Erken Seçim İsteyenlerin Oranı Yüzde 58’i Aştı

Muhalefetin “erken seçim” çağrılarına, iktidar “zamanında seçim” yanıtını verse de, son yapılan bir anket araştırması “erken seçim” isteyenlerin oranının yüzde 58,5’e yükseldiğini ortaya koydu.

Ankete katılanlar, bugün seçim olsa, yüzde 33,5’i “CHP”, yüzde 27,1’i “AK Parti”, yüzde 9,5’i “MHP”, yüzde 10,6’ı “DEM Parti”, yüzde 5,6’sı “Zafer Partisi”, yüzde 5,2’si “İYİ Parti”, yüzde 4,5’i “Yeniden Refah Partisi”ne oy vereceğini belirtti.

Spectrum House Düşünce ve Araştırma Merkezi, 1-9 Ekim 2024 tarihleri arasında gerçekleştirdiği anketin sonuçlarını açıkladı. ‘Türkiye Geneli Seçim Gündemi ve Seçmen Nabzı Raporu’nda, kararsız seçmenlerin dağıtılması sonrası CHP’nin oy oranı yüzde 33,5, AK Parti’nin oranı yüzde 27,1 olarak ölçüldü. DEM Parti’nin yüzde 10,6 oranında oy alması beklenirken, MHP’nin oranı yüzde 9,5’te kaldı.

Araştırmada, son bir yılda ekonomik durumunun kötüye gittiğini söyleyenlerin oranının yüzde 71,7 çıkması dikkat çekti. Erken seçim isteyenlerin oranı da yüzde 58,5 çıktı.

Spectrum House anketi 1-9 Ekim 2024 arasında, 18 yaş ve üzeri 2 bin 235 katılımcı ile gerçekleştirildi. Araştırma İstanbul, İzmir, Adana, Diyarbakır, Bursa, Ankara, Zonguldak, Kayseri, Van, Balıkesir, Trabzon ve Ağrı olmak üzere 12 ilde CATI veri toplama tekniği ile yürütüldü.

Araştırma kapsamında şu dört temel başlık ele alındı:

1- Erken seçim talebi
2- Son bir yılda ekonomik durumdaki değişiklikler
3- Siyasi parti liderlerinin kamuoyu nezdindeki beğeni ve beğenmeme oranları
4- Bu pazar seçim olursa oy tercihi

Araştırmanın öne çıkan sonuçları şöyle:

“Son bir yılda ekonomik durumunuz nasıl değişti? sorusuna katılımcıların yüzde 71,7’si “Kötüye gitti”, yüzde 16,4’ü “Değişmedi” yanıtını verdi. “İyiye gitti” diyenler yüzde 11,9’da kaldı.

“Erken genel seçim yapılmalı mıdır?” sorusunda, “Fikrim yok/Cevap yok” seçeneği dağıtıldıktan sonra “evet” diyenlerin oranı yüzde 58,5, “hayır” diyenlerin oranı yüzde 41,5 olarak ölçüldü.

Spectrum House, “Araştırma verileri ışığında elde edilen bulgulara bakıldığında eğitim düzeyi arttıkça erken seçim talebinin yükseldiğini, gençlerin diğer yaş gruplarına kıyasla erken seçimi daha fazla istediği görülmektedir. Gençler, özellikle gelecek kaygısı ve değişim talepleri doğrultusunda erken seçimi bir çıkış yolu olarak görmektedir. Yaşlı seçmenler ise geçmiş deneyimlerinin etkisi ve istikrar arayışı nedeniyle daha az erken seçim istemektedir” analizini yaptı.

Araştırmada, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın beğeni oranı yüzde 34, beğenmeme oranı yüzde 55,3, karasızlar yüzde 10,7 çıktı. CHP lideri Özgür Özel’in beğeni oranı yüzde 32,7, beğenmeme oranı yüzde 50,8, karasızlar yüzde 16,5 olarak hesaplandı.

Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan’ın beğeni oranı yüzde 27,2, beğenmeme oranı yüzde 58,2, karasızlar yüzde 14,6 çıktı. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin beğeni oranı yüzde 22,8, beğenmeme oranı yüzde 67,9, kararsızlar yüzde 9,4 olarak verildi.

Paylaşın

CHP’de “Erken Seçim” Talimatı: Hazırlıkları Tamamlayın

Giderek derinleşen ekonomik krize karşı sokaktan yükselen erken seçim talebi CHP MYK’nın gündemine taşındı. Parti yönetimi, olası bir erken seçime karşı yol haritasının hızla hazırlanması yönünde görüşünü partililere iletme kararı aldı.

CHP Lideri Özgür Özel, kurmaylarına örgütlerle koordineli çalışmaları yönünde uyarılarda bulundu. Bu kapsamda, olası bir erken seçim ihtimaline karşı hazırlıkların hızla tamamlanması gerektiği vurgulandı.

BirGün’den Mustafa Bildircin’in haberine göre; CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında, “Erken seçime hazırlanma” mesajı verdi. CHP’nin, 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri’nin ardından, “Sahil bölgelerine sıkışan parti” görünümünden çıktığının altını çizen Özel, “Bu bilinçle hareket ederek Türkiye’nin yedi bölgesinde ayak basmadık yer bırakmayacağız” diye konuştu.

Gezinin çok önceden planlandığı ancak Özgür Özel’in ayağının kırılması nedeniyle ertelenmek zorunda kalındığı kaydedildi. Türkiye’nin yedi bölgesinde de belediyesi olan CHP’nin, kent gezilerini sürdüreceği ifade edildi.

Türkiye’de giderek derinleşen ekonomik krize karşı sokaktan yükselen erken seçim talebi de CHP MYK’nın gündemine taşındı. Parti yönetimi, olası bir erken seçime karşı yol haritasının hızla hazırlanması yönünde görüşünü partililere iletme kararı aldı. CHP lideri Özel, kurmaylarına örgütlerle koordineli çalışmaları yönünde uyarılarda bulundu. Bu kapsamda, olası bir erken seçim ihtimaline karşı hazırlıkların hızla tamamlanması gerektiği vurgulandı.

Edinilen bilgiye göre, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Doğu kentlerine yapacağı gezi de CHP MYK’da gündeme geldi. Özel’in, Mardin, Batman, Şırnak, Hakkari, Van ve Diyarbakır’ı da kapsayan çok sayıda Doğu kentini ziyaret edeceği bildirildi.

