Gıda Enflasyonu: Türkiye Dünyayı Beşe Katladı

Mart ayında küresel gıda fiyatlarında yıllık enflasyon yüzde 6,9 olurken, aynı dönemde Türkiye’de gıda enflasyonu yüzde 37,12 olarak kayıtlara geçti. Böylelikle Türkiye’de gıda enflasyonu küresel enflasyonu beşe katlamış oldu.

BloomberHT’nin haberine göre; Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından derlenen, tahıllar, yağlı tohumlar, süt ürünleri, et ve şeker fiyatlarındaki aylık değişimleri izleyen dünya gıda fiyatları endeksi Şubat ayındaki revize edilmiş 126.8 seviyesinden Mart ayında 127.1’e çıktı. Endeks, geçen yılın Mart ayına göre yüzde 6,9 arttı.

Aynı dönemde Türkiye’de gıda fiyatları yıllık bazda yüzde 37,12 arttı. Böylelikle Türkiye ile dünya arasındaki gıda enflasyonu makası 30 puana yükseldi.

Endeksin detaylarına baktığımızda ise dünya tahıl ve şeker fiyatlarındaki düşüşlerin, bitkisel yağ fiyatlarındaki kayda değer artışla dengelendiği göze çarpıyor.

FAO Tahıl Fiyat Endeksi Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 2.6, yıllık bazda ise yüzde 1,1 geriledi. Küresel buğday fiyatlarındaki düşüş başlıca Kuzey Yarımküre ihracatçı ülkelerdeki üretim koşullarına ilişkin endişelerin hafiflemesiyle ilişkilendirilirken, döviz hareketleri fiyatların daha da gerilemesini sınırladı. Mısır, arpa ve sorgum fiyatları da Şubat ayına göre düşüş gösterdi. FAO Tüm Pirinç Fiyat Endeksi ise zayıf ithalat talebi ve bol miktarda ihracat arzı nedeniyle yüzde 1.7 azaldı.

Buna karşılık FAO Bitkisel Yağ Fiyat Endeksi, Şubat ayına göre yüzde 3.7 artarak bir önceki yıla göre ortalama yüzde 23.9 yükseldi. Palm, soya, kolza ve ayçiçeği yağı fiyatları, güçlü küresel ithalat talebine bağlı olarak arttı.

FAO Et Fiyat Endeksi ise özellikle Almanya’nın ayak-ağız hastalığından ari statüsünü yeniden kazanmasının ardından Avrupa’da domuz eti fiyatlarının yükselmesi ve Euro’nun ABD doları karşısında güçlenmesi nedeniyle aylık yüzde 0.9 ve yıllık bazda ise yüzde 2.7 artış gösterdi. Dünya kanatlı eti fiyatları, bazı büyük üretici ülkelerdeki yaygın kuş gribi salgınlarının yarattığı zorlukların devam etmesine rağmen Mart ayında büyük ölçüde sabit kaldı.

FAO Süt Ürünleri Fiyat Endeksi, uluslararası peynir fiyatlarındaki düşüşün tereyağı ve süt tozu fiyatlarındaki artışla dengelenmesiyle Şubat ayına göre değişmedi.

FAO Şeker Fiyat Endeksi ise Mart ayında küresel talebin zayıfladığına dair işaretlerin etkisiyle yüzde 1.4 düştü. Brezilya’nın güneyindeki önemli şeker kamışı yetiştirme alanlarında son zamanlarda görülen yağışlar bu düşüşte etkili olurken, Hindistan’daki üretim beklentilerinin zayıflaması ve Brezilya’daki genel üretim koşullarına dair süregelen belirsizlikler ise fiyatlardaki düşüşü sınırladı.

Paylaşın

Gıda Enflasyonu, Türkiye’de Yüzde 41.7 Uganda’da Yüzde 0.6

Gıda enflasyonu, resmi rakamlara Türkiye’de yüzde 41,7, İran’da yüzde 26, Lübnan’da 20.8, Bangladeş’te yüzde 10,7, Kamerun’da yüzde 7,3, Burkina-Faso’da yüzde 8,9, Uganda’da ise yüzde 0,6.

Haber Merkezi / İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Buğra Gökce, sosyal medya hesabı üzerinden, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üyesi 57 ülkenin gıda enflasyonu verilerini paylaştı. Buğra Gökce, paylaşımında şu bilgilere yer verdi:

“İslam İşbirliği Teşkilatı’na (İİT) üye 57 ülke arasında gıda enflasyonunun en yüksek olduğu ülke Türkiye.

İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi 57 ülkenin 8’inde çatışma koşulları veya yerel sorunlar nedeniyle gıda enflasyonu güncel verileri bulunamazken, kalan 49 ülkede ortalama gıda enflasyonu 6,7. Türkiye hariç ortalama gıda enflasyonu ise sadece 6.

