Politika faizini beklentiler doğrultusunda 250 baz puan artıran ABD Merkez Bankası (FED), bu kararla politika faizini, 2007-2009 mali krizinin ardından en yüksek seviyeye çıkarmış oldu.
FED’den faiz kararı sonrası yapılan açıklamada, “Ekonomik aktivite ılımlı bir hızla büyüdü. Önceki açıklamalarda yer alan planlar çerçevesinde tahvil varlıklarımızı azaltmaya devam edeceğiz. İstihdam artışları son aylarda güçlüydü, işsizlik oranı düşük olmaya devam ediyor.
Para politikası için ek bilgileri ve atılmış adımların etkilerini değerlendirmeye devam edeceğiz. Sıkı kredi şartlarının ekonomik aktivite üzerinde, istihdam ve enflasyon üzerinde baskı yaratması büyük olasılık, bu etkinin büyüklüğü belirsiz olmaya devam ediyor” ifadelerine yer verildi.
FED pandeminin ardından yükselen enflasyonu bir süredir izlediği katı para politikası ve art arda faiz artışlarıyla dizginlemeye çalışıyordu. Bu aynı zamanda FED’in son 12 politika toplantısındaki 11’inci faiz artışı oldu. FED’in bir sonraki politika toplantısı 19-20 Eylül tarihleri arasında olacak. FED’in faiz arttırımlarını sürdürüp sürdürmeyeceğini ise bu tarihe kadar alınacak ekonomik veriler gösterecek.
FED Başkanı Gerome Powell’ın açıklamasının ardından piyasalar yeni bir faiz artışının daha kapıda olabileceği izlenimini edindi. Powell, FED’in Eylül ayında yapacağı
Powell, bundan böyle para politikaları konusundaki kararın toplantıdan toplantıya verileceğini söyledi ve son enflasyon raporuna değinerek, “Enflasyon raporu beklenenden daha iyiydi, ancak sadece buna bakarak acele etmek istemiyoruz” diye konuştu.
Bu döneme kadar hükümet iki aylık enflasyon raporu, iki istihdam ve işsizlik raporu, tüketici harcamaları ve ücret raporu açıklayacak. FED yeni faiz arttırımı kararını tüm bu verilerin ışığında alacak.
politika toplantısında yeni bir faiz arttırımı olabileceğine işaret ederek, “Eylül ayında veriler doğrultusunda faizleri arttırmamız kesinlikle olası, ancak sabit tutmayı seçmemiz de mümkün” dedi.
Son ekonomik veriler, Amerika’da enflasyonun istikrarlı olarak düştüğünü gösteriyor. Haziran’da Amerika’da fiyat artışları yüzde 3 civarındaydı. Bu 2022’nin Haziran ayındaki yüzde 9,1 seviyesinin çok daha altında ancak hala FED’in enflasyon hedefi olan yüzde 2 seviyesine inmiş değil.
Altta yatan enflasyonda da düşüş kaydedildi. Değişken gıda ve enerji fiyatlarını içermeyen çekirdek fiyatlar Mayıs’tan Haziran’a yalnızca binde 2 arttı. Bu son iki yıldaki neredeyse en yavaş aylık artışa işaret ediyor. Bir yıl önceye kıyasla çekirdek enflasyon hala görece yüksek; yüzde 4,8 seviyesindeydi. Ancak yine de Mayıs ayındaki yüzde 5,3’e göre keskin düşüş gösterdi.
İşverenlerin Haziran ayında 209 bin istihdam olanağı eklemesi ve işsizlik oranının yüzde 3,6’ya düşmesiyle, istihdam piyasası da sağlıklı seyrediyor. Bu, son 50 yıldaki en düşük seviyeye yakın ve FED’in 16 ay önce oranları arttırmaya başladığı zamanki seviyesin neredeyse aynısı. Bu da daha önce öngörülemeyen bir ekonomik dayanıklılığa işaret ediyor.
Dün açıklanan tüketici beklentisi raporu da Amerikalı tüketicilerin 12 aylık enflasyon beklentilerinin Kasım 2020’den bu yana en düşük seviyesinde olduğunu göstermişti. Ancak bazı ekonomistler bir resesyon olasılığının hala gözardı edilemeyeceğini söylüyor. FED’in faiz artışları ev ve araba satın almayı ya da işlerini büyütmeyi isteyenlerin yükünü çok daha arttırıyor.
(Kaynak: VOA Türkçe)