Gazze’de İsrail Saldırılarında Ölü Sayısı 31 Bin 726’ya Yükseldi

Hamas’ın başlattığı Filistin – İsrail savaşının 164. günü geride kalırken, Gazze’de İsrail saldırılarında can kaybı son 24 saatte 81 artarak 31 bin 726’ya yükseldi. İsrail saldırılarında yaralı sayısı ise 73 bin 792’ye ulaştı.

Haber Merkezi / Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Öte yandan Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Gazze’de 13 binden fazla çocuğun hayatını kaybettiğini açıkladı. UNICEF’in açıklamasında birçok bebeğin dengesiz beslenmeyle karşı karşıya olduğu hatta ağlayacak enerjilerinin bile olmadığı kaydedildi.

UNICEF İcra Direktörü Catherine Russell Amerikan CBS televizyonuna yaptığı açıklamada, “Binlercesi de yaralandı ya da nerede olduklarını belirleyemiyoruz. Enkaz altında da olabilirler. Bu kadar fazla çocuk ölümünü dünyada diğer çatışmalarda görmedik” dedi.

Bebeklerin ağlayacak enerjilerinin bile olmadığını vurgulayan UNICEF İcra Direktörü Russell, yardım için kamyonların Gazze’ye girişiyle ilgili olarak çok büyük bürokratik zorluklar olduğunu da kaydetti.

Uluslararası toplumdan İsrail’e, Gazze’deki can kaybı, açlık krizi ve yardımların bölgeye girişinin engellenmesi konusunda tepkiler artıyor. Bir Birleşmiş Milletler uzmanı bu ay başında İsrail’in “açlık kampanyası” çerçevesinde Gazze’nin gıda sistemini yok etmekte olduğunu belirtmiş, İsrail bunu reddetmişti.

El Şifa Hastanesi’ne gece yarısı saldırısı

Öte yandan İsrail ordusu Gazze’nin en büyük hastanesi olan El Şifa Hastanesi’ne Pazartesi sabaha karşı saldırı düzenledi. Gazze kentinin Rimal Mahallesi’nde bulunan hastaneye İsrail tanklarının girdiği ve içeriden silah sesleri geldiği belirtiliyor.

İsrail ordusu sözcüsüyse hastanede “limitli bir bölgede yüksek hassasiyetle” bir operasyon yürütüldüğünü söyledi. İsrail ordusu “üst düzey Hamaslıların hastanede yeniden toplandığını” ve buradan saldırılar düzenlediklerini iddia etti.

İsrail ordusu hastaneye yeniden saldıracağına dair bir uyarıda bulunmamıştı. İsrailli askeri yetkililer operasyon sırasında hastanenin hizmet vermeye devam edebileceğini, doktor ve hastaların tahliyesine gerek olmadığını belirtti.

Gazze Sağlık Bakanlığı ise baskını “uluslararası insani hukukun açıkça çiğnenmesi” olarak niteledi. İsrail saldırılarında evlerini kaybetmiş yüzlerce Filistinli de hastaneye sığınmış durumda.

Gazze Şeridi’ni kontrol eden Hamas, İsrail ordusunun Şifa Hastanesi’ne tanklarla, insansız hava araçlarıyla (İHA) ve silahlarla basarak içeride ateş açmasını, “İsrail’in sağlık sektörünü ortadan kaldırma ve hastaneleri yok etme yönündeki kasıtlı niyetini doğrulayan” savaş suçu olarak nitelendirdi.

Gazze’deki hükümetin medya ofisinin Telegram hesabından konuya ilişkin yapılan yazılı açıklamada, İsrail ordusunun, sabahın erken saatlerinden itibaren Şifa Hastanesi’ne tanklar, ağır silahlı askerler ve insansız hava araçlarıyla baskın düzenleyerek hastanenin içinde ateş açmaya başladığı, bunun yaralılar, hastalar ve yerinden edilmiş insanlar arasında korku ve paniğe yol açtığı kaydedildi.

Açıklamada, “İsrail ordusunun Şifa Tıp Kompleksi’ni tank, İHA ve silahlarla basarak içeride ateş açması, İsrail’in sağlık sektörünü ortadan kaldırma ve hastaneleri yok etme yönündeki niyetini doğrulayan savaş suçudur.” ifadesine yer verildi.

Bu durumun hastanedeki binlerce insanın hayatını tehdit ettiği dile getirilen açıklamada, bu yapılanlar “halen çeşitli suçlar ve katliamlar işleyen, sağlık sektörünü ortadan kaldırma, hastaneleri yok etme niyetinde olan” İsrail ordusunun kara siciline eklenen bir savaş suçu olarak nitelendirildi.

“İşgal ordusunun Şifa Tıp Kompleksi’ne baskın yapmasını en güçlü ifadelerle kınıyor ve bunu açık bir savaş suçu, uluslararası hukukun ihlali, uluslararası anlaşmaların ihlali ve insanlığa karşı suç olarak değerlendiriyoruz.” ifadesi kullanılan açıklamada, sağlık personeli, yaralılar, hastalar ve yerinden edilenlerin güvenliği ile yaşamlarından tamamen İsrail, ABD yönetimi ve uluslararası toplum sorumlu tutuldu.

İsrail’i dizginlemek ve sağlık sektörüne, tıbbi kurumlara, hastanelere yönelik saldırılarını, soykırım savaşını durdurmak için uluslararası örgütler ile tüm ülkelere derhal ve acilen müdahale etmeleri çağrısında bulunulan açıklamada, ayrıca “sağlık sektörünü yok etme planı çerçevesinde işlediği bu organize ve planlı suçlarını durdurması için” İsrail’e baskı yapmaları istendi.