Türkiye’de gıda enflasyonu resmi rakamlara göre yüzde 41,7 oldu. Halkımızın geniş kesimi bu enflasyondan çok daha yüksek rakamlara maruz kalıyor. Buna rağmen Türkiye’yi yüzde 27,3 ile İran, yüzde 26 ile Nijerya, yüzde 21,8 ile Filistin ve yüzde 20.8 ile Lübnan takip ediyor.

Bangladeş’te gıda enflasyonu yüzde 10,7 olarak gerçekleşirken, Togo’da 9,1, Kamerun’da 7,3, Burkina-Faso’da ise yüzde 8,9 olarak gerçekleşti.

Uganda’da yıllık gıda enflasyonu yüzde 0,6. Afganistan’da -3, Pakistan’da ise -3.1 ile gıda fiyatları bir önceki yıla göre ucuzladı.

Dünya genelinde de gıda fiyatları azalma eğiliminde. FAO Gıda Fiyatları Endeksi Aralık ayına göre 2,1 puan düşerek 124,9 seviyesine indi. Bu seviye yaklaşık olarak Ağustos 2008 fiyat seviyesi ile aynı.

Türkiye’de gıda fiyatları hem dünya genelinden hem de İslam İşbirliği Teşkilatı üye ülkelerden marjinal şekilde ayrıştı. Bunun temel nedeni uygulanan ekonomi politikası nedeniyle Türk lirasının değerini kaybetmesi, genel yoksullaşma ve yüksek enflasyon oldu.

Ne yazık ki Ramazan ayında yüksek gıda enflasyonu nedeniyle vatandaşlarımız rahatça ne sahura kalkabiliyor, ne de iftarını yapabiliyor. Ekonomideki kötü yönetim vatandaşın sofrasını ağır şekilde vuruyor.”

Paylaşın

Türkiye, Gıda Enflasyonunda Yine Birinci

Türkiye, OECD ülkeleri arasında, gıda enflasyonu alanında yine ilk sırada yer aldı. OECD ülkeleri arasında Türkiye haricinde kalan 24 ülkede enflasyon düşerken, dokuz ülkede artış, beşinde ise sabit kaldı.

Ekonomim’de yer alan habere göre; Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), ağustos ayında Türkiye’de yıllık enflasyondaki düşüşün etkisiyle genel enflasyonun bölgede gerilediğini duyurdu. Ancak Türkiye, gıda enflasyonu alanında yine ilk sırada yer aldı.

Temmuz ayında yüzde 50’yi aşan yıllık enflasyon, Ağustos ayında yaklaşık yüzde 10 puanlık bir düşüş gösterdi. Ancak bu düşüş, Türkiye’nin hala yüksek enflasyon oranlarına sahip olması nedeniyle ekonomik istikrar açısından bazı kaygıları da beraberinde getirdi. OECD ülkeleri arasında Türkiye haricinde kalan 24 ülkede enflasyon düşerken, dokuz ülkede artış, beşinde ise sabit kalma durumu gözlemlendi.

Bu durum, Türkiye’nin uluslararası ekonomik göstergelerdeki etkisini bir kez daha ortaya koydu. Yıllık OECD enerji enflasyonu, Temmuz ayındaki yüzde 3,3’ten Ağustos ayında yüzde 0,1’e düşüş gösterdi. Bu durum, 31 OECD ülkesinde düşüşler yaşanmasına neden oldu.

Yıllık gıda enflasyonu ve çekirdek enflasyon da benzer bir durum izledi. Çekirdek enflasyon, yalnızca 9 ülkede yükselirken, 19 ülkede sabit kaldı.

Enerji fiyatlarındaki bu keskin düşüş, gıda fiyatları üzerinde de olumlu bir etki yarattı. Yıllık OECD enerji enflasyonu, Temmuz ayındaki yüzde 3,3’ten Ağustos ayında %0,1’e önemli bir düşüş gösterdi. Bu durum, 31 OECD ülkesinde düşüşler yaşanmasına neden oldu.

Yıllık gıda enflasyonu ve çekirdek enflasyon da benzer bir trend izledi. Çekirdek enflasyon, yalnızca 9 ülkede yükselirken, 19 ülkede sabit kaldı. Enerji fiyatlarındaki bu keskin düşüş, gıda fiyatları üzerinde de olumlu bir etki yarattı. Ancak, gıda enflasyonundaki durgunluğu, bazı ülkelerde hâlâ kaygı yaratmaya devam ediyor.

Paylaşın

Küresel Gıda Enflasyonu: Türkiye Yine Dünyadan Ayrıştı

Türkiye yıllık gıda enflasyonunda yine tüm dünyayı geride bıraktı. Küresel gıda fiyatları ağustos ayında yüzde 1,1 azalırken, Türkiye’de ise yüzde 44,88 arttı.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), gıda ürünlerinin uluslararası fiyatlarındaki aylık değişimin izlendiği Küresel Gıda Fiyat Endeksi’nin Ağustos ayı sonuçlarını açıkladı.

