Cumartesi Anneleri’nin Eylemi 30. Yılında: Adalet İstiyoruz

Cumartesi Anneleri / İnsanları adına basın açıklamasını okuyan kayıp yakını İkbal Eren, “30 yıldır haykırıyoruz: İnkâra son verin, kayıplarımızın akıbetlerini açıklayın. Biliyoruz ki: Cezasızlık son bulmadan adalet sağlanamaz. Adalet sağlanmadan barıştan söz edilemez” dedi.

Cumartesi Anneleri/İnsanları gözaltında kaybedilen ve katledilenlerin akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle eylemlerinin 1053’üncü haftasında Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Karanfiller ve gözaltında kaybettirilen yakınlarının fotoğraflarıyla Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri, eylemlerinin bu haftasında 6 Mayıs 1995 yılında Mardin’in Midyat ilçesinde gözaltında kaybettirilen Mehmet Sait Zengin’in akıbetini sordu.

Basın açıklamasını okuyan kayıp yakınlarından İkbal Eren, 27 Mayıs 1995’ten beri gözaltında kaybettiklerini unutturmamak için Galatasaray Meydanı’nda seslerini yükselttiklerini ifade etti. 30 yıldır bu meydandan haykırdıklarını dile getiren İkbal Eren, “Devletin inkâr ve cezasızlık politikalarıyla üzerine karanlık bir perde çektiği gözaltında kaybetme vakalarını görünür kılmak ve adalete erişmek için 30 yıldır mücadele ediyoruz. 30 yıldır haykırıyoruz: İnkâra son verin, kayıplarımızın akıbetlerini açıklayın. Biliyoruz ki: Cezasızlık son bulmadan adalet sağlanamaz. Adalet sağlanmadan barıştan söz edilemez” dedi.

“Barışı istiyoruz, kayıplarımızı da. Barışı istiyoruz, hakikati de. Barışı istiyoruz, adaleti de. Barışı istiyoruz, demokrasiyi de” diyen İkbal Eren, bu haftaki eylemde Zengin Ailesi’nin sesi olmak için toplandıklarını ifade etti.
İkbal Eren, “36 yaşındaki Mehmet Sait Zengin, Midyat’ta yaşayan bir esnaftı. HADEP üyesiydi. Güvenlik güçlerinin tehditleri altında yaşayan Zengin, sürekli olarak takip ediliyor, gözaltına alınıyor ve işkenceye maruz kalıyordu. 1995 yılının Nisan ayında, dükkânına gelen polisler tarafından gözaltına alındı. 14 gün boyunca işkence gördü ve ardından serbest bırakıldı. Ancak serbest bırakıldıktan kısa bir süre sonra, 6 Mayıs 1995 tarihinde, Mardin’den geldiklerini söyleyen sivil kıyafetli iki polis tarafından evinden gözaltına alındı ve beyaz bir Toros ile götürüldü” dedi.

Mehmet Sait Zengin’in ailesi, can güvenliğinden endişe duyarak Midyat Karakolu’na başvurduğunu belirten İkbal Eren, “Yetkililer, ‘Bizde yok ama Mardin’e götürülmüş olabilir’ yanıtını verdi. Bunun üzerine aile Mardin’e gitti. Karakola başvuran kardeşi, ‘Onu ararsan sen de bu yolda gidersin’ diyerek tehdit edildi. Ailenin başvuruları sonuçsuz kaldı. Dört çocuk babası Mehmet Sait Zengin’den bir daha haber alınamadı” ifadelerini kullandı.

“Kaç yıl geçerse geçsin…”

30 yıldır ailesinin “Mehmet Sait Zengin’e ne oldu?” sorusunun yanıtsız bırakıldığını ifade eden İkbal Eren, sözlerine şöyle devam etti: “İnsan Hakları Derneği Mardin Şubesi’nin çabalarıyla yeniden canlandırılan dosya, Midyat Savcılığı’nın raflarında beklemeye terk edildi. Kaç yıl geçerse geçsin, Mehmet Sait Zengin için, tüm kayıplarımız için adalet talep etmekten; devletin evrensel hukuk normlarına uygun hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.”

Açıklamanın ardından Cumartesi Annelerinden Hanife Yıldız, gözaltında katledilen Hasan Ocak’ın annesi Emine Ocak’ın, gönderdiği mesajı iletti. Hanife Yıldız, “Emine Anamıza gittim. Bundan 30 yıl önce hepimizin sesini duyuran anne, buradaki herkese selamlarını iletti. 30 yıl kolay geçmiyor. Anneler ne evlatlarının akıbetini öğrendi ne de adalete eriştiler. Hepsi yürekleri yaralı gitti” dedi.

Eylem, Galatasaray Meydanı’na karanfil bırakılmasının ardından son buldu.

(Kaynak: MA)

Paylaşın

Cumartesi Anneleri/İnsanları Beş Yıl Sonra Galatasaray Meydanı’nda

Cumartesi Anneleri/İnsanları’na 5 yıl sonra ilk defa Galatasaray Meydanı’nda açıklama yapmalarına izin verildi. Açıklamanın ardından kayıp yakınları, Galatasaray Meydanı’na çiçek bıraktı. 

Haber Merkezi / “Beş buçuk yılın ardından bu meydandayız” diyen İkbal Eren, “972. haftamızda Abdülkerim Yurtseven, Mikdat Özeken ve Münür Sarıtaş için adalet istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanmasını talep etmek için Galatasaray Meydanı’nda 1995 yılından beri oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri/İnsanları, 972’nci hafta eylemlerinde meydanda açıklama yaptı.

Eylemlerinin 972. haftasında ellerinde karanfiller ve kayıpların fotoğraflarını taşıyan Cumartesi Anneleri / insanları açıklama yaptı. Açıklamanın ardından kayıp yakınları, Galatasaray Meydanı’na çiçek bıraktı.

Kayıp yakınları adına açıklamayı okuyan İkbal Eren, “Beş buçuk yılın ardından bu meydandayız” dedi. Eren şöyle devam etti:

“972 haftadır gözaltında kayıplar gerçeğine, bu suça eşlik eden inkar ve cezasızlık politikalarına dikkat çekmek için bu toprakların en uzun hakikat ve adalet mücadelesini sürdürüyoruz.