Refah’a saldırı ‘felaket olur’ uyarısı

Ayrıca İsrail’in Refah’a saldırma planı uluslararası toplumdan yoğun eleştiriler alıyor. Birleşmiş Milletler (BM) ve ABD, Refah’a topyekûn bir saldırının felaket olacağı uyarısında bulundu.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus da Cuma günü, İsrail’e çağrı yapıp, “insanlık adına” böyle bir saldırıda bulunmamasını istedi. ABD Başkanı Joe Biden da, Refah saldırısını “kırmızı çizgi” diye tanımladı.

Bütün bunlara karşın, Netanyahu’nun başbakanlık ofisi, Refah’a saldırı planlarını onayladı ve ordunun sivillerin tahliyesine hazırlandığını savundu. İsrail Ordusu, yerlerinden olan Filistinlileri Gazze’nin orta kesimlerindeki “insani adacıklara” taşıyacağını belirtti, ancak bu “adacıkların” neye benzeyeceği ve nasıl işleyeceği net değil.

Taraflar arasındaki ateşkes görüşmelerinin ise Katar’da devam etmesi bekleniyor. Bir İsrail heyeti büyük ihtimalle müzakerelere katılacak, ancak ne zaman ayrılacakları net değil.

Paylaşın

Birleşmiş Milletler: Gazze’de 13 Binden Fazla Çocuk Hayatını Kaybetti

Hamas’ın başlattığı Filistin – İsrail savaşının 164. günü geride kalırken, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu UNICEF, Gazze’de 13 binden fazla çocuğun hayatını kaybettiğini açıkladı.

Haber Merkezi / UNICEF’in açıklamasında birçok bebeğin dengesiz beslenmeyle karşı karşıya olduğu hatta ağlayacak enerjilerinin bile olmadığı kaydedildi.

UNICEF İcra Direktörü Catherine Russell Amerikan CBS televizyonuna yaptığı açıklamada, “Binlercesi de yaralandı ya da nerede olduklarını belirleyemiyoruz. Enkaz altında da olabilirler. Bu kadar fazla çocuk ölümünü dünyada diğer çatışmalarda görmedik” dedi.

Bebeklerin ağlayacak enerjilerinin bile olmadığını vurgulayan UNICEF İcra Direktörü Russell, yardım için kamyonların Gazze’ye girişiyle ilgili olarak çok büyük bürokratik zorluklar olduğunu da kaydetti.

Uluslararası toplumdan İsrail’e, Gazze’deki can kaybı, açlık krizi ve yardımların bölgeye girişinin engellenmesi konusunda tepkiler artıyor. Bir Birleşmiş Milletler uzmanı bu ay başında İsrail’in “açlık kampanyası” çerçevesinde Gazze’nin gıda sistemini yok etmekte olduğunu belirtmiş, İsrail bunu reddetmişti.

El Şifa Hastanesi’ne gece yarısı saldırısı: Hamas’tan tepki

Öte yandan İsrail ordusu Gazze’nin en büyük hastanesi olan El Şifa Hastanesi’ne Pazartesi sabaha karşı saldırı düzenledi. Gazze kentinin Rimal Mahallesi’nde bulunan hastaneye İsrail tanklarının girdiği ve içeriden silah sesleri geldiği belirtiliyor.

İsrail ordusu sözcüsüyse hastanede “limitli bir bölgede yüksek hassasiyetle” bir operasyon yürütüldüğünü söyledi. İsrail ordusu “üst düzey Hamaslıların hastanede yeniden toplandığını” ve buradan saldırılar düzenlediklerini iddia etti.

İsrail ordusu hastaneye yeniden saldıracağına dair bir uyarıda bulunmamıştı. İsrailli askeri yetkililer operasyon sırasında hastanenin hizmet vermeye devam edebileceğini, doktor ve hastaların tahliyesine gerek olmadığını belirtti.

Gazze Sağlık Bakanlığı ise baskını “uluslararası insani hukukun açıkça çiğnenmesi” olarak niteledi. İsrail saldırılarında evlerini kaybetmiş yüzlerce Filistinli de hastaneye sığınmış durumda.

Gazze Şeridi’ni kontrol eden Hamas, İsrail ordusunun Şifa Hastanesi’ne tanklarla, insansız hava araçlarıyla (İHA) ve silahlarla basarak içeride ateş açmasını, “İsrail’in sağlık sektörünü ortadan kaldırma ve hastaneleri yok etme yönündeki kasıtlı niyetini doğrulayan” savaş suçu olarak nitelendirdi.

Gazze’deki hükümetin medya ofisinin Telegram hesabından konuya ilişkin yapılan yazılı açıklamada, İsrail ordusunun, sabahın erken saatlerinden itibaren Şifa Hastanesi’ne tanklar, ağır silahlı askerler ve insansız hava araçlarıyla baskın düzenleyerek hastanenin içinde ateş açmaya başladığı, bunun yaralılar, hastalar ve yerinden edilmiş insanlar arasında korku ve paniğe yol açtığı kaydedildi.

Açıklamada, “İsrail ordusunun Şifa Tıp Kompleksi’ni tank, İHA ve silahlarla basarak içeride ateş açması, İsrail’in sağlık sektörünü ortadan kaldırma ve hastaneleri yok etme yönündeki niyetini doğrulayan savaş suçudur.” ifadesine yer verildi.

