İran’daki Protestoların Simgesi Haline Gelen Kadın: Ölmedim, Hayattayım

İran’da 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin ölümü sonrası başlayan protestoların simge isimlerinden kadın, ölmediğini hayata olduğunu ve Hedis ve Mahsa uğruna savaştığını söyledi.

Mahsa Amini’nin “başörtüsü kurallarına uymadığı” gerekçesiyle gözaltına alındıktan sonra ölmesiyle yoğunlaşan protestolardan gelen bir haber, yalan çıktı. Saçlarını bağlayarak protestolara katılan kadın videosunda yer alan kişinin 20 yaşındaki Hedis Necefi olduğu iddia ediliyordu.

Ancak BBC Farsça’ya bağlanan bir kadın, yayılarak viralleşen videodaki kişinin Necefi değil, kendisi olduğunu söyledi. Protestocu, gönderdiği yeni bir videoda aynı hareketi tekrarladı ve “Hedis ve Mahsa uğruna savaşıyorum” dedi.

Bu videoyla İran’daki kadınlara sokaklara çıkmaları için cesaret vermeye çalıştığını vurgulayan eylemci, öldüğünü öne süren yalan haberlerin göstericileri korkutmasından çekindiğini ifade etti.

ABD’de yaşayan İranlı gazeteci Masih Alinejad gibi pek çok muhalifin, videodaki kişinin Hedis Necefi olduğunu belirten paylaşımlar yapması üzerine bazı basın kuruluşları bu yalan haberi yaymıştı.

Diğer yandan videoda yer almadığı artık netleşse de Hedis Necefi’nin öldüğü de kesinleşmiş durumda. 21 Eylül’deki gösteriler sırasında Kerec ilçesinde güvenlik güçlerinin ateş açması sonucu vücudunun çeşitli yerlerinden yaralanan 20 yaşındaki Hedis Necefi, ilçedeki Kaim Hastanesi’ne kaldırıldıktan sonra hayatını kaybetti.

İran’da kadınlara nasıl muamele yapılıyor?

İran, Afganistan’daki Taliban rejimi dışında kamusal alanda başörtüsü takmayı zorlayan tek ülke.

İranlı kadınların eğitime tam erişimi var, ev dışında çalışıyor ve kamu görevlerinde bulunuyorlar. Ancak, başörtüsü takmanın yanı sıra uzun, bol elbiseler de dahil olmak üzere halka açık yerlerde “mütevazı” giyinmeleri gerekiyor. Evli olmayan erkek ve kadınların birbirine yakın durması ve teması yasak.

1979 İslam Devrimi’nden sonraki günlere dayanan kurallar, “devletin her kademesinde yolsuzluk ve rüşvet gibi durumların aleniyet kazandığı ülkede” ahlak polisi tarafından uygulanıyor.

Resmi olarak Rehberlik Devriyesi olarak bilinen bu birimler, halka açık alanlarda geziyor ve hem erkeklerden hem de kadınlardan oluşuyor.

Uygulama, bir noktada ahlak polisini aşırı saldırgan olmakla suçlayan ve nispeten ılımlı olan eski Cumhurbaşkanı Hassan Ruhani döneminde yumuşatıldı. 2017 yılında kadınların kıyafet kurallarını ihlal ettikleri için tutuklanmayacağı sadece uyarılacağı açıklandı.

Ancak geçen yıl seçilen sert görüşlü Reisi yönetiminde, ahlak polisinin ajanları farklı bir uygulamaya geçti.

BM insan hakları ofisi, son aylarda genç kadınların yüzlerine tokat atıldığını, coplarla dövüldüklerini ve polis araçlarına alındıklarını söylüyor.

Paylaşın

İran’da ‘Mahsa Amini’ Protestoları Yayılıyor: 7 Ölü

Geçtiğimiz hafta Tahran’da “tesettüre uygun olmayan” giyimi gerekçesiyle gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybeden 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin ölümü sonrasında Cumartesi’den beri süren protestolarda toplam yedi kişinin öldürüldüğü bildirildi.

