Tokat: Horoztepe Höyüğü

Horoztepe Höyüğü; Tokat’ın Erbaa İlçesi, İmbat Deresi Mevkii’nde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Horoztepe’de MÖ. 2000-600 yıllarında irili ufaklı birçok yerleşim alanı bulunmaktadır.

Horoztepe’de M.Ö. 3000 yılına ait bir mezar ortaya çıkartılmıştır. Bu mezarlıkta bulunan madeni ve altın süs eşyaların yanı sıra, altın ve bronzdan yapılmış çocuğunu emziren kadın heykelciği, halen Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde teşhir edilmektedir.

Horoztepe, erozyon ve tarım nedeniyle düzleşmiş büyük bir höyüktür. Yüksekliği, doğu tarafında yol seviyesinden 5 m. batı tarafında dere seviyesinden yaklaşık 15 m. kadardır.

Üzerinde halen tarım yapılan höyükte bol miktarda Eski Tunç Çağı ve Hitit dönemine ait seramik parçalarına rastlanmaktadır.

Çevresinde yapılan yol çalışmaları ve erozyon nedeniyle meydana gelen kesitlerde seramik parçalarını ve kültür tabakalarını görmek mümkündür.

Paylaşın

Tokat: Erbaa, Düden Gölü

Düden Gölü; Tokat’ın Erbaa İlçesi, Kızılotluk Mevkii’nde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. İlçe merkezine 25 km. mesafededir.

Düden Gölü adeta bir tablo gibi seyrine ve yaşamına doyum olmayan güzelliklerden birisidir. Bitki örtüsü ile göz kamaştıran güzelliğe sahiptir.

Düden Gölü, bölge insanı tarafından mesire yeri olarak tercih edilmektedir. Suni bir göl olan Düden Gölü’nün çevresi Çam, Kayın ve Meşe ağaçlarıyla kaplıdır.

Günübirlik ziyaretler için uygun olan Düden Gölü, kamp yaşamından hoşlananlar için ideal bir yerdir. Şehir yaşamından uzaklaşıp kafa dinlemek için ideal bir yerdir.

Kamp yapmak isteyenler bölgeye gitmeden önce tüm ihtiyaçlarını karşılamalarını öneririz. Bölgede ihtiyaçları karşılayacak bir işletme bulunmamaktadır.

Tabanı bataklık olan Düden Gölü’nde balık bulunmamaktadır. Gölün çevresinde, tavşan, karatavuk, tilki, kurt gibi hayvanlarla karşılaşabilirsiniz.

 

Paylaşın

Tokat: Silahtar Ömer Paşa Camii

Silahtar Ömer Paşa Camii; Tokat’ın Erbaa İlçesi, Akça Kasabası (Fidiköy)  sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Fidiköy Ömer Paşa Cami adıyla da bilinmektedir. Caminin minber dolabının altında bulunan bir çift bakır ibrik üzerinde yer alan, camiye vakfedildiği yazısı ve H. 1100 (M.1688) tarihine dayanılarak bu tarihte inşa edilmiş olduğu kabul edilmektedir. Kare planlı cami doğu, batı ve kuzeyinde üç yönden ahşap revaklarla çevrilmiştir.

Harimde mihrap önünde dört ahşap sütun yer alır. Bu ahşap destekler arasından atılan hatıllara yüklenen tavanın, ana hatıllar üzerine atılan tali hatıllarla orta bölümü biraz daha yükseltilmiştir. Harim doğu, batı, kuzey ve güneyde yer alan toplam on adet pencereyle aydınlatılmaktadır. Caminin alçı bir mihrabı ve ahşap minberi vardır.

Kuzeybatı köşede yer alan çokgen gövdeli, tek şerefeli minaresi bir depremde pabuçluk kısmına kadar yıkılmış, yakın zamanda minare gövdesi oldukça kısa tutularak köy halkı tarafından yeniden inşa edilmiştir. Beden duvarları bir sıra taş, üç sıra tuğla şeklinde almaşık teknikle inşa edilmiş cami, moloz taş örgülü bir avlu duvarına sahiptir.

Harim taşıyıcı sistemi, üst örtüsü ve yapıyı üç yönden çevreleyen revaklar ahşaptır. Hem harimde hem de revaklarda yer alan bütün ahşap yüzeylere kalemişi tekniğiyle natüralist üslupta bitkisel bezemeler yapılmıştır. Mihrap önünde tavan çıtalarla geometrik alanlara bölünerek daha zengin bir süsleme alanı oluşturulup bu bölümün ortasına bitkisel bezemeli sekizgen bir göbek yerleştirilmiştir

Paylaşın

Tokat: Boğazkesen Köprüsü

Boğazkesen Köprüsü; Tokat’ın Erbaa İlçesi, Kale Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Kelkit ile Tozanlının kucaklaştığı Boğazkesen üzerinde kurulmuş bir köprüdür. Tarihte Amasya Niksar bağlantısını sağlayarak görev yapmıştır.

Yüzyıllarca bölgede ulaşımın sağlanması amacıyla kullanılan Boğazkesen Köprüsü zamanla yaşanan su taşkınları sebebiyle zarar gördü ve üst bölümü yıkıldı. Çöken köprüden geriye günümüzde sadece taşıyıcı ayaklar kaldı.

Kale Köyü tarafındaki ikinci ayağın suya yakın kısmında kesme taşa işlenmiş iki adet “Haç” işareti nedeniyle Bizans dönemine ait olduğu, köprü ayaklarının yarıdan sonrasının ise Selçuklu ve Osmanlı eseeri olduğu anlaşılmaktadır.

Köprü ayaklarında bulunan Selçuklu arması olan “Kartal” figürünün sulara karışarak kaybolduğu bilinmektedir. Roma İmparatorluğu, zamanında kullanılan köprü daha sonra Selçuklu ve Osmanlı Devletleri zamanında onarımlar gördü.

Paylaşın