Finlandiya’dan Kritik Türkiye Kararı: Askeri Malzeme İhracat Yasağını Kaldırdı

Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) üyelik süreci son gelişmelerle olumsuz etkilense de, Finlandiya Savunma Bakanlığı, ülkesinin Türkiye’ye askeri malzeme ihracatı için 2019’dan bu yana ilk ticari lisansı onayladı.

Helsinki’nin NATO üyeliği başvurusuna onay vermek için Ankara’nın dile getirdiği koşullardan biri Finlandiya’nın bu lisansı yeniden tesis etmesiydi. 28 Haziran’da Madrid’deki zirvede İsveç ve Finlandiya, NATO üyelik başvurularına Türkiye’nin veto tehdidini kaldırması şartıyla, bu satışların önünü yeniden açacak değişikliği yapma taahhüdü vermişti.

Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyini hedef alan askeri harekatı nedeniyle Finlandiya ve İsveç hükümetleri Ekim 2019’da Türkiye’ye yaptırım uygulayarak askeri teçhizat ihracatını askıya almıştı. Savunma Bakanlığı özel danışmanı Riikka Pitkanen, AFP haber ajansına verdiği demeçte, zırh yapımında kullanılan çelik için ihracat lisansı verildiğini söyledi.

Ambargonun kaldırılarak ihracatın yeniden başlatılması, üç ülke arasında geçen haziran ayında imzalanan mutabakat zaptında yer alıyor. Bu arada Savunma Bakanının kararı, Başbakan Sanna Marin liderliğindeki koalisyon hükümetinde yer alan siyasi partilerden birinin eleştirisine neden oldu.

Koalisyon hükümeti ortaklarından Sol İttifak lideri Li Andersson, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, “Sol İttifak, savaş halindeki ya da insan haklarını ihlal eden ülkelere savunma teçhizatı ihracatını desteklemiyor. Finlandiya’nın, Türkiye’ye zırhlı çelik ihracatına izin vermemesi gerektiği kanaatindeyiz. Savunma Bakanı Mikko Savola, koruyucu çelik için Türkiye’ye ihracat lisansı verilmesine kendisi verdi. Ruhsat, Savunma Bakanı tarafından verildi ve konu hükümet içinde tartışılmadı.” ifadelerini kullandı.

İsveç de Eylül ayında Türkiye’ye askeri malzeme ihracatına yönelik yasağı kaldırmıştı. İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği için askeri ittifakın 30 üyesinin de onay vermesi gerekiyor. Türkiye, Stockholm’de aşırı sağcı bir grubun Kuran yakma eylemine izin verilmesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsveç, NATO’ya başvurusuyla ilgili bizden destek beklemesin” demişti.

Paylaşın

İsveç Ve Finlandiya’nın NATO Üyelik Onayı Seçimden Sonraya Mı Kaldı?

Türkiye’nin eski Stockholm Büyükelçisi Selim Kuneralp, Mayıs’taki seçim öncesinde İsveç Ve Finlandiya’nın NATO üyelik onayının zor olduğunu belirterek, iki ülke açısından NATO üyeliğinin bu aşamada bir aciliyet olmadığına dikkat çekiyor.

Kuneralp, Ukrayna savaşı ile NATO genişlemesi arasındaki ilişkiye dair son durumu şöyle açıklıyor: İsveç ve Finlandiya NATO’ya girmek için müracaat ettiklerinde Rusya’nın Ukrayna’daki durumu şimdikine nazaran çok daha güçlüydü. Tüm Avrupa’da sadece Ukrayna ile sınırlı kalmayacağına dair ciddi bir endişe vardı. Ama şimdi durum pek öyle değil. Rusya’nın Ukrayna’yı pek ele geçiremediği belli, geçiremeyeceği de. Hatta tersine Ukrayna karşı taarruza geçecek gibi.

Stockholm Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Enstitüsü başkanı Paul Levin, TBMM’nin NATO genişlemesini seçimlerden önce onaylama şansının artık “yok denecek kadar az” olduğunu düşünen isimlerden.

İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelikleri için Türkiye’den beklenen onaya dair süreç son gelişmelerle olumsuz etkilendi. Üç ülke arasındaki mekanizmanın Şubat toplantısı iptal edilirken, iki ülkenin İttifak’a katılımına onayın Türkiye’deki seçimden önce gelmesine çok ihtimal verilmiyor.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından tarihten gelen Rusya’ya yönelik tehdit algıları en üst seviyeye çıkan İsveç ve Finlandiya NATO’ya üyelik için başvurmuştu. Ancak iki ülkenin NATO üyeliği için şu an Macaristan ve Türkiye’nin onayı eksik durumda. Macaristan’ın önümüzdeki haftalarda onay sürecini tamamlaması beklenirken Türkiye ise özellikle İsveç’ten “terörle mücadele” alanında bazı taleplerinin karşılanmasını şart koşmuştu.

