Pakistan, 20 Günde 400 Bin Afgan Göçmeni Sınır Dışı Etti

Pakistan, son 20 günde ülkeden ayrılıp Afganistan’a dönen belgesiz göçmen sayısının 400 bin olduğunu açıkladı. Taliban hükümeti sözcüsü Zabihullah Mücahid, İslamabad tarafından açıklanan rakamı teyit etti.

Sınır dışı işlemleri, uluslararası ve yerel insan hakları gruplarının sert eleştirilerine maruz kalıyor. Ancak Pakistan yönetimi, uluslararası toplumdan gelen tüm uyarı ve eleştirilere rağmen geri adım atmıyor.

Euronews Türkçe’den Mustafa Bag’in haberine göre; Pakistanlı yetkililer, ülkedeki yasa dışı yabancılara yönelik devam eden baskınlarda şu ana kadar yüz binlerce Afganistan vatandaşının ülkelerine döndüğünü açıkladı.

İslamabad yönetimi, Pakistan genelinde çoğunluğu Afganistan vatandaşları olmak üzere 1,7 milyon belgesiz kişiye 31 Ekim’e kadar ülkeyi terk etme talimatı vermiş aksi takdirde zorla sınır dışı edilecekleri tehdidinde bulunmuştu.

Mülteci olarak resmi kaydı bulunan 1,4 milyon Afgan’ın endişelenmesine gerek olmadığını belirten Pakistan makamları, söz konusu uygulamanın sadece belgesiz kişileri etkilediğini kaydetti.

Yetkililer, geçen 20 günde ülkeden ayrılıp Afganistan’a dönen belgesiz göçmen sayısının 400 bin olduğu bilgisini verdi. Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Taliban hükümeti sözcüsü Zabihullah Mücahid, İslamabad tarafından açıklanan rakamı teyit etti.

Mücahid, AP’ye verdiği mülakatta, Afgan vatandaşı göçmenlerin çoğunun ülkeye dönmek için Turham ve Spin Buldak sınır kapılarını kullandığını dile getirdi.

Pakistan’da polis 1 Kasım’dan bu yana kapı kapı dolaşarak göçmenlerin belgelerini kontrol ediyor. Pakistanlı yetkililer daha önce baskıların ülkedeki tüm yabancıları kapsadığını söylemişti, ancak bu durumdan etkilenenlerin çoğunun Afgan vatandaşları olduğu biliniyor.

Dünya Sağlık Örgütü, İslamabad’ın planı çerçevesinde 1,3 milyon Afgan’ın daha ülkesine dönmesinin beklendiğini belirterek kötüleşen hava koşullarına dikkati çekmişti.

Sınır dışı işlemleri, uluslararası ve yerel insan hakları gruplarının sert eleştirilerine maruz kalıyor. Ancak Pakistan yönetimi, uluslararası toplumdan gelen tüm uyarı ve eleştirilere rağmen geri adım atmıyor.

Paylaşın

Pakistan, 200 Binden Fazla Afganistanlı Sığınmacıyı Sınır Dışı Etti

“Şimdiye kadar 200 binden fazla Afgan sığınmacı ülkesine iade edildi” diyen Pakistan İçişleri Bakanı Bugti, sınır dışı işlemlerini Pakistan’ın Afganistan sınırındaki iki eyaleti olan Belucistan ve Hayber Pahtunhva’daki sınır kapılarından sorunsuz biçimde gerçekleştiğini belirtti.

Pakistan hükümetinin verdiği sayılara göre ülkede yaşayan Afgan sığınmacıların sayısı yaklaşık 4 milyon 400 bin. 1 milyon 700 bin civarında sığınmacının ise geçerli izin belgeleri olmadan ülkede ikamet ettikleri kaydediliyor.

Afgan sığınmacılara “gönüllü geri dönüş” için verilen sürenin 1 Kasım tarihinde dolması üzerine Pakistan hükümeti, sığınmacıları sınır dışı etme işlemlerini hızlandırdı. Pakistan İçişleri Bakanı Senatör Sarfraz Bugti Alman haber ajansı dpa’ya yaptığı açıklamada, “Şimdiye kadar 200 binden fazla Afgan sığınmacı ülkesine iade edildi” dedi.

Pakistan İçişleri Bakanı Bugti, sınır dışı işlemlerini Pakistan’ın Afganistan sınırındaki iki eyaleti olan Belucistan ve Hayber Pahtunhva’daki sınır kapılarından sorunsuz biçimde gerçekleştiğini belirtti.

Pakistan hükümetinin verdiği sayılara göre ülkede yaşayan Afgan sığınmacıların sayısı yaklaşık 4 milyon 400 bin. 1 milyon 700 bin civarında sığınmacının ise geçerli izin belgeleri olmadan ülkede ikamet ettikleri kaydediliyor.

Pakistan hükümeti, belgesi olmayan ya da yasa dışı olarak bulunan Afgan sığınmacıların ülkelerine iade edileceğini geçen ay duyurmuştu. Bu adım, Birleşmiş Milletler (BM), Batılı ülkeler ve uluslararası insan hakları grupları tarafından eleştirilmişti. Pakistan hükümetinin ikamet izni olmayan sığınmacılara gönüllü geri dönüş için verdiği süre 1 Kasım tarihinde doldu.