BloombergHT’nin aktardığına göre, endeks Ağustosta önceki ayın revize edilmiş seviyesine göre 0,3 puan azalarak 120,7 puan değerine geriledi.

Küresel gıda fiyatları yıllık bazda ise yüzde 1,1 düşerken, endeksin Ağustos’ta sınırlı düşüş kaydetmesinde şeker, et ve tahıl ürünlerine yönelik düşen talebin, bitkisel yağ ve süt ürünlerine yönelik talep artışına ağır basması etkili oldu.

Tahıl Fiyat Endeksi, başta ABD ve Arjantin olmak üzere ana ihracatçı ülkelerdeki iyi hasat beklentileriyle ağustosta önceki aya göre yüzde 0,5 azaldı.

Bitkisel Yağ Fiyat Endeksi ise soya ve ayçiçeği yağlarındaki düşüşüne rağmen palmiye yağındaki artış nedeniyle yükseldi. Buna göre, Bitkisel Yağ Fiyat Endeksi ağustosta önceki aya kıyasla yüzde 0,8 arttı.

Şeker Fiyat Endeksi, Hindistan ve Tayland’daki yüksek üretim ve uluslararası petrol fiyatlarındaki düşüş sayesinde yüzde 4,7 geriledi.

Aynı dönemde FAO Süt Ürünleri Fiyat Endeksi, süt tozu, peynir fiyatlarındaki ve tereyağı talebindeki artışlarla ağustosta yüzde 2,2 artış gösterdi.

Et Fiyat Endeksi ise kümes hayvanları, büyükbaş ve küçükbaş ve domuz fiyatlarında yaşanan düşüşle birlikte yüzde 0,7 gerileme kaydetti.

Türk-İş verilerine göre, ağustosta mutfak enflasyonu aylık yüzde 0,19, 12 aylık yüzde 57,99, yıllık ortalama yüzde 77,66 olarak hesaplandı. Sekiz aylık değişim oranı yüzde 33,53 oldu.

TÜİK verilerine göre ise ağustos ayında aylık gıda fiyatları Türkiye’de yüzde 1,1 geriledi. Yıllık gıda enflasyonu ise yüzde 44,88 oldu.

Paylaşın

“Gıda Enflasyonu” Tüketicinin Cebini Yakıyor

İktidar, son dönemde ekonomide pembe tablolar çizmeye çalışsa da, özellikle gıda fiyatlarındaki durdurulamayan artış tüketicilerin ceplerini yakmaya devam ediyor.

Sağlıklı beslenmenin vazgeçilmez gıdalarından sebze ve meyve fiyatlarındaki artış, tüketicilerin cebini yakıyor. İstanbul halinin 19 Temmuz tarihli listelerine göre, son bir yılda armutun fiyatı yüzde 525, limonun fiyatı yüzde 289 ve fasulyenin fiyatı yüzde 260 oranında yükseldi.

Türkiye’de gıda fiyatlarındaki artış, geçim sıkıntısını derinleştiriyor. Haziran ayında genel gıda enflasyonu aylık yüzde 1.78, yıllık yüzde 68.2 arttı. Asgari ücrete ara zam yapılmaması, bu sorunu daha da büyütüyor. Toptancı hallerinde bazı ürünlerin fiyatları son bir yılda beşe katlanırken, dört kişilik bir ailenin günlük gıda harcamasında sebze ve meyvenin payı yüzde 26’yı aştı. Haziran ayı açlık sınırına göre bu tutar 168 lira. Bugün günlük asgari ücret ise 566 lira.

Cumhuriyet’ten Şehriban Kıraç‘ın aktardığına göre, sebze ve meyve, üreticiden tüketiciye ulaşana kadar altı defa el değiştiriyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Hal Müdürlüğü’nün 19.07.2023 ve 19.07.2024 tarihleri arasındaki fiyat değişimlerine göre:

Armut: yüzde 525 artışla 50 TL/kg,
Limon: yüzde 289 artışla 70 TL/kg,
Taze fasulye: yüzde 260 artışla 90 TL/kg,
Avokado: yüzde 150 artışla 50 TL/tane,
Karpuz: yüzde 150 artışla 20 TL/kg,
Kiraz: yüzde 114 artışla 150 TL/kg,
Sarımsak: yüzde 131 artışla 150 TL/kg,
Enginarın fiyatı bir yılda yüzde 525 artışla 50 TL’ye çıktı.

Papaz eriği 60 TL’den 80 TL’ye, elma 20 TL’den 25 TL’ye, kayısı 35 TL’den 60 TL’ye, vişne 25 TL’den 60 TL’ye yükseldi. Maydanozun demeti 4 TL’den 10 TL’ye, sivri biberin kilosu 23 TL’den 45 TL’ye, domatesin kilosu 25 TL’den 35 TL’ye çıktı. Sadece patatesin fiyatı 20 TL’den 15 TL’ye düşerken, soğanın fiyatı sabit kaldı.

