CHP’den Emekliler Tepkisi: Simit Ayran Alamayacak Duruma Geldiler

CHP İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, “Temmuz TÜİK enflasyon oranlarından sonra emeklilere yapılacak zam açıklandı. Ancak kök maaşı 8 bin lira ve altında kalan emeklilerimizin maaşlarına zam gelemeyecek. Emeklimiz iktidar en düşük emekli maaşı ile ilgili düzenleme yapmazsa yıl sonuna kadar 10 bin lira ile geçinmeye çalışacak” dedi ve ekledi:

“Durum o kadar kötü ki, emeklimiz bir öğünde simit-ayran alamayacak duruma geldi. Çünkü simit ve küçük su 10, ayran 15 lira her yerde. Bir öğüne 35 lira veremeyen emekli; 3 harfli marketlerden 3 lira 75 kuruşa çubuk kraker, 2 lira 75 kuruşa su, 6 liraya ayran alarak öğünü 12,5 liraya getirmek zorunda kalıyor. Ama iktidara göre maaşları iyi, bir sorun yok! AKP’nin emeklimize reva gördüğünü hayat işte bu.”

CHP İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, Temmuz TÜİK enflasyon oranlarından sonra emeklilere yapılacak zamlara dair açıklama yaptı. Evrensel’in aktardığına göre, İlgezdi, iktidarın emeklileri bir simide dahi muhtaç ettiğini söyleyerek, “her yerde bir simit, bir su 10 TL, ayran ise 15 TL. Emekli bir öğününe 35 TL veremeyecek durumda” dedi.

Mevcut hayat pahalılığında emekliler için durumun bilinenden kötü olduğunu ifade eden İlgezdi, “Temmuz TÜİK enflasyon oranlarından sonra emeklilere yapılacak zam açıklandı. Ancak kök maaşı 8 bin lira ve altında kalan emeklilerimizin maaşlarına zam gelemeyecek. Emeklimiz iktidar en düşük emekli maaşı ile ilgili düzenleme yapmazsa yıl sonuna kadar 10 bin lira ile geçinmeye çalışacak. Durum o kadar kötü ki, emeklimiz bir öğünde simit-ayran alamayacak duruma geldi. Çünkü simit ve küçük su 10, ayran 15 lira her yerde. Bir öğüne 35 lira veremeyen emekli; 3 harfli marketlerden 3 lira 75 kuruşa çubuk kraker, 2 lira 75 kuruşa su, 6 liraya ayran alarak öğünü 12,5 liraya getirmek zorunda kalıyor. Ama iktidara göre maaşları iyi, bir sorun yok! AKP’nin emeklimize reva gördüğünü hayat işte bu” diye ifade etti.

Emeklinin artık dengeli ve sağlıklı beslenmediğini anlatan İlgezdi, “Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, bir gününü ayırsa emeklinin halini görecek. Hani çok uzaklara da gitmemize gerek de yok. Ankara’da bakanlığa yakın bir parka gidelim. Emeklinin öğlen simit bile alamadığını, simitten bile tasarruf yapmak zorunda kaldığını görmesini sağlayalım” dedi.

“Olan emekliye ve emekçiye oluyor”

Emeklinin 10 lira ile geçinemediği gibi, asgari ücretlinin zam alamayacağı için durumunun çok kötü olacağını hatırlatarak devam eden CHP’li İlgezdi, “Asgari ücret ocak ayından bugüne 3 bin 850 lira eridi. Buna rağmen AKP yetkilileri temmuzda ara zam yapılmayacağını açıkladı. Enflasyon farkı vermeyen, refah payını emekçi unutsun diyen AKP, yine ülkemizin bütün zenginliğini garanti ödemelere, yandaşlara, lüks ve şatafata harcıyor. Olan emekliye ve emekçiye oluyor” diye anlattı.

Paylaşın

565 Bin Kız Çocuğu Eğitim Sisteminin Dışında

CHP Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, “Öğrenci Veli Derneği’nin (Veli-Der) 2022-2023 Değerlendirme Raporu’na göre 1998’de eğitim yatırımlarına ayrılan bütçe yüzde 30,03 iken 2023’te, AKP iktidarının 22. yılında sadece yüzde 9,18. Yine aynı rapora göre TÜİK’in 2022 verileri, 15-19 yaş aralığında 565 bin kız çocuğumuzun eğitim sisteminin dışında kaldığına işaret ediyor” dedi ve ekledi:

“Kız çocuklarımız okuldan alınıp çalışmak zorunda bırakılırken, çocuk anne yapılırken ses çıkarmayanlar neden karma eğitimi hedef almaktadırlar? Eğitim sistemimizin öncelikli görevi tüm çocuklarımıza bir dünyanın iki yarısı ve tamamlayıcısı olduklarını kavratmak, iyi birer insan olmaları için yetiştirmek, bilimsel ve çağdaş eğitim almalarını sağlamaktır.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in karma eğitimi hedef alan açıklamalarına tepki gösterdi. Yazılı açıklama yapan Gamze Akkuş İlgezdi, iktidarın eğitim sistemindeki sorunları çözmek yerine 100 yıl önce sonuca bağlanıp kapatılmış konuları gündeme getirdiğini belirtti.

ANKA’nın aktardığına göre İlgezdi şunları kaydetti:

“Kanunlarla belirlenmiş eğitim sistemini ileriye taşımak yerine yüzlerce yıl öncesinin mantığıyla ele almak boş bir çabadır. Bu mantığa göre Meclisimizdeki kadın ve erkek vekilleri de ayrı ayrı mı oturtalım? İş dünyamızdaki çalışma ortamlarını haremlik-selamlık diye mi ayıralım? AKP, 96 yıldır sorunsuzca uygulanan karma eğitimi tartışıp diğer alanlardaki başarısızlıklarını örtmeye çalışmasın, gerçek sorunlara odaklanıp çözüp üretsin.

Öğrenci Veli Derneği’nin (Veli-Der) 2022-2023 Değerlendirme Raporu’na göre 1998’de eğitim yatırımlarına ayrılan bütçe yüzde 30,03 iken 2023’te, AKP iktidarının 22. yılında sadece yüzde 9,18. Yine aynı rapora göre TÜİK’in 2022 verileri, 15-19 yaş aralığında 565 bin kız çocuğumuzun eğitim sisteminin dışında kaldığına işaret ediyor.

Kız çocuklarımız okuldan alınıp çalışmak zorunda bırakılırken, çocuk anne yapılırken ses çıkarmayanlar neden karma eğitimi hedef almaktadırlar? Eğitim sistemimizin öncelikli görevi tüm çocuklarımıza bir dünyanın iki yarısı ve tamamlayıcısı olduklarını kavratmak, iyi birer insan olmaları için yetiştirmek, bilimsel ve çağdaş eğitim almalarını sağlamaktır.”

Paylaşın

CHP MYK Üyelerinin Tamamı İstifa Etti

CHP MYK üyeleri, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun elini rahatlatmak ve yeni yönetimini belirlemesi için istifalarını sundu. MYK’da yeni görevlendirmeler yapılması bekleniyor.

Haber Merkezi / Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin kaybedilmesinin ardından Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Toplantısı, Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında Genel Merkez binasında gerçekleştirildi.

Basına kapalı gerçekleştirilen toplantı yaklaşık 4 buçuk saat sürdü. Toplantının ardından henüz açıklama yapılmazken MYK üyelerinin tamamı istifa etti. Kemal Kılıçdaroğlu istifaları onayladı. MYK’da yeni görevlendirmeler yapılması bekleniyor.

Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri

Ahmet Akın, Ali Öztunç, Bülent Kuşoğlu, Bülent Tezcan, Devrim Barış Çelik, Faik Öztrak, Fethi Açıkel, Gamze Akkuş İlgezdi, Gökçe Gökçen, Gülizar Biçer Karaca, Lale Karabıyık, Muharrem Erkek, Oğuz Kaan Salıcı, Selin Sayek Böke, Seyit Torun, Veli Ağbaba, Yüksel Taşkın.

CHP Genel Başkan Yardımcılarından Feti Açıkel toplantıda seçimlerin siyasi sonuçlarına dair sunum yaparken Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Devrim Barış Çelik de seçimlerin teknik sonuçlarına dair MYK’ya bilgi verdi.

CHP Parti Meclisi (PM) de Cumartesi günü toplanarak, hem seçim sonuçlarını değerlendirecek, hem de bundan sonraki sürece ilişkin yol haritasını belirleyecek.

CHP’nin yeni MYK’sının da PM toplantısından sonra ve büyük olasılıkla Pazar günü açıklanacağı dile getiriliyor.

CHP’nin Cumartesi günü basına kapalı olarak gerçekleştirilecek Meclis grup toplantısında da yeni grup başkanvekilleri ve TBMM Başkanlık Divanı’nda görev alacak isimler belirlenecek.