Taliban’ın yönetimde olduğu Afganistan’da İçişleri Bakanlığı Cuma akşamından Cumartesi sabahına kadar geçen sürede, “zorla sınır dışı edilen” yaklaşık 57 bin Afgan vatandaşının ülkeye girdiğini açıkladı.

Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü, sınır dışı edilmesi beklenenler arasında yaklaşık 200 Afgan gazetecinin de bulunduğunu duyurdu. Örgüt gazetecilerin Afganistan’a iade edilmeleri halinde hayatlarının da tehlike altına gireceğini kaydetti. Taliban’ın 2021 yazında ülkede iktidara gelmesinin ardından çok sayıda gazeteci ülkeyi terk etmiş ve Pakistan’a sığınmıştı.

Pakistan kararını ülkeye sınır ötesinden gelen saldırılarla ilişkilendirip, İslamcı militanların düzenlediği saldırıların ve suç olaylarının ülke güvenliğini bozduğunu ileri sürüyor. Afganistan ise bu suçlamaları reddediyor. Taliban hükümetinde başbakan görevini üstlenen Molla Hasan Ahund sınır dışı işlemlerine karşı çıkarak “Bu tüm prensiplere yüzde yüz aykırı, gelin yüz yüze konuşalım” dedi.

Paylaşın

Sığınmacı Sayısı 114 Milyona Ulaşarak Yeni Rekor Kırdı

Birleşmiş Milletler (BM), dünya genelinde sığınmacı sayısının 114 milyona ulaşarak yeni bir rekor kırdığını açıkladı. BM, sığınmacıların üçte birini Afganistan, Suriye ve Ukraynalıların oluşturduğu bilgisini de verdi.

Birleşmiş Milletler (BM) ayrıca, dünya genelinde evlerini terk etmek zorunda kalan insanların yarısından fazlasının ülke dışına çıkmadığını açıkladı.

DW Türkçe’de yer alan habere göre; Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), dünya genelinde sığınmacı sayısının şu ana kadarki en yüksek seviye olan 114 milyona ulaştığını açıkladı.

BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi, “Şu günlerde dünyada gözler Gazze’deki insani felakete çevrilmiş durumda. Ancak dünya genelinde çok sayıda çatışma yayılıyor veya patlak veriyor” dedi. Grandi Cenevre’de yaptığı açıklamada, yılın ilk yarısında Ukrayna, Sudan, Myanmar ve Kongo Cumhuriyeti’ndeki savaş ve çatışmaların insanları ülkelerini terk etmeye zorladığını kaydetti.

Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, Afganistan’daki insaki krizin yanı sıra kuraklık, sel gibi çevresel sorunlar ile Somali’deki güvenlik sorunları da çok sayıda insanı göçe zorladı.

BM Gazze Şeridi’nde İsrail ile Hamas arasındaki çatışmalara ilişkin bilgilere de verdi. BM’nin verilerine göre, Hamas’ın İsrail’e saldırı düzenlediği 7 Ekim’den sonra başlayan İsrail hava saldırıları nedeniyle 2 milyon 400 bin nüfuslu Gazze Şeridi içinde evini terk ederek yer değiştirmek zorunda kalan insanların sayısı 1 milyon 400 bine ulaştı.

UNHCR, dünya genelinde evlerini terk etmek zorunda kalan insanların yarısından fazlasının ülke dışına çıkmadığını açıkladı. BM, şu anda dünya genelindeki sığınmacıların üçte birini Afganistan, Suriye ve Ukraynalıların oluşturduğu bilgisini verdi.

Paylaşın

Pakistan, 50 Binden Fazla Afgan Göçmeni Sınır Dışı Etti

Ülkede düzensiz göçmen statüsünde yaşayan 1,7 milyon Afgana, 31 Ekim’e kadar Afganistan’a dönme çağrısında bulunan Pakistan, 50 binden fazla Afgan göçmeni sınır dışı etti.

Haber Merkezi / Pakistan’ın Afganistan sınırındaki Belucistan Eyaleti Enformasyon Bakanı Jan Achakzai, sınırdışı edilmelere ilişkin yaptığı açıklamada, yasadışı göçle mücadeleye dikkat çekti.

Achakzai açıklamasının devamında, iktidarın aldığı belgesiz göçmenleri sınırdışı etme kararının altını çizdi.

Edinilen bilgilere göre; Belucistan yönetimi, eyalet genelinde yasa dışı göçmenlerin varlığını tespit etmek için özel bir şube görevlendirdi.

Pakistan İçişleri Bakanı Sarfraz Bugti, ülkede yasa dışı olarak bulunan göçmenlerin toplu gözaltı veya zorla sınır dışı edilmeye maruz kalmamak için 1 Kasım öncesi gönüllü olarak ülkelerine geri dönmeleri gerektiğini söylemişti.

Bakan Bugti ayrıca, hükümetin belgesiz göçmenlerin mal ve mülklerine el koymayı planladığını ve bu durumda olan göçmenlerle ilgili bilgi verecek vatandaşları ödüllendirmek için de özel bir telefon hattı kuracağını aktarmıştı.