972 haftadır, kayıplarımızı gündeme taşımak, devleti yönetenlerin sorumluluklarını yerine getirmelerini sağlamak amacıyla kamuoyu yaratmaya çalışıyoruz. Bizim bu çabamız 25 Ağustos 2018 tarihinden beri polis şiddeti ve gözaltılar ile engelleniyordu. Geçen 5 yılı aşkın zamandan sonra kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği temsilcileri olarak karanfil ve fotoğraflarımızla Galatasaray’dayız.

972. haftamızda Abdülkerim Yurtseven, Mikdat Özeken ve Münür Sarıtaş için adalet istiyoruz.”

Anayasa Mahkemesi kararı neydi?

Cumartesi Anneleri/İnsanları’ndan Maside Ocak, 700. haftadaki (25 Ağustos 2018) polis şiddetini AYM’ye taşıdı.

Maside Ocak başvurusunda “24 yıldır süren etkinliğin barışçıl bir şekilde yapıldığını, yasaklamaya ilişkin herhangi bir tebligat yapılmadığını ve bunun yanı sıra kolluk gücünün orantısız güç kullanarak toplantıyı dağıttığını, müdahale ve gözaltı sırasında yaralandığını belirterek kötü muamele yasağı ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğini” dile getirdi.

Yüksek mahkeme “kötü muamele” iddiasını reddederken, Anayasa’nın 34. maddesinde düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Maside Ocak’a 13 bin 500 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.

Karar oy çokluğuyla çıktı. Karara karşı oy kullanan tek isim ise İçişleri Bakanı yardımcısı iken AYM üyeliğine atanan Muhterem İnce oldu.

Cumartesi Anneleri/İnsanları

12 Mart 1995 tarihinde Gazi Mahallesi’nde bulunan Alevilerin çoğunlukta olduğu bir kahvehaneye durdukları bir taksi şoförünü öldürerek aynı taksiyle kahvehanedeki sivillere yönelik kimliği belirsiz kişilerce gerçekleştirilen silahlı provokatif saldırı sonucu başlayan ve şehrin diğer bölgelerine yayılan olaylar.

15 Mart 1995’e dek kent geneline yayılan olaylar sonucunda 22 kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi yaralanmış ve tutuklanmıştır.

21 Mart 1995’te Gazi Mahallesi olayları sonrası gözaltına alındıktan sonra Hasan Ocak ortadan kayboldu. Annesi Emine Ocak, ailesi ve arkadaşları 55 gün boyunca Hasan’ı aradı. 15 Mayıs’ta, Hasan’ın işkence edilmiş cansız bedeni kimsesizler mezarlığında bulundu.

Ceset, Hasan gözaltına alındıktan beş gün sonra Beykoz Ormanı’nda köylüler tarafından fark edilmişti. Hasan’ın cesedine ulaşılmasının ardından kayıplara karşı adalet arayan bir insan hakları mücadelesine dönüştü ve ilk kez 27 Mayıs’ta 15-20 kişilik bir grup, Galatasaray önünde oturma eylemi yaptı.

Nadire Mater’in de aralarında bulunduğu “Arkadaşıma Dokunma” kampanyasını yürüten bir grup Hasan Ocak’ın cesedinin bulunmasıyla “Her Cumartesi aynı saatte Galatasaray meydanında sessizce oturalım.” fikrini ortaya koydu.

Oturma eyleminde “örgüt pankartı olmayacaktı, slogan atılmayacaktı ve her hafta bir gözaltında kaybın öyküsü anlatılacaktı.” Medya oturan insanlara “Cumartesi Anneleri” adını taktı.

Paylaşın

Cumartesi Anneleri/İnsanları Galatasaray Meydanı’na Karanfil Bıraktı

Cumartesi Anneleri/İnsanları, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) ihlal kararına rağmen, Beyoğlu Kaymakamlığı’nın “yasak” kararını gerekçe gösteren polisler tarafından yine engellendi. Ablukaya alınan Cumartesi Anneleri/İnsanları, Galatasaray Meydanı’na karanfil bıraktıktan sonra ayrıldı.

Cumartesi Anneleri/İnsanları, gözaltında kaybettirilen ve katledilenlerin akıbetini sormak ve faillerinin yargılanması talebiyle yürüttükleri adalet arayışının 971’inci haftasında da bir araya geldi.

Ellerinde karanfillerle Galatasaray Meydanı’na doğru yürümek isteyen Cumartesi Anneleri/İnsanları, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) ihlal kararına rağmen, Beyoğlu Kaymakamlığı’nın “yasak” kararını gerekçe gösteren polisler tarafından yine engellendi.

Polisin önlerini kesmesine tepki gösteren Maside Ocak, basın açıklaması yapmayacaklarını sadece karanfillerini meydana bırakıp çıkacaklarını söyledi: “Bir yurttaş olarak buradan yürüme hakkım var. Bugün 12 yaşındaki Davut Altunkaya’nın annesinin isteği üzerine ben bu karanfili Galatasaray’a onun adına bırakmak istiyorum. Biz sadece AYM kararının uygulanmasını istiyoruz. Gözaltına alacaksanız da alın. Biz Galatasaray’la karanfillerimizi buluşturmak istiyoruz.”

Yapılan görüşmenin ardından kayıp yakınları ablukadan çıkarak Galatasaray Meydanı’na karanfil bıraktı. İnsan Hakları Derneği’nde açıklama yapan Mikail Kırbayır, “Bugün karanfil bıraktık. Bu bizim için bir aşamadır” dedi.

Cumartesi Anneleri’nin 971’inci haftada açıklaması şöyle: “Dargeçit kayıpları için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz. Anayasa’yı ve Anayasa Mahkemesi kararlarını, Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmeleri esas alarak 30 haftadır Galatasaray’da toplanma ve basın açıklaması yapma hakkımızı kullanmaya çalışıyoruz. Ancak kamu gücünü kullananlar, Anayasa’ya, AYM kararlarına ve uluslararası sözleşmelere meydan okuyarak bu hakkımızı engelliyor ‘Kayıplarımız nerede?’, ‘Onları kaybedenler neden korunuyor?’ feryadımız karşısında etkin soruşturma ve kovuşturma yapılmasını sağlamakla görevli olanlar bu feryadımızı polis şiddeti, kelepçe, gözaltı ve adli süreçlerle bastırmak istiyor.

