Fehmi Koru: AK Parti Seçimleri İkinci Tura Taşımak İstiyor

14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerine günler kaldı. Gazeteci Fehmi Koru, AK Parti’nin planın başından beri ikinci tura bırakmak olduğunu öne sürdü: İkinci tura kalan seçimde, aradaki 15 gün içerisinde meydana gelecek gelişmelerle iktidarın adayının önünün açılacağı hesabı bu.

Gazeteci Fehmi Koru bugün kişisel web sitesinde seçim sonuçlarına ilişkin bir değerlendirmede bulundu. Koru şunları kaydetti:

Muhalefet ile iktidarın cumhurbaşkanlığı seçimine dönük stratejileri açık seçik ortada: Millet İttifakı da Emek ve Özgürlük İttifakı da seçimin ilk turda sonlanmasını istiyor, Cumhur İttifakı ise ikinci tura kalmasını…

İkinci tura kalan seçimde, aradaki 15 gün içerisinde meydana gelecek gelişmelerle iktidarın adayının önünün açılacağı hesabı bu.

Hesap, sekiz yıl önce -2015’te- yapılan iki genel seçim deneyimine dayanıyor. 7 Haziran 2015 tarihinde yapılan seçimde aldığı %40.87 oyla AK Parti Meclis çoğunluğunu kaybederek iktidarda tek başına kalamaz duruma düşmüştü; anayasaya göre koalisyon hükümeti kurulması gerekirken, seçimin yenilenmesi yoluna gidildi ve 1 Kasım 2015 tarihinde yapılan ikinci seçimde AK Parti oyunu %49.50’ye çıkartarak iktidarda kalabildi.

Neden şimdi de aynı senaryo işe yaramasın?

Yarayabilir diye düşünüldüğü belli.

Bu hesabın sonradan yapılmadığı, ince ince örülerek bugünlere gelindiği anlaşılıyor.

Aslında seçmenlerin büyük çoğunluğunun dört adaylı seçim pusulasında yer alan iki aday arasında tercihte bulunacağı belli. Mevcut iktidarın ve sistemin devamını isteyenler Cumhur İttifakı adayına, değişimi arzu edenler ise Millet İttifakı adayına oy verecekler.

Cumhurbaşkanlığı seçimi Tayyip Erdoğan ile Kemal Kılıçdaroğlu arasında geçecek.

Dört aday yerine iki adayla gidilseydi, adaylardan biri ‘%50+1’ şartını yerine getirir ve seçim ilk turda sona ererdi; aday sayısının ikiden fazla olması bu sonuca varmayı zorlaştırıyor.

Seçimin ilk turda bitmesi imkansız değil ama zor.

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun ABD Gezisi ‘Gizemli’ Miydi?

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun ABD’ye gerçekleştirdiği ziyaretin iç siyasetteki yansımalarını değerlendiren Gazeteci Fehmi Koru, Kılıçdaroğlu’nun gezisine “gizem” kattığını söyledi ve bunu acemice bulduğu görüşünü dile getirdi.

Fehmi Koru, “Kazalar kaderimiz olmamalı.. CHP Kılıçdaroğlu’nun gezisine gizem katmak zorunda mıydı?” başlıklı yazısında gündemi değerlendirdi. Koru’nun kişisel blogunda kaleme aldığı köşe yazısının Kılıçdaroğlu’nun ABD gezisiyle ilgili kısmı şöyle:

“CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD gezisi de yine beklendiği türden tepkilerle tartışılıyor. İktidar ortakları geziyi gizli ve gizemli toplantılar yapıldığı gerekçesiyle ‘şaibeli’ buluyor; CHP ise…

Geziyi CHP cephesinin nasıl değerlendirdiğini, Kılıçdaroğlu ile birlikte ABD’ye giden heyetten CHP İstanbul milletvekili Yunus Emre’nin kaleminden Karar gazetesinde bugün okumak mümkün.

Emre’ye göre “Bu seyahat, cumhuriyetin ikinci yüzyılında bilimin ışığında ilerleme amacı için bir dönüm noktası.”

Kılıçdaroğlu’nun ‘İkinci Yüzyıl Vizyonu’ adı verilen bir yaklaşımı var; o çerçevede orada iş çevreleri, öğrenciler ve düşünce kuruluşlarıyla temas kurmak üzere ABD’ye gidilmiş.

Yazıda ABD’nin eğitim kurumlarıyla bizim üniversitelerimiz mukayese ediliyor, Harvard ve MIT gibi üniversitelerde bilimsel araştırmalarıyla öne çıkan Türkler’in bilim dünyasına katkıları övülüyor, bu arada yurtdışı eğitimlerini ABD’de almakta olan öğrencilerimizin ülkeleriyle yakından ilgilendikleri izlenimi özellikle vurgulanıyor.

