. İktidar, Siyasi Partiler ve Seçim yasası yoluyla, iktidar blokunun lehine yönelik düzenlemeler yapma gayreti içerisinde olabilir. Ancak, ben bu düzenlemelerin iktidar lehine bir şey yazacağı kanaatinde değilim” dedi.

Uysal, iktidarın, yüzde 10 barajını kalkan olarak kullandığını ve kitleleri inandığı siyasi partilere değil de karşıtlık üzerinden başka başka alanlara yönlendirdiğini öne sürdü. 2018 seçiminden sonra da yüzde 10 barajının anlamını yitirdiğini kaydeden Uysal, “Bu saatten sonra da partilerin iş birliğini engellemek için adımlar da atsalar, yüzde 50+1 dolayısıyla iş birliklerini hem seçim dönemlerinde hem de onun ötesinde ortak paydalarla mücadeleyi içselleştiren ittifaklar yoluna devam edecektir” diye konuştu.

“İktidar muhalefeti HDP üzerinden kriminalize etmek istiyor”

Uysal, “Millet İttifakı’nın HDP’yi yok saydığı” eleştirileri ile ilgili de, “HDP’nin açıklamaları ortada. Kendileri üçüncü ittifakı kuracaktır. HDP zaten özünde bir koalisyon. O açıdan onlarla ilgili bu veriler ortadayken değerlendirme yapmanın çok da anlamı yok” dedi. İktidarı Öcalan’la iş birliği yapıp, muhalefeti HDP üzerinden kriminalize etme stratejisi yürütmekle suçlayan Uysal, “Bu kara propaganda bilinmesine rağmen işletiliyor. Türkiye’de PKK ile iş birliği yapma imtiyazı da Sayın Erdoğan’dadır” ifadesini kullandı.

“Takvimlemede 28 Şubat’a denk geldi”

Uysal, ortak metnin açıklanacağı tarih olarak, 28 Şubat’ın seçilmesiyle ilgili ise, “Çok özel bir vurgulaması yok” dedi. Türkiye’nin yüksek gerilim hattında bir gündemi olduğuna dikkat çeken Uysal, şöyle devam etti: “Bir saat sonrası bile farklılaşabiliyor. Sadece biz Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem önerisini bir an evvel kamuoyuyla paylaşmak istedik. Salı ve Çarşamba partilerin Meclis’te grupları var. O yüzden hafta başı pazartesi olsun istedik. Önümüzdeki takvimlemede de o güne denk geldi.”

“Önümüzdeki seçimler bir referandum niteliğindedir”

Millet İttifakı’nın genişlemesi aşamasında ilkeler ve esasların belirleneceğine yönelik beklentilerle ilgili de, “Önümüzdeki seçimler bir referandum niteliğindedir” ifadesini kullanan Uysal, “Erdoğan’ın şahsında somutlaşan keyfi rejim devam mı etsin, yoksa demokratik bir ülke mi olalım? Bunun tercihini yapacağız” söyleminde bulundu. Bu süreçte ortaya bazı prensipler koyduklarını anlatan Uysal, “Hem 2018’de kamuoyuna açıklanmış ittifak protokolü hem de Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemle ilgili ortaya koyduğumuz çalışma aslında arka fonda inandığımız prensipleri içeriyor. Dolayısıyla ilkelerimiz ve prensiplerimiz iç içedir” diye konuştu.

“Adaylık için iki ölçü var”

Uysal, “Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusu yemekte gündeme geldi mi? sorusu üzerine de, yemekte bu konunun gündeme gelmediğini belirtti. “Demokrat Parti olarak aday belirlemedeki tutumunuz ne olacak?” sorusunu da Uysal, “Demokrat Parti olarak biz, birinci turu hedefleyen bir ortak aday çıkartılmasından yanayız. Burada da iki ölçü var. Birincisi seçilebilirlik, ikincisi de seçimin ardından siyasal süreci yönetebilecek, kurucu aklı ortaya koyacak şekilde bir liderlik vasfı” sözleriyle yanıtladı. İsimlendirmenin zamanı geldiğinde yapılacağını dile getiren Uysal, “Şu anda da iktidar istiyor diye kimse isim telaffuz etmez” dedi.