Anayasa değişikliği

İktidarın gündemindeki Anayasa değişikliği de MYK masasına yatırıldı. AKP’nin DEM Parti başta olmak üzere, muhalefetle temasına mesafeli yaklaşılması gerektiğinin değerlendirildiği toplantıda, “CHP’nin Anayasa değişikliği şartı bellidir. Anayasa değişikliği için önce mevcut Anayasa’ya uymak gerekmektedir. CHP’nin Anayasa değişikliğinde AKP ile yan yana gelmesi mümkün değildir” yaklaşımının sürdürülmesi benimsendi. .

CHP Lideri Özel, Ekrem İmamoğlu’na yönelik devam eden ve siyasi yasak riski içeren dava süreciyle ilgili de kurmaylarıyla bilgi paylaştı. Bu kapsamda MYK üyelerinden olası bir siyasi yasak durumunda uygulanacak yol haritasına yönelik görüşleri alındı. TBMM 28’inci Dönem Üçüncü Yasama Yılı açılış töreninde yaşanan tartışma da MYK’da gündeme geldi.

CHP’de yüzde 38 olarak ölçülen, ‘‘Erdoğan’ı ayakta karşılamaktan memnun olmayanların’’ oranının doğru iletişim ile düştüğü belirtildi. Müzakere sürecinin mücadeleye engel olmadığı görüşünün öne çıktığı MYK toplantısında, ‘‘AKP’den kopan seçmen kararsızlar havuzuna dahil oluyor. Kararsızları, CHP’ye kazandırmak zorundayız. Bunun da yolu, CHP’yi canavarlaştıran anlayışa karşı diyalog yolunu açık tutmak’’ görüşü dile getirildi. CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel, MYK toplantısı devam ederken kameraların karşısına geçti.

Paylaşın

Kürt Seçmenlerin Yüzde 67’si “Erken Seçim” İstiyor

Kürtlerin yoğun yaşadığı 12 ilde yapılan bir araştırmaya göre; seçmenlerin yüzde 67,1’i erken seçimin yapılması gerektiğini söylediler. Araştırmaya göre, seçmenlerin yüzde 27,7’si erken seçimin olmaması gerektiğini ifade ettiler.

Haber Merkezi / Spectrum House Düşünce ve Araştırma Merkezi, “Kürt Seçmen Eğilimi ve Performans Ölçümü” araştırma sonuçlarını açıkladı. Araştırmadan öne çıkan bölümler şöyle:

“Bugün Cumhurbaşkanlığı seçimi olsa kime oy verirsiniz sorusuna katılımcıların yüzde 46,8’i Selahattin Demirtaş, yüzde 18,7’si Recep Tayyip Erdoğan, yüzde 8,8’i Ekrem İmamoğlu, yüzde 4,6’sı Özgür Özel, yüzde 3’ü Mansur Yavaş yanıtını verdiler.

Bugün Cumhurbaşkanlığı seçimi olsa kime oy verirsiniz sorusuna (kararsızım ve fikrim yok yanıtı verenler dağıtıldıktan sonra) yüzde 51,2 Selahattin Demirtaş, yüzde 20,5 Recep Tayyip Erdoğan, yüzde 9,6 Ekrem İmamoğlu, yüzde 5 Özgür Özel, yüzde 3,3 Mansur Yavaş yanıtını vermiş oldular.

Bugün Cumhurbaşkanlığı seçimi olsa kime oy verirsiniz sorusuna bölge bazlı bakıldığında Kürt illerinde Selahattin Demirtaş yanıtını verenlerin oranı yüzde 53,8, Recep Tayyip Erdoğan yüzde 21,2, oy kullanmayacağım diyenlerin oranı yüzde 8,4, Ekrem İmamoğlu yüzde 7,9, Özgür Özel yüzde 5,3, Mansur Yavaş ise yüzde 1,9’dur.

Türk illerinde ise Selahattin Demirtaş yüzde 44,7, Recep Tayyip Erdoğan yüzde 18,5, Ekrem İmamoğlu yüzde 1.4, oy kullanmayacağım diyenlerin oranı yüzde 11,2, Mansur Yavaş yüzde 6,6, Özgür Özel ise yüzde 4,3 olarak ölçüldü.

Bugün milletvekili seçimi olsa hangi partiye oy verirsiniz sorusuna yüzde 39,3 DEM Parti, yüzde 13,9 AK Parti, yüzde 9,7 CHP, yüzde 2 YRP, yüzde 1 Hüda Par yanıtını verdiler. Kararsız olan, cevap vermek istemeyen ve oy kullanmayacağım diyenlerin toplam oranı ise yüzde 32 olarak ölçüldü.

Bugün milletvekili seçimi olsa hangi partiye oy verirsiniz sorusuna (kararsızım ve cevap vermek istemiyorum yanıtı verenler dağıtıldıktan sonra) yüzde 47 DEM Parti, yüzde 16,6 AK Parti, yüzde 11,7 CHP, yüzde 2,4 YRP, yüzde 1,2 Hüda Par yanıtını verdiler.

Bu pazar seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz sorusuna bölge bazlı bakıldığında Kürt illerinde DEM Parti diyenler yüzde 60,8, AK Parti yüzde 21,2, CHP yüzde 10,1, YRP yüzde 3,3 Hüda Par ise yüzde 2’dir. Türk illerinde ise DEM Parti yüzde 49,8, CHP yüzde 24,7, AK Parti yüzde 18,6, YRP ise yüzde 2,4 olarak ölçüldü.

Katılımcıların son yerel seçimlerde (31 Mart 2024) hangi partiye oy verdiklerine bakıldığında DEM Parti yüzde 30,6, AK Parti yüzde 16,4, yüzde 12,8, YRP yüzde 1,9, Hüda Par yüzde 0,8 iken oy kullanmadım, yaşım tutmadığı için oy kullanmadım ve cevap vermek istemiyorum diyenlerin toplam oranının yüzde 36,3 olarak ölçüldü.