Türkiye’de mazot, gübre, ilaç, tohum ve yem gibi tarımsal girdilerin ithalatla sağlanması, dövizdeki artışa bağlı olarak fiyatların sürekli yükselmesine neden oluyor. TÜİK verilerine göre, tarımsal girdi fiyat endeksi mayısta yüzde 53.1 arttı, enerji grubundaki artış yüzde 75.4 oldu. Haziranda Devlet Su İşleri Sulama Birlikleri su bedeline yüzde 60-400 zam yaptı, sulamada kullanılan elektrik fiyatları ise yüzde 30 arttı. Uzmanlara göre, üretim maliyeti yükselen bir ürünün rafa düşük fiyatla gitmesi mümkün değil. Gıda fiyatlarının artmaya devam etmesi bekleniyor.

Paylaşın

Açlık Riski Artıyor: Gıda Enflasyonu Yüzde 95,7

Gıda fiyatları dünya genelinde gerilemeye devam ederken, Türkiye’de ise artmaya devam ediyor. Gıda fiyatları nisanda bir önceki aya göre yüzde 2,1 oranında arttı. Yılın ilk dört aylık dönemindeki artış ise yüzde 25’i geçerken; bu artışla birlikte gıda fiyatlarında yıllık enflasyon yüzde 95,7 oldu.

Haber Merkezi / Türkiye’nin, yanlış politikalarla yıllarca sürecek bugünkü enflasyon sarmalına sürüklendiği Eylül 2021’den bu yana gıda fiyatları yüzde 738 oranında arttı. Diğer bir ifadeyle Eylül 2021’de 100 liraya satın alınan bir gıda sepeti için vatandaşlar bu yıl nisan ayında 838 lira ödemek zorunda kaldılar.

Uygulanan ekonomik politikalar, hem Türk lirasının satın alma gücünü azaltarak, hem tarım sektörünün girdi maliyetlerini artırarak, hem de fiyatlama davranışlarını bozarak başta gıda olmak üzere tüm harcama gruplarında yüksek bir enflasyon sürecini tetikledi. İktidar seçim kaybetmemek için enflasyonla mücadele etmediği için bu süreçte olan ücretli, dar ve sabit gelirlilere oldu.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, ‘Halkın Enflasyonu Nisan 2024” araştırma sonuçlarını açıkladı. Buna göre; “TÜİK’in en son açıkladığı tüketim harcamalarıyla ilgili istatistiklere göre, en zengin yüzde 20’lik kesim tüketim harcamalarının yüzde 16,6’sını, en yoksul yüzde 20’lik kesim ise yüzde 35,8’ini gıda için yapıyor.

Dolayısıyla gıda fiyatlarında Türkiye’de son 47 aydır yaşanan kesintisiz artış en fazla sabit gelirli ve yoksul kesimleri etkiliyor. Açıklanan enflasyon bu nedenle bu kesimin gerçek hayatta yaşadığı enflasyonu tam olarak yansıtmıyor. Zira TÜİK, enflasyonu hesaplarken gıda harcamalarının ağırlığını yaklaşık yüzde 25 olarak esas alıyor.

İktidarın daha sonra ‘akıl dışı ilan ettiği’ ancak yerel seçimlerden önce yeniden uygulamaya başladığı yanlış ekonomik politikaların tetiklediği yüksek enflasyon sürecinin en ağır faturasını gıda fiyatları yüzünden yoksullar ödemeye devam ediyor.

Türkiye’nin, bu yanlış politikalarla yıllarca sürecek bugünkü enflasyon sarmalına sürüklendiği Eylül 2021’den bu yana gıda fiyatları yüzde 738 oranında arttı. Diğer bir ifadeyle Eylül 2021’de 100 liraya satın alınan bir gıda sepeti için vatandaşlar bu yıl nisan ayında 838 lira ödemek zorunda kaldılar.

Uygulanan ekonomik politikalar, hem Türk lirasının satın alma gücünü azaltarak, hem tarım sektörünün girdi maliyetlerini artırarak, hem de fiyatlama davranışlarını bozarak başta gıda olmak üzere tüm harcama gruplarında yüksek bir enflasyon sürecini tetikledi. İktidar seçim kaybetmemek için enflasyonla mücadele etmediği için bu süreçte olan ücretli, dar ve sabit gelirlilere oldu.

“Temel gıda maddelerinde önemli artışlar yaşandı”

Nisan’da sebze grubu dışındaki tüm gıda harcama gruplarında fiyatlar bir önceki aya göre arttı. Et-balık, süt ve süt ürünleri, meyve ve bakliyat, ekmek-pirinç-un-bulgur gibi temel gıda maddelerinde önceki aya göre önemli artışlar yaşandı.