Paylaşın

Altı Parti İttifak İçin ‘Önce İlkeler’ Dedi

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçişte yol haritasını belirleyecek ortak metin için bir araya gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal Millet İttifakı’nın geleceğini masaya yatırdı.

Edinilen bilgiye göre altı muhalefet liderinin toplantısında ittifakın genişleyip genişlemeyeceği kararının Siyasi Partiler Seçim Yasası sonrasına bırakılması yönünde görüş birliğine varıldı.

DW Türkçe’den Eray Görgülü’nün haberine göre; Ancak bu süreçte de ittifakın yol haritasının belirlenmesi için ilkelerin ortaya konulması ve bunun için de bir komisyon aracılığıyla çalışma yapılması konusunda karara varıldı. Muhalefet partilerinin temsilcileri de, yaptıkları değerlendirmelerde ittifak ilkelerinin belirlenmesinin önemine dikkat çekti.

“İttifak konusunda tam bir mutabakat gerekiyor”

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, Millet İttifakı’nın genişleyip genişlemeyeceği sorusu ile ilgili “Önce neyin ittifakı olduğu konusunda mutabakata varılması gerekir, Şimdiden ittifak diye bir başlık koyup da altını dolduramamak gerçekçi değil” ifadesini kullandı. Yeneroğlu, şunları söyledi:

“Altı parti arasında çok ciddi farklılıklar olan hususlar var. Millet İttifakı, bir seçim ittifakıydı. Biz her şeyden önce neyin ittifakını yapacağız, bunları belirlememiz gerekiyor. Seçim ittifakı mı yapacağız? Ortak adayda mı ittifak olacağız? Yoksa seçim sonrası ülkeyi yönetmek için mi ittifak yapacağız? Bunların detayına inilmesi gerekiyor. Seçim olduktan sonra ülke nasıl yönetilecek, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçiş süreci ne kadar uzayacak, bu zaman zarfında ülke nasıl yönetilecek? Bu konuda tam bir mutabakata varılması gerekiyor.”

“Liderler, kararları tam bir mutabakat içerisinde aldılar”

Toplantı sonrasında yapılan açıklamada da vurgulandığı gibi, sürecin yol haritasını belirleme gayretinde olduklarını ifade eden Yeneroğlu, Siyasi Partiler Yasası’nın da gündemdeki konulardan biri olduğunu belirterek, “Yasayı görmek gerekiyor ama bunun öncesinde de yol haritasında anlaşmak gerekiyor. Yol haritasının çalışılması konusunda da liderlerin ortak bir tutumu var” dedi.

Yeneroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in masadan mutsuz kalktığı iddiaları ile ilgili de şunları söyledi: “Gözlemlediğimiz kadarıyla masadan mutsuz kalkma gibi bir durum olmadı. Katılımcıların ana gündemi, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi olduğu ve ötesinde de ikinci madde olan yol haritası ile ilgili partilerin birlikte çalışmasına yönelik mutabakat söz konusu olduğu için herhangi bir partinin beklenenin dışında bir durum olduğuna dair bir kanaat olması mümkün değil. Liderler tam bir kararlılık ve tam bir mutabakat içerisinde bu kararları aldılar.”

“28 Şubat çok doğru bir tarih olmuştur”

İYİ Parti TBMM Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu da ortak metnin açıklanacağı 28 Şubat tarihine dikkat çekti. 28 Şubat’ın bir vesayet süreci olduğunu belirten Tatlıoğlu, “Bugün, 28 Şubat’ı çok daha aşmış bir vesayet sürecini yaşıyoruz. Atanmış bürokrat durumundaki bakanların TBMM’de seçilmişlere hakaretler yağdırdığı bir vesayet döneminde bunun 28 Şubat’ta açıklanacak olması milli iradeyi meclise taşıma anlamında çok önemli bir tarihtir” dedi.