Türkiye, İsveç ve Finlandiya arasında üçlü bir mekanizma kurulurken, İsveç Ankara’nın taleplerini karşılamaya yönelik bazı adımlar atmış ancak bunlar yeterli bulunmamıştı. Son olarak İslam ve göç karşıtı aşırı sağcı Sıkı Yön partisinin lideri Rasmus Paludan’ın Türkiye’nin İsveç’teki büyükelçilik binası önünde Kur’an-ı Kerim yakması Ankara tarafından sert tepkiyle karşılanmış ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dünkü konuşmasında “İsveç bizden NATO desteği beklemesin” demişti.

Son günlerde yaşanan gelişmelerin ardından üç ülke arasındaki ortak mekanizmanın önce süresiz ertelendiği bilgisi verilirken, ardından toplantıların “ileri bir tarihe ertelendiği” belirtildi.

Ancak Ankara’nın talebiyle bu toplantının ertelendiğinin duyurulmasından önce Finlandiya Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto dün sabah saatlerinde yaptığı açıklamada ülkesinin NATO’ya İsveç olmadan katılması seçeneğini değerlendirmesi gerektiğini ifade ederek, üçlü görüşmelerde bir molaya ihtiyaç olduğunu belirtmişti.

Bu aşamada görüşmelere nasıl ve ne zaman devam edileceği, iki ülkenin birlikte mi yoksa ayrı ayrı mı üye olacakları ve seçimlerden önce Türkiye’nin onayının gelip gelmeyeceğine ilişkin çok sayıda soru işareti bulunuyor.

Seçimden önce onay zor görünüyor

Sürece dair gelinen noktada Türkiye’nin onayı seçimden önce vermesinin zorluğuna dikkat çekilerek, iktidarın bu konuyu seçmenleri etkilemek için sonuna kadar kullanmak isteyeceği belirtiliyor.

DW Türkçe’den Gülsen Solaker’in haberine göre, Stockholm Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Enstitüsü başkanı Paul Levin, TBMM’nin NATO genişlemesini seçimlerden önce onaylama şansının artık “yok denecek kadar az” olduğunu düşünen isimlerden.

“Üçlü mekanizmanın toplantılarını iptal etme kararıyla ilgili son haberler doğruysa, bu sürecin şimdilik ölü olduğu anlamına gelir” diyen Levin, sözlerini şöyle sürdürüyor: Erdoğan bir anlaşmadan değil de bir kavgadan daha çok fayda sağlayacağına karar vermiş görünüyor. En azından seçimler sonrasına kadar bu değişmeyecek.

Levin, İsveç ve Finlandiya hükümetlerinin artık hızlı bir onayı zorlamak yerine sürecin tamamen raydan çıkmasını engellemeye odaklanmış olabileceklerini söyleyerek, şu anda ortadaki en iyi senaryonun Türkiye’de Mayıs ayında yapılacak seçimden sonra ama Temmuz ayındaki NATO zirvesinden önce bir onayın gerçekleşmesi olduğunu belirtiyor.

Türkiye’nin eski Stockholm Büyükelçisi Selim Kuneralp de Mayıs’taki bir seçim öncesinde onayın gelmesinin zor olduğunu belirterek, iki ülke açısından NATO üyeliğinin bu aşamada bir aciliyet olmadığına dikkat çekiyor. Kuneralp, Ukrayna savaşı ile NATO genişlemesi arasındaki ilişkiye dair son durumu şöyle açıklıyor:

“İsveç ve Finlandiya NATO’ya girmek için müracaat ettiklerinde Rusya’nın Ukrayna’daki durumu şimdikine nazaran çok daha güçlüydü. Tüm Avrupa’da sadece Ukrayna ile sınırlı kalmayacağına dair ciddi bir endişe vardı. Ama şimdi durum pek öyle değil. Rusya’nın Ukrayna’yı pek ele geçiremediği belli, geçiremeyeceği de. Hatta tersine Ukrayna karşı taarruza geçecek gibi.”

Kuneralp ayrıca iki ülkenin de aslında fiilen NATO içinde gibi olduğunu da söyleyerek, NATO Genel Sekreteri’nin İttifak’ın 5. maddesinin bu iki ülke için de uygulanacağına dair sözlerini hatırlatıyor.

Üç ülke arasındaki mekanizmanın ertelenmesinin belki diplomatik açıdan şu anda daha mantıklı olduğunu belirten Kuneralp, “Çünkü NATO kamuoyunda iki ülkenin Türkiye’ye karşı yükümlülüklerini yerine getirdiği görüşü var. Bu durumda toplantının ertelenmesini istemek çok mantıksız değil. Çünkü toplantıda yine aynı şeyler söylenecekti, bunu yapmaktansa ertelemek belki daha iyi” yorumu yapıyor.

İsveç’teki aşırı grupların etkisi

Süreci etkileyen unsurlar arasında Türkiye’deki seçimler kadar İsveç’te NATO üyeliğini istemeyen kesimler ile aşırı grupların etkisi de bulunuyor.

Levin, bir süre öncesine kadar aslında müzakerelerin olumlu gittiğine ve iyi bir kimya yakalandığına işaret ederek, atmosferin değişmesi ile ilgili şöyle konuşuyor:

“Bir yanda Türkiye’deki seçim siyaseti diğer yanda İsveç’teki üyelik istemeyen ya da Türkiye’yi eleştiren aşırı sol ve aşırı sağ gruplar ve onların provokasyon girişimlerinden oluşan birleşim, bu süreci zorlaştırdı. Ben en azından seçimlere kadar bu sürecin böyle devam edeceğini düşünüyorum.”

Akademik hayatını İsveç’te sürdüren Siyaset Bilimci Emrah Gülsunar da Kur’an yakılması olayının İsveç’te çok büyük bir gündem olmadığını, çünkü bunu yapan siyasetçinin bunu daha önce pek çok kez yaptığını söyleyerek, bu kez Türkiye Büyükelçiliği önünde yapmasının olaya ayrı bir boyut kattığını belirtiyor.

Gülsünar, İsveç kamuoyunda son dönemde “Türkiye’ye bu kadar çok taviz verilmesinin yanlış olduğu” yönündeki düşüncenin güçlenmeye başladığını belirterek, son seçimler sonrasında kurulan merkez sağ hükümete dışardan destek olan göçmen karşıtı sağcı partinin de bu görüşü seslendirmekte olduğunu söylüyor.

Muhalefetteki sol partilerin İsveç hükümetine Türkiye’ye verilen tavizlerle ilgili sert eleştiriler yönelttiğini ifade eden Gülsunar, “Bugüne kadar zaten Rusya’ya karşı hissedilen bir tehdit algısı vardı. Şu anda ise ‘Rusya’ya boyun eğmemek için NATO’ya üye olmak istiyoruz ama bu kez de Türkiye’ye çok taviz veriyoruz’ diye düşünülmeye başlandı” diyor.

Türkiye’ye bakış nasıl etkileniyor?

Peki NATO genişlemesini bloke eden tek ülke olarak kalmak Türkiye açısından nasıl bir etki doğurabilir?

Deneyimli diplomat Kuneralp Ankara’nın gerekli onayı seçimden sonra, yeni seçilecek Meclis’in toplanma durumuna göre en geç sonbaharda vereceği ve sorunu çok uzatmayacağı görüşünde.

Kuneralp, Türkiye’nin daha önce eski Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen’in NATO genel sekreterliğine atanmasını veto ettiğini ancak müzakerelerin ardından ittifakın siyasi ve askeri yapısı içinde bazı pozisyonlar elde etme karşılığında Rasmussen’in genel sekreterliğine onay verildiğini hatırlatıyor.

Levin de Erdoğan’ın 2017’de referandum öncesinde Hollanda ile de benzer bir süreç yaşadığını ancak referandum sonrasında ilişkilerin normale döndüğünü anımsatarak, “Belki de İsveç için de benzeri mümkün olabilir. Ama benim korkum hasarın bu kez daha uzun süreli olması” yorumu yapıyor.

Son döneme kadar Türkiye’nin İttifak üyelerine sadece güvenlik çıkarları nedeniyle talepte bulunduğuna yönelik algı bulunduğunu belirten Levin, ancak marjinal bir sağcı tarafından çoğu İsveçlinin de yanlış bulduğu Kur’an yakılması girişiminin NATO ile ilgisi bulunmadığına işaret ediyor.

Levin, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Pek çok müttefik tarafından bu olaya verilen tepki bir seçim taktiği olarak görülüyor ve Erdoğan’ın iç siyasi gündemini NATO için stratejik açıdan önemli bir gelişmenin önüne koyduğu anlamına geliyor.”

Pek çok şeyin Mayıs seçimlerinin sonucuna bağlı olduğunu söyleyen Levin, Erdoğan’ın iktidarda kalması durumunda müttefiklerin Türkiye’yi ikna için üzerlerine düşeni yapmaya çalışması gerekeceğini belirtiyor.

“Bunun için göz önünde olmayan sopalar ve kamuoyuna açık havuçlar gerekebilir” diyen Levin, Türkiye’nin genişlemeyi seçimden sonra da engellemeye devam etmesi durumunda ise Türkiye-NATO ilişkilerinde daha ciddi bir kriz riskinin oluşacağını kaydediyor.

Paylaşın

Bloomberg’den Dikkat Çeken Yazı: Erdoğan’a Baskı Yapılmalı

“NATO liderleri, en geç 18 Mayıs’a kadar, İskandinav ülkelerinin üyeliğini onaylaması için Erdoğan’a baskı yapmalıdır. Türkiye direnirse ABD Kongresi, Ankara’ya F-16 savaş uçağı satışını durdurarak yanıt vermelidir. NATO, Türkiye’nin ortak tatbikatlara katılımını azaltmalı ve temmuzdaki NATO liderleri zirvesinde Erdoğan’ı dışlamalıdır. İttifaktan ihraç da masada olmalı.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Stockholm’deki Kuran yakma eylemi sonrası İsveç’in NATO üyeliğini engelleme açıklamasının yankıları sürüyor.

Son olarak ABD merkezli medya kuruluşu Bloomberg’in internet sitesinde, “NATO, Erdoğan’ın genişlemeyi ertelemesine izin vermemeli” başlıklı bir analiz yayınlandı. Macaristan ile birlikte İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine henüz onay vermeyen Türkiye, ‘inatçı bir ülke’ olarak nitelendirildi.

‘Milliyetçi seçmenlerin desteğine ihtiyacı var’

Erdoğan’ın da önümüzdeki aylarda düzenlenecek seçimler öncesi milliyetçi seçmenlerinin desteğine ihtiyacı olduğu ve bu yüzden ‘geri adım atmayacağı’ belirtildi.

“Türkiye’nin inatçılığı sadece İskandinav ülkelerinin üyelik hedeflerini tehlikeye atmıyor, Avrupa’nın güvenliği de risk altına giriyor” denilen analizde, şu ifadelere yer verildi: “NATO’ya katılmak üzere tarafsızlık politikasını terk eden ancak tam üyeliğin getirdiği güvenlik garantilerinden mahrum olan Finlandiya ve İsveç, Rus baskısına karşı benzersiz bir şekilde savunmasız durumdalar.”

‘Erdoğan’ı dışlamalı, ittifaktan ihraç da masada olmalı’

Bloomberg editörlerinin kaleme aldığı analizde, ABD ile Avrupa’nın ‘NATO açmasını çözmesi’ gerektiği belirtilirken, ‘NATO liderlerinin Erdoğan’a baskı yapması gerektiği’ savunuldu. Analizde, şu ifadeler kullanıldı:

“İttifak liderleri, en geç 18 Mayıs’a kadar, İskandinav ülkelerinin üyeliğini onaylaması için Erdoğan’a baskı yapmalıdır. Türkiye direnirse ABD Kongresi, Ankara’ya F-16 savaş uçağı satışını durdurarak yanıt vermelidir. NATO, Türkiye’nin ortak tatbikatlara katılımını azaltmalı ve temmuzdaki NATO liderleri zirvesinde Erdoğan’ı dışlamalıdır. İttifaktan ihraç da masada olmalı.”

Macaristan Şubat ayında onaylayacağını açıklamıştı

NATO’nun 30 üyesinden 28’i Rusya’nın Ukrayna işgalinden sonra NATO üyeliği başvurusunda bulunan İsveç ve Finlandiya’nın ittifaka katılımına kendi parlamentolarında onay vermiş durumda.

Türkiye ve Macaristan henüz onay sürecini tamamlamamış olan iki NATO üyesi. Macaristan Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto, Şubat ayında Meclis toplandığında İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliklerini onaylayacaklarını belirtmişti.

Paylaşın

ABD’den İsveç Ve Finlandiya Açıklaması: Birlikte NATO’ya Üye Olmalı

Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) üyelik süreçlerine ilişkin soruyu yanıtlayan ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, ABD’nin Finlandiya ve İsveç’in ilk fırsatta birlikte NATO’ya üye olmalarını istediğini ifade etti.

Washington’un Finlandiya’nın İsveç olmadan İttifak’a olası katılımını destekleyip desteklemeyeceği sorulan Price, ”varsayımsal” olarak nitelendirdiği bu konuda yorum yapmayı reddetti.

Böyle bir sorunun gündemlerinde olmadığını söyleyen Ned Price, ”Bu her zaman Finlandiya ve İsveç’le ilgili yürütülen bir görüşme olmuştur’’ dedi. Price, 28 üyeli bir ittifaktan 30 üyeli bir NATO’ya dönüşümün gerçekleşmesini istediklerini kaydetti.

ABD yönetiminin, üçlü görüşmelerin durmasıyla ilgili Türk yetkililerle temasa geçip geçmediğinin sorulması üzerine, “Bir sonraki görüşme turları iptal edilmedi, ertelendi” vurgusu yapan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Price, “Bu Finlandiya, İsveç ve Türkiye’nin nerede olduklarını değerlendirmeleri için bir fırsattır. Açıkçası bu istişarelerin devam ettiğini görmek istiyoruz” diye konuştu.

Üçlü mutabakat kapsamında meselelerin Türkiye, Finlandiya ve İsveç arasında çözülmesi gerektiğini belirten Price, “Bu mutabakatın imzalanmasında yanlarında bulunmaktan gurur duyduk ancak nihayetinde biz bu mutabakatın bir tarafı değiliz. Söyleyebileceğim tek şey Finlandiya ve İsveç’in Türkiye ile üçlü mutabakat kapsamında verdikleri taahhütleri yerine getirmek üzere somut adımlar attıklarıdır’’ dedi.

İsveç Başbakanı’ndan açıklama: Provokatörler

Öte yandan, İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da dün Dışişleri Bakanı Tobias Billström ve Savunma Bakanı Pal Jonson ile başkent Stockholm’de düzenlediği ortak basın toplantısında konuyla ilgili konuştu. “İsveç’in NATO’ya katılmasının ne kadar ciddi olduğunu bazılarının anlamadığını” ifade eden İsveç Başbakanı Kristersson, “provokatörlerin İsveç’in NATO üyeliğini engellemeye çalıştığını” söyledi:

“İsveç, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra en ciddi güvenlik sorununu yaşıyor. İsveç’in NATO’ya katılmasının ne kadar ciddi olduğunu bazıları anlamıyor. Provokatörler, İsveç’in üyeliğini engellemeye çalışıyor. Türkiye ile tekrar işleyen bir diyaloğa dönmek istiyoruz. Türkiye, kendi kararlarını kendi verir, buna saygı duymak zorundayız, bu süreci sakinleştirmek istiyoruz.”

“Finlandiya ve İsveç, NATO’ya birlikte girmek istiyor”

Kristersson, Finlandiya’nın İsveç ile NATO’ya beraber girmek istediğine de dikkat çekerek, “Finlandiya, hala NATO’ya İsveç ile beraber girmek istiyor. İsveç’in NATO’ya üye olması engellenirse, bu durum Finlandiya’nın NATO’ya yalnız girmesine engel teşkil etmez” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İsveç’e yönelik son açıklamalarına da değinen Kristersson, “Erdoğan’ın açıklamasına yorum yapmayacağım. Bunu kimsenin, ‘Erdoğan kapıyı kapattı’ şeklinde yorumladığını sanmıyorum” değerlendirmesini yaptı.

Kristersson, İsveç’in NATO üyeliği konusunda açık konuşmak istediğini ifade ederek özetle şöyle dedi: 28 ülke, İsveç’in ve Finlandiya’nın NATO üyeliği hakkında bireysel kararlar aldı, Türkiye kendi kararını veriyor. İsveç, Finlandiya ve Türkiye arasındaki anlaşmaya uymamız için işleyen bir diyalog gerektiriyor ve bu garip bir şey değil. Aksi takdirde bunun İsveç güvenliği için sonuçları var.

Billström: Hükümet durumu yakından takip ediyor

İsveç Dışişleri Bakanı Billström ise Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kuran yakılmasına değinerek, şunları kaydetti: “Kitapların yakılmasının çok karanlık bir tarihi vardır. Bunu belirtmek, Türkiye’ye yaranmaya çalışmak değildir.

“Türkiye’de ve protestoların düzenlendiği Afganistan ve Pakistan gibi diğer ülkelerde sert tepkiler var. Sosyal medyada, İsveç mallarını boykot etmek isteyen sesler yükseldi. Hükümet, durumu yakından takip ediyor.”

Savunma Bakanı Jonson da İsveç’in NATO’ya üye olması için çabalarının devam edeceğini ve bunun İsveç’in NATO güvenliğine çok şey katacağını söyledi.

Paylaşın

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’den Erdoğan’a İsveç Tepkisi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Stockholm’deki Kuran yakma eylemi sonrası İsveç’in NATO üyeliğini engelleme açıklamasına Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) Genel Sekreteri Jans Stoltenberg, tepki gösterdi.

Alman Die Welt televizyon kanalına açılama yapan Stoltenberg, aşırı sağcı siyasetçinin eylemini eleştirirken, eyleme izin verdiği için Ankara tarafından sert bir şekilde eleştirilen İsveç hükümetine üstü kapalı destek verdi.

Jans Stoltenberg, “İfade özgürlüğü, fikir özgürlüğü İsveç’te ve diğer tüm NATO ülkelerinde değerli bir ilke. Bu nedenle bu uygunsuz eylemler otomatik olarak yasa dışı sayılmaz.” dedi.

İsveç hükümetinin bu eylemi açık bir şekilde kınadığını kaydeden Stoltenberg, kendisinin de Stockholm sokaklarında yaşanan, başka insanların görüş ve inançlarına yönelik bu tür hakaretlere kesinlikle karşı olduğunu ifade etti.

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, son gelişmelere rağmen Türkiye’nin şu ana kadar NATO üyeliğiyle ilgili tartışmada ittifakla önemli ölçüde işbirliği içinde olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, abine toplantısının ardından yaptığı açıklamada, İsveç’te Cumartesi günü gerçekleşen Kuran yakma eylemine tepki göstermiş ve Stockholm’ün NATO üyelik başvurusuna destek verilmeyeceğini söylemişti.

Finlandiya, NATO’ya İsveç’le birlikte girme kararını gözden geçiriyor

Öte yandan Finlandiya haber ajansı YLE’ye konuşan Dışişleri Bakanı Haavisto, kendileri için ilk seçeneğin hala NATO’ya birlikte girme stratejisi olduğunu ancak İsveç’in başvurusunun daha da ertelenmesi halinde bu kararı gözden geçireceklerini söyledi.

Reuters haber ajansına da konuşan Haavisto, Finlandiya, İsveç ve Türkiye arasındaki iki İskandinav ülkesinin NATO’ya katılma planlarına ilişkin müzakerelere birkaç haftalık ara verilmesi gerektiğini söyledi:

“Üçlü müzakerelere dönmeden önce ara vermemiz ve son yaşananlardan sonra sular durulduğunda nerede olduğumuzu görmemiz gerekiyor, yani hemen bir sonuca varılmamalı… Birkaç haftalık bir duraksama olacağını düşünüyorum.”

