Macron, Ulusal Meclis’te Çoğunluğu Kaybetti

Fransa’da 48 milyon seçmenin, Ulusal Meclis’te görev alacak 577 milletvekilini belirlemek için sandığa davet edildiği parlamento seçimlerinin ikinci turunda, iktidar ağır darbe aldı. Resmi olmayan ilk sonuçlara göre, seçmenin yüzde 54’ü sandığa gitmedi.

İlk turda, Macron iktidarının önderliğindeki Birlikte! koalisyonu oyların yüzde 25.78’ini, Boyun Eğmeyen Fransa önderliğindeki Yeni Ekolojik ve Sosyal Halk Birliği (NUPES) yüzde 25.75’ini almışlardı. Aradaki oy farkı yalnızca 6 bin 668’di.

Ifop enstitüsünün sandıklardan yansıyan ilk projeksiyonlarına göre, Cumhurbaşkanı Macron’un partisi, 289 olan salt çoğunluğa yaklaşamadı. İlk belirlemelere göre, “Birlikte/Ensemble” hareketi sadece 210 ila 250 sandalye elde edebiliyor.

Solun 4 eğilimini birleştiren Jean Luc Melenchon’un liderliğindeki Yeni Ekolojik ve Sosyal Halk Birliği- NUPES” ise, 170-190 sandalye, büyük bir atılım yapan Marine Le Pen liderliğindeki aşırı sağ Ulusal Bütünleşme 75-95 arasında sandalye, ana muhalefet sağ parti Cumhuriyetçiler (RN) ise, 60-75 sndalyeye sahip olabilecek.

Bu rakamlarla ülkeyi yönetmesi zorlaşacak olan Macron’un, Fransa Meclisi’nde salt çoğunluğu elde edebilmek için, koalisyon ya da milli birlik hükümeti gibi arayışlara girmesi gerekiyor.

Aşırı sağcı bir grup en son 1986 yılında 35 milletvekili çıkararak parlamentoda grup oluşturabilmişti. Le Pen’in de aday olduğu ve ikinci tura yüksek bir oy oranıyla kaldığı genel seçimlerde, Le Pen’in partisi RN’nin 20 ila 40 milletvekili çıkaracağı tahmin ediliyordu.

Mevcut sandık çıkış sonuçlarının doğrulanması halinde bu Cumhurbaşkanı Macron’un vaat ettiği reformları hayata geçirme olanağını zora sokacak.

Macron, seçim öncesi Fransızları kendisine ‘güçlü ve net bir salt çoğunluk’ vermeye çağırmıştı ancak sonuçlar bunun böyle olmayacağını gösteriyor. Seçimlerde Macron’a yakın isimlerden eski Christophe Castaner Alpers-de-Haute-Provence bölgesinde seçimi kazanamadı.

Fransa’da genel seçimin ilk turunda bir adayın salt çoğunluğu sağlayamadığı sandalyeler için ikinci tur yapılıyor. İlk turda yüzde 12,5 ve üzeri oy alan adaylar, ikinci tura kalıyor. Bu turda en fazla oyu alan aday milletvekili seçiliyor.

Genel seçimlerde öne çıkan iki ittifak

Fransa Boyun Eğmeyen Partili (LFİ) aşırı solcu Jean-Luc Melenchon’un girişimiyle LFİ, Yeşiller Partisi (EEVL), Sosyalist Partisi (PS) ve Komünist Partisi’ni (PCF) kapsayan “Sosyal ve Ekolojik Yeni Halk Birliği” (Nupes) ittifakı kuruldu.

Nupes ittifakı, Meclis’te salt çoğunluğu (289 sandalye) alarak, Melenchon’un başbakan olarak atanmasını hedefliyordu.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un partisi Cumhuriyet Yürüyüşü (LREM) etrafında da Horizons (Ufuklar) ve Demokrasi Hareketi (MoDem) partilerinden oluşan Ensemble adında bir konfederasyon oluşturuldu.

Macron’un vaatlerini yerine getirebilmesi için, genel seçimlerde mecliste salt çoğunluğu sağlayabilmesi ve hükümeti kurabilmesi büyük önem taşıyor.

Paylaşın

Fransa’da Parlamento Seçimleri: Macron Ve Sol İttifak Başa Baş

Fransa’da seçmenler 577 koltuğa sahip Fransa Parlamentosu’na seçilecek milletvekillerini belirlemek üzere Pazar günü sandığa gitti. İki turlu seçimde Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron liderliğindeki Ensemble (Birlikte) İttifakı ile Jean-Luc Mélenchon liderliğindeki sol ittifak Nupes başa baş gidiyor.

Haber Merkezi / İlk sonuçlara göre Macron’un Merkez ittifakı ilk turda oyların yüzde 25,75’ini, sol ittifak ise oyların yüzde 25,66’sını aldı. Sol ittifak ile Macron’un ittifakı arasında 21 bin 400 oy fark olduğu bildirildi.

İlk sonuçlara göre katılım düşüklüğünde tarihsel bir rekor kırıldı. Seçmenlerin yüzde 52,5’i seçimlere katılmadı. Sol İttifak NUPES ve Macron’un “Birlikte”si birinci turu başa baş bitirirlerken aşırı sağcı Ulusal Buluşma ittifakı yüzde 18,8’de kalarak ana muhalefet konumundan uzaklaştı ve üçüncü sıraya geriledi. Eski De Gaulle’cu partinin kalıntısı Cumhuriyetçiler ise yüzde 11,4 oy alarak dördüncü oldu.