Bu durumun hastanedeki binlerce insanın hayatını tehdit ettiği dile getirilen açıklamada, bu yapılanlar “halen çeşitli suçlar ve katliamlar işleyen, sağlık sektörünü ortadan kaldırma, hastaneleri yok etme niyetinde olan” İsrail ordusunun kara siciline eklenen bir savaş suçu olarak nitelendirildi.

“İşgal ordusunun Şifa Tıp Kompleksi’ne baskın yapmasını en güçlü ifadelerle kınıyor ve bunu açık bir savaş suçu, uluslararası hukukun ihlali, uluslararası anlaşmaların ihlali ve insanlığa karşı suç olarak değerlendiriyoruz.” ifadesi kullanılan açıklamada, sağlık personeli, yaralılar, hastalar ve yerinden edilenlerin güvenliği ile yaşamlarından tamamen İsrail, ABD yönetimi ve uluslararası toplum sorumlu tutuldu.

İsrail’i dizginlemek ve sağlık sektörüne, tıbbi kurumlara, hastanelere yönelik saldırılarını, soykırım savaşını durdurmak için uluslararası örgütler ile tüm ülkelere derhal ve acilen müdahale etmeleri çağrısında bulunulan açıklamada, ayrıca “sağlık sektörünü yok etme planı çerçevesinde işlediği bu organize ve planlı suçlarını durdurması için” İsrail’e baskı yapmaları istendi.

Refah’a saldırı ‘felaket olur’ uyarısı

Ayrıca İsrail’in Refah’a saldırma planı uluslararası toplumdan yoğun eleştiriler alıyor. Birleşmiş Milletler (BM) ve ABD, Refah’a topyekûn bir saldırının felaket olacağı uyarısında bulundu.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus da Cuma günü, İsrail’e çağrı yapıp, “insanlık adına” böyle bir saldırıda bulunmamasını istedi. ABD Başkanı Joe Biden da, Refah saldırısını “kırmızı çizgi” diye tanımladı.

Bütün bunlara karşın, Netanyahu’nun başbakanlık ofisi, Refah’a saldırı planlarını onayladı ve ordunun sivillerin tahliyesine hazırlandığını savundu. İsrail Ordusu, yerlerinden olan Filistinlileri Gazze’nin orta kesimlerindeki “insani adacıklara” taşıyacağını belirtti, ancak bu “adacıkların” neye benzeyeceği ve nasıl işleyeceği net değil.

Taraflar arasındaki ateşkes görüşmelerinin ise Katar’da devam etmesi bekleniyor. Bir İsrail heyeti büyük ihtimalle müzakerelere katılacak, ancak ne zaman ayrılacakları net değil.

Paylaşın

Gazze’de İsrail Saldırılarında Ölü Sayısı 31 Bin 112’ye Yükseldi

Hamas’ın başlattığı Filistin – İsrail savaşının 162. günü geride kalırken Gazze’de İsrail saldırılarında yaşamını yitirenlerin sayısı son 24 saatte 63 artarak 31 bin 553’e yükseldi. Yaralananların sayısı ise 73 bin 546’ya çıktı.

Haber Merkezi / Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Öte yandan Birleşmiş Milletler (BM) Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Gazze Şeridi’nde iki yaşın altındaki her üç çocuktan birinin (yüzde 31) akut yetersiz beslenme sorunu yaşadığını ve bu oranın Ocak ayındakinin iki katı olduğunu duyurdu.

UNICEF, savaş ve devam eden tedarik kısıtlamaları nedeniyle açlıktan ölen çocukların oranının çok sert bir şekilde arttığı ve daha önce görülmemiş seviyelere ulaştığı uyarısında bulundu.

UNICEF’in açıklamasında, son haftalarda abluka altındaki Gazze Şeridi’nin kuzeyinde en az 23 çocuğun yetersiz beslenme ve susuzluktan öldüğüne dair haberlere dikkat çekildi. UNICEF ayrıca, Gazze’deki Sağlık Bakanlığı verilerine göre, çatışmaların başladığı günden bu yana yaklaşık 13 bin 450 çocuk ve gencin hayatını kaybettiğini belirtti.

UNICEF Direktörü Catherine Russell gelişmeyi şoke edici olarak nitelendirdi ve yardım malzemeleri sadece birkaç kilometre uzaktayken, çocukların durumunun her geçen gün daha da kötüye gittiğini kaydetti. Russell, “Hayat kurtaran yardım sağlama çabalarımız gereksiz kısıtlamalarla engelleniyor ve bunlar çocukların hayatlarına mal oluyor” dedi.

BM kuruluşları Aralık ayından bu yana Gazze Şeridi’nde kıtlık uyarısında bulunuyor. UNICEF’e göre, çocuklar için akut bir beslenme acil durumunun tanımlanabileceği koşullar Ocak ayından itibaren hakim oldu. Çocukların hayatını kurtarmak için tek şansın acil bir insanî ateşkesin olduğunu söyleyen Russell bölgede daha fazla sınır kapısından geçişlere izin verilmesi çağrısında bulundu.

Öte yandan İsrail, Gazze’de ateşkes ve rehinelerin serbest bırakılması için yeni görüşmeler yapmak üzere Katar’a bir heyet göndereceğini açıklayarak, Hamas’ın uzun zamandır beklenen karşı teklifini reddetmesine rağmen ateşkes umutlarını canlı tuttu.

