Ekrem İmamoğlu, Cezaevinden Daha Güçlü Çıkabilir

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması dış basında yakından takip edilirken, Guardian, Ekrem İmamoğlu’nun cezaevinden daha güçlü çıkabileceği yorumunu yaptı.

Dünya basını, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 19 Mart sabahı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “yolsuzluk” ve “terör” suçlarından başlattığı iki ayrı soruşturma kapsamında gözaltına alınıp, daha sonra tutuklanmasını, yakından takip etmeyi sürdürüyor.

Independent Türkçe’nin aktardığına göre; Britanya gazetesi Guardian’ın yayımladığı analizde, İmamoğlu’nun AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sandıkta meydan okuyabilecek tek siyasetçi haline geldiği ve cezaevinden daha da güçlenerek çıkabileceği yorumu yapılıyor.

İmamoğlu’nun tutuklanmasının, memleketi Trabzon’da da tepki çektiğine ve birçok kişinin Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) düzenlediği “Adalet Nöbeti” eylemine katıldığına dikkat çekiliyor.

Cumhurbaşkanı’nın ailesinin de Rizeli olduğuna ve seçmen tabanın Karadeniz’de güçlü olduğuna işaret edilen analizde, İmamoğlu’nun bu bölgeden aldığı destekle “Erdoğan’a rakip bir siyasetçiye dönüştüğü” ifade ediliyor.

Yazıda, 1994-1998’de İBB Başkanı olarak görev yapan Erdoğan’ı 1999’da cezaevine götüren süreç de anımsatılıyor ve İmamoğlu’nun tutuklanmasının “uzun vadede iktidar için geri tepebileceği” değerlendirmesi yapılıyor.

Londra Üniversitesi Oryantal ve Afrika Çalışmaları Okulu’ndan (SOAS) Ziya Meral’in şu yorumları da paylaşılıyor:

Erdoğan sık sık ‘İstanbul’u kazanan ülkeyi kazanır’ ifadesini kullanıyor ve bu, kendi siyasi kariyerinin gelişimini de yansıtıyor. Bu, İstanbul Belediye Başkanı olarak iyi bir iş çıkarabilir, insanların güvenini kazanabilir ve onlara hizmet edebilirseniz, ülke çapında bir zaferin çok daha mümkün olacağı anlamına geliyor. İmamoğlu da böyle bir özelliğe sahip.

Akademisyen, İmamoğlu’nun artık “siyasi bir kampanyanın kurbanı” olarak görülmesinin, muhalefete yakın durmayan kesimler arasından bile CHP’li siyasetçiye desteği artırabileceği değerlendirmesini yapıyor.

Amerikan gazetecilik kuruluşu Politico’nun analizinde de İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla Türkiye’nin “tam otokrasiye doğru keskin bir dönüş yaptığı” savunuluyor.

Yazıda, Erdoğan’ın “yargı ve kolluk kuvvetlerini kullanarak ana muhalefete ve destekçilerine karşı eşi benzeri görülmemiş bir saldırı başlattığı” yorumu paylaşılıyor.

İmamoğlu, çarşamba günü gözaltına alındığından beri Türkiye’nin birçok kentinde “yasaklara” rağmen kapsamlı protestolar düzenlendiği, bu desteğin 2028’de yapılması planlanan seçimlerde siyasetçinin elini güçlendirebileceği ifade ediliyor.

Yazıda, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla ilgili sözleri de anımsatılıyor. Gül, açıklamasında şu ifadeleri kullanmıştı:

Vaktiyle Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve şahsıma yapılan haksızlıkları kamu vicdanının nasıl kabul etmediğini hatırlayalım. Benzer yanlışlıklar halkın iradesiyle belediye başkanı seçilmiş olan Ekrem İmamoğlu’na da yapılmamalı.

İBB soruşturmaları

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İmamoğlu ve 99 şüpheli hakkında “suç örgütü yöneticisi olmak”, “suç örgütüne üye olmak”, “irtikap”, “rüşvet”, “nitelikli dolandırıcılık”, “kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek” ve “ihaleye fesat karıştırmak” suçlarıyla ilgili soruşturma sürüyor.