İnsan hakları grubu Hengaw’ın raporlarına göre, üçü Salı günü olmak üzere, huzursuzluğun özellikle yoğun ve ölümcül olduğu ülkenin kuzeybatısındaki bölgeler ve dolaylarında güvenlik güçlerince yedi protestocu öldürüldü.

Yetkililer, protestocuların güvenlik güçlerince öldürdüğünü reddediyor.

Hengaw ayrıca protestoların yayıldığı bölgelerde internet erişiminin kesildiğini açıkladı. İnternet yasakları gözlemevi NetBlocks, İran’ın genellikle engellemediği tek büyük sosyal medya platformu olan Instagram’a erişimi kısıtladığını söyledi. NetBlocs’tan bir üst düzey yetkili, son zamanlarda İnstagram’ın ülkede yaklaşık 48 milyon kullanıcıya ulaştığını söyledi.

İran İletişim Bakanı yetkililerin güvenlik nedenleriyle internet hizmetlerini kesintiye uğratabileceğini söylediği demecinin yayılmasından sonra sözlerinin yanlış alıntılandığını söyledi.

Amini’nin öldürülmesi huzursuzlukları keskinleştirdi

Amini’nin ölümü, İslam Cumhuriyeti’ndeki özgürlükler ve yaptırımlarla sarsılan ekonominin de içinde olduğu birçok konuda öfkenin açığa çıkmasına neden oldu. Kadınlar protestolar sırasında hicablarını yakarken, kimileri de sokakta saçlarını kesti.

Cumartesi günü Amini’nin cenazesinde başlayan protestolar, güvenlik güçlerinin tepkileri  bastırmaya çalışması nedeniyle ülkenin pek çok kentine yayıldı.

Dini Lider Ayetullah Ali Hamaney, Çarşamba günü, 1980-88 İran-Irak savaşını anmak için  yaptığı konuşmada, su kıtlığı nedeniyle geçen yıl sokak çatışmalarından bu yana İran’ın en büyük huzursuzluklarından biri olan protestolardan söz etmedi.

Hamaney’in yüksek yardımcılarından biri bu hafta Amini’nin ailesine başsağlığı diledi, davayı takip edeceğine söz verdi ve ruhani liderin genç kadının ölümünden etkilendiğini ve acı duyduğunu söyledi.

Şiraz’da bir polis, Kirmanşah’ta iki gösterici öldürüldü

Resmi IRNA haber ajansı, Salı günü güneydeki Şiraz kentinde “Bazı kişilerin polislerle çatışmaya girmesi sonucunda bir yardımcı polisin öldüğünü, dört polis memurunun da yaralandığını” haber verdi. Bir yetkili de Şiraz’da 15 protestocunun tutuklandığını söyledi.

Kirmanşah Savcısı Salı günü çıkan ayaklanmalarda iki kişinin öldürüldüğünü söyledi. Yarı resmi Fars haber ajansının aktardığına göre, savcı Karami, “Bunun devrim karşıtı unsurlar tarafından yapıldığından eminiz çünkü kurbanlar güvenlik aygıtının envanterinde olmayan  silahlarla öldürüldü.” dedi.

Kürdistan polis şefi, yarı resmi Tasnim haber ajansına Çarşamba günü yaptığı açıklamada, bu hafta başlarında Kürdistan eyaletinde dört kişini öldürüldüğünü doğruladı. Öldürülenlerin güvenlik güçlerinin kullanmadığı bir tür kurşunla vurulduklarını söyleyen yetkili, “çetelerin” ölümleri polis ve güvenlik görevlilerine yıkmayı amaçladığını ileri sürdü.

Hengaw, son dört gün içinde hükümet güçlerinin “doğrudan ateşi” sonucu öldüğünü açıkladığı yedi protestocunun yanı sıra toplam 450 kişinin de yaralandığını söyledi. Reuters, kayıp raporlarını bağımsız kaynaklara doğrulatamadı.

“Diktatöre ölüm”

Sosyal medyada paylaşılan videolar da göstericilerin İslam Cumhuriyeti’nin alametlerine zarar verdiğini ve güvenlik güçleriyle karşı karşıya geldiğini gösteriyor.

