Yoksulun Gıda Enflasyonu Yüzde 109,5

DİSK’in araştırma merkezi DİSK-AR’a göre, en yoksul gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 110 olurken, en yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 51 oranında kaldı.

Haber Merkezi / Enflasyon 2005’ten bu yanda 7 kat, gıda fiyatları ise 2005’ten bu yana 25 kat arttı. 2005’te yüzde 9,24 olan yıllık enflasyon oranı 2024’te yüzde 64,86 oldu. 2005’te yüzde 6,79 olan yıllık gıda enflasyonu ise 2023’te yüzde 69,71’e yükseldi.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Araştırma Merkezi (DİSK-AR), Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) enflasyon verilerini değerlendirdi.

DİSK Araştırma Merkezi (DİSK-AR) madde fiyatlarının hâlâ karartılmış durumda olduğunu hatırlatarak, “Resmi ortalama enflasyon oranları düşük gelirlilerin, emekçilerin günlük yaşamda karşılaştığı ve hissettiği oranlar değildir” dedi.

TÜİK verilerinden yararlanarak yapılan hesaplamayı aktaran DİSK-AR’a göre, en yoksul gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 110 olurken, en yüksek gelir grubunun gıda enflasyonu yüzde 51 oranında kaldı.

Enflasyon 2005’ten bu yanda 7 kat, gıda fiyatları ise 2005’ten bu yana 25 kat arttı. 2005’te yüzde 9,24 olan yıllık enflasyon oranı 2024’te yüzde 64,86 oldu. 2005’te yüzde 6,79 olan yıllık gıda enflasyonu ise 2023’te yüzde 69,71’e yükseldi.

Gıda enflasyonu ile genel enflasyon arasındaki fark da açılmaya başladı. Aralık 2005’te enflasyonla aynı seyreden gıda fiyatları endeksi Ocak 2024’te enflasyonun 830 puan (yüzde 41,8) üstüne çıktı.

ENAG’a göre, enflasyon yüzde 129,11, TÜİK’e göre, yüzde 64,86

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Ocak 2024 verilerini açıkladı.

Buna göre, enflasyon ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 6,70, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 6,70, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 64,86 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 54,72 oldu.

Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup yüzde 40,62 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 92,27 ile lokanta ve oteller oldu.

Ana harcama grupları itibarıyla ocak ayında bir önceki aya göre en az artış gösteren ana grup yüzde -1,61 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, ocak ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 17,68 ile sağlık oldu.

Endekste kapsanan 143 temel başlıktan ocak ayı itibarıyla, 8 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 4 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 131 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.

İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’deki değişim, ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 6,85, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 6,85, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 67,68 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 59,60 olarak gerçekleşti.

Akademisyenlerin ve ekonomistlerin bağımsız biçimde oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), ocak ayı enflasyon verilerini açıkladı.

Buna göre; Tüketici Fiyat Endeksi (E-TÜFE) Ocak ayında yüzde 9,38 arttı. Enflasyonun son 12 aylık artışı da yüzde 129,11 olarak gerçekleşti. ENAG, sağlık grubunda herhangi bir fiyat değişimi olmadığını belirtirken en yüksek fiyat artışının yüzde 16,42 ile giyim ve ayakkabı kaleminde gerçekleştiğini duyurdu.

“Fiyat istikrarını sağlamak temel önceliğimiz”

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Ocak ayı enflasyon verisi hakkında değerlendirmede bulundu.

Şimşek, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Şubat’tan itibaren aylık enflasyonun kayda değer şekilde düşerek tahmin patikamızla uyumlu seyredeceğini öngörüyoruz. Yıllık enflasyonda ise yılın ikinci yarısında belirgin bir gerileme göreceğiz. Fiyat istikrarını sağlamak temel önceliğimizdir” dedi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) da Aralık ayında yayımladığı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde başta asgari ücret ve diğer ücret ayarlamalarının etkisi ile aylık enflasyonun Ocak ayında yükseleceğini, Şubat ayı ve sonrası yavaşlayacağını, yılın ilk yarısında enflasyonun ana eğilimindeki düşüşe yakın seyredeceğini tahmin ettiğini duyurmuştu.

