Ulu (Atabey) Camii; Erzurum’un Yakutiye İlçesi, Camiikebir Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Yaya olarak ve şehrin farklı noktalarından toplu taşıma araçları ve özel araçlarla ulaşım sağlanmaktadır.
Caminin yapım tarihi kesin olarak bilinmese de bazı kaynaklara göre Saltuklu Beyliği döneminde Emir İzzettin Saltuk’ un oğlu Melik Nasırüddin Muhammed tarafından H 575./ M. 1179-1180 Ebü’l Feth Mehmede yılında yaptırılmıştır. Yazar Mehmet Nusret’in Tarihçe-i Erzurum adlı kitabında, duvarda asılı bir levhadan bahsetmektedir. Bu levhadaki yazılı metinde, ‘‘Mescidü’l Camii Alim, Abid, Ebu’l Feth Melik Muhammed beş yüz yetmiş beş senesinde inşa etti’’ şeklinde ifadeler yer almaktadır. Aynı ifadele Erzurumu ziyaret eden Lynch tarafından da nakledilmiştir. Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 13.11.1976 tarih ve A-188 sayılı kararı ile koruma altına alınmıştır.
Çeşitli dönemlerde tahrip olan Ulu Camiinin onarım tarihçelerinin belirtildiği kitabeler mevcuttur.
Bu onarım kitabelerinden birincisinde, Caminin kıble duvarında H.1039/M.1629-1630 tarihini taşıyan 4 (dört) satırlık tamir kitabesi mevcuttur. Bu kitabede ‘‘ Atabek Camii’’ olarak bahsedilmiştir. İkincisinde, Cami Nasuhpaşazade Hüseyin Paşa tarafından 1639 yılında onarılmıştır. Üçüncüsünde, Camiinin bu günkü mihrap önü kubbesi olan kırlangıç örtülü kubbenin güney tarafında kiriş üzerinde bulunan kitabede ‘‘ Sene H-1202/ M-1787 tarihi geçmektedir.
Dördüncüsünde, camiinin bu günkü mihrap önü kubbesi olan kırlangıç örtülü kubbenin kuzey tarafında kiriş üzerinde bulunan kitabede Bünyad-ı Sene 1275/ M. 1858-59 tarihi geçmektedir. Beşincisi, 1957 yılında onarım görmüş. ( Doğudaki ikinci ve üçüncü sahınlar yenilenmiştir). Caminin bu onarımlarından başka 1858 ve 1860’lı yıllarda yapılan onarımları da kitabelerle belirtilmiştir. 1964-1965 ve 2006 yıllarında Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından onarılmıştır. Camiinin bütün duvarları ve sahınları yer yer bazı bölümleri yer yer bütün olarak onarım geçirmiştir.
Erzurum Ulu Camii dikdörtgen bir alana sahip olup, 54.00 x 41.70 m. Boyutlarında bir alana oturmaktadır. Çok ayaklı camiler grubuna giren Erzurum Ulu Caminin harim kısmı mihraba dik yedi (7) sahından oluşmaktadır. Ulu caminin üst örtüsünde farklı örtü sistemleri uygulanmıştır. Beş bölümlü olarak yapılan Orta sahın yanlardaki sahınlardan genişliği, yüksekliği, ayak ve kemerleri ile farklı tutulmuştur. Orta sahın yanlardaki sahınlardan daha geniş ve daha yüksek tutulmuştur.
Orta sahında girişten itibaren art arda iki beşik tonoza yer verilmiş olup, akabinde üçüncü bölümde mukarnaslı tonoza, dördüncü bölümde aynalı çapraz tonoza ve son bölümde yani mihrap önü bölümünde ise kıble duvarın bağlı ayaklar ile kuzeyde L biçimli ayaklar üzerine yapılmış olan pandantiflere oturan ahşap kırlangıç örtü sistemiyle yapılmış üstü fenerli bir kubbe mevcuttur. Orta sahının ortasındaki dikdörtgen bölmeye sonradan doğu ve batı yanlara birer kemer atılmak suretiyle kareye çevrilmiş ve bu kare mekanın üzeri fenerli mukarnaslı bir tonozla kapatılmıştır.