Ancak, seçim yorumcuları ve uzmanlar, oy dağılımıyla sandalye dağılımının ikinci turla birlikte değişiklik gösterebileceğine dikkat çekiyor. “Çoğu seçim bölgesinde, başkanlık çoğunluğu ile NUPES arasında gerçekleşecek düellolar”ın, diğer bloklar da göz önüne alındığında, nasıl sonuçlanacağı şimdiden kesin olarak öngörülemiyor.

Ancak Macron’un mutlak çoğunluktan uzakta, parçalı ve meydan okuyan bir parlamentoyla iktidarı paylaşmak zorunda kalması en muhtemel sonuç olarak görülüyor. Macron’un çoğunluğu koruyabilmesi için gelecek Pazar yapılacak seçimlerde 289 sandalye kazanması gerekiyor.

Seçim öncesi tahminler de, sosyalist ve yeşilleri de kapsayan sol ittifakın, Cumhurbaşkanı Macron’u zorlayacağı yönündeydi. Jean-Luc Mélenchon ilk sonuçların gelmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Gerçek şu ki, birinci tur sonunda cumhurbaşkanının partisi yenildi” dedi ve “Macron’un çoğunluğu kazanmasını engellemek üzere” seçmenleri ikinci tur için sandığa çağırdı.

Kamuoyu araştırma şirketlerinin tahminleri, Macron’un çoğunluğu elinde tutmasının garanti olmadığını gösteriyor. Ifop, Macron’un Ensemble ittifakının sandalye sayısının 275-305 arasında, sol-yeşil ittifakın sandalye sayısının da 175-205 olacağı tahmininde bulunuyor. Ipsos ile Ensemble’ın 255-295 milletvekili, sol ittifakın ise 150-190 arasında milletvekili çıkaracağını tahmin ediyor.

Jean-Luc Mélenchon, Nisan ayındaki cumhurbaşkanlığı seçiminde üçüncü gelmiş, ikinci tura giden seçimlerde Macron, aşırı sağcı rakibi Marine Le Pen’i yüzde 42’ye karşı yüzde 58 oyla geride bırakmıştı. Le Pen’in Ulusal Birlik’inin de ilk turda oyların yüzde 18,74’ünü aldığı görülüyor. Tahminler Le Pen’in şu anda 8 olan milletvekili sayısını 15-30 arasına çıkaracağı yönünde.

Mélenchon’un NUPES (Yeni Ekolojik ve Sosyal Halk Birliği) ittifakı; sosyalist ve komünist partiler ile Boyun Eğmeyen Fransa’nın yanı sıra ülkenin ana yeşiller partisini de kapsıyor.

Macron emeklilik yaşını 62’den 65’e çekmeyi savunurken, Mélenchon emeklilik yaşını 60’a düşürme sözü veriyor. NUPES’in seçim vaatleri arasında ayrıca 100 temel maddenin fiyatlarını dondurmak ve milyonlarca istihdam yaratmak da var. Fransa da artan gıda fiyatları ve enflasyonla boğuşuyor.

Fransa’da her bir seçim bölgesinde adaylar kendi aralarında mücadele ediyor. Bir adayın kazanabilmek için oyların yarısından fazlasını ve aynı zamanda o bölgede kayıtlı seçmenlerin en az yüzde 25’inin oyunu alması gerekiyor. Bunu başarabilen aday yoksa ikinci tur seçim yapılıyor.

Paylaşın

Fransa’da Çok Sayıda Cami Kapatıldı

Fransa’nın Rhone bölgesindeki çok sayıda cami ve bağışçının banka hesaplarının kapatıldığı açıklandı. Rhone Camiler Konseyi Başkanı Kamel Kabtane, yayınladığı basın açıklamasında camilerin inşasında finansal rol alan kişiler de dahil olmak üzere banka hesaplarının “sebep gösterilmeden” kapatıldığını duyurdu. 

Euronews Türkçe’de yer alan habere göre; “Fransa’daki Müslüman toplumunun bazı kurumları ve üyeleri birkaç yıldır bir bankacılık apartheid’ının kurbanı oldu” diyen Kabtane, inşası devam eden bir düzine cami ve ek binanın banka hesaplarının kapatılması kararını kınadı.

Birçok kişinin banka hesabının cami inşaatlarına finansal destek sağladığı için kapatıldığını da vurgulayan Rhone Camiler Konseyi Başkanı, bu kararların “gerekçe göstermeden” alındığının gözlemlendiğini ifade etti.

Lyon’un ilçesi Villeurbanne’ın Othmane Camisinin rektörü Azzedine Gaci, konuyu Twitter hesabından gündeme taşıyan diğer bir isim oldu.

“Yabancı ülkelerin Fransa’daki cami inşaatlarını finanse etmesi istenmiyor, yardımda bulunanlar ise korkutuluyor” diyen din adamı, Villeurbanne sakinlerinin hem Fransız Müslümanların toplumdan “dışlandığını düşündüğünü” hem de onları “bölücülükle suçladığını” ve bu durumdan “hiçbir şey anlamadığını” mesajında paylaşıyor.

Rhone bölgesinde 20’ye yakın cami

Lyon bölgesinde basılan Progres gazetesinin sorularını yanıtlayan Kamel Kabtane ise Fransa genelinde bankalarda hesabı kapatılan cami sayısının 500-600 civarında olduğunu belirtti. Duruma anlam veremediğini ve iyi ile kötünün birbirine karıştırıldığını ifade eden din adamı Kabtane, “Rhone bölgesinde ortalama 20 cami ve 30 kişinin hesabı kapatıldı” dedi.