Birleşmiş Milletler (BM), Pakistan’ın ülkede bulunan Afganları zorla sınır dışı etmesinin, ailelerin ayrılması ve reşit olmayanların sınır dışı edilmesi de dahil olmak üzere ciddi insan hakları ihlallerine yol açabileceğine dikkat çekmişti.

Pakistan, ülkede düzensiz göçmen statüsünde yaşayan 1,7 milyon Afgana, 31 Ekim’e kadar Afganistan’a dönme çağrısında bulunmuş, aksi takdirde kitlesel tutuklama ve sınır dışı uygulamalarının gerçekleştirileceğini bildirmişti.

Paylaşın

Almanya Göçmenler İçin Düğmeye Bastı: Hızla Sınır Dışı Edilecek

Almanya’da hükümet düzensiz göçle mücadele için ay sonuna kadar kabineden geçmesi amaçlanan yeni bir tedbir paketi hazırladı. Paket, suç işleyen ve iltica başvurusu kabul edilmeyenlerin ülkeden hızla sınır dışı edilmesi ve ülkede kalma şansı yüksek olanların çalışma hayatına katılmasının kolaylaştırması gibi düzenlemeleri içeriyor.

Düzenlemede Almanya’da iltica başvurusu reddedilen ancak sınır dışı edilmeleri ertelenerek geçici olarak kalmalarına izin verilen, yani “Müsamaha Belgesi” (Duldung) sahibi olanların çalışmasına ilişkin bir madde de yer alıyor.

Buna göre,  31 Aralık 2022’den önce gelmiş olan Müsamaha Belgesi sahiplerine çalışma izni için başvuruda bulunma hakkı tanınacak. Bu düzenleme şimdiye kadar 2018 sonuna kadar gelenlerin çalışma izni için başvurmasına imkan tanıyor, sonrasında gelenleri kapsamıyordu.

“Göç paketi”  yerel yönetimler ve onların bağlı olduğu 16 eyaletin yönetimlerinin son aylarda sıklıkla dile getirdiği eleştiriler, özellikle düzensiz göçle mücadele ve göçmen sayısının sınırlanması konusundaki talepler ışığında hazırlandı.

Almanya’ya düzensiz göçle mücadelede hükümet üzerindeki baskı artarken, Sosyal Demokrat Parti (SDP), Yeşiller ve Hür Demokrat Parti’den (FDP) oluşan koalisyon hükümeti ay sonuna kadar kabineden geçmesi amaçlanan yeni bir tedbir paketi hazırladı. Paket, suç işleyen ve iltica başvurusu kabul edilmeyenlerin ülkeden hızla sınır dışı edilmesi ve ülkede kalma şansı yüksek olanların çalışma hayatına katılmasının kolaylaştırması gibi düzenlemeleri içeriyor.

İçişleri Bakanı Nancy Faeser’in “göç paketi” diye nitelenen yasal düzenlemeye ilişkin hazırladığı taslağı dün hükümet üyesi partilere sunduğu bildirildi. Ay sonuna kadar üzerinde istişare edilecek paketin Ekim sonunda kabineden geçmesinin hedeflendiği belirtiliyor.

İçişleri Bakanı Faeser’in hazırladığı yasa taslağına göre, iltica başvurusu yapıp sığınmacı ilk kabul yurduna alınan kişilerin 9 yerine 6 ay sonra çalışabilmesinin önü açılacak. Bu konuda koalisyon ortakları SPD, Yeşiller ve FPD’nin uzlaşı sağladığı açıklandı. Başbakan Yardımcısı ve İklim Koruma ve Ekonomi Bakanı Robert Habeck, “Uzun süredir Almanya’da olan ilticacıların çalışması oldukça mantıklı olacaktır” diye konuştu.

Yasa taslağını hazırlayan İçişleri Bakanı Feaser de paketin, Almanya’da kalma şansı olmayan kişilerin ülkeyi daha hızlı terketmesinin ve ülkede kalma şansı olanların istihdama daha çabuk katılabilmesinin önünü açacağının altını çizdi.

Düzenlemeye göre, sığınmacılardan sorumlu yerel dairelerin sığınmacılara “çalışma müsamahası” vermesi de söz konusu. Şimdiye kadar bunun verilmesi “mümkün” kategorisindeydi, yani verip vermeme kararı sorumlu dairenin takdir yetkisine bırakılıyordu. Yasayla bu iznin verilmesi kurala bağlanmış olacak.

Düzenlemede Almanya’da iltica başvurusu reddedilen ancak sınır dışı edilmeleri ertelenerek geçici olarak kalmalarına izin verilen, yani “Müsamaha Belgesi” (Duldung) sahibi olanların çalışmasına ilişkin bir madde de yer alıyor. Buna göre, 31 Aralık 2022’den önce gelmiş olan Müsamaha Belgesi sahiplerine çalışma izni için başvuruda bulunma hakkı tanınacak. Bu düzenleme şimdiye kadar 2018 sonuna kadar gelenlerin çalışma izni için başvurmasına imkan tanıyor, sonrasında gelenleri kapsamıyordu.