971. haftamızda Galatasaray’daki buluşmamız engellense de karanfillerimizi Dargeçit kayıplarımızla buluşturduk. 29 Ekim – 8 Kasım 1995 tarihleri arasında Mardin/Dargeçit’te ağır silahlı askerler ve korucular tarafından yapılan ev baskınlarında dört çocuk, iki lise öğrencisi ve iki kadının da aralarında olduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar Dargeçit Jandarma Taburuna götürüldü. Gözaltında tutulanlardan bazıları bir süre sonra serbest bırakıldı.

Ancak 12 yaşındaki Davut Altunkaynak, 13 yaşındaki Seyhan Doğan, 16 yaşındaki Nedim Akyön, 19 yaşındaki Mehmet Emin Aslan, 20 yaşındaki Abdurrahman Olcay, 21 yaşındaki Abdurrahman Coşkun ve 57 yaşındaki Süleyman Seyhan’dan bir daha haber alınamadı. Onları soran ailelerine ‘Sorgu sonrası serbest bırakıldılar, dağa gitmişler’ cevabı verildi. Olaydan 4 ay sonra 6 Mart 1996 tarihinde, Süleyman Seyhan’ın kafası olmayan yakılmış bedeni bir kuyuda bulundu.

Seyhan’ın bulunmasından iki gün sonra da onun bulunduğu yer hakkında ailesine bilgi verdiği ve taburda yaşananları üst makamlara aktarma potansiyeli taşıdığı gerekçesiyle, Dargeçit Jandarma Taburunda görevli uzman çavuş Bilal Batırır da kaybedildi. Evlatlarını bulmak için ailelerin yaptıkları suç duyuruları etkin bir biçimde soruşturulmadan takipsizlikle sonuçlandı.

Ailelerin ve İnsan Hakları Derneği’nin 29 Mayıs 2009 tarihli başvurusu ve İHD Mardin Şubesi’nin çabası sonucunda Dargeçit Cumhuriyet Başsavcılığı dosyayı yeniden açtı ve soruşturma başlattı. Savcılığın yürüttüğü soruşturma kapsamında Dargeçit kayıplarının gözaltında öldürülerek kuyulara gömüldüğü gerçeği ortaya çıktı. 2012 – 2013 ve 2015 tarihleri arasında tanık beyanlarına dayanarak yapılan kazılar sonucunda, gözaltına alınan kişilerin ağır işkence izleri taşıyan kemiklerine ulaşıldı.

Savcılığın hazırladığı iddianame mahkeme tarafından kabul edildi. Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada yedi Dargeçitli’nin ve uzman çavuş Bilal Batırır’ın nasıl ve kimler tarafından kaybedildikleri tüm detaylarıyla mahkeme kayıtlarına geçti. Dava dosyasında sanıkların sorumluluğuna işaret eden birbiriyle tutarlı çok sayıda tanık beyanı ve bu beyanları destekleyen deliller yer almasına rağmen mahkeme, 4 Temmuz 2022 tarihinde rütbeli subay, uzman çavuş ve koruculardan oluşan 18 sanığın beraatine karar verdi.

971. haftamızda bir kez daha söylüyoruz: Dargeçit kayıpları ve tüm kayıplarımızın faillerinin etkin bir biçimde yargılanarak cezalandırılmalarını talep etmekten vazgeçmeyeceğiz. Kayıplarımızla buluşma mekanımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz. Selam olsun bugün bir kez daha tüm baskıları göğüsleyerek ülkenin dört bir yanında bizimle eş zamanlı sesimize ses katan kayıp yakınları ve insan hakları savunucularına.”

Anayasa Mahkemesi kararı neydi?

Cumartesi Anneleri/İnsanları’ndan Maside Ocak, 700. haftadaki (25 Ağustos 2018) polis şiddetini AYM’ye taşıdı.

Maside Ocak başvurusunda “24 yıldır süren etkinliğin barışçıl bir şekilde yapıldığını, yasaklamaya ilişkin herhangi bir tebligat yapılmadığını ve bunun yanı sıra kolluk gücünün orantısız güç kullanarak toplantıyı dağıttığını, müdahale ve gözaltı sırasında yaralandığını belirterek kötü muamele yasağı ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğini” dile getirdi.

Yüksek mahkeme “kötü muamele” iddiasını reddederken, Anayasa’nın 34. maddesinde düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Maside Ocak’a 13 bin 500 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.

Karar oy çokluğuyla çıktı. Karara karşı oy kullanan tek isim ise İçişleri Bakanı yardımcısı iken AYM üyeliğine atanan Muhterem İnce oldu.

Cumartesi Anneleri/İnsanları

12 Mart 1995 tarihinde Gazi Mahallesi’nde bulunan Alevilerin çoğunlukta olduğu bir kahvehaneye durdukları bir taksi şoförünü öldürerek aynı taksiyle kahvehanedeki sivillere yönelik kimliği belirsiz kişilerce gerçekleştirilen silahlı provokatif saldırı sonucu başlayan ve şehrin diğer bölgelerine yayılan olaylar.

15 Mart 1995’e dek kent geneline yayılan olaylar sonucunda 22 kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi yaralanmış ve tutuklanmıştır.

21 Mart 1995’te Gazi Mahallesi olayları sonrası gözaltına alındıktan sonra Hasan Ocak ortadan kayboldu. Annesi Emine Ocak, ailesi ve arkadaşları 55 gün boyunca Hasan’ı aradı. 15 Mayıs’ta, Hasan’ın işkence edilmiş cansız bedeni kimsesizler mezarlığında bulundu.

Ceset, Hasan gözaltına alındıktan beş gün sonra Beykoz Ormanı’nda köylüler tarafından fark edilmişti. Hasan’ın cesedine ulaşılmasının ardından kayıplara karşı adalet arayan bir insan hakları mücadelesine dönüştü ve ilk kez 27 Mayıs’ta 15-20 kişilik bir grup, Galatasaray önünde oturma eylemi yaptı.

Nadire Mater’in de aralarında bulunduğu “Arkadaşıma Dokunma” kampanyasını yürüten bir grup Hasan Ocak’ın cesedinin bulunmasıyla “Her Cumartesi aynı saatte Galatasaray meydanında sessizce oturalım.” fikrini ortaya koydu.

Oturma eyleminde “örgüt pankartı olmayacaktı, slogan atılmayacaktı ve her hafta bir gözaltında kaybın öyküsü anlatılacaktı.” Medya oturan insanlara “Cumartesi Anneleri” adını taktı.

Paylaşın

Cumartesi Anneleri/İnsanları’na Yine Gözaltı

Galatasaray Meydanı’na çıkmak isteyen Cumartesi Anneleri/İnsanları, “AYM Kararlarına rağmen 970. Haftamızda yine engelleme, yine gözaltı. İki hafta önce kayıp yakınlarını işkenceyle gözaltına alan kolluk ekibi yine meydanda” açıklamasını yaptı.

Haber Merkezi / Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) iki kez ‘hak ihlali’ kararına karşın gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talep etmek için Galatasaray Meydanı’na çıkmak isteyen Cumartesi Anneleri/İnsanları yine polis engeline maruz kaldı.

Cumartesi Anneleri/İnsanları sosyal medya hesabından, “AYM Kararlarına rağmen 970. Haftamızda yine engelleme, yine gözaltı. İki hafta önce kayıp yakınlarını işkenceyle gözaltına alan kolluk ekibi yine meydanda” açıklamasını yaptı.

Cumartesi Anneleri’ne destek için gelen HEDEP Milletvekili Kezban Konukçu, basın mensuplarına açıklama yaptı. Dokunulmazlığı olmasına rağmen zorla dışarı atıldığını anlatan Konukçu, şunları söyledi: “Peki bu ülkenin geleceği ne olacak? Daha birkaç gün önce bir öğrencimiz devletin yurdunda kalırken asansör düştü. Defalarca bakım yapılsın denilen ama bakımı yapılmayan asansörde öldü bizim öğrencilerimiz. İnsanlarımız ölüyor.

İş cinayetlerinde, kadın cinayetinde ölüyor. Bu ölümlere karşı ses çıkarmamız gerekiyor. Biz daha iyi bir hayat istiyoruz. Eşit, kardeşçe, özgürce bir hayat istiyoruz. Ama şu anki vaziyette sadece nefes alabilmek için bu iktidardan kurtulmamız gerekiyor. Cumartesi İnsanları’nın kararlılıklarını, inatlarını, dirençlerini, dayanışmalarını selamlıyorum.”

Anayasa Mahkemesi kararı neydi?

Cumartesi Anneleri/İnsanları’ndan Maside Ocak, 700. haftadaki (25 Ağustos 2018) polis şiddetini AYM’ye taşıdı.

Maside Ocak başvurusunda “24 yıldır süren etkinliğin barışçıl bir şekilde yapıldığını, yasaklamaya ilişkin herhangi bir tebligat yapılmadığını ve bunun yanı sıra kolluk gücünün orantısız güç kullanarak toplantıyı dağıttığını, müdahale ve gözaltı sırasında yaralandığını belirterek kötü muamele yasağı ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğini” dile getirdi.

Yüksek mahkeme “kötü muamele” iddiasını reddederken, Anayasa’nın 34. maddesinde düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Maside Ocak’a 13 bin 500 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.

Karar oy çokluğuyla çıktı. Karara karşı oy kullanan tek isim ise İçişleri Bakanı yardımcısı iken AYM üyeliğine atanan Muhterem İnce oldu.

Cumartesi Anneleri/İnsanları

12 Mart 1995 tarihinde Gazi Mahallesi’nde bulunan Alevilerin çoğunlukta olduğu bir kahvehaneye durdukları bir taksi şoförünü öldürerek aynı taksiyle kahvehanedeki sivillere yönelik kimliği belirsiz kişilerce gerçekleştirilen silahlı provokatif saldırı sonucu başlayan ve şehrin diğer bölgelerine yayılan olaylar.

15 Mart 1995’e dek kent geneline yayılan olaylar sonucunda 22 kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi yaralanmış ve tutuklanmıştır.

21 Mart 1995’te Gazi Mahallesi olayları sonrası gözaltına alındıktan sonra Hasan Ocak ortadan kayboldu. Annesi Emine Ocak, ailesi ve arkadaşları 55 gün boyunca Hasan’ı aradı. 15 Mayıs’ta, Hasan’ın işkence edilmiş cansız bedeni kimsesizler mezarlığında bulundu.

Ceset, Hasan gözaltına alındıktan beş gün sonra Beykoz Ormanı’nda köylüler tarafından fark edilmişti. Hasan’ın cesedine ulaşılmasının ardından kayıplara karşı adalet arayan bir insan hakları mücadelesine dönüştü ve ilk kez 27 Mayıs’ta 15-20 kişilik bir grup, Galatasaray önünde oturma eylemi yaptı.[1]

Nadire Mater’in de aralarında bulunduğu “Arkadaşıma Dokunma” kampanyasını yürüten bir grup Hasan Ocak’ın cesedinin bulunmasıyla “Her Cumartesi aynı saatte Galatasaray meydanında sessizce oturalım.” fikrini ortaya koydu.

Oturma eyleminde “örgüt pankartı olmayacaktı, slogan atılmayacaktı ve her hafta bir gözaltında kaybın öyküsü anlatılacaktı.” Medya oturan insanlara “Cumartesi Anneleri” adını taktı.

Paylaşın

Cumartesi Anneleri/İnsanları’na Yine Gözaltı: Neden?

Adalet arayışlarının 969. haftasında da bir araya gelen Cumartesi Anneleri/İnsanları, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) ihlal kararına rağmen, Beyoğlu Kaymakamlığı’nın “yasak” kararı gerekçe gösterilerek yine gözaltına alındı.

Haber Merkezi / Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talep etmek için Galatasaray Meydanı’nda 1995 yılından beri oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın 969. hafta eylemlerinde de Anayasa Mahkemesi kararı polis tarafından yok sayıldı.

Ellerinde karanfillerle Galatasaray Meydanı’na doğru yürümek isteyen Cumartesi Anneleri/İnsanları, Beyoğlu Kaymakamlığı’nın “yasak” kararı gerekçe gösterilerek polisler tarafından yine gözaltına alındı.

Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın X hesabından yapılan paylaşımda, “Kalkanlar yetmedi, bu sefer arkadaşlarımız gözaltı araçlarıyla ablukaya alındı. Abluka içinde yaşananlara hiç kimse tanıklık edemiyor. Endişeliyiz” ifadeleri kullanıldı. Bir paylaşımda ise, “Yine kelepçe, yine gözaltı… Neden?” diye soruldu.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) milletvekilleri Özgül Saki, Cengiz Çiçek, Celal Fırat ile Türkiye İşçi Partisi (TİP) milletvekili Ahmet Şık da alana gelerek hak savunucularına destek verdi.

Anayasa Mahkemesi kararı neydi?

Cumartesi Anneleri/İnsanları’ndan Maside Ocak, 700. haftadaki (25 Ağustos 2018) polis şiddetini AYM’ye taşıdı.

Maside Ocak başvurusunda “24 yıldır süren etkinliğin barışçıl bir şekilde yapıldığını, yasaklamaya ilişkin herhangi bir tebligat yapılmadığını ve bunun yanı sıra kolluk gücünün orantısız güç kullanarak toplantıyı dağıttığını, müdahale ve gözaltı sırasında yaralandığını belirterek kötü muamele yasağı ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğini” dile getirdi.

Yüksek mahkeme “kötü muamele” iddiasını reddederken, Anayasa’nın 34. maddesinde düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Maside Ocak’a 13 bin 500 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.

Karar oy çokluğuyla çıktı. Karara karşı oy kullanan tek isim ise İçişleri Bakanı yardımcısı iken AYM üyeliğine atanan Muhterem İnce oldu.

Cumartesi Anneleri/İnsanları

12 Mart 1995 tarihinde Gazi Mahallesi’nde bulunan Alevilerin çoğunlukta olduğu bir kahvehaneye durdukları bir taksi şoförünü öldürerek aynı taksiyle kahvehanedeki sivillere yönelik kimliği belirsiz kişilerce gerçekleştirilen silahlı provokatif saldırı sonucu başlayan ve şehrin diğer bölgelerine yayılan olaylar.

15 Mart 1995’e dek kent geneline yayılan olaylar sonucunda 22 kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi yaralanmış ve tutuklanmıştır.

21 Mart 1995’te Gazi Mahallesi olayları sonrası gözaltına alındıktan sonra Hasan Ocak ortadan kayboldu. Annesi Emine Ocak, ailesi ve arkadaşları 55 gün boyunca Hasan’ı aradı. 15 Mayıs’ta, Hasan’ın işkence edilmiş cansız bedeni kimsesizler mezarlığında bulundu.

Ceset, Hasan gözaltına alındıktan beş gün sonra Beykoz Ormanı’nda köylüler tarafından fark edilmişti. Hasan’ın cesedine ulaşılmasının ardından kayıplara karşı adalet arayan bir insan hakları mücadelesine dönüştü ve ilk kez 27 Mayıs’ta 15-20 kişilik bir grup, Galatasaray önünde oturma eylemi yaptı.[1]

Nadire Mater’in de aralarında bulunduğu “Arkadaşıma Dokunma” kampanyasını yürüten bir grup Hasan Ocak’ın cesedinin bulunmasıyla “Her Cumartesi aynı saatte Galatasaray meydanında sessizce oturalım.” fikrini ortaya koydu.

Oturma eyleminde “örgüt pankartı olmayacaktı, slogan atılmayacaktı ve her hafta bir gözaltında kaybın öyküsü anlatılacaktı.” Medya oturan insanlara “Cumartesi Anneleri” adını taktı.

Paylaşın

Cumartesi Anneleri/İnsanları’na Yine Gözaltı: Vazgeçmeyeceğiz!

Galatasaray Meydanı’nda buluşmak üzere İstiklal Caddesi’ne çıkan Cumartesi Anneleri/İnsanları, ablukaya alındıktan sonra gözaltına alındı. Cumartesi Anneleri/İnsanları’ndan Besna Tosun, “Sevdiklerinizden vazgeçin diyorlar. Vazgeçmeyeceğiz! Gözaltına alınıyoruz” dedi.

Haber Merkezi / Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talep etmek için Galatasaray Meydanı’nda 1995 yılından beri oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın 967’nci hafta eylemlerinde de Anayasa Mahkemesi kararı polis tarafından yok sayıldı.

Galatasaray Meydanı’nda buluşmak üzere İstiklal Caddesi’ne çıkan Cumartesi Anneleri, ablukaya alındıktan sonra gözaltına alınırken, Cumartesi İnsanları’ndan Besna Tosun, sosyal medya hesabından, “Sevdiklerinizden vazgeçin diyorlar. Vazgeçmeyeceğiz! Gözaltına alınıyoruz” dedi.

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve Uluslararası Af Örgütü’nün birlikte yürüttüğü ortak izleme çalışmasına göre, Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın 967. hafta buluşmasında 20 kişi kelepçeyle gözaltına alındı, üçüne ters kelepçe uygulandı.

Anayasa Mahkemesi kararı neydi?

Cumartesi Anneleri/İnsanları’ndan Maside Ocak, 700. haftadaki (25 Ağustos 2018) polis şiddetini AYM’ye taşıdı.

Maside Ocak başvurusunda “24 yıldır süren etkinliğin barışçıl bir şekilde yapıldığını, yasaklamaya ilişkin herhangi bir tebligat yapılmadığını ve bunun yanı sıra kolluk gücünün orantısız güç kullanarak toplantıyı dağıttığını, müdahale ve gözaltı sırasında yaralandığını belirterek kötü muamele yasağı ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğini” dile getirdi.