Paylaşın

Şimşek’ten Enflasyon Açıklaması: Fiyat İstikrarı Vurgusu

Ocak ayı enflasyon verisi hakkında değerlendirmede bulunan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Şubat’tan itibaren aylık enflasyonun kayda değer şekilde düşerek tahmin patikamızla uyumlu seyredeceğini öngörüyoruz” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Yıllık enflasyonda ise yılın ikinci yarısında belirgin bir gerileme göreceğiz. Fiyat istikrarını sağlamak temel önceliğimizdir.”

ENAG verilerine göre, ocak ayında enflasyon aylık bazda yüzde 9,38, yıllık bazda artış ise yüzde 129,11 oldu. TÜİK’e göre ocak ayı enflasyonu yüzde 6,70, yıllık enflasyon ise yüzde 64,86 oldu.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek sosyal medya hesabından enflasyon verisi hakkında paylaşımda bulundu.

Bakan Şimşek, sosyal medya hesabından, “Ocak ayında aylık enflasyon geçici etkiler kaynaklı yükselerek yüzde 6,7 gerçekleşirken, yıllık enflasyon yüzde 64,9 oldu. Ocak ayında büyük oranda enflasyona yansıyan bu etkilerin enflasyonun ana eğilimini etkilemesini beklemiyoruz.

Şubat’tan itibaren aylık enflasyonun kayda değer şekilde düşerek tahmin patikamızla uyumlu seyredeceğini öngörüyoruz. Yıllık enflasyonda ise yılın ikinci yarısında belirgin bir gerileme göreceğiz. Fiyat istikrarını sağlamak temel önceliğimizdir” dedi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) da Aralık ayında yayımladığı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde başta asgari ücret ve diğer ücret ayarlamalarının etkisi ile aylık enflasyonun Ocak ayında yükseleceğini, Şubat ayı ve sonrası yavaşlayacağını, yılın ilk yarısında enflasyonun ana eğilimindeki düşüşe yakın seyredeceğini tahmin ettiğini duyurmuştu.

ENAG’a göre enflasyon yüzde 129,11, TÜİK’e göre yüzde 64,86’a

Akademisyenlerin ve ekonomistlerin bağımsız biçimde oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), ocak ayı enflasyon verilerini açıkladı.

Buna göre; Tüketici Fiyat Endeksi (E-TÜFE) Ocak ayında yüzde 9,38 arttı. Enflasyonun son 12 aylık artışı da yüzde 129,11 olarak gerçekleşti. ENAG, sağlık grubunda herhangi bir fiyat değişimi olmadığını belirtirken en yüksek fiyat artışının yüzde 16,42 ile giyim ve ayakkabı kaleminde gerçekleştiğini duyurdu.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Ocak 2024 verilerini açıkladı. Buna göre, enflasyon ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 6,70, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 6,70, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 64,86 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 54,72 oldu.

Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup yüzde 40,62 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 92,27 ile lokanta ve oteller oldu.

Ana harcama grupları itibarıyla ocak ayında bir önceki aya göre en az artış gösteren ana grup yüzde -1,61 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, ocak ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 17,68 ile sağlık oldu.

Endekste kapsanan 143 temel başlıktan ocak ayı itibarıyla, 8 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 4 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 131 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.

İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’deki değişim, ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 6,85, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 6,85, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 67,68 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 59,60 olarak gerçekleşti.

Paylaşın

ENAG Açıkladı: Enflasyon Yüzde 129,11

ENAG verilerine göre, ocak ayında enflasyon aylık bazda yüzde 9,38, yıllık bazda artış ise yüzde 129,11 oldu. TÜİK’e göre ocak ayı enflasyonu yüzde 6,70 oldu, yıllık enflasyon ise yüzde 64,86’ya yükseldi.

Haber Merkezi / Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, açıklanan verilere dair yayınladığı mesajında, “Şubat’tan itibaren aylık enflasyonun kayda değer şekilde düşerek tahmin patikamızla uyumlu seyredeceğini öngörüyoruz. Yıllık enflasyonda ise yılın ikinci yarısında belirgin bir gerileme göreceğiz” ifadelerini kullandı.

Akademisyenlerin ve ekonomistlerin bağımsız biçimde oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), ocak ayı enflasyon verilerini açıkladı.

Buna göre; Tüketici Fiyat Endeksi (E-TÜFE) Ocak ayında yüzde 9,38 arttı. Enflasyonun son 12 aylık artışı da yüzde 129,11 olarak gerçekleşti. ENAG, sağlık grubunda herhangi bir fiyat değişimi olmadığını belirtirken en yüksek fiyat artışının yüzde 16,42 ile giyim ve ayakkabı kaleminde gerçekleştiğini duyurdu.

TÜİK’e göre enflasyon yüzde 64,86’a

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Ocak 2024 verilerini açıkladı. Buna göre, enflasyon ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 6,70, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 6,70, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 64,86 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 54,72 oldu.

Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup yüzde 40,62 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 92,27 ile lokanta ve oteller oldu.

Ana harcama grupları itibarıyla ocak ayında bir önceki aya göre en az artış gösteren ana grup yüzde -1,61 ile giyim ve ayakkabı oldu. Buna karşılık, ocak ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 17,68 ile sağlık oldu.

Endekste kapsanan 143 temel başlıktan ocak ayı itibarıyla, 8 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 4 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 131 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.

İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’deki değişim, ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 6,85, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 6,85, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 67,68 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 59,60 olarak gerçekleşti.

“Fiyat istikrarını sağlamak temel önceliğimiz”

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Ocak ayı enflasyon verisi hakkında değerlendirmede bulundu.

Şimşek, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Şubat’tan itibaren aylık enflasyonun kayda değer şekilde düşerek tahmin patikamızla uyumlu seyredeceğini öngörüyoruz. Yıllık enflasyonda ise yılın ikinci yarısında belirgin bir gerileme göreceğiz. Fiyat istikrarını sağlamak temel önceliğimizdir” dedi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) da Aralık ayında yayımladığı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde başta asgari ücret ve diğer ücret ayarlamalarının etkisi ile aylık enflasyonun Ocak ayında yükseleceğini, Şubat ayı ve sonrası yavaşlayacağını, yılın ilk yarısında enflasyonun ana eğilimindeki düşüşe yakın seyredeceğini tahmin ettiğini duyurmuştu.

Paylaşın

İTO Duyurdu: İstanbul’un Enflasyonu Yüzde 76,17

İstanbul’da yıllık bazda perakende fiyatlar yüzde 76,17, toptan fiyatlar ise yüzde 61,48 artış gösterdi. Perakende fiyatlar kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 6,72, toptan fiyatlar ise yüzde 4,69 arttı.

Haber Merkezi / İstanbul Ticaret Odası (İTO), 2023 Ocak Ücretliler Geçinme İndeksi ve Toptan Eşya Fiyatları İndeksi verilerini açıkladı.

Buna göre; 2024 Ocak ayında İstanbul’da; perakende fiyat hareketlerinin göstergesi olan İstanbul Ücretliler Geçinme İndeksi bir önceki aya göre yüzde 6,72, toptan fiyat hareketlerini yansıtan Toptan Eşya Fiyatları indeksi ise yüzde 4,69 oranında arttı.

Ocak 2024’te Perakende fiyatlarda bir önceki aya göre; Sağlık ve Kişisel Bakım Harcamalarında yüzde 25,00, Ulaştırma ve Haberleşme Harcamalarında yüzde 20,67, Diğer Harcamalar grubunda yüzde 8,94, Konut Harcamalarında yüzde 7,58, Gıda Harcamalarında yüzde 5,51, Ev Eşyası Harcamalarında yüzde 4,49, Kültür Eğitim ve Eğlence Harcamalarında yüzde 2,81 artış, Giyim Harcamaları grubunda yüzde -3,87 azalış izlendi.

Ocak 2024’te Toptan fiyatlarda bir önceki aya göre; İnşaat Malzemeleri grubunda yüzde 13,22, Kimyevi Maddeler Grubunda yüzde 11,16, Gıda Maddeleri grubunda yüzde 6,97, Yakacak ve Enerji Maddeleri Grubunda yüzde 4,12, İşlenmemiş Maddeler Grubunda yüzde 1,90 artış izlenirken; Madenler Grubunda yüzde -4,52 azalış izlenmiştir. Mensucat Grubunda ise fiyat değişimi gözlemlendi.