İyi de, bu tür tespitler için bir parti liderinin o kadar zahmete katlanması gerekir miydi? Şu sırada hem de? Harvard ve MIT gibi ABD’nin öndegelen bilim yuvalarında eğitim görmüş herhangi bir kişiyle oturulup konuşulsa, benzer bir sonuca hiç zahmetsiz ulaşılabilirdi. Yazar, iktidar cephesinin geziye ilişkin eleştirilerine cevap teşkil edecek pek bir şey söylemiyor.

Gizli ve gizemli toplantılar iddiasıyla ilgili… Birlikte gidilen seyahati izlemekte olan gazetecilerden habersiz geçirilen sekiz saat ile ilgili… Temasları ve görüşmeleri izlemeleri için ABD’de bulunan gazetecilerin toplantıların çoğuna alınmamaları biraz garip değil mi? İktidar cephesinin eleştirileri daha çok gezinin bu yönleriyle ilgili ve onları önemseyip geçersiz kılacak herhangi bir açıklama milletvekili Yunus Emre’nin yazısında yok. Yoksa gezinin özellikle ‘gizemli’ kalması mı isteniyor?

Önemli mi bütün bunlar? Aslında önemsiz. İktidar cephesinin geziye atfettiği ‘gizlilik ve gizem’ özelliği günümüz gerçekleri açısından fazla anlamlı değil. Bugünün dünyasında birileriyle yüz yüze görüşmek için on saatlik zahmetli bir yolculuğa çıkmak gerekmiyor; cep telefonuyla bile görüntülü görüşmeler yapılabiliyor. Ülkelerin diplomatları gerektiğinde temas kurulmakla da görevliler. Liderinin gezisini, öncesi ve sırasında iyi planlamadığı görüntüsü vermekteydi CHP, galiba sonrasında da acemilik sürüyor. Kritik bir seçime gidilen bir ülkede muhalefetin acemiliği gerçekten şaşırtıcı.”

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

‘Akşener, Mansur Yavaş’ın Adaylığını Öne Sürebilir’ İddiası

Cumhur İttifakı ortakları AK Parti ve MHP tarafından ısrarla Haziran 2023’te yapılacağı belirtilen seçimlere bir yıldan az bir süre kalmışken, kamuoyunda gözler muhalefetin Recep Tayyip Erdoğan karşısında kimi aday çıkaracağına çevrildi.

Gazeteci Fehmi Koru, kendi adını taşıyan internet sitesinde konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Bir önceki cumhurbaşkanlığı seçiminde İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in kendisinden farklı düşünen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ikna etmeye çalışmasına rağmen aday olmakta direndiğini söyleyen Koru, şöyle devam etti:

“Yine ve daha büyük bir ısrarla vaktiyle aynı parti -MHP- içerisinde bulundukları Mansur Yavaş’ın adaylığını öne sürebilir. Üstelik ‘MHP’den de oy alabileceği’ gibi bir gerekçe de var.

Mansur Yavaş’a MHP lideri Devlet Bahçeli’nin karşı çıkacağını sanmam; MHP tabanı da ‘Aday belli, karar net’ denmesine rağmen, Yavaş olursa karşı cephe adayına pekala oy verebilir.

HDP’liler oy vermezmiş, vermesinler; MHP’den gelecek oylar onların eksiğini tamamlar.

Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, ring kenarından, ‘Siz aday göstermezseniz ben imza toplayarak Mansur Yavaş’ın aday olmasını sağlarım’ demekte.

Hatta, adayını Mansur Yavaş olarak belirlemiş muhalefet cephesi, seçim kampanyası sırasında, iktidarın kendisine oy vermemeyi düşünenleri yanına çekmek için açıkladığı ‘konut+arsa+işyeri’ projesini belediye kökenli adaylarının daha güvenli bir biçimde yerine getirebileceği propagandası bile yapabilir.

Ülkemiz halkı, sonunda, sandıkların açıldığının ertesi günü, geçmişte ve yakın zamanlara kadar %10 barajını ancak aşabilmiş bir partinin yıllar boyunca tek başına temsil ettiği ideolojinin, birkaç partiye bölünmüş -MHP, İYİ Parti ve Zafer Partisi- görüntüsüyle girdiği seçimden sandık zaferiyle çıktığı gerçeğine uyanabilir.

Evet, ben, ‘6’lı masa’da elini en iyi oynayan parti liderinin Meral Akşener ve onun adayının da Mansur Yavaş olduğunu düşünüyorum. (…)”

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

İktidar, Seçim Tarihiyle İlgili Muhalefetle Uzlaşma Arayabilir

Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine bir yıl gibi az bir süre kalan Türkiye’de, ekonomi başta olmak üzere neredeyse her alanda yaşanan sorunlar ‘sandık’ gündemini sıcak tutuyor. Birçok kamuoyu araştırmasına göre vatandaşlar, seçimlerin öne çekilmesi beklentisi içinde.

Gazeteci Fehmi Koru, kendi ismini taşıyan internet sitesinde bu yönde bir sürprizle karşılaşılabileceğini söyledi

“Geçmiş bayramlarda siyasi partilerin yönetim kademesinden insanlar bir gün öncesine kadar sert çıktıkları rakip partilerin yöneticilerini ziyaret ederler, ziyaret edilenler de kendilerini ziyaret edenlere aynı şekilde mukabelede bulunurlardı” diyen Koru, şöyle devam etti:

“Çay-kahve muhabbeti bu yıl bakarsınız muhabbetlerini artırır. Yine şimdikine benzer uzun bayram tatillerinde, geçmişte, ziyaret sayesinde hiç olmayacakmış gibi görünen gelişmelerle karşılaşıldığı olmuştur.

Kurulacağına yüzde yüz emin olunan hükümetler, parti liderlerinden birine beklenmedik ziyarette bulunanların ikazları sonucu kurulamaz olduğu gibi, öncesinde ölümüne düşman görüntüsü veren liderler bayram sonrasında kurdukları koalisyon hükümetinde yan yana görev alabilmişlerdir.

‘Sürpriz bekliyorum’

Bu bayram tatilinden de, ben, sonrasında seçim tarihinin erkene alınmasını getirebilecek bir sürpriz bekliyorum.

AK Parti lideri Tayyip Erdoğan ile MHP lideri Devlet Bahçeli’nin bayramda bir araya gelmelerine dikkat etmek gerek.

Milletvekillerinin bayramı seçim bölgelerinde geçirmeleri beklenir. İktidar milletvekilleri uzun zamandır halkla doğrudan temasta değillerdi; bayramda ister istemez kendilerini seçenleri dinlemek zorunda kalacaklar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bayramını kutlamaya gelecek AK Parti milletvekilleri bölgelerinin hassasiyelerini ona aktardıklarında hava değişebilir.

İktidar cephesi ‘Ne olacaksa bir an önce olsun’ noktasına gelebilir ve muhalefetle uygun bir seçim tarihi üzerinde uzlaşma arayışına girebilir.”

Paylaşın

Baskın Seçim Mi Geliyor?

Gazeteci Fehmi Koru, Türkiye’de yaşanan son gelişmeleri değerlendirdiği köşe yazısında “Baskın seçim mi geliyor?” diye sordu. Koru, kişisel blogunda kaleme aldığı köşe yazısında Çankırı’nın Dodurga ilçesinde yapılan seçimi, asgari ücrete yapılan zammı ve İspanya’daki NATO zirvesini hatırlattı.

AK Parti’nin Dodurga’daki seçimi yüzde 87’lik oy oranı ile kazandığını anımsatan Koru, “Acaba Dodurga seçim sonucu bir gösterge olarak değerlendirilir ve AK Parti bu adımlardan aldığı cesaretle bir yıl sonra yapılacak seçimin tarihini erkene çekmeyi düşünür mü? Yoksa zamanında seçim ısrarında devam eder mi iktidar cephesi?” sorusunu gündeme getirdi.

Koru, yazısının devamında şunları kaydetti:

Zamanında seçimin iktidar cephesi açısından ciddi mahzurları var. Günlük hayatta yaşanan sıkıntılar ekonomi yönetiminin yanlışlarının sonucu. Altı ay önce yeni yıla asgari ücrete beklenmeyen oranda zamla girilmiş, ancak ardından gemi azıya alan enflasyon ve kurdaki durdurulamaz yükseliş sebebiyle paramız pula dönüşünce, yapılan zammın hiçbir anlamı kalmamıştı. O yüzden asgari ücrete, hem de adet olmadığı halde, yeniden kallavi bir zam gerekti.

Seçimin zamanında yapılması, asgari ücrete ara zam ile ücret ve maaşlara enflasyon oranı göz önünde tutularak getirilebilecek takviyelerin etkisinin buharlaşmasına yol açabilir. Ekonomiyi emir ve talimatlarla istenilen sınırlar içerisinde tutmanın mümkün olmadığını yaşayarak öğrendik. Yanlış kararların siyasi sorumluları önümüzdeki bir yılda aynı konumlarında kalacaklarına göre yanlışlar devam edecek ve sıkıntılar sürecek demektir.