Ayrıca İmamoğlu’nun yanı sıra İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan’ın da aralarında bulunduğu 7 şüpheli hakkında “PKK/KCK terör örgütüne yardım etmek” suçundan başlatılan soruşturma da devam ediyor.

İmamoğlu, “terör” soruşturmasından serbest bırakılırken, “yolsuzluk” soruşturması kapsamında pazar günü tutuklanmıştı.

Buna ek olarak Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan ve Beylikdüzü Murat Çalık da tutuklanmış, Şişli Belediyesi’ne kayyım atanmıştı.

CHP gözaltıların yapıldığı 19 Mart’tan bu yana İBB binasının bulunduğu Saraçhane’de eylem düzenliyor. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın dünkü paylaşımında 1133 kişinin protestolarda gözaltına alındığı belirtilmişti.

 

Paylaşın

Guardian: Erdoğan’ın Rakibi Demokrasi İçin Mücadeleyi Hızlandırdı

Uluslararası basın, 14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine günler kala, seçimlere ve olası sonuçlarına ilişkin değerlendirmelere yer vermeye devam ediyor.

Birleşik Krallık merkezli The Guardian gazetesi, Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında bir makale yayınladı.

Kılıçdaroğlu’nun Kürtler tarafından “kahraman gibi” karşılandığını yazan gazete, CHP lideri için “Türk demokrasisinin geleceği olarak lanse edilen siyasetçi” yorumunu yaptı.

Gazeteye konuşan Kılıçdaroğlu, “Seçimler uygun koşullarda gerçekleşmiyor ama her şeye rağmen kazanacağız” dedi.

“Dış politikada u dönüşü kesin değil”

CNN ise “Türk liderliğindeki bir değişiklik, Rusya ile bağların sonu anlamına gelmeyebilir” başlıklı bir analiz yayınladı. Seçimlerin baş başa geçmesinin beklendiğini yazan CNN, “Ancak analistler, Erdoğan anketlerde devrilse bile, Türkiye’nin dış politikada u dönüşünün kesin olmadığını söylüyor.

Muhalefete yakın figürler, galip gelmesi halinde Türkiye’nin yönünü yeniden Batı’ya çevireceğini belirtirken, diğerleri temel dış politika konularının muhtemelen değişmeyeceğini söylüyor” diye yazdı.

“Erdoğan’ın daha önce hiç olmadığı kadar ‘savunmasız'”

BBC, “Türkiye seçimleri: Depremin vurduğu ülkede öfke ve kederin artçı şokları” başlıklı bir haberle seçimleri yazdı.

Erdoğan’ın daha önce hiç olmadığı kadar “savunmasız” göründüğünü belirten BBC’ın değerlendirmesi şöyle:

“Otoriter Erdoğan döneminin sonu -eğer gelirse- daha özgür, daha demokratik bir Türkiye anlamına gelmelidir. Hapishaneler daha az kalabalık olabilir ve Batı ile ilişkiler daha az gergin olabilir.

Seçimler yaklaşırken, Türklerin, devletin Şubat ayındaki depremlere yavaş tepki vermesinden harabeye dönmüş bir ekonomiye kadar şikayet edecek ve üzülecek çok şeyi oldu. Resmi enflasyon oranı %50’dir. Gerçek rakam bunun iki katı olabilir.”

“Az bir farkla kaybetmesi yargı ve orduyla bağlılığını sınayacak”

Financial Times (FT) gazetesi “Erdoğan şimdiye kadarki en büyük sınavıyla karşı karşıya” başlıklı bir analiz yayınladı.

Analizde, “21 yıllık iktidarından sonra Cumhurbaşkanı, ülkenin rotasını değiştirmeye kararlı olan birleşik bir muhalefetle başa baş bir yarışta” denildi. Analizin devamında şöyle denildi:

“Muhalefetin, özellikle az farkla kazanacağı bir zafer, Erdoğan’ın demokrasiye olan bağlılığının yanı sıra, kontrolü altına almak için yirmi yıldır çabaladığı yargı, polis ve ordunun bağlılıklarını da sınayacaktır. Muhalefete karşı artan bir hoşgörüsüzlük sergileyen Erdoğan, bir dönemi daha garantiye alınırsa, onu eleştirenler, Türkiye’yi daha da otoriterleşmeye sürükleyeceğinden korkuyor.”

Gazete, “Erdoğan’ın seçim kampanyası hakkında bilgi sahibi olan bir kişi ‘Panik yok ama rahat değiller’ dedi” diye yazdı

Paylaşın

Guardian: Erdoğan, Suriye’de Diplomasiye Başvurmak Zorunda Kaldı

Birleşik Krallık’ın önde gelen gazetelerinden Guardian, Türkiye – Suriye yakınlaşmasını değerlendirdi. Analizde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’la ilişkilere dair 19 Ağustos’ta yaptığı açıklamanın, “10 yıldan uzun süredir devrilmesini savunduğu Esad rejimini stabilize etmeye yönelik yeni bir politika” olduğu öne sürüldü.

Erdoğan, açıklamasında siyasette dargınlığa yer olmadığını ve diyaloğun açık tutulması gerektiğini belirterek, “Bizim Esed’i yenmek, yenmemek gibi bir derdimiz yok ki” demişti.

Haberde, Türkiye’nin son yıllarda Rusya’nın İdlib’e düzenlediği saldırılara sert şekilde karşı çıktığı fakat son dönemde bu tavrından vazgeçtiği de savunuldu.

Ayrıca Erdoğan’ın mayıstan beri Suriye’ye düzenlenebilecek bir askeri operasyona dair açıklama yaptığı, Suriyeli sığınmacıların burada oluşturulacak “güvenli bölgelere” yerleştirilmesinin hedeflendiği, mayısta 1 milyon sığınmacının geri gönderilmesiyle ilgili planların duyurulduğu hatırlatıldı.

Ancak Erdoğan’ın 5 Ağustos’taki Soçi Zirvesi’nde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’den bu hamle için destek alamadığı, bu nedenle diplomasi yolunu tercih etmek zorunda kaldığı iddia edildi.

Erdoğan, geçen ay İran’ın başkenti Tahran’da düzenlenen zirvede de Tel Rıf’at ve Münbiç’teki PKK, PYG ve YPG’nin bölgeden çıkarılması gerektiğini ve bunun için Türkiye’nin operasyon düzenlemeyi hedeflediğini söylemiş fakat Rusya’dan veya İran’dan destek alamamıştı.

Haberde, Ankara’nın Şam politikasındaki değişimin, Türkiye’deki milyonlarca sığınmacının Suriye’ye gönderilmesine neden olabileceği endişelerini de beraberinde getirdiği savunuldu.

Lübnan’ın başkenti Beyrut’tan kimliğini paylaşmayan bir üst düzey istihbarat yetkilisi, Guardian’a açıklamasında “Türk tarafının gönderdiği mesaj net. PKK’nın üstesinden gelmek istiyorlar ve Esad’ın da şimdi bununla ilgili bir kozu var. Fakat tüm pazarlıklar Putin üzerinden yapılıyor, o yüzden şansını fazla zorlamamalı” dedi.

Öte yandan istihbarat yetkilileri, Türk hükümetinin yakın zamanda Esad’la doğrudan iletişime geçeceğini düşünmediklerini de belirtti.

Demokratik Suriye Meclisi Yürütme Kurulu Başkanı İlham Ahmed ise dünkü açıklamasında, Türkiye’nin Suriye hükümetiyle yakınlaşma çabalarıyla ilgili “Şam ve Ankara arasındaki ilişkilerin normalleşmesi mevcut krizi derinleştirir” demişti.

Erdoğan’la Esad’ın Özbekistan’da görüşeceği söylentileri de gündeme gelmişti. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bugünkü açıklamasında iddiaları yalanlayarak böyle bir görüşmenin gerçekleşmeyeceğini belirtti.

Çavuşoğlu, iki hafta önce Ankara’da düzenlenen 13. Büyükelçiler Konferansı’nda, 10 ay önce Suriyeli mevkidaşı Faysal Mikdad’la görüştüğünü açıklamıştı.

Bağlantısızlar Hareketi’nin Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da düzenlenen toplantısında ayaküstü konuştuklarını belirten Çavuşoğlu, Mikdad’a “Suriye’nin tek çıkar yolunun siyasi uzlaşı olduğunu, muhalif Suriyelilerle rejim arasında bir barışın sağlanması gerektiğini, Türkiye’nin böyle bir durumda buna destek olabileceğini söylediğini” ifade etmişti.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın