Kabinede Revizyon: Özhaseki Ve Koca Gitti, Kurum Ve Memişoğlu Geldi

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’nde iki bakan değişti. Çevre Şehircilik ve İklim Bakanı Mehmet Özhaseki’nin yerine Murat Kurum, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yerine Kemal Memişoğlu atandı.

Haber Merkezi / Resmi Gazete’nin 2 Temmuz baskısında AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yayınlanan atama kararlarıyla Kabinede gerçekleşen görev değişiklikleri açıklandı.

Karara göre, görevinden istifa eden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin yerine, 2018-2023 arasında aynı bakanlık görevini sürdürürken 2024 yerel seçimlerinde AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan adayı olarak Ekrem İmamoğlu’na açık farkla yenilen Murat Kurum atandı.

İstifası kabul edilen Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yerine de İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu atandı.

Özhaseki’den istifa açıklaması

Mehmet Özhaseki istifa açıklamasını sosyal medya hesabından paylaştı. Açıklamada “Bugün üstlendiğim bu kutlu görevi sağlık sorunlarım sebebiyle kendi dileğimle bırakmak istediğimi Sayın Cumhurbaşkanımıza arz ettim” diye yazdı.

Mehmet Özhaseki, paylaşımında Erdoğan’a şükranlarını sundu ve vatandaşlardan da helallik istedi.

Daha önce 17 yıl Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı olan Özhaseki, 2019’da AK Parti’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olmuş ancak CHP adayı Mansur Yavaş karşısında seçimi kaybetmişti.

Özhaseki’nin yerine bakanlık koltuğuna atanan Murat Kurum da 31 Mart seçiminde İstanbul Belediye Başkanlığı için Ekrem İmamoğlu ile yarışmıştı.

Kurum, 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı ilk kabinede, Çevre ve Şehircilik Bakanı olarak göreve başlamıştı.

2021 yılında bakanlığın adı “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı” olarak değişti. Kurum atama sonrası yaptığı paylaşımda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür ederek şu mesajı verdi:

“Bayrağı devralacağımız Sayın Mehmet Özhaseki bakanımız gibi biz de başta asrın felaketinin yaşandığı tüm şehirlerimiz olmak üzere 81 ilimizin her köşesinde çalışmaya, koşmaya devam edeceğiz.”

Fahrettin Koca’nın görevi bıraktığı iddiaları gündemdeydi

2018 yılından bu yana Sağlık Bakanı olarak görev yapan Fahrettin Koca’nın hükümetten ayrılacağına dair iddialar bir süredir gündemdeydi.

Haziran ayı başından itibaren basına yansıyan haberlere göre AK Parti’nin milletvekilleri ile Kızılcahamam’da düzenlediği kampta, sağlık sistemindeki aksaklıklar nedeniyle Koca ile bazı milletvekilleri arasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önünde polemik yaşandığı belirtilmişti.

Çok sayıda vekilin; merkezi hastane randevu sisteminin (MHRS) işlememesi, doktor yetersizliği, şehir hastanelerindeki altyapı problemlerinin giderilememesi gibi başlıklarda Koca’ya yüklendiği kaydedilmişti. Aynı zamanda özel hastane zincirinin sahibi de olan Koca’ya, parti kampında çok sayıda vekilin “Halk özel hastanelere mecbur bırakılıyor” eleştirisini getirdiği de belirtilmişti.

Görevden affını isteyen Koca’nın yerine Sağlık Bakanlığına atanan Kemal Memişoğlu, İstanbul İl Sağlık Müdürü olarak görev yapıyordu. Memişoğlu, göreve atanmasının ardından sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür etti:

“Vatanımız ve milletimiz için bu onurlu göreve beni layık gördüğü için Sayın Cumhurbaşkanı’mıza şükranlarımı arz ediyorum. Görevimin gerektirdiği ağır sorumluluğu hakkıyla ifa edebilmek için var gücümle çalışacağım.”

Paylaşın

Bakan Koca Açıkladı: Beyaz Kodda Hukuki Süreç Devreye Giriyor

Sağlık çalışanlarının yaşadığı sorunlara ilişkin açıklama yapan Bakan Koca, “İçişleri Bakanlığımız ile tamamlanmak üzere olan bir çalışma yapıyoruz. Bu çalışma beyaz kod öncesi bir ara uyarı ve ön haber sistemi. Biliyorsunuz beyaz kodda adli ve kolluk süreci derhal başlıyor ama ondan önce bir şiddet eylemi riski olması durumunda ya da bir şekilde daha önce şiddete başvurmuş birinin olma ihtimaline karşı bir öncül kod verilmesini hedefliyoruz” dedi ve ekledi:

“Hastane emniyetini, güvenliğini ve ilgili idarecileri devreye sokacak bir uyarı sistemi üzerinde çalışıyoruz. Bir yazılım hazırlanıyor bunun için. Beyaz kodda hukuki süreç devreye giriyor. Bu süreçle karakol dahil olmak üzere haberdar edilmiş olunuyor. Yazılımın bitmesiyle bu durum, öncül şiddet eylemini önleme anlamında yeni bir yaklaşım.”