Katılımcıların 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde hangi partiye oy verdiklerine bakıldığında (oy kullanmayan, yaşı tutmadığı için oy kullanmayan ve cevap vermek istemeyenler dağıtıldığında); DEM Parti (HDP) seçeneğini tercih edenlerin oranı yüzde 48 ile çoğunluğu oluşturmaktadır. yüzde 25,8 AK Parti, yüzde 20,1 CHP, yüzde 3 YRP yüzde 1,2 Hüda Par, yüzde 0,9’u İYİ Parti’ye oy verdiğini belirtti.

Katılımcıların 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde hangi partiye oy verdiklerine bölge bazlı bakıldığında Kürt illeri ile Türk illeri arasında oy verme davranışı açısından belirgin bir farklılaşmanın ortaya çıktığı görüldü. CHP’nin Türk illerinde Kürt katılımcıların ağırlıklı ekseriyetinin oyunu aldığı görülürken, DEM Parti’nin Kürt illerindeki oy oranında ve seçmenlerinin sandığa gitme eğiliminde bir düşüş olduğu gözlemlendi.

Katılımcılar arasında 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde oy vermiş olduğu partiyi tercih etmesinin en önemli sebebi olarak parti sadakati yanıtını verenlerin oranı yüzde 30,1’dir. yüzde 27,6 parti lideri, yüzde 24,1 parti programı ve politikaları, yüzde 9,3 partimin yönlendirmesiyle, yüzde 8,8 partinin adaylarının en önemli sebep olduğunu belirtti.

Katılımcıların 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde oy vermiş olduğu partiyi tercih etmesinin en önemli sebeplerine bölge bazlı bakıldığında Kürt illerinde parti sadakati yüzde 34,2, parti lideri yüzde 31, parti programı ve politikaları yüzde 21,6, partinin adayları yüzde 7,9, partimin yönlendirmesiyle diyenlerin oranı ise yüzde 5,4’tür.

Türk illerinde ise parti sadakati yüzde 20,2, parti lideri yüzde 19,7, parti programı ve politikaları yüzde 30,5, partinin adayları yüzde 11,1, partimin yönlendirmesiyle diyenlerin oranı ise yüzde 18,5 olarak ölçüldü.

Parti programı ve politikalarıyla ilgili memnuniyetsizlik sebebiyle parti tercihini değiştirenlerin oranı yüzde 27,6’dır. Bu veriyi yüzde 20,8 işleyiş ve liderlik konusunda şüphelerim var, yüzde 16,8 partimin göstermiş olduğu adayı beğenmedim, yüzde 15,8 başka bir partinin politikalarını kendime daha yakın gördüm, yüzde 10,4 ittifak içerisinde olduğu partiler beni rahatsız etti, yüzde 5,9 partimin yerel yönetimle ilgili performansını beğenmiyorum, yüzde 2,8 ise partimin dış politika ve güvenlik meseleleriyle ilgili politikalarını beğenmiyorum yanıtları izledi.

Katılımcıların 14 Mayıs 2023 genel seçimlerinde hangi partiye oy verdiklerine bakıldığında HDP (Yeşil Sol Parti) seçeneğini tercih edenlerin oranı yüzde 40,2 ile çoğunluğu oluşturdu. yüzde 22,3 AK Parti, yüzde 11,1 CHP, yüzde 1,2 YRP, yüzde 0,4 TİP’e oy verdiğini belirtti.

Katılımcıların 14 Mayıs 2023 genel seçimlerinde hangi partiye oy verdiklerine bakıldığında (oy kullanmayan, yaşı tutmadığı için oy kullanmayan ve cevap vermek istemeyenler dağıtıldığında); HDP (Yeşil Sol Parti) seçeneğini tercih edenlerin oranı yüzde 51,5 ile çoğunluğu oluşturdu. yüzde 28,6 AK Parti, yüzde 14,2 CHP, yüzde 1,5 YRP, yüzde 0,5 Tip’e oy verdiğini belirtti.

Katılımcıların %67,1’i erken seçim yapılmasına evet derken, yüzde 27,7’si hayır yanıtını verdi. Kararsızların oranı yüzde 5,3 olarak ölçüldü. Katılımcıların neden erken seçim istediklerine bakıldığında yüzde 36,7 ile “kötü ekonomi”
seçeneğinin öne çıktığı görülürken, bunu yüzde 28,9 ile “iktidar değişmeli”, yüzde 13,3 “Türkiye’nin geleceği”, yüzde 5,1 “adaletsizlik” gibi gerekçeler izledi. Araştırma verileri ışığında katılımcıların erken seçim beklentisi içinde olmalarının büyük oranda ekonomik faktörlere bağlı olduğu tespit edildi.

Katılımcıların kendilerini hangi görüşe daha yakın hissettikleri sorusuna verdikleri yanıtlara bakıldığında yüzde 34,9 Kürt milliyetçisi, yüzde 23,2 muhafazakâr, yüzde 19,9 sosyalist, yüzde 5,5 liberal, yüzde 4,9 Türk milliyetçisi cevapları öne çıkarken, diğer, cevap/fikrim yok ve hiçbiri yanıtını verenlerin toplamı yüzde 11,7 olarak ölçüldü.”

Araştırmanın alt yapısı: Araştırma Ağrı, Ankara, Antep, Batman, Bingöl, Diyarbakır, Hakkâri, İstanbul, Mardin, Mersin, Şırnak ve Van olmak üzere 12 ilde gerçekleştirildi. Araştırmaya katılan katılımcıların yüzde 53,8’i erkeklerden, yüzde 46,2’si ise kadınlardan oluştu.

Araştırmaya katılan katılımcıların yaş grubu: yüzde 25,3’ü 35-44, yüzde 23,9’u 25-34, yüzde 20,7’si 45-54, yüzde 16,8’i 18-24, yüzde 9,1’i 55-64, yüzde 4,2’si ise 65 ve üzeri.

Araştırmaya katılan katılımcıların eğitim durumu: yüzde 37,5’i lise mezunu, yüzde 22,2’si ortaokul mezunu, yüzde 20,3’ü ilkokul mezunu, yüzde 13,7’si üniversite mezunu, yüzde 3,1’i okur-yazar, yüzde 2,4’ü okuma yazma bilmiyor, yüzde 0,7’si ise lisansüstü.