Bakan Faeser, hazırlanan düzenlemeyle ayrıca suç işleyen ve bir yıldan fazla ceza alanların da ülkeden sınır dışı edilmesini kolaylaştırmasını hedefliyor. Daha kolay sınır dışı edilme kuralının insan kaçakçıları için de geçerli olacağı kaydedildi. Sınır dışı edilmek üzere gözaltında tutma süresi de 10 günden 28 güne çıkarılacak.

Düzenleme, yerel yönetimlerin talepleri ışığında hazırlandı

İçişleri Bakan Feaser, ay sonunda kabinede onaylanması beklenen yasal düzenlemeyle, geçen yıl Almanya’ya gelen ve sayısı 1 milyon 100 bini geçen Ukraynalı sığınmacılar ile savaş ve terörün yaşandığı dünyanın diğer bölgelerinden gelen, korunmaya muhtaç kişilere hakkıyla yardım etme sorumluluğunun yerine getirebileceğinin de altını çizdi. Faeser, bunun rakamlar göz önünde bulundurulduğunda yerel yönetimler ve toplum için hiç kolay olmadığını da tekrar vurguladı.

“Göç paketi” yerel yönetimler ve onların bağlı olduğu 16 eyaletin yönetimlerinin son aylarda sıklıkla dile getirdiği eleştiriler, özellikle düzensiz göçle mücadele ve göçmen sayısının sınırlanması konusundaki talepler ışığında hazırlandı.

Almanya’daki yerel yönetimler, sadece Ukraynalı sığınmacıların barınma, çocuklarının yuva ve okul ihtiyacı, sağlık ve yaşlılarının bakım hizmeti, Almanca kursları ve istihdam piyasasına dahil edilmesi için yapılması gerekenlerin kendilerini kapasitelerinin sınırına dayandırdığını dile getirerek çözüm talep ediyor. Ukraynalılara ilaveten başta Suriye, Afganistan ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olmak üzere gelen düzensiz göçmen sayısı da rekor seviyede. Yerel yönetimler sadece maddi yüke değil, alt yapı ve personel eksikliğine de dikkat çekerek federal hükümetten sıkı bir tedbir paketi talep ediyor.

Göç konusunda muhalefet partileri de hükümeti baskı altına alıyor. Geçen hafta yüzölçümü açısından en büyük eyalet olan Bavyera’da ve ekonominin kalbinin attığı Hessen eyaletinde parlamento seçimleri yapılmış, her ikisinde de iktidar ortağı partiler hezimete uğramıştı. İki eyalette de ana muhalefet bloku Hristiyan Birlik (CDU/CSU) birinci güç olurken, göçün damgasını vurduğu seçimlerde İslam ve göç karşıtı Almanya İçin Alternatif (AfD) partisi her iki eyalette de oylarını artırmıştı.

Göç konusunda yarın Başbakanlıkta bir zirve düzenlenecek. Başbakan Olaf Scholz’un Eyalet Başbakanları Konferansı dönem başkanı Hessen Başbakanı Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) üyesi Boris Rhein ile dönem başkanlığını ona devreden Sosyal Demokrat Parti (SPD) üyesi Aşağı Saksonya Başbakanı Stephan Weil ile görüşecek. Söz konusu zirveye ana muhalefet lideri Friedrich Merzin de katılacağı açıklandı. Öncesinde Almanya’daki 16 eyaletin başbakanları bu akşam biraraya gelerek iki günlük istişare görüşmelerine başlayacak.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Bakan Yerlikaya: Türkiye’de 4 Milyon 711 Bin 622 Düzenli Göçmen Var

İstanbul’da medya temsilcileriyle bir araya gelen Bakan Yerlikaya, Türkiye’de 4 milyon 711 bin 622 düzenli göçmen bulunduğu verisini paylaşarak, bunlardan 3 milyon 274 bin 59’unun geçici koruma altındaki Suriyeliler olduğunu söyledi.

Haber Merkezi / İkamet izinli yabancı sayısının 1 milyon 150 bin 386 olduğunu aktaran Bakan Yerlikaya, 287 bin 177 kişinin de uluslararası koruma kapsamında olduğunu söyledi.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İstanbul’daki medya temsilcileriyle bir araya geldi. Bakan Yerlikaya, Türkiye’deki göçmenlere ve göçmen kaçakçılığına ilişkin verileri paylaştı. Yerlikaya, konuya ilişkin şu verileri paylaştı:

“Çağımızın küresel sorunlarını başında göç var. Türkiye de bu sorunla mücadelesini sürdürüyor. Geçici koruma altındaki Suriyeli sayısı 3 milyon 274 bin. İkamet izinli yabancı sayısı 1 milyon 150 bin. 281.177 uluslararası koruma altındaki yabancı bulunuyor.

2.937 operasyonda 3.975 göçmen kaçakçısı yakalandı 1.225’i tutuklandı. 112.404 düzensiz göçmen yakalandı. Bunlardan 48.339’u ülkelerine gönderildi… İstanbul’da 304 operasyon yapıldı. Yakalanacağını anlayıp ayrılan ya da ikamet süresi biten 120 bin 531 yabancı ülkemizden ayrıldı.

Hudut birliklerimizin başarılı çalışmaları ile 120 günde 80.946 göçmenin sınırdan girişi engellendi. İstanbul’da bugüne kadar düzensiz göçmenlere yönelik 304 operasyonlarda 94 şüpheli tutuklandı. Operasyonlarda 42.257 göçmen yakalandı şimdiye kadar.