Bir videoda, kuzeydeki Sari kentinde İran İslam Cumhuriyeti’nin kurucusu Ayetullah Ruhullah Humeyni’nin belediye binasının cephesini kaplayan resmini yırtan bir adam görüntülendi.

Yarı resmi ISNA haber ajansı, birçok kentte toplam 12 ambulansın saldırıya uğradığını ve bankaların ve kamu binalarının zarar gördüğünü söyledi. Protestocular ambulansların polis taşımak ve göstericileri gözaltına almak için kullanıldıklarını söylediler

1500 tasvir tarafından paylaşılan bir videoda, Çarşamba günü Tahran’da yüzlerce kişi Tahran Üniversitesi’nde “diktatöre ölüm” diye bağırarak yeniden miting yaptı.

Devlet medyası ve yetkililer, protstoları “devrim karşıtı unsurlar”ca gerçekleştirilen ayaklanmalar olarak tanımlıyor.

İran Devrim Muhafızları çatısı altındaki paramiliter Basiç teşkilatı üyeleri Çarşamba günü Tahran’da gösteicilere karşı gösteri yaptılar.  “Ahlak polisi bahane, hedefleri rejimin kendisi” sloganları attılar.

Paylaşın

Toplantı Ve Gösteri Yürüyüşü Yönetmeliğinde Değişiklik

İçişleri Bakanlığı, ‘Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’te değişikliğe gitti. Değişiklik, Danıştay 10. Dairesi’nin 2020’de bu yönde verdiği karar doğrultusunda yapıldı.

Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) yönetmeliğin 3, 4, 5, 8, 9 ve 10’uncu maddelerin iptali istemiyle Danıştay 10. Dairesinde dava açmıştı. Ancak Danıştay, “vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak” ibaresini oy birliğiyle iptal etmişti.

Danıştay’ın iptaline konu olan hüküm, “il ve ilçelerde toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergahının kamu düzenini ve genel asayişi bozmayacak ve vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak şekilde” belirlenmesini öngörüyordu.

Yönetmeliğin ‘toplantı yeri ve gösteri yürüyüşü güzergahının belirlenmesini’ içeren üçüncü maddesinin birinci fıkrasının ‘a bendinde’ yer alan “vatandaşın günlük yaşamını zorlaştırmayacak” ifadesini, “vatandaşların günlük yaşamını aşırı ve katlanılamaz derecede zorlaştırmayacak” olacak şekilde değiştirdi. ‘Ç bendinde’ yer alan “ve vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak” ibaresini de yürürlükten kaldırdı.

Söz konusu değişiklik sonrasında madde şöyle oldu:

Madde 3: Toplantı Yeri ve Gösteri Yürüyüşü Güzergahının Belirlenmesi

Toplantı ve gösteri yürüyüşleri, tüm il ve ilçe sınırları içerisinde aşağıdaki hükümlere uyulmak şartıyla her yerde yapılabilir.

a) İl ve ilçelerde toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhı, kamu düzenini ve genel asayişi bozmayacak, vatandaşların günlük yaşamını aşırı ve katlanılamaz derecede zorlaştırmayacak şekilde ve Kanunun 22’nci maddesinin birinci fıkrasında sayılan sınırlamalara uyulması kaydıyla Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan siyasi partilerin il ve ilçe temsilcileri ile güzergâhın geçeceği ilçe ve il belediye başkanlarının, en çok üyeye sahip üç sendikanın ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının il ve ilçe temsilcilerinin yazılı görüşleri alınarak her yıl Ocak ayında mahallin en büyük mülki amiri tarafından belirlenir. Kamu düzeni ve genel asayişin temini bakımından zorunluluk olan hallerde toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhı yıl içerisinde aynı usulle değiştirilebilir. İl ve ilçenin büyüklüğü, gelişmişliği ve yerleşim özellikleri dikkate alınarak birden fazla toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhı belirlenebilir.

b) Belirlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhı yerel gazeteler ile valilik ve kaymakamlık internet sitelerinden ilan edilerek halka duyurulur. Ayrıca, kuvvet talep edilecek askeri birlik komutanlığına da bildirilir.

c) Toplantı ve gösteri yürüyüşleri yer ve güzergâhı hakkında sonradan yapılacak değişiklikler de aynı yöntemle yapılır. Bu değişiklikler duyurudan on beş gün sonra geçerli olur.