Kabtane, “Bir camiye bağış yapıldığında şüpheli, İslamcı veya terörist haline geliyorsunuz” diyerek yapılan hataya dikkat çekiyor ve bir caminin diğer kiliseler ya da sinagoglar gibi ayakta kalabilmesi için bağışlardan başka yol olmadığının altını çiziyor.

Paylaşın

Fransa’da Yeni Hükümette Tecavüz Skandalı

Fransa’da Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanan Emmanuel Macron’un, Başbakanlık’a Elisabeth Borne’u getirdikten sonra kurduğu yeni hükümet, ilk toplantısını “tecavüz skandalı” gölgesinde yaptı.

Macron’un merkez sağdan “transfer ettiği” ve Dayanışma ve Engelliler Bakanlığı’na getirdiği siyasetçi Damien Abad’ın “2 kadına tecavüz ettiği” iddiası ortaya atıldı. Ancak hükümet, ileri derecede fiziksel engelli olan yeni bakan Damien Abad’ın, bu suçu işlediği iddialarına şüpheli yaklaşıyor.

Fransa tarihinin ikinci kadın Başbakanı olarak atanan Elisabeth Borne, “Bu görevi ülkemin tüm kız çocuklarına adıyorum” diyerek, hükümetin kadın hakları için azami çaba harcayacağını açıklamasından yalnızca bir gün sonra, daha kabinesinin ilk toplantısını yapamadan, Dayanışma ve Engelliler Bakanı olarak atanan Damien Abad hakkındaki tecavüz skandalı ile karşılaştı.

Cumhuriyetçiler (LR), partisinin eski Grup Başkanı iken Macron’un bakanı olmayı kabul edince kendi partisinde büyük bir tepkiyle karşılanan Abad’ın bakanlık mutluluğu yalnızca birkaç saat sürdü. Mediapart haber sitesi, Cuma akşamı bakan olduğu açıklanan Damien Abad hakkında Cumartesi sabahı yayınladığı haberde, 42 yaşındaki Abad’ın 2 kadın tarafından 2010 ve 2011 yıllarında tecavüzle suçladığını yazdı.

Araştırmacı gazetecilik yapan Mediapart haber sitesi, hükümetin açıklanmasından bir gün sonra, yeni Dayanışma ve Engelliler Bakanı olan Damien Abad’ın iki tecavüz suçlamasıyla karşı karşıya olduğunu yazdı.

Gazeteye konuşan 2 kadın, 42 yaşındaki Damien Abad’ı 2010 ve 2011 yıllarında kendilerine tecavüz etmekle suçladı. Kadınlardan birinin 2017’de şikayette bulunduğu ancak iddialara ilişkin “ciddi bir delil” olmaması nedeniyle şikayetler hakkında takipsizlik kararı verildiği bilgisi de haberde yer aldı.

Kadınlardan birisi, 2010 yılının sonunda, Abad ile birlikte bir otelde, bir bardak şampanya içtikten sonra hiçbir şey hatırlamadığını ve sabah Abad’ın yanında iç çamaşırıyla uyandığını anlatıyor. İkincisi, Damien Abad’ın ısrarlı flörtü sonrası cinsel bir ilişkiyi kabul ettiğini ancak ilerleyen aşamada “cinsel ilişkiye son verme isteğini” dikkate almadığını dile getiriyor.

“Fiziksel engelli olmam tecavüzü imkansızlaştırıyor”

VOA Türkçe’den Arzu Çakır’ın haberine göre, iddiaları bir basın açıklamasıyla yanıtlayan Damien Abad, “tüm suçlamaları bütün gücüyle yalanladığını ve fiziksel özrünün zaten bu suçları işlemesine olanak vermediğini” dile getirdi. Doğuştan “artrogripoz”dan muzdarip olduğunu ve hareketlerinin çok sınırlı olduğunu ve zorlukla hareket ettiğini belilrten Abad, ” Benim sahip olduğum engeller, tecavüzü imkansız kılıyor. Partnerimin rızası ve tam katılımı olmadan hiçbir şey mümkün değil. Bugün, benim durumumda birisi için, cinsel eylem ancak partnerimin yardımı ve iyiliğiyle gerçekleşebiliyor. Şu ya da bu pratiği, şu ya da bu hareketi empoze etmem hiçbir şekilde mümkün değil. Her zaman karşılıklı rızaya dayalı cinsel ilişkiler yaşadım. Şikayetçilerden birinin uyuşturucu kullandırıp, sonra onu götürüp, soyup, baygın halde iken bir de tecavüz ettiğim iddiaları akıl alır gibi değil” dedi.

Daha ilk Bakanlar Kurulu toplanmadan, hükümetin tecavüz skandalı ile sarsılması üzerine, Abad ile Pazar gecesi görüşen Başbakan Borne, olayı yeni duyduğunu belirterek, “Hükümet, taciz ve tecavüz iddialarının cezasız kalmasına asla izin vermeyecek. Taciz mağduru kadınların, şikayette bulunsunlar ya da bulunmasınlar, konuşabilmeleri için her türlü desteği vermeye decam edeceğiz. Yargı bir karar verirse gereği yapılacaktır” dedi.

Paris Savcılığı da, “tecavüz eylemlerine ilişkin ilk şikayetin 6 Nisan 2012’de bir tanıklık başvurusu olduğunu ancak başvurunun reddedildiğini”, aynı şikayetçi tarafından aynı olaylarla ilgili olarak yapılan ikinci şikayetin de “delil yetersizliği nedeniyle 5 Aralık 2017’de reddedildiğini” doğruladı.

“Tek karar verici makam yargıdır”

“Tecavüz skandalı” gölgesinde başlayan ilk Bakanlar Kurulu toplantısının ardından, ilk basın toplantısını düzenleyen yeni Hükümet Sözcüsü Olivier Gregoire’a yöneltilen soruların yarısından fazlası Abad’a yönelik iddialarla ilgili geldi. Hükümetin hiçbir üyesinin bu iddialardan haberdar olmadığını belirten Gregoire, “Bu konuda karar verecek olan ne sizsiniz, ne de benim. Tek karar verici makam yargıdır. Damine Abad hakkındaki tek suç duyurusu da 2012 ve 2017’de reddedilmiştir” dedi.

Kabine toplantısının ardından Le Figaro gazetesine konuşan Bakan Abad, “Yaşadıklarım çok zor ve açıkçası hepsi gerçekten çok düşük seviyede şeyler. Benim için, birlikte yaşadığım hayat arkadaşım için ve ailem için bu çok haksız bir durum” dedi. Kendisine yönelik suçları yeniden reddeden Abad, avukatı aracılığıyla iddialara ilişkin yasal yanıt hazırladığını bildirdi.

Bu saldırıların eski siyasi grubundan geldiğini iddia eden politikacı, “Bu şikayet, François Fillon’u desteklediğim cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında ortaya çıktı. Bakan olduğum sırada geri döndü. Siyasi hayatımın kilit noktalarında sürekli karşıma çıkarılıyor” dedi. Abad, seçim bölgesi Ain’de gazetecilerin “İstifa edecek misiniz?” sorularına, “Masum bir insan istifa etmeli mi? Bence hayır” yanıtını verdi.

İddia sahiplerinden birisi konuştu

France Info radyosuna konuşan iddia sahibi kadınlardan 35 yaşındaki Margaux ise, iddialarında ısrar ederek, Damien Abad’ın iki yıl boyunca kendisini ısrarla izledikten sonra, Paris’te 2011 yılında, “saygısız, ısrarcı” bir cinsel ilişki yaşadığını anlattı. Margaux, “Kendisini birkaç kez durdurmaya çalıştım, ima ettim, kaçınmaya çalıştım. Defalarca reddetmeme rağmen devam etti” dedi.

Olaydan bir yıl sonra karakola giderek suç duyurusunda bulunduğunu belirten Margaux, “Ancak ilk başvurum 6 Nisan 2012’de kapandı. Damien Abad’ı medyada her yerde görünce, ben acı çekerken onun hiçbir kaygı duymamasına öfkelenerek, 6 yıl sonra yeniden suç duyurusunda bulunmayı başardım” dedi.

Milletvekili Abad 2017’de cumhurbaşkanı adayı François Fillon’un sözcüsü iken bir hukuk davası açmadığını çünkü sonuç alabileceğine inanmadığını belirten Margaux, “Ama bugün bilincin bir evrimi olan #metoo olayı gerçekleşti, şimdi kurbanların sesi daha yüksek çıkıyor” dedi. Margaux, dava açıp açmama konusunda halen karar vermediğini dile getirdi.

15 bakan seçilemezse gidecek

Hükümet ilk toplantısında, “alım gücü” ve 12-17 Haziran tarihlerinde yapılacak milletvekili seçimlerine hazırlık konusunu görüştü. Toplantıda Macron 15 bakanından milletvekili seçimlerinde aday olmalarını istedi. Listede bugüne kadar hiçbir seçim tecrübesi olmayan Başbakan Elisabeth Borne ve adı tecavüz skandalına karışan Damien Abad da var. Başbakan Borne ve seçilemeyen bakanlar kabineden gitmek zorunda kalacaklar. Ancak Ains bölgesi milletvekili Damien Abad, 2017 yılında ilk turda elde ettiği yüzde 67 oy oranına güveniyor ve yeniden seçilerek Paris’e dönmeyi planlıyor.

Daha önce tecavüz iddiaları nedeniyle hakkında dava açılan ancak hakkındaki dava “takipsizlikle” sonuçlanan İçişleri Bakanı Gerald Darmanin da seçimlerden sonra yeniden Bakan oldu. Ancak Macron, Darmanin’dan da milletvekili seçimlerine katılmasını istedi.

Paylaşın

Avrupa’nın Beş Büyük Futbol Liginde Şampiyonlar Belli Oldu

Trabzonspor, Süper Lig’in bitimine 3 hafta kala kupayı kaldırmaya hak kazanırken, Avrupa’nın beş büyük futbol ligi olan İspanya, İtalya, İngiltere, Almanya ve Fransa’da da ligin en büyüğü belli oldu.

İspanya’da La Liga’da şampiyonluk, sezonun bitimine 4 maç kala 35. defa Real Madrid’in oldu. Şampiyonluğunu ilan etmek için sadece beraberliğe ihtiyacı olan Real, Espanyol Barcelona’yı 4 golle geçerek müzesine götürdüğü kupa sayısında rekor kırdı. Ezeli rakibi Barcelona’nın ise 15 puan önünde ipi göğüslemeyi başardı.

Bundesliga’da şampiyonluğu art arda 10. defa kazanmayı başaran takım Bayern Munih oldu. Bavyera kulübü bu başarıyı ligin bitimine 3 hafta kala 23 Nisan’daki Borussia Dortmund maçındaki 3-1’lik galibiyetinin ardından ilan etti. İkinci sıradaki ezeli rakibini 12 puan fark atan Bayern, tarihinde 32. defa lig kupasını kaldırma başarısını gösterdi.