4 milyon 711 bin 622 düzenli göçmen bulunuyor. Pilot şehir olan İstanbul’da 20 mobil göç noktasını çektik ve bunların yerine araç verdik. Ankara İzmir, Bursa ve Adana’da olmak üzere toplamda 50 mobil araç bulunuyor.

Bu çalışmalarımız sonucunda düzensiz göçmenler artık yeni göç rotası arayışına girdi. Organizatörler “Türkiye’de artık sıkı denetim var, gitmeyin” diyorlar. 120 günde bu noktaya gelindi. Algı çok önemli.”

“38 mafya tipi çete çökertildi”

Bakan Yerlikaya ayrıca, organize suç örgütleriyle mücadelenin aralıksız süreceğini belirterek, “120 günde 378 operasyonda 2874 şüpheli gözaltına alındı 702’si tutuklandı. 38 mafya tipi çete çökertildi… Türkiye Yüzyılı’nda uyuşturucuyu küresel felaket olarak görüyoruz. Temel hedefimiz Türkiye’nin uyuşturucu için yasaklı bölge olarak görüyoruz.

Terörle eşdeğer buluyoruz. Uyuşturucu rotalarının rotasının değişmesi için mücadele ortaya koyarken topluma dönük bilinçlendirme faaliyetlerini artırıyoruz. Uyuşturucuya göz açtırmayacağız. Gölge gibi takipteyiz. Hepsinin bir bir tepelerine çöküp nefeslerini kesip adalete teslim edeceğiz” dedi.

Paylaşın

Türkiye’de Doğan Sığınmacı Bebek Sayısı Yarım Milyonu Geçti

İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanı Tarık Toros, Türkiye’de ikamet eden sığınmacıların dünyaya getirdikleri bebeklere ilişkin yaptığı açıklamada, sayının yarım milyonu aştığını söyledi.

Düzensiz göçle etkin mücadele yapıldığını öne süren Tarık Toros, “1 Kasım itibarıyla bütün büyük şehirlerimizde, 30 tane büyükşehrimizde mobil göç noktalarımızın tamamıyla yani 155 tane araçla, kolluk birimlerimizle birlikte bu faaliyeti hem yasal kalış hakkı olmayan düzensiz göçmenler açısından hem de Suriyelilerin kayıtlı oldukları vilayetlerine gönderilmeleri açısından ciddi bir kararlılıkla yürütmeye devam edeceğiz” dedi.

Göçmenleri geldikleri ülkeye geri göndermek için imzalanan geri kabul anlaşmaları hakkında da bilgi veren Toros, “Kaynak ülkelerle geri kabul anlaşmalarını yapıyoruz, toplam 16 ülkeyle geri kabul anlaşmamız var” dedi.

TBMM’nin yeni döneminde ilk toplantısını yapan Göç ve Uyum Alt Komisyonu’nda, düzensiz göçmenler ve geçici koruma altındaki sığınmacılar gündeme geldi. Birgün’den Hüseyin Şimşek’in haberine göre; Göç İdaresi Başkanı Tarık Toros, milletvekillerine “düzensiz göçle mücadele” konusunda sunum yaptı.

Türkiye’de ikamet eden sığınmacıların dünyaya getirdikleri bebeklere değinen Toros, sayının yarım milyonu aştığını bildirdi. Toros, “587 bin 600 civarında bir şey var, şu anki rakamlarımızda doğan bebekler… Yani bebeklere de ailesiyle beraber ailenin ayrılmaz parçası olduğu için onlara da belgeler verildiği için bu sayıların içerisinde zaten” dedi.

Göç İdaresi Başkanı Toros, göçmenleri geldikleri ülkeye geri göndermek için imzalanan geri kabul anlaşmaları hakkında da bilgi verdi. Toros, “Kaynak ülkelerle geri kabul anlaşmalarını yapıyoruz, toplam 16 ülkeyle geri kabul anlaşmamız var” dedi. Bu ülkeleri açıklamayan Toros, bunun yerine anlaşma yapmak istemeyenlerden söz etti.

En çok düzensiz göçmenin geldiği ülkeler arasında yer alan İran ve Afganistan’ın anlaşma yapmayı kabul etmediğini kaydeden Toros, “Şu an Afganistan’daki durum zaten hepinizin malumları olduğu üzeredir. Şu an yakaladığımız, geri kabul anlaşması olmasa bile bu ülkeye, yakalanan yasal kalış hakkı bulunmayan Afganların da diğer uyrukluların da diğer ülkelerde olduğu gibi geri gönderildiğini söyleyebilirim yani sınır dışı işlemleri devam ediyor” diye konuştu.

Düzensiz göçle etkin mücadele yapıldığını öne süren Toros, çalışmalarını anlattı. Toros, “1 Kasım itibarıyla bütün büyük şehirlerimizde, 30 tane büyükşehrimizde mobil göç noktalarımızın tamamıyla yani 155 tane araçla, kolluk birimlerimizle birlikte bu faaliyeti hem yasal kalış hakkı olmayan düzensiz göçmenler açısından hem de Suriyelilerin kayıtlı oldukları vilayetlerine gönderilmeleri açısından ciddi bir kararlılıkla yürütmeye devam edeceğiz” dedi.