CHP MYK ve PM toplantılarında, kongre süreçlerinin de başlatılması bekleniyor. CHP kulislerinde, il ilçe kongrelerinin yaz aylarında tamamlanıp, Eylül-Ekim gibi de 38. Olağan Büyük Kurultay’ın yapılabileceği belirtiliyor.

Öte yandan Kılıçdaroğlu kritik MYK toplantısı öncesinde CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile bir görüşme gerçekleştirdi. CHP Genel Merkezi’ndeki görüşme bir saate yakın sürdü.

Paylaşın

Her Ay 17 Bin Çocuk Suç Mağduru

CHP Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, TÜİK adli istatistik verileri üzerinden çalışma yaptığı ‘suça sürüklenen çocuk raporu’nda, günde 1311, saatte ise 55 çocuğun suçlu ya da suç mağduru olduğunu kaydetti. İlgezdi,” Verilere göre ayda 17 bin 780 çocuk suçun mağduru oldu” dedi.

CHP Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, ‘suça sürüklenen çocuklar’ adı altında hazırladığı raporu kamuoyu ile paylaştı.

Evrensel’den Gamze Kırmızıtaş’ın haberine göre, 2021 yılında 499 bin çocuğun yolunun güvenlik birimlerinden geçtiğini, 5 yılda ise 2 milyon 393 bin çocuğun suçla tanışmış olduğunu ifade eden İlgezdi,  “Günde 1311 çocuk, saatte ise 55 çocuk, suçun ya faili ya da mağduru olmuş. Çocukların suça sürüklenmesinde yanlış politikaların yanı sıra ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizin yarattığı baskı da etkili oluyor. Bu krizin aileler üzerinde yarattığı baskı çocuklara aile içi şiddet başta olmak üzere pek çok alanda şiddete ve suça başvurmalarına neden oluyor. Koruyucu ve çocukları destekleyici tedbirler uygulayarak suça karışma ihtimaline engel olmamız gerekiyor” dedi.

Ayda 17 bin çocuk suç mağduru

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, açıklanan TÜİK adli istatistik verileri üzerinden çalışma yaptığı ‘suça sürüklenen çocuk raporu’nda, günde 1311, saatte ise 55 çocuğun suçlu ya da suç mağduru olduğunu kaydetti. Çocuk ile suç kelimesinin yan yana olmasının dahi kabul edilemez olduğunu dile getiren İlgezdi, “TÜİK verilerine güvenilmese dahi veriler korkunç! TÜİK verilerine göre 2017-21 yılları arasında suça sürüklenme nedeni ile 2 milyon 393 bin 325 çocuk güvenlik birimlerine getirildi. 2008 yılında mağdur olarak kolluk kuvvetlerine getirilen çocuk sayısı 44 bin 153 iken, bu sayı yıllar içinde yüzde 371 artarak, 2021 yılında 207 bin 999’a ulaştı. 2017-2021 yılları arasında suç mağduru olan toplam çocuk sayısı ise 1 milyon 66 bin 804 olarak kayıtlara geçti. Verilere göre ayda 17 bin 780 çocuk suçun mağduru oldu” dedi.

AKP iktidarında çocukların, çocukluklarını yaşayamadığına dikkat çeken İlgezdi, “TÜİK’in açıkladığı verilere göre 2021 yılında güvenlik birimlerine 499 bin 319 çocuğun yolu düşmüş. Çocukların karıştığı olayların yüzde 36.6’sı yaralama, yüzde 27.2’si hırsızlık, yüzde 5.1’i uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak, satmak veya satın almak, yüzde 4.3’ü tehdit, yüzde 3.8’i ise cinsel suçlar olarak kayıtlara geçmiş. Bu suçlarla çocukların yan yana geldiği bir toplumun yarınlarından son derece endişeliyiz. Çocukların toplumsal kaostan etkilenerek suça sürüklendiği gerçeğini başta mevcut iktidar olmak üzere herkes kabul etmeli. Çocuklar suç işlemiyor, suça sürükleniyor! Çünkü çocuk suç nedir bilmez! Çocuk suçu öğrenir, suça sürüklenir, mecbur bırakılır” dedi.