Macaristan Şubat ayında onaylayacağını açıklamıştı

NATO’nun 30 üyesinden 28’i Rusya’nın Ukrayna işgalinden sonra NATO üyeliği başvurusunda bulunan İsveç ve Finlandiya’nın ittifaka katılımına kendi parlamentolarında onay vermiş durumda.

Türkiye ve Macaristan henüz onay sürecini tamamlamamış olan iki NATO üyesi. Macaristan Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto, Şubat ayında Meclis toplandığında İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliklerini onaylayacaklarını belirtmişti.

Paylaşın

Finlandiya, NATO’ya İsveç’le Birlikte Girme Kararını Gözden Geçiriyor

Finlandiya haber ajansı YLE’ye konuşan Dışişleri Bakanı Haavisto, kendileri için ilk seçeneğin hala NATO’ya birlikte girme stratejisi olduğunu ancak İsveç’in başvurusunun daha da ertelenmesi halinde bu kararı gözden geçireceklerini söyledi.

İsveç’teki gösterilerin her iki ülkenin NATO üyeliklerini zora soktuğunu belirten Haavisto, İsveç’teki gösterilerin “Türkiye’yi provoke etmeyi ve İsveç halkı ile politikacıların görüşlerini etkilemeyi amaçladığını” dile getirdi.

Finlandiya Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto, ülkesinde yayın yapan haber ajansı YLE’ye konuştu. Haavisto, kendileri için ilk seçeneğin hala NATO’ya birlikte girme stratejisi olduğunu ancak İsveç’in başvurusunun daha da ertelenmesi halinde bu kararı gözden geçireceklerini söyledi.

Haavisto, henüz karar almak için çok erken olduğunu da sözlerine ekledi. İsveç’teki gösterilerin her iki ülkenin NATO üyeliklerini zora soktuğunu belirten Haavisto, İsveç’teki gösterilerin “Türkiye’yi provoke etmeyi ve İsveç halkı ile politikacıların görüşlerini etkilemeyi amaçladığını” dile getirdi.

Reuters haber ajansına da konuşan Finlandiya Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto, Finlandiya, İsveç ve Türkiye arasındaki iki İskandinav ülkesinin NATO’ya katılma planlarına ilişkin müzakerelere birkaç haftalık ara verilmesi gerektiğini söyledi:

“Üçlü müzakerelere dönmeden önce ara vermemiz ve son yaşananlardan sonra sular durulduğunda nerede olduğumuzu görmemiz gerekiyor, yani hemen bir sonuca varılmamalı… Birkaç haftalık bir duraksama olacağını düşünüyorum.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün düzenlenen Kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada, İsveç’te Cumartesi günü gerçekleşen Kuran yakma eylemine tepki göstermiş ve Stockholm’ün NATO üyelik başvurusuna destek verilmeyeceğini söylemişti.

Paylaşın

İsveç Ve Finlandiya’nın NATO Üyelikleri Süreci: ABD’den Türkiye’ye Onaylama Çağrısı

Beyaz Saray Sözcüsü Karine Jean-Pierre, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelik başvurularının güçlü destekçisi olduklarını ve iki ülkenin NATO üyeliklerinin müttefikler tarafından hızla onaylanmasından duydukları memnuniyeti dile getirdi.

Sözcü Jean-Pierre, iki ülkenin NATO üyeliklerini henüz onaylamamış olan müttefiklere de onay sürecini en kısa sürede tamamlamaları çağrısında bulundu.

Beyaz Saray’da düzenlenen günlük basın toplantısında İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelikleri ve henüz iki ülkenin NATO’ya katılım sürecini onaylamamış olan Türkiye’nin tutumu gündeme geldi.

Beyaz Saray Sözcüsü Karine Jean-Pierre bir soru üzerine Türkiye’yi güvenilir bir müttefik olarak gördüklerini belirtti, müttefiklerin iki ülkenin NATO’ya katılımına ilişkin onay süreçlerini en kısa sürede tamamlama çağrısında bulundu.

Beyaz Saray Sözcüsü Karine Jean-Pierre’e , İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliklerine ilişkin süreç bağlamında, “ABD Başkanı Joe Biden’ın Türkiye’yi güvenilir bir NATO müttefiki olarak görüp görmediği” sorusu yöneltildi.

Sözcü Karine Jean-Pierre, Türkiye’yi güvenilir bir müttefik olarak gördüklerini belirterek söze girdi.

İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelik başvurularının güçlü destekçisi olduklarını ve üyelik başvurularını onaylamak üzere hızla harekete geçmek için Senato ile çalıştıklarını vurgulayan Jean-Pierre, iki ülkenin NATO üyeliklerinin müttefikler tarafından hızla onaylanmasından duydukları memnuniyeti dile getirdi.

Karine Jean-Pierre, ‘’Geri kalan müttefiklerin de onay süreçlerini en kısa sürede tamamlama çağrısında bulunuyoruz” ifadelerini kullandı.