Müzakereciler, Müslümanlar’ın kutsal ayı Ramazan’a yetişecek bir ateşkes anlaşmasına varamadılar. Ancak ABD ve Arap arabulucular, İsrail’in Refah’a saldırısını engellemek ve kitlesel açlığı önlemek için insani yardımın girmesine izin verecek bir anlaşmaya varmaya hala kararlılar.

Paylaşın

Birleşmiş Milletler: Gazze’de Açlık Çeken Bebeklerin Oranı İki Katına Çıktı

Birleşmiş Milletler (BM) Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Gazze Şeridi’nde iki yaşın altındaki her üç çocuktan birinin (yüzde 31) akut yetersiz beslenme sorunu yaşadığını ve bu oranın Ocak ayındakinin iki katı olduğunu duyurdu.

UNICEF, savaş ve devam eden tedarik kısıtlamaları nedeniyle açlıktan ölen çocukların oranının çok sert bir şekilde arttığı ve daha önce görülmemiş seviyelere ulaştığı uyarısında bulundu.

UNICEF’in açıklamasında, son haftalarda abluka altındaki Gazze Şeridi’nin kuzeyinde en az 23 çocuğun yetersiz beslenme ve susuzluktan öldüğüne dair haberlere dikkat çekildi. UNICEF ayrıca, Gazze’deki Sağlık Bakanlığı verilerine göre, çatışmaların başladığı günden bu yana yaklaşık 13 bin 450 çocuk ve gencin hayatını kaybettiğini belirtti.

UNICEF Direktörü Catherine Russell gelişmeyi şoke edici olarak nitelendirdi ve yardım malzemeleri sadece birkaç kilometre uzaktayken, çocukların durumunun her geçen gün daha da kötüye gittiğini kaydetti. Russell, “Hayat kurtaran yardım sağlama çabalarımız gereksiz kısıtlamalarla engelleniyor ve bunlar çocukların hayatlarına mal oluyor” dedi.

BM kuruluşları Aralık ayından bu yana Gazze Şeridi’nde kıtlık uyarısında bulunuyor. UNICEF’e göre, çocuklar için akut bir beslenme acil durumunun tanımlanabileceği koşullar Ocak ayından itibaren hakim oldu. Çocukların hayatını kurtarmak için tek şansın acil bir insanî ateşkesin olduğunu söyleyen Russell bölgede daha fazla sınır kapısından geçişlere izin verilmesi çağrısında bulundu.

Öte yandan İsrail, Gazze’de ateşkes ve rehinelerin serbest bırakılması için yeni görüşmeler yapmak üzere Katar’a bir heyet göndereceğini açıklayarak, Hamas’ın uzun zamandır beklenen karşı teklifini reddetmesine rağmen ateşkes umutlarını canlı tuttu.

Müzakereciler, Müslümanlar’ın kutsal ayı Ramazan’a yetişecek bir ateşkes anlaşmasına varamadılar. Ancak ABD ve Arap arabulucular, İsrail’in Refah’a saldırısını engellemek ve kitlesel açlığı önlemek için insani yardımın girmesine izin verecek bir anlaşmaya varmaya hala kararlılar.

Paylaşın

İsrail’in “Refah Planına” Filistin Yönetimi’nden Tepki

İsrail’in Gazze Şeridi’nin Refah bölgesine kara saldırısı planına dair açıklama yapan Filistin Yönetimi, “Refah’a karşı yapılacak bir askeri operasyon, halkımızın tamamına karşı yeni bir katliamın gerçekleşmesi ve halkımızın tamamen yerinden edilmesi anlamına geliyor” dendi.

Haber Merkezi / ABD ve uluslararası topluma hitaben “Gazze’de Filistin halkının acılarını ikiye katlayan böylesine bir saldırının önlenmesi için hızla müdahale ederek sorumluluklarını üstlenmesi” çağrısı yapan Ramallah yönetimi, Filistinlilerin yerinden edilmesini reddettiğini ve bunun “kırmızı çizgi” olduğunu vurguladı.

Birleşmiş Milletler (BM), İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, Gazze’nin güneyindeki Refah’a saldırı planını onaylamasına ilişkin, “Refah’a yönelik kara operasyonunun Gazze halkı ve insani yardım operasyonları için feci sonuçları olur” uyarısında bulundu.

BM Sözcüsü Stephane Dujarric, Refah’a yönelik kara operasyonunun engellenmesini umduklarını dile getirdi.

Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ordunun savaştan zarar gören Gazze nüfusunun çoğunun sığındığı Refah’a yönelik operasyon planını onayladı.

Netanyahu’nun ofisinden yapılan açıklamada, ayrıntı veya zaman çizelgesi verilmeden “Refah’taki eylem planlarının onaylandığı” belirtildi. Açıklamada, ordunun “operasyonel taraf ve halkın tahliyesi için hazır olduğu” belirtildi.

Refah, İsrail’in Gazze’de Hamas’a karşı yürüttüğü savaş sırasında kara saldırısına maruz kalmayan son büyük nüfus merkezi oldu. Savaş sırasında İsrail’i destekleyen ABD Başkanı Joe Biden, inandırıcı sivil koruma planları olmadan İsrail’in Refah’ı işgalinin “kırmızı çizgi” olacağını söylemişti.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Viyana’ya yaptığı ziyarette Washington’un Refah operasyonuna ilişkin herhangi bir plan görmediğini söyledi ancak sivillerin “zarar görmemesini” sağlamak için “açık ve uygulanabilir bir plan” istediğini yineledi.

ABD dışında Fransa ve İngiltere gibi birçok ülkede İsrail’i Refah’a saldırmaması konusunda uyarmıştı.