Bayern ayrıca Dortmund’u arka arkaya 8 karşılaşmada devirmiş oldu. 2019’dan beri Bavyera takımı Dortmund’a karşı kaybetmedi.

Manchester City’ye kupayı getiren isim İlkay Gündoğan

İngiltere’de ise bu yıl gülen takım son maçta belli oldu. Son beş yılda dört defa lig kupasını müzesine götürmeyi başaran Manchester City, böylece kulüp tarihinde 8. defa şampiyonluk tattı. Premier Lig’in son haftasında 2-0 geriye düştüğü maçta Aston Villa’yı 3-2 yenen Manchester City, Liverpool’un sadece 1 puan önünde şampiyonluğa ulaştı.

Bu başarıda oyuna 68. dakikada giren Türk asıllı Alman milli futbolcu İlkay Gündoğan baş rolü oynadı. İlkay ile 76. dakikada umutlanan Manchester City, 2 dakika sonra Rodri’nin kaydettiği golle skoru eşitledi, ardından yeniden sahneye çıkan İlkay, Manchester City’nin sahadan 3-2 galip ve lig şampiyonu olarak ayrılmasını sağladı.

Fransa Birinci Lig’de şampiyonun ismi sezonun bitimine haftalar kala belli oldu. Başkent takımı Paris St. Germain (PSG) kupayı 10. defa kaldırmayı başardı. İkinci sıra için ise Monaco ve Marsilya arasındaki kıyasıya mücadele son maça kadar devam etti. Strasbourg’a karşı sezonun son maçını 4-0 gibi bir farkla kazanan Marsilya Monaco’dan gelecek habere kulak kesti.

Son haftaya ikini sırada giren prenslik ise Lens deplasmanından 2-2’lik eşitlikle bir puan ile dönünce Marsilya’nın gerisinde kalmaktan kurtulamadı. Bu sayede PSG ve Marsilya ön eleme maçları oynamadan Şampiyonlar Ligi’ne katılmaya hak kazandı.

İtalya futbol ligi de şampiyonluk heyecanı son maça kadar devam edenlerden oldu. Milano’nun iki takımının kıyasıya mücadelesinde son gülen AC Milan olurken Inter Milan ise averajla ikinci sırada kaldı. Şampiyonluk için beraberliğin yetmesine rağmen Milan, Sassuolo deplasmanında ilk yarıda 3 gol bularak Inter Milan’ın umutlarını yıktı.

Bu zaferde Fransız golcü Olivier Giroud attığı iki golle önemli rol oynadı ve 2011’den beri yaşanan hasrete son vererek İtalya Lig Kupası Scudetto’nun Milan tarafından 19. defa kaldırılmasını sağladı.

Aynı anda Sampdoria ile karşılaşan Inter Milan, 90 dakikayı 3-0’lık bir galibiyetle kapatsa da aradaki iki puanın kapanmasını engelleyemedi. Gelecek sene Şampiyonlar Ligi’ne iki Milan takımının yanı sıra Napoli ve Juventus da gitmeye hak kazandı.

Paylaşın

G7’den Rusya’ya Yönelik Yeni Yaptırımlar

Aralarında ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa gibi ülkelerin bulunduğu G7 ülkeleri, Rusya’ya yönelik yeni yaptırım paketi kapsamında Rusya’dan petrol ithalatını kademeli olarak bitireceklerini ya da tamamen keseceklerini duyurdu.

Sanayileşmiş 7 ülkenin lideri video konferans aracılığıyla yaptıkları zirveye Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski de katıldı. Liderlerin zirvesi yaklaşık bir saat sürdü. Zirvede Rusya’dan ithal edilen petrole ambargo uygulanması konusunda bağlılık dile getirilirken, Amerika’dan Moskova’ya yönelik yeni yaptırım kararları geldi.

Zirve sonunda yapılan açıklamada, “Rus enerjisine bağımlılığı aşamalı olarak sonlandırmaya bağlılığımızı taahhüt ederiz. Buna Rus petrolünün ithalatı da dahil. Bunu zamanında ve düzenli bir şekilde yerine getireceğiz. Tüketiciler için karşılanabilir fiyatlar sağlanmasıyla düzenli, sürdürülebilir küresel enerji tedariki için birlikte ve ortaklarımızla çalışacağız” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, Rus petrolünün kesilmesinin Putin’in ekonomisini sert vuracağı ve Ukrayna savaşına kaynak sağlamak için ihtiyaç duyduğu gelirden alıkoyacağı belirtildi. Açıklamada ayrıca İkinci Dünya Savaşı’nda özgürlük için savaşanların hatıralarına bugün için, Ukrayna halkı için, Avrupa ve küresel toplum için savaşmaya devam etmenin borç olduğu kaydedildi.

ABD’den Rusya’ya yönelik yeni yaptırımlar da geldi. Buna göre Batı dünyasından Rusya’nın en büyük üç televizyon kanalına reklamlar kesiliyor. ABD danışma ve muhasebe şirketlerinin herhangi bir Rus vatandaşına hizmet vermesi yasaklanıyor.

Rus sanayi sektörüne ek kısıtlamalar geliyor ki buna Moskova’yı odun üretimi, sanayi motorları üretimi, buldozer, kazan üretiminden çıkarmak da dahil. ABD Dışişleri Bakanlığı da Rus askeri yetkilileriyle Rus destekli güçlere yönelik yeni vize kısıtlamaları açıkladı.

Bu arada G-7 toplantısı öncesinde İngiltere Ukrayna’ya ek 1,6 milyar dolar değerinde ek askeri yardım sağlayacağını açıkladı. Bu malzemeler arasında radarların ve geri görüş aygıtlarının da olduğu belirtiliyor.