İlgezdi, iktidarın, çocukları karanlığa sürüklediğini ifade ederek şöyle konuştu: “Geleceğimizi emanet ettiğimiz çocuklarımızın yaşadıkları ortada, iktidar giderayak geleceğimizi yok ediyor. Çocukların suça sürüklenmesinde yanlış politikaların yanı sıra ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizin yarattığı baskı da etkili oluyor. Bu krizin aileler üzerinde yarattığı baskı çocukların aile içi şiddet başta olmak üzere pek çok alanda şiddete ve suça başvurmalarına neden oluyor. Çocuklar, hepimizin çocukları. Koruyucu ve çocukları destekleyici tedbirler uygulayarak suça karışma ihtimaline engel olmamız gerekiyor. Ve en önemlisi çocuk suça karıştığı zaman ilgili işlemlerin kolluğun çocuk birimince yerine getirilmesi gerekiyor. Bu durumun ihlali bile birçok yeni suça neden olmaktadır. Çocuklar, karakollara ya da mahalledeki polis merkezlerine götürülmek yerine çocuk birimine götürülmelidir. Eğitim sisteminin çocuğu örgün eğitimde tutamaması ve örgün eğitimdeyken çocukla ilgili etkili bir çalışma yürütülmemesi çocukların suça karışmasında ciddi bir risk oluşturuyor.”

Geçtiğimiz yıl 646 çocuk cinayeti işlendi

İlgezdi’nin paylaştığı rapordan, dikkat çeken diğer çarpıcı ayrıntılar ise şöyle; “Suça sürüklenen çocuk sayısında bir önceki yıla göre yüzde 17 artış yaşanmıştır. 2021 yılında 646 çocuk cinayet işledi. 2 bin 418’i gasp olaylarına karıştı. 48 bin 621’si bir başkasını yaraladı. 36 bin 134’ü hırsızlık yaptı. 6 bin 748’i uyuşturucu kullanmak veya satmak, 4 bin 998’i de cinsel suçlara karıştı. Son beş yılda 22 bin 538 çocuk göçmen kaçakçılığı suçundan kaynaklı güvenlik birimlerine getirildi.  Bir diğer dikkat çeken veri ise sahtecilik suçunu işleyen çocuk sayısı 10 bin 710 oldu. Son 5 Yılda 11 yaş ve altı 527 bin 510 çocuğun güvenlik birimlerine yolunun düştüğü belirtilen raporda, bu sayı toplam çocuk sayısının yüzde 22’si kadar. Yüzde 54.6 ile çocukların en çok suç işleme yaşının 15-17 yaş grubu olduğu görülüyor.”

Paylaşın

Türkiye’de Her Üç Çocuktan Biri Aşırı Yoksulluk İçinde

Türkiye’nin “başkanlık sistemi”ne geçişinin ardından artan yoksulluk, çocukları da etkiledi. CHP’li İlgezdi’nin raporuna göre 7 milyon 436 bin derin bir yoksullukla karşı karşıya kaldı. İlgezdi, söz konusu dönemde suça sürüklenen çocukların sayısındaki artışa da dikkat çekti.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, hazırladığı “Çocuk Yoksulluğu” raporunu paylaştı. Raporda, “başkanlık sistemi”ne geçişle birlikte ortaya çıkan yoksulluğa işaret edilirken; 2017 yılında 6 milyon 893 bin olan yoksul çocuk sayısının tek adam rejimine geçişle birlikte yüzde 8 artarak, 2021 yılında 7 milyon 436 bine ulaştığı belirtildi.

‘Türkiye’de her 3 çocuktan birinin aşırı yoksulluk içinde’

“2022 itibarıyla Türkiye nüfusunun yüzde 27’sini çocuklar oluşturuyor. Ne var ki iktidarın geleceksizleştirme politikalarının sonucu olarak 22 milyon 738 bin 300 çocuğun yüzde 33’ü yani 7 milyon 436 bini derin bir yoksullukla karşı karşıya kaldı. Bu veri Türkiye’de her 3 çocuktan birinin aşırı yoksulluk içinde hapsolduğu, sefalet ve sömürü çarkı arasında yaşama tutunmaya çalıştığı anlamına geliyor” ifadelerine yer verilen raporda, “Türkiye’nin kaynaklarını 5’li çetenin emrine sunan, para musluklarını sonuna kadar yandaş havuzuna akıtan, halkın alın terini naylon vakıflar aracılığıyla yurt dışına transfer eden Erdoğan rejimi 2017 yılından bugüne her hafta yoksullar ordusuna 2 bin yeni çocuk ekleyerek ülkenin geleceğini kararttı” denildi.

