İsrail Gazze’yi Yine Vurdu: En Az 32 Ölü

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik başlattığı saldırılarda en az 32 Filistinli daha hayatını kaybetti. Gazze Sağlık Bakanlığı’na verilerine göre; İsrail’in saldırılarında yaklaşık 49 bin Filistinli öldü.

Haber Merkezi / İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik başlattığı saldırılarda son 24 saatte en az 32 Filistinlinin hayatını kaybettiği bildirildi. Filistin Sivil Koruma Bakanlığı’nın bir temsilcisi tarafından yapılan açıklamada, saldırılar sonucunda kadın ve çocukların da öldürüldüğü ifade edildi.

Gazze’deki Sağlık Bakanlığı, İsrail’in 18 Mart’tan bu yana Gazze’ye düzenlediği saldırılarda ölenlerin sayısının 634’ün üstüne çıktığını, yaralı sayısınınsa 900’e yükseldiğini duyurdu. Bakanlık sözcüsü Halil Dakran, bu kişilerin çoğunun çocuk ve kadınlardan oluştuğunu bildirdi.

Gazze’de 19 Ocak’ta yürürlüğe giren ateşkes ve esir takası anlaşmasının 42 günlük birinci aşaması 2 Mart’ta sona ermişti. İsrail, 1700’den fazla Filistinli mahkumu salıvermiş, Hamas da 8’i ölü 33 İsrailli ve 5 Taylandlı rehineyi serbest bırakmıştı.

Taraflar arasında anlaşma sağlanamadığı için ikinci aşamaya geçilememişti. İsrail, 2 Mart’ta Gazze Şeridi’ne her türlü insani yardım malzemesinin girişini durdurmuş, 9 Mart’ta da bölgeye elektrik tedarikini kesmişti.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in, yüzlerce kişinin öldürüldüğü saldırılardan şoke olduğu belirtildi. BM Sözcüsü Rolando Gomez “Genel sekreter ateşkese uyulması, engelsiz insani yardım ulaştırılması ve geriye kalan rehinelerin koşulsuz serbest bırakılması çağrısı yapıyor” dedi.

BM Filistinli Mültecilere Yardım Kurumu UNRWA Başkanı Philippe Lazzarini savaşa devam etmenin “dünya üzerinde cehennemi ateşleyeceğini” belirtti. Lazzarini “İsrail’in geceki ağır bombardımanından sonra çocuklar dahil, sivillerin öldürüldüğü korkunç sahneler var. Savaşa dönerek ‘dünya üzerinde cehennemi’ ateşlemek sadece daha fazla acı getirecek” dedi.

Birleşmiş Milletler’in (BM) İnsan Hakları Yetkilisi Volker Türk de hava saldırılarından dehşete düştüğünü vurguladı ve “Bu, trajediye trajedi ekleyecek” dedi.

Gazze Sağlık Bakanlığı’na verilerine göre; İsrail’in saldırılarında yaklaşık 49 bin Filistinli öldü. Gazze’nin 2,1 milyonluk nüfusunun çoğu birden fazla kez yerinden edildi. Binaların yaklaşık yüzde 70’i hasar gördü veya yıkıldı, sağlık, su ve hijyen sistemleri çöktü. Bölgede ağır bir yiyecek, yakıt, ilaç ve sığınak sorunu yaşanıyor.

Paylaşın

İsrail’den Gazze Şeridi’ne Hava Saldırıları: En Az 400 Ölü

İsrail’in Gazze Şeridi’ne düzenlediği geniş kapsamlı hava saldırılarında aralarında çok sayıda çocuğun da bulunduğu 400’den fazla Filistinli hayatını kaybetti, 100’den fazla kişi de yaralandı.

Haber Merkezi / İsrail ordu sözcüsü Avichay Adraee, “Siyasi düzeyin talimatları doğrultusunda, İsrail ordusu ve (İsrail iç istihbarat teşkilatı) Shin Bet, Gazze Şeridi genelinde Hamas’a bağlı hedeflere geniş çaplı bir saldırı başlattı” dedi.

Gazze İçişleri Bakan Yardımcısı ve bölgedeki en üst düzey Hamas güvenlik yetkilisi Mahmud Ebu Vafah’ın düzenlenen saldırılarda öldürüldüğü bildirildi.

İsrail Başbakanlık Ofisi tarafından yapılan yazılı açıklamada, Başbakan Binyamin Netanyahu ve İsrail Savunma Bakanı İsrael Katz’ın, İsrail ordusuna Hamas’a karşı “güçlü bir eylem” talimatı verildiği belirtildi.

Saldırıların, “Hamas’ın rehinelerimizi serbest bırakmayı tekrar tekrar reddetmesinin yanı sıra ABD Başkanlık Temsilcisi Steve Witkoff ve arabuluculardan aldığı hiçbir öneriyi kabul etmemesi” üzerine gerçekleştiği kaydedildi. Buna göre saldırı planı hafta sonu onaylandı.

İsrail’in BM Büyükelçisi Danny Danon, Hamas’ı tüm rehineleri serbest bırakması konusunda uyardı ve “düşmanlarımıza merhamet göstermeyeceğiz” dedi.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, yaptığı açıklamada, Hamas’ın İsrailli esirleri serbest bırakmayı reddetmesi nedeniyle saldırıları yeniden başlattıklarını söyledi.

Katz, “Hamas esirlerin tamamını serbest bırakmazsa Gazze’de cehennemin kapıları açılacak.” ifadesini kullandı. Şiddetli saldırılar düzenleyecekleri tehdidinde bulunan Katz, hedeflerine ulaşana kadar saldırıları sürdüreceklerini kaydetti.

“İsrail rehinelerin hayatlarını tehlikeye atıyor”

Hamas yaptığı açıklamada son saldırıları kınarken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu Filistinlilere karşı “provoke edilmemiş bir gerilimi yaratmaktan” sorumlu tuttu.

Telegram üzerinden yapılan açıklamada, “Gazze’ye, savunmasız sivillere ve Filistin halkımıza yönelik hain saldırının sonuçlarından suçlu Netanyahu’yu tamamen sorumlu tutuyoruz” denildi.

Hamas, saldırıların ateşkesi ihlal ettiği ve rehinelerin kaderini tehlikeye attığı uyarısında bulundu. Açıklamada, “Netanyahu ve aşırılık yanlısı hükümeti ateşkes anlaşmasını ihlal etmeye ve Gazze’deki esirleri bilinmeyen bir kadere maruz bırakmaya karar verdi” denildi.

