Erzurum: Güzelhisar (Avnik) Kalesi

Güzelhisar (Avnik) Kalesi; Erzurum’un Köprüköy İlçesinin bugünkü adıyla Güzelhisar Köyü’nde, Aras Nehrinin sağ tarafında kalan yüksek kayalıklar üzerine kurulmuştur.

Tarihin her döneminde Anadolu’nun doğuya açılan en önemli geçit noktasını teşkil eden, doğal bir geçit olan bu topoğrafik konumu, Kale’nin her dönemde zorlu mücadelelere sahne olmasında en büyük etken olmuştur.

Avnik Kalesi adını, Farsçada “iyi su” anlamına gelen “Abinik”ten almıştır. Kalenin eteklerinden çıkan soğuk ve iyi sular nedeniyle, İranlıların verdiği bu isim, zamanla “b” harfinin “v” harfine dönüşüp, önce “Avinik” sonra da kısaltılarak “Avnik” haline dönüşmesi ile ortaya çıkmıştır.

Yüzyıllar boyunca kullanılan ve çok zorlu savaşlara sahne olan, Avnik Kalesi’nin ilk kurulduğu tarihe istinaden, bazı araştırmacılar, hemen altındaki Avnik Köyü’nde bulunan Urartu yazıtı ile Urartu mimari özellikleri yansıtan iki su sarnıcı ve kaya basamaklarından hareketle, “Urartu Dönemi”ni vermektedir.

Bugün Erzurum Müzesi’nde bulunan yazıt üzerindeki metne göre kalenin, II. Sarduri Dönemi’nde yapılmış olduğu kabul edilir. Orta Çağ’a ait en eski tapu belgeleri, kalenin Akkoyunlular Dönemi’nde, Akkoyunlular’a ait olduğuna işaret eder. Tarihi kaynaklara göre 922-923 yılları arasında Bizans İmparatorluğu, Erzurum’u topraklarına katmadan evvel Avnik Kalesini ele geçirmiştir.

1000 li yılların başından itibaren Anadolu’ya giren Türklerin kaleye ilk fetih girişimleri başlar ve kale mühtahkem yapısı ile fethedilmesinin ne denli zor olduğunu gösterir. Kalenin Saltuklular tarafından alındıktan sonra onarıldığı tahmin edilmektedir. Konya Selçukluları’nın alamadığı kale, bir süre Gürcü kontrolüne geçmiş ve ardından İlhanlıların hâkimiyeti başlamıştır.

İlhanlılar döneminde de bir takım onarımlar geçiren kalenin kitabeleri, 1922 yılındaki büyük depremde dökülüp dağılmıştır. Elde edilen bilgiler, zar zor bulunan kitabe parçalarından toparlanmıştır. İlhanlılar döneminde Avnik, bölgenin merkezi haline gelmiş, kayıtlarda Erzurum, Sivas, Ankara, Erzincan gibi büyük şehirlerle beraber anılmaya başlanmış, hatta bu dönemde Avnik’te kurulan darphanede, 1332 tarihli ilk gümüş sikke basılmıştır.

Bu görkemli dönemin hemen akabinde çıkan iç çatışmalar, kalenin gücünü kaybetmesine hatta merkez konumunu 1339 dan sonra Micingert Kelesine kaptırmasına neden olmuştur. İlhanlıların bölgeden çekilmesi ile kale, Sutaylıar ve Çobaniler’in eline geçer. Ancak kalenin yeniden gözde olması, Kara Koyunlu Türkmenlerinden Kara Mehmet’in kaleyi fethi ile başlar.

Kale yönetimi oğlu Mısır Paşa’ya geçer ve Kalenin tarih sahnesindeki destansı mücadelesi başlar. 43 gün süren Avnik kuşatmasında, Timur’un güçleri iç kale içindeki tüm binalar ve bey sarayına kadar her şeyi yıkar. Fetihten sonra yeni baştan yaptırdığı kaleyi bir üs haline getiren Timur’un Osmanlı ile ilk temasları da buradan başlar.

1402 Ankara savaşında, Yıldırım Beyazıt’ı yenerek Osmanlı Devleti’ne fetret devrini başlatan Timur, hemen akabinde Karahisar’da kaybettiği oğlu yüzünden derin bir hüzne gömüldü. Oğlu adına sembolik bir cenaze törenini de Avnik Kalesinde düzenlettikten sonra Semerkant’a doğru hareket etti. Bir süre daha Timur güçlerinin kontrolünde kalan Avnik Kalesi, 1410 larda Karakoyunlu hâkimiyetine geçer.

Daha sonra Kalenin İranlılar elinde geçen hâkimiyetine Kanuni Sultan Süleyman son verir ve bu tarihten sonra kale Osmanlı topraklarına katılır ve bundan sonraki dönemlerde, bölgenin merkezi olma pozisyonunu kaybeder. En erken kaynaklar, Kalenin iç içe 3 surla yapıldığını bildirir. En dıştaki surun güney yönden bir kapısı bulunmaktadır. Bu kısımda kale muhafızlarının evleri vardır.

Kale zindanı ile büyükçe bir kayanın içi oyularak yapılan bir de tahıl ambarı da bu kısımda yer alır. Yine güneyden girişi olan ikinci sur, 500 evi barındırabilecek kadar büyük bir meydana açılır. Aynı alanda bir de cami kalıntısı bulunmaktadır. Üçüncü surlar ise “ehdemek” adı verilen iç kaleye açılır.

Kale komutanları ve beylerinin ikametgâhlarının bulunduğu iç kale, kayalığın en yüksek yerine konumlanmıştır. Sur kapılarının demirden olduğu, kalenin diğer kapılarına seyyar merdiven ve köprülerle ulaşıldığı da yine kaynaklarda geçen bilgiler arasındadır. Güzelhisar (Avnik) Kalesi, Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun, 14.07.1978 tarih ve A1218 sayılı kararı ile 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescillenmiştir.

Paylaşın

Uzundere’nin Kaleleri

Erzurum’un 84 kilometre kuzeyinde yer alan Uzundere İlçesi’nin ilçe sınırları, kuzeybatıda Artvin Yusufeli, güney ve güneybatısında Tortum, doğu yönde ise Oltu ilçeleri ile komşudur.

Konumu itibariyle Uzundere, Artvin ilini Erzurum ve Gürcistan’a bağlayan yol üzerinde yer alır ve Kafkaslarla bağlantıyı sağlayan bu özel konumu gereği, pek çok kale ve kulelerle korunmuştur. Bu yapılardan günümüze ulaşan Engüzek Kapı, Sapaca ve Çağlayan kaleleri en önemlileri arasında yer alır.

Engüzekkapı Kalesi:

Engüzekkapı kalesi, Uzundere ilçesi, Dikyar Köyü sınırları içerisinde ve Uzundere’ye 3 km uzaklıkta kurulmuştur. Genel olarak yapım tarihi bilinmeyen kalenin, mimari özelliklerinden yola çıkıldığında, Orta Çağ’da inşa edildiği anlaşılmaktadır. Erzurum- Artvin Karayolu üzerinde, Tortum Çayı’na hâkim, sarp ve yüksek bir kayalık üzerinde yapılan kalenin konumu, oldukça stratejik özelliğe sahip olduğunu göstermektedir. Kale, Engüzek/Üngüzek gibi adlarının yanı sıra, bulunduğu köyün adı olan Dikyar Kalesi ya da Beylikler Dönemi’nde kaleyi sağlamlaştıran Akça Beye istinaden, Akçakale isimleri ile de bilinmektedir.

Ait olduğu coğrafyaya, tarihi dokusuyla ayrı bir güzellik katan kaleye giriş, güneydoğu yönündeki kapı ve 1.82 m genişliğindeki bir koridorla sağlanmaktadır. Moloz taş ve horasan harcı ile inşa edilen kalenin, kuzeye doğru genişleyen avlusu içindeki yapı kalıntıları içerisinde, şapel ve sarnıç dikkati çeker. 2 katlı bölümün gözetleme kulesi olarak kullanıldığı düşünülürken, işlik olabilecek niteliklere sahip mimari unsurlar ile kale dışındaki duvar içinden, Tortum Çayı’na ulaşan tünel, kale kompleksinin günümüze ulaşan bölümlerini oluşturmaktadır. Engüzekkapı Kalesi, Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun, 10.03.2006 tarih ve 262 sayılı kararı ile korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescillenmiştir.

Sapaca Köyü Kalesi;

Anadolu’ya gelen ilk Türklerin Öş/Oş adını verdikleri Sapaca Köyünde yer alan kale, Uzundere İlçesi’ne 11 km uzaklıktadır. Köye daha sonra Ermenilerin yerleşmesiyle adı, Öşk halini almıştır. Orta Çağ mimari özelliklerini yansıtan kale, Engüzekkapı Kalesi’nde olduğu gibi sarp kayalıklar üzerine inşa edilmiştir.Orta Çağ’da bölgenin en önemli güçlerinden biri haline gelen Bagrati Krallığı, kaleyi fethetmek için defalarca akınlar düzenlemiştir. Oldukça stratejik konuma sahip olan kale, Kanuni Sultan Süleyman devrinde Osmanlı hâkimiyetine girmiştir.

Engüzek Kalesi

7 ile 10 m arasında koruna gelen sur duvarları, moloz taş ve horasan harcı kullanılarak 2 katlı yapılmış ve aralarda ahşap hatıllar kullanılmıştır. Kaleye giriş güneydoğu ve kuzeybatı yönlerden sağlanır. Kalenin planı arazi yapısına göre şekillendirilmiştir. Kale avlusu içinde dikdörtgen planlı ve duvarları 8-9 m ye kadar korunmuş bir yapı ve yüzeyde çok sayıda seramik parçasının varlığı kaleye dair dikkate değer ayrıntılar arasında yer alır. Sapaca Köyü Kalesi, Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun, 23.03.2012 tarih ve 186 sayılı kararı ile 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescillenmiştir.

Çağlayan Kalesi;

Uzundere ilçesinin, eski adı Kaleboynu, şimdiki adı Çağlayan Köyü olan köye 2 km uzaklıkta ve diğer Uzundere kaleleri gibi sarp bir kayalık üzerine inşa edilmiştir. Doğu sur duvarı 2.61 m yükseklik, 10.22 m uzunluğunda, batı sur duvarı 6,1 m yükseklik, 10.58 m uzunluğunda olmak üzere yalnızca iki sur duvarı günümüze ulaşan kalenin, dikdörtgen bir plana sahip olduğu, giriş kısmının ise bulunduğu arazinin en uygun yeri olan, güney yönden sağlandığı anlaşılmaktadır. Kale surları, moloz kireç taşı bloklar ve horasan harcı ile trapezoidal tarzda yapılmıştır.

Tamamı moloz taş yığını altında kalan kale zemininde, her hangi bir mimari unsura rastlanmazken doğu sur içerisinde tespit edilen çukurun sarnıç olduğu düşünülmektedir. Çağlayan Kalesi, genel olarak yapım teknikleri itibariyle Orta Çağ’da inşa edilmiştir. Çağlayan Kalesi, Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun, 31.07.2015 tarih ve 1758 sayılı kararı ile 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescillenmiştir.

Paylaşın

Tortum’un Kaleleri

Stratejik konumu itibarıyla tarih boyunca birçok milletin yerleş­mek için büyük mücadeleler verdiği bölgelerden biri olan Erzurum’un İlçesi Tortum’un tarihi M.Ö. 4000 yıllara kadar dayanmaktadır.

Doğu Anadolu ile Karadeniz ve Kafkasya bölgeleri arasında bir köprü durumun­da olan Tortum’da “Kapıkaya Kalesi, Eziniz Kalesi, Kaleboynu Kalesi, Hırçer Kalesi, Kale Köyü Kalesi, Kaledibi Kalesi” gibi savunma amaçlı bir çok yapı inşaa edilmiştir.

Hırçer Kalesi;

Erzurum İli, Tortum İlçesi, Bahçeli Mahallesinde bulunmaktadır. Kale yüksek bir kayalık alan üzerinde inşa edildiği için patika bir yoldan geçerek ulaşılmaktadır. Kalenin bulunduğu alan tamamen ormanlıktır. Kalenin giriş kapısının bulunduğu alandaki duvarlar yıkılmış vaziyettedir. Sur duvarlarında yer yer pencere açıklıklarına yer verilmiştir.

Kale ulaşılması güç bir kayalık arazi üzerine kurulduğundan dolayı kalenin beden duvarlarının büyük bir kısmı sağlam olarak günümüze gelmiştir. Kalenin yıkık olan duvarları ise iklim şartlarından dolayı tahrip olmuştur. Kalede malzeme olarak moloz taş kullanılmıştır. 21.08.2013 tarihinde korunması gereken kültür varlığı olarak tescil edilmiştir.

Tortum Kale Köyü Kalesi;

Tortum’un Tortumkale Mahallesinde bulunmaktadır. Kale, köyün doğusunda yer alan kayalıklar üzerine kurulmuştur. Kalenin birçok kısmı yıkılmış olduğundan dikdörtgen planlı olduğu söylenebilir. Kalenin doğu ve kuzey sur duvarları kısmen mevcut durumdadır. Sonraki dönemlerde kalenin tahrip olduğu anlaşılmaktadır. 10.03.1978 tarihinde korunması gereken kültür varlığı olarak tescil edilmiştir.

Kaleboynu Kalesi;

Tortum’ub Kaleboynu Köyünde bulunmaktadır. Kale oldukça dik bir kayalık alan üzerine kurulmuştur. Kalenin silindirik kulesi ve yuvarlak formlu beden duvarları dikkat çekmektedir. Kaleboynu Kalesi 26.05.2006 tarihinde korunması gereken kültür varlığı olarak tescil edilmiştir.