İTO’nun Aralık 2023 verileri

2023 Aralık ayında İstanbul’da; perakende fiyat hareketlerinin göstergesi olan İstanbul Ücretliler Geçinme İndeksi bir önceki aya göre yüzde 3.52, toptan fiyat hareketlerini yansıtan Toptan Eşya Fiyatları indeksi ise yüzde 2.31 oranında arttı.

2022 Aralık ayına göre 2023 Aralık ayında yaşanan fiyat değişimlerini gösteren bir önceki yılın aynı ayına göre değişim oranı İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) 1995 bazlı Ücretliler Geçinme İndeksinde yüzde 74.88, Toptan Eşya Fiyatları İndeksinde ise yüzde 62,77 olarak gerçekleşti.

Aralık 2023’te perakende fiyatlarda bir önceki aya göre; Sağlık ve Kişisel Bakım Harcamalarında yüzde 5.15, Kültür Eğitim ve Eğlence Harcamalarında yüzde 5.10, Gıda Harcamalarında yüzde 4.90, Konut Harcamalarında yüzde 2.46, Ulaştırma ve Haberleşme Harcamalarında yüzde 1.05, Ev Eşyası Harcamalarında yüzde 0.94, Diğer Harcamalar grubunda yüzde 0.31 ve Giyim Harcamaları grubunda yüzde 0.19 artış izlendi.

Aralık 2023’te toptan fiyatlarda bir önceki aya göre; Kimyevi Maddeler Grubunda yüzde 5.79, Gıda Maddeleri grubunda yüzde 3.14, Madenler Grubunda yüzde 1.86, İnşaat Malzemeleri grubunda yüzde 0.36, Yakacak ve Enerji Maddeleri Grubunda yüzde 0.35 artış izlenirken, İşlenmemiş Maddeler Grubunda yüzde -0.81 azalış izlendi. Mensucat Grubunda ise yüzde 0.00 ile değişim gözlenmedi.

Paylaşın

TÜİK’ten Eleştirilere Yanıt: Manipülatif Ve Art Niyetli

Hissedilen enflasyon ile TÜFE arasındaki farklılaşmaya ilişkin yazılı bir açıklama yapan TÜİK, 2023 yıl sonunda TÜFE yıllık değişim oranı yüzde 64.77, tüketicilerin tahmininin yüzde 96 olduğu belirtti.

TÜİK, açıklamasında, “Tüketicilerin geçmiş 12 aydaki enflasyon algısını yansıtan ve tek soruluk veri setinden elde edilebilen sonuçlar üzerinden, resmi TÜFE verisini eleştirmek manipülatif ve art niyetli bir yaklaşımdır. Zira tüketicinin enflasyon tahmini ile TÜFE’nin farklılaşması son derece doğaldır” ifadeleri kullanıldı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), gerçek verileri açıklamadığı gerekçesiyle ekonomistler, siyasiler ve kamuoyu tarafından eleştirilmesi üzerine açıklama yaptı. TÜİK, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Bazı basın yayın organları ile sosyal medya hesaplarında Algılanan Enflasyon ve TÜFE’nin farklılaşmasına yönelik haberlerin çarpıtıldığı görülmektedir. TÜFE, her ay 81 il 228 ilçe kapsamında 564.710 fiyat derlenerek enflasyonu uluslararası standartlarda ölçen hesaplama sistemidir.

Basında Algılanan Enflasyon olarak ifade edilen veri ise yine TÜİK tarafından gerçekleştirilen Tüketici Eğilim Anketi kapsamında yer alan ve vatandaşlara yöneltilen ‘Geçen 12 aylık dönemde tüketici fiyatlarının % kaç arttığını / azaldığını düşünüyorsunuz? Lütfen tahmini oran veriniz’ sorusuna verilen cevaplar üzerinden hesaplanabilmektedir.

Söz konusu anketin mikro verisi, TÜİK Veri Araştırma Merkezi aracılığıyla talep eden tüm araştırmacıların kullanımına açıktır.