Arap ülkeleri ve İslam İşbirliği Teşkilatının (İİT) sorumluluklarını yerine getirerek Filistin halkının yanında yer alarak Gazze Şeridi’ne dayatılan ablukayı kırmaları talebinde bulunulan açıklamada, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine (BMGK) de acil toplanması çağrısında bulunuldu.

Gazze Şeridi’nde 48 binden fazla Filistinli İsrail saldırılarında hayatını kaybetti. Gerçek sayının bunun çok daha üzerinde olabileceği tahmin ediliyor.

Gazze’nin 2,1 milyonluk nüfusunun çoğu birden fazla kez yerinden edildi. Binaların yaklaşık yüzde 70’i hasar gördü veya yıkıldı, sağlık, su ve hijyen sistemleri çöktü. Bölgede ağır bir yiyecek, yakıt, ilaç ve sığınak sorunu yaşanıyor.

Paylaşın

Arap Birliği, 53 Milyar Dolarlık Gazze’nin İnşa Planını Kabul Etti

Kahire’de düzenlenen Arap Birliği Zirvesi’nde Mısır’ın Gazze Şeridi için önerdiği 53 milyar dolarlık yeniden inşa planı oybirliğiyle onaylandı. Plan, Filistinlilerin yerinden edilmemesini sağlıyor.

Haber Merkezi / Arap Birliği liderleri ayrıca, Filistinlileri yerinden etme veya Filistin topraklarının herhangi bir bölümünü ilhak etme girişimlerine karşı İsrail’i kesin bir dille uyardı.

Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah el-Sisi, zirvenin açılış konuşmasında yeniden yapılanma planının Filistinlilerin “topraklarında kalabilmelerini” sağlayacağını söyledi.

Mısır’ın başkenti Kahire’de bir araya gelen Arap Birliği liderleri, Gazze’ye el koymak isteyen ABD Başkanı Donald Trump’ın planına bir alternatif sundu.

Trump Filistinlilerin Gazze’den çıkarılarak komşu ülkeler Mısır ve Ürdün’e yerleştirilmelerini isterken Kahire planı Mahmud Abbas liderliğindeki Filistin Yönetiminin Gazze’de hakimiyeti ele almasını öngörüyor. Gazze 2007’den beri Abbas’ın partisi El Fetih’e rakip Hamas tarafından yönetiliyor.

Mısır Devlet Başkanı Abdulfettah es-Sisi, toplantıda yaptığı konuşmada, Filistinlilerin kendi topraklarında kalacağını söyledi ancak ABD Başkanı Trump’ı eleştirmekten kaçındı.

Zirve sonrasında sosyal medyada yaptığı bir paylaşımda el-Sisi, “Bu planın başarılı olmasını sağlamak için uluslararası toplumdan gelen her türlü fikir ve öneriye açığız. Bunun, büyük bir barış planıyla birlikte uygulanması gerekiyor,” ifadelerini kullandı.

Zirvenin sonuç bildirgesinde Filistin halkını yerinden etmeye yönelik girişimlere tepki gösterilirken bunun yeni çatışmaları tetikleyeceği uyarısında bulunuldu.

Kahire’de liderler, BM işbirliğinde Mısır’da bir bağışçılar konferansı düzenlemekte ve Dünya Bankası tarafından yönetilecek ortak bir fon oluşturmakta uzlaştı.

Toplantıya katılan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Gazze’nin yeniden inşasına yönelik girişimi desteklediğini belirterek, BM’nin “tam iş birliği içinde olacağını” ifade etti.

Gazze’nin yeniden inşası için sunulan bu yeni Arap planında üç aşama öngörülüyor. Altı ay sürmesi düşünülen ve erken yeniden toparlanma diye adlandırılan ilk aşamada büyük miktarlardaki enkazın ve patlamamış mühimmatın temizlenmesi planlanıyor. Devamındaki iki aşamanın da birkaç yıl sürmesi bekleniyor.

Bu sürede sayıları 1,5 milyonu bulan yerlerinden edilmiş Filistinliler geçici konteynerlerde barındırılacak.

Plan, gelecek yıllarda Gazze’yi “sürdürülebilir, yeşil ve yaya dostu” bir bölgeye dönüştürmeyi, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla sanayi bölgeleri ve parklar oluşturmayı öngörüyor. Ayrıca, bir liman ve bir havaalanı inşa edilmesi bekleniyor.

Birleşmiş Milletler (BM), Gazze’deki hanelerin yüzde 90’ının hasarlı olduğunu ya da tamamen yok edildiğini söylüyor. Okullardan, hastanelere, kanalizasyon sisteminden, elektrik hatlarına hayatı yaşamaya değer kılan her şey yıkılmış halde.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Brian Hughes, “Başkan Trump, Hamas’ın Gazze’yi yönetmeye devam edemeyeceğini açıkça belirtti” dedi.

Brian Hughes, “Başkan, savaş sonrası Gazze için cesur vizyonunun arkasında duruyor, ancak bölgedeki ortaklarımızdan gelen görüşleri de memnuniyetle karşılıyor” diye ekledi.

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu Beyaz Saray’da ağırladığı Şubat ayında, ABD’nin Gazze Şeridi’nin kontrolünü “kalıcı olarak” devralacağını ve “yeniden inşa” edeceğini açıklamıştı.

İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Oren Marmorstein, sosyal medya hesabından yayınladığı bir gönderide, Mısır’ın planının “durumun gerçeklerini göz ardı ettiğini” ve zirve bildirgesinde Hamas’ın 7 Ekim 2023’teki saldırısına değinilmediğini ve grubun kınanmadığını söyledi. Planın “güncelliğini yitirmiş perspektiflere dayandığını” öne sürdü.

Hamas, zirvenin sonuçlarını memnuniyetle karşıladı ve bunun, Filistin davasıyla ilgili Arap ve İslam dünyasında yeni bir uyum aşamasını başlattığını belirtti.

Paylaşın

İsrail, Gazze’ye İnsani Yardım Girişini Askıya Aldı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ofisi, Gazze Şeridi’ne giden tüm yardım malzemelerinin durdurduğunu duyurdu. Açıklamada, Hamas’ın tutumunu sürdürmesi halinde “ek sonuçlar” doğabileceği uyarısı yapıldı.

Haber Merkezi / Hamas’ın sözcüsü ve örgütün üst düzey siyasi ismi Basem Naim, “Yardımları kesmek ve sınırları kapatmak başlı başına bir savaş suçudur” dedi ve Netanyahu’nun “bunun için cezalandırılması gerektiğini” söyledi.

Naim, “Uluslararası toplumun müdahale etmesi ve İsrail’in imzalanan anlaşmaya uymasını sağlayarak durumun daha fazla istikrarsızlaşmasını önlemesi gerekiyor” dedi. Naim, İsrail’in “herkes için bir miktar istikrar ve güvenlik getirmesi ve ileriye giden bir yol açması beklenen bir anlaşmayı sabote ettiğini” söyledi.

Açıklamada, İsrail’in ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un önerisini kabul ettiği duyuruldu. Ramazan ayı Mart sonuna kadar devam ederken Musevilerin Hamursuz Bayramı Nisan ayının ortasında kutlanıyor.

Witkoff’un önerisine göre ateşkesin uzaması iki şarta bağlı. Hamas’ın ölü ya da diri olsun kalan rehinelerin yarısını ateşkesin yürürlüğe girdiği ilk gün serbest bırakması gerekiyor. Kalan rehinelerin ise kalıcı bir ateşkes anlaşmasına varılması halinde Ramazan sonunda serbest bırakılması gerekli.

Hamas ise Witkoff’un ateşkesi “geçici olarak uzatma” önerisini reddediyor. Başlangıçta mutabık kalınan anlaşmaya bağlı olduğunu söyleyen Hamas, ateşkesin planlandığı gibi, savaşın nihai olarak sona erdirilmesi için müzakerelerin yapılacağı ikinci aşamasına geçilmesini istiyor.

İsrail’in yardım engellemeye devam edip etmeyeceği ve ABD, Katar ve Mısır müzakerecilerinin kalıcı ateşkesi ilerletmek için görüşmeleri ilerletebilecekleri ise henüz belli değil.

Ateşkesin ilk aşaması 19 Ocak’ta yürürlüğe girdi ve dün sona erdi. Ateşkes, İsrail ile Hamas arasındaki 15 aylık savaşa ara verilmesini sağlamıştı. 33 İsrailli ve beş Taylandı rehineye karşılık olarak yaklaşık 1900 Filistinli tutuklu karşılıklı olarak serbest bırakılmıştı.

7 Ekim 2023’te Hamas’ın İsrail’e saldırısının ardından İsrail’in Gazze’ye yönelik hava ve kara saldırılarında 48 binden fazla kişi öldürüldü.

BM’nin hasar ve ihtiyaç değerlendirme raporuna göre, yaklaşık 292 bin  olan evlerin yüzde 60’ından fazlası ve yolların yüzde 65’i tahrip edildi. Çok sayıda kişi evsiz kalırken, temiz su ve yeterli sanitasyondan yoksun. Bu da onları hastalıklara karşı savunmasız hale getiriyor.

İsrail’in aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, “Hamas yok edilene veya tamamen teslim olana ve tüm rehinelerimiz iade edilene kadar Gazze’ye insani yardım akışının tamamen durdurulması kararı doğru yönde atılmış önemli bir adımdır” dedi.

Paylaşın

İsrail, Gazze’ye Yönelik Saldırı Planları Hazırlıyor

İsrail Savunma Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, sosyal medya hesabı üzerinden, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne yönelik saldırı planları hazırladığını açıkladı.

Haber Merkezi / Herzi Halevi ayrıca, İsrail’in Hamas’ın elinde bulunan rehinelerin kurtarılması konusunda kararlı olduğunu ve bunu başarmak için yoğun çaba sarf ettiğini söyledi.

Hamas bugün erken saatlerde üç İsrailli esiri Uluslararası Kızılhaç Komitesi’ne (ICRC) teslim etti. İsrail ise buna karşılık, 369 Filistinli tutsağı serbest bıraktı.

Hamas şu ana kadar 19 İsrailli ve 5 Taylandlı rehineyi serbest bıraktı. Hâlâ Hamas’ın elinde olduğu düşünülen 73 rehinenin yaklaşık yarısı, İsrail makamlarına göre kayıp veya hayatını kaybetmiş bulunuyor.

ABD’de Joe Biden’ın başkan olarak geçirdiği son gün olan 19 Ocak’ta varılan anlaşmanın ilk evresi, 42 günlük bir ateşkes öngörüyor.

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile görüşen ABD Başkanı Donald Trump’ın birkaç hafta önce dile getirdiği, ABD’nin Gazze Şeridi’nin kontrolünü devralıp, Filistinlileri Gazze Şeridi’nden sürüp, bölgeyi “Ortadoğu’nun rivierası” hâline getirecek şekilde yeniden inşa etmesi planları, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu birçok ülkenin tepkisini çekmişti.

Öte yandan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ise insani yardım taşıyan 630’dan fazla kamyonun Gazze’ye girdiğini bildirdi. Guterres’in açıklamasına göre bunların en az 300’ü Gazze’nin kuzey kesimine gönderildi.

Güvenlik Konseyi’ni ve tüm BM üyesi devletleri ateşkesin uygulanması ve çatışmaların kalıcı olarak durdurulmasına yönelik çabaları desteklemeye çağıran Guterres, ayrıca uluslararası medyanın sahadaki durumu haberleştirmesi için Gazze’ye girmesine izin verilmesi çağrısında bulundu.

Diğer taraftan, 22 ülkeden oluşan Arap Grubu’nun BM’deki büyükelçileri, yaptıkları ortak açıklamada, Başkan Trump’ın, ABD’nin Gazze Şeridi’nin kontrolünü devralması ve Filistinliler’in başka bir yere yerleştirilmesi önerisini reddetti. Arap ülkeleri, Gazze’nin Filistinliler için yeniden inşa edildiğini görmek istediklerini ifade etti.

New York’taki BM merkezinde konuşan grubun başkanı Kuveyt’in BM Daimi Temsilcisi Tarık Albanai, Filistinliler’in Gazze’den çıkarılması önerisinin “1949 tarihli Dördüncü Cenevre Sözleşmesi’nin, sebebi ne olursa olsun, korunan nüfusun işgal altındaki topraklardan zorla çıkarılmasını yasaklayan 49. maddesinin açık bir ihlali” anlamına geleceğini söyledi.

BM Filistin Büyükelçisi Riyad Mansur, Filistinliler’in Gazze’nin Trump’ın hayal ettiği gibi yeniden inşa edildiğini görmek istediklerini, ancak Gazze’nin sadece Filistinliler için inşa edilmesi gerektiğini dile getirdi. “Bizim Filistin’den başka vatanımız yok” diyen Mansur, Gazze Şeridi’ni ve Filistin’i yeniden inşa edeceklerini söyledi.

Mansur ayrıca grubun mevcut ateşkes anlaşmasının arkasında güçlü bir şekilde birleştiğini, bunun kalıcı hale getirilmesini ve sadece Gazze’yi değil işgal altındaki Batı Şeria’yı da kapsayacak şekilde genişletilmesini istediklerini ifade etti.

Arap Grubu ayrıca BM Güvenlik Konseyi’ni Gazze’yi ziyaret etmeye davet etti.

Paylaşın

Mahmut Arıkan’dan Donald Trump’a Mektup: Ellerini Gazze’nin Üzerinden Çek

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Gazze’nin ABD tarafından kontrol edilmesi ve Filistin halkının farklı bir yere yerleştirilmesi önerisini yapan Donald Trump’a bir mektup yazdı.

Haber Merkezi / Mektubu sosyal medya hesabından paylaşan Mahmut Arıkan, mektubunda şunları ifade etti: “Bay Başkan: Her zamanki hayalperestliğinle Gazzelileri başka ülkelere süreceğini ve Gazze’yi imara açacağını dikte ediyorsun. Vatan toprağı ile emlak arsasını birbirine karıştırma. Bu işler emlakçılık yapmaya benzemez!

Gazze’yi, parayla satın alabileceğini sandığın Grönland’la ya da harita üzerinde adını değiştirdiğin Meksika Körfeziyle karıştırma! Senin tarih bilgin olmadığını biliyorum. Hatırlatmak isterim; bu coğrafyaya cehennemi yaşatmaya gelmiş birçok kralın mezarı bile yok!

İki seçeneğin var! Ya ateşkesi destekleyerek barış ve insanlıktan yana olacaksın, ya da bölgeyi daha büyük bir ateşe sürükleyerek kanlı bir katil olarak anılacaksın. Koltuğunu çektiğin, Netanyahu’nun planlarına uyup aptal olma! Gazze’nin üzerinden ellerini çek! Eğer bölge tarihi ve emperyalizme karşı direniş konusunda bir bilgiye ihtiyacın olursa, bizi ara.”

Donald Trump’ın çıkarı ne?

Ortadoğu, Trump’ın oğulları Eric ve Donald Junior tarafından yönetilen gayrimenkul ve otelcilik devi “Trump Organization” için giderek daha önemli bir pazar haline geldi. Trump Organization, son birkaç yılda Suudi Arabistan merkezli emlak şirketi Dar Global ile birkaç anlaşmaya imza attı.

Dar Global Suudi Arabistan’ın Cidde ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai kentlerinde “Trump Tower” markalı iki gökdelen projesi duyururken, Umman’da Trump markalı lüks bir otel ve golf tesisinin inşaatı sürüyor. Dubai’de 2005 yılında konutlar ve lüks bir otelden oluşan “Trump Tower” projesi duyurulmuş ancak küresel ekonomik zorluklar nedeniyle 2011 yılında inşaattan vazgeçilmişti.

Trump’ın halihazırda Dubai’de 2017 yılında açılmış bir golf kulübü bulunuyor. Golf kulübü projesi, Hüseyin Sajwani tarafından yönetilen emlak şirketi DAMAC ortaklığıyla geliştirilmişti. Sajwani Ocak 2025’te Trump ile basın toplantısında şirketinin ABD’de yeni veri merkezleri inşa etmek için “en az” 20 milyar dolar yatırım yapacağını söyledi.

Umman, Cidde ve Dubai’deki yeni anlaşmalar Trump Organization’un gökdelenleri tasarlayıp yönetmesini kapsıyor, ancak mülk sahipliğini içermiyor. Şirketin anlaşmaları temelde marka kullanım hakkıyla ilgili. Trump ailesi kendi isimlerinin kullanılması karşılığında milyonlarca dolar kazanıyor.

Kushner’den Trump’ın oğullarına kadar ailenin farklı üyeleri Ortadoğu’nun şirket için artan önemine dair defalarca açıklamalarda bulundu. Cidde anlaşmasının duyurulmasından kısa süre önce Eric Trump İngiliz Financial Times gazetesine verdiği demeçte” bölgede kesinlikle yeni projelerimiz olacak. Bölge inanılmaz bir büyüme gösteriyor ve bu kısa sürede durmayacak” demişti.

Paylaşın

Devlet Bahçeli’den Donald Trump’ın Gazze Planına Tepki

MHP Lideri Devlet Bahçeli, Donald Trump’ın Gazze’nin ABD tarafından kontrol edilmesi ve Filistin halkının farklı bir yere yerleştirilmesi önerisine tepki göstererek, “Emperyalist azgınlığa karşı kanımızla, canımızla duvar çekmeliyiz” dedi.

Haber Merkezi / Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Berat Kandili” vesilesiyle  sosyal medya hesabından bir açıklamada bulundu. Açıklamasında ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze planına tepki gösteren Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:

“İnsanlık kalıcı barış ve huzura hayli susamış, hakikat ve hakkaniyet çağrıları daha da şiddetlenmiştir. İnsanlığın bilcümle pençesine düştüğü manevi buhranlar ve maddi buzlanmalar maalesef görüş açılarını daraltmakla kalmamış heves ve heyecanları da darboğaza sürüklemiştir.

İşin özünde hayat dediğimiz kısmen müşahhas kısmen mücerret nitelikli karmaşık döngü kapsamında felah ve ferah ümitleri bir türlü beklenen ve hak edilen seviyelere de sıçrayamamıştır. Dürüst ve samimi bir hissiyatla ihata edilmiş geniş çaplı bir vicdan muhasebesi yapılmadan daha iyi, daha insani bir dünyanın arayış adımları çöl kuraklığındaki serap gibi kaybolup gidecektir.

Filistinli kardeşlerimizi Gazze’den sürüp çıkarma dayatması karşısında sessiz ve suskun kalmak küresel emperyalizmin vesayetine rıza göstermek, esaret zincirine gönüllü kafa uzatmaktır. Mazlumları toprağından koparmak, toprağı da üzerinde yaşayan hak sahiplerinden ayırmak bedeli ve vebali çok ağır bir suç ve skandaldır.