ç) Birden fazla toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhının belirlendiği il ve ilçelerde düzenleme kurulu, kamu düzenini ve genel asayişi bozmayacak şekilde belirlenen yer ve güzergâhlardan birisini tercih edebilir.

Paylaşın

Kazakistan’daki Protestolarda 225 Kişi Hayatını Kaybetti

Kazakistan’daki protestolar sırasında 19’u güvenlik görevlisi 225 kişinin hayatını kaybettiği duyuruldu. Kazakistan Başsavcılığı, hayatını kaybedenlerden bir kısmının “silahlı çete mensubu” olduğunu öne sürdü.

Kazakistan Başsavcılığı temsilcisi Serik Şalabayev, ülkedeki protestolarda çıkan şiddet olaylarında 225 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. “Olağanüstü hal sırasında 225 kişinin cenazesi morglara teslim edildi” diyen Kazak yetkili, hayatını kaybeden 225 kişiden 19’unun polis ve asker olduğunu belirtti. Şalabyev, açıklamasında hayatını kaybeden göstericilerden bir kısmının “terör saldırılarına karışmış silahlı çete mensubu” kişiler olduğunu öne sürdü.

Şalabayev, 4 bin 300 kişinin ise yaralandığını açıkladı. Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, 2 bin 600 kişi hastanelerde tedavi gördüğü, bunlardan 67’sinin sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu bildirildi. 9 Ocak’ta yapılan açıklamada, ölü sayısının 160 olduğu duyurulmuştu.

Ne olmuştu?

Kazakistan’da Ocak ayı başındaLPG fiyatlarına yapılan zama tepki olarak başlayan protestolar, hükümete karşı gösterilere dönüşmüştü. Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, protestoları”darbe girişimi” olarak nitelendirmiş ve terör örgütleri tarafından organize edildiğini savunmuştu.

Gözlemcilere göre, son dönemde meydana gelen huzursuzluklar, ülke yönetimdeki bir iktidar mücadelesine işaret ediyor. Tokayev, 2019 yılında demokratik bir iktidar değişikliği ile yönetimi ülkede 30 yıl boyunca iktidarı elinde bulunduran Nursultan Nazarbayev’den devralmıştı. Protestolar sonrası Tokayev Nazarbayev’i ülkede “zengin bir elit kesime imtiyazlar tanındığı” sözleriyle eleştirirken Nazarbayev’e yakınlığıyla bilinen Kazakistan Ulusal Güvenlik Komitesi Eski Başkanı Kerim Masimov da “devlete ihanet” şüphesiyle tutuklanmıştı.

Paylaşın

Kazakistan’daki Protestolarda 164 Kişi Hayatını Kaybetti

Kazakistan’daki hükümet karşıtı gösterilerde en az 164 kişi hayatını kaybetti. Daha önce protestolarda 44 kişinin öldüğü duyurulmuştu. Cumhurbaşkanlığı da bugün yaptığı açıklamada, “önemli sayıda yabancı uyruklunun da içerisinde yer aldığı” 6 binden fazla kişinin tutuklandığını duyurdu.

Kazakistan İçişleri Bakanlığı’ndan bu sabah yapılan açıklamada da ülkede çıkan olaylarda 16 emniyet mensubunun hayatını kaybettiği, bin 300 polis, asker ve diğer emniyet görevlileri ile yakınlarının da yaralandığı kaydedildi. Daha önce yapılan açıklamalarda 16’sı emniyet görevlisi olmak üzere 40 kişinin hayatını kaybettiği belirtilmişti.

Kazakistan Cumhurbaşkanlığı’nın açıklamasında ayrıca ülkede kamu düzeninin yeniden sağlandığı ve göstericilerin işgal ettiği veya ateşe verdiği idari binalarda da kontrolün ele geçirildiği duyuruldu.