Kaledibi Kalesi;

Tortum’un Kaledibi Mahallesinin güneybatısındaki kayalıkların batı noktasında yer almaktadır. Ovale yakın bir plan düzenlemesinde ana kayanın üzerine moloz taş ve yoğun harç kullanarak inşa edilmiştir. Kalenin doğu cephesinde yer alan girişin ön kısmı yıkılmış durumda olduğundan kale içine girilememektedir. Kuzeydoğu ve batı köşelerde yaklaşık olarak 5-6 m. yükseklikte silindirik kuleler bulunmaktadır. 18.05.2001 yılında korunması gereken kültür varlığı olarak tescil edilmiştir.

Kapıkaya Kalesi;

Tortum’un Kapıkaya (Keğik) köyü sınırları içerisinde köye hakim bir alanda fakat köy yerleşim alanın uzağında göletin karşısında yer almaktadır. Kale üzerinde inşa kitabesi bulunmamaktadır. Kale bölgeye ve geçiş güzergahlarına hakim stratejik bir noktaya inşa edilmiştir.

Kale çevresine göre oldukça yüksek ana kaya üzerine kurulmuştur. Kalenin beden duvarları yaklaşık 2m. genişliğindedir. Kalenin sur duvarlarında yer yer dışa taşıntılı yarım daire şeklinde burçlar görülmektedir. Yapının sur duvarları ve harç kısımlarında horosan harcına benzer bir malzeme kullanılmış iri moloztaşlar bu harçla birbirine tutturulmuştur.

Kale dış duvarlarının harçlı kısımlarının zamanla döküldüğü ve taşların arasında boşluklar kaldığı görülmektedir. Kale beden duvarları ve burçların oldukça kalın inşa edilmesi sebebiyle burçlar ve kale duvarları mimari formunu korumaktadır. Kalenin tahrip olduğu bölümler genelde üst kısımlarıdır.

Eziniz Kalesi;

Tortum’un Uzunkavak Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Kale, Uzunkavak köyünün kuzeyinde yer alan Eziniz mevkideki tepenin uç tarafına yerleştirilmiştir. Kale, doğu-batı istikametinde yerleştirilmiştir. Sur duvarlarının genişliği ve yüksekliği yaklaşık olarak bölümleri büyük taşlarla yapılmış ve iç kısmı moloztaşlarla oluşturulmuştur.

Kalenin kuzeyinde üç adet burç, batısında ise bir burç bulunmaktadır. Kuzeyde bulunan burçlar kısmen sağlam vaziyetteyken batı cephesinde yer alan burcun büyük kısmı yıkılmıştır. Kalenin doğu cephesinde bulunmakta olan uç kısmı kurulduğu alanın konumudan dolayı hafif oval şekilli burç olduğu tahmin edilmektedir.

Yapının güney duvarları düz duvar tekniğinde yapılmıştır. Günümüzde kısmen yıkılmış olan kalıntılar yaklaşık olarak 2-3 m. yüksekliğindedir. Kaleye giriş batı cephesinde yer alan burcun yanından sağlanmakta olduğunu kalıntılardan anlaşılmaktadır. 16.07.2010 tarihinde korunması gereken kültür varlığı olarak tescil edilmiştir.

 

Paylaşın

Samikale Kalesi ve Kocakaya Gözetleme Kulesi

Samikale Kalesi ve Kocakaya Gözetleme Kulesi; Erzurum’un Narman İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadırlar. Her iki yapıda Narman tarihinin derinliklerine işaret etmektedir.

Samikale Kalesi;

Narman İlçesine bağlı Samikale Köyünün doğusunda yer almaktadır. Kalenin güney kısmı sarp kayalıktan oluşmaktadır. Kayalık bir tepe üzerindeki kale, içten içe yaklaşık 60×150 m. ölçülerinde dikdörtgen planlıdır.

Yapının güney ve doğu kısmında kalıntılar ve surlar kısmen ayaktadır. Çanak çömlek parçaları ve kayaları oluşturan düzgün blok taşlar Urartu yerleşmesine işaret etmektedir. Kalenin esas yapısı Selçuklu ve Osmanlı işçiliğini göstermektedir. 10.03.1978 tarihinde korunması gerekli kültür varlığı olarak tescillenmiştir.

Kocakaya Gözetleme Kulesi;

Erzurum İli Narman İlçesine bağlı Başkale Köyünün 1,5 km. doğusunda, vadiye hâkim yüksek bir tepe üzerinde kurulmuştur. Tepenin morfolojisine uygun olarak yapılmış kalenin bazı sur duvarları ayaktadır. Kale duvarlarının iç ve dış yüzeyleri düzgün kesme taş kaplama olup duvar içleri kireç harçla karıştırılmış moloz taş dolguludur.