Böylesi bir gözü dönmüş aymazlığın bölgesel ve küresel volkan ağzının patlayışına çanak tutma riski hem çok fazla hem de sonuçları itibariyle dehşet atmosferini beslemesi kaçınılmazdır. Geldiğimiz bu aşamada 5 Ağustos 2024 tarihinde önerdiğim ‘Kudüs Paktı’ teklifi mutlaka değerlendirilmeli, bölgesel huzur ve güvenlik kuşağının teessüs ve tecellisi süratle temin edilmelidir.

Gazze’nin Filistin’den kopartılması halinde ne bölge ülkeleri ne de dünyanın tamamı dirlik ve istikrar bulamayacaktır. Gazze, Gazzelilerindir. Gazze toprağı emlak değildir, imara açılacak arsa değildir, nitekim şehit kanlarıyla sulanmış ve sahiplenilmiştir. İki devletli çözümden başka her yol ise uçurumdur. Harici ve dahili hiçbir mihrak bunun hilafına tarihin, coğrafyanın ve egemenliğin açık gerçeklerini güce ve zora dayalı olsa bile çiğneyemeyecektir.

“Hiçbir ülke yanlış hesap yapmamalı”

İslam ülkeleri aslına, kendine, köküne dönmelidir. Ürdün Kralı’nın aciz ve boyun eğmiş haline bakıp da bu teslimiyetin hakim olduğuna dair hiç kimse, hiçbir ülke yanlış hesap yapmamalıdır.

Tövbe ve istiğfarla geçireceğimiz bu mübarek gecede Cenab-ı Allah’tan niyazım; Müslüman gönüllere daha çok hidayet nasip etmesi, tefrika, tezvirat ve fitne tehdidinden cümlemizi muhafaza etmesidir. Günahlardan arına arına, dua ve ibadetlerin kudretine sığına sığına; akıl, fikir ve iman sıcaklığının lütfuyla aramızdaki soğuklukları gidermeli; haksızlığa ve emperyalist azgınlığa karşı kanımızla, canımızla duvar çekmeliyiz.

Bu duygularla aziz milletimizin, Türk-İslam aleminin Berat Gecesi’ni tebrik ediyor, Cenab-ı Allah’ın rahmetini, mağfiretini, ihsanını ve gufranını diliyorum. Beraatımıza ve beraberliğimize vesile olması temennilerimle Berat Gecemiz mübarek olsun diyorum.”

ABD Başkanı Trump’ın çıkarı ne?

Ortadoğu, Trump’ın oğulları Eric ve Donald Junior tarafından yönetilen gayrimenkul ve otelcilik devi “Trump Organization” için giderek daha önemli bir pazar haline geldi. Trump Organization, son birkaç yılda Suudi Arabistan merkezli emlak şirketi Dar Global ile birkaç anlaşmaya imza attı.

Dar Global Suudi Arabistan’ın Cidde ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai kentlerinde “Trump Tower” markalı iki gökdelen projesi duyururken, Umman’da Trump markalı lüks bir otel ve golf tesisinin inşaatı sürüyor. Dubai’de 2005 yılında konutlar ve lüks bir otelden oluşan “Trump Tower” projesi duyurulmuş ancak küresel ekonomik zorluklar nedeniyle 2011 yılında inşaattan vazgeçilmişti.

Trump’ın halihazırda Dubai’de 2017 yılında açılmış bir golf kulübü bulunuyor. Golf kulübü projesi, Hüseyin Sajwani tarafından yönetilen emlak şirketi DAMAC ortaklığıyla geliştirilmişti. Sajwani Ocak 2025’te Trump ile basın toplantısında şirketinin ABD’de yeni veri merkezleri inşa etmek için “en az” 20 milyar dolar yatırım yapacağını söyledi.

Umman, Cidde ve Dubai’deki yeni anlaşmalar Trump Organization’un gökdelenleri tasarlayıp yönetmesini kapsıyor, ancak mülk sahipliğini içermiyor. Şirketin anlaşmaları temelde marka kullanım hakkıyla ilgili. Trump ailesi kendi isimlerinin kullanılması karşılığında milyonlarca dolar kazanıyor.

Kushner’den Trump’ın oğullarına kadar ailenin farklı üyeleri Ortadoğu’nun şirket için artan önemine dair defalarca açıklamalarda bulundu. Cidde anlaşmasının duyurulmasından kısa süre önce Eric Trump İngiliz Financial Times gazetesine verdiği demeçte” bölgede kesinlikle yeni projelerimiz olacak. Bölge inanılmaz bir büyüme gösteriyor ve bu kısa sürede durmayacak” demişti.

Paylaşın

ABD Devlet Başkanı Trump, Gazze Planında Israrcı

Beyaz Saray’da Ürdün Kralı II. Abdullah ile bir araya gelen Donald Trump, Gazze’nin ABD tarafından kontrol edilmesi ve Filistin halkının yeniden yerleştirilmesi yönündeki tartışmalı önerisini yineledi.

Donald Trump, Ürdün ve Mısır’ın Filistinlileri kabul etmeyi reddetmeleri halinde, ABD yardımını kesebileceğini ifade etti.

Reuters / Ipsos’un 7 – 9 Şubat tarihleri ​​arasında gerçekleştirdiği bir anket, ABD halkının yüzde 74’ünün ABD’nin Gazze’yi kontrol etmesine ve Filistinlileri yerlerinden edilmesine karşı olduğunu ortaya koydu.

ABD Başkanı Donald Trump Beyaz Saray’d Ürdün Kralı Abdullah’ı ağırladı. Trump, Filistinlilerin Gazze dışında güvenli bir yerde yaşayacaklarını söyledi. Ürdün Kralı Filistinlilerin ülkesine yerleştirilmesi teklifine ilişkin, “Konuyu herkesin çıkarına olacak şekilde nasıl çözebiliriz bakmamız gerekir” diye konuştu.

Donald Trump ve Ürdün Kralı Abdullah Oval Ofis’te basına kapalı görüşme öncesinde basın mensuplarından gelen soruları yanıtladı.

Gazze’yi satın almayacaklarını, denetimini alarak düzgün bir şekilde yöneteceklerini söyleyen Başkan Trump, “Geniş kapsamlı bir ekonomik kalkınma olacak; belki de o bölgedeki en büyüğü. Orada otel, ofis binaları ve konut dahil pek çok iyi şey inşa edilecek. Burayı olması gereken bir alana dönüştüreceğiz” diye konuştu.

ABD Başkanı Trump Cumartesi gün ortasına kadar Hamas’ın rehineleri serbest bırakmaması halinde ateşkesin iptal edilmesi gerektiğini söylemişti.

Bu görüşünü tekrarlayan Trump “Bu süre zarfını karşılayabileceklerini şahsen düşünmüyorum. Sert oynamak istiyorlar ama ne kadar sert olduklarını göreceğiz” diye konuştu.

ABD Başkanı, “Gazze’nin yeniden inşası sürecinde Ortadoğu halkları için çok iş imkanı olacağını belirterek, “Bir elmas olabilir. Ortadoğu için büyük bir imkan olabilir. Barış olacak. Her 10 yılda bir aynı şeyler yaşanıyor. Çok uzun süre izledim. Gazze’deki ölüm ve yıkımı… Medeniyet silindi Gazze’de” ifadelerini kullandı.

Gazze konusunda Mısır ve Ürdün ile ilerleme sağlayabileceklerini belirten Trump, “Çok karmaşık bir şey değil. ABD’nin bu toprakları kontrol etmesiyle Ortadoğu’da ilk kez istikrar olacak. Filistinliler ya da şu anda Gazze’de yaşayan insanlar bir başka yerde güzel şekilde yaşıyor olacaklar. Güvenli bir şekilde yaşayacaklar” dedi.

Ürdün Kralı Abdullah ise sosyal medya platformu X’ten yaptığı açıklamada, Başkan Trump’la yaptığı görüşmede, Gazze’deki ya da Batı Şeria’daki Filistinliler’in çıkarılmasına karşı olduğunu yinelediğini söyledi.

Bunun Arap ülkelerinin ortak bir tutumu olduğunu söyleyen Ürdün Kralı, “Filistinliler’i yerinden etmeden ve insani duruma çözüm bularak Gazze’nin yeniden inşası hepimiz için öncelik olmalı” ifadelerini kullandı.

ABD Başkanı Donald Trump ise Mısır ve Ürdün’le konuya ilişkin ilerleme sağlanması konusunda iyimser konuştu.

Ürdün Kralı Abdullah meselenin herkesin çıkarına olacak şekilde çözümünün değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Kral Abdullah, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın Arap ülkelerinin planlarını görüşmek üzere ilgili tarafları Riyad’a davet ettiğini belirtti.

Ürdün Kralı, kanser olan ya da durumu kritik olan 2 bin çocuğu en kısa zamanda Ürdün’e sevk edeceklerini de açıkladı. ABD Başkanı Trump bu gelişmeyi “güzel bir jest” olarak tanımladı.

Filistinliler’in Gazze yeniden inşa edilirken Mısır, Ürdün ve başka ülkelere yerleştirilmesi fikrinin arkasında duran ABD Başkanı Trump, “Şunu unutmayalım. Sadece Gazze Şeridi’nde olmak istiyorlar çünkü başka türlüsünü bilmiyorlar. Bir alternatifleri olmadı hiçbir zaman. Bir alternatifleri olduğunda, tek bir kişi bile olduğu yerde kalmak istemeyecek. Cehennemde yaşıyorlar” diye konuştu.

Donald Trump’ın çıkarı ne?

Ortadoğu, Trump’ın oğulları Eric ve Donald Junior tarafından yönetilen gayrimenkul ve otelcilik devi “Trump Organization” için giderek daha önemli bir pazar haline geldi. Trump Organization, son birkaç yılda Suudi Arabistan merkezli emlak şirketi Dar Global ile birkaç anlaşmaya imza attı.

Dar Global Suudi Arabistan’ın Cidde ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai kentlerinde “Trump Tower” markalı iki gökdelen projesi duyururken, Umman’da Trump markalı lüks bir otel ve golf tesisinin inşaatı sürüyor. Dubai’de 2005 yılında konutlar ve lüks bir otelden oluşan “Trump Tower” projesi duyurulmuş ancak küresel ekonomik zorluklar nedeniyle 2011 yılında inşaattan vazgeçilmişti.

Trump’ın halihazırda Dubai’de 2017 yılında açılmış bir golf kulübü bulunuyor. Golf kulübü projesi, Hüseyin Sajwani tarafından yönetilen emlak şirketi DAMAC ortaklığıyla geliştirilmişti. Sajwani Ocak 2025’te Trump ile basın toplantısında şirketinin ABD’de yeni veri merkezleri inşa etmek için “en az” 20 milyar dolar yatırım yapacağını söyledi.

Umman, Cidde ve Dubai’deki yeni anlaşmalar Trump Organization’un gökdelenleri tasarlayıp yönetmesini kapsıyor, ancak mülk sahipliğini içermiyor. Şirketin anlaşmaları temelde marka kullanım hakkıyla ilgili. Trump ailesi kendi isimlerinin kullanılması karşılığında milyonlarca dolar kazanıyor.

Kushner’den Trump’ın oğullarına kadar ailenin farklı üyeleri Ortadoğu’nun şirket için artan önemine dair defalarca açıklamalarda bulundu. Cidde anlaşmasının duyurulmasından kısa süre önce Eric Trump İngiliz Financial Times gazetesine verdiği demeçte” bölgede kesinlikle yeni projelerimiz olacak. Bölge inanılmaz bir büyüme gösteriyor ve bu kısa sürede durmayacak” demişti.

(Kaynaklar: VOA Türkçe, DW Türkçe)

Paylaşın

Donald Trump, Yine ABD’nin Gazze’ye “Çökeceğini” Söyledi

ABD Başkanı Donald Trump, yine ABD’nin Gazze’yi “devralacağını” ve “sahipleneceğini” söyledi. Donald Trump, söz konusu planın bölgeyi “Orta Doğu’nun Rivierası”na dönüştürebileceğini ifade etti.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas geçtiğimiz hafta Birleşmiş Milletler’e “Filistin halkını ve devredilemez haklarını koruma” çağrısında bulunarak, Trump’ın yapmak istediğinin “uluslararası hukukun ciddi bir ihlali” olacağının altını çizdi.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump, Gazze’nin kontrolünü ele geçirme planını yineleyerek, Orta Doğu’daki diğer devletlerin savaştan harap olmuş bölgenin bazı kısımlarını yeniden inşa etmelerine izin verebileceğini belirtti.

Pazar günü New Orleans’taki Super Bowl’a giderken Air Force One uçağında gazetecilere açıklamalarda bulunan Trump, “Gazze’yi satın almaya ve sahiplenmeye kararlıyım. Orayı yeniden inşa etme konusunda, Orta Doğu’daki diğer devletlere oranın bazı bölümlerini inşa etmeleri için verebiliriz,” ifadelerini kullandı.

Donald Trump, “Başkaları bunu bizim himayemiz altında yapabilir. Ama biz orayı sahiplenmeye, almaya ve Hamas’ın geri dönmemesini sağlamaya kararlıyız. Geriye dönülecek hiçbir şey yok. Burası bir yıkım alanı. Geri kalanı da yıkılacak,” diye ekledi.

Trump yerleşim bölgesini “dünyanın herhangi bir yerinde yaşamak için en tehlikeli yer” olarak nitelendirdi ancak “burayı gelecekte birileri tarafından geliştirilmesi için çok iyi bir yer haline getireceğiz” dedi.

Donald Trump, “Diğer ülkelerin buranın bir kısmını geliştirmesine izin vereceğiz. Çok güzel olacak. İnsanlar dünyanın her yerinden gelip orada yaşayabilir” ifadelerini kullandı ve ekledi: “Ama biz Filistinlilerle ilgileneceğiz. Onların güzel, uyum ve barış içinde yaşamalarını ve öldürülmemelerini sağlayacağız.”

ABD Başkanı, Gazze’nin kontrolünü ele geçirme planınıyaklaşık bir hafta önce İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray’da yaptığı görüşmenin ardından açıklamıştı.

O zaman yerinden edilen Filistinlilerin Gazze’ye geri dönmek istemeyeceğini söylemişti. Pazar günü gazetecilere yaptığı açıklamada Trump, Arap ülkelerinin kendisiyle görüştükten sonra Filistinlileri almayı kabul edeceklerini belirterek, Filistinlilerin seçme şansları olması halinde Gazze’yi terk edeceklerinde ısrar etti.

Donald Trump, “Gazze’ye dönmek istemiyorlar. Onlara daha güvenli bir bölgede bir ev verebilirsek – Gazze’ye dönmekten bahsetmelerinin tek nedeni bir alternatiflerinin olmaması,” dedi Trump. “Bir alternatifleri olsa Gazze’ye dönmek istemezler” dedi.

Trump’ın Filistinlileri yeniden yerleştirme ve Gazze’yi “Orta Doğu’nun Rivierası” haline getirme planı dünya çapında liderler ve yetkililer tarafından yaygın bir şekilde kınandı.

Ürdün, Suudi Arabistan, Fransa, İspanya, İrlanda, Almanya, Türkiye, İran ve Brezilya gibi ülkeler zorla yerinden edilmeye karşı olduklarını dile getirdiler. Avustralya, Rusya ve Çin ise iki devletli çözümün tek yol olduğunu vurguladı. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ise “her türlü etnik temizlikten kaçınmanın elzem olduğunu” söyledi.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas geçtiğimiz hafta Birleşmiş Milletler’e “Filistin halkını ve devredilemez haklarını koruma” çağrısında bulunarak, Trump’ın yapmak istediğinin “uluslararası hukukun ciddi bir ihlali” olacağının altını çizdi.

Trump: Bir noktada sabrımızı kaybedeceğiz

Trump pazar günü ayrıca, İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes hakkında da konuştu ve Filistinli militan grup tarafından serbest bırakılan son üç İsrailli rehinenin görüntülerini izledikten sonra anlaşmaya yönelik sabrını kaybetmeye başladığını vurguladı.

Trump gazetecilere, “Bugün geri dönen rehineleri izledim ve Holokost’tan kurtulanlara benziyorlardı. Korkunç durumdaydılar. Bir deri bir kemik kalmışlardı” dedi ve ekledi: “Buna daha ne kadar katlanabileceğimizi bilmiyorum… bir noktada sabrımızı kaybedeceğiz. Bunu izlediğimde, top sürmeye devam etmemiz gereken bir anlaşmamız olduğunu biliyorum ancak onlar gerçekten kötü durumdalar.”

Donald Trump ayrıca, Rusya’nın Ukrayna’da devam etmekte olan geniş çaplı işgalini sona erdirmekten de bahsetti ve savaş başladığında başkan olsaydı bunun asla gerçekleşmeyeceğini iddia etti.

Trump, “Bıktım artık. Şöyle diyelim, bu kadar yeter. Ve daha pek çok konuşma yapmayı bekliyorum. Bu savaşı sona erdirmek zorundayız,” dedi ve ekledi: “Asla olmamalıydı, ben başkan olsaydım asla olmazdı.”

Trump pazar günü yaptığı açıklamada, Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile Moskova’nın Ukrayna’daki savaşını sona erdirme konusunda bir ya da daha fazla telefon görüşmesi yaptığını açıkladı.

Paylaşın

Erdoğan’dan Trump’a “Gazze” Tepkisi

ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze’ye yönelik açıklamalarına tepki gösteren Erdoğan, “Gazzelileri, binlerce yıllık ezeli ve ebedi vatanlarından çıkarmaya kimsenin gücü yetmez. Gazzesi, Batı şeriası, Doğu Kudüsü ile Filistin, Filistinlilerindir” dedi ve ekledi:

“471 gün boyunca İsrail’in her türlü gaddarlığına, vahşetine ve saldırılarına rağmen topraklarını terk etmeyen Gazze halkı Gazze’de kalmaya, Gazze’de yaşamaya, Gazze’ye sahip çıkmaya devam edecektir. Hangi ambalaja sarılırsa sarılsın, Gazze’yi Gazze’lilerden koparmaya yönelik her türlü plan, hakikatin sert duvarına çarpıp tuz buz olacaktır. Bölgede barış, huzur ve kalkınma isteniyorsa, bunun yolu ateşe daha fazla benzin dökmekten değil, Filistinlilere hakkını vermekten geçiyor.”

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Asya turunun ilk durağı olan Malezya’ya hareketi öncesi havalimanında açıklamalar yaptı. Habertürk’ün aktardığına göre; Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

Her 3 dost ve kardeş ülkeyi ziyaretimde ikili münasebetlerimizi daha da güçlendirmeye yönelik birçok anlaşmayı da imzalayacağız. Malezya ile ekonomik ve ticari işbirliklerimizin yanı sıra başta Filistin davası olmak üzere uluslararası alanda da yakın çalışıyoruz. İnşallah bunu önümüzdeki dönemde de artıracağız.

Malezya’nın ardından diplomatik ilişkilerimizin 75. yıl dönümünü idrak ettiğimiz Endonezya’ya geçeceğiz. Endonezya ile 2022 yılında tesis ettiğimiz Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin ilk toplantısına Cumhurbaşkanı Sayın Subianto ile birlikte başkanlık edeceğiz. Kendisini de son olarak geçtiğimiz Temmuz ayında ülkemizde ağırlamış akabinde çeşitli toplantılarda bir araya gelmiştik.