Bu nedenle 28 Şubat tarihini çok kıymetli bulduklarını ifade eden Tatlıoğlu, liderlerin buluşması ile ilgili de şunları söyledi: “Toplantının merkezi parlamenter sisteme geçişle ilgili bir odak oluşturmak. 2017’deki referandumun ardından ortaya çıkan ve daha sonra da devleti savrulmaya iten başkanlık sistemi, Türkiye’nin ayağına bir pranga gibi yapışmıştır. Öncelikle buradan çıkmak gerekiyor. Bu mutabakat da bunun ortak irade beyanıdır. Hukukun üstünlüğünü tesis etmemiz gerekiyor. Dolayısıyla söz konusu mutabakat, Türkiye’yi 21’nci yüzyıla taşımanın giriş kapısıdır.”

“Özenli bir diplomasi dili gerekiyor”

2017’deki referandum sürecinde Meral Akşener’in yürüttüğü “Hayır” kampanyasını hatırlatan Tatlıoğlu, şöyle devam etti: “Bu süreç, İYİ Parti’nin kurulmasında ve kurumsallaşmasında önemli rol oynamıştır. Bu sürecin şimdi tekrar bütün bir ana yapıda odak noktada olması gerçekten son derece memnuniyet vericidir. Şu anda bu süreç, Gelecek ve DEVA partilerinin de katıldığı bir çalışmadır. Henüz ittifak etrafında bir tanımlama yapmak mümkün değildir ama bir ittifak içerisine girme sürecidir. Önümüzdeki seçimlerde birinci önceliğimiz, ortak bir cumhurbaşkanı adayı. Bu zaman zarfında süreci çok dikkatli yürütmeliyiz ve özellikle burada özenli bir diplomasi dili de kullanmalıyız.”

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya da, partiler arasındaki iş birliğinin önemli olduğunu vurguladı. Kaya, “Bu toplantı, ağırlıklı olarak Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi’nin nihayete erdirilmesi ile ilgili çalışmaydı. Olumlu şekilde sonuçlandığı bu iş birliğinin değişik alanlara genişletilmesi konusunda bir iyi niyet beyanında bulunuldu” dedi.

Birlikte çalışmanın hangi alanlarda olacağına yönelik önümüzdeki günlerde tekrar bir araya geleceklerini ifade eden Kaya, 28 Şubat’taki toplantıya yönelik de bir hazırlık komisyonu kurulduğunu belirtti. Kaya, toplantıda ayrıca ilkeler üzerinde çalışılması ve geçiş sürecini konuşmak üzere de bir araya gelinmesi konusunda kararlar alındığını ifade etti. Kaya, ittifak tartışmaları ile ilgili de, “İttifakın genişlemesinden ziyade Türkiye’nin sorunları ile ilgili birlikte nasıl hareket edilebileceği, bunun ilkelerinin neler olacağını değerlendireceğiz” dedi.

“HDP’yi yok sayan bir çalışma değil”

Kaya, “HDP’nin yok sayıldığı” iddiaları ile ilgili de, “Altılı çalışma ne Cumhur İttifakı’na karşı, ne de HPD ile başka partileri yok sayan bir çalışma. Bu çalışmadan sonra hem Cumhur İttifakı ile hem de HDP ile de ilişki kurulabilir” dedi. Kaya, cumhurbaşkanı adaylığının ise ilkeler belirlendikten sonra en son süreçte masaya geleceğini belirterek, “Belki de en kolay olacak iş adaylık. Çünkü, yol taşları döşendiği zaman adayın kendisi ortaya çıkmış olur” dedi.