Evrensel’den Damla Kırmızıtaş’ın haberine göre, gelinen noktada tek adam rejiminin her aileye en az bir yoksul çocuk vaat ettiği ifade edilen raporda, “Haziran 2022 verilerine göre yoksulluk sınırının 20 bin lirayı geçtiği Türkiye’de, TÜİK’in makyajlı verilerine göre 2021 yılında geliri 19 bin liranın altında olan 23 milyon 789 bin yoksul bulunuyor. ‘Ben ekonomistim’ diyerek tüm yetkiyi elinde toplayan ve yılda bir milyon 200 bin lira maaş geliri olan Erdoğan, bugün mevcudu 390 bin 960 olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nden tam 19 kat daha büyük bir yoksullar ordusu yaratarak, sefalet düzeninin de başkomutanı oldu” ifadeleri kullanıldı.

Çocuklar suça sürüklendi

Erdoğan’ın, çocukların “yaşama-gelişme-büyüme” haklarını ortadan kaldıran politikalarda ısrar ettiği vurgulanan raporda, “Yoksulluğun pençeleri bir aileye uzandığında, çocuk haklarının da yaygın biçimde ihlal edilmesine yol açıyor. Suç verileri kara tabloyu gözler önüne seriyor. 2009-2020 yıları arasında 18 yaşından küçük 88 bin 741 çocuk ceza infaz kurumuna girdi. Bu çocukların yüzde 15’ini yani 13 bin 376’sını 15 yaşından küçükler oluşturdu. Siyasetin toplum üzerinde giderek artan baskısı suça sürüklenen çocuk istatistiklerine de doğrudan yansıyor. Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçildiği 2014’ten sonra suç işleyerek ceza infaz kurumuna giren çocuk sayısında yüzde 35 artış yaşandı. Ayrıca 2009-2020 yılları arasında ceza infaz kurumuna giren toplam çocuk sayısının yüzde 85’i yani 75 bin 345’i Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçildiği döneme denk geliyor” bilgileri yer aldı.

Paylaşın

Kovid 19 Verilerindeki Büyük Tutarsızlık Raporlara Yansıdı!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, hazırladığı “21 İlde Bulaşıcı Hastalık Ölümleri Raporu”nda Sağlık Bakanlığı’nın pandemi nedeniyle gerçekleşen ölümlerin verilerinde tutarsızlık olduğunu açıkladı.

ANKA’da yer alan habere göre, CHP’li İlgezdi, yeni tip koronavirüs (Covid-19) kaynaklı ölümlerle ilgili CHP’li 21 belediyenin ölüm verilerinden derlediği raporda, “Söz konusu 21 ilde Belediyelerimizin kayıtlarına göre 1 Mart 2020 – 30 Haziran 2022 tarihleri arasında bulaşıcı hastalık sebebiyle vefat eden yurttaşlarımızın toplam sayısı 96 bin 985 kişidir. Sağlık Bakanlığı tarafından 3 Temmuz 2022 tarihi itibarıyla ölüm nedeni Covid-19 olarak bildirilenlerin sayısı ise yurt çapında toplam olarak 99 bin 57 kişidir” ifadelerine yer verdi.

Gamze Akkuş İlgezdi, raporunda şunları kaydetti:

“2020 yılında kapsadığı nüfus 39 milyon 720 bin 917 kişi olan ve ülkemizin nüfusunun yüzde 46,9’unu temsil eden 11 Büyükşehir ve 10 il belediyemizde 1 Mart 2020 – 30 Haziran 2022 tarihleri arasında bulaşıcı hastalık nedeniyle ölen yurttaşların sayısı değerlendirilmektedir. Söz konusu 21 ilde Belediyelerimizin kayıtlarına göre 1 Mart 2020 – 30 Haziran 2022 tarihleri arasında bulaşıcı hastalık sebebiyle vefat eden yurttaşlarımızın toplam sayısı 96 bin 985 kişidir.

Sağlık Bakanlığı tarafından 3 Temmuz 2022 tarihi itibarıyla ölüm nedeni Covid-19 olarak bildirilenlerin sayısı ise yurt çapında toplam olarak 99 bin 057 kişidir. Pandeminin ilan edilmesi sonrasında 2020 yılında her ay Sağlık Bakanlığı tarafından yurt çapında açıklanan Covid-19 ölüm sayısı, CHP Genel Merkezi tarafından toplanan bulaşıcı hastalık ölüm sayılarından daha düşüktür.

30 Haziran 2022 tarihi itibarıyla Türkiye’de Covid-19 ölümlerinin Sağlık Bakanlığı’nın bildiriminden yaklaşık 2,1 kat daha fazla olarak 206 bin 760 kişi olabileceği tahmin edilmektedir. Belediyelerde de ölüm raporlarına bulaşıcı hastalık yazılmayan ölümlerin varlığı, ülkemizdeki Covid-19 ölüm sayısının daha fazla olma olasılığının araştırılmasını gerektirmektedir.