Yüksek mahkeme “kötü muamele” iddiasını reddederken, Anayasa’nın 34. maddesinde düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Maside Ocak’a 13 bin 500 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.

Karar oy çokluğuyla çıktı. Karara karşı oy kullanan tek isim ise İçişleri Bakanı yardımcısı iken AYM üyeliğine atanan Muhterem İnce oldu.

Cumartesi Anneleri/İnsanları

12 Mart 1995 tarihinde Gazi Mahallesi’nde bulunan Alevilerin çoğunlukta olduğu bir kahvehaneye durdukları bir taksi şoförünü öldürerek aynı taksiyle kahvehanedeki sivillere yönelik kimliği belirsiz kişilerce gerçekleştirilen silahlı provokatif saldırı sonucu başlayan ve şehrin diğer bölgelerine yayılan olaylar.

15 Mart 1995’e dek kent geneline yayılan olaylar sonucunda 22 kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi yaralanmış ve tutuklanmıştır.

21 Mart 1995’te Gazi Mahallesi olayları sonrası gözaltına alındıktan sonra Hasan Ocak ortadan kayboldu. Annesi Emine Ocak, ailesi ve arkadaşları 55 gün boyunca Hasan’ı aradı. 15 Mayıs’ta, Hasan’ın işkence edilmiş cansız bedeni kimsesizler mezarlığında bulundu.

Ceset, Hasan gözaltına alındıktan beş gün sonra Beykoz Ormanı’nda köylüler tarafından fark edilmişti. Hasan’ın cesedine ulaşılmasının ardından kayıplara karşı adalet arayan bir insan hakları mücadelesine dönüştü ve ilk kez 27 Mayıs’ta 15-20 kişilik bir grup, Galatasaray önünde oturma eylemi yaptı.[1]

Nadire Mater’in de aralarında bulunduğu “Arkadaşıma Dokunma” kampanyasını yürüten bir grup Hasan Ocak’ın cesedinin bulunmasıyla “Her Cumartesi aynı saatte Galatasaray meydanında sessizce oturalım.” fikrini ortaya koydu.

Oturma eyleminde “örgüt pankartı olmayacaktı, slogan atılmayacaktı ve her hafta bir gözaltında kaybın öyküsü anlatılacaktı.” Medya oturan insanlara “Cumartesi Anneleri” adını taktı.

Paylaşın

Anayasa Mahkemesi Kararına Rağmen Cumartesi Anneleri/İnsanları’na Yine Gözaltı

Galatasaray Meydanı’nda açıklama yapmak isteyen Cumartesi Anneleri/İnsanları Anayasa Mahkemesi kararına rağmen yine gözaltına alındı. Cumartesi Anneleri/İnsanları, en az 18 kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Haber Merkezi / Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) iki kez ‘hak ihlali’ kararına karşın gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talep etmek için 967. hafta buluşmasında Galatasaray Meydanı’na çıkmak isteyen Cumartesi Anneleri/İnsanları yine gözaltına alındı.

Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, en az 18 kişinin gözaltına alındığı duyuruldu. Gözaltılara ilişkin yapılan paylaşımda, şunlar kaydedildi:

“#CumartesiAnneleri967Hafta buluşmamızda 18 kişi, AYM kararlarına rağmen bir kez daha kelepçelenerek gözaltına alındı. Destek için gelenlerin arkadaşlarımızla buluşmaları engellendi.”

Anayasa Mahkemesi kararı neydi?

Cumartesi Anneleri/İnsanları’ndan Maside Ocak, 700. haftadaki (25 Ağustos 2018) polis şiddetini AYM’ye taşıdı.

Maside Ocak başvurusunda “24 yıldır süren etkinliğin barışçıl bir şekilde yapıldığını, yasaklamaya ilişkin herhangi bir tebligat yapılmadığını ve bunun yanı sıra kolluk gücünün orantısız güç kullanarak toplantıyı dağıttığını, müdahale ve gözaltı sırasında yaralandığını belirterek kötü muamele yasağı ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğini” dile getirdi.

Yüksek mahkeme “kötü muamele” iddiasını reddederken, Anayasa’nın 34. maddesinde düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Maside Ocak’a 13 bin 500 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.

Karar oy çokluğuyla çıktı. Karara karşı oy kullanan tek isim ise İçişleri Bakanı yardımcısı iken AYM üyeliğine atanan Muhterem İnce oldu.

Cumartesi Anneleri/İnsanları

12 Mart 1995 tarihinde Gazi Mahallesi’nde bulunan Alevilerin çoğunlukta olduğu bir kahvehaneye durdukları bir taksi şoförünü öldürerek aynı taksiyle kahvehanedeki sivillere yönelik kimliği belirsiz kişilerce gerçekleştirilen silahlı provokatif saldırı sonucu başlayan ve şehrin diğer bölgelerine yayılan olaylar.

15 Mart 1995’e dek kent geneline yayılan olaylar sonucunda 22 kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi yaralanmış ve tutuklanmıştır.

21 Mart 1995’te Gazi Mahallesi olayları sonrası gözaltına alındıktan sonra Hasan Ocak ortadan kayboldu. Annesi Emine Ocak, ailesi ve arkadaşları 55 gün boyunca Hasan’ı aradı. 15 Mayıs’ta, Hasan’ın işkence edilmiş cansız bedeni kimsesizler mezarlığında bulundu.

Ceset, Hasan gözaltına alındıktan beş gün sonra Beykoz Ormanı’nda köylüler tarafından fark edilmişti. Hasan’ın cesedine ulaşılmasının ardından kayıplara karşı adalet arayan bir insan hakları mücadelesine dönüştü ve ilk kez 27 Mayıs’ta 15-20 kişilik bir grup, Galatasaray önünde oturma eylemi yaptı.[1]

Nadire Mater’in de aralarında bulunduğu “Arkadaşıma Dokunma” kampanyasını yürüten bir grup Hasan Ocak’ın cesedinin bulunmasıyla “Her Cumartesi aynı saatte Galatasaray meydanında sessizce oturalım.” fikrini ortaya koydu.