175 milyar euro maddi zarar oluştu

Habar 24 televizyonuna açıklamalarda bulunan İçişleri Bakanı Erlan Turgumbayev, gözaltına alınanlara, aralarında 100’den fazla alışveriş merkezine ve banka binasına saldırmak ve tahrip etmek gibi suçların da bulunduğu suçlamalar yöneltildiğini söyledi. Bakan, çoğu emniyet güçlerine ait olmak üzere 400 aracın da gösteriler sırasında tahrip edildiğini belirtti.

Şimdiye kadar meydana gelen olaylarda 175 milyar euro maddi zarar meydana geldiğini de duyuran İçişleri Bakanı, 100 kadar mağaza, dükkan ve banka şubesinin yağmalandığını açıkladı. İçişleri Bakanı Turgumbayev, ülkede kamu düzeni yeniden sağlanana kadar “terörle mücadele operasyonunun” süreceğini de kaydetti.

Normale dönüş için çabalar sürüyor

Rusya haber ajansı Tass’ın bildirdiğine göre de günlerdir gösterilerin damgasını vurduğu Kazakistan’da normale dönüş için çabalanıyor. Ajans, Kazakistan Ticaret Bakanlığı’na dayandırdığı haberinde halkın temel gıda maddeleri ihtiyacının karşılandığını, Enerji Bakanlığı’na dayandırdığı haberinde de enerji ve yakıt dağıtımının da yeniden başlandığını aktarıyor.

Gösterilerin merkezindeki Almatı’da bugün yaklaşık 30 marketin kapılarını yeniden açtığı, geçen hafta göstericiler tarafından kısa süre için işgal edilen havalimanının ise hâlâ kapalı olduğu, ancak yarın açılmasının beklendiği kaydedildi.

Silah sesleri duyulduğuna dair haberler

Rus televizyon kanalı Mir 24 ise Almatı’da bugün silah sesleri duyulduğunu, ancak bunun “emniyet güçlerinin uyarı ateşi olup olmadığının bilinmediğini” aktardı.

Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, Cuma günü emniyet güçleri ile orduya bağlı birliklere “terörist” ve “haydut” diye nitelediği göstericilere uyarmadan ateş etmeleri talimatı vermişti. Bunun, özellikle protesto gösterilerinin yoğunlaştığı Almatı’da çok sayıda sivilin hayatına kaybetmesine neden olmasından endişe ediliyor.

Masimov gözaltında

Kazakistan Ulusal Güvenlik Komitesi eski başkanı Karim Masimov’un darbe teşebbüsü iddiasıyla gözaltına alındı. Karim Masimov, ülkede şiddete dönüşen protesto eylemleri nedeniyle geçen hafta Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’in kararıyla görevden alınmıştı. Masimov’un başkanlığını yaptığı Ulusal Güvenlik Komitesi, eski Sovyetler Birliği’nden ayrılan ülkede Sovyet istihbaratı KGB’nin devamı niteliğinde bir teşkilat.

Kazakistan günlerdir, son senelerin en şiddetli protesto eylemlerini yaşıyor. Fosil enerji kaynakları açısından zengin olan ülkede LPG zammıyla başlayan gösteriler yıllardır otoriter şekilde yönetilen ülkede meydana gelen en şiddet olaylarına dönüştü. Yaklaşık 30 yıl Moskova’ya yakın Nursultan Nazarbayev tarafından yönetilen ülkede 2019’dan beri Kasım Cömert Tokayev devlet başkanlığı görevini yürütüyor. Eski devlet başkanı Nazarbayev döneminde bakanlık ve başbakanlık görevleri yapan Tokayev, son günlerde yaşanan olaylar üzerine ülkede önce olağanüstü hal ilan etmiş, daha sonra “dış güçlerin saldırısı” olarak nitelediği olaylar nedeniyle Rusya liderliğindeki Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) birliklerinin yardımını istemişti.