21 Belediyenin kayıtlarında aylara göre bulaşıcı hastalık ölümleri değerlendirildiğinde en yüksek ölüm sayısı 2020 yılının Kasım ve Aralık ayında, 2021 yılının Nisan ayında ve 2022 yılının Şubat ayında kayıtlara yansımıştır. 2022 yılının Mayıs ve Haziran aylarında en düşük ölüm sayısı gözlenmektedir.”

‘Pandeminin ülkemizdeki yükü Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı verilerden çok daha ağırdır’

“Türkiye Temmuz ayının başı itibarıyla dünyada doğrulanmış Covid-19 olgu sayısında 10. Doğrulanmış ölüm sayısında ise 19.sıradadır. Doğrulanmış olgu sayılarının da eksik açıklandığı tartışmaları bir yana, Covid-19 nedeniyle ölüm sayıları doğru olarak açıklanmış olsa, ülkemizin ölüm sayılarına göre pandeminin en çok etkilediği dünyadaki 7. ülke olduğu anlaşılacaktır. Dünya nüfusuna göre 17.sırada olan ülkemizin Covid-19 pandemisinde olgu ve ölüm sayılarında üst sıralarda yer alması, pandemiye karşı güçlü bir yanıtın verilemediğinin en açık göstergeleri arasında yer almaktadır.

En son bütçe görüşmeleri sırasında bizzat Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da Covid-19 hastalığı geçirenlerde hastalığın bıraktığı hasarlardan dolayı gelecek üç yıl boyunca mevcut ölümlerin üç-dört katı kadar kayıp beklendiğini açıklamak zorunda kalmıştır. Ne TÜİK ne de Sağlık Bakanlığı ülkemizdeki 2020 ve 2021 yıllarına ait toplam ölüm sayılarını bile halen açıklamamıştır. Covid-19 pandemisi ülkemizde iyi yönetilememektedir ve açıkça görüldüğü gibi Covid-19 pandemisinin ülkemizdeki yükü Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı verilerden çok daha ağırdır.”

Paylaşın

CHP’den Türkiye’nin Dert Haritası: Temel Sorun Ekonomi

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi ‘Türkiye’nin Dert Haritası’ yayımladı. Raporda, Türkiye’de yaşanan yoksullaşmanın nedenleri arasında işsizlik, fabrikaların kapanması, tarım politikaları ve geçici sığınmacıların istihdam edilmesi gibi başlıklar öne çıktı.

CHP’nin hazırladığı “Türkiye’nin Dert Haritası” raporuna göre vatandaşların temel sorunu; işsizlik, fabrikaların kapanması, tarım politikaları ve geçici sığınmacıların istihdam edilmesi gibi nedenlerle ortaya çıkan yoksulluk. Doğa karşıtı santrallar, arazilerde ranta dayalı dönüşüm, uyuşturucunun yaygınlaşması, çocuk yaşta gebelik ve altyapı yetersizliği de raporda sorun olarak görülen konular arasında yer alıyor.

Cumhuriyet’ten Çağdaş Bayraktar’ın haberine göre, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi eşgüdümünde hazırlanan raporda şehirlere göre vatandaşların sorun sıralamasında işsizlik seçeneği 31 il ile en başta geliyor. İşsizliği 24 il ile kapanan fabrikalar takip ederken, 8 ilde terör ve asayiş sorunları, 4 ilde de geçici sığınmacı konusu yurttaşlar tarafından başlıca sorun olarak görülüyor.

Ortak sorun

İşsizlik tüm illerde öncelikli sorunlardan birisi olarak tanımlanırken; geçici sığınmacılar, tarım politikalarından kaynaklı sıkıntılar ve altyapı aksaklıkları, şehirlerin tamamına yakınında temel sıkıntılar olarak dikkat çekiyor.

İşsizlik: Tüm illerde sorunlar içerisinde kabul edilen işsizlikle ilgili İstanbul 460 bin 892 kayıtlı işsiz ile başı çekerken İstanbul’u 200 bin 239 ile Ankara takip ediyor. Kayıtlı işsiz sayısı 29 ilde 10 bin, 21 ilde 25 bin, 10 ilde 50 bin, 4 ilde de 100 bin bandını geçmiş durumda.

Kapanan fabrikalar: Yurttaşlar tarafından 24 ilde en önemli sorun olarak görülen kapanan fabrikalar içinde, özelleştirilen ve kapatılan şeker fabrikaları başı çekerken, bu fabrikaları kapatılan tütün ve tekstil fabrikaları izliyor.

