Partisinin Kürt sorununun çözümü için hazırladığı 10 maddelik planı açıklamak ve sivil toplum örgütleriyle tartışmak üzere Diyarbakır’da bulunan Gelecek Partisi (GP) Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, ekonomik kriz daha da derinleşmeden erken seçime gidilmesi çağrısı yaptı.
VOA Türkçe’den Mahmut Bozarslan’ın haberine göre, GP Lideri Davutoğlu, krizin sosyal gerginliklere neden olabileceğini savunarak, iktidarın bu nedenle olağanüstü hal ilan edebileceğini de söyledi.
“Kürt Meselesi Yeni Bir Demokratikleşme Sürecinin Temel Unsurları” başlıklı 10 maddelik planı Diyarbakır’da sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, akademisyenler, gazeteci ve yazarlarla tartışan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, daha sonra bir basın toplantısı düzenledi. Davutoğlu’nun gündeminde Kürt sorunu, Suriye’ye olası bir operasyon ve seçimler vardı.
Davutoğlu, bir soru üzerine seçim sürecine ilişkin uyarılar yaptı. Vatandaşlara protesto amacıyla sokağa çıkmamaları uyarısı yapan Davutoğlu, AKP, MHP ve Vatan Partisi’ni eleştirdi. Yaşanan ekonomik krizin gerekçe gösterilerek, olağanüstü hal ilan edilebileceğini savunan Davutoğlu, seçimin bir an önce yapılması çağrısı yaptı.
Ekonomik krizin gittikçe derinleştiğine dikkat çeken Davutoğlu, “Burada milletimize seslenmek istiyorum, iktidardaki bu üçlü ortağın provokasyonlarına, tahriklerine kapılmadan, vakarla ülkeyi seçime götürmemiz lazım. Bu üçlü ortaklığın kullanıldığı dil, yöntem demokrasiye aykırıdır, tehlikeli bir dildir. Kadınlara karşı küfür dili, kendisi gibi düşünmeyenlere karşı ihanet dili, bu dil Türkiye’yi yanlış yerlere götürür. Ama benim esas çekindiğim, risk olarak gördüğüm husus, Türkiye’de üstü örtülmeye çalışan ekonomik krizin derinleşmesi ve ciddi sosyal gerilimlere yol açacak şekilde halkın isyan haline gelmesi ve kontrol edilemez hale gelmesi, bunun istismar edilerek bir olağanüstü durum hali varmış bir tavır oluşmasıdır. Bunun için Türkiye’nin en erken dönemde seçime gitmesi gerçek bir çözüm olacaktır” dedi.
“Üç ayaklı yeni vizyon”
Davutoğlu, Kürt sorunun çözümü için üç ayaklı yeni bir vizyona ihtiyaç olduğunu savunarak, Türkiye demokratikleşmeden Kürt sorununun çözülemeyeceğini ifade etti. Yeni bir Anayasa ve güçlü bir ifade özgürlüğüne dikkat çeken Davutoğlu, Kürtçe üzerindeki baskılara son verilmesi gerektiğini söyledi.
Bölgede her türlü vesayete karşı olduğunu vurgulayan Davutoğlu, “Özellikle Doğu ve Güneydoğu’da Kürtçe üzerindeki yasakların, kısıtlamaların, her türlü engelleyici tutumun kaldırılması şart. Ana dilde eğitim, ana dilde sosyal hayatta faaliyette göstermek, ana dilin kamu hizmetlerinde kullanılması doğal haklardandır. Kimse başkasının ana dilini yasaklayamaz. Maalesef bölge halkı son 20-30 yıldır bir taraftan seçim yapıyor ama şu parti seçimi kazanırsa KCK komiserleri geliyor, onlar yönetiyorlar. Onlar engellendiği zaman da kayyum geliyor. Bizim açık ilkemiz şudur; hiçbir vesayetin olmadığı, bölge halkının diğer bölgeleri gibi seçtikleri belediye başkanını hizmet vermedikleri zaman siyaseten cezalandırıldıkları tekrar seçmedikleri bir düzenin bölgede kurulması lazım. Sınır ötesindeki Kürtlerle ilgili ortaya çıkan gelişmeler, onlara bakış açımız Irak’taki, Suriye’deki, İran’daki Kürtleri bir tehdit unsuru değil Türkiye’nin doğal kültürel uzantıları ve kendi ülkelerinde onurla, insan haklarına sahip bir şekilde yaşamalarını hakkına sahip olan kaderdaşlarımız olarak görüyoruz” diye konuştu.