Orta sahının batısında bulunan üç sahın ile doğusundaki iki sahın sivri beşik tonozlarla örtülüdür. Bu sivri beşik tonozlar kuzey-güney doğrultusunda yerleştirilmiştir. En doğudaki sahın ise her bir bölümü doğu-batı doğrultusunda yapılan sivri beşik tonozlarla kapatılmıştır. Caminin örtüsünü taşıyan ayaklar kare, dikdörtgen, T ve L şeklinde örülmüştür.
Ulu Camiinin iç mekanında üst örtüsünü taşıyan 47 payenin 19’u duvarlara bitişik 28’i ise bağımsız olarak ele alınmıştır. Evliya Çelebi’nin eserinde 200 ahşap sütundan bahsedilmektedir. İçerideki ayaklar genelde birbirine kademeli kemerlerle bağlanmıştır. Ortadaki dört büyük kemerin oluşturduğu kare alan, yukarı doğru daralan mukarnas dolgulu tonoz ile bunun güneyindeki aynalı çapraz tonoz caminin farklı örtü sistemleri olarak dikkat çeker. Mihrap önünde dört yönde kademeli sivri kemerler üzerine oturan ahşap kırlangıç kubbe, Erzurum yöresine özgü bir örtü olduğu için farklılık arz etmektedir.
Caminin iç mekanındaki diğer bölümler beşik tonozludur. Çatıyla kapatılmış olan üst örtü dıştan düz dam şeklindedir. Evliya Çelebide bahsedilen 200 ahşap direklerin olduğu konusu bazı kaynaklara göre caminin orijinalinde çok sayıdaki ahşap sütunlu bir cami olduğu, daha sonraki onarımları sırasında taşıyıcıların kargire dönüştürüldüğü en son onarımlarda da bu uygulamanın devam ettirildiği anlaşılmaktadır. Caminin iç mekanındaki taşıyıcılar üst örtü özelliklerine göre farklı form, ölçü ve özelliklerde yapılmıştır. Orta sahın yan sahınlara göre farklı tutulmuş olup yanlardaki sahınlar birbirlerine benzer formlarda yapılmıştır.
Caminin Kapıları: Caminin toplamda beş kapısı bulunmaktadır. Kapılardan üçü kuzeyde, ikisi doğuda bulunmaktadır. Bugün kapatılmış olan ve bir zamanlar sultan için giriş kapısı olarak kullanıldığı kaynaklarda belirtilen küçük bir girişin de güney cephenin doğu köşesine yakın bir yerde olduğu kalan izlerden anlaşılmaktadır
Kuzey Cephedeki Kapılar : Kuzey cephede bulunan üç kapıdan orta sahına açılan ve cümle kapısı olarak addedilen taç kapı, doğudan ve batıdan ikinci sahınlara açılan iki kapıdan farklı özelliklere sahiptir. Basık kemerli ve eyvan tarzında girişi olan orta kapı en dışta kademeli silmelerle dikdörtgen şeklinde çerçeve ile çevrelenmiş olup, yuvarlak kemerlidir.
Silmelerin birleştiği sütunca başlıkları basit bezemeli olarak ele alınmıştır. Kapının yan tarafında 2 m. yükseklikte bir niş olup, üzerinde ise dikdörtgen formlu bir pencere yer almaktadır. Kuzey cephenin batısındaki giriş kapısının asıl giriş kısmı basık kemerlidir. Ancak kavsara kısmının ise yuvarlak kemerli olmasıyla farklı tutulmuştur. Orta kapıda olduğu gibi üst kısımda bir pencereye yer verilmiştir. Zeminden yüksek tutulmuş olan kapıya dört basamakla çıkılmaktadır. Ulu caminin orijinal mimarisine ve dönemine uygun formu yansıtması bakımından önemli yere sahiptir. Kuzey cephesinin doğu tarafında yer alan üçüncü giriş kapısı da üç kademe halinde yapılmış zengin profilli yuvarlak kemerli forma sahiptir.
