Hititlerden sonra Demir Çağı’nda Anadolu’daki egemen güçlerden biri olan Friglerin 11. yüzyılın ortalarında Boğazlar üzerinden Anadolu’ya geldikleri sanılmaktadır.
M.Ö. 8. yüzyılın ortalarında merkezi Ankara yakınlarındaki Gordion (Yassıhöyük-Polatlı) olan bir krallık kurmuşlardır. Burada yapılan kazılarda Frig uygarlığına ait pekçok bilgi ve bulgu elde edilmiştir. Seramikte kendilerine özgü bir üslup geliştirmişlerdir. Geometrik desen ve stilize hayvan motifleri ile süslü bu eserler daha sonraki bir çok kültüre de örnek olmuştur.
Özellikle tahta ve maden işçiliğinde ustalaşmışlardır. Tapınak yapılarının da dış cephelerinin, renkli kabartmalarla süslü seramik levhalarla kaplandığı anlaşılmıştır. Frig tapınak mimarisini yansıtan Kaya Anıtları onlardan günümüze ulaşan en önemli eserlerdir. Bu eserleri toplu halde Afyon ve Eskişehir arasındaki platoda görmek mümkündür. Frigler flüt, simbal gibi müzik aletlerinin de bulucusudurlar.
Günümüzde batı müziğinin pek çok eseri “Frig Gamı” ile yapılmaktadır. Ayrıca çocukların ilgiyle izledikleri hayvan hikayelerinin bir kısmı da onlardan kalmıştır. Kökeni ve nasıl geliştiği bilinmeyen ve halen tam olarak anlaşılamamış kendilerine özgü bir yazı sistemleri vardır.
M.Ö. 7. yüzyılın başlarında Kafkaslar’dan gelen Kimmerler’in saldırıları sırasında Gordion’un yıkıldığı ve yağmalandığı bu acıya dayanamayan Kral Midas’ın öküz kanı içerek yaşamına son verdiği antik Yunan kaynaklarında bahsedilmektedir. Frigler Batı kaynaklarında daha çok efsanevi kralları Midas ile ilgili öykülerle tanınır.
Frig Vadisinin Kütahya’da kalan bölümü İl sınırları içerisinde, merkeze 3 km.uzaklıktaki Yeni Bosna köyünden başlayıp, Kütahya’ ya 55 km. uzaklıktaki Ovacık köyüne kadar, ilin doğusu boyunca uzanan alanı; Sabuncupınar, Söğüt, İnli, Sökmen, Fındık ve İncik mağaralarının bulunduğu kuzey bölüm ile daha güneydeki Ovacık köyü, İnlice Mahallesi ve çevresini kapsar.