Asya Genel Sekreterliğine ev sahipliği yapan Endonezya ile hali hazırda dönem başkanlığını yürüten Malezya’yı ziyaretlerimizin özellikle Asya Teşkilatı ile güçlendirmek istediğimiz ilişkilere de müspet yansımaları olacağı kanaatindeyim. Değerli basın mensupları bu turumuzun son durağı olan Pakistan’ı Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin 6. toplantısı vesilesiyle Şubat 2020’de ziyaret etmiştim.

Bu seferki ziyaretim sırasında Başbakan Sayın Şahbaz Şerif ile Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin 7. toplantısına başkanlık edeceğiz. Ziyaretim vesilesiyle Cumhurbaşkanı Sayın Asaf Ali Zerdari ile de bir araya geleceğiz. Nitekim az önce içeride görüştüğümüz dostumuz Pakistan’ın Cumhurbaşkanı’dır. İnşallah bu görüşmemizde ikili münasebetlerimizin yanı sıra bölgesel ve küresel meseleleri ele alma fırsatı bulacağız. Pakistan’ın Türkiye ve Türk milletinin gönlündeki müstesna yeri herkes tarafından çok iyi biliniyor.

Bu ziyaretimizle dostluğumuzu, kardeşliğimizi ve aramızdaki münasebetleri inşallah bir adım daha öteye götüreceğiz. Her üç dost ve kardeş ülkeyi ziyaretinde ikili münasebetlerimizi daha da güçlendirmeye yönelik birçok anlaşmayı da imzalayacağız. Resmi temaslarımıza ilaveten ziyaret ettiğimiz ülkelerde özel sektör temsilcilerini bir araya getirecek iş forumu etkinliklerine de katılacağız.

Malumunuz 2019 yılında yeniden Asya girişimini başlatmış, Asya ile iş birliğimizi güçlendirme irademizi fiiliyata dökmüştük. Bunun bir parçası olarak da görülmesi gereken bu ziyaretimizin Malezya, Endonezya ve Pakistan ile kardeşlik temeli üzerine bina ettiğimiz ilişkilere ivme kazandırmasını temenni ediyorum. Değerli arkadaşlar, üç ülkeyi kapsayan bu ziyaretimizi yakın çevremizde ve dünyada önemli tartışmaların yaşandığı bir dönemde gerçekleştiriyoruz.

Bilindiği gibi Suriye’de 13,5 yıldır devam eden zulüm ve çatışmalar 8 Aralık’ta sona erdi. Suriye’nin Cumhurbaşkanı Sayın Şara’nın basiretli liderliği altında inşallah en kısa sürede istikrara kavuşacağına inanıyoruz. Tadamon, Hama, Doğukuta katliamları başta olmak üzere Bağis Rejimi tarafından işlenen vahşi cinayetlerin hesabı da tek tek soruluyor ve sorulacaktır.

Gazze’de 471 gün süren soykırımın ardından bizim de çabalarımızla 19 Ocak’ta geçici ateşkes sağlandı. İsrail’in ayak oyunlarına rağmen esir ve tutuklu takasları devam ediyor. Hamas’ın verdiği söze sadık kaldığını memnuniyetle müşahede ediyoruz. 15 aydır ağır avluk altında olan Gazze’ye yardımlar istenilen seviyede olmasa da hamdolsun ulaşmaya başladı.

Ancak İsrail yönetiminin kafasında ateşkesi kalıcı kılmak yerine daha sinsi ve insanlık dışı planların olduğunu ne yazık ki görüyoruz. Bir defa şunu açıkça söylemek isterim. Siyonist lobinin baskısıyla yeni Amerikan yönetiminin Gazze’yle ilgili gündeme getirdiği önerilerin bizim açımızdan dikkate ve konuşulmaya değer hiçbir yanı yoktur. Bunlar tamamen abesle iştigaldir, havanda su dövme çabalarıdır.

Gazzelileri, binlerce yıllık ezeli ve ebedi vatanlarından çıkarmaya kimsenin gücü yetmez. Gazzesi, Batı şeriası, Doğu Kudüsü ile Filistin, Filistinlilerindir. 471 gün boyunca İsrail’in her türlü gaddarlığına, vahşetine ve saldırılarına rağmen topraklarını terk etmeyen Gazze halkı Gazze’de kalmaya, Gazze’de yaşamaya, Gazze’ye sahip çıkmaya devam edecektir.

Hangi ambalaja sarılırsa sarılsın, Gazze’yi Gazze’lilerden koparmaya yönelik her türlü plan, hakikatin sert duvarına çarpıp tuz buz olacaktır. Bölgede barış, huzur ve kalkınma isteniyorsa, bunun yolu ateşe daha fazla benzin dökmekten değil, Filistinlilere hakkını vermekten geçiyor. Yarın Malezya’da yapacağımız konuşmamızda Gazze’nin sürat inşası noktasında atılması gereken asıl adımı inşallah paylaşacağız.

“İnsanda biraz mahcubiyet olur, utanma olur, arlanma olur…”

Tabi burada ülkemizdeki ana muhalefete bir çift sözüm var. Genel Başkanıyla, Belediye Başkanıyla görüyoruz ki birileri bizim Filistin hassasiyetimizi sorgulamaya cüret ediyor. Filistin davasında şahsımızın ve hükümetimizin duruşunu sorgulamak sizin ne haddinize?

Daha düne kadar Hamas’a terör örgütü yaftası vuran, işgal güçlerine şirin gözükmek için direnişçileri suçlayan siz değil misiniz? Siz önce Filistin direnişine attığınız iftiralardan dolayı çıkın bir özür dileyin de ondan sonra konuşun. İnsanda biraz mahcubiyet olur, utanma olur, arlanma olur, hayal duygusu olur.

Bizim Filistin davası ve Gazze’li kardeşlerimiz için neler yaptığımızı, nasıl bir mücadele verdiğimizi, bu uğurda neleri göze aldığımızı, başta Filistinli kardeşlerimiz olmak üzere tüm dünya gayet iyi biliyor. Şartlar ne olursa olsun, Filistinli ve Gazzeli kardeşlerimiz için en iyisini, en hayırlısını, en doğru olanını yapmaya çalışırız. İnşallah bundan sonra da aynı çizgide yolumuza devam edeceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.”

Paylaşın