Araştırmaya katılan katılımcıların çalışma durumu: yüzde 34,2 özel sektör, yüzde 18,1 ev hanımı, yüzde 13,5 esnaf, yüzde 10,4 işsiz, yüzde 8,3 öğrenci, yüzde 7,7 emekli, yüzde 3,9 kamuda çalışıyor, yüzde 1,8 küçük/orta ölçekli ticaret, yüzde 1,1 sanayi/büyük ölçekli ticaret yüzde 0,9 profesyonel meslekler (avukat, doktor, öğretmen).

Araştırmaya katılan katılımcıların gelir durumu: yüzde 34,8’i 17.001-25.000, yüzde 25’i 10.001-17-000, yüzde 17,5’i 25.001-35.000, yüzde 11,5’i 10.000 ve altı, yüzde 6,2’si 35.001-50.000, yüzde 5,1’i ise 50.001 TL ve üzeri.

Paylaşın

Özel’den Parti Teşkilatlarına “Seçime Hazır Olun” Talimatı

Yerel seçimlerde birinci parti çıkan CHP’de genel başkanı Özgür Özel’in, il başkanları toplantısında parti örgütü yöneticilerine “Her an seçime hazır olun” talimatı verdiği belirtildi.

İl başkanlarının ise, “Sahadayız. Yarın seçim olacakmış gibi çalışıyoruz. Her şeye hazırız” değerlendirmesi yaptığı ifade edildi.

CHP’li kurmaylar da seçimin zamanında olmayacağını, sandığın 2028’den önce gündeme geleceğini düşündüklerini belirterek, “2025 sonbaharı ya da en geç 2026’nın ilkbaharında seçim olacağını” savunuyor.

31 Mart yerel seçimlerinden birinci parti olarak çıkan Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel sık sık “Geçim yoksa seçim var” sözüyle erken seçimi gündeme getiriyor. Özel, anketlerde birinci parti çıktıklarını da vurguluyor.

Özgür Özel’in, il başkanları toplantısında parti örgütü yöneticilerine “Her an seçime hazır olun” talimatı verdiği belirtildi. Milliyet’ten Mehtap Gökdemir’in haberine göre; toplantıda il başkanlarına, Eylül ayından sonra “daha aktif bir dönem” yaşanacağı aktarılarak, bu konuda da hazırlıklarını yapmaları istendi.

Özel’in talimatı doğrultusunda sahaya inen örgütler, “yarın seçim olacakmış” gibi çalışmalara başladı. İlçe ilçe, mahalle mahalle gezdiklerini belirten il başkanları, “Sahadayız. Yarın seçim olacakmış gibi çalışıyoruz. Her şeye hazırız” değerlendirmesini yaptı.

CHP’li kurmaylar da seçimin zamanında olmayacağını, sandığın 2028’den önce gündeme geleceğini düşündüklerini belirterek, “2025 sonbaharı ya da en geç 2026’nın ilkbaharında seçim olacağını” savunuyor.

Paylaşın

“Erken Seçim” İsteyenlerin Oranı Yüzde 51.4

Muhalefetin “erken seçim” çağrılarına, iktidar “en erken 2027” yanıtını verse de, yapılan bir ankete katılan katılımcıların yüzde 51.4’ü “erken seçim” yapılmalı, yüzde 42.1’i de “erken seçim” yapılmamalı diye yanıt verdi.

Ankette katılan katılımcıların yüzde 28.2’si “ekonomik nedenlerle” oyunu değiştireceği söyledi. Ankete katılanların yüzde 55.5’i Türkiye’nin en önemli sorununun ekonomi olduğunu ifade etti.

Ekonomik kriz gün geçtikçe kendisini daha ağır bir şekilde göstermeye başladı. Sözcü yazarı Aytunç Erkin, SONAR Araştırma’nın 2024 yılı Temmuz ayında, 26 ilde toplam 3 bin 271 kişi ile görüşerek gerçekleştirdiği anket sonuçlarını paylaştı.

Ankette katılımcılara, “Sizce erken genel seçim yapılmalı mıdır?” sorusu yöneltildi. Ankete katılanların yüzde 51.4’ü “yapılmalı”, yüzde 42.1’i de “yapılmamalı” diye yanıt verdi.

Haziran ayında ise erken genel seçim konusunda halkın 48.1’i erken seçime karşı çıkmıştı. SONAR, bir ay sonra gerçekleştirdiği anketin ortaya koyduğu değişimle ilgili “Yapılmamalıdır diyenlerin oranının yüzde 6 azalması dikkat çekicidir” notunu düştü.

“Türkiye’nin en önemli sorunu sizce nedir?” sorusuna yanıt verenlerin yüzde 55.5’i “ekonomi” derken, “enflasyon/hayat pahalılığı” diyenler de 3.8. Toplamda halkın 59.3’üne göre ekonomi en büyük sorun. Sonrasında sırasıyla “göç sorunu/mülteciler”, “adaletsizlik”, “terör”, “işsizlik” geliyor.

SONAR söz konusu sonuçlarla ilgili olarak şu değerlendirmede bulundu; “Uzun süredir ekonomi Türkiye’de toplum yaşamını etkileyen en önemli sorundur. Bu durumun bir yıl daha devam etmesi halinde iç siyasette ilginç ve önemli gelişmeler yaşanabileceği dikkate alınmalıdır.”

Ankette “Ülke genelinde yaşanan ekonomik gelişmeler nedeniyle siyasi tercihinizi (oyunuzu) değiştirdiniz mi?” sorusuna katılımcıların yüzde 28.2’si oyunu değiştireceği yanıtını verdi.

“Son bir yılda parasal durumunuzda bir iyileşme mi yaşadınız, yoksa gerileme mi yaşadınız?” sorusuna da katılımcıların yüzde 72.3’ü gerileme yaşadığını, yüzde 17.9’u aynı kaldığını, yüzde 8.7’si de iyileşme yaşadığını ifade etti.

Ankette ayrıca “Gelecek altı ay içinde sizce Türkiye ekonomisi iyiye mi gider yoksa kötüye mi gider?” diye soruldu. Katılımcıların yüzde 67.5’i kötüye gider derken yüzde 18.7’si iyiye gideceğini düşünüyor.

“Bu yaz tatile gidecek misiniz?” sorusuna da ankete katılanların 70.8’i “Hayır gitmeyeceğim” yanıtını verdi. “Evet gittim” diyenlerin oranı yüzde 15.5, “Henüz gitmedim ama gideceğim” diyenlerin oranı da yüzde 12.4. Toplamda ankete katılanların yüzde 27.9’u tatil yapıyor ya da yapacak.