Kazakistan hakkında temel bilgiler

Nerede? Kazakistan kuzeyde Rusya, doğuda ise Çin’e komşu. Batı Avrupa büyüküğünde de bir yüz ölçüme sahip.

Neden önemli? Eski Sovyetler Birliği ülkesi olan Kazakistan’ın büyük çoğunluğu Müslüman. Ruslar ise azınlık. Öte yandan ülke küresel petrol rezervlerinin %3’ü ve önemli kömür ve gaz endüstrisi ile geniş maden kaynaklarına sahip.

Paylaşın

Myanmar’da protestolara kim liderlik ediyor?

Myanmar’da, Aung San Suu Kyi’nin hükümetini iktidardan uzaklaştıran askeri darbeye karşı protestolar, örgütlenmeyi güçleştirmeye ve hatta yasadışı hale getirmeye yönelik resmi çabalara rağmen son günlerde artmaya devam ediyor.

HABER MERKEZİ / Son günlerde artan ve yaygınlaşan protestolarla birlikte, Pazartesi günü ordu, ülkenin en büyük iki kentinde barışçıl halk protestolarını etkili bir şekilde yasaklayan kararnameler yayınladı.

Beşten fazla kişinin katıldığı mitingler ve toplantılar yasaklandı ve Cumartesi gününden bu yana binlerce insanın gösteri yaptığı Yangon ve Mandalay bölgelerine akşam 8 ile sabah 4 arasında sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Kısıtlamalar ve baskılar endişeleride artırdı.

Protestolara kim liderlik ediyor?

Protestoların çoğu herhengi bir parti veya örgütün çağrısı veya organizasyonuyla değil doğal olarak büyüdü. Bununla birlikte devrik lider Suu Kyi’nin Ulusal Demokrasi Birliği partisi başta olmak üzere sivil toplum kuruluşlarıda darbeye karşı çıktılar.

Ayrıca darbeden kısa bir süre sonra, “ Sivil İtaatsizlik Hareketi ” başlıklı bir Facebook sayfası barışçıl protesto çağrıları yapmaya başladı. Sayfanın şu anda 230.000’den fazla takipçisi var ve onunla ilişkili hashtagler twitter kullanıcıları tarafından yaygın olarak kullanılıyor.

Sağlık çalışanları da kırmızı kurdeleler takarak, işaretler taşıyarak ve diğer sağlık personelini devlet tarafından işletilen sağlık tesislerinde çalışmamaya çağırarak bir protesto kampanyası başlattı.

Hafta sonu sokak protestoları, daha çok sivil toplum kuruluşlarının (sendikalar, meslek örgütleri, öğrenci grupları) yoğun katılımını içeriyordu. Yangon sakinleride, geceleri şehrin dört bir yanında tencere ve tavaları birbirine vurarak muhalefetlerini dile getirdiler.

Engeller nelerdir?

Protestocular için en büyük zorluklardan biri ordunun iletişimi engelleme girişimleri oldu. Yetkililer ilk olarak Myanmar’da 22 milyondan fazla kullanıcısı olan Facebook’un peşine düştüler, ancak protestocular veya protestoya destek verenler Twitter gibi diğer sosyal medya platformlarını kullanmaya başladı.

Telefon hizmeti veya internet erişiminin kesildiği yerlerde birebir iletişim yöntemiyle çoğu askeri yönetime karşı önceki protestolarla aynı olan yöntemler geliştirildi.

Protestolar devam edecek mi?

Şimdiye kadar protestocular, gösterilere getirilen yeni kısıtlamalara rağmen, kararlılıklarından bir şey kaybetmemiş görünüyor. Yine de bazı protestocular, ordunun 2007 ve 1988’deki gibi protestoları sona erdiremek zemin hazırladığından endişe duyuyor. 2007 ve 1988’deki protestolarda ordu çok sert önlemler almıştı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nde hukuk danışmanı olan Linda Lakhdhir, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, ordunun askeri kararların yanı sıra halihazırda yürürlükte olan diğer yasaların ihlalini bir baskı için gerekçe olarak kullanmaya çalışabileceğini söyledi.

Paylaşın