Erzurum: Ferruh Hatun Kümbeti

Ferruh Hatun Kümbeti; Erzurum’un Pasinler İlçesinin 9 km. güneyinde, Ardıçlı köyü mezarlığında yer almaktadır. Köy ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Türbenin giriş kapısı üzerinde yer alan kitabeye göre Ali Gazi tarafından 1324 yılında yapılmıştır. Yapım kitabesi dışında Ferruh Hatun ve Ali Gazi ile ilgili olarak kaynaklarda fazla bilgi bulunmamaktadır.

Kesme taş malzemeden yapılan türbe sekizgen plana sahip olup üst örtüsü içten kubbe dıştan sivri bir külahla örtülmüştür. Üst örtüyü oluşturan sivri külah kısmı günümüzde harap haldedir.

Türbenin sekiz cephesinden üçünde pencere açıklığına yer verilmiştir. Türbe içten 3.40 m çapına sahip olup kıble yününde 1.60 m. yüksekliğinde mihrap bulunmaktadır. Türbe içerisinde bir adet sanduka bulunmaktadır.

Paylaşın

Erzurum: Binamaz Baba Türbesi

Binamaz Baba Türbesi; Erzurum’un Aziziye İlçesi, Kümbet Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Kümbet Köyüne Erzurum Çat karayolunun 20. kilometresinden 3 km.’lik bir tali yolla ulaşılmaktadır.

Cami’nin batısında moloz taş duvarlarla çevrili dörtgen bir avlunun içinde yer almaktadır. İçten 3.85 m. çapında içten ve dıştan dairevi planlıdır. Kümbetin kapısı kuzeydoğudan olup üç basamaklı bir merdivene sahiptir. Yapı içten tamamen kireçle sıvanmış, sadece istiridye motifi doldurulmuş taş mihrap nişi orijinal kalabilmiştir.

Kümbetin giriş kısmı sivri kemerli bir kavsara içerisinde olup, portal üç kademeli bir silme ile çevrelenmiştir. Bu silmenin içinde köşelerde iki rozet yer almaktadır. son yıllardaki onarımlarla kümbetin üst yapısı tamamen değişmiştir. Üst örtüde yarım küre şeklinde bir kubbe mevcuttur.

Dış örtüye geçişte basit profilli bir silme bulunmaktadır. Bu silme yapının içten kubbe, dıştan ise konik bir külahla örtülü olduğunu ortaya koymaktadır. Bölgede bu kümbetin benzeri olan yapıların örtüsü ile benzerlik göstermektedir. Bu yapı ile plan benzerliği göstern kümbetler; Oltu Misri Zinnun, Horasan Kızlar Kümbeti ile Karayazı Söylemez Ana ile söylemez Baba kümbetleridir.

Bu yapılar 14-15. Yüzyıla tarihlenirler. Cimcime Sultan, Kemeh- Togay Hatun Kümbetleri, kapısının doğudan oluşu ve süsleme özellikleri ile bu kümbet yakın benzerlikler göstermektedir. Kümbetin içerisinde Binamaz Ahmet Baba diye anılan bir yatır bulunmaktadır. Kümbet bölgedeki benzerlerinden hareketle 14. yüzyıla tarihlendirilmektedir.

Paylaşın

Erzurum: Toparlak Baba Türbesi

Toparlak Baba Türbesi; Erzurum’un  Palandöken İlçesi, Toparlak Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. 

Yaya olarak ve şehrin farklı noktalarından toplu taşıma araçları ve özel araçlarla ulaşım sağlanmaktadır.

Toparlak Baba (Şeyh-i Zurnans) zaviye şeyhidir. Toparlak Baba söylentiye göre miladi 1570 tarihinde bugün kabrinin bulunduğu yere gelir yerleşir. Hem gaza hem de irşad işleri ile uğraşır.

Türbe içersinde 3 adet mezar bulunmakta olup bunlardan ikisi taş malzemelidir. Bu mezar taşları orijinal halde günümüze ulaşmıştır. Kare planlı türbenin duvarlarının ve üst örtüsünün tarihi bir değeri yoktur.