Paylaşın

“Erken Seçim” Tarihini Erdoğan Ve Bahçeli Belirleyecek

AK Parti ve MHP’nin ana omurgasını oluşturduğu iktidardaki Cumhur İttifakı, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “erken seçim” çağrısının çok anlamlı olmadığı görüşünde. 

Erdoğan’ın kendine en uygun zamanda erken seçim için “Hodri meydan” diyeceğini, bunu dediğinde muhalefetin kaçamayacağını savunan kurmaylar, “Erken seçim çağrısı ne zaman yapılırsa tıpış tıpış evet diyecekler. Başka şansları var mı? Erken seçim tarihini Özgür Özel değil, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile, MHP lideri Bahçeli, yani Cumhur İttifakı belirleyecek” iddiasında.

Yerel seçimlerin ardından muhalefet partilerinden erken seçim çağrıları her geçen gün daha da yükselen seslerle dile getirilmeye başlandı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, erken seçimle ilgili, “İki seçim arasında 5 yıl var. Bunun ortası 2.5 yıl. Erdoğan Meclis erken seçim kararı almazsa bir daha aday olamıyor. 2.5. yıl geldiğinde seçimleri yenileyelim, Erdoğan kendine güveniyorsa bir kere daha gelir, yarışırız” dedi.Özel bu tarihten sonra gelecek erken seçim talebine ise olumlu bakmayacaklarını söyledi.

Gazete Duvar’da yer alan habere göre; AK Parti ve MHP’nin oluşturduğu iktidar cephesi ise bu çağrının çok anlamlı olmadığı görüşünde. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendine en uygun zamanda erken seçim için “Hodri meydan” diyeceğini, bunu dediğinde muhalefetin kaçamayacağını savunan kurmaylar, “Erken seçim çağrısı ne zaman yapılırsa tıpış tıpış evet diyecekler. Başka şansları var mı? Erken seçim tarihini Özgür Özel değil, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile, MHP lideri Bahçeli, yani Cumhur İttifakı belirleyecek” iddiasında.

Normalleşmenin kazananı kim?

CHP yerel seçim sonrası diyalog kanallarının açılması için AK Parti ile “normalleşme” süreci başlattı. Karşılıklı yapılan ziyaretlerde CHP’nin gündeminde adalet talepleri, uygulanmayan AİHM, AYM kararları, ekonomik sorunlar, kayyım atamaları gibi birçok başlık vardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ana gündemi ise “yeni anayasa”ydı. CHP normalleşme sürecini “AK Parti’nin hukuka dönüşü” olarak değerlendirirken birçok konuda değişim ve yeni adım bekledi. Bu beklentilerin büyük kısmı ise hayata geçmedi. Sadece “yeni anayasa” diyen AK Parti’ye göre ise “normalleşme, CHP’nin normalleşmesi” oldu. Öyle ki Erdoğan bir konuşmasında CHP’nin 15 Temmuz ile ilgili değişen açıklamalarına dikkat çekerek, bunu “muhalefetin normalleşmesi adına kayda değer buluyoruz” dedi.

AK Partili yetkililer de bu sürece “CHP’nin normalleşmesi” olarak bakıyor, hatta “CHP’yi merkeze getirdik” yorumu yapıyor. AK Partili bir yöneticiye göre normalleşme aynı olmak demek değil. Konuşabilmek, diyalog kurabilmek demek. Seçmen tabanında çok olumlu bulunan sürecin devam etmesi gerektiği, Cumhurbaşkanının da iç toplantılarda parti yöneticilerine çok sertlik içeren seçim sürecine atıf yaparak, “seçim dilini bırakın” dediği aktarılıyor.

Paylaşın

AK Parti “Erken Seçim” Çağrılarına Nasıl Bakıyor?

Muhalefetin “erken seçim” çağrılarını değerlendiren AK Parti kurmayları “Üst üste seçimler nedeniyle ülke seçim yorgunu oldu. Yapılan araştırmalarda da seçmenlerin yüzde 60’dan fazlasının seçim istemediğini görüyoruz” ifadelerini kullanıyorlar.

AK Parti kurmayları, konuya ilişkin değerlendirmelerinin devamında şu ifadeleri kullanıyorlar: “Şu anda biz ekonomiye odaklandık, vatandaşın beklentilerini karşılamaya odaklandık. Ekonominin rayına girmesi için çalışıyoruz. Yeri ve zamanı geldiğinde seçim tarihi konusunda değerlendirme yapılır. Ama Özel’in önerdiği 2026 hiçbir şekilde konuşmayacağız”

Türkiye gazetesinden Yücel Kayaoğlu’nun haberine göre, AK Parti kurmayları, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in bu mesajlarının kendi partisi içinde ‘erken seçim’ çağrısı yapılmasını isteyenlere yönelik olduğunu düşünüyor. Özel’in baskılar sebebiyle seçimi gündeme getirdiğini belirten AK Parti kurmayları “Partisinde ‘Neden erken seçim istemiyorsun?’ diye baskı yapanlar var. O nedenle seçimi gündemde tutmak istiyor. Aslında Özel’in kendisi de biliyor ki millet seçim falan istemiyor. Üst üste seçimler nedeniyle ülke seçim yorgunu oldu. Yapılan araştırmalarda da seçmenlerin yüzde 60’dan fazlasının seçim istemediğini görüyoruz” değerlendirmesini yapıyorlar.

Özel’in seçimle ilgili çağrısına DEVA, Saadet ve Gelecek Partisi’nden de olumlu cevap gelmeyeceğini dile getiren kurmaylar, “Çünkü bu partilerin oy oranları ortada, bir seçim olsa barajı geçme ihtimalleri yok. Bu sebeple bu partilere mensup milletvekilleri ellerindeki imkânı bırakmak istemez” ifadelerini kullanıyorlar.