Suudi Arabistan Asya ve Avrupalı müşterileri için petrol satışında indirime gitti

Bu arada Suudi Arabistan’ın, Asya’da müşterileri için petrol satışında indirime gideceği açıklandı. Suudi Arabistan’ın milli petrol şirketi Saudi Aramco’nun yayınladığı bir belgeye göre, Asya ve Avrupa’da hafif ham petrol satışı haziran ayında varil başına 5 dolar indirimli olacak.

Petrol piyasalarında Rusya-Ukrayna savaşının yarattığı belirsizlik sürerken ve dünyanın en büyük petrol ithalatçısı Çin’de salgın önlemlerinin etkisi hissedilmeye devam ederken, Suudi Arabistan şirketi şirketi son dört ayda ilk kez fiyatlarda indirim kararı aldı.

Suudi Arabistan, Ukrayna’nını işgalinin ardından petrol fiyatların varil başına 100 doların üzerine çıkmasından sonra geçen iki ayda ham petrol fiyatlarını rekor seviyelere çıkarmıştı.

Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve OPEC dışı bazı üretici ülkelerden oluşan OPEC+ grubu, geçen hafta haziranda günlük yaklaşık 432 bin varil üretim artışına gitme kararı almıştı.

Kovid 19 salgınına paralel talep düşüşü nedeniyle Nisan 2020’de günlük ham petrol üretiminde yaklaşık 10 milyon varillik kesintiye giden Grup, talebin toparlanma sürecine girmesiyle üretim kesintilerini Nisan 2021’den bu yana belirli aralıklarla hafifletmeye başladı.

OPEC+ grubu, 19. Bakanlar Toplantısı’nda aldığı karar doğrultusunda ağustostan bu yana günlük ham petrol üretimini kademeli olarak her ay yaklaşık 400 bin varil artırıyor.

Paylaşın

Fransa’da İkinci Macron Dönemi

Fransa’da sandık çıkış anketlerine göre oyların yüzde 58,2’sini alan Cumhuriyet Yürüyüşü’nün (En Marche) adayı Emmanuel Macron aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisi (RN) lideri Marine Le Pen karşısında galip gelerek ikinci kez Fransa’nın Cumhurbaşkanı seçildi.

Haber Merkezi / Emmanuel Macron, ilk turda oyların yüzde 27,85’ini, Marine Le Pen ise yüzde 23,15’ini almış ve ikinci tura kalmışlardı.

İçişleri Bakanlığı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turuna katılım oranının saat 17:00 itibarıyla yüzde 63,2 olduğunu açıkladı. Bu oran bir önceki seçimlere göre düşük. 2017 yılında seçimlerde katılım oranı yüzde 69,4 olmuştu.

Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda aday gösteren çok sayıda siyasi parti, sağ popülist Le Pen’e karşı ikinci turda seçmenlere Macron’u tercih etmesi yönünde çağrıda bulunmuştu. Benzeri bir ortak cephe en son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapıldığı 2017’de de oluşmuştu.

Macron’un, babası da tanınmış bir aşırı sağcı politikacı olan rakibi Marine Le Pen, bu seçimlerde eski yıllara göre görece ırkçı ve aşırı açıklamalardan kaçındıysa da Fransa’da Fransızların yabancılara göre önceliği olmasının anayasaya alınmasını talep etmesiyle dikkat çekti. Le Pen sosyal yardım veya konut gibi alanlarda Fransızlara öncelik tanınmasını savundu.

Fransa’da cumhurbaşkanı beş yıllık bir dönem için seçiliyor. Doğrudan seçilmesi sebebiyle meşruluğu da yüksek olan cumhurbaşkanı ülkede siyasi gidişata en fazla yön veren kişi. Mecliste çoğunluğu elinde tutan gruptan hükümet başkanını atayabildiği gibi, gerekli gördüğü dönemlerde meclisi dağıtma yetkisine sahip.

Fransa’da cumhurbaşkanı, 6 Kasım 1962 tarihinde yapılan anayasa değişikliğinden bu yana halk tarafından doğrudan seçiliyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazilere karşı Fransız direnişinin sembolü olan General Charles de Gaulle, 1965 yılında bu sistemle seçilen ilk cumhurbaşkanı olmuştu.

Paris’te konuşan Le Pen, sonucun partisi için hala bir zafer olduğunu söyledi ve Haziran ayındaki parlamento seçimleri için gelişim kaydettiklerini belirtti. Seçim sonuçlarına saygı duyduğunu belirten Le Pen, siyasetteki mücadelesine devam edeceğini sözlerine ekledi. Marine Le Pen, kendisine oy verenlere teşekkür ettiği konuşmasında, “Fransızları asla yüzüstü bırakmayacağız” dedi.

Macron’un hükümetinde yer alan Avrupa Bakanı Clément Beaune, seçim sonuçlarına ilişkin Reuters’a yaptığı açıklamada, aşırı sağın yüzde 40 oy aldığını hatırlatarak, “Çalışmaya devam etmemiz gerekiyor” dedi.

İlk turda Macron ve Le Pen’in gerisinde yarışı üçüncü bitiren solcu aday Jean-Luc Mélenchon, Macron’un Beşinci Fransız Cumhuriyeti’nin “en kötü biçimde seçilen cumhurbaşkanı” olduğunu savundu.