Doğu Cephedeki Kapılar: Caminin doğu cephesinde iki kapı bulunmaktadır. Bu kapılardan kuzey köşede olan kapı iç içe iki çerçeve ile çevrelenmiş yuvarlak kemerli ve mihrabiyelidir. Kapının ilk girişi eyvan tarzında olup, dıştan daha vurgulu yapılmıştır. Kapının giriş kemeri üzerinde H. 1277/ M.1680 tarihini veren onarım kitabesi yer almaktadır. Aynı cephedeki diğer kapıda yine yuvarlak kemerli olarak yapılmıştır. Bu kapı dıştan profilsiz, eyvan şeklinde bir düzenlemeye sahiptir. Her iki kapı da birkaç basamakla çıkılan bir forma sahiptir. Bazı kaynaklara göre kapılardaki yuvarlak kemer formları sonraki onarımlarda şekillenmiş olmalıdır.
Caminin duvarlarının üst kısımlarında, kuzey cephesinde yedi, doğu cephesinde altı, güney ve batı cephelerinde beşer olmak üzere farklı form, seviye, ölçü ve özelliklerde yirmi üç pencereye yer verilmiştir. Bu pencerelerin dışında alt seviyelerde örülmüş doldurulmuş pencereler ile kıble duvarında doğudaki sahına açılan bir pencere daha görülmektedir. Caminin Güneydoğu köşesine silindirik gövdeli dayanak kulesi yerleştirilmiştir. Batı cephe caminin en sade cephesidir. Caminin Kuzeybatı köşesi pahlanmıştır. Bu cephede belediye tarafından yaptırılan bir çeşme ile anonim bir mezar bulunmaktadır.
Minare: Caminin kuzeybatı köşesinde yer alan 25,5 m. yükseklikteki minare taş bir kaideye sahiptir. Gövde silindirik ve tuğladan basit sepet örgü tekniğinde yapılmıştır. Şerefeye mukarnas dolgulu bir kuşakla geçilmiştir. Şerefe altı ve şerefe kesme taştan, petek kısmı tuğladan yapılmıştır. Minareye caminin içinden çıkılmaktadır. Bazı kaynaklara göre şerefe altındaki mukarnaslardan yola çıkılarak XVI. yy. da caminin onarımı sırasında minareninde yapılmış olabileceği düşünülmektedir.
Mihrap: Caminin kıble duvarı üzerindeki üç sıradan oluşan mukarnas kavsaralı taş mihrap 5.45 m. yüksekliğinde 4.35 m. genişliğinde yapılmıştır. Mihrap iç içe kademeli olarak derinleşen dört silmenin oluşturduğu sivri kemerle çevrelenmektedir. Çerçeveleyen üç kuşaktan ilki yüksek kabartma şeklinde sekizgen geçmelerin meydana getirdiği sonsuzluk prensibinin de ele alındığı geometrik bir kuşaktır.
Yan kısımlarda tahrip olan bu kuşak üst tarafta daha sağlamdır. Zar başlıklı olan mihrap nişi yuvarlak sütuncelerle sonlanmıştır. Mihrabın batı ve doğusunda birer yan mihrap daha bulunmaktadır. Bu küçük mihraplar daha basit olarak yapılmıştır. Camide mihrap önü bölümünde bulunan ahşap minber ve vaaz kürsüsü orijinal olmayıp yakın tarihte konulmuştur. Erzurum Ulu Camii boyutları, düzgün taş işçiliği, zengin örtü sistemi, orta sahının ayak ve kemer düzenlemeleri ile Erzurum’un en önemli ve en eski camisidir.
Bazı kaynaklara göre caminin içerisinde kuzeydoğu köşede çeşme olduğu düşünülen sivri kemerli ve iki renkli taştan yapılmış bir niş bulunmaktadır. Ayrıca bu nişin yannda merdivenlerle çıkılan küçük bir hücre de çile odası olarak kullanılmıştır İç mekanda orta sahının geniş tutulması ve bu bölümde tonoz fenerine yer verilmiş olması camiyi farklı kılmakla birlikte, düzgün kesme taştan inşa edilmiş olan Ulu Caminin beden duvarları da kendi döneminin ve bölgesel mimarinin özelliklerini taşımaktadır.