Göç İdaresi Başkanı Tarık Toros ayrıca, 240 bin Suriyeliye vatandaşlık verildiğini de açıklamıştı.

Paylaşın

Pakistan’dan “Göçmen” Çıkışı: 1 Kasım’a Kadar Ülkeyi Terk Edin

Pakistan İçişleri Bakanı Sarfraz Bugti, ülkede yasa dışı olarak bulunan göçmenlerin toplu gözaltı veya zorla sınır dışı edilmeye maruz kalmamak için 1 Kasım öncesi gönüllü olarak ülkelerine geri dönmeleri gerektiğini kaydetti.

Bakan Bugti ayrıca, hükümetin belgesiz göçmenlerin mal ve mülklerine el koymayı planladığını ve bu durumda olan göçmenlerle ilgili bilgi verecek vatandaşları ödüllendirmek için de özel bir telefon hattı kuracağını aktardı.

Öte yandan Birleşmiş Milletler (BM), Pakistan’ın 2 milyona yakın “yasa dışı göçmeni” sınır dışı etmek için belirlediği süreye karşı çıkarak “geri dönüşün gönüllü olması ve herhangi bir baskı olmadan gerçekleşmesi gerektiğini” bildirdi.

Euronews Türkçe’den Mustafa Bag’in haberine göre; Pakistan, aralarında 1,7 milyon Afganistan vatandaşının da bulunduğu tüm belgesiz göçmenlere ülkeyi terk etmeleri talimatını verdi. İslamabad, aksi takdirde 1 Kasım’dan itibaren belgesiz yabancıların zorla sınır dışı edileceği tehdidinde bulundu.

Ordu destekli geçici hükümet, bu kararı, ülkede sene başından bu yana düzenlenen 24 intihar saldırısından 14’ünün Afganlar tarafından yapılması nedeniyle aldığını belirtti.

İçişleri Bakanı Sarfraz Bugti, talimatın Afganları hedef almadığını, ülkedeki göçmenlerin büyük çoğunluğunun Afgan olmasına rağmen tüm yabancıları kapsayacağını söyledi. Bugti, Pakistan’da yasa dışı olarak bulunan göçmenlerin toplu gözaltı veya zorla sınır dışı edilmeye maruz kalmamak için 1 Kasım öncesi gönüllü olarak ülkelerine geri dönmeleri gerektiğini kaydetti.

Bakan, hükümetin belgesiz göçmenlerin mal ve mülklerine el koymayı planladığını ve bu durumda olan göçmenlerle ilgili bilgi verecek vatandaşları ödüllendirmek için de özel bir telefon hattı kuracağını aktardı.

Ayrıca Pakistanlı bakan, ülkedeki yaklaşık 1,73 milyon Afgan vatandaşın kalmak için yasal belgeleri olmadığını ve Pakistan’da toplam 4,4 milyon Afgan mültecinin yaşadığını söyledi. Sarfraz Bugti, “Afganistan içinden saldırıya uğradığımıza ve Afganistan vatandaşlarının bize yönelik saldırılara karıştığına dair iki farklı görüş yok. Elimizde kanıtlar var.” diye konuştu.

Açıklama, İslamabad’ın geçen ay Taliban’la yaşanan sınır gerginliği sonrası Kabil’le bozulan ilişkilerinde yeni bir dip noktasına işaret ediyor. Ancak yetkililerin belgesiz göçmenlerin ülkeyi terk etmelerini nasıl sağlayabileceği ya da bu kişileri sınır dışı etmek için nasıl bulabileceği henüz bilinmiyor.

Birleşmiş Milletler’den karara tepki

Bu arada Birleşmiş Milletler, Pakistan’ın 2 milyona yakın “yasa dışı göçmeni” sınır dışı etmek için belirlediği süreye karşı çıkarak “geri dönüşün gönüllü olması ve herhangi bir baskı olmadan gerçekleşmesi gerektiğini” bildirdi.

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Sözcüsü Kayser Han Afridi, AA’ya yaptığı açıklamada, “Herhangi bir mülteci geri dönüşü gönüllü olmalı ve güvenlik arayışındakilerin korunmasını sağlamak için herhangi bir baskı olmadan yapılmalı.” değerlendirmesinde bulundu.

Pakistan, Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Taliban örgütünün en güçlü destekçisi konumunda. Batı destekli eski Afgan hükümeti döneminde, yetkililer, Afganistan’da düzenlenen intihar saldırılarının ardında Pakistan istihbaratının olduğu yönünde suçlamalar yöneltiyordu.

Sovyetler Birliği’nin 1979’da Afganistan’ı işgal etmesinin ardından savaştan kaçan Afganlar, ağırlıklı olarak Pakistan’a göç etti. Batılı bazı analistler Pakistan’ı, Taliban ve diğer silahlı militan grupları kendi topraklarında himaye ederek Afganistan’ı istikrarsızlaştırma girişimleri suçlamasıyla eleştiriyordu.