Ekmek-pirinç-un-bulgur fiyatları nisanda önceki aya göre ortalama yüzde 2,5 oranında azalırken, et ve balık grubu fiyatlarında yüzde 3,12 oranında artış kaydedildi. Et ve balık fiyatlarında yaşanan yıllık artış ise yüzde 84,5 oldu. Nisan’da önceki aya göre süt ve süt ürünleri ile yumurta grubu harcamaları yüzde 1 oranında artarken, yağ fiyatlarındaki artış yüzde 7,4 olarak gerçekleşti.

Meyve fiyatlarının yüzde 6,1 oranında arttığı Nisan’da sebze fiyatlarında, bir önceki aya göre ortalama yüzde 5 oranında düşüş yaşandı. Nisan’da bakliyat fiyatları yüzde 2,7, salça, zeytin, bal, çay, tuz ve benzeri işlenmiş gıda maddelerinden oluşan diğer gıda fiyatları ise yüzde 1,1 oranında zamlandı.

Vatandaşlar mevcut gıda tüketim alışkanlıklarına göre seçilen 64 gıda maddesinden oluşturulan gıda sepetini satın alabilmek için Nisan’da, bir önceki aya göre yüzde 2,1 oranında daha fazla para ödemek zorunda kaldı.

Gıda fiyatlarında bu yılın ilk dört aylık döneminde ise toplam yüzde 25,1 oranında artış gerçekleşti. Ocak-Nisan döneminde, ekmek-pirinç-un-bulgur-makarna fiyatları yüzde 13, et-balık fiyatları yüzde 34, süt, süt ürünleri yüzde 13,9, yağ fiyatları yüzde 18,5, meyve fiyatları yüzde 51,5, sebze fiyatları yüzde 35,5, bakliyat fiyatları yüzde 18.8, diğer ürünlerin fiyatları yüzde 11 arttı.

Bu yıl Nisan’da geçen yılın aynı ayına göre ekmek, un, bulgur, makarna fiyatlarında yüzde 52,1, et-balık fiyatlarında 84,5, süt ve süt ürünleri ile yumurta fiyatlarında yüzde 56,2 oranında artış oldu. Bir yıl öncesine göre yağ fiyatları yüzde 103,8 oranında arttı. Meyve fiyatları yüzde 173,2, sebze fiyatları ise yüzde 209,7 oranında artış gösterdi. Bakliyat fiyatları son bir yılda yüzde 73,4, diğer gıda fiyatları ise yüzde 79,2 oranında zamlandı.

Tarımsal girdi fiyatları ile tarım ürünü üretici fiyatlarındaki artışlar gıda fiyatlarındaki artış hızının önümüzdeki aylarda da devam edeceğine işaret ediyor. Nisan 2024 sonu itibariyle son 12 aylık ortalama gıda fiyatları ise bir önceki 12 aylık ortalama fiyatlara göre yüzde 99,2 oranında arttı.”

Paylaşın

Gıda Enflasyonu: Türkiye, Dünyada 3. Sırada

Türkiye, gıda enflasyonunda Arjantin ve Zimbabve’nin ardından dünyada 3. sıraya yerleşti. Türkiye’yi gıda enflasyonunda sırasıyla Venezuela, Lübnan ve Filistin takip etti.

Gıda fiyatları dünya genelinde gerilemeye devam ederken, Türkiye’de ise artmaya devam ediyor.

Ekonomist Tunç Şatıroğlu, sosyal medya hesabından Türkiye’nin Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, gıda enflasyonunda Venezula ve Lübnan’ı da geride bırakarak dünyada 3. sıraya yerleştiğini ifade etti.

Gıda fiyatlarında Türkiye’nin zirveyi yakın seyrettiğine vurgu yapan Şatıroğlu, “Arjantin ve Zimbabwe’den başka rakibimiz kalmadı” dedi.

Merkez Bankası’nın PPK raporunda yer alan, “Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacaktır” ifadelerine de atıfta bulunan Tunç Şatıroğlu, “Kulanın artık” dedi.

Gıda fiyatları 27,9 kat arttı

2005 Mart’ta 115 olan Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), Mart 2024’te 2.139’a yükseldi. 2005 Mart’ta 113 olan gıda fiyatları endeksi ise 2024 Mart’ta 3.150’ye yükseldi. Böylece TÜFE 2005’ten bu yanda 18,6 kat; gıda fiyatları ise 2005’ten bu yana 27,9 kat arttı.

Mart 2005’te yüzde 7,9 olan yıllık enflasyon oranı Mart 2024’te yüzde 68,5 oldu. 2005’te yüzde 4,83 olan yıllık gıda enflasyonu ise Mart 2024’te yüzde 70,41’e yükseldi.