Benzer bir durum ‘zafer’ olarak takdim edilen Madrid’teki NATO zirvesinde elde edilen görüntü için de söz konusu olabilir. Kamuoyunun beklentileri önümüzdeki bir yıl içerisinde karşılığını bulmayabilir. ‘‘Zafer kazandık’’ diyerek seçime gitmek varken, ‘‘Bizi aldattılar’’ demek zorunda kalınarak gidilecek bir seçim istenilen sonucu getirmeyebilir.

Tayyip Erdoğan’ın yeniden aday gösterilmesinin önündeki anayasal engeli ve o engeli aşmak için sarf edilmesi gerekecek çabaların yıpratıcılığını bu hesaba katmıyorum bile. O gün yaklaştığında, iktidarın küçük ortağı MHP, büyük ortak AK Parti ile İYİ Parti arasında bölüşüldüğü için azalmakta olan oylarına bakarak, kendisinin desteğiyle Meclis’ten geçen yeni seçim yasasında ittifak içerisinde bulunmanın yararı ortadan kaldırıldığı için, %7’lik baraja takılma ihtimalinden rahatsızlık duyabilir.

Lafı uzatmayayım: Bir yıl sonrasının şartları, Dodurga’da alınan %90’a yakın oyla elde edilmiş ‘seçim başarısını’ AK Parti’ye yaşatmış Dodurgalıları bile dünkü kararlarından vazgeçirebilir. İktidar için doğru olan, kendi içlerinde tartıştıklarını da sandığım, fazla gecikmeden seçime gidilmesidir. Hazır muhalefet de seçim tarihinin erkene alınmasını istemekteyken… Gelişmelere bakıp ben bu hesabı yapıyorum ama iktidarın, daha doğrusu AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hesabı ne acaba? Sorunun cevabını bir tek kendisi biliyor.

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

Fehmi Koru: Havada Ağır Bir Erken Seçim Kokusu Var

Gazeteci Fehmi Koru, kişisel blogunda kaleme aldığı son yazısında, “Sorunları çözebileceği izlenimi iktidardan alınamıyor. Sorun çözsün diye alınan her karar, atılan her adım sorunları daha da derinleştiriyor. Çare? Seçim tarihini erkene almaktan başka bir çare yok. Havada ağır bir erken seçim kokusu olması bu yüzden.” ifadelerini kullandı.

“Ortada seçimin erkene alındığını düşündürecek herhangi bir gelişme yok. Peki de, neden sanki çok yakında sandık başına gidecekmişiz gibi bir hava var?” diye soran Fehmi Koru, şunları yazdı:

Geçen hafta sonu CHP İstanbul’da, DEVA Partisi de Gaziantep’te mitingler düzenledi. AK Parti de aynı günlerde iki ayrı yerde taraftarlarını meydanlara topladı. Özellikle muhalefetin mitinglerine ilgi büyüktü. Kalabalıklar toplayabildi partiler… Sanki yarın seçim yapılacakmış gibi bir heyecan sokaklara yansımış oldu. “Havada erken seçim kokusu var” dememin en önemli sebebi bu.

Muhalefet partilerinin düzenlediği mitinglerin coşkulu, iktidarınkilerin ise sönük olduğunu belirten Koru, özetle şunları söyledi:

Gaziantep’te milletin ayağının alıştığı miting meydanları yetkililerce kendilerine kapatılan DEVA Partisi, izin verilen uzak bir alana, reklam yapma fırsatı da ellerinden alındığı halde, büyük kalabalıkları toplayabildi. CHP’nin İstanbul/Maltepe’de düzenlediği ‘Milletin Sesi’ mitingine katılan kalabalıklar, ancak seçimlere bir-iki gün kala görülebilen heyecanı dışa vurmaktaydı. İktidarın mitingleri ise sönük geçiyor. Zorluk AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmalarına da hakim olmaya başladı.

Dün bakanlar kurulu toplantısı sonrasında yaptığı açıklamanın mesela şu bölümlerine:

“Bizim ülkemizde gerçekleştirdiğimiz büyük demokrasi ve kalkınmanın eksikliği, hatta hataları olabilir. (..) Hayat pahalılığı başta olmak üzere çeşitli sıkıntılarla karşı karşıya olduğumuz gerçektir.. (..) Ülkemizin bu güne kadar her meselesini nasıl biz çözdüysek, Allah’ın izniyle yine bu sıkıntıların üstesinden biz geleceğiz.”

Giderek etkisi azalan bir söylem bu. Sorunları çözebileceği izlenimi iktidardan alınamıyor. Sorun çözsün diye alınan her karar, atılan her adım sorunları daha da derinleştiriyor. Çare? Seçim tarihini erkene almaktan başka bir çare yok. Havada ağır bir erken seçim kokusu olması bu yüzden.

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın