Aziz Yıldırım’a dair konuşan Ali Koç, “Fenerbahçe’nin kale gibi durduğu 3 Temmuz süreci var. Sayın Aziz Yıldırım, yöneticilerimiz, profesyonellerimiz haksız yere zulüm yaşarken biz de dışarda mücadele veriyorduk. Ben yönetici olmadan önce de işbirliğimiz vardı. Fenerbahçe başkanı kimse desteklemek durumundaydık. Aziz Bey ile ağabey kardeş durumumuz vardı. Tatsız bir yere evrildi” dedi ve ekledi:
“Zaman zaman Aziz Yıldırım’ı yanlış mı tanımışım duygusu oluyor. Ben seçim sürecinde de seçildikten sonra da Aziz Yıldırım’a üçüncü kişiler önünde laf ettirmedim. Ulaştım, ulaşmaya çalıştım, ona ihtiyacımız olan yerler oldu, yakışacağı yerler olacaktı, Can Bartu’nun cenazesi, Birsel’in jübilesi gibi yerlerde mesaj yazdım, mektuplar geri döndü, telefonla ulaşmaya çalıştım. Aziz Yıldırım’a nefret dolu biri olsam 20 yıl boyunca asistanı olan biriyle devam ettim. Onla ulaştım. Görüşmek istemediğini söyledi. 3 Temmuz’a birlikte çalışacaktık, imtina ettiler. 6 sene boyunca Fenerbahçe ile ilgili konularda ihtiyacımız olan yerler oldu, iddialar, saldırılar karşısında.”
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, hafta sonu yapılacak seçimli kongre öncesinde Habertürk TV’de Mehmet Ayan ve Ahmet Selim Kul’un sorunlarını yanıtladı. Koç’un röportajından öne çıkanlar şöyle:
“Tabii ki üzülüyorum, üzülüyoruz, kırılıyorum, yeri geliyor kızıyorum. Bir yolculuk var, keşke yaşamasaydık dediğimiz, Fenerbahçe’nin kale gibi durduğu 3 Temmuz süreci var. Sayın Aziz Yıldırım, yöneticilerimiz, profesyonellerimiz haksız yere zulüm yaşarken biz de dışarda mücadele veriyorduk. Ben yönetici olmadan önce de işbirliğimiz vardı. Fenerbahçe başkanı kimse desteklemek durumundaydık. Aziz Bey ile ağabey kardeş durumumuz vardı. Tatsız bir yere evrildi. Zaman zaman Aziz Yıldırım’ı yanlış mı tanımışım duygusu oluyor.
Ben seçim sürecinde de seçildikten sonra da Aziz Yıldırım’a üçüncü kişiler önünde laf ettirmedim. Ulaştım, ulaşmaya çalıştım, ona ihtiyacımız olan yerler oldu, yakışacağı yerler olacaktı, Can Bartu’nun cenazesi, Birsel’in jübilesi gibi yerlerde mesaj yazdım, mektuplar geri döndü, telefonla ulaşmaya çalıştım. Aziz Yıldırım’a nefret dolu biri olsam 20 yıl boyunca asistanı olan biriyle devam ettim. Onla ulaştım. Görüşmek istemediğini söyledi. 3 Temmuz’a birlikte çalışacaktık, imtina ettiler. 6 sene boyunca Fenerbahçe ile ilgili konularda ihtiyacımız olan yerler oldu, iddialar, saldırılar karşısında.
Bir TFF başkanı çıkıp 2011’den beri Türkiye’de şike olmuyor dedi. Biz net ve sert bir reaksiyon verdik. Sayın Başkanın topa girmesini beklerdik, ters taraftan topa girdi. İşler kötü gittiğinde keyif aldıklarını gördük. Tatsız bir hafta bittikten sonra balıkçılarda vur patlasın çal oynasın. İşler iyi giderken ses seda yok. Hiçbir destek göremedik. Canı sağolsun. Köstek de olundu ama. Bugün mesnetsiz iddialar o zaman bu ABD projesi, Fenerbahçe filan dertleri değil siyasete girmek için yapıyor dedi. Ankara ile karşı karşıya getirilmeye çalışıldık. Üzülüyorum, keşke olmasaydı diyorum. Canımı vereceğim demeyim ama boynum kıldan ince dediğim kişiyi tanımamışım. Herkes değişiyor, bazen iyiye bazen kötüye. Bir kez daha yarışacağız.
“Futbol takımımız karlı halde şu an”
2018’de aldığımız Fenerbahçe’yi Mourinho alır hale getirdik. Önümüzü görebiliyoruz artık. FFP kıskacı içinde değiliz. FFP’den kurtulmak için kozmetik transfer yapmak zorunda değiliz. Bunlar küçümsenecek şeyler değil. Futbol dışındaki branşlarda ezeli rakiplerle mücadele etmiyoruz, müessese takımlarıyla mücadele ediyoruz. Olimpik branşlara bakın. Geçen Olimpiyatlar’da da en çok biz sporcu gönderdik. Bu sene 18-19’lara gelecek, 17’ydi en son. Bunlar bu kadar mali sıkıntı içindeyken, ülke ekonomisi böyleyken… 2018’de 41 milyon dolar yayın geliri vardı, şimdi 7-8. Vergi 15’ten 40’a çıktı. 3.7 kat vergi maliyeti arttı. Vergiyi futbolcular ödemiyor. Üstüne pandemi geldi. Faiz yüzde 20’den yüzde 47-48’lere geldi. Bir de kur. Biz geldiğimizde 4.5-5’ti, 35’e geldi. Biz geçen sezon 1.5 milyar TL faiz ödedik. Futbol takımımız karlı halde şu an.
Ebrar Karakurt’u isterim ben. Ebrar, müthiş bir oyuncu. Rusya’da istatistikleri kırdı, rekor bırakmadı. Çılgın bir oyuncu, çılgın bir karakter. Bir kere yemek yedik beraber. Orada da şakayla karışık laf açıldı. Dünya çapında bir takım olacaksanız, biz oraya yakınız, en iyi Türkler’i almalısınız, Ebrar da öyle biri.
Jorge Jesus geldi, 4 kişiyle gelecekti, 8’e çıktı. Benim birine ihtiyacım var dedi, sportif direktör dedi. Kim dedik, Mario Branco dedi. Geldi. Baktık ki sportif direktör değil, Jesus sağ kolu gibi kullandı. İlk başta transferde değildi. Jesus da baskın bir hocadır, göz açtırmaz. Çalışmaya başladık. Bu adam yetenekli, meziyetli, bilgisi var, biz bunu yüzde 10 kullanıyoruz. Jesus ile değerlendirme yaparken, keşke bu adamdan daha fazla yararlansaydık dedi. Jesus, Suudi Arabistan’a götürecekti ama biz ikna ettik, burada kaldı. Çok da iyi yapmışız. Geçen sene kadro mühendisliğini kendisi, ben, Selahattin Bey ve Ahmet Bey yaptı.
Pazarlık yapmasını, network’ünü gördükçe iyi bir adam diyorum. Sadece takım kurmadı, yapı da kurdu. Bence Mourinho’yu bu etkiledi. Hazır bir sisteme geldi. Pazarlık yapmadan 15 milyon euro veriyorum, sportif direktör soruyorsun yok sensin diyorum. Yapı yok, işleyiş tarzı yok, sunum yok. Adam diyor ki sahayla ilgilenirim, futbolcumla, rakiplerimle ilgilenirim. Hem Fenerbahçe’nin tarihinden, büyüklüğünden, bir spor kulübünden fazlası oluşundan etkilendi. Kadroyla ilgili soruyoruz, ihtiyaçlar, eksikler şunlar, şu profilde oyuncular arıyoruz diyoruz. Olaya nasıl bakıldığını görünce bizim sisteme güvendi. Bunlar ön plana çıktı.
Açıktan para verdin iddiası var, bu iddia bir suç. Bu nasıl bir zihniyet! İrfan Can transferinde de bu oldu, SPK’ya şikayet edeceğim dedi etmedi. Böyle bir iddiada bulundu. Usulsüzlük var dedi. Külliyen yalan. O kadar külliyen yalan var ki, bıktım uğraşmaktan. 45-46’yı 3 sene olarak hesapladım ben. 2 sene olarak hesaplarsanız da 15 milyon, yüzde 10 menajer 16.5, vergisiyle beraber 45’e gelebiliyor. Ben bunu telaffuz ettim. Gelemez mi bir insan daha az paraya, daha başka bir vizyona. Aldım diyorsun, anlaştım diyorsun. Bu ne demek? Bitti demektir.
Benim terbiyem böyle. Anlaşınca açıklıyorum. Anlaştık ama bitirdik, sessiz sedasız devam ettik. Niye sessiz sedasız devam ettik? İsmail Hoca’ya büyük saygı duyuyorum, takıma da. Biz hoca değişikliğine gitmek durumunda kalır isek… Bu adamın en fazla çalışmadığı süre 6 ay hayatında. Bu illaki bir yere gidecek. Mario öyle getirdi, temas kuracağım dedi, kur dedik. Hiç pazarlık yapmadık. Sunumlar, anlatmalar, biz anlatıyoruz sen ne anlatacaksın? Nasıl çalışırsın, başkanla sportif direktörle nasıl muhatap olursun, transferi nasıl seçersin? Adam hiç isim vermiyor, hep profil veriyor.
Ben menajerlik şirketiyle oturup pazarlık yapmam. Biz bu adamla çalışabilir miyiz, o bizle çalışabilir mi düşünüyorum, daha para pula gelmeden önce. Aylardır transfer için çalışıyor Branco. Bu doğal bir sürecin parçası. Suudi Arabistan’dan Mourinho’ya teklif geldi. Aramco var biliyorsunuz, onlar Suudi Arabistan’da 5. takım kuruyor. Onlar çok istedi. Bu adam iyi anlamda söylüyorum iyi bir deli. Sen niye Fenerbahçe’yi istiyorsun dedik, sadece şampiyon olursam başarısız sayılırım, Avrupa’da bir yere getirirsem işte o zaman ‘Special One başardı’ derler dedi.
Mourinho’nun Fenerbahçe’de bildiği oyuncular var. Acun Bey’in dediği gibi, Szymanski’ye özel bir ilgisi var. Feyenoord’da oynarken onu çok zorlamış. Bazı oyuncular piyasayı değil de oynadıkları oyuncuları, rakip oyuncuları çok iyi bilirler. Szymanski, Mourinho’nun takımını hırpalamış. 30 artı gole katkısı oldu. Benim en beğendiğim tarafı komple defansif ofansif. İpince de bir çocuk. Szymanski’yi Galatasaray alıyordu, Mikonos’tan uçağa bindirdi İstanbul’a getirdiler. Menajeri ondan habersiz yaptıkları için çıldırdı. Biz iyi ki transfer etmişiz. Ekonomik açıdan da çok katkısı olacaktır.