Paylaşın

Erzurum: Hacı Maksut Efendi Türbesi

Hacı Maksut Efendi Türbesi; Erzurum’un Palandöken İlçesi, Maksutefendi Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. 

Yaya olarak ve şehrin farklı noktalarından toplu taşıma araçları ve özel araçlarla ulaşım sağlanmaktadır.

Hacı Maksut Efendi 1880 yılında Erzurum’un Habip Efendi Mahallesinde doğmuştur. Babası Hanedan Kurban Efendidir. Hacı Maksut Efendi 1913 yılında darül hilafet medresesinde müderris olarak mezun olmuştur.

Darül Kurra Medresesi olan Yetim Hoca Medresesinde 1930’dan ölüm tarihi olan 1943 yılına kadar müderris olarak hizmet vermiştir.

Türbenin orijinal kısmı sadece içerisinde yer alan mezar taşlarıdır. Türbe içinde tek mezar bulunmaktadır. Türbe dikdörtgen planlı olup üst örtüsünün ve duvarlarının tarihi bir değeri yoktur.

Paylaşın

Erzurum: Gümüşlü Kümbeti

Gümüşlü Kümbeti; Erzurum’un Yakutiye İlçesi, Rabia Ana Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Yaya olarak ve şehrin farklı noktalarından toplu taşıma araçları ve özel araçlarla ulaşım sağlanmaktadır.

Kitabesi bulunmayan kümbetin diğer yapılarla birlikte gösterdiği ortak özelliklerden dolayı XIV. Yüzyılda yaptırıldığı kabul edilmektedir. Kümbet dıştan onikigen, içten silindirik planlı ve iki katlı olarak inşa edilmiştir. Üzeri içten kubbe, dıştan konik külahla kapatılmıştır.

Kümbetin kare kesitli cenazelik katının köşeleri pahlanmış vaziyettedir. Cenazeliğin doğu cephesinde moloz taşla kapatılan giriş kapısı, kuzey ve güney cephelerinde birer mazgal pencere açıklığı bulunmaktadır. Kare taban üzerine yükselen onikigen gövde üzerinde, iki kademeli silmeler ile oluşturulan basık sivri kemerler bulunmaktadır.

Bütün gövdeyi geometrik bezemeli bir bordür dolanmakta olup, düz bir profilden sonra ise külah başlamaktadır. Girişi kuzey cephede açılmıştır. Sivri kemerli mukarnas kavsaralı girişin köşelerinde sütuncelere yer verilmiştir.

Kümbetin içerisi daire planlıdır. Güney yüzünde yarım daire şeklinde, dikdörtgen çerçeveli mukarnas kavsaralı bir mihrap nişi bulunmaktadır. Kümbet kesme taş malzemeyle inşa edilmiştir. Tek renk taşın kullanıldığı kümbette, sadece gövdenin üst kısmındaki geometrik kuşak kırmızı renkli taştan yapılmıştır.

Paylaşın

Erzurum: Rabia Hatun Kümbeti

Rabia Hatun Kümbeti; Erzurum’un Yakutiye İlçesi, Sultan Melik Mahallesi içerisinde yer almaktadır. Yaya olarak ve şehrin farklı noktalarından toplu taşıma araçları ve özel araçlarla ulaşım sağlanmaktadır.

Üzerinde kitabesi olmayan kümbetin yapılış tarihi tespit edilmemiş olmakla birlikte üslup özelliklerinden dolayı XIV. Yüzyılın ilk yarısına tarihlendirilmektedir. Kümbete neden Rabia Hatun denildiğine dair elimizde kesin tarihi bilgi yoktur.

Rabia Hatun Kümbeti dıştan onikigen, içten silindirik planlıdır. Üst örtüsü tamamen yıkılmış, sonradan onarımla yenilenmiştir. Bu kümbetin kat sayısı uzun süre tereddütle ifade edilmiştir. İki katlı olduğunu ve cenazelik bölümünün girişi örülerek kapatılmıştır. Silindirik kaide ile çokgen gövdeyi bölen kalın bir silme mevcuttur.