AK Parti kurmayları konuya ilişkin değerlendirmelerinin devamında şu ifadeleri kullanıyorlar: “Şu anda biz ekonomiye odaklandık, vatandaşın beklentilerini karşılamaya odaklandık. Ekonominin rayına girmesi için çalışıyoruz. Yeri ve zamanı geldiğinde seçim tarihi konusunda değerlendirme yapılır. Ama Özel’in önerdiği 2026 hiçbir şekilde konuşmayacağız. Ama 2027 başından itibaren seçimlerin yenilenmesi konusunda bir değerlendirme yapılır. Normalde 2028 Mayıs ayında yapılması gereken seçimler bir yıl veya altı ay geriye çekilebilir.”

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üçüncü kez adaylığı için seçimlerin yenilenmesi kararının Meclis tarafından nitelikli çoğunlukla (360) alınması gerektiğini hatırlatan kurmaylar, “Bu konular henüz hiçbir şekilde bizim gündemimizde değil. Ne yeri ne de zamanı. 2027 yılına geldiğimizde Meclis kararı ile mi gidilecek, ya da Cumhurbaşkanı mı karar alacak? Ancak o zaman konuşulur. Şu anda yapılan bütün tartışmaların içi dolu değil” diye konuştular.

Paylaşın

CHP: Erken Seçim Tartışmaları Sokağın Gündemini Yansıtmıyor

Erken seçim tartışmalarını değerlendiren CHP kurmayları, “Biz asgari ücretliler, emekliler, Gezi Davası Tutukluları’ diyoruz, seçim tartışmasının gündemi gölgelemesini istemiyoruz” ifadelerini kullanıyor.

Birgün’den Mustafa Bildirici’nin haberine göre; Sokağın talebinin erken seçim olması halinde iktidara baskının artırılacağını kaydeden CHP kurmayları, “Özgüvenli siyaset yapıyor, olası bir seçimden çekinmiyoruz. Ancak 31 Mart’ta partimize verilen sorumluluk kapsamında öncelikle yurttaşın sorunlarını gündemde tutmak istiyoruz” değerlendirmesinde bulunuyor.

Özel ve Erdoğan arasındaki temasların, müzakere sürecinin CHP’yi mücadeleden geri bıraktığı eleştirilerinin de haksız olduğuna dikkati çekilerek, ‘‘Müzakereler ile çok rahat çözülebilecek mesele var. Bu çözümden kim fayda sağlarsa sağlasın, öncelikle muhataplarına, topluma yararlıdır” değerlendirmesi yapılıyor.

CHP Genel Merkezi, “Erken seçim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden adaylığının da önünü açar” eleştirilerine karşı da Anayasa’daki engelleyici hükümlerin tartışılmaz olduğuna dikkati çekiyor. Ayrıca 31 Mart’ın ardından gerçekleştirilen anketlerde CHP’nin oyunun arttığının görüldüğünü kaydeden parti kurmayları, “Yerel seçimlerde birinci parti olmamız tesadüfi değil. Anket verileri de ortada. Erken seçime bakışımız Erdoğan’ın yeniden adaylığı değil, bir an önce görevinin sona ermesi” şeklinde konuşuyor.

Türkiye’nin en temel alanlarda yaşadığı sorunların baş nedeninin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olduğunu ifade eden CHP yetkilileri, şunları söylüyor: “AYM’nin bozma kararları, bugünkü sistemin ne kadar bozuk olduğunun göstergesi. Bu sistem, rejime kasteden bir sistem. Türkiye’nin tüm kurumlarının içi boşaltıldı, kuvvetler ayrılığı ortadan kaldırıldı. Yasama yok sayıldı. Halkın erken seçim talebini şu anda ölçmek zor ama iktidarın ülkeyi yönetemez hale geldiği de ortada.’’

CHP yetkilileri, “CHP, iktidara gelmesi durumunda ekonomik enkazı toplamaya hazır mı?” sorusuna ise şu yanıtı veriyor: “2019’da devraldığımız belediyelerde de bir enkaz ile karşılaştık. Ancak başkanlarımız, deprem ve pandemiye karşın süreci çok iyi yönetti. Bütçeler doğru kullanıldı, israf ve yolsuzluğun önüne geçildi.

CHP iktidarı, kamu kaynaklarının en çok beş müteahhit için harcandığı bir iktidar olmayacak. Emekliye verilen ile müteahhitlere verilen arasında uçurum var. Bu uçurumu ortadan kaldıracağız. Kadrolarımız iyi. CHP iktidarında, bir kelimeyle işten el çektirilen kadrolar yerine liyakatli kadrolar olacak.”

“Biz Türkiye’yi yönetmeye talibiz”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 31 Mart yerel seçimlerinin ardından partisinin belediyeyi kazandığı il ve ilçelere teşekkür ziyaretlerini sürdürüyor. Özel, bu kapsamda dün Adana’ya gitti. Adana’daki ilk durağı, partisinin il başkanlığı olan Özel, ardından Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ı ziyaret etti.

CHP Lideri Özel, Karalar’ı, Adana’da iki kez üst üste seçilmesinden dolayı tebrik etti. Burada konuşan Özel şunları söyledi: “Biz Türkiye’yi yönetmeye talibiz. Millet bu vazifeyi partimize bir kez daha vermek için sabırsızlanıyor. Biz gününde yapılırsa da erken yapılırsa da başımızla beraber, gününde yapılırsa gününde kazanacağız.

Ama bu ekonomik kriz ve bu kadar sorunu görmeden ve inadına inadına hataları tekrar eden yönetim anlayışının da milletimizin gündemine çok yakın zamanda erken seçimi de sokabileceğini gösteriyor. Biz gelecek pazar yapılsa hazırız. Birinci partiyiz, iktidarı devralmak isteriz. Milletimiz ne zaman talep ederse, meclisimiz 360’ı bulup meclisten, Cumhurbaşkanı bu krizi sürdüremiyor ve bundan sonra bir erken seçim çaredir derse onun kararıyla yapılacak ilk seçimde iktidara talibiz.

Ve iktidara talip olduğumuz noktada hem ülkeyi yönetmenin hem de Türkiye’ye yeniden demokrasiyi getirmenin insanlarımızı zenginleştirmenin, aç karınları doyurmanın müjdesini CHP, belediyelerde olduğu gibi Türkiye halkına da verecektir.

Paylaşın

Altılı Masa, Erken Seçime Destek Olmayacak Mı?

