Siirt: Gerra Hanı

Gerra Hanı; Siirt’in Eruh İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Eruh-Şırnak yolu üzerinde Hesta Kaplıcaları yolu üzerinde Ormanardı Mevkii’nde Botan Irmağı’nın kenarındaki yamaçta kurulmuştur. Siirt’ten yaklaşık 40 km. uzaklıktadır.

Han, kuzey-güney doğrultusunda olup iki ayrı yapı olarak ele alınmıştır. Güneydeki yapı 6.50 x 13 m. ebatlarında ve batı duvarı topografyaya uygun biçimde toprak seviyesindedir.

Diğer bölüm temel seviyesine kadar yıkılmıştır. İki bölümde tek sahınlı ve kapalı hanlar grubu içindedir. Günümüzde sağlam durumdaki han 6.50 x 15.80 m. ebatlarında dikdörtgen planlıdır.

Yapıya giriş, batı taraftaki kapıdan sağlanmaktadır. Giriş kapısı, basık sivri kemerle vurgulanmış, cephelerde düzgün kesme taş malzeme kullanılmıştır.

Yapı, içten moloz taş malzeme ile örtülü ve üzeri de sıvanmıştır. Sivri kemerin desteklediği hanın üzerini beşik tonoz örtmekte ve dıştan düz dam şeklindedir

Paylaşın

Siirt: Üzümlü Değirmeni

Üzümlü Değirmeni; Siirt’in Eruh İlçesi, Üzümlü Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Zarova Çayı’nın üstündeki I. köprünün 100 m. doğusunda Zarova Deresi’nin hemen kenarındadır.

Siirt ve çevresinde çok sayıda tarihi yapı bulunmakta. Bunların bir bölümü günümüzde kullanılmakla birlikte büyük bölümü yıkılmış ve kullanılamaz durumdadır. Kullanılamaz durumdaki yapılardan biride Üzümlü Değirmeni’dir.

Üzerindeki kitabeye göre H. 976/ M. 1569 yılında Bedreddin adında birisi tarafından yaptırılmıştır. Günümüzde metruk olan yapının üst örtüsü yıkılmıştır.

Yapı, değirmen odası, su kanalı ve su kulesinde oluşmaktadır. Dıştan 10.60 X 11.40 m. ölçülerinde olup kuzey-güney yönünde uzanmaktadır.

Üzümlü Değirmeni, kesme taş ve moloz taş kullanılarak yığma usulü inşaa edilmiştir. Tarih turizmi bakımından dikkat çekicidir.

Paylaşın

Siirt: Emir Nasreddin Külliyesi

Emir Nasreddin Külliyesi; Siirt’in Eruh İlçesi, Kavaközü Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

Külliyeyi oluşturan yapıların hiç birisinin üzerinde kim tarafından ve ne zaman yaptırıldığını gösteren herhangi bir kitabe bulunmamaktadır. Ancak gerek türbe içindeki mezar taşları üzerinde bulunan tarihler, gerek yazılı kaynaklar ve gerekse yapının inşa malzemeleri külliyenin XVI. yüzyılda inşa edildiğini göstermektedir.

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kütüphanesi’nde bulunan Muhammed Şükrü Vâmık Efendi’nin “Evkaf-ı Umur Tarihi” adlı yazma eserde medresenin Mir Nasreddin’e ait olduğu kaydedilmektedir. Türbedeki mezar taşlarında da en erken 966/1559 ve 973/1565 tarihlerine rastlanmaktadır.

Külliye cami, türbe, medrese, han, değirmen ve bir su yapısından oluşmaktadır. Külliye elamanlarında moloz ve kesme taş malzemeden inşa edilmiştir. Külliyeyi oluşturan yapılardan cami, türbe ve medrese bir avlu etrafında toplanmıştır.

Cami ve türbe avlunun güneyinde yer almaktadır. Avlunun kuzeyinde medresenin dershane kısmı, doğusunda ise medrese odaları bulunmaktadır. Avlunun dışında güneybatıda sadece bir duvarı günümüze gelmiş olan su yapısı (hamam), batıda değirmen ile yaklaşık 200 m. ilerde de han yer almaktadır.

Paylaşın

Siirt: Güsir Höyüğü

Güsir Höyüğü; Siirt’in Eruh İlçesi, Ormanardı Köyü’nün 2 km kadar batısında yer alan Gusir Gölü’nün çevresinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

Siirt İl Merkezine yaklaşık 40 km uzaklıktaki Güsir Höyüğü, Botan Çayı (Uluçay) ile birleşen Kavaközü Vadisi’nin güneyinde yer almakta olup, yaklaşık 3-4 hektar büyüklüğünde bir yerleşim alanına sahiptir

Bilimsel araştırmalarla sürekli değişse de, insanın dünyadaki varlığı olarak bilinen 2.8 milyon yılı aşan sürenin hemen tamamında insan mağarada yaşamış MÖ 12.000’li yıllarda höyük adı verilen köyler kurarak mağara yaşamından çıkmışlardır.

Siirt, Doğu Anadolu Bölgesinin, Güneydoğu Anadolu Bölgesiyle bağlantısını sağlayan kapı olması ve coğrafyasının insan yaşamına son derece uygun olmasından dolayı her zaman dikkat çekici olmuştur. Yapılan kazı çalışmaları sonucu ortaya çıkarılan buluntulardan anlaşıldığı üzere Siirt ve çevresinde tarih öncesi dönemlerde çeşitli medeniyetlere ait kentler veya köyler kurulmuştur.

Bölgenin bilinen en eski yerleşim yeri olan Güsir Höyüğü, toplanan buluntulardan elde edilen bilgilere göre, yaklaşık olarak MÖ 9700-8800 aralığında, Çanaksız Çömleksiz Neolitik Döneme tarihlenmektedir. Bu yerleşimden toplanan obsidyen aletlerin varlığı, muhtemelen Botan ve Bitlis Vadileri aracılığıyla Van Gölü Bölgesi’ne değin uzanan bir değiş-tokuş sisteminin varlığıyla ilişkilidir. Bu sahada mimarı kalıntılar, Yontmataş buluntuları ve diğer farklı buluntular mevcuttur.

Höyükte, duvar örgü tekniği, malzeme boyutları birbirinden farklı, dörtgen, oval, yuvarlak planlı yapılar, çukur tabanlı yapı, gömütler, dikilitaşlar, duvarlara asılı yabani koyun boynuzları ve silo benzeri yapılar bulunmaktadır. Ayrıca büyük çoğunluğu çakmaktaşı ve az sayıda da obsiyenden oluşan kazıyıcılar, deliciler, uçlar, kalem, düzeltili dilgi ve yonga gibi aletler Yontmataş buluntuları arasında yer almaktadır.

Yine burada öğütme taşları, delikli taşlar, hayvan başı şeklinde biçimlendirilmiş havanelleri, el taşları, altlıklar, taş tıkaç, kemik deliciler, bezekli taş plakalar, bir yüzü bezekli diğer yüzeyi oluklu taşlar, gömütlerin birçoğuna armağan olarak bırakılan süs eşyaları ve boncuklar, Güsir Höyüğe has olan oval veya yuvarlak biçimli yassı taşlardan yapılan pendant benzeri objeler höyükte ele geçirilen diğer buluntulardır. Bu mimari yapılar ve buluntular, çalışma sahasında prehistorik turizm açısından büyük öneme sahiptir. Höyük doğal çevre özellikleriyle de oldukça dikkat çekicidir

Paylaşın