Altındaki iri palmet, rumi motifli kabartma bitki süslemeleri tahrip olmasına rağmen motifler ayrıntılarına kadar seçilebilmektedir. Kümbetin girişi kuzeydendir. Ancak kapı, bugün zemin seviyesinden çok yüksekte kalmıştır. Köşelerdeki sütunceler bitkisel süslü olup, çok zariftir. Girişin iki yanında geometrik bordür mevcuttur.

Sekizgen gövdeyi basık sivri kemerli üzeri kaytan silme şeklinde işlenen aralıksız kemer dizisi kuşatmaktadır. Kümbetin girişi, iki kademeli merdivenle yedişer basamaktan oluşmaktadır. Kümbetin kuzeydoğu, güneydoğu ve kuzeybatıda olmak üzere dikdörtgen çerçeveli üç penceresi bulunmaktadır.

Güney duvarına mukarnas kavsaralı beşgen mihrap nişi yerleştirilmiştir. Mihrap nişi, düz profillerle çevrelenmiştir. Mukarnas dizisi, kazayağı motifi ile başlamış ve üçüncü sırasında yaprak motifi kullanılmıştır. Kümbetin içerisinde bir de sanduka bulunmaktadır.

Rabia Hatun Kümbeti, gövde üzerindeki rumi ve palmetlerden oluşan iri plastik süslemelerle dönemi içerisinde özel bir yere sahip olmuştur. Kapı çevresinde geometrik bezemeli bordürler kullanılmış, sütuncelerde de sitilize edilmiş rumi ve palmet motifleri plastik etkili olarak işlenmiştir. Bir diğer bezeme alanı da mihrap nişi olmuştur ki burada da kazayağı motifi ve bitkisel süslemeler kullanılmıştır. Kümbet içte ve dışta düzgün kesme taştan yapılmıştır.

Paylaşın

Erzurum: Karanlık Kümbet

Karanlık Kümbet; Erzurum’un Yakutiye İlçesi, Dervişağa Mahallesi, Gülahmet Caddesi üzerinde, Derviş Ağa Camii karşısında yer almaktadır. Yaya olarak ve şehrin farklı noktalarından toplu taşıma araçları ve özel araçlarla ulaşım sağlanmaktadır.

Kümbetin güney penceresi üzerinde bulunan kitabesine göre 708 H.-1308 M. yılında Sadrettin Tükbeğ tarafından yaptırılmıştır. İnşa kitabesinin üzerinde şifreli harflerle yazılmış beş köşeli yıldız biçiminde ikinci kitabe yer almaktadır. Kümbette iki mezar bulunmaktadır. Asıl mezarın kümbetin bugünkü yerinde yapılan bir meydan savaşında ölen şehide ait olduğu, ikinci mezarın da onun türbedarına ait olduğu söylenmektedir.

Emir Sadrettin Kümbeti, dıştan onikigen gövdeli, içten silindirik ve iki katlı bir düzenlemeye sahiptir. İçten kubbe, dıştan konik külahla örtülmüştür. Kümbetin kare tabanlı cenazeliğin köşeleri pahlanarak onikigen gövdeye geçilmektedir. Gövdenin her köşesine çifte kaval silme yerleştirilmiştir. Kemerlerin üst kısmından sonrasında gövde silindirik olarak devam etmiştir. Kümbetin doğu, batı ve güney yönde birer penceresi bulunmaktadır.

Güney penceresi köşeleri sütunceli ve mukarnas kavsaralıdır. Beş sıradan oluşan mukarnaslar gelişmiş bir özellik göstermektedir. Pencerenin üzerinde üç satırlık yazıtı ile ayrıca daire içine ikinci bir yazıt daha bulunmaktadır. Doğu pencere de aynı düzenlemeye sahiptir. Batı pencere mukarnas kavsaralıdır ve mukarnasların altında kazayağı motifleri vardır. Gövdenin kuzey yönünde mukarnas kavsaralı olan ve iki yandan sütuncelerle desteklenen giriş kapısı bulunmaktadır.