Sığınmacılar: İzmir, Gaziantep, Hatay ve Kilis’te yaşayan yurttaşlarca başlıca ‘dert’ olarak kabul edilen sığınmacı konusu, 34 ilin yurttaşları tarafından da temel sorunlardan birisi görülüyor.

Çevre sorunları: Dokuz şehirde başlıca dert olarak görülen çevre sorunlarında HES’lerin doğaya verdiği zarar öne çıkarken HES’lerden sonra nükleer santrallar, bulunduğu şehrin yurttaşlarında büyük endişe yaratıyor.

Tarımcılık: Yoksulluğun dolaylı nedenlerinden Tarım ve hayvancılık da, ülkenin tamamına yakınında başlıca sorunlar arasında önemli bir yer tutuyor.

Paylaşın

CHP, Müzik Yasağını Danıştay’a Taşıdı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, İçişleri Bakanlığı’nın yayımlamış olduğu genelge ile gece 01.00’den sonra getirilen müzik yasağına karşı Danıştay’da dava açtı.

İktidarın niyetinin ‘pandemi ile mücadele değil yaşam tarzına müdahale olduğunu’ söyleyen İlgezdi, “Anayasa’mızın 64. maddesine aykırı hareket ediyorlar. Sanat faaliyetlerini desteklemek yerine engelliyorlar. Sanatçılarımızı korumak yerine konserlerini yasaklıyor, ahlaksızlıkla suçluyorlar. Bu zihniyet yüzünden kültür ve sanat dünyamız 2 yıldır kan ağlıyor” dedi.

Evrensel’den Damla Kırmızıtaş’ın aktardığına göre, müzik yasağına ilişkin yürütmenin durdurulması ve iptali talebiyle Danıştayda dava açan İlgezdi, “Pandemi ile mücadele bahanesiyle bu ülkenin seküler yaşam tarzına bir saldırı gerçekleştirildiği aşikardır. Tüm mekanlarda HES kodu uygulaması kalktı, yüz yüze eğitime geçildi, toplu taşıma araçlarında sosyal mesafe kuralının kalkmasıyla tüm koltuklar satışa sunuldu, açık alanların yanı sıra kapalı mekanlarda dahi maske uygulaması kalktı. Virüsle ilgili aklınıza gelen bütün kısıtlamalar kaldırıldı. Nasıl bir virüs ki müzikle, notayla yayılıyor? Virüsün yayılmasında nasıl bir değişiklik oldu da müzik yasağının saatleriyle oynanarak saat 22.00’den 24.00’e şimdi ise 01.00’e çekildi?” diye sordu.

Kovid 19 kısıtlamalarının tümünün kaldırıldığını hatırlatan İlgezdi, müzik yasağının hâlâ kaldırılmamasının, ‘iktidarın yasakçı zihniyetinin sonucu olduğunu’ ifade etti. İlgezdi, “‘Desibele karar vereceğiz, ses nasıl olacak teknik ekip bakıyor’ gibi sudan sebeplerle sanat dünyası oyalanıyor. Kovid 19 mikrobunun gece 1’e kadar müzik dinleyenlere bulaşmazken 1’den sonra bulaştığını gösteren bilimsel bir makale var mı? Önce pandemiyi bahane ederek müziğe gece yarısı yasağı getirdiler. Sonra pandemi sınırlamalarını kaldırdılar, ama müzik yasağını kalıcı hale getirdiler. ‘Gece kimsenin kimseyi rahatsız etme hakkı yoktur’ diyerek niyetlerini belli ettiler. Niyetleri pandemi ile mücadele değil yaşam tarzına müdahaledir. Bugüne kadar ‘minareyi çalan kılıfını hazırlar’ mantığıyla kendi yargıçlarınızla, hukuki kılıflar uydurarak birçok karar aldınız. Yargıyı dahi kendi kararlarınıza göre değiştirdiniz yetmedi şimdi de küresel anlamda geçerliliği olan bilimi kendinize göre değiştiriyorsunuz. Biz şeriat ile yönetilen 9 ülkeden biri değiliz ve tek bir kişi tek bir genelge ile 2 yıldır bu ülkedeki bütün müziği susturamaz. Müzik yasağının pandemiyle hiçbir ilgisi olmadığı artık netliğe kavuşmuştur. Mevcut iktidarın yasakçı zihniyeti müziği, sanatı, sanatçıyı rahat bırakmıyor” ifadelerini kullandı.