Macron’un “çekimserler, boş oylar ve hatalı oy pusulaları ile dolu bir okyanusta yüzdüğünü” belirten Melenchon, “Macron, modern Fransız cumhurbaşkanları arasında en narin zaferi elde etti.”  dedi. Melenchon, Macron’un çarpık bir seçimde, baskı altında seçildiğini savundu.

Paylaşın

Fransa’da Sol Oylar Belirleyici Olacak

Fransa’da Pazar günü ikinci turu yapılacak seçimler öncesi düzenlenen son anketler, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un rakibi Marine Le Pen’den en az 10 puan fazla oy alacağını ortaya koyuyor.

Fransa’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 10 Nisan’daki ilk turunda liberal Macron yüzde 27,85, aşırı sağcı Le Pen ise yüzde 23,15 oy alarak ikinci tura kalmaya başarmıştı.

Araştırma şirketlerinin yayımladığı son anket sonuçları, ikinci turda Macron’u Le Pen’in 10 ila 14 puan önünde gösteriyor. Perşembe ve Cuma günü yayımlanan bu anketlere göre, Macron’un 24 Nisan’daki seçimde yüzde 55,5 ile yüzde 57,5 arasında oy alması bekleniyor.

Ancak anketlerde sandığa gitme oranının yüzde 72 ila 74 aralığında çıkması, seçim günü yaşanabilecek bir sürpriz ihtimalini de artırıyor.

Anketlerdeki katılım oranının gerçekleşmesi hâlinde, Fransa’da 1969 yılından beri katılımın en düşük olduğu ikinci tur seçimleriyle karşılaşılmış olacak.

Neredeyse her 10 seçmenden üçünün sandığa gitmeyeceğini ya da kararsız olduğunu belirtmesi Brexit ya da Donald Trump’ın kazandığı ABD seçimlerinde olduğu gibi bir sürprize açık kapı bıraksa da Fransa’daki seçimlerin iki turlu olmasının bu ihtimali düşürdüğü yorumları da yapılıyor.

Sol oylar belirleyici olacak

İkinci turda sol görüşlü seçmenin oyu büyük rol oynayacak. İlk turda yaklaşık 7,7 milyon seçmen, solcu lider Jean-Luc Melenchon’a oy verdi. Aldığı destekle yüzde 21,95’lik oy oranına ulaşan Melenchon ikinci turun kapısından dönerken yaklaşık 3,5 milyon seçmen de Yeşiller, Sosyalist Parti ve diğer sol partilerin adaylarına oy verdi.

İkinci turda tüm gözler bu oylarda olacak. Ipsos-Sopra Steria tarafından bu hafta yayımlanan bir ankete göre, Melenchon’un destekçilerinin yaklaşık üçte biri Macron’un kazanmasını istediğini belirtti. Ancak yarıya yakını henüz kararını vermediğini ifade etti.

Tahmin edilenin üzerinde Melenchon destekçisinin sandığa gitmemesi ya da Le Pen’i desteklemesi, Macron için beklenenden daha zorlu bir yarışın yaşanmasına neden olabilir.

Ifop araştırma grubunun başındaki siyasi analist Jerome Fourquet, AFP’ye yaptığı değerlendirmede, “İkinci turun kaderi, sol seçmenin elinde” yorumunda bulundu.

Analistler, sol seçmenin sandığa gitmeme oranının yüzde 25-30’ları bulabileceğini belirtiyor. Macron iş dünyasını gözeten politikaları, özellikle de zenginlerden alınan vergiyi düşürmesi nedeniyle sol kesimin tepkisini çekiyor.

Melenchon da destekçilerinden Le Pen’in önünün kesilmesi için Macron’a oy vermelerini istemek gibi bir yol izlemedi.

Beş yıl önce yapılan seçimlerde oyların yaklaşık üçte ikisini alan Macron, rakibi Le Pen’i büyük farkla geride bırakarak rahat bir zafer elde etmişti. Ulusal Birlik partisinin lideri Le Pen’in 2017’deki yenilgiden sonra radikal bir sistem karşıtı olarak algılanan imajını yavaş yavaş yumuşatması aşırı sağcı siyasetçinin oylarını artırmıştı.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Marine Le Pen Zimmetine Para Geçirmekle Suçlanıyor

Macron’un rakibi Le Pen hakkında Avrupa Parlamentosu üyesi olduğu dönem yüzbinlerce euro zimmetine para geçirdiği yönünde rapor yayınlandı. Fransa’da 24 Nisan’da yapılacak seçimler öncesi açıklanan rapor, Ulusal Cephe’nin adayı Marine Le Pen hakkındaki yolsuzluk suçlamalarını yeniden gündeme getirdi.

Le Pen, Avrupa Parlamentosu’nda (AP) görev yaparken yaklaşık 620 bin euro tutarında yolsuzluk yapmakla suçlanırken avukatından söz konusu iddiaya yalanlama geldi. The Guardian’ın haberine göre, Avrupa Yolsuzlukla Mücadele Ofisi’nin Le Pen’le ilgili 116 maddelik raporunun detaylarına Fransa’da araştırma sitesi Medipart yer verdi.

Buna göre, Le Pen 2004-2007 AP üyesi olduğu dönemde 137 bin euro tutarındaki AB fonunu şahsi çıkarları için kullandı. 2010’da ise “Avrupa’da Mali Kriz” başlıklı bir toplantı için 5 bin euro otel ücreti gösterildiği ancak toplantının Le Pen’in partisiyle ilgili olduğu yönünde bulgulara erişildiği belirtildi.

“Raporlar eski”

Le Pen hakkında AB fonlarını zimmetine geçirmekle ilgili suçlamaların 2016’dan bu yana olduğuna dikkat çekilen haberde, son raporun seçimlerden hemen önce yayınlanmasına dikkat çekildi.