Gövdenin üst kısmında kırmızı taşlarla oluşturulan geometrik motifli bir bordür bulunmaktadır. Gövde piramidal bir külah ile örtülüdür. Silindirik planlı ve kubbe ile örtülü olan iç mekandaki güney pencere açıklığı aynı zamanda mihrap işlevi görmektedir. Mukarnas kavsaralı niş, rumi ve palmet motifleriyle zenginleştirilmiştir. Kümbet, içte ve dışta kesme taş malzemeyle inşa edilmiştir.

Paylaşın

Erzurum: Mahmut Paşa Türbesi

Mahmut Paşa Türbesi; Erzurum’un Yakutiye İlçesi, Habipefendi Mahallesi, Kümbet Sokak üzerinde yer almaktadır. Yaya olarak ve şehrin farklı noktalarından toplu taşıma araçları ve özel araçlarla ulaşım sağlanmaktadır.

Türbedeki mezarlardan ikisi üzerindeki kitabelerden birinde 1123 H –1711 M. diğerinde 1181 H. – 1767-1768 M. tarihleri vardır. Mezarlarda Mahmut Paşa ve Babası Abdülfettah Bey medfundurlar. Türbe üzerindeki kitabeye göre 1209 H. – 1797 M. yılında yaptırılmış veya tamir ettirilmiştir.

Osmanlı Dönemi kare planlı ve baldaken tarzında düzenlenmiş türbe mimarisinin örneklerinden biridir. 4.06 x 4.06m ölçülerinde kare bir alan üzerinde, dört sivri kemerin taşıdığı, basık bir kubbe ile örtülmüştür. Kubbeye pandantiflerle geçilmiştir.

Türbenin dört yanı açıktır. Saçak hizasında yüzeysel sivri kemerli küçük kornişler bezemesel amaçlı türbenin dört tarafını dolanmaktadır. Kemer ayaklarının başlangıç hizasının iç kısımlarında da aynı nişler tekrarlanmıştır. Bu nişlerin diğer yüzleri mukarnas şeritlerle süslüdür. Kesme taşlarla örülmüş kubbenin kilit taşı yaklaşık 1 m kadar açıktır. Bu açıklığı dikdörtgen şekilde çapraz dizilmiş dört taş nispeten kapatmıştır.

Ayakların boyu silmeleriyle beraber 1.57m olup bu kısımdan saçağa kadar olan aralık 2.50 m.dir. Türbenin güney duvarının batıdaki ayağında sütün başlığından 0.82 m. yukarıda 0.44×0.68m ölçülerinde mermer üzerine yazılmış kitabesi bulunmaktadır.

Paylaşın

Erzurum: Timurtaş Baba Türbesi

Timurtaş Baba Türbesi; Erzurum’un Yakutiye İlçesi, Ali Paşa Mahallesi, Taşmağazalar Caddesi üzerinde yer almaktadır. Yaya olarak ve şehrin farklı noktalarından toplu taşıma araçları ve özel araçlarla ulaşım sağlanmaktadır.

Kitabesine göre Erzurum Müşiri Kamili Paşa 1260 H.- 1844 M. yılında Timurtaş Babanın Türbesini yeniden yaptırmıştır. Habip Baba 1264 H.- 1847 M. yılında ölmüş ve bu türbeye gömülmüş aynı zamanda türbeye de ismini vermiştir. Türbe XIX. yüzyıl Osmanlı Dönemi yapısıdır.

Türbe 6.35×9.80 m ölçülerinde dikdörtgen planlı, üzeri açık bir türbedir. Türbenin doğuda kalan duvarı hariç diğer üç cephenin duvarlarının tamamı kırmızı renkli kesme taş malzemeden yapılmıştır. Türbe iki kısımdan meydana gelmiştir. Birinci kısım bugün mescit olarak kullanılan bölüm, diğeri ise asıl türbe kısmıdır. Binaya kuzey duvarının doğu kısmındaki basık kemerli bir kapıdan girilir. Kapının üzerinde 0.60×0.42 m ölçülerinde tunç levha üzerine yazılmış bir kitabe bulunmaktadır.