Öte yandan son yıllarda gıda enflasyonu ile genel enflasyon arasındaki fark açılmaya başladı. Mart 2005’te TÜFE’yle aynı seyreden gıda fiyatları endeksi Mart 2024’te TÜFE’nin 1.011 puan (yüzde 47,3) üstüne çıktı.

Paylaşın

Gıda Fiyatları 19 Yılda 28 Kat Arttı

2005 yılı mart ayında 113 olan gıda fiyatları endeksi 2024 yılı mart ayında 3 bin 150’ye yükseldi. Böylece gıda fiyatları 2005 yılından bu yana 27,9 kat arttı.

Haber Merkezi /Mart 2005’te yüzde 4,83 olan yıllık gıda enflasyonu mart 2024’te yüzde 70,41’e yükseldi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Mart 2024 verilerini açıkladı. Buna göre; Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 3,16, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 15,06, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 68,50 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 57,50 olarak gerçekleşti.

Bağımsız ekonomistler ile akademisyenlerden oluşan Enflasyon Araştırma Grubunun (ENAG) açıkladığı enflasyon verilerine göre, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Mart ayında yüzde 5,68 arttı. TÜFE’nin son 12 aylık artışı ise yüzde 124,63 olarak gerçekleşti.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR), enflasyon verilerinin ardından yaptığı açıklamada, “TÜİK, Mart 2024 döneminde gıda enflasyonunu yüzde 70,41 olarak açıkladı. Ancak bu enflasyon halkın hissettiği gerçek enflasyonu yansıtmaktan oldukça uzak bir oran” ifadelerine yer vererek en yoksul yüzde 20’lik gelir grubun gıda enflasyonunun yüzde 110,6 olduğunu kaydetti.

Açıklamada DİSK-AR’ın araştırmasına ait verilere yer verildi. DİSK-AR’ın TÜİK verilerinden yararlanarak yaptığı hesaplamaya göre gıda enflasyonu ortalama yüzde 70,4 olarak gerçekleşirken emeklilerde gıda enflasyonu yüzde 86,5 oldu.

Üçüncü yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 80,3 olurken, düşük gelirli ikinci yüzde 20’lik grubun gıda enflasyonu yüzde 92 ve en yoksul yüzde 20’lik gelir grubun gıda enflasyonu ise yüzde 110,6 olarak gerçekleşti.

“Yüksek gelir gruplarının daha düşük enflasyon hissettiği görülüyor” ifadelerine yer verilen araştırma raporunda dördüncü (yüksek) yüzde 20’lik gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 67,3 olurken, en yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu ise yüzde 51,3 olduğu kaydedildi.

Raporda, “Böylece en yoksul gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 111 olurken, en yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 51 oranında kaldı. Bu durum enflasyonun gelir gruplarına, farklı toplumsal kesim ve sınıflara göre önemli ölçüde farklı hissedildiğini ortaya koyuyor” denildi.

Gıda fiyatları 27,9 kat arttı

2005 ve 2024 verilerinin karşılaştırıldığı açıklamada son yıllarda gıda enflasyonu ile genel enflasyon arasındaki farkın açılmaya başladığı belirtilerek şunlar kaydedildi:

2005 Mart’ta 115 olan TÜFE endeksi, Mart 2024’te 2.139’a yükseldi. 2005 Mart’ta 113 olan gıda fiyatları endeksi ise 2024 Mart’ta 3.150’ye yükseldi. Böylece TÜFE 2005’ten bu yanda 18,6 kat; gıda fiyatları ise 2005’ten bu yana 27,9 kat arttı.

Mart 2005’te yüzde 7,9 olan yıllık enflasyon oranı Mart 2024’te yüzde 68,5 oldu. 2005’te yüzde 4,83 olan yıllık gıda enflasyonu ise Mart 2024’te yüzde 70,41’e yükseldi.

Öte yandan son yıllarda gıda enflasyonu ile genel enflasyon arasındaki fark açılmaya başladı. Mart 2005’te TÜFE’yle aynı seyreden gıda fiyatları endeksi Mart 2024’te TÜFE’nin 1.011 puan (yüzde 47,3) üstüne çıktı.

Paylaşın

Gıda Fiyatları 30 Ayda Yüzde 721 Arttı

Gıda fiyatları Eylül 2021’den bu yana yüzde 721 oranında arttı. Diğer bir ifadeyle Eylül 2021’de 100 liraya satın alınan bir gıda sepeti için vatandaşlar, bu yıl mart ayında 821 lira ödemek zorunda kaldı.