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İYİ Parti, Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA), Demokrat Parti, Saadet Partisi ve Gelecek Partisi’nden oluşan altılı masa, bir taraftan seçime yönelik hazırlıklarını sürdürürken, diğer yandan seçimin ne zaman yapılacağı ve takvime göre çeşitli olasılıklar da masaya yatırılmış durumda.

Altılı masayı oluşturan iki farklı partinin üst düzey yetkililerinden edinilen bilgiye göre muhalefet normalde 18 Haziran’da yapılması gereken ancak çeşitli nedenlerle bahara çekileceği konuşulan seçim için TBMM’de karar alınmasına destek olmamayı da değerlendiriyor.

Haziran’da yapılması gereken seçimin Mayıs ya da Nisan’a çekilmesini desteklememeleri gerektiğini çünkü bunun gerçek anlamda bir erken seçim olmayacağını belirten bir parti yetkilisi, “Bizler ısrarla dedik ki 2022’de gelin erken seçim kararı alın, biz de destekleyelim. Ama şimdi 2023 baharında yapılacak bir seçimin neresi erken olacak?” ifadesini kullandı.

Altılı Masa’nın bir yandan 2023 seçimleri sonrası “Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme” geçiş süreci için hazırladığı anayasa çalışmasını açıklamaya ve 9. buluşmasını yapmaya hazırlanırken, diğer yandan bahar aylarına çekilmesi olası, geciktirilmiş bir erken seçime destek vermemeyi kendi içinde görüştüğü belirtiliyor.

CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi liderleri 28 Kasım Pazartesi günü iki kez bir araya gelecek. Sabah saatlerinde Bilkent Otel’de yapılacak ilk toplantıda Anayasal ve Yasal Reformlar Komisyonu tarafından tamamlanan 2023 seçimleri sonrası “Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme” geçiş sürecinin anayasa çalışması kamuoyuna açıklanacak.

DW Türkçe’den Gülsen Solaker’in altılı masayı oluşturan partilerin kulislerinden edindiği bilgilere göre, genel başkanların daha önce imzaladığı güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişi öngören mutabakat metni temel alınarak hazırlanan çalışma ile mevcut anayasanın yaklaşık 89 maddesinde değişiklik yapılıyor. Bu çalışma içinde yeni sistemde cumhurbaşkanını kimin seçeceği ya da baş örtüsü gibi konularla ilgili değişiklik önerilerinin bulunmayacağı öğrenildi.

Anayasa toplantısının ardından, öğleden sonra ise genel başkanlar Demokrat Parti ev sahipliğinde yeniden bir araya gelecek. Edinilen bilgilere göre bu buluşmada geçiş sürecinin yol haritasının kamuoyuna sunulması tarihi kararlaştırılabilir. Bu sürecin yol haritası ile bir çeşit seçim beyannamesi ve hükümet programı niteliğinde olacak olan “ortak söylem belgesinin” açıklanmasının da yıl sonuna kadar yapılabileceği konuşuluyor.

Her partinin önce kendi mutfağında hazırladığı, ardından altılı masanın ilgili komisyonu tarafından bir süredir ortaklaştırılan söylem belgesinin şu ana kadar yaklaşık yüzde 60’ı tamamlanmış durumda.

Muhalefet erken seçime destek olmayacak mı?

Altılı masa bir taraftan seçime yönelik hazırlıklarını sürdürürken, diğer yandan seçimin ne zaman yapılacağı ve takvime göre çeşitli olasılıklar da masaya yatırılmış durumda.

Altılı masayı oluşturan iki farklı partinin üst düzey yetkililerinden edinilen bilgiye göre muhalefet normalde 18 Haziran’da yapılması gereken ancak çeşitli nedenlerle bahara çekileceği konuşulan seçim için TBMM’de karar alınmasına destek olmamayı da değerlendiriyor.

Haziran’da yapılması gereken seçimin Mayıs ya da Nisan’a çekilmesini desteklememeleri gerektiğini çünkü bunun gerçek anlamda bir erken seçim olmayacağını belirten bir parti yetkilisi, “Bizler ısrarla dedik ki 2022’de gelin erken seçim kararı alın, biz de destekleyelim. Ama şimdi 2023 baharında yapılacak bir seçimin neresi erken olacak?” ifadesini kullandı.

Seçim yasasının muhalefet partilerinin kazanamaması için çok ince hesaplarla tasarlanarak değiştirildiğini, bu nedenle iktidarın yeni seçim yasasını mutlaka kullanmak isteyeceğini söyleyen yetkili, Cumhur İttifakı”nın bahar aylarında bir seçimi Erdoğan’ın adaylığının tartışmaya açılmaması için istediğini belirterek, muhalefet olarak buna destek olunmaması gerektiğini söylüyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden aday olup olamayacağı ile ilgili tartışmalar bir süredir yapılıyordu. Bazı anayasa hukukçuları ve muhalefet üyeleri Erdoğan’ın üçüncü kez aday olamayacağını belirtirken, iktidar Erdoğan’ın 2014’te eski sistemle, 2018’de ise yeni sistemle cumhurbaşkanı seçildiğini ve dolayısıyla 2023 seçiminin Erdoğan’ın ikinci adaylığı olduğunu belirterek ortada bir anayasaya aykırılık olmadığını söylüyor.

Bununla birlikte iktidarın yine de herhangi bir meşruiyet sorunu yaratmamak ve Erdoğan’ın durumunu tartıştırmamak için seçimi zamanında yapmayarak, TBMM kararıyla bir çeşit “geciktirilmiş erken seçim” yapmak isteyebileceği bir süredir belirtiliyordu.

“256 hafta bekliyorsak, bekleriz bir dört hafta daha”

Muhalefetin şimdiye kadar Meclis’ten böyle bir geciktirilmiş erken seçim kararı çıkmasına çok itiraz etmeyebileceği, çünkü Erdoğan ve çevresinin yeniden bir “mağduriyet” algısı yaratmasına izin vermek istemediği konuşuluyordu.

Altılı masa kulislerinden edinilen bilgiler ise şimdi bu eğilimin biraz tersine dönmekte olduğu ve Meclis’te Cumhur İttifakı’na destek olunması konusuna eskisi kadar sıcak bakılmadığı yönünde.

Bir parti yetkilisi konuyla ilgili olarak “Bir seçim dönemi toplam 260 haftadır, yani beş yıl. 256 hafta bekliyorsak, bekleriz bir dört hafta daha. Mayıs’ta erken seçim mi olur?” diyor.