1.59×0.74 m ölçülerindeki giriş kapısından geçilince, türbe kapısına kadar olan yeri, bağdadi bir duvarla mescit duvarından ayıran bir kısma girilir. 0.94 m genişliğinde 1.98 m yüksekliğinde olan bu kısım düz ahşap bir örtüye sahiptir. Mescidin asıl yüksekliği daha fazladır. Girişe göre sağ tarafta bulunan bağdadi duvarın kuzey kısmındaki kapıdan mescide girilir. Burası daha önce türbedar olarak kullanılmış.

Mescit 3.55×2.30 m ölçülerindedir. Girişteki örtülü kısmın üstü mahfil şeklinde yapılmıştır. Mescidin güney duvarında 1.95×0.46 m ölçülerinde bir mihrap bulunur. Mihrap nişi dar ve sade olup etrafı silme ile çevrilidir. Ayrıca güney kuzey duvarlarının batı kısmında, etrafı silme ile çevrilmiş dikdörtgen şeklinde iki göz bulunur. Mescidin tavanı çapraz tonuzludur. İçi alçı ile sıvanmış olup hiçbir tezyinatı yoktur.

Türbeye güneydoğudaki 1.41×0.74m ölçülerindeki bir kapıdan girilmektedir. 4.74×4.79 m ölçülerindeki türbe kareye yakın ölçülerdedir. Üstü açık olan türbeyi, ayrıca güneyde ve batıda bulunan iki pencere aydınlatmaktadır. Türbenin doğu duvarında sağır, sivri kemerli genişçe bir niş bulunmaktadır. Kemerin üstünde bir de kitabe vardır.

İçi kesme taş olan türbenin, üst kısmı dört taraftan bir korniş çevreler. İçerisinde yedi mezar bulunmaktadır. Türbenin ortasında yüksekçe taşı olan mezar Tirmurtaş Baba’ya aittir. Habip Babanın bu türbeye defninden sonra şimdiki ismiyle anılmaya başlanmıştır.

Paylaşın

Oltu’nun Kaleleri

Erzurum’un İlçesi Oltu’nun tarihi günümüzden yaklaşık olarak 3000 yıl öncesine dayanır. Tarihi devirler boyunca çeşitli devletlerin egemenliği altında kalan Oltu, başlangıçta bir kale yerleşmesi olarak kurulmuş, daha sonra  uzunca bir dönem  kale ve dış surlar içerisinde gelişmesini devam ettirmiştir.

Kuşkusuz bu durum  Oltu’nun stratejik bir konumda yer almış olmasından kaynaklanmaktadır. Çünkü yerleşim yeri Doğu Anadolu Bölgesini, Kuzey Doğu Karadeniz kıyılarına, Kuzey doğuda ise Kafkaslara bağlayan eski yollara Kontrol altında tutabilecek bir konumda bulunmaktadır.

Oltu’nun bu özel konumundan dolayı Oltu ve çevresinde “İğdeli Kalesi, Yarbaşı Kalesi, Şato (Güney Kale), Kuzey Kale, Orucuk Kalesi, Pernek İriağaç Oğlan Kalesi, Pernek İriağaç Kız Kalesi, Eski Narman (Ünlü Kaya) Kalesi, Oltu Kalesi” gibi bir çok küçük kale ve gözetleme kulesi inşaa edilmiştir.

Pernek İriağaç Oğlan Kalesi; Oltu- Olur karayolu üzerinde, derin bir vadiye bakan kayalıklar üzerinde, birbirine 1,5 km mesafede yapılmış 2 kale bulunur. Pernek Kız Kalesi ve Oğlan Kalesi olarak adlandırılan bu kalelerin, Oltu ilçe merkezine uzaklığı yaklaşık 20 km dir. Kalelerin yapım tarihleri hakkında net bir bilgi yoktur.

Yolun solundaki kayalıklar üzerinde yükselen ve ovadan yüksekliği 80-100 m yi bulan kale, Oğlan Kalesidir. 4 burcu ve bir de gözetleme kulesi bulunan kalenin girişi, kuzeyden açılmıştır. İçerisinde, yerleşim amaçlı kullanılan mekânların ve bir de kalenin batı surlarına dayandırılmış, 8×20 m boyutlarında bir kilise kalıntısı tespit edilmiştir. Üst örtüsü tamamen tahrip olan kilisenin, dikdörtgen bir planı olduğu, kırımızı kesme taş ve moloz taş kullanılarak inşa edildiği kalan izlerden anlaşılmaktadır. Pernek İriağaç Oğlan Kalesi, Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun, 10.03.2078 tarih ve A1003 sayılı kararı ile 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescillenmiştir.

Pernek İriağaç Kız Kalesi; Pernek’teki Oğlan kalesinin karşısına, Oltu- Olur karayolunun sağında kalan ve yerden 200 m yükseklikteki yassı kayalıklar üzerine inşa edilen kaleye ise Pernek Kız Kalesi adı verilir. Kale, bu kayalıklar üzerindeki üçgen bir alana, yukarıdan aşağıya doğru planlanarak kurulmuştur. Kaleden aşağıya doğru devam eden güçlü surları, aşağıya doğru inildikçe çift kademeli yapılmış, giriş kısmı kuzey yönden açılmıştır.

Sur duvarları üzerinde görülen değişik yapım teknikleri, farklı dönemlerde onarım gördüğünü göstermekle beraber, Pernek Oğlan ve Kız kalelerinin kesin yapım tarihleri belli değildir. Pernek İriağaç Kız Kalesi, Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun, 10.03.2078 tarih ve A1003 sayılı kararı ile 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescillenmiştir.

Eski Narman (Ünlü Kaya) Kalesi; Eski Narman (Ünlü Kaya) Kalesi, Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun, 10.03.2078 tarih ve A1003 sayılı kararı ile korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescillenmiştir.

Oltu Kalesi; ünümüzde sadece iç kalesi (ehmenek) ayakta kalan Oltu Kalesi, Oltu Çayı’nın kenarında, savunmaya elverişli ve çok yüksek olmayan bir tepenin üstüne kurulmuştur. Kale tarihçesi ile ilgili bilgiler oldukça azdır. Yazılı kaynakların azlığının yanı sıra, farklı dönemlerde çok fazla onarım geçirdiğinden, mimari özellikleri de yapım tarihini belirlemek için yetersiz kalmaktadır. Sadece, ilçenin en ünlü yapılarından olan Arslanpaşa Camisi mezarlığında bulunan vakfiye kitabe parçalarından, kale için para ve buğday vakfedildiği anlaşılmaktadır.

Düzgün kesme taşla inşa edilen kalenin, güney yönden açılan bir kapısı bulunmaktadır. Kuzey yönde 2 kulesi bulunan kalede, kulelerden solda bulunan ve üstü tek kubbe ile örtülü olanın türbe olduğu düşünülmektedir. Ancak türbenin kime ait olduğu bilinmemektedir. Tarihi süreç içerisinde, Akkoyunlular ve Gürcülerin hâkimiyetine giren Kale, Kanuni Sultan Süleyman Dönemi’nde Osmanlı İmparatorluğu kontrolüne girer ve Oltu Çıldır eyaletine bağlı bir liva olur. 1877-1912 tarihleri arasında Rusların egemenliği altında olan kale, o dönem için tam da Türk-Rus sınırında bulunmaktaydı. 1878 Berlin Antlaşması ile Oltu da Kars, Batum ve Ardahan’la birlikte Rus Çarlığı’na bağlanır.

1917 Bolşevik ihtilali ile buradan çekilen Ruslar bölgeyi Ermenilere bırakmış, 1918 de ise Anadolu topraklarına katılmıştır. Kalenin güneyinde bulunan bey konutları yıkılmış durumdadır. Yine kuzeydoğu köşesinde, yonca planlı bir kilise (şapel) kalıntısı ile dikdörtgen planlı bir mescit alanına ait izler tespit edilmiştir. Oltu Kalesi, Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun, 10.03.2077 tarih ve A312 sayılı kararı ile korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak, 12.01.2001 tarih ve 1068 sayılı kararı ile 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescillenmiştir.