İsrail, Gazze’de ateşkes ve rehinelerin serbest bırakılması için yeni görüşmeler yapmak üzere Katar’a bir heyet göndereceğini açıklayarak, Hamas’ın uzun zamandır beklenen karşı teklifini reddetmesine rağmen ateşkes umutlarını canlı tuttu.

Müzakereciler, Müslümanlar’ın kutsal ayı Ramazan’a yetişecek bir ateşkes anlaşmasına varamadılar. Ancak ABD ve Arap arabulucular, İsrail’in Refah’a saldırısını engellemek ve kitlesel açlığı önlemek için insani yardımın girmesine izin verecek bir anlaşmaya varmaya hala kararlılar.

Paylaşın

BM’den Ramazan’ın İlk Gününde Gazze’de Ateşkes Çağrısı

Filistin – İsrail savaşının 157. günü geride kalırken, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Ramazan ayına girilmiş olması sebebiyle Gazze’de “silahların susması” gerektiğini söyledi.

Gazze’de İsrail saldırılarında yaşamını yitirenlerin sayısı son 24 saatte 67 artarak 31 bin 112’ye yükseldi. Yaralananların sayısı ise 72 bin 760’a çıktı.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki insanların ciddi bir gıda yetersizliği ve açlıktan ölme tehdidi altında yaşadığını vurgulayan uluslararası insani yardım örgütleri, bir süredir acil bir şekilde harekete geçilmesi çağrısında bulunuyor.

DW Türkçe’nin aktardığına göre; Antonio Guterres, “Bugün, dünyanın dört bir yanındaki Müslümanların barış, uzlaşma ve dayanışma değerlerini kutladığı ve yaydığı bir dönem olan mukaddes Ramazan ayının başlangıcı. Ancak Ramazan başlamış olsa da Gazze’de ölümler, bombalamalar ve kan dökülmeye devam ediyor” dedi.

BM Genel Sekreteri Guterres “Bugün en güçlü çağrım, silahları susturarak Ramazan ruhunu onurlandırmak ve hayat kurtaran yardımların gereken hızda ve ölçekte ulaştırılmasını sağlamak için tüm engelleri ortadan kaldırmaktır” ifadelerini kullandı. Hamas’a yönelik de “Aynı zamanda Ramazan’ın merhamet ruhuyla tüm rehinelerin serbest bırakılması için çağrıda bulunuyorum” dedi.

“Daha fazla önlenebilir ölümden kaçınmak için harekete geçmeliyiz” diyen Guterres “Gazze’deki Filistinliler için hayat kurtaran yardımlar, eğer gelirse, damla damla geliyor. Uluslararası insani hukuk paramparça halde. Ve İsrail’in tehdidinde bulunduğu Refah’a saldırısı Gazze halkını daha da derin bir cehennem çemberinin içine düşürebilir” şeklinde konuştu.

Hamas’ın elindeki rehinelerin ailelerinin de insani ateşkes çağrısı yaptığını hatırlatan Guterres “İsrailli rehine aileleri çektikleri eziyet ve ıstırabı paylaştılar ve sevdiklerinin derhal serbest bırakılması için yalvardılar. Ve İsrail bombardımanlarında öldürülen yakınlarının yürek burkan tanıklıklarını paylaşan ve derhal ateşkes talep eden Filistinli aileler… Bu aile üyelerinden birinin dediği gibi, ‘Buraya taziye için gelmedik. Özür dilemek için de burada değiliz. Acil eylem için buradayız.’ Bunu istemek çok mu fazla? Bu sesleri duymalı ve kulak vermeliyiz” dedi.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres konuşmasında Sudan’daki çatışmalara da dikkat çekerek Ramazan ayında Sudan’da da silahların susmasını istedi.

Paylaşın

“Kassam Tugayları’nın ‘Gölge Adam’ Lakaplı Komutanı Öldürüldü” İddiası

30 binden fazla can kaybının yaşandığı Filistin – İsrail savaşının 157. günü geride kalırken, Hamas’ın üst düzey komutanlarından “Gölge Adam” lakaplı Mervan İsa’nın öldürüldüğü iddia edildi.

Mervan İsa, 7 Ekim saldırısını planladığına inanılan Kassam Tugayları lideri Muhammed Deif ve Hamas’ın Gazze lideri Yahya Sinvar ile birlikte İsrail’in en çok arananlar listesinin üst sıralarında yer alıyor.

İsrail basını, Gazze’de düzenlenen hava saldırılarında İzzeddin El Kassam Tugayları komutanı Muhammed Deif’in yardımcısı Mervan İsa’nın hedef alındığını bildirdi. Mervan İsa’nın hayatını kaybetmiş olabileceğini aktaran Hareetz, Tel Aviv yönetiminin ölüm iddialarını doğrulamaya çalıştığını belirtti.

Gazete Duvar’da yer alan habere göre; İsrail ordu radyosu, cumartesi gecesi Nuseyrat Mülteci Kampı’nın bombalandığını ve Deif’in sağ kolunun da kampta olduğu hakkında istihbarat aldıklarını aktardı ancak konuya ilişkin henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Mervan İsa, 7 Ekim saldırısını planladığına inanılan Kassam Tugayları lideri Muhammed Deif ve Hamas’ın Gazze lideri Yahya Sinvar ile birlikte İsrail’in en çok arananlar listesinin üst sıralarında yer alıyor.

Mervan İsa kimdir?