Bu arada muhalefet partileri arasında erken seçim tarihi ile ilgili konuşulan bir başka senaryo ise iktidarın Ocak ayı başında maaşlara ve asgari ücrete yapacağı zamların ardından çok uzun süre beklemek istemeyebileceği, zamların yarattığı olumlu hava dağılmadan ve enflasyonist etkisini görmeden baharın ilk aylarında seçimi yapmak isteyebileceği.

Öte yandan Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanlığı’nın 2023 sınav takviminde YKS tarihini 17-18 Haziran 2023 olarak belirlemesi de erken seçim tartışmalarını alevlendirdi.

AKP Sözcüsü Ömer Çelik “Prensip olarak seçim takvimiyle sınav takvimi üst üste gelmez. Öğrencilerimizin hiçbir sınavını seçim takvimine denk getirmeyiz. Bununla ilgili ÖSYM bir çalışma yapıyor, yakın zamanda kamuoyuyla paylaşır” açıklamasında bulundu.

Meclis’teki sandalye dağılımının etkisi ne olur?

Mevcut sistemle erken seçim kararı alınabilmesi için ya Cumhurbaşkanı’nın kararı olması ya da TBMM’nin beşte üç çoğunluk oyuyla yani en az 360 milletvekili tarafından “kabul” oyu verilmesi gerekiyor. Ancak iktidarın bunun için muhalefetin desteğine ihtiyacı var. Çünkü AKP ile MHP’nin sandalye sayısı şu an için toplam 334.

TBMM’de halen CHP’nin 134, HDP’nin 57, İYİ Parti’nin 37, Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) 4, Memleket Partisi’nin 2, Demokrat Parti’nin ise 2 milletvekili bulunuyor. Zafer Partisi, DEVA Partisi, Demokratik Bölgeler Partisi, Saadet Partisi ve Yenilik Partisi’nin birer milletvekili var. Toplam 580 milletvekilinden oluşan TBMM’de bağımsız milletvekili sayısı ise dört.

Paylaşın

Prof. Yılmaz: Sonbaharda Erken Seçim İhtimali Yüksek

Türkiye’nin önde gelen ekonomistlerinden, Bilim Akademisi üyesi Prof. Dr. Kamil Yılmaz, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz indirimi kararından yola çıkarak bazı değerlendirmelerde bulundu. 

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, uzmanlarca altı hiçbir şekilde doldurulamayan ‘düşük faiz’ ısrarı doğrultusunda Eylül 2021’den itibaren dört ay boyunca faiz indirimine giden kurum, Türk lirasının yabancı paralar karşısında tarihi seviyede değer kaybetmesi üzerine bu ralliye ‘ara vermişti.’

Uzunca bir süre politika faizini sabit tutan kurum, bu ağustos ayına gelindiğindeyse 100 baz puan indirime gitti.

Yılmaz, sürpriz olarak değerlendirilebilecek bu kararın hükümetin seçim sürecine yönelik oyun planı hakkında bazı ipuçları vermesi itibarıyla önemli olduğu görüşünü dile getirdi.

“Bu oyun planına göre, Merkez Bankası’nın gelecek ay da faiz indirmesi sürpriz olmayacaktır” diyen Yılmaz, kişisel Twitter hesabında  yaptığı paylaşımlarına şöyle devam etti:

“KGF’yle desteklenen kredi genişlemesine gidilecek. Kamu bankaları özellikle konut sektörüne yönelik düşük faizli kredi musluklarını açacak. Kredilerle birlikte gerçekleşecek talep artışı yavaşlayan ekonomik aktivitede toparlanmaya yol açacak.

Son haftalarda Rusya ve Körfez ülkelerinden 55 milyar dolar geleceğine dair dolaşan fısıltının Rusya ayağının kısmi olarak gerçekleşmesi üzerine Merkez Bankası rezervleri son üç haftada 15.4 milyar dolar arttı.

Politika faizi düştükçe kurda yukarı yönlü bir hareket olmaması için el kapısında mendil açarak bulunan döviz arka kapıdan satılacak. Ancak, bu dövizin Haziran 2023’e kadar yeterli olması mümkün değil. O yüzden bu planda sonbaharda bir erken seçim ihtimali oldukça yüksek.

‘Ekonomide suni bir bahar havası’

Gelen paranın önemli bir bölümü borsaya yönelecek. Hali hazırda yönelmeye başladı bile. Borsa endeksindeki hızlı yükseliş talepteki canlanmayla birlikte ekonomide suni bir bahar havası yaratacak.

Faiz indirimleri ve kredi genişlemesiyle birlikte talebin güçlü devam etmesi fiyat artışlarının devam etmesini ve enflasyonun daha da yükselmesini sağlayacak. Bu durumda sorulacak soru ‘hangi enflasyonu?’dur. Bu artışların TÜİK’in TÜFE enflasyonu üzerindeki etkisi az olacak.

Ama biz iktisatçılara sorarsanız, Nisan’dan bu yana 1995 bazlı İTO İstanbul ücretliler geçinme endeksi enflasyonundan 19 puan daha düşük (tarihssel olarak aradaki fark +/- 5 puan arasındayken) açıklanan resmi TÜFE verilerini dikkate almamız mümkün değil.

Yayınladığı verilerle TÜİK hem enflasyon hem de işsizlikle mücadele etmeyi (nitekim sürekli düşen işsizlik verilerinde de düzensizlikler söz konusu) kendisine görev edindi. Bu eğilim güçlenerek devam edecek; güçlü bir ekonomi ve kontrol altında bir enflasyon resmi çizilecek.

Bu şartlarda TÜİK de Merkez Bankası da aynı statüde buluşuyor: İktisatçılar, ülke ekonomisi için kilit önemde olan iki kurumu da artık dikkate almıyor; bu gidişle de yeni bir hükümet gelinceye kadar da almayacaklar.

Seçim hızla yaklaşırken, AKP’nin ülke ekonomisiyle kumarında son dönemeçteyiz. Bu değerlendirmeyi bir hatırlatmayla bitireyim: Geçmişte ülkeyi büyük ekonomik darboğazlara sürükleyen partiler Türkiye siyaset sahnesinden silinip gittiler. AKP’yi de farklı bir son beklemiyor.”

Paylaşın