İğdeli Kalesi; Kale, Oltu ilçesinin, İğdeli Köyü’nde, köyün 1,5 km kuzeyinde ve köye hakim konumdaki bir tepe üzerinde kurulmuştur. Oval bir plana sahip olan kalenin sur duvarları, büyük ölçüde sağlam olarak koruna gelmiştir. Yapım tarihi tam olarak bilinmeyen kalenin mimari özelliklerine bakıldığında, gerek konumu, gerek moloz taş ve horasan harcı ile yapılmış sur duvarları, gerekse plan özellikleri ile tipik bir Orta Çağ kalesi olduğu gözlenmektedir. Kale içerisinde bulunan yerleşime ait mekânların kalıntıları da temel izleri ile tespit edilmiştir. İğdeli Köyü Kalesi, Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun, 18.5.2001-1123 sayılı kararı ile 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescillenmiştir.

Orucuk Kalesi; Erzurum ili, Oltu ilçesi, Orucuk Köyü’nde bulunan, Orucuk Kalesi, Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun, 17.9.2004-8 sayılı kararı ile 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescillenmiştir.

Şato (Güney Kale); Oltu ilçesine 34 km mesafede bulunan Alatarla Köyü, (eski adıyla Ho-vak) çok zengin kültürel mirasa sahiptir. Oldukça zorlu coğrafi yapısına rağmen, farklı alanlarına yayılan eserler, köyün geçmişte bugünkünden çok daha büyük ve görkemli bir yerleşim olduğunu kanıtlamaktadır.

Köyün 3 km güneydoğusunda, Akdağ eteklerindeki kayalıklar üzerine kurulan kalenin konumu oldukça stratejiktir. Tipik Orta Çağ kalelerine özgü konumu ile kale, arkasını dağlara dayayarak savunma hattını güçlendirirken, ön cephede tüm vadiye hâkim durumdadır. Kalenin üzerine kurulduğu kayalıklar, vadiden 50 m yüksektedir. Nişlerle hareketlendirilen ön cephe, iki yandan 2 kule ile desteklenir ve 25 m yükseklikte bir giriş kapısına sahiptir.
Üst örtüsü tamamen, genel olarak da oldukça harap durumda olmasına rağmen, kalenin planlaması ne denli fonksiyonel yapıldığını gözler önüne sermektedir.

Bölgenin kale-şato yapılarını araştıran uzmanlar, Orta Çağ kalelerinin girişinin hemen üstünde, üçgen biçimli, kızgın yağ dökme menfezleri bulundurmanın, mimari bir gelenek olduğunu, Oltu’daki Şato-Kalede de aynı uygulamanın devam ettiğini belirtirler. Ancak Oltu Şato-kalesinde bu savunma düzeneği sadece giriş kapısında değil, batı duvarlarda da görüldüğünden, bugün yıkılmış olan diğer duvarlarda da bu düzeneğin olabileceği düşünülmektedir.

Yapının planlanmasında arazi eğimi düşünülmüş ve alt katlar bodrum olmak üzere iki katlı bir düzenleme uygulanmıştır. Güneydeki dar giriş kapısı bir antreye açılmakta, bu antre de iki yanda, düzensiz yuvarlak planları olan iki kuleye bağlanmaktadır. Doğu yönde yer alan burç içerisinde, duvarda tespit edilen izler, burasının iki katlı olduğunu gösterirken, birinci kat duvarında 50x50x50 cm boyutlarında, çok sayıda niş tespit eden araştırmacılar, bu odanın Topkapı Sarayı’nda olduğu gibi hazine odası olduğunu, nişler içerisinde değerli hazinelerin saklandığını düşünmüşlerdir. Yapının orta avlusu iki yandan giriş yüksekliğinde duvarlarla çevrilmiştir.