Haber Merkezi / Gıda fiyatları bu yılın ilk üç aylık döneminde ise toplam yüzde 15,7 oranında arttı. Ocak-mart döneminde, ekmek, pirinç, un bulgur, makarna fiyatları yüzde 10,3, et-balık fiyatları yüzde 29,8, süt, süt ürünleri yüzde 12,7, yağ fiyatları yüzde 10,3, meyve fiyatları yüzde 42,8, sebze fiyatları yüzde 42,6, bakliyat fiyatları yüzde 15,7, diğer ürünlerin fiyatları yüzde 8,6 arttı.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonunun Ar-Ge birimi KAMUAR’ın fiyatlarını Ankara’daki marketlerden düzenli olarak derlediği ve halkın en fazla tükettiği 64 temel gıda maddesinden oluşan bir sepeti esas alarak hazırladığı gıda fiyatları endeksinin Mart 2024 sonuçları açıklandı. Sonuçların yer aldığı raporda şu ifadelere yer verildi:

“TÜİK’in en son açıkladığı tüketim harcamalarıyla ilgili istatistiklere göre en zengin yüzde 20’lik kesim, tüketim harcamalarının yüzde 16,6’sını, en yoksul yüzde 20’lik kesim ise yüzde 35,8’ini gıda için yapıyor.

Dolayısıyla gıda fiyatlarında Türkiye’de son 44 aydır yaşanan kesintisiz artış en fazla sabit gelirli ve yoksul kesimleri etkiliyor. Açıklanan enflasyon bu nedenle bu kesimin gerçek hayatta yaşadığı enflasyonu tam olarak yansıtmıyor. Zira TÜİK enflasyonu hesaplarken gıda harcamalarının ağırlığını yaklaşık yüzde 25 olarak esas alıyor.

İktidarın Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra ‘akıl dışı ilan ettiği’ ancak yerel seçimlerden önce yeniden uygulamaya başladığı yanlış ekonomik politikaların tetiklediği yüksek enflasyon sürecinin en ağır faturasını gıda fiyatları yüzünden yoksullar ödemeye devam ediyor.

Türkiye’nin, bu yanlış politikalarla yıllarca sürecek bugünkü enflasyon sarmalına sürüklendiği Eylül 2021’den bu yana gıda fiyatları yüzde 721 oranında arttı. Diğer bir ifadeyle Eylül 2021’de 100 liraya satın alınan bir gıda sepeti için vatandaşlar bu yıl mart ayında 821 lira ödemek zorunda kaldılar.

Uygulanan ekonomik politikalar, hem Türk lirasının satın alma gücünü azaltarak, hem tarım sektörünün girdi maliyetlerini ilgili artırarak, hem de fiyatlama davranışlarını bozarak diğer başta gıda olmak üzere tüm harcama gruplarında yüksek bir enflasyon sürecini tetikledi. İktidar seçim kaybetmemek için enflasyonla mücadele etmediği için bu süreçte olan ücretli, dar ve sabit gelirlilere oluyor.

Martta ekmek, pirinç, un, bulgur grubu dışındaki tüm gıda harcama gruplarında fiyatlar bir önceki aya göre arttı. Et-balık, süt ve süt ürünleri, meyve ve sebze, gibi temel gıda maddelerinde önceki aya göre önemli artışlar yaşandı.

Ekmek, pirinç, un, bulgur fiyatları martta bulgur ve şehriye fiyatlarındaki düşüş nedeniyle bir önceki aya göre ortalama yüzde 0,1 oranında azalırken, et ve balık grubu fiyatlarında yüzde 11,3 oranında artış kaydedildi. Et ve balık fiyatlarında yaşanan yıllık artış ise yüzde 112,6 oldu. Martta önceki aya göre süt ve süt ürünleri ile yumurta grubu harcamaları yüzde 2,3 oranında artarken, yağ fiyatlarındaki artış yüzde 0,2 olarak gerçekleşti.

Martta meyve fiyatları yüzde 18.4, sebze fiyatları yüzde 6,7 arttı

Meyve fiyatlarının yüzde 18,4 oranında arttığı Martta sebze fiyatlarında, bir önceki aya göre ortalama yüzde 6,7 oranında artış kaydedildi.

Martta bakliyat fiyatları yüzde 0,4, salça, zeytin, bal, çay, tuz ve benzeri işlenmiş gıda maddelerinden oluşan diğer gıda fiyatları ise yüzde 1,1 oranında zamlandı. Vatandaşlar mevcut gıda tüketim alışkanlıklarına göre seçilen 64 gıda maddesinden oluşturulan gıda sepetini satın alabilmek için Martta, bir önceki aya göre yüzde 5,9 oranında daha fazla para ödemek zorunda kaldı.

Gıda fiyatlarında bu yılın ilk üç aylık döneminde ise toplam yüzde 15,7 oranında artış gerçekleşti. Ocak-mart döneminde, ekmek, pirinç, un bulgur, makarna fiyatları yüzde 10,3, et-balık fiyatları yüzde 29,8, süt, süt ürünleri yüzde 12,7, yağ fiyatları yüzde 10,3, meyve fiyatları yüzde 42,8, sebze fiyatları yüzde 42,6, bakliyat fiyatları yüzde 15,7, diğer ürünlerin fiyatları yüzde 8,6 arttı.