‘Gölge Adam’ lakaplı İsa, Muhammed Deif’in sağ kolu olarak biliniyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre İsrail güçleri, genç yaşta katıldığı Hamas saflarındaki örgütsel faaliyetleri nedeniyle, ‘Birinci İntifada’ olarak bilinen dönemde İsa’yı beş yıl boyunca hapiste tuttu.

Hareketteki öne çıkan rolü nedeniyle özellikle İkinci İntifada’dan sonra İsrail’in hedefi haline geldi. İsrail, 2006 yılında Genelkurmay’ın Deif ve Kassam Tugayları’nın diğer üst düzey liderleriyle yaptığı toplantı sırasında İsa’ya suikast girişiminde bulundu. İsa, bu suikasttan kurtuldu.

Ayrıca, İsrail’in 2014 ve 2021’de Gazze’ye düzenlediği saldırılarda savaş uçakları evini iki kez yıktı. Bu saldırılardan birinde kardeşi hayatını kaybetti.

Paylaşın

Gazze’de İsrail Saldırılarında Can Kaybı 31 Bin 112’ye Yükseldi

Hamas’ın başlattığı Filistin – İsrail savaşının 157. günü geride kalırken Gazze’de İsrail saldırılarında yaşamını yitirenlerin sayısı son 24 saatte 67 artarak 31 bin 112’ye yükseldi. Yaralananların sayısı ise 72 bin 760’a çıktı.

Haber Merkezi / Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki insanların ciddi bir gıda yetersizliği ve açlıktan ölme tehdidi altında yaşadığını vurgulayan uluslararası insani yardım örgütleri, bir süredir acil bir şekilde harekete geçilmesi çağrısında bulunuyor.

Öte yandan 1 milyondan fazla Filistinli Gazze’nin güneyinde Refah’a sığındı, zor koşullar altında yaşam mücadelesi veriyor. Birleşmiş Milletler bölgedeki insanların açlıkla karşı karşıya olduğunu belirtirken, geçen haftadan bu yana açlık nedeniyle can kaybı haberleri de geliyor.

Amerikan Merkez Kuvvetler Komutanlığı havadan yardımların Gazze’nin kuzeyine bırakıldığı açıkladı. Yardım malzemeleri içinde pirinç, un, makarna ve konserve yiyeceklerin olduğu belirtildi. Pentagon verilerine göre ABD Gazze’ye bu ay 135 bin öğün gıdayı havadan bıraktı.

Başkan Biden da Gazze’ye yardım malzemeleri ulaştırılması için bölgeye geçici bir liman inşa edilmesi talimatını vermişti. Pentagon, liman yapımının 60 günü bulabileceğini açıklamıştı.

Bu arada Gazze için tonlarca gıda yüklü gemi hala Kıbrıs’ta demirli. Büyük oranda Birleşik Arap Emirlikleri’nin kaynak sağladığı gemi Gazze için 200 ton gıda taşıyor. Gemideki gıdalar World Central Kitchen adlı yardım kuruluşu tarafından üretildi.

Kuruluş, Kıbrıs’ta 500 ton malzemenin daha gemilere yüklenmek için hazır olduğunu belirtiyor. Ancak geminin ne zaman Kıbrıs’tan ayrılacağı henüz netleşmedi.

Gemiye kargo yüklemesi Cumartesi geç saatlerde sona erdi ancak Gazze’de liman altyapısı olmadığını için geminin henüz Kıbrıs’tan ayrılmadığı belirtiliyor. Malzemelerin dağıtımı için geçici bir iskelenin olması gerektiği belirtiliyor.

Joe Biden: İsrail’e destek devam edecek

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun “İsrail’e artık faydadan çok zarar verdiğini” söyledi.

Biden, MSNBC kanalına verdiği röportajda, Netanyahu’nun Gazze’deki saldırılarının ve bu saldırılarda öldürülen 30 binden fazla sivilin sorumluluğunun ağır olduğunu söyleyerek, bu kadar insanın sadece “Hamas’ın peşinden giderek öldürülemeyeceğini” ifade etti.

“Başbakan Binyamin Netanyahu konusunda sizin kırmızı çizginiz nedir? Bir kırmızı çizginiz var mı? Örneğin Refah’ın işgali bir kırmızı çizgi olabilir mi?” sorusuna ise Biden, “Bu bir kırmızı çizgidir ancak asla İsrail’e desteği sürdüreceğim, İsrail’in savunulması halen kritik önemde.” şeklinde yanıt verdi.

Bununla birlikte Gazze’deki ölü sayısının “çok fazla” olduğunun da altını çizen Biden, Netanyahu hükümetinin, “sivillerin hayatını nasıl hedef almayacağı” üzerine ciddi şekilde odaklanması gerektiğini vurguladı.

Paylaşın

Gazze’de İsrail Saldırılarında Ölü Sayısı 31 Bini Aştı

Filistin – İsrail savaşının 156. günü geride kalırken Gazze’de İsrail saldırılarında yaşamını yitirenlerin sayısı son 24 saatte 85 artarak 31 bin 45’e yükseldi. Yaralananların sayısı ise 72 bin 654’e çıktı.

Haber Merkezi / Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Öte yandan Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki insanların ciddi bir gıda yetersizliği ve açlıktan ölme tehdidi altında yaşadığını vurgulayan uluslararası insani yardım örgütleri, bir süredir acil bir şekilde harekete geçilmesi çağrısında bulunuyor.

Birleşmiş Milletler (BM), Gazze Şeridi’nde kıtlığın “neredeyse kaçınılmaz” olduğu ve çocukların açlıktan öldüğü uyarısında bulundu. Karadan ve havadan yardım sevkiyatının zor ve tehlikeli olduğu belirtiliyor.