‘Anayasa’nın 64. maddesine aykırı hareket ediyorlar’

Anayasa’nın ‘Sanatın ve Sanatçının Korunması’ başlıklı 64. maddesine göre iktidarın suç işlediğini belirten İlgezdi şöyle konuştu: “Anayasa’mızın 64. maddesine aykırı hareket ediyorlar. Sanat faaliyetlerini desteklemek yerine engelliyorlar. Sanatçılarımızı korumak yerine konserlerini yasaklıyor, ahlaksızlıkla suçluyorlar. Bu zihniyet yüzünden kültür ve sanat dünyamız 2 yıldır kan ağlıyor. Sanat emekçilerimize sözümdür. Müzik yasağı kısıtlamasına yönelik Danıştayda açtığımız davanın takipçisi olacağım. Bu yasak ya kalkacak ya kalkacak.”

Paylaşın

Tam Açılmanın Bilançosu Ağır Oldu: Her Saat 5 Kişi Kovid 19’dan Hayatını Kaybetti

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, tam açılmanın ilan edildiği 1 Temmuz’dan 6 Eylül’e toplam 8 bin 645 kişinin hayatını kaybettiğini vurgulayarak, “Bu her saat 5 kişiyi yitirdiğimiz anlamına geliyor. Pandemi ile etkin mücadele etmeyen iktidar bu ölümlerin sebebidir” diye konuştu. 

Haber Merkezi / Gamze Akkuş İlgezdi, Eylül ayının ilk 6 günü Kovid 19’dan vefat eden sayısının bin 667olduğunu ortaya koyarak, “Tam açılmanın ilan edildiği Temmuz ayı boyunca bin 600 kişi hayatını kaybederken, Eylülün ilk 6 günü Temmuz ayı ölüm sayısını geçti. Bu rakamlar ekonomi çarkını döndüremeyen hükümetin insan hayatını hiçe sayarak hiçbir önlem almadan karar verdiği tam açılım politikasının can yakan sonucudur. Önlem almadan, aşılama programını hızlandırmadan süreci sadece yurttaşların bireysel tedbirlerine bırakmak cinayete teşebbüstür” dedi.

CHP’li İlgezdi eylül ayı ile birlikte vakaların ve ölüm oranlarının ciddi şekilde arttığını vurgulayarak, “1 Temmuz’da 5 bin 288 olan günlük vaka sayısı 6 Eylül 2021 itibariyle 4 kat (%296) artarak 20 bin 962 oldu. Ülke gibi pandemi de yönetilemiyor” diye konuştu.

İlgezdi, tam açılmanın ilan edildiği Temmuz ayı boyunca bin 600 kişi hayatını kaybettiğini hatırlatarak, “Eylül ayının ilk 6 gününde hayatını kaybeden kişi sayısı şimdiden bin 667’ye ulaştı. Bu da eylülün ilk 6 günü temmuz ayında kayıt altına alınan bütün covid-19 ölümlerinden daha çok vefatın yaşandığı anlamına geliyor” açıklamasında bulundu.

Tam açılmadan bugüne her saat 5 kişiyi kaybettik

Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi tam açılmanın ilan edildiği 1 Temmuz’dan 6 Eylül’e toplam 8 bin 645 kişinin hayatını kaybettiğini vurgulayarak, “Bu her saat 5 kişiyi yitirdiğimiz anlamına geliyor. Pandemi ile etkin mücadele etmeyen iktidar bu ölümlerin sebebidir” diye konuştu.

Akkuş İlgezdi, aşı konusunda gerilemenin de devam ettiğini, bu hafta yapılan aşı sayısının, bir önceki haftaya göre (22-28 Ağustos) göre yüzde 6 azaldığınıifade ederek, “İktidar cephesinden yapılan açıklamalar, sağlık bürokrasisinin çelişkili söylemleri bugüne kadar Türkiye’de aşı tereddüdünü yaratmıştı. Üzülerek görüyoruz bugün aşı tereddüdü yerini aşı karşıtlığına bırakmıştır.

Sırası geldiği halde aşı olmayan 15 yaş üstü 16 milyon 612 bin 224 kişinin sorumluluğu bu propagandaya izin veren, önlemeyen, dahası önlem almayı düşünmeyen bakanlık bürokrasisinindir. Şuanda hedeflenen toplumsal bağışıklığın çok uzağındayız. Toplumsal bağışıklığa yaklaşamadığımız sürece yapılan aşılar etkisini kaybediyor. Bu da aşı karşıtlarının “aşılar yetersiz” propagandasının daha yüksek sesle dinlendirmelerine olanak sağlıyor” dedi.

Paylaşın