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, kabine toplantısının ardından sağlık çalışanlarının yaşadığı sorunlarına ilişkin açıklama yaptı. Sağlıkta şiddet olaylarının önlenmesine yönelik İçişleri Bakanlığıyla, beyaz kod öncesi ara uyarı içeren sistem üzerinde çalıştıklarını belirten Koca, “İkinci Beyaz Reform” ile şiddet eylem planının hayata geçeceği dönemin başladığını belirtti.

“Ağırlıklı olarak hastanelerimizde görevli emniyet personeli ve güvenlikçi sayısını arttırmayı hedefliyoruz. Bu en temel işlerimizden biri” diyen Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İçişleri Bakanlığımız ile tamamlanmak üzere olan bir çalışma yapıyoruz. Bu çalışma beyaz kod öncesi bir ara uyarı ve ön haber sistemi. Biliyorsunuz beyaz kodda adli ve kolluk süreci derhal başlıyor ama ondan önce bir şiddet eylemi riski olması durumunda ya da bir şekilde daha önce şiddete başvurmuş birinin olma ihtimaline karşı bir öncül kod verilmesini hedefliyoruz.

Hastane emniyetini, güvenliğini ve ilgili idarecileri devreye sokacak bir uyarı sistemi üzerinde çalışıyoruz. Bir yazılım hazırlanıyor bunun için. Beyaz kodda hukuki süreç devreye giriyor. Bu süreçle karakol dahil olmak üzere haberdar edilmiş olunuyor. Yazılımın bitmesiyle bu durum, öncül şiddet eylemini önleme anlamında yeni bir yaklaşım.”

“Nöbet saatlerinde düzenleme yaptık”

Sağlık çalışanlarına gönderdiği mektubun ardından kendilerine iletilen maillerde şiddetle mücadele eylem planı başta olmak üzere çalışma şartları ile ilgili önerilerini aldıklarını vurgulayan Koca, tedbir alınması gereken konuları, ilgili bakan yardımcılarına ve genel müdürlere ilettiğini söyledi.

Yapılması gereken pek çok şeyi hayata geçirdiklerini vurgulayan Bakan Koca, şunları söyledi: “Malpraktis yasası gibi, sağlık çalışanlarına uygulanan şiddetin katalog suçlara alınması gibi, mahsuplaşmanın artık olmaması gibi, herkesin sabit taban ücreti ve teşvikten alabilir hale gelmiş olması gibi, asistanların nöbet sayısı ve süresinin 24 saatten fazla olmaması dahil olmak üzere birçok düzeltmeleri yaptık.

Ancak, esas bundan sonra yapılması gereken düzenlemeler var. Çalışanların sabit ücretlerinin emekliliğe yansıması konusu var. Cumhurbaşkanımızın bu konuda müjdesi vardı Tıp Bayramı’nda biliyorsunuz. Emekliliğe sayılacaktı bu henüz yapılmadı. Yapılsın gayreti içindeyiz.

Sağlık çalışanlarının taban ücreti katsayısı 0,32’ydi. Uzmanlarda 4,5, pratisyenlerde 2,25, asistanlarda 3,40 gibiydi. Sağlık çalışanlarının ise 0,32 idi. Yani sağlık çalışanlarımızın taban ücreti, hekim arkadaşlarımızın taban ücretinin 10-15’te biriydi. Bu oranın makul bir düzeye çıkarılması gerektiği kanaatindeyim.”

Tüm sağlık çalışanları için en azından bu oranın bir kat artırılması gerektiğini, yan dal uzmanlarının da taban ücretinin farklılaştırılması gerektiğini düşündüğünü söyleyen Koca, şöyle konuştu:

“Hepsi için taban ücretini artırılması ama sabit ücretin emekliliğe sayılması, bunlara ilave olarak da nöbet ücretlerinin hekimler dahil olmak üzere herkesi gözeterek çalışan işçilerin nöbet ücretinin üstüne çıkarılması gerektiği de aşikar bir durum. Ayrıca tavan oranlarının da düzenlenmesi gerekiyor.

Aile hekimliğiyle ilgili cari ödemeler sorun olmaya başladı. Aile hekimliği uzmanlarının da uzman gibi görülerek taban ücretlerinin uzman katsayısına çıkarılması, ayrıca teşvik sisteminin de artırılarak koruyucu hekimlikle ilgili de teşvik sisteminin biraz daha aktif devreye girmesi gerektiği kanaatindeyiz.”

Paylaşın

Bakan Koca’dan “Kızamık” Açıklaması: Vakalarda Artış Var, Ölüm Yok

Türkiye genelinde artan kızamık vakalarına ilişkin açıklama yapan Bakan Koca, “Ülkemizde kızamık hastalığı tamamen kontrol altına alınmıştı. Ancak, son yıllarda birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de yurtdışından gelen vakalara bağlı olarak kızamık vakalarında bir artış olduğu gerçektir” dedi.

Haber Merkezi / Bakan Koca, açıklamasında ayrıca, “Kızamığa bağlı bir ölüm söz konusu değildir. Kızamığa bağlı olduğu veya olabileceği iddia edilen ölümün nedeni HIV/AIDS hastalığı kaynaklı multiorgan yetmezliğidir. Hasta 2015 doğumlu, yabancı uyrukludur” ifadelerini kullandı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sosyal medya hesabından, son dönemlerde İstanbul, Ankara ve deprem bölgesi başta olmak üzere Türkiye genelinde artan kızamık vakalarına ilişkin açıklama yaptı.

Bakan Koca, kızamık vakalarında artış olduğunu kabul etti ancak kızamığa bağlı ölüm yaşanmadığını söyledi. “Kızamığın yurt dışından gelen vakalar ve aşı reddi nedeniyle arttığını” belirten Koca, aşılama ve filyasyon çalışmalarının başladığını duyurdu:

“Kızamığa bağlı bir ölüm söz konusu değildir. Kızamığa bağlı olduğu veya olabileceği iddia edilen ölümün nedeni HIV/AIDS hastalığı kaynaklı multiorgan yetmezliğidir. Hasta 2015 doğumlu, yabancı uyrukludur.

Ülkemizde kızamık hastalığı tamamen kontrol altına alınmıştı. Ancak, son yıllarda birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de yurtdışından gelen vakalara bağlı olarak kızamık vakalarında bir artış olduğu gerçektir.

COVID-19 Pandemisi döneminde maalesef artış gösteren aşı reddi kampanyalarına rağmen, sağlık çalışanlarımızın çabaları sonucunda çocuklarımızın KKK-I aşı kapsayıcılığının ülke genelinde yüzde 95’in üzerinde tutulması sağlanmıştır. Aşılarının, aşı reddi nedeniyle yapılamadığı İzlem/Aşı Durumu Bilgilendirme Onam Formu ile bildirilen çocuk sayısının gittikçe azalması sevindiricidir. Türkiye’de bulunan yabancılar içinse ayrı aşı kapsayıcılığı hesaplanmaktadır. Bu oran KKK aşısı için yüzde 87 ile 92 arasında seyretmektedir.

“Vatandaşlarımızı aşı konusunda titiz davranmaya davet ediyoruz”

Bağışıklama Danışma Kurulumuzun önerisiyle 2019 yılından itibaren çocuklarımıza bir yaşından önce başlayarak üç doz kızamık aşısı uygulamaktayız. Bilimsel veriler, kızamık vakalarının görüldüğü dönemlerde aşı takvimine titizlikle uyulmasının yararına işaret etmektedir. Bu vesileyle vatandaşlarımızı çocuklarının sağlığı için aşı konusunda titiz davranmaya davet ediyoruz.

Bağışıklama Danışma Kurulu ve Kızamık Doğrulama Komitesinin aldığı kararlar doğrultusunda, İstanbul’dan başlayarak tüm illerimizde 2023 yılının Ocak ayından itibaren yoğun kontrol stratejileri uygulamaya konmuştur.

Bu kontrol stratejileri çerçevesinde:  Tüm vakaların temaslıları (ev, okul, işyeri ve hastane) tespit edilmekte, temas sonrası profilaksi çalışmaları yürütülmekte ve temaslılar en uzun kuluçka süresi boyunca izlenmektedir.

Vaka görülen yerlerde saha çalışmaları ile aktif vaka aranmakta, tespit edilen eksik aşılı ve aşısız çocuklar saha ekiplerince aşılanmaktadır.

Özellikle toplu halde yaşanan yerlerde (geçici barınma merkezleri, geri gönderme merkezleri, yurtlar vb) güçlendirilmiş sürveyans çalışmaları ile gerekli taramalarla aktif vaka araştırması yapılmakta, aşısız ya da yaşına göre eksik aşılı kişilerin aşılanması sağlanmaktadır.

Sağlık çalışanlarının kızamığa karşı bağışık oldukları kanıtlanamıyorsa aşılanmaları sağlanmaktadır. İl Sağlık Müdürlükleri tarafından belirlenen riskli bölgelerde evlere giderek aşılama çalışmaları yürütülmektedir.

Benzer şekilde asker aşılaması, turizm sektörü çalışanlarının ve havalimanlarında görev yapan personelin aşılaması çalışmaları yürütülmektedir.

Aile hekimlerimiz, kendilerine kayıtlı olan çocukların aşılanma durumlarını gözden geçirerek yaşına göre eksik aşılı olan tüm çocukların ivedilikle aşılanması konusunda uyarılmıştır.