BM, Gazze Şeridi’nde en az 576 bin kişinin -nüfusun dörtte biri- felaket boyutlarında gıda güvensizliği ile karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu.

Batılı ülkeler İsrail’e, yardım konvoylarının geçişini kolaylaştırarak ve ilave geçişler açarak kara yoluyla yapılan sevkiyatları genişletmesi için baskı yapıyor.

Yardım tırları Gazze’nin güneyine Mısır’ın kontrolündeki Refah ve İsrail’in kontrolündeki Kerem Şalom sınır kapılarından giriyor. Ancak İsrail’in kara harekâtının ilk aşamasında odak noktası olan Gazze’nin kuzeyine son aylarda yardım ulaştırılamadı.

Burada tahminen 300 bin Filistinli gıda ve temiz suya erişim sorunuyla karşı karşıya. İsrail yardım çabalarını engellemekle suçlanıyor ve geçen hafta bağımsız bir BM uzmanı İsrail’i “Gazze’deki Filistin halkına karşı açlık kampanyası” yürütmekle suçladı.

İsrail’in BM misyonunda hukuk danışmanı olarak görev yapan Yeela Cytrin, İsrail’in açlığı bir savaş aracı olarak kullandığı yönündeki iddiaları reddetti.

“İsrail’e destek devam edecek”

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun “İsrail’e artık faydadan çok zarar verdiğini” söyledi.

Biden, MSNBC kanalına verdiği röportajda, Netanyahu’nun Gazze’deki saldırılarının ve bu saldırılarda öldürülen 30 binden fazla sivilin sorumluluğunun ağır olduğunu söyleyerek, bu kadar insanın sadece “Hamas’ın peşinden giderek öldürülemeyeceğini” ifade etti.

“Başbakan Binyamin Netanyahu konusunda sizin kırmızı çizginiz nedir? Bir kırmızı çizginiz var mı? Örneğin Refah’ın işgali bir kırmızı çizgi olabilir mi?” sorusuna ise Biden, “Bu bir kırmızı çizgidir ancak asla İsrail’e desteği sürdüreceğim, İsrail’in savunulması halen kritik önemde.” şeklinde yanıt verdi.

Bununla birlikte Gazze’deki ölü sayısının “çok fazla” olduğunun da altını çizen Biden, Netanyahu hükümetinin, “sivillerin hayatını nasıl hedef almayacağı” üzerine ciddi şekilde odaklanması gerektiğini vurguladı.

Paylaşın

Erdoğan’dan “Gazze” Tepkisi: Soykırım Uygulanmakta

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’la ortak basın toplantısında konuşan Erdoğan, “7 Ekim’den bu yana masum insanlara karşı İsrail’in saldırılar sonucunda 32 bin Filistinli şehit oldu, 72 binden fazla kişi yaralandı. 2 milyona yakın Filistinli evini terk etmek zorunda kaldı. 2,3 milyon Filistinli günlük temel ihtiyaçlarına ulaşamıyor” dedi ve ekledi:

“İsrail, Gazze halkını sadece açlık ve susuzlukla değil, masum insanların tepelerine bomba yağdırarak da vahşice katlediyor. Tam 151 gündür son asrın en büyük barbarlıklarından birine şahit oluyoruz. Batılı güçlerin de sınırsız desteğiyle Netanyahu’nun gözü dönmüş yönetimi Filistinlilere apaçık soykırım uygulanmaktadır.”

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ı Ankara’da ağırladı. Erdoğan, Abbas’ı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi girişinde karşıladı. Erdoğan ve Abbas, yaklaşık 1,5 saat süren ikili görüşmenin ardından ortak basın toplantısında kameraların karşısına geçti.

Toplantıda konuşan Erdoğan, Hamas’ın saldırılarının ardından İsrail’in Gazze’de giriştiği katliama ilişkin konuştu. Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

“7 Ekim’den bu yana masum insanlara karşı İsrail’in saldırılar sonucunda 32 bin Filistinli şehit oldu, 72 binden fazla kişi yaralandı. 2 milyona yakın Filistinli evini terk etmek zorunda kaldı. 2,3 milyon Filistinli günlük temel ihtiyaçlarına ulaşamıyor. İsrail, Gazze halkını sadece açlık ve susuzlukla değil, masum insanların tepelerine bomba yağdırarak da vahşice katlediyor. Tam 151 gündür son asrın en büyük barbarlıklarından birine şahit oluyoruz.

Batılı güçlerin de sınırsız desteğiyle Netanyahu’nun gözü dönmüş yönetimi Filistinlilere apaçık soykırım uygulanmaktadır. Filistin halkına ülkem ve milletim adına taziyelerimi iletiyorum.

Netanyahu ve cinayet ortakları her damla kanın hesabını hukuk ve maşeri vicdan önünde mutlaka verecektir. Türkiye olarak bunun için çalışmaya tüm kapıları zorlamaya devam ediyoruz, devam edeceğiz. 26 Şubat’ta Adalet Divanı’nda meselenin çeşitli yönlerine ilişkin tutumumuzu beyan ettik. İsrail Uluslararası Adalet Divanı önünde yargılanmaktadır. Alınan ihtiyati tedbir kararına rağmen İsrail yönetimi kadın çocuk demeden kardeşlerimizi öldürmeyi sürdürmektedir.

