Dünya Savaşı Tartışmaları: Erdoğan’ın Adaylığına Meşruiyet Kampanyası

“Üçüncü Dünya Savaşı” tartışmalarını değerlendiren CHP’li Fethi Açıkel, “Üçüncü Dünya Savaşı argümanın üzerinden, AKP iktidarının ömrünü uzatmaya çalışarak Erdoğan’ın üçüncü dönem Cumhurbaşkanlığı ihtimalinin kapısını aralamaya çalışmak beyhude bir Türkiye kamuoyunu yanıltma çabasıdır” dedi ve ekledi:

“Türkiye’nin gerçek gündemi, memleketimizin ekonomik bağımsızlığını ortadan kaldıran, tarımda kendine yeterli bitiren ve yakın coğrafyada tutarsız ve ikircikli dış politikasıyla Türkiye’nin ulusal çıkarlarına büyük zarar veren AKP iktidarından ilk seçimde kurtulma gündemidir.”

TBMM 28’inci Dönem Üçüncü Yasama Yılı Açılış Töreni’nde Meclis Genel Kurulu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Üçüncü Dünya Savaşı riski var” dedi. Erdoğan, İsrail’in asıl hedefinin Türkiye olduğunu savundu. Erdoğan’ın TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşma, tartışmaları da beraberinde getirdi.

CHP Milletvekili Fethi Açıkel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözleriyle başlayan savaş tartışmalarını BirGün’den Mustafa Bildircin‘e değerlendirdi. Açıkel tartışmaların, “Erdoğan’a bir fırsat penceresi daha açma gayretinin parçası” olduğunu savundu.

Türkiye’nin tüm diplomatik, savunma ve istihbarat kurumlarının AKP’nin elinde olduğunun altını çizen Açıkel, şunları kaydetti: “Erdoğan’ın ve çevresinin, bu konuyu siyasi ikbali için bir kampanya aracına dönüştürmeye çalışması, AKP’nin devlet yönetimi ciddiyetinden ne kadar uzak olduğunu gösteriyor.

AKP hükümetleri, Türkiye’nin Ortadoğu’da karşı karşıya kaldığı tüm jeopolitik tehditler, Suriye ve Afganistan coğrafyasından Türkiye’ye yönelen düzensiz göç dalgası ve Radikal İslami ve bölücü terör örgütleri tarafından güvenlik güçlerimize ve yurttaşlarımıza karşı girişilen saldırılar başta olmak üzere, yakın dönemdeki pek çok güvenlik krizinin baş mimarıdır. AKP küresel emperyal güçlerin Ortadoğu’daki oyun planlarının bilerek ya da bilmeyerek maşası ya da taşeronu olarak hareket etmekten çekinmemiştir.”

Açıkel, iktidarın Suriye, Mısır ve Libya gibi ülkelerin toprak bütünlüğünü ve ulusal egemenliğini zedeleyecek politikalar izlediğini belirtti. AKP’nin Ortadoğu’ya yönelik politikasını, “Sorumsuz, fırsatçı ve maceracı bir aktör gibi” ifadesiyle değerlendiren Açıkel, “Barış koşullarında bile Türkiye’yi çok büyük krizlerin içine sürükleyen AKP hükümetlerinin, gerçek bir küresel krizde Türkiye’ye barış ve istikrar sağlayacağını düşünmek safdillik olur” diye konuştu.

Atatürk’ün, “Yurtta barış dünyada barış” ilkesinin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Lozan ve Montrö Boğazlar antlaşmaların Türkiye’yi kısıtlayan anlaşmalar olduğu iddiasıyla küçümsenmeye çalışıldığını kaydeden Açıkel, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye’nin yakın çevresinde büyük bir bölgesel kriz ortaya çıkarsa ya da Üçüncü Dünya Savaşı başlayacak olursa, bu sıcak çatışmalardan Türkiye’yi salimen kurtaracak olan parti şüphesiz CHP’dir. Muhtemel bir Üçüncü Dünya Savaşı argümanın üzerinden, AKP iktidarının ömrünü uzatmaya çalışarak Erdoğan’ın üçüncü dönem Cumhurbaşkanlığı ihtimalinin kapısını aralamaya çalışmak beyhude bir Türkiye kamuoyunu yanıltma çabasıdır

Türkiye’nin gerçek gündemi, memleketimizin ekonomik bağımsızlığını ortadan kaldıran, tarımda kendine yeterli bitiren ve yakın coğrafyada tutarsız ve ikircikli dış politikasıyla Türkiye’nin ulusal çıkarlarına büyük zarar veren AKP iktidarından ilk seçimde kurtulma gündemidir.”