Göçmen sağlığı merkezleri ve yabancı uyruklular polikliniğinden hizmet alan kişiler acilen değerlendirilip, yaşına göre eksik aşılı olan tüm çocukların ivedilikle aşılaması yapılmaktadır.

Bağışıklama Danışma Kurulu’nun bu ay içinde yaptığı son toplantıda mevcut durum değerlendirilmiş, durumun stabil olduğu tespit edilmiş, buna rağmen çalışmaların aynı ciddiyet ile devam etmesi yönünde karar alınmıştır.”

Paylaşın

Bakan Koca’dan Kızılay Başkanı Kerem Kınık’a İstifa Çağrısı

11 ilde büyük yıkıma ve 50 binden fazla can kaybına neden olan Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremler sonrası çadır satma skandalıyla gündeme gelen Kızılay’ın başkanı Kerem Kınık’a bir istifa çağrısı da Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’dan geldi.

Haber Merkezi / Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, İstanbul Üsküdar’da gençlerle bir araya geldiği bir toplantıda, Kızılay’ın çadır ve kan satmasına yönelik bir soruya Kızılay Başkanı Kerem Kınık’ı istifaya davet ederek yanıt verdi.

Koca şöyle konuştu: “Kızılay hizmet ediyor. Eyvallah. Bunda hiç şüphe yok. Gerçekten çok çalışan fedakar, cefakar kardeşlerimizin olduğunu biliyoruz. Ve memleketin bütün hastalarının sadece kan sorununu organize etmiş olması bile çok önemli bir ihtiyaç. Ama bazen algılar olguların önüne geçiyor.

Ve biz bu algıya sebep veriyor isek gereğini yapmalıyız. Bir kişinin bile kan vermesini, bir vatandaşımızın bile kan vermesini, kan ihtiyacı için kan vermesini etkileyebilecek bir algıya sebep olabiliyorsak, biz orada durmamalıyız. Kanaatim bu.”

İktidarın önde gelen isimleri de ilk başta savundukları Kerem Kınık’a gelen tepkilerin dinmemesi üzerine istifa çağrılarında bulunmuştu.

Nisan başında da AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Kızılay Başkanı Kınık’ın Şahan Gökbakar’a verdiği yanıtı alıntılayarak şunları yazmıştı:

“Bu nasıl bir üslup? Yok mu sizin avukatınız/basın danışmanınız açıklama yapılacaksa yapsın! Göreviniz Recep İvedik tiplemesiyle bu seviyede bir polemik midir? Sadece işinize odaklansanız artık!”

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank da katıldığı bir canlı yayında yaptığı açıklamalarla Kınık’ı eleştirmişti.

Bakan Varank, Kızılay Başkanı’nın görevde olmasının kişisel olarak kendisini rahatsız ettiğini söylemişti.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da Kınık’ı eleştiren hükümet yetkililerinden birisi olmuştu:

“Çadır satma meselesi yanlıştı. Bunu daha sonra Kerem Bey de söyledi. Kendi kurumunu ve arkadaşlarını savunmak için yaptığı ilk açıklama yanlıştı. Eleştirileri anlıyorum.”

Kerem Kınık kimdir?

1970 yılında Malatya’da doğan Kerem Kınık 1993 yılında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun oldu.

Kınık, Bezmialem Vakıf Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü bünyesinde “Afet Tıbbı” doktora programını tamamladı.

Sağlık Bakanlığı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde idarecilik yaptı. İstanbul 10. Dönem İl Genel Meclisi’nde meclis üyeliği ve Sağlık Komisyonu Başkanlığı görevlerini yürüttü.

Ulusal ve uluslararası teknoloji firmalarında genel müdürlük görevi de yapan Kınık, Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nde Öğretim Üyesi, Acil Yardım ve Afet Yönetimi Bölüm Başkanı görevini de yürütüyor.

Kerem Kınık’ın Kızılay’daki görevi ise 2004 yılında gönüllülük ile başladı. Kınık, 2015 yılında Kızılay Genel Başkan Yardımcısı 2016 yılında Kızılay Başkanı seçildi.

2015’ten Kasım 2017’ye kadar IFRC Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonunda yönetim kurulu üyeliği yapan Kınık, 6 Kasım 2017 tarihinde Antalya’da gerçekleştirilen 21. IFRC Yasal Toplantılarında Avrupa ve Orta Asya Bölgesi’nden sorumlu IFRC Başkan Yardımcısı seçilmişti.

Paylaşın

“İki Bakan Milletvekili Listelerinde Yer Almak İstemedi” İddiası

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın 14 Mayıs’ta yapılacak olan seçimlerde milletvekili listelerinde yer almak istemedikleri öne sürüldü.

Haber Merkezi / Gazeteci Candaş Tolga Işık, sosyal medya hesabından AK Parti kulislerinden gelen bilgileri paylaştı.

Tolga Işık, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın milletvekili listelerinde yer almak istemediklerini bildirdiğini aktardı.

Gazeteci Işık, bazı isimlerin hangi illerden aday gösterileceklerini de belirtti. Işık, şöyle dedi:

“Son dakikaya kadar her şey değişebilir ama şu an için planlanan: Bakan Varank Bursa’dan, Bakan Soylu İstanbul 2’nci bölgeden, Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş ve Bakan Mehmet Muş 3’üncü bölgeden aday oluyor” ifadesini kullandı.

Mehmet Nuri Ersoy kimdir?

1968 yılında İstanbul’da doğdu. Alman Lisesi’nin ardından İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İngilizce İşletme Bölümü’nden mezun oldu.

1985 yılında, lise öğrenimine devam ederken, rehberlik yaparak turizm sektörüne ve iş dünyasına atıldı.

1991 yılında, üniversite öğrenimini tamamladıktan sonra, paket tur ve otel konaklama hizmetleri veren şirketini kurdu.

2000 yılında otelcilik alanına giriş yapan Mehmet Nuri Ersoy, turizm sektöründe geçirdiği 33 yılın sonunda, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk kabinesinde Kültür ve Turizm Bakanı olarak görevlendirildi.

Mehmet Nuri Ersoy, 9 Temmuz 2018 tarihinde Bakanlık görevine başlamasıyla birlikte, şirketindeki bütün görev ve unvanlarını devretti.

Çok iyi düzeyde Almanca ve İngilizce bilen Mehmet Nuri Ersoy, Pervin Ersoy ile evli ve iki çocuk babasıdır.

Fahrettin Koca kimdir?

Fahrettin Koca, 2 Ocak 1965’te Konya’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini doğduğu kentte, liseyi Bursa Erkek Lisesi’nde bitirdi. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni 1988’de tamamlayarak tıp doktoru unvanını aldı.

İhtisasını İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı’nda tamamlayarak 1995’te Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı oldu.

Çeşitli sağlık kurumlarında hekimlik ve medikal direktörlük görevlerinde bulundu. Kurduğu ve başkanlığını yürüttüğü sağlık kurumlarında Türkiye’nin sağlıkta dönüşüm politikaları doğrultusunda önemli atılımlar gerçekleştirdi.

Başkanı olduğu Türkiye Eğitim Sağlık ve Araştırma (TESA) Vakfı tarafından 2009 yılında kurulan İstanbul Medipol Üniversitesi’nin Mütevelli Heyeti Başkanlığını yürüttü.

Evli ve dört çocuk babası olan Koca’nın Türk Pediatri Kurumu, Pediatrik Metabolizma ve Beslenme Derneği, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Sağlık Meslek Komitesi, Özel Hastaneler Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) üyelikleri bulunmaktadır.

Aynı zamanda Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi (DEİK) Eğitim Komitesi İş Konseyi Başkan Yardımcısı, Vakıf Üniversite Hastaneleri Derneği’nin Başkanı ve Hizmet İhracatçıları Birliği Sağlık Hizmetleri Komitesi Başkanıdır.

Paylaşın

“Bakan Koca, Seçimde Aday Olmak İstemiyor” İddiası

14 Mayıs’ta yapılacak seçimlere sayılı günler kala partilerin milletvekili listelerine ilişkin bilgiler kulislere düşmeye başladı. Son olarak Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın seçimde aday olmak istemediği öne sürüldü.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, katıldığı bir televizyon programında kabinedeki tüm bakanları milletvekili adayı göstereceğini söylemişti.

Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan, bugünkü köşesinde, AK Parti’nin yayın organlarında 14 Mayıs’taki seçimnde bakanların hangi kentten aday olacağının yazıldığı, kaynağının Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya dikkat çektiğini ifade etti.

Koca’nın ya Adıyaman’dan ya da Hatay’dan AK Parti’nin adayı olacağı iddiasının dillendirildiğini ifade etti.

Pehlivan şunları yazdı: “Ne yani, doğru değil mi? Anlatıyor kaynağım: ‘Önce şunu düşünmelisiniz… 2024’te yerel seçimler var ve birileri ince hesaplar peşinde. O sebeple Koca’nın adını özellikle Anadolu’da geçiriyor, İstanbul’dan uzak tutuyorlar akıllarınca. Hatta, Çevre Bakanı Murat Kurum’un İstanbul’dan aday olacağı iddiası da bu nedenle sızdırılıyor. Zira, Kurum’un da gözü İBB’de.’

‘Affını istedi’

Ben not alırken bir süre sessizlik oldu. ‘Ancak’ dedi ve ekledi karşımdaki: ‘Aslına bakılırsa, Fahrettin Koca yoruldu siyasetten. Hatta kısa bir süre önce sayın cumhurbaşkanı ile gizli bir buluşma da gerçekleştirdi.