Le Pen’in avukatı Rodolphe Bosselut, AFP’ye yaptığı açıklamada rapordaki bazı bulguların 10 yıldan daha eski olduğunu iddia etti. Bosselut, Le Pen’in Fransız yargı makamları tarafından ifadeye çağrılmadığını ve söz konusu raporun da taraflarına gönderilmediğini söyledi.

Le Pen, AB fonlarını kötüye kullanmak suçlamasıyla 2018 yılından bu yana soruşturma altında bulunuyor. Benzer bir başka soruşturmanın ise 2016’dan beri devam ettiği ve Le Pen’in konuyla ilgili geçen yıl yazılı olarak ifadesinin alındığı da haberde belirtildi.

Paylaşın

Fransa’da Cumhurbaşkanlığı Seçimi İkinci Tura Kaldı

Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adaylardan hiçbirinin mutlak çoğunluk olan yüzde 50’ye ulaşamaması nedeniyle, ilk turda en yüksek miktarda oyu alan iki aday olan Macron ile Le Pen, 24 Nisan’da yapılacak ikinci turda cumhurbaşkanlığı için yarışacak.

Haber Merkezi / Fransa’da 12 aday seçimlerde resmen yarışma hakkı kazanmıştı. Emmanuel Macron (liberal), Marine Le Pen (sağ popülist), Valérie Pécresse (muhafazakâr), Jean-Luc Mélenchon (radikal sol), Eric Zemmour (milliyetçi), Yannick Jadot (çevreci), Fabien Roussel (komünist), Anne Hidalgo (sosyal demokrat), Nicolas Dupont-Aignan (muhafazakâr/ulusalcı), Jean Lassalle (kırsalcı), Philippe Poutou (troçkist), Nathalie Artaud (troçkist) cumhurbaşkanlığı için aday olmuştu.

Yaklaşık 49 milyon seçmen seçimlerde oy kullanmak üzere sandığa çağrılmıştı. İçişleri Bakanlığı’nın verilerine göre, seçime katılım oranı 2017 yılındaki seviyenin gerisine düşerek yüzde 65 olarak gerçekleşti. 2017 yılındaki seçimlerde, katılım oranı yüzde 69,4 olmuştu.

Fransa’da cumhurbaşkanı, 6 Kasım 1962 tarihinde yapılan anayasa değişikliğinden bu yana halk tarafından doğrudan seçiliyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazilere karşı Fransız direnişinin sembolü olan General Charles de Gaulle, 1965 yılında bu sistemle seçilen ilk cumhurbaşkanı olmuştu.

Macron’dan seçmenlere aşırı sağı engelleme çağrısı

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ilk turda kendisine oy veren seçmenlere ve ikinci turda kendisine destek verilmesi için çağrıda bulunan rakiplerine teşekkür etti.

Emmanuel Macron, seçmenlere, aşırı sağın iktidara gelmesini engellemek için ikinci turda kendisine oy vermeleri çağrısı yaptı. Macron, “İlk turda bana oy vermeyenler de dahil herkese, bize destek verme çağrısı yapıyorum” dedi.

Kendisine oy vermeyenleri ikna etmeyi ve ikinci turda onların da oyunu almayı umduğunu vurgulayan Macron, “Daha hiçbir şey bitmedi. Popülist söyleme ve yabancı düşmanlığına teslimiyet…Bu, Fransa değil” diye konuştu.

Le Pen: Fransa’ya çekidüzen vereceğim

Marine Le Pen ise ilk tur sonuçlarının netleşmesi sonrası yaptığı açıklamada, Macron’a oy vermeyen herkese, ikinci turda kendisine oy vermeleri çağrısı yaptı.

Seçilirse “Tüm Fransız halkının cumhurbaşkanı” olacağını vurgulayan Le Pen, “5 yıl içinde Fransa’ya çekidüzen vereceğini” söyledi. Le Pen konuşurken, destekçileri de “Kazanacağız” şeklinde sloganlar attı.

Öne çıkan konular neler?

Fransa’da anketlere göre Rusya-Ukrayna Savaşı dışında seçimi etkileyecek en önemli konular ekonomi, göç ve güvenlik. Fransa, Ocak ayında son 50 yılın en yüksek yıllık büyümesini gerçekleştirerek Covid pandemisinin yaralarını sardı.

Fransa ekonomisinin büyümesi Macron’un elini güçlendiriyor. Ülkede işsizlik, Euro Bölgesi ortalamasının hemen üzerinde ve Macron’un iktidara geldiği yıl belirlediği hedefe yakın bir seviyeye, yüzde 7,4’e geriledi.

Resmi verilere göre 2020’de Fransa’da 6,8 milyon göçmen yaşıyordu. Bunların üçte biri Avrupa ülkelerindendi. En büyük göçmen grupları ise sırasıyla Cezayir, Fas ve Portekizliler.

Göç konusu özellikle aşırı sağcı adayların kampanyalarında öne çıkmıştı.  Le Pen iktidara gelince göçü büyük oranda azaltmayı hedefleyen bir referandum düzenleyeceğini belirtmişti.

Le Pen’in yoğun eleştirilerine maruz kalan Macron, binlerce yeni polis istihdam etme sözü vermişti. Macron, iktidarında ülkede suç oranının azaldığını söylüyor. Son yıllarda büyük saldırılara maruz kalan Fransa’da güvenlik, seçmenler için en önemli konulardan birine dönüşmüştü.

Paylaşın