Erzurum: Kurşunlu Camii

Kurşunlu Camii; Erzurum’un Yakutiye Mahallesi, Mirza Mehmet Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. 

Camiye, yaya olarak ve şehrin farklı noktalarından toplu taşıma araçları ve özel araçlarla ulaşım sağlanmaktadır.

Kurşunlu Camii, İç kalenin kuzeybatı eteğindedir. Kurşunlu Cami, Şeyhülislâm Feyzullah Efendi tarafından 1701 yılında yaptırılmıştır.

Kubbesinin üzeri kurşunla kaplı olduğu için Kurşunlu Cami ismi sonradan verilmiştir. Kesme taştan, kare planlı olarak inşa edilen yapı, sekiz kasnak üzerine oturan bir kubbe ile örtülmüştür.

Caminin son cemaat yeri dört taş sütunlu ve üç kubbelidir. Mihrabı taştan yapılı ve mukarnaslı olan yapının ahşap minberi, Türk ağaç işçiliğinin en güzel örneklerinden biridir.

Paylaşın

Erzurum: Murat Paşa Camii

Murat Paşa Camii; Erzurum’un Yakutiye İlçesi, Muratpaşa Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Yaya olarak ve şehrin farklı noktalarından toplu taşıma araçları ve özel araçlarla ulaşım sağlanmaktadır.

Bulunduğu mahalle ve caddeye adını veren Murat Paşa Camisi, II. Selim’in paşalarından Kuyucu Murat Paşa tarafından 1573 yılında yaptırılmıştır. Yapı, bitişiğinde bulunan hamam, Ana Hatun Türbesi ve Ahmediye Medresesi ile bir bütünlük oluşturmaktadır. Kare planlı caminin ibadet mekânını, köşelerde tromplara oturan mukarnaslı 6 sütunun taşıdığı merkezi bir kubbe örtmektedir.

Son cemaat yerinin kemerlerini ayakta tutan yuvarlak gövdeli altı sütun, depremlerde zarar gördüğünden, çevreleri madeni bileziklerle desteklenmiştir. Kubbe kasnağında 12 pencere ve altında bir ayet işlemesi yer almaktadır. Kubbe tromp ve kemerleri 19. yüzyılda alçı üzerine yağlı boya kullanılarak Avrupa üslubunda çiçek ve yaprak motifleri ile bezenmiştir. Caminin dikdörtgen bir niş içerisine alınmış mihrabı, taştan ve mukarnas süslemelidir.

Ayrıca ahşap kapısı, mimberi ve pencere kapakları Osmanlı ahşap işçiliğinin en güzel örnekleri arasındadır. Murat Paşa Camisinin minaresi yapıdan bağımsız olarak, sekizgen kaide üzerinde yükselir. Cami yanındaki Ahmediye Medresesi ile ortak kullanıma sahip bu minare, daha yüksek ve kalın gövdeli eski minarenin yerine, yakın bir tarihte inşa edilmiştir. Üç kubbe ile örtülü son cemaat yeri ile iç mekânı örten tek kubbeden ibaret caminin duvar yüzeyleri kesme taştan, taç kapı ve pervazları ise kırmızı kamber taşından inşa edilmiştir.

Paylaşın

Erzurum: Tarihi Kapılar

Tarihi Erzurum Kapıları; Erzurum İl Merkezi sınırları içerisinde yer almaktadırlar. Yaya olarak ve şehrin farklı noktalarından toplu taşıma araçları ve özel araçlarla ulaşım sağlanmaktadır.

Erzurum’da yaşayan her insan; Tebriz Kapı, Erzincan Kapı, Kavak kapı, Kars Kapı, Yeni Kapı, İstanbul Kapı, Kilise Kapı, Gürcü Kapı’sının ne anlama geldiğini merak eder. Çünkü bu kapılar Erzurum ile özdeşleşmiştir. Tarih; bazı değerler, yargılar, kültürler, savaşlar üzerine kurulur. Ancak tarihe adlarını yazdırmış bazı şehirler vardır ki onlarda özel durumlarıyla bu yeri hak etmişlerdir.

Babil; asma bahçeleriyle, Bağdat kütüphaneleri ile Venedik su kanallarıyla, İstanbul camileriyle teberrüz ederken Erzurum kapılarıyla ün salmıştır. Tarih boyunca İpek yolu üzerinde bulunan Erzurum, stratejik önemi nedeniyle kralların ve yenilmez orduların durağı olmuş, Bu sebeple her zaman fetihlere ve işgallere açık olmuştur. Medler, Urartular, Persler, Bizanslılar, Müslümanlar, Selçuklu Türkleri ve Osmanlı Türkleri bu bölgeyi ellerinde tutmuşlardır. Moğol, Sefavi, Timur orduları, Akkoyunlu’lar kısa sürelerle şehre hâkim olmuşlar ama savaşlar durmamıştır.

Osmanlı-İran ve Osmanlı–Rus savaşları şehrin kaderine etki etmiştir. Bütün bu nedenlerden dolayı şehrin savunulması için beşinci yüzyılda yapıldığı tahmin edilen iç kale ve dış kale ile şehir savunulmuştur. İç kale bugün durmakta olan kısımdır. Kanuni Sultan Süleyman döneminde dış kale esaslı bir bakımdan geçirilmiştir. Ancak 1852 ve 1859 depremlerinde burçlarının yıkıldığı kayıtlarda bulunmaktadır.

Evliya Çelebiye göre Erzurum kalesi iç kale ve dış kale olmak üzere iki kısımdan oluşuyordu. Dış kale ile iç kale arasına hisar içi denilmekteydi. Dış kale Tebriz kapısına doğru uzanıyor sonra Yeni kapı’ya doğru yöneliyor, oradan Erzincan kapı’ya doğru iniyor, Bakırcı mahallesinden Bakırcı camii yakınından geçerek Gürcü Kapısı’na, sonra Taş mağazalar bölgesinden Kaleye doğru devam edip son buluyordu.

Tebriz Kapı: Dış kalenin kapılarından biri olan Tebrizkapı’da bugünkü Narmanlı Camii’ne doğru açılıyordu. Bu adı ise Tebriz’den gelen yolcuların giriş kapısı olmasından almıştır. Yapı günümüze ulaşamamıştır.

Erzincan Kapı: Erzurum kalesinin batı tarafında bugünkü Özel İdare İşhanın güneyinde bulunuyordu. Murat Paşa Mahallesine açılan bir kapı idi. Erzincan istikametinden gelen kervanların giriş yeriydi. Günümüze ulaşamayan kapılardan biridir.

Gürcü Kapı: Bu kapı bugünkü Ali Ağa Camisinin(Gürcükapı)tam güneyinde olup Zeynal Camisine çıkan yolun sağında idi. Gürcistan’dan gelen kervanların giriş kapısıydı. Günümüze ulaşamadı.

Yeni Kapı : Bu kapının ne zaman açıldığı bilinmemektedir. Bugünkü karayollarına çıkan yolun açılması sırasında yapılmış olması muhtemeldir. Taş Ambar’ların güneyinde açılmış dönemin Yoncalık kışlasına ve Yoncalık mahallesine gitmek için kullanılmıştır.

Kilise Kapı: Dış surlar 1829 Osmanlı–Rus savaşında ciddi zarar gördü. Uzun menzilli topların ortaya çıkışı kale savunmasının yetersizliğini ortaya çıkardı. Ruslar işgal ettikleri yıllarda Gürcü kapıdaki kaleyi bugünkü nazik çarşıya doğru uzatarak burada yeni burçlar yaptılar. Kilise kapının o yıllarda yapılarak Gürcü kapısının yerini aldığı tahmin edilmektedir.

1852 yılına kadar ayakta kalan surların taşları bu tarihten sonra yapımına başlanan ve yeni savaş stratejisine göre belirlenen tabyaların yapımında malzeme olarak kullanıldı. Mecidiye, Aziziye ve diğer tabyalar ile 1854 yılında yapılan Taş Ambarlar dış kalenin taşlarıyla yapıldı. Tarihi Erzurum evlerinin yapımında da bu taşlardan faydalanıldı. 859 depreminde iç kale hariç dış surlar ciddi zarar gördü ve 1865 yılında tamamen ortadan kalktı.