İsrail’in bu şımarıklığının ve hukuk tanımaz tavrının en büyük sebebi Batılı güçlerin holokosttaki günahlarından dolayı İsrail’e verdikleri destektir. Elbette burada İslam dünyasının vahdet olamamasının büyük payı vardır. Türkiye’nin Filistin halkına olan güçlü desteği bellidir. Yaptığımız her görüşme, her yurt dışı ziyaretimizde işgal edilmiş topraklardaki İsrail saldırıları gündemimizin ilk sırasında yer almıştır. 900’den fazla hasta ve refakatçiyi tedavi için Türkiye’ye getirdik. Gazze’de sahra hastanesi kurulması için çalışmalarımız devam ediyor.

İsrail’in yalan ve iftira ile ajansı itibarsız hale getirmeye yönelik propagandalarına prim verilmemeli, ajansın mevcudiyetine halel getirilmemelidir. İsrail-Filistin meselesine adil çözüm bulunmadığı takdirde Ortadoğu’da barışın olamayacağı iyice anlaşılmıştır. 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen Filistin devletinin tesis edilmesi gerekir.

Sorunun taraflarına da yardımcı olacak şekilde tüm ilgili devletlerin elini taşın altına koyması gerekiyor. Her geçen gün artan işgal uygulamaların amacı sahada emrivakiler oluşturmak suretiyle iki devletli çözüm vizyonunu baltalamaktır. Topraklara çöken, çalan gaspçıların eylemleri çözümün önündeki en büyük engellerden biridir.

Artık sadece lafta kalan barış çabaları yerine teminatlara sahip adil bir barışa ihtiyaç duyulduğu apaçık ortadadır. Türkiye olarak bu bağlamda garantörlük çerçevesinde sorumluluk üstlenmeye hazır olduğumuzu açıkladık. Yaklaşmakta olan Ramazan ayı bağlamında provokasyonların önlenmesi gereğine ilişkin mesajlarımızı ilgili yerlere iletiyoruz.

Radikal İsrailli siyasetçilerin Müslümanların Harem-i Şerife girilmemesi tamamıyla hezeyandır. Filistinli kardeşlerimizin arasında birlik ve mutabakat sağlama gayretlerini yakından takip ediyoruz. İsrail zulmüne verilecek en güzel cevaplardan biri Filistinliler arası birlik ve beraberliğin sağlanmasıdır.

Filistin davasını elimizden gelen en güçlü şekilde savunmaya, Filistin halkının güven ve refahını artırmaya yönelik desteğimizin devam edeceğini vurgulamak istiyorum.”

“Filistin’in devlet olma hakkı var”

Daha sonra sözü alan Abbas, şunları söyledi: “Çok zor şartlarda halkımıza ve davamız açısından çok zor bir dönemde tekrar bir aradayız. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a son gelişmeye dair detaylı bilgileri ilettim. İsrail’in halkımıza yönelik sürdürmüş olduğu soykırım ve katliama, Batı Şeria, Gazze, Doğu Kudüs’te işlemiş olduğu suçlara ne yapılabilir konusunu ele aldık.

İsrail, insani yardımların Gazze’ye girmesine engel oluyor. İsrail işgal devleti her türlü vahşeti orada yürütmektedir. Batı Şeria, Kudüs’te Müslüman ve Hristiyanlara ait kutsallara karşı pervasızca saldırılarını devam ettirmektir. İsrail’in bu tutumundan dolayı ve Mescid-i Aksa’ya saldırıda bulunmaları görünen bir hal hale gelmiştir. Filistin’e uluslararası korumanın sağlanması için çabaların güçlendirilmesi gerekiyor.

Arzuladığımız şey Filistin’in BM’de daimi üyeliğe sahip olması, Güvenlik Konseyi’nin kararıyla böyle bir durumun ortaya çıkması arzuladığımız bir şeydir ve özellikle Batı ülkeleri Filistin’i tanımalıdırlar. Bu çabalar bağlamında Türkiye’nin rolünü önemsiyoruz. Filistin halkının Gazze’den, Batı Şeria’dan bir şekilde tehcir edilmesini kabul etmiyoruz. İsrail bunu yapmak istiyor. Oraları tamamıyla yakıp yıkmak suretiyle bu projesini hayata geçirmek istiyor.

Gazze, Filistin topraklarının ayrılmaz bir parçasıdır. İşgal devletinin planlarının kabulü mümkün değildir. Gazze’nin ve Kudüs’ün Filistin devletinden ve Batı Şeria’dan bölünmesi mümkün değildir. Barış ve güvenlik sadece İsrail işgalinin son bulmasıyla mümkündür. Filistin başkenti Doğu Kudüs olan bir devlet olma hakkı vardır.

Bizler Filistin toplumunun bileşenlerini ve tüm kesimlerini bir araya getirmek için elimizden gelen çabayı harcayacağız. Siyasi program bağlamında uluslararası yükümlülüklerimizi yerine getirmek Filistinlileri bir araya getireceğiz. Sayın Cumhurbaşkanı sizlere ve kardeş Türkiye halkına selamlarımı ve teşekkürlerimi belirtmek istiyorum.

Türkiye’nin Filistin halkına yönelik göndermiş olduğu, Gazze’ye göndermiş olduğu yardımlardan dolayı en içten minnettarlığımızı ifade etmek istiyoruz. Türkiye tarihi sorumluluğuyla Filistin ve Filistin halkına karşı bütün sorumluluğunu en iyi şekilde yerine getirmektedir. Şu andan 120 binden fazla Filistinli yaralı ve ölümüz var. Batı Şeria’da da aynı şekilde İsrail katliamlarına devam etmektedir.”

Paylaşın