Irak’ta Eşcinsel İlişki Suç Kapsamına Alındı: 10’dan 15 Yıla Kadar Hapis Cezası

Irak Parlamentosu’nun kabul ettiği ‘Fuhuş ve Eşcinsellikle Mücadele Yasası’ adlı yasaya yeni yasaya göre; eşcinsel ilişkiye en az 10 yıl, en fazla 15 yıl hapis cezası çarptırılacak.

Our World in Data’ya göre 60’tan fazla ülke eşcinsel ilişkiyi suç sayarken 130’dan fazla ülkedeyse eşcinsel eylemler yasal.

Irak’taki az sayıdaki LGBTİ+ örgütü arasında yer alan IraQueer “Kendi olmanın bir suç olduğu bir dünyaya doğru ilerliyoruz” açıklamasını yaptı.

Açıklamada “Bu yasanın kabul edilmesi birçoğunun şu anda ve gelecekte hayatını karartacaktır. Genç Iraklılar yakalanacak ve hükümet herhangi bir gerekçe olmaksızın onları cezaevine atabilecek veya onlara daha kötü şeyler yapabilecektir” denildi.

Uluslararası Af Örgütünün Irak uzmanı Ras Salaji, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada gelişmenin “bütünüyle korkunç” olduğunu söyledi. Irak’ın “LGBT topluluğuna ayrımcılığı yasalaştırdığını” söyleyen Salaji 30 yıldan eski olan fuhuş yasasında yapılan değişikliğin “temel insan haklarına ağır bir saldırı” olduğunu belirtti.

Irak Parlamentosu eşcinsel ilişkiyi suç sayan ve 10 ila 15 yıl arasında hapis cezası öngören bir yasa tasarısını onayladı. ‘Fuhuş ve Eşcinsellikle Mücadele Yasası’ adını taşıyan yeni yasa uyarınca trans bireyler de bir ila üç yıl arasında hapis cezasına çarptırılabilecek.

Yasayı destekleyenler, bunların ülkedeki dini değerlerin korunmasına yardımcı olacağını söylüyor. Hak grupları ise bu değişikliklerin Irak’ın LGBT bireylere yönelik ihlallerle dolu siciline bir kara leke daha eklediğini söylüyor.

Eşcinselliği veya fuhuşu teşvik edenler, cinsiyet değiştirme ameliyatı yapan doktorlar, “kasıtlı olarak” kadın gibi davranan erkekler ve “eş değiştirme” eyleminde bulunanlar da yeni yasa kapsamında hapis cezasına çarptırılacak.

1980’lerin sonunda kabul edilen fuhuşla mücadele yasasında değişiklik öngören tasarının bir önceki taslağında eşcinsel ilişkiler için idam cezası öngörülmüştü. Ancak ABD ve diğer Batılı ülkelerin itirazı üzerine bu tasarı değiştirilmişti.

Milletvekili Amir al-Maamouri yaptığı açıklamada, yeni yasanın “cinsel sapkınlıkla mücadelede önemli bir adım” olduğunu söyledi.

Değişiklik önergesini veren milletvekili Raed al-Maliki’ye göre yasa tasarısının kabulü Başbakan Muhammed Şia el-Sudani’nin bu ay başındaki ABD ziyareti sonrasına ertelenmişti. Maliki, “Ziyareti etkilemek istemedik. Bu bir iç meseledir ve Irak’ın içişlerine herhangi bir müdahaleyi kabul etmiyoruz” dedi.

Irak’taki az sayıdaki LGBTİ+ örgütü arasında yer alan IraQueer “Kendi olmanın bir suç olduğu bir dünyaya doğru ilerliyoruz” açıklamasını yaptı.

Açıklamada “Bu yasanın kabul edilmesi birçoğunun şu anda ve gelecekte hayatını karartacaktır. Genç Iraklılar yakalanacak ve hükümet herhangi bir gerekçe olmaksızın onları cezaevine atabilecek veya onlara daha kötü şeyler yapabilecektir” denildi.