Tabyalar, Kırım Savaşı’nın başladığı yıllarda inşa edilmeye başlanmış ve 1894 yılına kadar sürmüş böylece Erzurum tahkim edilmiştir. Fosfor Mustafa Paşa tarafından yapımına başlanan ve adına “Devre-i Muttasılla” adı verilen toprak surların yapımına 1854’lerde başlanmış, halkın imece usulüyle katıldığı birinci grup tabyalar 1872 yılına doğru bitirilmişti. “Mecidiye” tabyasından başlayan Toprak Tabya’lar, Kavak Mahallesi’nden geçip Cumhuriyet Lisesi’ne oradan “Kavak Kapı’ya” (Ardahan kapıya) uzanıyordu.

“Toprak tabyalar” buradan “İstanbul Kapısı’na” ulaşıp, İstanbul’dan gelen yolcuların giriş yaptığı mevkie varıyor, sonra bu günkü ordu evinden yukarı çıkıp, Bayındırlık İskân Müdürlüğü’nün evlerinden geçip Erzurum Valiliği Binasının bulundu yere ulaşıyordu. Bugün üzeri toprakla kaplı ve üzerinde bina olan “Harput Kapı’da” burada bulunmaktadır. 2017 Yılında Erzurum Valisi Sayın Seyfettin Azizoğlu’nun yoğun gayretiyle Harput Kapı gün yüzüne çıkarılmıştır.

Toprak tabyalar, Kara yollarının altıdan devam ederek bu günkü Gâvurboğan mahallesine ulaşarak “Kars Kapı’ya” dayanmaktadır. Yine Tarihi özelliği olan bu kapı uzun yıllar gelen misafirlerinin giriş kapısı olmuştur. Günümüze kadar muhafaza edilerek gelmiş olan kapı bütün güzelliğiyle ayakta durmaktadır.

İşte Erzurum’un kapılarının hikâyesi de böylece Tarihin derinliklerinden Geleceğe uzanıyordu. Erzurum’da kapılarıyla dünya durdukça, bu unvanla anılmaya devam edecektir.

Kaynak: Abdurrahman Zeynal

Paylaşın

Erzurum: Oltu Kalesi

Oltu Kalesi; Erzurum’un Oltu İlçesi, Şehitler Mahallesi, Kale Caddesi üzerinde yer almaktadır.

Oltu Kalesi’ne yaya olarak ve şehrin farklı noktalarından toplu taşıma araçları ve özel araçlarla ulaşım sağlanmaktadır.

Oltu Kalesi, MÖ 4. yüzyılda Urartular tarafından yaptırılmıştır. Osmanlı döneminde bir süre kervansaray olarak da kullanılan Oltu Kalesi, 3000 m2’lik bir alanın üstüne kurulmuştur.

Kesme taştan yapılan kale, Bizans, Selçuklu, Akkoyunlu, Karakoyunlu ve Osmanlı dönemlerinde onarım geçirmiş, son olarak 1998-1999 yıllarında restore edilmiş ve sağlamlaştırılmıştır. Oltu Kalesi’ndeki Şapel, iç kalenin kuzeydoğu köşesindeki, dik ve yüksek burcun üzerindedir.

Altı yapraklı yonca planına sahip olan şapel,10 ve 11.yüzyıllarda, yörede hâkimiyeti ellerinde bulunduran Gürcüler tarafından yaptırılmıştır. Yer yer süslemeli blok taşların kullanıldığı yapıda, güneş saati motifi dikkat çekmektedir. Şapelin batıdan bir girişi, doğu yönde de apsis yuvarlağı yer almaktadır.

Oltu’nun mahallelerini çevreleyen dış kale surları ise günümüze ulaşamazken, doğal kayalıklar üzerinde yer alan iç kale, sağlamlığı ve bütün ihtişamıyla dikkat çekmektedir.

İç kalenin çevresi, yüksek ve kalın sur duvarları burçlarla takviye edilmiştir. “Ehmedek” de denilen iç kale üzerinde, sarnıçlar, bir türbe, bir şapel ile kale muhafızlarına ait mekânlar bulunmaktadır. Oltu Kalesinin kuzeybatıdaki burç ve sınır duvarlarının geçmişte çok daha görkemli bir nitelik taşıdığı anlaşılmaktadır.

Ehmedek’ten Oltu Çayı’na inen gizli bir suyolu da bulunmaktadır. İç Kalenin doğu eteğinde, aslı Selçuklulara kadar uzanan ve künklerle iç kaleye bağlı olan Selçuklu Hamamı ile kale bir bütünlük oluşturmaktadır.

Paylaşın

Erzurum: Kurşunlu Medresesi

Kurşunlu Medresesi; Erzurum’un Yakutiye İlçesi, Mirza Mehmet Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. 

Medreseye, , yaya olarak ve şehrin farklı noktalarından toplu taşıma araçları ve özel araçlarla ulaşım sağlanmaktadır.

Kurşunlu Medresesi Şeyhülislam Feyzullah Efendi tarafından 1701 yılında yaptırılmıştır. Feyziye Medresesi olarak da anılan yapı, Kurşunlu Camisi ile birlikte bir külliye oluşturmaktadır.

Düzgün kesme taştan inşa edilen medresenin on üç hücresi günümüze gelebilmiştir. Güneydoğu köşesindeki üç hücre sonraki yıllarda yapılan onarımlarda buraya eklenmiştir.

Doğu duvarına paralel olarak uzanan sekiz hücrenin üstü beşik tonozlarla örtülmüştür. Hücrelerin her birisinin batı yönüne açılan bir veya iki penceresi bulunmaktadır. Medrese 2006 yılında restore edilmiştir.

Paylaşın

Erzurum: Ebu İshak Kazeruni Türbesi

Ebu İshak Kazeruni Türbesi; Erzurum’un Yakutiye İlçesi, Camikebir Mahallesi, Cumhuriyet Caddesi üzerinde yer almaktadır.

Türbeye, yaya olarak ve şehrin farklı noktalarından toplu taşıma araçları ve özel araçlarla ulaşım sağlanmaktadır.

Büyük İslam düşünürlerinden Ebu İshak Hazretleri’ne ait Ebu İshak Kazeruni Türbesi ne zaman yapıldığı tam olarak bilinmemektedir.

İç kaleyi Çifte Minareli Medrese’ye bağlayan sur duvarı üzerinde bulunan köşeli burçlardan biri, içten kubbe ile örtülerek türbe haline dönüştürülmüştür. Önünde bir de zaviyesi bulunmaktadır.

Zatın asıl mezarı Kazerun’da bulunmakta, burasının bir makam olduğu belirtilmektedir. Türbe, 2006 yılında Kültür Bakanlığı tarafından restore edilmiş ve turizme açılmıştır.

Paylaşın

Erzurum: Oltu, Rus Kilisesi

Rus Kilisesi; Erzurum’un Oltu İlçesi, Yusuf Ziyabey Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır.

Rus Kilisesi’ne yaya olarak gidilebileceği gibi, şehrin her noktasından toplu taşıma araçları ile ulaşım sağlanabilmektedir.

Üzerinde kitabesi bulunmayan yapının, 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı sonrasında, ruslar tarafından 1885-1890 yılları arasında inşa edildiği bilinmektedir.

Oltu Rus Kilisesi  32×15 m boyutlarındaki dikdörtgen ayaklar tarafından desteklenen, kiborion tarzındaki kubbenin iki yanında yer alan dikdörtgen mekânlardan oluşmaktadır. Kuzey ve güneydeki uzun cepheler kısa tutulmuştur.

Batı cephesinin ortasında süslü, yuvarlak kemerli, hafif dışa taşırılmış giriş kapıları vardır. Bu girişlerle doğudaki apsis üzeri yükseltilerek, haç planı üst örtüde daha belirgin hale getirilmiştir.

Paylaşın

Erzurum: Ahmediye Medresesi

Ahmediye Medresesi; Erzurum’un Yakutiye İlçesi, Muratpaşa Mahallesi, Erzincan Kapı Sokak üzerinde yer almaktadır. 

Ahmediye Medresesi’ne yaya olarak gidilebileceği gibi, şehrin her noktasından toplu taşıma araçları ile ulaşım sağlanabilmektedir.

İlhanlı Devleti zamanında Ahmet bin Ali bin Yusuf tarafından 1314 yılında yaptırılan Ahmediye Medresesi 13 ve 14. yüzyıl dönemi kapalı avlulu medrese tipinin bir örneğidir.

Medrese, 16.50 x 9.75 m. ölçülerinde dikdörtgen planlıdır. Üzeri manastır tonozları ile örtülü avlunun her kenarında ikişer medrese odası yer almaktadır.

Avluya açılan iki eyvanın köşelerine yerleştirilen sütunların bitkisel bezemelerle kaplandığı Ahmediye Medresesi, bu yönüyle Yakutiye ile büyük bir benzerlik göstermektedir.

Girişin karşısına gelen eyvanda bir mihrabın bulunması, bu yapının aynı zamanda mescit olarak kullanıldığını, kuzey cephe duvarında görülen mihrabın da burada daha önce bir caminin bulunduğuna işaret etmektedir.

Paylaşın

Erzurum: Narmanlı Camii

Narmanlı Camii; Erzurum’un Yakutiye İlçesi, Vaniefendi Mahallesi, Merkez Yönetim Caddesi üzerinde yer almaktadır.

Narmanlı Camii’ye yaya olarak gidilebileceği gibi, Şehrin her noktasından toplu taşıma araçları ile ulaşım sağlanabilmektedir.

Camii, kapı üzerindeki dört satırlık kitabeye göre 1738 yılında, Narmanlı Hacı Yusuf tarafından yaptırılmıştır. Narmanlı Camii’nin ortası büyük, yanları küçük beş kubbesi bulunmaktadır.

Ayrıca son cemaat yerinin bulunması ve şehirdeki diğer tek kubbeli camilere göre daha büyük çaplı bir kubbeye sahip olması caminin önemini artırmaktadır.

Dört köşede tromplar üzerine oturan kubbesi, dışarıya 16 kenarlı bir kasnakla yansımaktadır. Düzgün kesme taştan yapılan cami, işçiliği ile de dikkat çekmektedir.

Paylaşın

Erzurum: İspir Kalesi

İspir Kalesi; Erzurum’un İspir İlçesi, Yukarı İspir Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

İspir Kalesinin 12. yüzyılda bu bölgede hüküm süren İlhanlılar tarafından yapıldığı sanılmaktadır. Kalede, günümüze kadar gelebilen bir kitabe bulunmadığından yapım tarihi ile ilgili net bir bilgi elde edilememiştir. Kale, 16. yüzyılda Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman tarafından onartılmıştır. Kalenin temeli, Çoruh Nehrinden toplanan taşlardan yapılırken, üst duvarların inşasında blok kesme taş kullanılmıştır. Kale içerisinde bulunan mescidin minaresi, aynı zamanda kalenin gözetleme kulesi olarak hizmet vermiştir.

Çoruh nehrinin sol yakasını takip ederek Erzurum yolu ile İspir’e girerken, bir tepenin üzerinde bütün güzellik ve heybeti ile İspir Kalesi sizi karşılayarak asırlık tarihi geçmişi ile sizi yüzyıllar öncesine götürür. Kale; İspir’e hakim bir tepenin üzerine inşa edilmiştir. İç kalesi ve mescidi tepenin en yüksek yerine bir pırlantalı taç gibi oturtulmuştur.

Dış kalenin şehir tarafındaki duvarları yıkılmıştır. Kalenin inşasında başka kalelerde görülmeyen bir hususiyet vardır. Kalenin ve kale camisinin duvarlarının alt kısımları nehirden toplanmış, suların sürükleyip aşındırdığı ve törpülediği renk renk taşlarla yapılmış, üst kısımlarında muntazam kesme taş kullanılmıştır.

İlk bakışta kalede Erzurum iç kalesindeki kulenin ve mescidin mimarisinin hâkim olduğu görülür. İspir Kalesi’nde de mescidin minaresi ayni zamanda bir gözetleme kulesi olarak yapılmıştır. Kalenin minaresi taştır ve incedir. Mescidin kubbesinin tenasübünü sülün minaresi tamamlamaktadır. Kalenin güney tarafına yapılan Saltuklu eseri mescidin temellerinden başka; içi, dışı ve kubbesi de muntazam kesme taşla yapılmıştır. Mescidin duvar kalınlıkları 115 santimdir. Dışarıdan cephesi 10.80 m, derinliği 9.5 metredir. Girerken sol tarafta olan kapısının üstünü istelâktitler süsler. Kapının söveleri ve üstündeki kitabesi sökülmüş, yok olmuştur.

Paylaşın