Oturma eyleminde “örgüt pankartı olmayacaktı, slogan atılmayacaktı ve her hafta bir gözaltında kaybın öyküsü anlatılacaktı.” Medya oturan insanlara “Cumartesi Anneleri” adını taktı.

Paylaşın

Cumartesi Anneleri/İnsanları Yine Gözaltına Alındı: Neden Bu Tahammülsüzlük

Galatasaray Meydanı’nda açıklama yapmak isteyen Cumartesi Anneleri/İnsanları önce ablukaya daha sonra da gözaltına alındı. Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, “Neden bu tahammülsüzlük, bu işkence?” ifadeleri kullanıldı.

Haber Merkezi / Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın Galatasaray Meydanı’nda yapmak istedikleri 966. hafta basın açıklaması yine engellendi. Cumartesi Anneleri/İnsanları, iki noktada önce engellendi, sonra gözaltına alındı.

Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, “Yine polis ablukasındayız” denildi.

Ayrıca yine X hesabından şu paylaşım yapıldı:

“Kayıplarımız nerede?” diye sormak için çıktığımız Galatasaray Meydanı’nda “Beni Bul Anne” şarkısı eşliğinde fiziksel şiddet uygulanarak gözaltına alındık. Neden bu tahammülsüzlük, bu işkence?”

Anayasa Mahkemesi kararı neydi?

Cumartesi Anneleri/İnsanları’ndan Maside Ocak, 700. haftadaki (25 Ağustos 2018) polis şiddetini AYM’ye taşıdı.

Maside Ocak başvurusunda “24 yıldır süren etkinliğin barışçıl bir şekilde yapıldığını, yasaklamaya ilişkin herhangi bir tebligat yapılmadığını ve bunun yanı sıra kolluk gücünün orantısız güç kullanarak toplantıyı dağıttığını, müdahale ve gözaltı sırasında yaralandığını belirterek kötü muamele yasağı ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğini” dile getirdi.

Yüksek mahkeme “kötü muamele” iddiasını reddederken, Anayasa’nın 34. maddesinde düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Maside Ocak’a 13 bin 500 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.

Karar oy çokluğuyla çıktı. Karara karşı oy kullanan tek isim ise İçişleri Bakanı yardımcısı iken AYM üyeliğine atanan Muhterem İnce oldu.

Cumartesi Anneleri/İnsanları

12 Mart 1995 tarihinde Gazi Mahallesi’nde bulunan Alevilerin çoğunlukta olduğu bir kahvehaneye durdukları bir taksi şoförünü öldürerek aynı taksiyle kahvehanedeki sivillere yönelik kimliği belirsiz kişilerce gerçekleştirilen silahlı provokatif saldırı sonucu başlayan ve şehrin diğer bölgelerine yayılan olaylar.

15 Mart 1995’e dek kent geneline yayılan olaylar sonucunda 22 kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi yaralanmış ve tutuklanmıştır.

21 Mart 1995’te Gazi Mahallesi olayları sonrası gözaltına alındıktan sonra Hasan Ocak ortadan kayboldu. Annesi Emine Ocak, ailesi ve arkadaşları 55 gün boyunca Hasan’ı aradı. 15 Mayıs’ta, Hasan’ın işkence edilmiş cansız bedeni kimsesizler mezarlığında bulundu.

Ceset, Hasan gözaltına alındıktan beş gün sonra Beykoz Ormanı’nda köylüler tarafından fark edilmişti. Hasan’ın cesedine ulaşılmasının ardından kayıplara karşı adalet arayan bir insan hakları mücadelesine dönüştü ve ilk kez 27 Mayıs’ta 15-20 kişilik bir grup, Galatasaray önünde oturma eylemi yaptı.[1]

Nadire Mater’in de aralarında bulunduğu “Arkadaşıma Dokunma” kampanyasını yürüten bir grup Hasan Ocak’ın cesedinin bulunmasıyla “Her Cumartesi aynı saatte Galatasaray meydanında sessizce oturalım.” fikrini ortaya koydu.

Oturma eyleminde “örgüt pankartı olmayacaktı, slogan atılmayacaktı ve her hafta bir gözaltında kaybın öyküsü anlatılacaktı.” Medya oturan insanlara “Cumartesi Anneleri” adını taktı.

Paylaşın

Cumartesi Anneleri/İnsanları’na Yine Abluka, Yine Gözaltı

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) verdiği “hak ihlali” kararına rağmen, Galatasaray Meydanı’na çıkmak isteyen Cumartesi Anneleri/İnsanları önce ablukaya daha sonra da gözaltına alındı.

Haber Merkezi / Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın Galatasaray Meydanı’nda yapmak istedikleri 965. hafta basın açıklaması yine engellendi. Cumartesi Anneleri/İnsanları, iki noktada önce ablukaya, sonra gözaltına alındı.

Gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un kızı Besna Tosun, gözaltına alındığını sosyal medya hesabından duyurdu. Tosun, şöyle dedi: 28 yıldır aradığımız mezarsız sevdiklerimizi unutmamızı istiyorlar, unutmayacağız!

Polis, gözaltına alma gerekçesi olarak Beyoğlu Kaymakamlığı’nın yasak kararını gösterdi.

Anayasa Mahkemesi kararı neydi?

Cumartesi Anneleri/İnsanları’ndan Maside Ocak, 700. haftadaki (25 Ağustos 2018) polis şiddetini AYM’ye taşıdı.

Maside Ocak başvurusunda “24 yıldır süren etkinliğin barışçıl bir şekilde yapıldığını, yasaklamaya ilişkin herhangi bir tebligat yapılmadığını ve bunun yanı sıra kolluk gücünün orantısız güç kullanarak toplantıyı dağıttığını, müdahale ve gözaltı sırasında yaralandığını belirterek kötü muamele yasağı ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğini” dile getirdi.

Yüksek mahkeme “kötü muamele” iddiasını reddederken, Anayasa’nın 34. maddesinde düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Maside Ocak’a 13 bin 500 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.

Karar oy çokluğuyla çıktı. Karara karşı oy kullanan tek isim ise İçişleri Bakanı yardımcısı iken AYM üyeliğine atanan Muhterem İnce oldu.