Türkiye ile bu iki ülke arasında devam eden görüşmeler ve olası anlaşma konusunda yorum yapmamayı tercih eden Beyaz Saray sözcüsü, bu konudaki soruları Türk hükümetine yönlendirdi.

Sözcü Jean-Pierre, iki ülkenin NATO üyeliklerini henüz onaylamamış olan müttefiklere de onay sürecini en kısa sürede tamamlamaları çağrısında bulundu.

Macaristan Şubat ayında onaylayacağını açıklamıştı

NATO’nun 30 üyesinden 28’i Rusya’nın Ukrayna işgalinden sonra NATO üyeliği başvurusunda bulunan İsveç ve Finlandiya’nın ittifaka katılımına kendi parlamentolarında onay vermiş durumda.

Türkiye ve Macaristan henüz onay sürecini tamamlamamış olan iki NATO üyesi. Macaristan Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto, Şubat ayında Meclis toplandığında İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliklerini onaylayacaklarını belirtmişti.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

Finlandiya: Türkiye, Güncel Bir İade Listesi Göndermedi

Finlandiya Radyosu Yle’ye konuşan Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto, NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) üyelikleri konusunda Türkiye’nin kendilerine güncellenmiş bir iade listesi göndermediğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “130 civarında teröristleri bize vermeniz lazım dedik. Maalesef yapamadılar” açıklamasını değerlendiren Haavisto, bunun ‘Stockholm’deki kuklalı Erdoğan protestosuyla’ ilgili olduğunu kaydetti. Haavisto, “Bu kesinlikle son birkaç gündür yaşanan olaylara bir tepkiydi” dedi.

Erdoğan, “(İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği) Meclis’ten bunun geçmesi için her şeyden önce 100’ü aşkın 130 civarında, listeleri de verip, bu teröristleri bize vermeniz lazım dedik. Bunlar maalesef bunu yapamadılar” ifadesini kullanmıştı.

Türkiye ve ABD arasında yapılması beklenen F-16 anlaşmasının NATO üyelik sorunun çözümünde rol oynayacağını belirten Haavisto, “Bu anlaşması gerçekleşirse, düğümün çözülmesinin bir parçası olabileceğini düşünüyorum” dedi.

Ne olmuştu?

Öte yandan İsveç’in başkenti Stockholm’de PKK destekçileri tarafından düzenlenen gösterilerde yaşananlar, iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni bir gerilim yaratmıştı.

İsveç gazetesi Aftonbladet’e konuşan Savcı Lucas Eriksson, yapılanların İsveç yasalarına aykırı olmadığını söylemişti.

Eriksson, “Dosya, masama hakaret diye geldi, ancak ben hakaret teşkil edecek ağırlıkta bir şey göremedim. Bu yüzden de bir ön soruşturma başlatmama kararı aldım” demişti.

Stokholm’de geçen hafta PKK destekçisi oldukları belirtilen bir grup, belediye binasının önünde toplanarak, Erdoğan’a benzetilen bir kuklayı ters olarak asmıştı. Eylem, Ankara’nın tepkisini çekerken, İsveç Büyükelçisi de Dışişleri Bakanlığı’na çağrılmıştı.

İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, eylem hakkında, “NATO üyeliği başvurusuna karşı sabotaj olarak tasarlandı” diye konuşmuştu.

İsveç ve Finlandiya’nın Türkiye ile imzaladıkları üçlü muhtırada verdikleri sözleri yerine getirdiği konusunda bir şüphesinin olmadığını belirten Kristersson, “Müzakerelerde büyük bir değişim olduğunu düşünmüyorum” demişti.

İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği için Türkiye’nin onayı gerekiyor. Finlandiya ve İsveç, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından mayısta NATO üyeliği için başvuru yapmıştı.

Türkiye, iki kuzey ülkesinin Ankara’nın terör örgütü olarak tanımladığı gruplara tolerans gösterdiğini belirterek, üyeliğe şerh düşmüştü.

Türkiye ve Macaristan dışında tüm NATO ülkeleri, iki ülkenin katılım protokollerini ulusal meclislerinden geçirdi.

Paylaşın

Bloomberg’den Dikkat Çeken Erdoğan Analizi: NATO’daki Etkisi…

İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyelik sürecinde Türkiye’nin rolüne ilişkin bir analiz yayınlayan Bloomberg’e göre, Finlandiya ve İsveç üzerindeki etkisi, yıllarca terörizm konusundaki endişeleri müttefikleri tarafından dikkate alınmayan Erdoğan için ömür boyunca bir kere gelecek siyasi bir hediye niteliğinde.

“Talepleri zorlamak, iktidarını beş yıl daha uzatmaya çalışan Erdoğan’ın seçmenlerin gözünde güçlü görünmesini sağlıyor” denilen analizde, Finlandiya Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nden Minna Alander’in görüşlerine yer verildi. Bloomberg’e konuşan Alander, “Erdoğan, kendisine fayda sağlayacağını düşündüğü sürece Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliklerini rehin olarak tutacaktır” ifadelerini kullandı.

ABD merkezli medya kuruluşu Bloomberg’de, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyelik sürecinde Türkiye’nin rolüne ilişkin bir analiz yayınlandı. “Erdoğan, NATO’nun genişlemesi konusunda dünyayı merakta bırakmayı sürdürüyor” başlıklı analizde, İsveç’in başkenti Stockholm’de geçtiğimiz hafta düzenlenen protestoya da yer verildi.

“Anlaşma, süreci kolaylaştırdı”

İki ülkenin ittifaka tam üye olarak katılımına 30 ülkeden sadece Türkiye ve Macaristan’ın onay vermediği hatırlatılırken, Türkiye’nin Finlandiya ve İsveç’le 28 Haziran 2022’de Madrid’deki NATO Zirvesi sırasında vardıkları anlaşmaya işaret edildi. Anlaşma ile beraber ‘sürecin kolaylaştığı ancak Ankara’nın tutumunun değişmediği’ belirtildi.

Öte yandan, Stockholm’de tarihi belediye binası önünde toplanan protestocuların, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a benzetilen bir maketi binanın önündeki direğe asmasının ardından, İsveç Meclis Başkanı Andreas Norlen’in 17 Ocak’ta Türkiye’ye yapmayı planladığı resmi ziyaretin de iptal edildiği anımsatıldı.

“Ömür boyunca bir kere gelecek siyasi bir hediye”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a göre, Ankara’nın İsveç ve Finlandiya’nın üyelik sürecindeki etkisinin ‘bir siyasi hediye’ niteliğinde olduğu belirtildi. Bloomberg’de yer alan analizde, şu ifadeler kullanıldı: “Finlandiya ve İsveç üzerindeki etkisi, yıllarca terörizm konusundaki endişeleri müttefikleri tarafından dikkate alınmayan Erdoğan için ömür boyunca bir kere gelecek siyasi bir hediye niteliğinde.”

“Erdoğan’ın seçmenlerin gözünde güçlü görünmesini sağlıyor”

“Talepleri zorlamak, iktidarını beş yıl daha uzatmaya çalışan Erdoğan’ın seçmenlerin gözünde güçlü görünmesini sağlıyor” denilen analizde, Finlandiya Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nden Minna Alander’in görüşlerine yer verildi. Bloomberg’e konuşan Alander, “Erdoğan, kendisine fayda sağlayacağını düşündüğü sürece Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliklerini rehin olarak tutacaktır” ifadelerini kullandı.

“Ankara’yı hizaya getirmek için yem olarak kullanyor”

ABD’nin İsveç ve Finlandiya’nın üyeliğine destek verdiği belirtilen yazıda, Washinton yönetiminin F-16 satışını ‘Ankara’yı hizaya getirmek için yem olarak kullandığı’ savunuldu. Bloomberg’de konuşan üst düzey bir Türk yetkili ise, “ABD, Ankara İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğini onaylayana kadar Kongre’nin Türkiye’ye jet satışını onaylamayacağı konusunda uyardı” açıklanmasında bulundu.

(Kaynak: Gazete Duvar)

Paylaşın

Araştırma: Dünyanın En Akıllı Köpek Cinsi Belli Oldu

Uzun bir süredir ‘en akıllı köpek türü’ olarak bilinen Border Collie cinsi köpeklerin aslında en akıllı köpekler olmadığı ortaya çıktı. Yayınlanan yeni bir araştırmada, Belçika Malinois kurdu en zeki köpek olarak kayıtlara geçti.

Finlandiya’daki Helsinki Üniversitesi’nden bilim insanları 13 farklı türden binden fazla köpeği karşı karşıya getirerek davranışsal ve zihinsel bir dizi testten geçirdi.

Bilim insanları, köpekleri incelerken hangisinin ‘en akıllı’ olduğu sorusuna da yanıt aradı.

Araştırma sonucunda, uzun bir süredir ‘en akıllı köpek türü’ olarak bilinen Border Collie cinsi köpeklerin aslında en akıllı köpekler olmadığı ortaya çıktı.

Bulguları Scientific Reports isimli tıp dergisinde yayınlanan araştırmada, Belçika Malinois kurdu en zeki köpek olarak kayıtlara geçti.

Polis birimleri tarafından da kullanılan köpeklerin bağımsız olduğu, problem çözmede, insanları anlamada ve tepkiye yanıt vermede ‘kusursuz’ olduğu belirtildi.

Ayrıca araştırmada bu iki köpek türünün yanı sıra Hovawart türü köpekler ile Spanish Water Dog isimli köpek türü de üst sıralarda yer aldı.

Araştırmayı yürüten Saara Junttila, yaptığı açıklamada, “Birçok türün kendine göre güçlü ve zayıf yanları var. Örneğin Labrador Retriever’lar insanları anlamada çok iyi ama problem çözme konusunda zayıf” dedi.

Araştırmada yer alan Dr. Katriina Tiina ise, “Belçika Malinois kurtları birçok test sonucunda çok iyi sonuçlar aldı. Border Collies isimli çoban köpekleri de birçok testte iyi sonuçlar elde etti” ifadelerini kullandı.

Paylaşın