Paylaşın

2023’te 186 Bin Göçme Akdeniz Üzerinden Avrupa’ya Geçti

2023 yılında 186 bin göçmenin Akdeniz üzerinden Avrupa’ya gittiği açıklandı. Bu sayının bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 83 arttığı belirtildi. Göçmenlerin 130 bininin İtalya’ya gittiği vurgulandı.

Öte yandan Türkiye üzerinden deniz veya kara yoluyla Yunanistan’a geçen göçmenlerin sayısında da artış kaydedildi. Bu yılın başından 24 Eylül’e kadar geçen sürede 28 bin 679 düzensiz göçmen Türkiye üzerinden Yunanistan’a, dolayısıyla Avrupa Birliği’ne giriş yaptı. Bir önceki yıl bu sayı yaklaşık 18 bin 700 olarak kaydedilmişti.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) bu yılın Ocak ile Eylül ayları arasında yaklaşık 186 bin göçmenin Akdeniz üzerinden Avrupa’ya gittiğini açıkladı. UNHCR New York Ofisi Direktörü Ruven Menikdiwela, bu göçmenlerin 130 bininin İtalya’ya gittiğini, bu sayının bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 83 arttığını belirtti.

Menikdiwela, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde Perşembe günü yaptığı açıklamada 1 Ocak-24 Eylül tarihleri arasında hayatını kaybedenlerin ve kayıp olarak bildirilenlerin sayısının da 2 bin 500’ü aştığına dikkat çekti. Menikdiwela, bu sayının bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla neredeyse yüzde 50 arttığını da sözlerine ekledi.

Uluslararası Göç Örgütü (IOM) ise Akdeniz’deki ölü ve kayıpların sayısının 2 bin 700’ü aştığını bildirmişti. IOM, İtalya’nın yanı sıra Yunanistan’a giden göçmen sayısının arttığını belirtmiş, ancak bu sayıların 2015 yılındaki kadar yüksek olmadığını kaydetmişti.

Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, göçmenlerin 100 binden fazlası Tunus üzerinden Avrupa’ya ulaşmaya çalışıyor. Libya üzerinden Avrupa’ya gitmeye çalışan göçmenlerin sayısı ise 45 binden fazla. İtalya, Yunanistan ve İspanya’nın yanı sıra Kıbrıs ve Malta da göçmen taşıyan botların hedefindeki ülkeler arasında yer alıyor.

Menikdiwela, “Libya ve Cezayir’deki toplu sınır dışılar ile ırkçı saikle düzenlenen saldırılar ve nefret söylemi nedeniyle sığınmacı topluluklar arasında oluşan güvensizlik sonucunda” Tunus üzerinden Avrupa’ya gidenlerin sayısının arttığını ifade etti.

Türkiye üzerinden Yunanistan’a geçen düzensiz göçmenler

Yunanistan Göç Bakanlığı verilerine göre Türkiye üzerinden Yunanistan’a geçen düzensiz göçmenlerin sayısındaki artış da sürüyor. Bakanlık’tan Cuma günü yapılan açıklamada, 23-27 Eylül tarihleri arasında 1691 kişinin Yunan güvenlik güçleri tarafından yakalandığı belirtildi.

Ülkeye gelmeye çalışanların çoğunun erkek olduğunu kaydeden Yunanistan Sahil Güvenlik Teşkilatı, bu göçmenlerin Midilli, Sisam, Rodos, Keçi, (Pserimos), Bulamaç (Farmakonisi), İleryoz ve Sömbeki adalarında veya bu adaların kıyısında yakalandığını bildirdi.

Açıklamada, göçmenlerin sayısının artması nedeniyle Midilli, Sakız, Sisam, İstanköy ve İleryoz adalarındaki kayıt merkezlerinde kapasitenin neredeyse dolduğu belirtildi. Buna göre, toplam 15 bin 190 kişi kapasiteli kamplarda 27 Eylül itibarıyla 14 bin 433 sığınmacının bulunduğu kaydedildi. 1 Ocak 2023’te bu kamplarda toplam 4 bin 400 sığınmacı bulunuyordu.

UNHCR verilerine göre de Türkiye üzerinden deniz veya kara yoluyla Yunanistan’a geçen göçmenlerin sayısında artış kaydedildi. Bu yılın başından 24 Eylül’e kadar geçen sürede 28 bin 679 düzensiz göçmen Türkiye üzerinden Yunanistan’a, dolayısıyla Avrupa Birliği’ne giriş yaptı.

Bir önceki yıl bu sayı yaklaşık 18 bin 700 olarak kaydedilmişti. Yunanistan Sahil Güvenlik yetkilileri, Yunanistan’a gidenlerin sayısının daha yüksek olabileceği tahminini dile getiriyor.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye “Sığınmacı Desteği” 10 Milyar Euroyu Buldu

Avrupa Birliği’nin (AB) Türkiye’ye, ağırladığı sığınmacılar ve ev sahibi topluluklarla ilgili verdiği desteğe ilişkin yapılan açıklamada, söz konusu desteklerin 2011 yılından bu yana 10 milyar euroyu bulduğu belirtildi.

Türkiye’nin “dünyadaki en büyük mülteci topluluğunu ağırlayan ülke olmaya ve onların ihtiyaçlarını karşılama konusunda önemli çabalar göstermeye devam ettiği” ifade edilen açıklamada, AB Komisyonunun Komşuluk ve Genişlemeden Sorumlu Üyesi Oliver Varhelyi’nin şu sözlerine yer verildi:

“AB, Türkiye’deki mültecilerin ve ev sahibi toplulukların yanında olmaya devam edecek. Komisyon, üye ülkelere, sahadaki mevcut gerçeklere uygun, istikrar ve güvenliğe büyük bir yatırım olarak 2023 sonrasında da destek seferber etmeyi sürdürmeleri yönünde bir teklifte bulundu. Umarım üye ülkeler arasında konuyla ilgili görüşmeler hızla sonuçlandırılır.”

Avrupa Birliği’nin (AB), 2011 yılından bu yana sığınmacıların gereksinimlerinin karşılanması amacıyla Türkiye’ye sağladığı maddi destek 10 milyar euroyu buldu.

Türkiye’deki Mülteciler için Mali Yardım Programı Yedinci Yıllık Raporunda söz konusu meblağın sığınmacıların temel ihtiyaçlarının karşılanması, eğitim, sağlık, sosyo-ekonomik alanlarda desteklenmesi, toplumsal altyapı ve sınır yönetiminin güçlendirilmesi gibi kilit alanlar için hazır edildiği belirtildi.

AB Komisyonu tarafından Çarşamba günü Brüksel’de yapılan açıklamada, 2021-2023 dönemi için ayrılan 3 milyar eurodan 30 milyon euroluk miktarın göç yönetimi ve sınır kontrolleri için öngörüldüğü, sadece geçen yıl Türkiye’nin doğu sınırlarına gelen sığınmacıların teknik ve eğitim gibi gereksinimlerinin karşılanabilmesi için 220 milyon euro ayrıldığı belirtildi.

AB Komisyonunun Genişlemeden Sorumlu üyesi Oliver Varhelyi ödemeleri “istikrar ve güvenliğe yapılan önemli bir yatırım” olarak nitelendirdi. Komisyon bu nedenle üye ülkelere desteğin 2023’ten sonra da devam etmesi yönünde bir öneri hazırladı. Varhelyi istişarelerin hızlı bir şekilde sonuçlanmasını umduğunu söyledi.

AB, Türkiye üzerinden göçün sınırlandırılmasına yönelik 29 Kasım 2015 tarihli ortak eylem planı kapsamında sığınmacılar ve ev sahibi toplumlar için bir fon mekanizması oluşturmuştu. Bu bağlamda temel ihtiyaçların karşılanması, eğitim, sağlık ve belediye altyapılarının oluşturulması ve sınır yönetimi gibi konularda Türkiye’ye para desteği sağlanıyor.

2016 yılında mülteci mutabakatıyla genişletilen ortak eylem planı kapsamında 2016-2017 ile 2018-2019 dönemleri için 3’er milyar euroluk destek öngörülmüş, 2022 yılı sonuna kadar 5 milyar euroluk miktarın ödemesinin tamamlandığı bildirilmişti.

Türkiye’deki Mülteciler için Mali Yardım Programı kapsamında sığınmacılara şu yardımlar sağlanıyor:

Temel ihtiyaçlar: Banka kartlarıyla aylık nakit yardımı sağlayan bir program aracılığıyla 2,6 milyondan fazla mülteciye doğrudan yardım edildi. Ayrıca, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Türk sosyal güvenlik sistemine benzerlik gösteren bir program kapsamında çok güç durumda olan mültecilere aylık mali yardım sağlandı.

Eğitim: Mart 2022 itibarıyla 747 binden fazla Suriyeli çocuk örgün eğitim hizmetlerine katıldı. 811 bin 181 çocuğa, mülteci çocukların okula kayıtlarını ve devamlarını destekleyen bir AB programı kapsamında yardım edildi. Bugüne kadar 12 binden fazla eğitim kurumu iyileştirildi ve toplam 117 yeni okul inşa edildi.

Sağlık: Göçmenlere yönelik iki hastane ve 187 sağlık merkezi açıldı. AB destekli bu tesislerde yaklaşık 4 bin sağlık çalışanı istihdam ediliyor.

Belediye altyapısı: Mali Yardım Programı, 36 su temini ve sanitasyon tesisi ile atık yönetim tesisinin yanı sıra 26 gençlik ve spor tesisini finanse etti. Gaziantep’te mekanik-biyolojik atık arıtma tesisinin inşaatı Ekim 2021’de tamamlandı.

Mesleki eğitim: Suriyeli sığınmacı ve ev sahibi topluluklarda, yeni başlayanların yanı sıra yerleşik girişimciler de girişimcilik hibeleri ve eğitimleri yoluyla desteklendi. 26 binden fazla kadın kısa süreli mesleki eğitimi tamamladı ve yaklaşık 40 bin kadın istihdam danışmanlığı hizmetlerinden yararlandı. Ayrıca, yaklaşık 25 bin kadın Türkçe dil kurslarından mezun oldu.

Sınır yönetimi: Mali Yardım Programı, Türk Sahil Güvenliğinin arama ve kurtarma kapasitesini ve AB’den geri dönüşlerin yönetimini güçlendirmek için toplam 80 milyon euro tutarında iki proje finanse edildi. Her iki proje de tamamlandı.

Paylaşın