Döviz kuru ve tarım ürünü üretici fiyatlarındaki artışlar gıda fiyatlarındaki yüksek artış hızının önümüzdeki aylarda da devam edeceğine işaret ediyor. Mart 2024 sonu itibariyle son 12 aylık ortalama gıda fiyatları ise bir önceki 12 aylık ortalama fiyatlara göre yüzde 99,7 oranında arttı.”

Paylaşın

Dünyada En Yüksek Gıda Enflasyonuna Sahip Yedinci Ülke: Türkiye

İktidar ekonomi dair pembe tablolar çizmeye çalışsa da, veriler, iktidarın söylemlerini yalanlıyor. CHP’li Erhan Adem, Türkiye’nin; Venezuela, Arjantin, Zimbabve, Surinam, Lübnan, Mısır’dan sonra dünyanın en yüksek gıda enflasyonuna sahip 7’nci ülke olduğunu söyledi ve ekledi: Halkın hissettiği enflasyon zaten reelde yüzde yüzü aşmış durumda.

Erhan Adem, açıklamasının devamında, “‘Tarım ülkesiyiz’, Avrupa’da tarımda birinciyiz’ diyoruz ama dünyada en fazla gıda fiyatı yüksek olan ülkelerden biriyiz. Temel neden AKP zihniyetinden kaynaklanıyor” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Tarım ve Orman Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, gıda enflasyonu ile ilgili yazılı açıklama yaptı.

Birgün’ün aktardığına göre; Erhan Adem, yaptığı açıklamada, “Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’nün, geçtiğimiz gün açıkladığı gıda ürünlerinin uluslararası fiyatlarındaki aylık değişiklikleri izleyen FAO Gıda Fiyat Endeksi’ne göre 2023 yılında dünyada gıda fiyatları yüzde 10 düştü. Türkiye İstatistik Kurumunun verilerine göre ise aynı dönemde Türkiye’de gıda fiyatları yüzde 72 yükseldi” bilgisini paylaştı.

“Türkiye, gıda fiyatlarında son bir yıllık dönemde dünya ile tamamen ayrıştı” diyen Adem, şunları söyledi: “Dünyada 40 aydır gerileyen gıda fiyatlarının, Türkiye’de artmaya devam etmesi nedeniyle aradaki makas tümden açıldı” ifadelerini kullandı.

Türkiye, dünyada yedinci sırada

Adem, Türkiye’nin; Venezuela, Arjantin, Zimbabve, Surinam, Lübnan, Mısır’dan sonra dünyanın en yüksek gıda enflasyonuna sahip 7’nci ülke olduğunu söyledi ve ekledi: “Halkın hissettiği enflasyon zaten reelde yüzde yüzü aşmış durumda. ”

“Ülkemizdeki yüksek enflasyonun en önemli etkenlerinden birini yüksek gıda fiyatları oluşturmaktadır” diyen Adem, şunları kaydetti:

“Her ay açıklanan enflasyon verilerinde fiyatı en fazla yükselen ürünler incelendiğinde ilk sırda yer alan 20 ürünün yarısından fazlasını her zaman gıda ürünleri oluşturmaktadır. Tarım ürünlerindeki fiyat artışının en önemli nedeni yüksek girdi maliyetleridir. Ülkemizde mazot, gübre, ilaç tohum başta olmak üzere tarımsal üretimin temel girdilerinin hepsi ya tamamen ya yüzde 80’e yakını ithal ediliyor. Kur artışı oldukça girdi maliyetleri de yükseliyor. Bu da tarımsal ürün fiyatlarını doğrudan etkiliyor.”

CHP’li Erhan Adem, son olarak şunları söyledi: “Dünyanın hiçbir ülkesinde kendi ürettiğine kota koyup o ürünü dışardan alan ve ona pazar oluşturan bir başka ülke yoktur. Tarımda üretimin ithalata dayalı olması ve üretimi gerçekleştirmeye yarayan gübre, ilaç ve enerji (mazot) gibi ürünler ile hammadde maliyetlerinin yüksek olması. ‘Daha pahalı üretim, daha pahalı tüketime’ yol açıyor.

AKP’nin genel hamlesi hiçbir hatayı kabul etmeme üzerine kurulu olduğu için her seferinde ‘sorun yok, hata yok’ deniliyor. O süreç bir şekilde geride bırakılmış gibi oluyor ama sorun çözülmediği için sonrasında tekrar ortaya çıkıyor. ‘Tarım ülkesiyiz’, Avrupa’da tarımda birinciyiz’ diyoruz ama dünyada en fazla gıda fiyatı yüksek olan ülkelerden biriyiz. Temel neden AKP zihniyetinden kaynaklanıyor.

Paylaşın