Ben heyecanlı bir şekilde dinliyordum. Sahi, ne konuşmuşlardı o görüşmede? Yanıt çok çarpıcıydı: ‘Fahrettin Koca 2023 için listelerde olmayı arzulamadığını, söyledi. Ve affını istedi.’

Şaşırmıştım. Peki, Cumhurbaşkanı Erdoğan ne dedi bu talebe? Şöyle dedi AK Parti’deki kaynağım: ‘Bakın, orasını tam bilmiyorum. Duyduklarım var ama sizi yanıltmak istemem.’

‘Ersoy da siyasetten çekilmek istiyor’

Ben tam konuşma bitti, derken ‘Dahası da var’ diye de ekliyordu: “Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un da siyasetten çekilmeyi istediği biliniyor. Ancak unutmayın ki hem Koca hem Ersoy konusunda son söz reisin olacak.”

Görülen o ki… AK Parti’deki aday listesi rahatsızlığı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan ibaret değil. Öyle ki iktidarın etkili isimleri aday gösterilecekleri yerleri beğenmiyor. Yetmiyor…

Fulya Öztürk teklifinden rahatsızlar

Gazeteci Fulya Öztürk’e milletvekilliği teklifi gitmesi bile, AK Parti’nin medyadaki kalemlerini oldukça rahatsız etmişe benziyor. Öyle ki içlerinden ’21 yıldır sokakta küfür yiyen biziz ama depremde popüler olan birini milletvekili yapıyorlar’ diyen bile çıkmış.

Demem o ki Cumhurbaşkanı Erdoğan partide ‘3 dönem kuralını’ da hayata geçirse iktidar içindeki hiç ummadığımız kişilerin vedasına şahit olacağız.”

Paylaşın

Bakan Koca’dan İlaç Mesajı: Pek Çok İlaç Piyasaya Verilecek

Eczanelerde bazı ilaçların bulunmadığı yönünde tartışmalara ilişkin açıklama yapan Bakan Koca, “Şu an mevsimsel hastalıklara bağlı talep artışı, dünyada hammadde üretimi kaynaklı sorunlar var. Kısa zaman zarfında eksikliği hissedilen antibiyotikler, çocuk şurupları dâhil olmak üzere, pek çok ilaç piyasaya verilecek” dedi.

Haber Merkezi / Bakan Koca, ayrıca, eczanelerden alınan ilaçların sahte olmasının mümkün olmadığını kaydetti. Koca, temininde zorluk yaşanan bazı ilaçların üretiminin artırıldığını söyledi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, kamuoyunda eczanelerde bazı ilaçların bulunmadığı yönünde tartışmalara ilişkin sosyal medya hesabından açıklamalarda bulundu. Koca, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Temininde zorluk yaşanan bazı ilaçların üretimi artırıldı. Şu an mevsimsel hastalıklara bağlı talep artışı, dünyada hammadde üretimi kaynaklı sorunlar var. Kısa zaman zarfında eksikliği hissedilen antibiyotikler, çocuk şurupları dahil olmak üzere, pek çok ilaç piyasaya verilecek” dedi.

Bakan Koca ayrıca az sayıda hastaya özel olarak getirilen, başka ülkelerde ruhsatlı, Türkiye’de ruhsatı bulunmayan bazı ilaçlar olduğunu vurgulayarak “Bunlardan biri için ileri sürülen iddiaların gereği yapılmıştır. Kısa zamanda, bizde ruhsatlı olmayan ilaçların ülkeye girişinde İlaç Takip Sistemine kaydını sağlayacağız.

Her bir ilaç kutusunun, onu diğer kutulardan ayıran bir kimlik numarası var. Kutuyu, üretimden reçete edildiği hastaya kadar takip ediyoruz. Eczane raflarındaki tüm ruhsatlı ilaçlar bu İlaç Takip Sistemine kayıtlı. Eczaneden alınan ruhsatlı ilacın sahte olması söz konusu değil.”

Paylaşın

Türkiye’de 5 Kişide ‘Maymun Çiçeği’ Tespit Edildi

Kabine Toplantısı sonrasında gazetecilere açıklama yapan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye’de 5 maymun çiçeği vakasının tespit edildiğini, bunların 4’ünün tedavisinin tamamlandığını açıkladı.

Endemik bir virüsün neden olduğu nadir hastalıklardan biri olarak bilinen maymun çiçeği, Kongo ve Batı Afrika türü olmak üzere 2’ye ayrılıyor.

Genellikle hayvandan insana ve nadiren insandan insana yakın temasla bulaşan virüs, vücutta yüksek ateş ve kaşıntılı kabarcıklara yol açabiliyor.

Dünya Sağlık Örgütü, 23 Temmuz’da başta Avrupa olmak üzere dünyada yayılmayı sürdüren maymun çiçeği salgınını Uluslararası Halk Sağlığı Acil Durumu (PHEIC) ilan etmişti.

Maymun çiçeği hastalığı nedir?

Maymun çiçeği, 1980’li yıllarda tamamen ortadan kalkan çiçek hastalığının bir çeşit akraba virüsü.

ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezi’ne (CDC) göre, hastalık 1958’de maymun kolonilerinde keşfedildi. İnsana bulaşan ilk vaka 1970 yılında Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde (DRC) rapor edildi.

O tarihten bu yana Benin, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Gabon, Fildişi Sahili, Liberya, Nijerya, Kongo Cumhuriyeti, Sierra Leone ve Güney Sudan’ın da içinde bulunduğu 11 Afrika ülkesinde bu virüs görüldü.

Belirtileri ne?

Ateş, döküntü, şiddetli baş ağrısı, sırt ağrısı, kas ağrıları, halsizlik ve şişmiş lenf düğümleri, maymun çiçeği ile ilişkili en yaygın belirtiler.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, maymun çiçeği olan hastalarda ateşin başlamasından sonraki 1 ila 3 gün içinde deri döküntüleri görülüyor. Döküntüler daha çok yüzde yoğunlaşırken, yüze ilave olarak, avuç içi ve ayak tabanları, ağız mukozasını, cinsel organları da etkiliyor.

Maymun çiçeğinin kuluçka süresi genellikle 6 ila 13 gün olarak bilinse de DSÖ’ye göre bu süre 5 ila 21 gün arasında değişebiliyor.

Tedavisi var mı?

DSÖ’ye göre, şu anda maymun çiçeği için önerilen özel bir tedavi yok.

Çiçek hastalığına karşı aşılamanın hastalığı önlemede yaklaşık yüzde 85 oranında etkili olduğu ileri sürüldü.

2003 yılında ABD’de yaşanan yayılmada, 47 kişi hayatını kaybetmişti.

Maymun çiçeği virüsü taşıyan kişilerin çoğu hastalığı hafif atlatsa bile DSÖ’ye göre, bu virüsten ölüm oranı yüzde 11 civarında. Çocuklar ve gençlerde ölüm oranı daha fazla olabiliyor.

Paylaşın

Bakan Koca: Kovid 19’da Vaka Sayısı 40 Kat Arttı

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısının ardından gazetecilerin Kovid 19 pandemisine dair sorularını cevapladı. Koca, Avrupa’daki Kovid 19 dalgasını Türkiye’nin 4-5 hafta önce görmeye başladığını belirtti.

Son dönemde günlük vaka sayısında Almanya, İtalya, Fransa gibi gelişmiş Avrupa ülkelerinde 100 binleri geçen vakaların görüldüğünü ifade eden Koca şunları söyledi:

“Bizde ise giderek artan bir vaka sayısı olduğunu görüyoruz. Vaka sayısının artışıyla birlikte hastane yükü aynı oranda artmıyor. Vaka sayısı artışı şu an günlük 40 katına kadar çıkmış durumda. Hastane yükü ise şu an 3 kat kadar arttı. O anlamda ciddi bir hastane yükümüzün olmadığını çok rahat söyleyebiliriz. Yoğun bakımlarda da bu artışların belirgin ve ciddi olmadığını görüyoruz. Artışın aynı oranda olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.”

50+ ve kronik hastalara aşı ve maske çağrısı

Vatandaşların bu dönemde hatırlatıcı güncel dozlarını mutlaka yaptırmalarını, özellikle 50 yaş üstü, kronik hastalığı olan, risk taşıyanların aşıyı uygulamalarını önemsediklerini vurguladı:

“Bir de yine riskli, 50 yaş üstü, kronik hastalığı, ek hastalığı olan kişilerin de kalabalık ortamlarda maskelerini her zaman olduğu gibi takmalarını ısrarla öneriyoruz. Aşı olmak isteyen vatandaşlarımızın TURKOVAC aşısını olmayı önemsemelerini isterim. Yerli aşımız oldukça etkili. Sonuçlarından memnunuz. TURKOVAC tercihinde ve önerisinde hassasiyet gösterelim.

Kalabalık ortamlarda riskli isek maskeyi takmamız gerektiğini, eğer kendimizde üst solunum yolu enfeksiyonu belirtisi mevcut ise başkasına bulaştırmamak için maskeyi zaten takmak gerektiğini biliyoruz. Riskli olan kişilerin eğer bir belirti varsa erken dönemde testlerini yaptırıp, eğer pozitifse o durumda ek hastalığı varsa ilaca başlama durumu söz konusu olabilir. Dolayısıyla elimizde ilacımız var, aşımız var.