Paylaşın

CHP MYK Üyelerinin Tamamı İstifa Etti

CHP MYK üyeleri, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun elini rahatlatmak ve yeni yönetimini belirlemesi için istifalarını sundu. MYK’da yeni görevlendirmeler yapılması bekleniyor.

Haber Merkezi / Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin kaybedilmesinin ardından Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Toplantısı, Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında Genel Merkez binasında gerçekleştirildi.

Basına kapalı gerçekleştirilen toplantı yaklaşık 4 buçuk saat sürdü. Toplantının ardından henüz açıklama yapılmazken MYK üyelerinin tamamı istifa etti. Kemal Kılıçdaroğlu istifaları onayladı. MYK’da yeni görevlendirmeler yapılması bekleniyor.

Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri

Ahmet Akın, Ali Öztunç, Bülent Kuşoğlu, Bülent Tezcan, Devrim Barış Çelik, Faik Öztrak, Fethi Açıkel, Gamze Akkuş İlgezdi, Gökçe Gökçen, Gülizar Biçer Karaca, Lale Karabıyık, Muharrem Erkek, Oğuz Kaan Salıcı, Selin Sayek Böke, Seyit Torun, Veli Ağbaba, Yüksel Taşkın.

CHP Genel Başkan Yardımcılarından Feti Açıkel toplantıda seçimlerin siyasi sonuçlarına dair sunum yaparken Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Devrim Barış Çelik de seçimlerin teknik sonuçlarına dair MYK’ya bilgi verdi.

CHP Parti Meclisi (PM) de Cumartesi günü toplanarak, hem seçim sonuçlarını değerlendirecek, hem de bundan sonraki sürece ilişkin yol haritasını belirleyecek.

CHP’nin yeni MYK’sının da PM toplantısından sonra ve büyük olasılıkla Pazar günü açıklanacağı dile getiriliyor.

CHP’nin Cumartesi günü basına kapalı olarak gerçekleştirilecek Meclis grup toplantısında da yeni grup başkanvekilleri ve TBMM Başkanlık Divanı’nda görev alacak isimler belirlenecek.

CHP MYK ve PM toplantılarında, kongre süreçlerinin de başlatılması bekleniyor. CHP kulislerinde, il ilçe kongrelerinin yaz aylarında tamamlanıp, Eylül-Ekim gibi de 38. Olağan Büyük Kurultay’ın yapılabileceği belirtiliyor.

Öte yandan Kılıçdaroğlu kritik MYK toplantısı öncesinde CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile bir görüşme gerçekleştirdi. CHP Genel Merkezi’ndeki görüşme bir saate yakın sürdü.

Paylaşın

CHP’li Açıkel’den Bakan Bilgin’e ‘Beyin Göçü’ Tepkisi

CHP Milletvekili Fethi Açıkel, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in “Gençlerin yurt dışına gitme hevesi eğitimli gençlerde daha fazla. Gençlerdeki bu arzunun olması doğal. ‘Türkiye’den kaçmak istiyorlar’ diye bakmamak lazım. Gençler dünyayı tanımak istiyorlar” şeklindeki sözlerine tepki gösterdi.

Haber Merkezi / AK Parti iktidarının rantçı bir azınlığı önceleyen ve dışa bağımlılığı arttıran ekonomi yönetimi ve özgür düşünce iklimini boğan, liyakatsizliği yücelten uygulamaları nedeniyle gençlerin yurt dışına çalışmak için gitmek zorunda bırakıldığını söyleyen CHP’li Açıkel’in açıklaması şu şekilde:

“Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in, ülkemizin en yakıcı sorunlarından birisi haline gelen beyin göçü sorununa dair talihsiz değerlendirmesi, AKP iktidarının yarattığı sorunları inkar etme ve gençleri sorumlu gibi gösterme politikasının son örneğidir. Beyin göçü ve nitelikli işgücü kaybı sorunu, TÜİK verilerine dahi yansımış ve verilere göre 2016’da 69 bin 400 kişi olan yurtdışına giden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı sayısı 2018’de yaklaşık 137 bin kişi olmuş yani 2 yılda ülkeyi terk eden kişi sayısında %97 artış yaşanmıştır. 2019’da Türkiye’den en çok göçün yaşandığı yaş grubu ise 25-29 arası gençlerden oluşmaktadır.

20-34 yaş arasında olup ülkemizden göçen gençlerin sayısında ise son 4 yılda %70 artış yaşanmıştır. Beyin göçünün resmi verilere de net şekilde yansıdığı, liselerden mezun olan öğrencilerimizin dahi yüksek öğrenim için yurtdışına gitmeyi tercih ettiği bir dönemde, yurt dışına giden gençlerin amacının ‘dünyayı tanımak’ olduğunu söylemek; çaresizce yurtdışına çıkan gençlerimizi ve ailelerini anlamaktan çok uzaktır. Üstün yetenekli gençleri yurtdışına kaçırtan Erdoğan zihniyeti, maalesef hala mevcut durumun vahametini inkar ve gençleri suçlama eğilimi içindedir.

“Genç işsizliğin rekor kırdığı Türkiye’de beyin göçü kaçınılmaz sonuç”

Genç işsizliğinin astronomik seviyelere ulaştığı, eğitimli ya da eğitimsiz milyonlarca gencimizin ‘ev genci’durumuna düştüğü, sarayın liyakatsiz ve kayırmacı zihniyetinin hakim olduğu Türkiye’de, gençlerimiz hayallerini yurt dışında aramak zorunda bırakılıyor. Tüm imkanlarını, çocuklarının iyi bir eğitim alması için kullanan aileler ise çocukları işsiz kalınca yıllardır yaptıkları maddi birikimlerini feda ederek, çocuklarının yurt dışına gitmesini sağlamaya çalışıyor. AKP iktidarının eğitim ile istihdam arasındaki bağı koparan politikaları nedeniyle Türkiye’de iş bulamayan gençlerimiz, özgürlük iklimini boğan ve liyakat kriterlerini aşındıran insan kaynakları politikaları nedeniyle de vasıflı iş gücümüz çareyi yurtdışında aramaktadır.

“Saray ve atama bakanları ise gençlerimizin ve ailelerinin bu talebini görmezden geliyor”

Bakan Vedat Bilgin, gençlerimizin neden yurtdışına gitmek istediğini anlamak istiyorsa; en azından kendi bakanlığına bağlı Türkiye İş Kurumu’na işe yerleştirilmek için başvuran doktora ve yüksek lisans mezunu işsiz gençlerimizle görüşebilir. Gençlerimiz aldıkları eğitime uygun olarak işe girmek, hayatlarını özgür ve verimli olarak kendi ülkelerinde çalışarak geçirmek istiyor. Saray ve atama bakanları ise gençlerimizin ve ailelerinin bu talebini görmezden geliyor.

CHP, vasıflı iş gücümüzün dışarıya kaçmasına, yüksek teknoloji alanında istihdamı arttırarak ve ulusal düzeyde yüksek yetenek inşasını hızlandırarak son verecektir. Ulusal kalkınmamız için yüksek yetenekli insan kaynaklarımızın korunması, stratejik planlama anlayışının yeniden yerleştirilmesi ile mümkün olacaktır. CHP iktidarında, gençler özgür düşünce ve yaratıcılık iklimine kavuşacak, istihdam atılımı gerçekleştirilecek ve gençler işsizlik çıkmazından kurtarılacak, plansız eğitim politikalarına son verilerek, eğitim ve istihdam arasındaki bağlantı yeniden inşa edilecektir. Etkin ve kapsamlı politikalar neticesinde, gençlerimizin hayalleri için yurtdışına çıkmasına gerek kalmayacaktır. CHP iktidarında, gençlerimiz ve vasıflı iş gücümüz sadece dünyayı tanımak için ya da kendileri tercih ettiği için yurtdışına çıkacaktır.”

Paylaşın