Cumartesi Anneleri/İnsanları

12 Mart 1995 tarihinde Gazi Mahallesi’nde bulunan Alevilerin çoğunlukta olduğu bir kahvehaneye durdukları bir taksi şoförünü öldürerek aynı taksiyle kahvehanedeki sivillere yönelik kimliği belirsiz kişilerce gerçekleştirilen silahlı provokatif saldırı sonucu başlayan ve şehrin diğer bölgelerine yayılan olaylar.

15 Mart 1995’e dek kent geneline yayılan olaylar sonucunda 22 kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi yaralanmış ve tutuklanmıştır.

21 Mart 1995’te Gazi Mahallesi olayları sonrası gözaltına alındıktan sonra Hasan Ocak ortadan kayboldu. Annesi Emine Ocak, ailesi ve arkadaşları 55 gün boyunca Hasan’ı aradı. 15 Mayıs’ta, Hasan’ın işkence edilmiş cansız bedeni kimsesizler mezarlığında bulundu.

Ceset, Hasan gözaltına alındıktan beş gün sonra Beykoz Ormanı’nda köylüler tarafından fark edilmişti. Hasan’ın cesedine ulaşılmasının ardından kayıplara karşı adalet arayan bir insan hakları mücadelesine dönüştü ve ilk kez 27 Mayıs’ta 15-20 kişilik bir grup, Galatasaray önünde oturma eylemi yaptı.[1]

Nadire Mater’in de aralarında bulunduğu “Arkadaşıma Dokunma” kampanyasını yürüten bir grup Hasan Ocak’ın cesedinin bulunmasıyla “Her Cumartesi aynı saatte Galatasaray meydanında sessizce oturalım.” fikrini ortaya koydu.

Oturma eyleminde “örgüt pankartı olmayacaktı, slogan atılmayacaktı ve her hafta bir gözaltında kaybın öyküsü anlatılacaktı.” Medya oturan insanlara “Cumartesi Anneleri” adını taktı.

Paylaşın

Cumartesi Anneleri/İnsanları Yine Engellendi: Onlarca Gözaltı

Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın 956. hafta eylemi Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararına rağmen yine polis tarafından engellendi. Edinilen bilgilere göre en az 47 kişiyi gözaltına alındı.

Haber Merkezi / Galatasaray Meydanı’nda 1995 yılından beri oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri/İnsanları, 957. hafta eylemlerinde yine polis tarafından engellendi.

Meydana yürüyen Cumartesi Anneleri/İnsanları’na müdahale eden polis, en az 47 kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınanlardan isimleri öğrenilenler şöyle:

Hanife Yıldız, İkbal Eren, Besna Tosun, Maside Ocak, Ayşe Gülen Eyi, Mikail Kırbayır, İrfan Bilgin, Ali Tosun, Hüseyin Ocak, Eren Keskin, Gülseren Yoleri, Ümit Efe, Hüseyin Küçükbalaban, Sevinç Koçak, Gülseren Yoleri.

Sosyal medya hesaplarından açıklama yapan Cumartesi Anneleri/İnsanları şöyle dedi: Anayasa’nın emredici hükümlerini uygulayın; keyfi ve dayanaksız iddialarla, hukuk dışı yöntemlerle Cumartesi Annelerini engellemeye son verin!

AYM kararı neydi?

Cumartesi Anneleri/İnsanları’ndan Maside Ocak, 700. haftadaki (25 Ağustos 2018) polis şiddetini AYM’ye taşıdı.

Maside Ocak başvurusunda “24 yıldır süren etkinliğin barışçıl bir şekilde yapıldığını, yasaklamaya ilişkin herhangi bir tebligat yapılmadığını ve bunun yanı sıra kolluk gücünün orantısız güç kullanarak toplantıyı dağıttığını, müdahale ve gözaltı sırasında yaralandığını belirterek kötü muamele yasağı ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğini” dile getirdi.

Yüksek mahkeme “kötü muamele” iddiasını reddederken, Anayasa’nın 34. maddesinde düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Maside Ocak’a 13 bin 500 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.

Karar oy çokluğuyla çıktı. Karara karşı oy kullanan tek isim ise İçişleri Bakanı yardımcısı iken AYM üyeliğine atanan Muhterem İnce oldu.

Cumartesi Anneleri/İnsanları

12 Mart 1995 tarihinde Gazi Mahallesi’nde bulunan Alevilerin çoğunlukta olduğu bir kahvehaneye durdukları bir taksi şoförünü öldürerek aynı taksiyle kahvehanedeki sivillere yönelik kimliği belirsiz kişilerce gerçekleştirilen silahlı provokatif saldırı sonucu başlayan ve şehrin diğer bölgelerine yayılan olaylar.

15 Mart 1995’e dek kent geneline yayılan olaylar sonucunda 22 kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi yaralanmış ve tutuklanmıştır.

21 Mart 1995’te Gazi Mahallesi olayları sonrası gözaltına alındıktan sonra Hasan Ocak ortadan kayboldu. Annesi Emine Ocak, ailesi ve arkadaşları 55 gün boyunca Hasan’ı aradı. 15 Mayıs’ta, Hasan’ın işkence edilmiş cansız bedeni kimsesizler mezarlığında bulundu.

Ceset, Hasan gözaltına alındıktan beş gün sonra Beykoz Ormanı’nda köylüler tarafından fark edilmişti. Hasan’ın cesedine ulaşılmasının ardından kayıplara karşı adalet arayan bir insan hakları mücadelesine dönüştü ve ilk kez 27 Mayıs’ta 15-20 kişilik bir grup, Galatasaray önünde oturma eylemi yaptı.[1]

Nadire Mater’in de aralarında bulunduğu “Arkadaşıma Dokunma” kampanyasını yürüten bir grup Hasan Ocak’ın cesedinin bulunmasıyla “Her Cumartesi aynı saatte Galatasaray meydanında sessizce oturalım.” fikrini ortaya koydu.

Oturma eyleminde “örgüt pankartı olmayacaktı, slogan atılmayacaktı ve her hafta bir gözaltında kaybın öyküsü anlatılacaktı.” Medya oturan insanlara “Cumartesi Anneleri” adını taktı.

Paylaşın