“Ağır influenza tablosu gibi gelişiyor”

Kişisel tedbirlere uyarak Kovid’le yaşamayı artık öğrendik. Kovid bitti mi, bitecek mi? Bitmeyecek. Bir influenza gibi düşünün. Zaten son dönemde de belirtileri grip benzeri seyrediyor. Daha çok boğaz ağrısı, burun akıntısı ve ateşle seyrediyor ve beraberinde de kas ağrılarını görüyoruz. Ağır influenza tablosu gibi gelişiyor.

Ama ek hastalığı olanlarda bu belirtiler daha belirgin, hastaneye yatışa kadar giden sonuçlara sebep olabiliyor. Onun için biraz daha dikkatli olmamız lazım.”

Yeni yoğun bakımlar açılmasının söz konusu olup olmadığı sorusu üzerine Koca, “Hayır, şu an yenilerin açılması gibi bir durum yok. Panik havası yok ama biz bundan sonra tedbirlere devam ederek Kovid’le birlikte nasıl yaşamamız gerektiğini biliyoruz. Nerede maske takılması gerektiğini, nerede kendimizi korumamız gerektiğini artık hepimiz biliyoruz. Yeniden kapatma ve benzeri durumlar olmayacak. Aşımız var, ilacımız var, tedbirlere devam” dedi.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

Maymun Çiçeği Virüsü Türkiye’de de Tespit Edildi

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Bir hastamızda maymun çiçeği hastalığı tespit edildi. Hasta 37 yaşında, bağışıklık sistemi yetersizliği var. Kendisi tecrit edilmiş durumda. Temaslı takibi yapıldı, başka bir vakaya rastlanmadı.” açıklamasında bulundu.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, osyal medya hesabından Türkiye’de bir hastada maymun çiçeği hastalığı tespit edildiğini ve hastanın tecrit edildiğini bildirdi. Koca’nın açıklaması şu şekilde;

“Bir hastamızda maymun çiçeği hastalığı tespit edildi. Hasta 37 yaşında, bağışıklık sistemi yetersizliği var. Kendisi tecrit edilmiş durumda. Temaslı takibi yapıldı, başka bir vakaya rastlanmadı. Bilindiği gibi bu hastalık solunum yoluyla değil yakın fiziksel temasla bulaşıyor.”

DSÖ: Nasıl bulaştığı bilinmiyor

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ/WHO) yetkilisi Dr. İbrahim Soce Fall, virüsün endemik olduğu ülkelerde dahi henüz nasıl bulaştığının tam olarak anlaşılamadığını, bulaşma dinamikleri açısından hâlen birçok bilinmez olduğunu açıkladı.

DSÖ bulaşma şekilleri olarak şunları saydı: “Maymun çiçeği döküntüsü olan biri tarafından kullanılan giysilere, çarşaflara veya havlulara dokunmak. Döküntülere ya da kabuklarına dokunmak. Enfekte bir kişinin öksürmesine veya hapşırmasına maruz kalmak.”

Maymun çiçeği hastalığı nedir?

Maymun çiçeği, 1980’li yıllarda tamamen ortadan kalkan çiçek hastalığının bir çeşit akraba virüsü.

ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezi’ne (CDC) göre, hastalık 1958’de maymun kolonilerinde keşfedildi. İnsana bulaşan ilk vaka 1970 yılında Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde (DRC) rapor edildi.

O tarihten bu yana Benin, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Gabon, Fildişi Sahili, Liberya, Nijerya, Kongo Cumhuriyeti, Sierra Leone ve Güney Sudan’ın da içinde bulunduğu 11 Afrika ülkesinde bu virüs görüldü.

Belirtileri ne?

Ateş, döküntü, şiddetli baş ağrısı, sırt ağrısı, kas ağrıları, halsizlik ve şişmiş lenf düğümleri, maymun çiçeği ile ilişkili en yaygın belirtiler.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, maymun çiçeği olan hastalarda ateşin başlamasından sonraki 1 ila 3 gün içinde deri döküntüleri görülüyor. Döküntüler daha çok yüzde yoğunlaşırken, yüze ilave olarak, avuç içi ve ayak tabanları, ağız mukozasını, cinsel organları da etkiliyor.

Maymun çiçeğinin kuluçka süresi genellikle 6 ila 13 gün olarak bilinse de DSÖ’ye göre bu süre 5 ila 21 gün arasında değişebiliyor.

Tedavisi var mı?

DSÖ’ye göre, şu anda maymun çiçeği için önerilen özel bir tedavi yok.

Çiçek hastalığına karşı aşılamanın hastalığı önlemede yaklaşık yüzde 85 oranında etkili olduğu ileri sürüldü.

2003 yılında ABD’de yaşanan yayılmada, 47 kişi hayatını kaybetmişti.

Maymun çiçeği virüsü taşıyan kişilerin çoğu hastalığı hafif atlatsa bile DSÖ’ye göre, bu virüsten ölüm oranı yüzde 11 civarında. Çocuklar ve gençlerde ölüm oranı daha fazla olabiliyor.

Paylaşın