Tepenin etrafını çepeçevre saran sur duvarlarının bazı kısımlarda 4 m. uzunluğunda ve 2,5 m. yüksekliğinde olduğu tespit edilmiştir. Kalenin batı eteklerinde çok sayıda amorf ve profil veren seramik parçalarına ve yoğun yerleşim izlerine rastlanmıştır.

Seramik parçalarından kalenin Erken Tunç Çağından itibaren iskâna uğradığı ve Orta Çağa kadar farklı kültürlere ev sahipliği yaptığı düşünülmektedir. 28.03.2014 tarihinde korunması gerekli kültür varlığı olarak tescillenmiştir.

Paylaşın

Şenkaya Kaleleri

Erzurum’un Şenkaya İlçesi çevresi, çok eski tarihlerden itibaren iskanın olduğu, farklı devlet ve uygarlıkların hakimiyet sahası içerisinde yer aldığı bölgede bulunan çeşitli tarihi eserler ve ele geçirilen arkeolojik bulgular çerçevesinde ortaya çıkmıştır.

Ne var ki, bölge ile ilgili gerçekçi bir araştırmanın yapılmamış olması, burada bulunan çok önemli tarihi eserlerin kaderine terkedilmiş olması, hatta bir çok yerde hakkında doğru dürüst bir bilginin yer almaması bölgeye yönelik ilgisizliğinde bir belgesi niteliğindedir.

Şenkaya İlçesi sınırları içerisinde, “Sındıran Kalesi, Teketaş Kule Kalıntısı, Kaletaşı Kalıntısı, Evbakan Kalesi, Yaymeşe Kalesi, Yanıkkaval Kalesi, Şenkaya Kaleleri, Şenkaya, Erzurum, Bardız Kalesi, Turnalı Kalesi” savunma ve ticaret yollarının güvenliğini almak üzere birçok tarihi yapı bulunmaktadır.

Bardız Kalesi;

Şenkaya İlçesinde Bardız Bucağı yakınındaki Bardız Deresi’nde stratejik öneme sahip sarp bir kayalık üzerinde bulunmaktadır. Hiçbir yerinde kitabesi olmayan kalenin Ortaçağ’da yeniden yapılmış olduğu ve bugünkü yapısının Ortaçağ’dan kalma olduğu anlaşılmaktadır. Eviliya Çelebi seyahatinde Bardız kalesine geldiğini ve yapının El-Melik İzz-üd-din yapısı olduğundan bahsetmektedir. İbrahim Hakkı Konyalı ise yapının Saltukoğullarından İzz ed-Din Saltuk tarafından yaptırıldığını kabul etmektedir.

Kalenin ya bizzat İzz ed-Din Saltuk ya da onun büyük veziri Firuz Akay tarafından yaptırdığını öngörmektedir. Bugünkü mevcut kalenin Saltuklular zamanında yapıldığı, Selçuklular ve Osmanlılar döneminde tamirat gördüğü düşünülmektedir.

Kale içten içe yaklaşık 150×75 m. boyutlarında kare planlıdır. Kalenin sur duvarlarının büyük bir kısmı ayaktadır. Burçlar ve burçlar arasındaki kesme taştan yapılmış sur duvarları görülmektedir. Sur ve burçlarda moloz ve kesme taş malzeme, iki ayrı renkte taş alternatif olarak kullanılmıştır.

Giriş kapısının olduğu yani güney cephesinin sol köşesinde aşağıdan 5 metre, yukarıdan da 3 metre kadar aşağıda çıkıntı halinde kırımızı bir taşa işlenmiş üç halka halinde örüklü bir motif bulunmaktadır. Bu motif köydeki çeşmelerdeki motiflerin bir benzeridir. Kalenin taşlarının köylüler tarafından sökülerek yapılarda kullandığı anlaşılmaktadır. 10.03.1978 tarihinde korunması gerekli kültür varlığı olarak tescillenmiştir.

Yanıkkaval Kalesi;

Erzurum İli Şenkaya İlçesinin Yanıkkaval Köyü sınırları içerisinde yer alır. Kale, küçük yonu taşlarından yapılmış ve ana kayalık zemin üzerine oturtulmuştur. Büyük bir kale olup beden duvarlarının büyük kısmı yıkılmıştır. Beden duvarlarının üst kısmı mevcut olmayan kelenin alt duvarları durmaktadır. Kalenin burç ve kuleleri tespit edilememiştir. 10.03.2006 tarihinde korunması gerekli kültür varlığı olarak tescillenmiştir.

Yaymeşe Kalesi;

Şenkaya İlçesi Yaymeşe Köyünün yaklaşık 1,5 km. kuzeydoğusunda bulunmaktadır. Kalenin duvarları kyklopik teknikte örülmüş olup alt kısımları günümüze kadar gelebilmiştir. Batı bölümünün altından dere geçen kalenin iç kısmı ağaçlarla kaplanmıştır. Kale ve çevresinde çok az seramik parçasına rastlanmasından dolayı kalenin tarihlendirilmesi yapılamamıştır. 23.08.2006 tarihinde korunması gerekli kültür varlığı olarak tescillenmiştir.

Evbakan Kalesi;

Şenkaya İlçesi Evbakan Köyü sınırları içerisindedir. Kale köyün 1-1,5 km. batısında bölgeye hakm ve dik bir tepe üzerinde konumlanmıştır. Kuzey surları kısmen ayakta olan kalenin diğer yönlerindeki duvarları temel seviyesindedir. Yaklaşık 250-300 m. uzunluğunda, 10-15 m. aralıklarla daralıp genişleyen bir form sergilemektedir. Kale içerisinde kayaya oyulmuş sunu alanı ile su sarnıcı bulunmaktadır.

Günümüze gelen sur kalıntıları horasan harcından yapılmıştır. Sarnıç ve tepe eteklerinde kaçak kazılar sonucu çıkarılmış öğütme ya da değirmen taşları gibi unsurlar kalenin Ortaçağa ait olduğunu göstermektedir. Kale içerisindeki sunu alanı kale tarihinin Urartu Dönemine kadar gidebileceğini düşündürmektedir. 27.01.2009 tarihinde korunması gerekli kültür varlığı olarak tescillenmiştir.

Sındıran Kalesi;

Şenkaya İlçesi Sındıran Köyü sınırları içerisinde yer alır. Moloz taş malzemeden inşa edilmiş kalenin güney tarafında moloz taş örgülü sur kalıntıları mevcuttur. Kale ile aynı parsel ve eksende şapel kalıntısı bulunmaktadır. Beden duvarları düzgün kesme taş malzeme ile inşa edilmiş, şapelin temel seviyesinde de taş malzeme kullanılmıştır. Şapelin kuzey doğusunda, 10 m. mesafede sur kalıntıları görülmektedir. 25.05.2012 tarihinde korunması gerekli kültür varlığı olarak tescillenmiştir.

Turnalı Kalesi;

Şenkaya İlçesine bağlı Turnalı Köyünün terk edilen eski yerleşim alanının yaslanmış olduğu sarp tepe üzerinde bulunmaktadır. Kayalık alana göre şekillendirilmiş küçük bir kaledir. Günümüze iki silindir formlu kulesi ve beden duvarlarının bir kısmı ulaşmıştır. Kalenin hangi dönemde yapıldığı kesin olarak bilinmemektedir. Kalenin oturtulduğu kayalık alandaki kaya mezarı kalıntılarından Urartu öncesi veya çağdaş bir dönemde yapıldığı söylenebilir. 01.07.2004 tarihinde korunması gerekli kültür varlığı olarak tescillenmiştir.

Kaletaşı Kale Kalıntısı;

Şenkaya İlçesi Kireçli Köyü sınırları içindeki Köyüstü Mevkiinde bulunmaktadır. Kaletaşı Tepesi üzerinde yer alan kale kalıntısı 104 ada 1 parseldedir. Kuzey-güney doğrultulu kalenin güney uç kısmında moloz taştan yapılmış kısmen parçalanmış duvar izleri mevcuttur. Kalenin vadi içerisinden geçen ticaret yolu ve çevresini korumak amaçlı küçük bir karakol şeklinde inşa edildiği düşünülmektedir.

Kaletaşı tepesinin doğu yamacında yer alan iki adet mağara, kayalık alanın doğu yönünde iç kısma doğru gitmektedir. Mağaraların girişi kaçak kazılar sonucu çıkarılmış toprakla kapatılmış vaziyettedir. Kalede yapılmış kaçak kazı çukurlarının etrafında seramik parçalarına rastlanılmaktadır. 23.07.2010 tarihinde korunması gerekli kültür varlığı olarak tescillenmiştir.

Teketaş Kule Kalıntısı;

Şenkaya İlçesi Teketaş Köyü Havuzbaşı Mevkiinde yer alır. Kule Bardız Çayı ile Erzurum-Bardız karayolu arasında bulunan kayalık alan üzerindedir. 176 ada 1 parselde bulunan kulenin büyük bir kısmı yıkılmış olup moloz taştan yapılmıştır. 23.07.2010 tarihinde korunması gerekli kültür varlığı olarak tescillenmiştir.

 

Paylaşın

Erzurum: Eğlek (Ortiz) Kalesi

Eğlek (Ortiz) Kalesi; Erzurum’un Olur İlçesi, Eğlek (Ortiz) Mahallesinin yaklaşık 500 metre kadar batısında Kaletepe mevkiinde yer almaktadır.

Eğlek Mahallesi 118 ada, 1 nolu parselde kamu orta malı adına kayıtlı alanda yer alan Kale, Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 28.08.2012 gün ve 410 sayılı kararı ile korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilmiştir. Yüksek kayalıkların zirvesinde yer alan kale 8×5 m. ölçüsünde dikdörtgen planlıdır.

Kırma moloz taşlardan yapılmış olan kalenin etrafında ikinci bir kale duvar izleri yer almaktadır. Her iki kalenin de mimari teknik açıdan aynı dönemde yapıldığı görülmektedir. Büyük bölümü yıkılmış ve tahrip olmuş olan kalenin mimari teknik ve seramik bulgulara göre Bizans Dönemi’nden kalma olduğu değerlendirilmektedir.

Paylaşın

Erzurum: Keçili (Vank) Kalesi

Keçili (Vank) Kalesi; Erzurum’un Olur İlçesi, Keçili Mahallesi, Vatan Mevkii, Vank tepesinin üst noktasında yer almaktadır.

Halk arasında Vank Kalesi olarak adlandırılan kale mülkiyeti maliye hazinesine ait 101 ada, 1 nolu parselde bulunmaktadır. Kale Erzurum Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 27/28.04.1988 gün ve 18 sayılı kararı ile tescil edilmiştir.

Kale moloz ve kırma taşlardan inşa edilmiştir. Kale surlarının kuzey-batı ve güney surları yıkılmıştır. Günümüze kale duvarlarının bir kısmı ile kale burcu sağlam gelebilmiştir. Ayakta kalan bu kısımlarda da tahribatlar mevcuttur. Girişi batıdan sağlanan kale kareye yakın bir plana sahiptir.

Kale içerisinde ana kayaya oyulmuş bir su sarnıcı ile temel seviyeye kadar yıkılmış küçük ebatlı iki kompleks yapı mevcuttur. Hangi dönemde yapıldığı kesin olarak bilinmeyen kalenin mimari yapısı ve seramik buluntular ışığında Orta Çağ’dan kalma olduğu tahmin edilmektedir.

Paylaşın

Erzurum: Pasinler (Hasan) Kalesi

Pasinler (Hasan) Kalesi; Erzurum’un Pasinler İlçe merkezinin kuzeyinde Hasanbaba Dağının ovaya hakim noktası üzerinde deniz seviyesinden 1740 m. yükseklikte yer almaktadır. 

Kale, Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulunun 14.07.1978 gün ve A-1218 sayılı kararı ile korunması gerekli eski eser olarak tescillenerek, korunma alanı belirlenmiştir. Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 12.12.2014 gün ve 1456 sayılı kararı ile 1. ve 3. derece arkeolojik sit olarak değiştirilmiş, ayrıca geçiş dönemi yapılaşma koşulları belirlenmiştir.

Arkeolojik kaynaklar ve buluntular kalenin Urartu Kralı Menua (M.Ö. 810-786) zamanında kurulduğunu doğrular. 2001 yılında iç kale ve kale dışında Erzurum Müze Müdürlüğü başkanlığında yapılan kazılarda kalenin güney sur duvarında Urartu Kralı Menua dönemine ait yazıt ve Urartu dönemine ait kuzey-güney doğrultulu kiklopik teknikte yapılmış sur duvar izlerine rastlanmıştır. Şemseddin Sami’ye göre Hasankalesi Cenevizlerden kalmadır.

Ünlü tarihçi Naima’ya göre Kale Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan tarafından yaptırılmıştır. Erzurum Tarihi isimli eserin yazarı İbrahim Hakkı Konyalı’ya göre ise Kale İlhanlı soyundan Emir Hacı Togay’ın oğlu Hasan Bey tarafından 1336-1339 yılları arasında yaptırılmıştır. Bütün bu bilgiler Kale’nin Urartu Döneminde yapıldığını, tarih boyunca her dönemde yer yer tamir, tahkim ve eklentilerle kullanıldığını ve yerleşim gördüğünü göstermektedir.

İlçenin doğusunda doğal kayalıklara kurulan kale kayalıkların zayıf yerlerinden sur geçirmek suretiyle yapılmıştır. Kale iç ve dış kale olmak üzere iki bölüm halinde yapılmıştır. Dış kale ve kalıntıları büyük oranda tahrip olmuş ve günümüze gelememiştir. Günümüze kesme ve moloz taşlardan yapılan iç kale koruna gelmiştir. Kısa kenarı 80 metre, uzun kenarı 280 metre olan iç kale ikizkenar üçgeni andıran plan yapısına sahiptir.Üç sur kuşağı ile çevrilmiş olan iç kaleye giriş batı yönde bulunan ana kapıdan (Erzurum kapı) sağlanmaktadır. Ayrıca kaleye demir kapı ve gizli kapı olarak adlandırılan kapılardan da giriş sağlanmaktadır.