Uluslararası Af Örgütünün Irak uzmanı Ras Salaji sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada gelişmenin “bütünüyle korkunç” olduğunu söyledi. Irak’ın “LGBT topluluğuna ayrımcılığı yasalaştırdığını” söyleyen Salaji 30 yıldan eski olan fuhuş yasasında yapılan değişikliğin “temel insan haklarına ağır bir saldırı” olduğunu belirtti.

yasa değişikliğine ABD ve İngiltere’den de tepki geldi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller kabul edilen yasanın “Irak toplumunda en çok risk altında olanları tehdit ettiğini” ve “ifade özgürlüğünü engellemek için kullanılabileceğini” söyledi.

Yasanın yabancı yatırımları kaçırabileceği uyarısında bulunan Miller, “Uluslararası iş koalisyonları daha şimdiden Irak’taki bu tür bir ayrımcılığın iş dünyasına ve ekonomik büyümeye zarar vereceğine işaret etti” dedi. İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron da yasayı “tehlikeli ve endişe verici” olarak niteledi.

Paylaşın

Yemen’de 13 Kişiye Eşcinsellik Suçlamasıyla İdam Cezası

Yemen’de Husi yönetimindeki bir mahkemenin eşcinsellik suçlamasıyla 13 kişiye idam cezası verdiği ifade edildi. 35 kişinin daha eşcinsellik suçlamasıyla Husiler tarafından gözaltına alındığı belirtildi.

Yemen’in kalabalık nüfuslu bölgelerini kontrol altında tutan ve Suudi Arabistan öncülüğündeki uluslararası koalisyona karşı uzun süredir savaşan Husiler, idam cezalarını her zaman infaz etmiyor.

DW Türkçe’nin aktardığına göre; Yemen’de Husilerin kontrolündeki bir mahkeme 13 kişiyi eşcinsel oldukları gerekçesiyle idam cezasına çarptırdı. Yargılamanın başkent Sana’nın yaklaşık 200 kilometre güneyindeki İb kentinde yapıldığı öğrenildi.

Fransız haber ajansı AFP’ye konuşan yargı kaynağı, üç kişinin daha benzer bir suçlamayla hapis cezasına çarptırıldığını kaydetti. Yemenli yargı mensubu 35 kişinin de eşcinsellik suçlamasıyla tutuklu olduğu bilgisini paylaştı.

İdam cezalarının ne zaman infaz edileceği belirsizliğini koruyor. Cezalar için temyiz yolunun açık olduğu belirtiliyor.

Yemen’in kalabalık nüfuslu bölgelerini kontrol altında tutan ve Suudi Arabistan öncülüğündeki uluslararası koalisyona karşı uzun süredir savaşan Husiler, idam cezalarını her zaman infaz etmiyor.

Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Gözlemevi’nin Aralık 2023’te paylaştığı verilere göre Husiler 2014 yılında başkent Sana’yı ele geçirmelerinden bu yana aralarında siyasetçiler, muhalif aktivistler, gazeteciler ve askeri personelin de olduğu 350 kişi hakkında idam cezası verdi bu cezalardan 11’i infaz edildi.

Sivil toplum kuruluşları İsrail ile Hamas arasında savaşın patlak vermesi ve buna yanıt olarak Husilerin Kızıldeniz’deki gemilere saldırılar düzenlemeye başlamasından beri Yemen’de insan hakları ihlallerinin arttığını ileri sürüyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (Human Rights Watch) Yemen araştırmacılarından Niku Jafarnia, “Dünya Kızıldeniz’deki saldırılarını izlemekle meşgul olurken Husiler de ihlallerini artırıyor” dedi. Jafarnia “Filistin’de savunduklarını iddia ettikleri insan haklarını önemsiyor olsalardı Yemenlileri kırbaçlayarak ve taşlayarak öldürmezlerdi” ifadelerini kullandı.

Aralık ayında Yemenli insan hakları aktivisti Fatima Salih El Ervali, Birleşik Arap Emirlikleri adına casusluk yaptığı gerekçesiyle idam cezasına çarptırılmıştı. Birleşik Arap Emirlikleri hükümet güçlerini desteklemek amacıyla 2015 yılında Yemen’e müdahalede bulunan askeri koalisyonu oluşturan ülkeler arasında.

Yemen’in dağlık kuzey bölgesinde yaşayan Husiler, Şii Zeydilik mezhebine bağlı ve İran tarafından destekleniyor. Din devleti kurma hedefi güden hareket ,1990’larda yaşadıkları bölgelerin ihmal edildiği gerekçesiyle ayaklandı.

Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyona karşı 2015 yılından beri sürdürdükleri savaşta yüz binlerce kişi hayatını kaybederken milyonlarca kişi açlıkla yüz yüze geldi.

Paylaşın

Irak’ta Medya Düzenleyicisi ‘Eşcinsellik’ Terimini Yasakladı

Irak İletişim ve Medya Komisyonu (CMC), ülke içinde faaliyet gösteren tüm medya ve sosyal medya kuruluşlarına “eşcinsellik” terimini kullanmaktan kaçınmaları talimatını veren bir genelge yayınladı.

Kurum “eşcinsellik” terimi yerine “cinsel sapkınlık” terimini kullanmalarını tavsiye ediyor. 

Our World in Data’dan alınan verilere göre, küresel olarak 60’tan fazla ülke eşcinsel ilişkiyi suç sayarken, eşcinsel ilişki 130’dan fazla ülkede yasal.

Irak’ın resmi medya denetleyicisi dün ülkede faaliyet gösteren tüm medya kuruluşlarına ve sosyal medya şirketlerine “eşcinsellik” terimini kullanmamalarını, bunun yerine “cinsel sapkınlık” demeleri kuralını getirdi.

Irak İletişim ve Medya Komisyonu’nun (CMC) yayınladığı belgeye göre kurum, “cinsiyet” teriminin kullanımını da yasakladı. CMC ayrıca, lisans verdiği tüm telefon ve internet şirketlerinin, izin vermediği terimleri mobil uygulamalarında kullanmalarını yasakladı.

Bir Irak hükümeti yetkilisi, kararın hala nihai onay gerektirdiğini söyledi.

Arapça yapılan açıklamada, denetleyici kurumun “medya kuruluşlarını ‘eşcinsellik’ terimini kullanmamaları ve doğru olan ‘cinsel sapkınlık’ terimini kullanmaları yönünde yönlendirdiği” belirtildi.

Bir hükümet sözcüsü, kuralın ihlalinde ne gibi ceza uygulanacağının henüz belirlenmediğini söyledi. Sözcü, para cezası getirilebileceğini ekledi.

Irak, eşcinsel ilişkiyi açıkça suç saymıyor. Ancak Irak ceza kanunundaki geniş bir şekilde tanımlanmış ahlaki hükümler, ülkede LGBTİ topluluğunu hedef almak için kullanılıyor.

Son iki ayda Irak’ın önde gelen partileri, İsveç ve Danimarka’daki son Kuran yakma olaylarına karşı ülkedeki Şii Müslüman grupların protestolarında sık sık gökkuşağı bayrakları yakarak, LGBTİ haklarına karşı tepkilerini arttırdı.

Our World in Data’ya göre 60’tan fazla ülke eşcinsel ilişkiyi suç sayarken, eşcinsel ilişkiler 130’dan fazla ülkede yasal.

(Kaynak: Reuters)

Paylaşın

Eşcinselliğin Evrimsel Açıklaması Nedir?

Görünüşte göre eşcinsel davranış ve Darwin’in evrim teorisi pek uyuşmuyor. Yine de aynı cinsiyetten davranış, dünya genelindeki insan popülasyonları arasında oldukça yaygın. Nature Human Behavior’da yayınlanan yeni bir araştırmada, genomlarımızda bu paradoksu çözebilecek zorlayıcı ipuçları buldular

Haber Merkezi / Queensland Üniversitesi Psikoloji Okulu’nda Doçent olan Brendan Zietsch liderliğindeki bilim insanlarının bulgularına göre, bazı bireylerde eşcinselliği tetikleyebilen genler, heteroseksüel bireylerin üremesini arttırabilirler. Başka bir deyişle, bazı insanlara evrimsel olarak avantajlı etkiler sunan genler, istenmeyen bir etki olarak sonraki nesillerde eşcinsel döllere neden olabilirler.

Bilim insanları, araştırmaları için, aynı cinsiyetten cinsel davranışlarla ilişkili genetik etkileri, çok sayıda genetik ve sağlık bilgisi içeren 477.522 kişiden oluşan bir veri üzerinden analiz ettiler.

358.426 kişiden oluşan bir örneklemde karşı cinsten cinsel davranış için aynı analizi yaptılar. Karşı cinsten veri setindeki katılımcılar, yaşamları boyunca kaç tane cinsel partnerleri olduğunu söylediler. Karşı cinsten cinsel partnerlerin sayısı, evrim sırasında daha fazla çocuğa yol açacak olan çiftleşme başarısının bir göstergesidir.

Bilim insanları, iki değişkenle ilişkili milyonlarca bireysel genetik varyantı araştırdılar; İnsanların hiç aynı cinsiyetten bir partneri olup olmadığı ve yaşamları boyunca kaç partneri olduğu gibi. Her değişken, genom boyunca yayılmış birçok ilişkili genetik varyanta sahipti. Ve bu varyantların her birinin küçük bir etkisi olsa da, toplamdaki etkileri önemliydi.

Sonuçlar büyük ölçüde benzer

Sonuç olarak, bu analiz, aynı cinsiyetten bir partnere sahip olmakla ilişkili genetik etkilerin, aynı cinsiyetten davranışlarda bulunmamış kişiler arasında daha fazla karşı cinsten partnere sahip olmakla da ilişkili olduğunu gösterdi.

Bilim insanları, sonuçları doğrulamak için çalışma koşullarını daraltarak bulgularını tekrarladılar. Spesifik olarak, aynı analizi ağırlıklı olarak veya yalnızca aynı cinsiyetten partnerleri olan bir birey örneği üzerinde gerçekleştirdiler. Sonuçlar büyük ölçüde benzer oldu.

Bilim insanları son olarak, fiziksel çekiciliğin, risk alma eğiliminin ve deneyime açıklığın da sonuçları etkileyip etkilemediğini test etti.

Brendan Zietsch, araştırmaya ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Başka bir deyişle, bu değişkenlerle ilişkili genler hem aynı cinsiyetten cinsel davranışla hem de heteroseksüellerde karşı cinsten partnerlerle ilişkilendirilebilir mi? Her durumda, bu değişkenler için önemli bir rolü destekleyen kanıtlar bulduk, ancak ana sonuçların çoğu açıklanamadı. Dolayısıyla, bu genlerin tam olarak nasıl evrimsel bir avantaj sağladığına dair hala sağlam bir teorimiz yok. Ancak, bir kişiyi genel anlamda ‘daha çekici’ yapan karmaşık faktörlerin bir karışımı olabilir,” dedi ve şöyle devam etti;

“Bu bulgular aynı zamanda evrimsel bir bilgisayar simülasyonu tarafından da doğrulandı. Tabii ki, bu konudaki son söz bu değil. Önemli sınırlamalar, genel popülasyonu temsil etmeyebilecek Batılı beyaz katılımcıları içeren örnekleri içerir. İkincisi, bugün bireylerde bildirilen karşı cinsten cinsel partnerlerin sayısı, evrimsel geçmişimizdeki aynı üreme avantajını yansıtmayabilir. Öyle olsa bile, bu hipotez, şimdiye kadar önerilen insanlarda aynı cinsiyetten davranış için en sağlam açıklama gibi görünüyor.”

“Politik hassasiyetler nedeniyle…”

“Bazı insanların, aynı cinsiyetten cinsel davranışların genetiği ve evrimi gibi hassas konuları incelemenin uygunsuz olduğuna inandığının farkındayım. Benim bakış açım, insan davranışı biliminin insan doğasının gizemlerine ışık tutmayı amaçladığı ve bunun ortak noktalarımızı ve farklılıklarımızı şekillendiren faktörleri anlamayı içerdiğidir” diyen Zietsch. “Politik hassasiyetler nedeniyle cinsel tercih veya benzeri konuları incelemekten kaçınsaydık, normal insan çeşitliliğinin bu önemli yönlerini karanlıkta bırakırdık” ifadelerini kullandı.

Paylaşın