“Suriye’ye operasyon yapılmadan Amerika ile görüşülmeli”
Davutoğlu’nun gündemindeki konulardan biri de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son günlerde sıkça dile getirdiği Suriye’ye yapılması planlanan bir operasyondu. Türkiye’nin operasyon yapmadan önce bölgeyi kontrol eden Amerika ile diplomatik görüşmeler yapmasını öneren Davutoğlu şöyle devam etti:
“Suriye’de bugün o bölgedeki YPG- PYD ve Amerikan himayesinde ortaya çıkarılan statüko eğer Türkiye için bir tehdit ise önce bunun için Amerika nezdinde en kararlı bir şekilde diplomatik mücadele sürdürülmesi lazım. Orada olan her hareketin birinci dereceden sorumlusu Amerika’dır Çünkü fiilen askeri olarak kontrol eden odur. Bu konuda Amerika ile bunları net olarak masaya yatırıp, kendi diplomatik tavrını göstermeden sadece operasyonla buraya düzene sokacağını düşünmek doğru değil. Türkiye’nin kendi sınır güvenliği koruyabilmek için ötesinde operasyon yapma, eğer o ülkenin güçleri bunu yapamıyorsa bir haktır. Ancak bu hakkın kullanılmasının içeride iç politikada istismar aracı olarak kullanılmasına kesinlikle karşı çıkarız. Oradaki halkın bu konuda bir olumsuz bir psikolojiye yönelmesine karşı çıkarız. Demografik değişiminde Suriye için doğru değil. Türkiye’nin Suriye’deki en önemli karı demografinin korunmasıdır.”
“Şu anda aklını yitirmiş bir devlet var”
Son günlerde Kürtçe tiyatro ve konserlerin yasaklanmasına da değinen Davutoğlu, “Şu anda aklını yitirmiş bir devlet var” dedi. Türkiye’de devlet aklının kalmadığını savunan Davutoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Maliye Bakanı’nı görüyorsunuz, ‘Gözümün içine bakın’ diyor beyninin içine bakmamız lazım, gözünün içine değil. Başka birisi Kürt vatandaşlarımıza dönüp akıl almaz şeyler söyleyebiliyor, gelip buralarda ahkam kesiyor. Kürtçe’nin yasaklandığı konserler söz konusu oluyor. İşte bunlar devlet aklı değil, biz bunları devlet aklı olarak görmüyoruz. Bunlar devlete çöreklenmiş, kendi menfaatlerini düşünen bir grubun aklı.”
Çözüm için 10 madde
Davutoğlu’nun açıkladığı çözüm planı 10 başlıkta toplandı.
- Yeni Bir Zihniyet
- Ortak ve Yerli Bir Yaklaşım
- Sivil, Özgürlükçü ve Kapsayıcı Anayasa
- Düşünce ve İfade Özgürlüğü
- İmtiyaza ve Ayrımcılığa Dayanmayan Eşit Vatandaşlık
- Kapsayıcı Muhataplık
- Anadilin Eğitimde ve Sosyal Hayatta Kullanımı
- Demokratik Yerel Yönetimler
- Sınır Ötesindeki Kürtler
- Yeni Bir Sosyo-Ekonomik Kalkınma Stratejisi