Siyaset Bilimci Nezih Onur Kuru da, kamuoyunda oluşan beklentinin aksine bir süreç geliştiğini belirtti. Kuru, “DEVA ile Gelecek partilerinin beklentileri ve Millet İttifakı’na dahil olma süreçleri aslında İYİ Parti ve Saadet Partisi’nden farklılaşıyor. Çünkü, 2017 referandumunda 2018 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde dahi bu partiler muhalefette değildi henüz. Sanki iktidar partisinin içinden kopmuş yapılar gibi düşünebiliriz” dedi.

“Her an seçim ilan edilebilir”

Kuru, gelinen durumda muhalefetin hep birlikte ortak aday konusunda hareket etmesi gerekliliği ortaya çıktığına işaret ederek, şöyle devam etti: “Ancak bu doğrudan Millet İttifakı’nda yer almalarını gerektirmiyor. Ali Babacan da bunu ifade etti. Nasıl ki 7 Haziran seçimlerinden sonra AK Parti ve CHP, Kılıçdaroğlu ve Davutoğlu’nun önderliğinde bir büyük koalisyon kurmak için toplanmıştı. Şu anki görüşmeleri de bu şekilde görüyorlar aslında. Fiili olarak biz bir koalisyon kuralım. Doğrudan ittifak için daha geniş görüşelim. Yani anlaşılmayan bir konu kalmasın istiyorlar.” Kuru, bu talebi anormal karşılamadığını belirterek, “Ancak maksimalist bir talep olarak görülebilir. Çünkü Türkiye’de her an seçim ilan edilebilir” dedi.

Paylaşın

GP Lideri Davutoğlu’nun Zirvede Sunduğu Öneri Ortaya Çıktı

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Lideri Meral Akşener, Saadet Partisi Lideri Temel Karamollaoğlu, Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu, DEVA Partisi Lideri Ali Babacan ve Demokrat Parti Lideri Gültekin Uysal, önceki gün Kılıçdaroğlu’nun ev sahipliğinde, Ankara’da bir araya gelmişti.

Cumhuriyet’ten Selda Güneysu ve Sarp Sağkal’ın haberine göre, genel başkanların öncelikli konusunu güçlendirilmiş parlementer sistem çalışması oluşturdu. Genel başkanlar, kurmayları tarafından hazırlanan güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışmasını 28 Şubat’ta, hep birlikte kamuoyuna deklare etme kararı aldı.

Muhalefetin cumhurbaşkanı adayının 2023 seçimlerini kazanması halinde nasıl güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçileceğine yönelik stratejiler de belirlendi.

“Tarihi bir görev”

Toplantıda, genel başkanların, “Türkiye’yi bu kutuplaşma girdabından çıkartacağız. Bunun için de güven veren bir sistem, bir hukuk devleti inşa edeceğiz” görüşünde mutabık kaldığının altı çizilirken, genel başkanlar, 2023 seçimleri öncesinde ekonomi, hukuk, dış politika ve eğitim gibi önemli alanlarda da birlikte çalışma yürütülmesi kararı aldı.

Daha önceki görüşmelerde, “ittifak yerine koalisyon protokolü istediği” belirtilen Davutoğlu’nun da bu isteğinden vazgeçtiği öğrenildi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, görüşmeye ilişkin  yaptığı açıklamada, “Çok verimli bir toplantı oldu. Liderler düşüncelerini bütün açıklığıyla dile getirdiler. Altı lider tarihi bir görev üstlendik” ifadelerini kullandı.

“En yakın aday”

CHP Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, “Ben, seçime yönelik bir kaygı duymuyorum. Millet İttifakı, toplumdaki ayrışmayı ortadan kaldıran bir yapıya doğru gidiyor. Tüm kesimleri içinde barındıran bir süreç yaşıyoruz. Seçim sonrasında ise çok dikkatli adımlar atılması gerektiğini düşünüyorum” dedi.

Toprak’tan dikkat çeken “adaylık” açıklaması da geldi. “Altı muhalefet partisi genel başkanının Kılıçdaroğlu’nun ev sahipliğinde bir araya gelmesi Kılıçdaroğlu’nun adaylığına giden bir adım mı” sorusuna ise Toprak, “Sayın Kılıçdaroğlu’nun ittifak içinde bir kabul gördüğünü görüyorum. Masadan onay çıkmadan bir şey söylemek doğru olmaz. Ancak en yakın aday o gibi duruyor” yanıtını verdi.

Paylaşın

Altı Muhalefet Partisinden Ortak Açıklama: Mutabakat Metni 28 Şubat’ta Paylaşılacak

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun daveti üzerine İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Çankaya Belediyesi Ahlatlıbel Tesisleri’nde çalışma yemeğinde bir araya geldi.

Haber Merkezi / CHP Lideri Kılıçdaroğlu, toplantıya gelen genel başkanları ev sahibi olarak dışarıda karşıladı. Toplantının ardından yapılan yazılı açıklamada, “Birbirinden farklı altı siyasi parti olarak, bizler, Türkiye’nin yıllardır görmeyi umut ettiği tarihi bir çalışma için bir araya geldik” diyerek üzerinde uzlaşıya varılan yeni sistemle ilgili mutabakat metninin kamuoyuna 28 Şubat’ta paylaşacağı ifadeleri yer aldı.

Toplantı sonrası yapılan ortak açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Bugün, Türkiye için tarihi bir gündür. Birbirinden farklı altı siyasi parti olarak, bizler, Türkiye’nin yıllardır görmeyi umut ettiği tarihi bir çalışma için bir araya geldik.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni’ni hazırlayan partiler olarak bizler, etkin ve katılımcı bir yasama, şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim, tarafsız ve bağımsız bir yargı ile kuvvetler ayrılığının tesis edildiği güçlü, özgürlükçü, demokratik, adil bir sistem inşa etme kararlığı içindeyiz.

Ülkemiz, Cumhuriyet tarihinin en derin siyasi ve ekonomik krizlerinden birini yaşamaktadır. Toplumsal, siyasal ve ekonomik sorunlar her geçen gün artarak etkisini ağır bir biçimde göstermektedir. Bu krizin en önemli sebebi kuşkusuz, ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ adı altında uygulanan keyfi ve kural tanımaz yönetimdir.

Altı siyasi parti olarak hepimizin ortak sorumluluğu, uzlaşarak ve birlik içinde bu krizi aşmak, derin sorunlarımızı demokratik siyasetin alanını genişleterek, çoğulculuk temelinde çözebilmektir.

Tam da bu inanç ve kararlılıkla, yasama, yürütme ve yargı organlarının güçlendirilmesinin yanında, demokratik hukuk devletini güçlendirmek amacıyla Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni üzerinde yoğun bir çalışma gerçekleştirdik. Kutuplaşmayı değil, istişare ve uzlaşmayı esas aldık.

“Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem öncelikli hedefimizdir”

Bugün de parti genel başkanları olarak bir araya gelerek, üzerinde uzlaşıya vardığımız yeni sistemle ilgili mutabakat metninin kamuoyuna takdimi üzerine görüştük ve 28 Şubat 2022 tarihinde milletimizle paylaşılmasında mutabık kaldık.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçmek ortak ve öncelikli hedefimizdir. Bu hedefe ulaşabilmemiz için sürecin nasıl işleyeceğinin ve bu süreçte ülkemizin nasıl yönetileceğinin yapıcı bir şekilde planlanması gerekmektedir. Bu nedenle geçiş sürecinin yol haritasının çalışılarak üzerinde mutabık kalınması ve vatandaşlarımızla paylaşılması konularında da uzlaşıya vardık.

Ayrıca bu toplantıda güncel ekonomik ve sosyal gelişmeleri değerlendirdik ve seçimlerden sonra uygulanmaya başlanacak politikalar konusunda ortak çalışma yapılabilecek alanlara ilişkin görüş alışverişinde bulunduk. Hedefimiz milletimizin rahat bir nefes almasını sağlamak ve refah düzeyini, kapsayıcı bir anlayışla ivedilikle yükseltmektir.

Türkiye’nin istişare ve uzlaşı ile çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Önemli olan, tüm farklılıklarımızla beraber ‘biz’ düşüncesini, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği normları çerçevesinde temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı, herkesin kendini eşit ve özgür vatandaş olarak gördüğü, düşüncelerini özgürce ifade edebildiği, inandığı gibi yaşayabildiği demokratik bir Türkiye’yi inşa etmektir.

Öte yandan hedefimiz; kamu yönetiminde şeffaflık, eşitlik, tarafsızlık ve liyakatin sağlanması, yolsuzlukla etkin mücadele edilmesi, Siyasi Etik Kanunu ile siyasi makamların millete hizmetten başka bir amacının olmamasının garanti altına alınmasıdır.

Bugün burada milletimiz adına ‘Yarının Türkiyesi’ni inşa etmek için önemli bir adım attık. Bundan sonra da işbirliği alanlarını genişleterek sürdürmekte kararlıyız. Hep birlikte inşa edeceğimiz Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’i milletimize ve gelecek nesillere adalet, barış, refah ve huzur getirmesi inancıyla hayata geçirmeyi taahhüt ettiğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız.”

Paylaşın

Altı Muhalefet Partisinin Lideri Bir Araya Geldi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ile Liderler Buluşmasında bir araya geldi.

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın haberine göre; Liderlerin “yuvarlak masa” toplantısında ana gündem maddelerinin “güçlendirilmiş parlamenter sistem” çalışması, seçimlere yönelik iş birliği olanakları, seçimin kazanılması halinde “parlamenter sisteme geçiş” süreci planlaması ve cumhurbaşkanı adayının nasıl belirleneceği olması bekleniyor.

Uzun süredir ikili görüşmeler yapan 6 muhalefet partisinin lideri ilk kez birlikte masaya oturdu. Çankaya Belediyesi’ne ait Ahlatlıbel Tesisleri’nde “akşam yemeği” olarak organize edilen buluşma yerel saatle 19.00’da başladı.

Liderler, geçen Aralık ayı sonunda tamamlanan “güçlendirilmiş parlamenter sistem” çalışması konusunda da ilk kez birlikte değerlendirme fırsatı bulacak. Bu önerinin kamuoyuna nasıl açıklanacağı konusunun da bu toplantıda netleştirilmesi bekleniyor.

Ön şart, kırmızı çizgi yok

Altı siyasi parti liderinin aynı masa etrafında bir araya gelmesi, Türkiye siyasetinde sık tanık olunan bir durum değil. O nedenle de bu buluşma, tüm katılımcılar tarafından “çok kıymetli” sözleriyle ifade ediliyor.

Kulislere yansıyan bilgilere göre buluşma masasına, seçim öncesi ve sonrası sürecinin nasıl planlanacağı, ittifakın genişleyip genişlemeyeceği dahil, seçim iş birliğine ilişkin hemen her konu gündeme gelebilir.

Bu kapsamda Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun bir süre önce Kılıçdaroğlu ve Akşener’le ikili görüşmeler yaparak “Millet İttifakı’nın adının ve yapısının değiştirilmesi” önerisinin de gündeme gelmesi olası görülüyor.

İYİ Parti’nin “marka değeri” olduğunu belirttiği Millet İttifakı’nın isminin değiştirilmesine sıcak bakmadığı biliniyor.

CHP kurmayları ise liderler buluşmasında her şeyin konuşulabileceğine dikkat çekerek “Kategorik olarak ‘şunu konuşmayız, şu konuları ele alabiliriz’ gibi bir ön şartımız, kırmızı çizgimiz yok. Farklı siyasi geleneklerden gelen partilerin bir araya gelmesi son derece kıymetli. Sayın Davutoğlu da önerisini gündeme getirebilir, kabul görür, görmez o ayrı bir şey” görüşünü dile getiriyor.

Ancak ittifakın yapısının nasıl olacağının konuşulması için öncelikle tarafların “ittifaka katılma konusunda irade beyanı” ortaya koyması gerektiği vurgulanarak “Aynı masada oturduğumuza göre yarın öbür gün beraber yol yürüyebiliriz, fikir kafalarda oluştuysa bunlar konuşulabilir. Kabul görür, görmez, onu bilemeyiz ama konuşulur. Siyasi perspektifimize uygun her konu o masada konuşulur” değerlendirmesi yapılıyor.

Görüşmelerin devamı gelebilir

Liderlerin bu ilk buluşmasının ardından devamının da geleceği ifade ediliyor. İttifakın nasıl genişleyeceği, seçim öncesi ve sonrası sürecin planlanmasının yanı sıra en kritik konulardan olan muhalefetin cumhurbaşkanı adayının nasıl belirleneceği konusunda görüş alışverişinde bulunulabileceği ifade ediliyor.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun muhalefetin cumhurbaşkanı adayı olma konusunda istekli olduğu uzun süredir konuşuluyor. Ancak ilk toplantıda kimin aday olacağı gibi kritik bir konuya girilmesi beklenmiyor, adayın kim olacağının ancak seçim sürecine girildiğinde netleşeceğine dikkat çekiliyor.

Paylaşın

Gözler Muhalefet Liderlerinin Bir Araya Geleceği Çalışma Yemeğine Çevrildi

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçişin yol haritasını belirlemek üzere bir süredir ortak metin çalışması yürüten CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi’nin genel başkanları, Cumartesi günü düzenlenecek çalışma yemeğinde ilk kez bir araya geliyor.

Toplantıda ortak metnin yanı sıra Millet İttifakı’nın genişleyip genişlemeyeceği konusunun da gündeme gelmesi beklenirken, Ankara kulislerinde toplantı için “İttifakın ilk provası” yorumları yapılıyor.

Edinilen bilgiye göre genel başkanlar Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener, Temel Karamollaoğlu, Gültekin Uysal, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan, ortak metin üzerine son bir kez görüş ve önerilerini dile getirecek. Karşılıklı görüş alışverişinin ardından yönetici özetinin yer alacağı ortak metnin imzalanmasına yönelik bir yol haritası belirlenecek.

‘Ön şart, kırmızı çizgi yok’

Altı siyasi parti liderinin aynı masa etrafında bir araya gelmesi, Türkiye siyasetinde sık tanık olunan bir durum değil. O nedenle de bu buluşma, tüm katılımcılar tarafından “çok kıymetli” sözleriyle ifade ediliyor.

Kulislere yansıyan bilgilere göre buluşma masasına, seçim öncesi ve sonrası sürecinin nasıl planlanacağı, ittifakın genişleyip genişlemeyeceği dahil, seçim iş birliğine ilişkin hemen her konu gündeme gelebilir.

Bu kapsamda Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun bir süre önce Kılıçdaroğlu ve Akşener’le ikili görüşmeler yaparak “Millet İttifakı’nın adının ve yapısının değiştirilmesi” önerisinin de gündeme gelmesi olası görülüyor.

İYİ Parti’nin “marka değeri” olduğunu belirttiği Millet İttifakı’nın isminin değiştirilmesine sıcak bakmadığı biliniyor.

CHP kurmayları ise liderler buluşmasında her şeyin konuşulabileceğine dikkat çekerek “Kategorik olarak ‘şunu konuşmayız, şu konuları ele alabiliriz’ gibi bir ön şartımız, kırmızı çizgimiz yok. Farklı siyasi geleneklerden gelen partilerin bir araya gelmesi son derece kıymetli. Sayın Davutoğlu da önerisini gündeme getirebilir, kabul görür, görmez o ayrı bir şey” görüşünü dile getiriyor.

Ancak ittifakın yapısının nasıl olacağının konuşulması için öncelikle tarafların “ittifaka katılma konusunda irade beyanı” ortaya koyması gerektiği vurgulanarak “Aynı masada oturduğumuza göre yarın öbür gün beraber yol yürüyebiliriz, fikir kafalarda oluştuysa bunlar konuşulabilir. Kabul görür, görmez, onu bilemeyiz ama konuşulur. Siyasi perspektifimize uygun her konu o masada konuşulur” değerlendirmesi yapılıyor.

Görüşmelerin devamı gelebilir

Liderlerin bu ilk buluşmasının ardından devamının da geleceği ifade ediliyor. İttifakın nasıl genişleyeceği, seçim öncesi ve sonrası sürecin planlanmasının yanı sıra en kritik konulardan olan muhalefetin cumhurbaşkanı adayının nasıl belirleneceği konusunda görüş alışverişinde bulunulabileceği ifade ediliyor.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun muhalefetin cumhurbaşkanı adayı olma konusunda istekli olduğu uzun süredir konuşuluyor. Ancak ilk toplantıda kimin aday olacağı gibi kritik bir konuya girilmesi beklenmiyor, adayın kim olacağının ancak seçim sürecine girildiğinde netleşeceğine dikkat çekiliyor.

(Kaynak: DW Türkçe, BBC Türkçe)

Paylaşın

Altı Muhalefet Partisinin Genel Başkanı Bir Araya Geliyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun daveti üzerine altı muhalefet partisinin lideri 12 Şubat Cumartesi günü çalışma yemeğinde bir araya gelecek.

“Güçlendirilmiş parlamenter sistem” çalışmasını Aralık ayı sonu itibariyle tamamlayan altı siyasi partinin lideri ikili buluşmaların ardından, ilk kez ortak bir platformda buluşacak.

CHP Genel Merkezi’nden yapılan açıklamaya göre İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Kılıçdaroğlu’nun daveti üzerine çalışma yemeğinde bir araya gelecek.

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın haberine göre; CHP kaynaklarının verdiği bilgiye göre bu buluşma, hem “güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışması”nın kamuoyuna duyurulma takvimi hem de seçimlere dönük bundan sonra izlenecek yol haritasının ele alınacağı ilk toplantı olacak.

Kılıçdaroğlu ve CHP’yi hedef alan 10-12 bin hesap var

Öte yandan CHP, Twitter’dan Kılıçdaroğlu ve partiyi hedef alan trol hesaplarla ilgili raporunu da açıkladı. Trol hesaplardan üretilen 754 bin 975 gönderi üzerinden yapılan incelemeye göre CHP ve Kılıçdaroğlu aleyhine aylık bazda “faaliyet gösteren” ortalama 10-12 bin trol hesap bulunuyor ve bu hesaplar yine aylık bazda ortalama 250-300 etiket üretiyor.

CHP’nin tespitine göre bu hesapların ürettikleri paylaşımlar ağırlıklı olarak küfür, hakaret, küçük düşürücü ve aşağılayıcı-alaycı içeriklerden oluşuyor. En önemli trol hesapların isimlerinin yer aldığı raporda, trol hesapların “karakteristik özellikleri” şöyle ifade edildi:

“CHP’yi ve Kılıçdaroğlu’nu hedef alan organize trol hesaplar çoğunlukla gerçek bir kimliğe sahip bulunmamaktadır. Bazı trol hesapların adlarında genellikle dört ve daha fazla rakam bulunmaktadır. Bu durum trol hesapların rastgele oluşturulduklarına işaret etmektedir.

“Trol hesapların bir diğer karakteristik özelliği de kullanıcı adlarının belirli bir siyasal partiye, ideolojiye ya da kişiye atıfta bulunması ya da bunlarla özdeşleşmesidir. Dikkat çekici bir başka özellik ise bu hesapların profilleri ya belirli bir siyasal partinin Genel Başkanının fotoğrafını, ya dini veya milli bir sembolü ya da ‘güzel’ veya ‘yakışıklı’ olarak tanımlanacak kadın/erkek görsellerini içeriyor olmasıdır.”

Paylaşın