Hem bu duvarlardaki kiriş oyukları hem de ahşap hatıllar bu kısmın iki katlı yapılmış olduğuna işaret etmektedir. Yaklaşık 8×10 m lik ölçülere sahip üç katlı bir yapı, orta avlunun kuzeybatısına, seyir terası amacıyla yerleştirilmiş olmalıdır. Yapının mimari malzemelerine bakıldığında, bu denli yüksek ve sağlam duvarların, kesme taşla değil, dere taşı ile yapıldığı, bağlayıcı olarak ise kireç katılmış, çakıl taşlarıyla oluşturulmuş bir harç kullanıldığı dikkati çekmektedir.

Şato- Kale kompleksi, Oltu civarında yaşayan toplumun, 12-15. Yüzyıllar arasındaki sosyolojik durumu hakkında önemli bilgiler vermektedir. Yapı, hem ikamet hem de savunma yapısı olmasıyla, Orta Çağ’ın feodal düzenini gözler önüne sermektedir. Orta Çağ’da bu tür yapılar, hâkimiyet alanındaki çevrenin kontrolünü sağlamak amacıyla korunmaya müsait, sağlam kayalıklar üzerine kurulmuş, içerisinde dini ve siyasi faaliyetler yürütülmüştür. Yapının önemi kadar, Orta Çağ’da bu bölgenin sosyal yapısı da dikkati çekmektedir.

Araştırmacılara göre köyün eski adı olan Ha-vok, adını MÖ 1. Binde bölgeyi iskân eden Tav-ok (dağ-ok) lardan almaktadır. MÖ 1. binden itibaren, Orta Asya-Kafkas kökenli halkların göçlerine ev sahipliği yapan bölge, dağlık coğrafi yapısıyla barındırdığı halkların asimile olmasını zorlaştırmıştır. Pagan dine mensup bölge halkı, Roma ve Bizans Dönemi ile Hıristiyanlığa geçmiş, 16. yüzyıldan sonra İslamlaşmıştır. Bölgedeki farklı din ve ırka mensup yapının genel koordinasyonu ise daha çok Kıpçak ve Oğuzlar tarafından sağlanmıştır.

Şato, Orta Çağ’ın bu feodal yaşam biçiminin, Türk unsurlarınca yaptırılan Şato-Kale mimarisi ile yansımalarını göstermesi bakımından ayrıca önemli bir yapıdır. Oltu ilçesi, Alatarla Köyü sınırları içerisinde yer alan Şato (Güney Kale), Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun, 14.7.2005-140 sayılı kararı ile korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescillenmiştir.

Kuzey Kale (Manastır); Oltu İlçesinin eski adı Hovak, yeni adıyla Alatarla Köyü’nün zengin kültürel mirası içerisinde önemli yeri olan unsurlardan birisi de, daha çok Kuzey Kale adıyla bilinen, Kale – Manastır kompleksidir. Kale, köyün kuzeybatısında bulunan Zivin Dağı’nın yamaçlarına kurulmuştur. Kale içerisine, 10-11. yüzyıllarda yapıldığı tahmin edilen bir manastır inşa edilmiştir.

Manastıra ait bir çan kulesi ve bir zangoç odası da eklenmiş ve kale duvarları ile manastırın güvenliği güçlendirilerek kale manastır kompleksi, Orta Çağ’da yeniden düzenlenmiştir. Bu manastırın 150-200 km güneydoğusunda, yine Zivin Dağ eteklerinde bir başka şapel kalıntısı daha bulunmaktadır. Kuzey Kale (Manastır), Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun, 14.7.2005-140 sayılı kararı ile korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescillenmiştir.

Gözetleme Kulesi Kalıntısı; Oltu İlçesi Bahçecik Köyünde yer alan Gözetleme Kulesi kalıntısı, Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun, 04.05.2007-607 sayılı kararı ile korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescillenmiştir.

Kale; Oltu ilçesinde bulunan Kale, Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun, 18.8.2009-1377 sayılı kararı ile 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescillenmiştir.

Yarbaşı Kalesi; Oltu İlçesi Yarbaşı Mahallesinde bulunan Yarbaşı Kalesi, Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun, 15.11.2017/2888 sayılı kararı ile korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescillenmiştir.

Paylaşın