Batı taraftaki Erzurum Kapı’nın iki yanında mazgal pencereler bulunan iki muhafız odası yer almaktadır. İç kaleden gizli bir yol güneydeki Hasankale Çay’ına kadar uzanıyor. Kuşatmalar sırasında buradan gizlice su temin ediliyordu. İç Kale orta kısmı düzgünce tesviye edilerek ihtiyaç duyulan mimari yapılar için gerekli alan oluşturulmuştur. Günümüzde iç kalenin içerisinde çok sayıda mimari yapı temel izleri mevcuttur. Kanuni Sultan Süleyman döneminde kale tamir ve tahkim edilirken kaleye bir camii eklenmiş, ayrıca 4. Murat döneminde Revan Seferi sırasında kaleye bir köşk yapısı yaptırılmıştır. Ancak camii ve köşk günümüze ulaşamamıştır.

Paylaşın

Bozyar Kalesi̇ ve Zernak Tepe (Kuşluca) Kalesi

Bozyar Kalesi̇, Erzurum’un Karaçoban İlçesi, Bozyar Köyü, Tungal Mezrası, Kaletepe Mevkiinde yer alırken, Zernak Tepe (Kuşluca) Kalesi, Karaçoban’ın Kuşluca Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır.

Bozyar Kalesi̇:

Erzurum Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 22.12.2006 gün ve 470 sayılı kararı ile tescil edilmiş, 1. Derece Arkeolojik Sit olarak sınırları tespit edilmiştir. Ovaya hakim konumda ve tepenin zirve noktasında inşa edilmiştir. Sur duvarları tamamen tahrip olmuş ancak temel izleri yer yer mevcuttur. Bazalt taşlardan yapılan kalenin kesin yapım tarihi bilinmemektedir.

Zernak Tepe (Kuşluca) Kalesi; 

Malazgirt Ovasının en yüksek noktasında yer alan kale, Karaçoban İlçesinin en önemli tarihi yapısıdır. Yapımı ve tarihi konusunda net bir bilgiye ulaşılamamış olan kale ilk olarak demir çağında yapılmış, Bizanslılar döneminde tekrar inşa edilerek, Malazgirt savaşında kullanılmıştır. Kale en son 1134 yıllında Muş beylerinden Alaaddin Paşa tarafından tekrar inşa edilerek kullanılmıştır. Kale, yaşanan savaşlardan ve işgallerden dolayı günümüze oldukça tahrip bir şekilde ulaşmıştır.

Girişi güneybatı yönde yer alan kale, Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 18.08.2017 gün ve 2774 sayılı kararı ile 1. Derece Arkeolojik Sit olarak tescil edilmiştir. Kale içinde Demir Çağ’ına kadar uzanan mimari kalıntılar bulunmaktadır. Kale surlarının büyük bölümü tahrip olmuş sadece temel kalıntıları mevcuttur. Kalenin güney taraftaki sur duvarları yer yer koruna gelmiştir. Güney taraftaki sur duvarları iç sur ve dış sur olmak üzere ikili sur şeklinde dizayn edilmiştir. Sur duvarları düzgün olmayan moloz taşlardan yapılmış ve horasan harcı kullanılmıştır.

Paylaşın

Erzurum: Pazaryolu, Laleli Kalesi

Laleli Kalesi; Erzurum’un Pazaryolu İlçesine bağlı Laleli Köyü’nün 2 kilometre kuzeydoğusunda yer almaktadır.

Kalenin kuzeybatısından ve güneydoğusundan Çoruh nehri geçmektedir. Çoruh Nehri’ne en yakın kalelerden biridir. 1380 m. yüksekliğindeki kalenin kuzeyinden İspir-Bayburt karayolu geçmektedir.

Laleli Mahallesi 124 ada, 36 nolu parselde yer alan Kale Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 24.11.2011 gün ve 41 sayılı kararı ile tescil edilerek 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı ilan edilmiştir. Üzerinde yer aldığı ovaya hâkim bir konumda bulunan Kalenin kuzeyinde moloz taş örgü sistemi ile oluşturulan Orta Çağ dönemine ait duvarlar vardır.

Bu duvarlar büyük oranda tahrip edilmiştir. Sur duvarlarının ana kayaya yakın kısımlarında duvar kalıntıları bulunmaktadır. Kalenin üzerine oturduğu ana kayanın yüksekliği yaklaşık 30 m. kadardır. Yapılan ilk incelemelerde bol miktarda Orta Çağ’dan başlayıp Erken Demir Çağ’a kadar uzanan keramikler bulunmuştur.

Paylaşın