Tüketicilerin geçmiş 12 aydaki enflasyon algısını yansıtan ve yukarıda arz edilen tek soruluk veri setinden elde edilebilen sonuçlar üzerinden, resmi TÜFE verisini eleştirmek manipülatif ve art niyetli bir yaklaşımdır. Zira tüketicinin enflasyon tahmini ile TÜFE’nin farklılaşması son derece doğaldır.

Algılanan enflasyon ile TÜFE arasındaki oransal fark Avrupa Birliği ülkelerinde 5 ila 6 kata kadar çıkarken, ülkemizde bu farklılaşma çok daha düşüktür. 2023 yıl sonunda TÜFE yıllık değişim oranı %64.77 iken, tüketicilerin tahmini %96’dır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

Paylaşın

Türkiye, ‘Shrinkflasyon Ve Skimpflasyon’ Sürecine Girdi

Türkiye’nin bir süredir “skimpflasyon” ve “shrinkflasyon” sürecine girdiğini ifade eden ekonomist Mahfi Eğilmez, bunun yüksek enflasyonun bir sonucu olduğuna işaret etti.

Mahfi Eğilmez, ürünler üzerindeki enflasyon etkisinin azaltılması amacıyla yapılan bu tür işlemlerin iktidara katkısı olduğunu ancak büyük zarar verdiğini söyledi.

Ünlü ekonomist Mahfi Eğilmez, “Enflasyonla ilgili tartışmalar” başlıklı yazısında şunları kaleme aldı: Enflasyon, günümüzde bütün dünyada tehdit oluşturuyor. Gelişmiş ülkelerde enflasyon daha düşük olsa da (ortalama yüzde 4 dolayında) onların alıştığı yüzde 2 dolayındaki enflasyona göre yüksek olarak kabul ediliyor. Enflasyon; genel fiyat düzeyinin sürekli olarak yükselmesi olarak tanımlanıyor. Genel fiyat düzeyi mümkün olabilecek kadar çok sayıda mal ve hizmeti kapsayan bir ürün sepetiyle temsil ediliyor.

Bu sepete giren her mal ve hizmetin aile bütçelerinde tuttuğu ağırlık bu sepet oluşturulurken dikkate alınıyor ve böylece bir endeks oluşturuluyor. Bu endekse bir başlangıç yılı belirleniyor ve o yıl 100 olarak tanımlanıyor. Sonra gelen her ayda endekste oluşan değişime göre fiyatlar gelen düzeyinin ne kadar yükseldiği ortaya konuyor. Örneğin t yılının son ayı 100 kabul edilmiş ve t+1 yılının ilk ayında endeks 101 çıkmışsa t+1 yılı Ocak ayında enflasyon yüzde 2 olmuş demektir.

Skimpflasyon nedir?

Mahfi Eğilmez, fiyat değiştirmemek için başvurulan skimpflasyon yönteminin malın kalitesinde büyük ölçüde düşüklüğe sebep olduğunu açıkladı: Bu farklı görünümlerden birisi skimpflasyon denilen ve ürünün içeriğinin değiştirilmesi, kalitesinin düşürülmesi sonucu ortaya çıkan daha düşük değerdeki bir malın aynı fiyatla satılması olgusudur. Bu yolla fiyat değişmemiş ve enflasyona etki etmemiş gibi görünür oysa gerçek böyle değildir. Tereyağının kilosu 600 TL iken satışlarının düşmesinden endişe ederek yüksek enflasyonun etkisini tüketiciye yansıtamayan üretici 900 gram tereyağına kilosu 100 TL olan margarinden 100 gram katarak bu karışımı kilosu 600 TL’ye ve tereyağı başlığı altında satıyor olsun.

Bu durumda bu yeni ürünün gerçek fiyatı 550 TL/Kilo olması gerekirken 600 TL/Kilodan satıldığında üretici buradan 50 TL fazla kazanç sağlamış olur. Tüketici ise tereyağı aldığını düşünerek aslında margarin katılmış bir tereyağına eski tereyağı fiyatını ödemiş olur. Bu örnek, skimpflasyonun tipik örneğidir. Burada enflasyon hesabı yapılan sepete bu mal ister paket olarak isterse gram olarak alınsın içeriği kontrol edilip ayrıştırılmadığı sürece enflasyona olumsuz etki yapmaz. Fiyat hiç değişmemiş gibi görünür oysa mal değişmiştir.

Shrinkflasyon nedir?

Eğilmez, enflasyona etki etmiyor gibi görünen shrinkflasyonu ise şu sözlerle açıklıyor: Bir başkası shrinkflasyon denilen ve ürünün fiyatı aynı kaldığı halde boyut, ağırlık ya da hacminde ortaya çıkan düşüşü ifade eden değişikliktir. Bu şekilde fiyat değişmez ve enflasyona etki etmez göründüğü halde gerçekte ortada bir enflasyonist değişim söz konusudur. Ekmeğin belediyece belirlenmiş 250 gram / 10 TL’lik standart bir fiyatı olduğunu düşünelim. Bir fırın bu fiyatın, maliyetini tam olarak karşılamadığını düşünerek ürettiği ekmeğin gramajını 225 grama düşürerek satmaya başlarsa burada aslında 9 TL’lik bir ekmeği 10 TL’ye satarak 1 TL haksız kazanç elde etmiş olur.

Bu da shrinkflasyonun tipik örneğidir. Bu durumda ekmek fiyatı artmamış ve enflasyona etki etmemiş görünse de gerçekte ekmek fiyatı artmıştır. Buna karşılık bu artış fiyat değişmediği için enflasyona yansımaz. Skimpflasyon da shrinkflasyon da hem malı üreten üreticinin hem de fiyatları derleyip enflasyon oranlarını yayınlayan devletin işine gelir. Üreticiler, ortaya çıkan maliyet artışını tüketiciye belli etmeden fiyata yansıtmış olurken devlet te enflasyonda ortaya çıkacak artışı bu yolla gizlemiş oluyor. Hiç kuşkusuz her iki durumda da zarar gören daha düşük miktar ya da daha kötü kalitedeki ürünü aynı fiyata alacak olan tüketicilerdir.

Paylaşın

ENAG’dan TÜİK’e ‘Hissedilen Enflasyon’ Cevabı: Bu Bir İtiraf

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) hissedilen enflasyonu yüzde 129,4 olarak açıklamasını değerlendiren Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), konuya ilişkin yaptığı açıklamada, bunun tam anlamıyla bir itiraf olduğunu belirtti.

Haber Merkezi / Akademisyenlerin ve ekonomistlerin bağımsız biçimde oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), 2023 yılı için yıllık enflasyonu yüzde 127.21 olarak hesaplamıştı.

TÜİK, 2023 yılının son enflasyon oranını yüzde 64.77 olarak açıklamasının ardından kurum içinde yaptığı sunumlarda hissedilen enflasyonun yüzde 129.4 olarak ölçtü. TÜİK açıklanan resmi verilerle kurum içinde yapılan sunumlarda açıklanan hissedilen enflasyon ölçümünün kişilerin tüketim alışkanlığından kaynaklandığını belirtmişti.

ENAG, TÜİK’in kurum içinde yaptığı sunumda paylaştığı bu veriye sosyal medya hesabından tepki gösterdi. ENAG açıklamasında, “Ekonomi literatüründe ‘sunulan enflasyon’ ve ‘hissedilen enflasyon’ diye bir ayırım yoktur” dedi. ENAG açıklamasında halkın yoksullaşmasının nedenini, “TÜİK’in fiyat verileri halkın gelir seviyesi ile uyumunu kaybetmiş, halk bundan dolayı fakirleşmiştir” dedi.

ENAG, TÜİK’in hissedilen enflasyon açıklamasına ise, “Bu oranın TÜİK tarafından açıklanması ise tam anlamıyla bir itiraftır ve bunun hukuki sonuçları olacaktır” sözleriyle tepki gösterdi.

ENAG’ın açıklamaları şöyle:

“Haber içeriklerinden elde ettiğimiz bilgilere göre, TÜİK 2023 yılına ait hissedilen enflasyonun %129,4 olduğunu açıklamış, kamuoyuyla paylaştığı resmi verilerle ‘hissedilen enflasyon’ farkın nedenini tüketim alışkanlıkları ve harcama kalıplarına bağlamıştır.

Devletin veri tekelini bünyesinde taşıyan ve toplumsal hayatı doğrudan etkileyen TÜİK’in, bu veri farklılıklarının nedenlerini açıklarken, Enflasyon Araştırma Grubu’nu (ENAG) verileri yanlı sunan, siyasi amaçlı bir kuruluş olarak suçlamamıştır.

Kamuoyunun bilmesi gereken çok önemli bir gerçek vardır. Ekonomi literatüründe ‘sunulan enflasyon’ ve ‘hissedilen enflasyon’ diye bir ayırım yoktur. Dahası hissedilen enflasyon kavramı üniversitelerde gündeme bile gelmemektedir.

Sadece fiyat ve enflasyon verilerini değil, fiyat verileri ile bağlantılı olan daha birçok veriyi de taraflı ve gerçek olandan farklı sunan güzide kurumumuz TÜİK’i yönetenlerin bilmesi gereken birkaç önemli konu vardır:

TÜİK’in fiyat verileri halkın gelir seviyesi ile uyumunu kaybetmiş, halk bundan dolayı fakirleşmiştir.

Fiyat verileri ile reel hale dönüştürülen ekonomik büyüme oranları da gerçeği yansıtmamaktadır. Bu ise gelir paylaşımını bozmaktadır.

Hissedilen enflasyon oranı, literatürde yeri olmasa da, esas itibariyle günümüz Türkiye’sinde genel fiyat endeksindeki değişimi birebir yansıtmaktadır.

Bu oranın TÜİK tarafından açıklanması ise tam anlamıyla bir itiraftır ve bunun hukuki sonuçları olacaktır.

Günümüzde yaşanan bu veri sorunları, 2006-2013 döneminde Arjantin’de tecrübe edilenin bir karbon kopyasıdır. Orada da sunulan gerçek dışı enflasyon verileri halkın fakirleşmesine neden olmuş, ülkedeki ekonomik sorunlar günümüze kadar artarak gelmiştir.

Özetle; devlet kurumlarının yaptığı hataları dedikodu yaparak düzeltmesi rasyonel bir yöntem değildir. Akademik özelliğe sahip, Harvard Üniversitesi bünyesindeki benzer bir kuruluşla aynı metotları uygulayan grubumuz ENAG’a saldırması TÜİK’in güvenilirliğini artırmayacaktır.

2020 yılının Eylül ayından itibaren günlük fiyat verileri ile oluşturulan enflasyon oranlarını halkımız ile paylaşan ENAG aynı çizgide, kararlılıkla yoluna devam etmektedir.”

Türkiye, son iki yılda dünyanın en yüksek enflasyona sahip ülkelerinden biri

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Eylül 2021’den itibaren uygulamaya koyduğu faiz politikası ile Türkiye, son iki yılda dünyanın en yüksek enflasyona sahip ülkelerinden biri haline geldi.

Mayıs 2023 seçimlerinden zaferle çıktıktan sonra ekonominin başına Mehmet Şimşek’i, Merkez Bankası’nın başına Hafize Gaye Erkan’ı getiren Erdoğan, faiz artırımına da yeşil ışık yaktı. Haziran ayından bu yana yedi kez faiz artıran Merkez Bankası, politika faizini yüzde 8,5’ten yüzde 42,5’e çıkardı.

2024 yılında ise gözler, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) enflasyonla mücadelesinde geri adım atıp atmayacağında olacak. Türkiye ekonomisinin önümüzdeki birkaç yılda nasıl bir seyir izleyeceğini, 31 Mart yerel seçimleri sonrasında enflasyonla mücadelede atılan adımlar belirleyecek.

Hükümetin faiz indirme politikası ile birlikte son iki yılda rekor hızla artarak resmi verilere göre tüketici fiyatlarında yüzde 90’ları, üretici fiyatlarında ise yüzde 160’ları gören enflasyon, 2023 yılının ilk yarısını genel seçimlerin gölgesinde geçirdi.

Haziran ayına kadar yüzde 40’lar seviyesine kadar gerileyen Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), seçimler sonrasında kurulan yeni ekonomi yönetimi ve faiz artırımı politikasına geçilmesi sonrasında, yeniden yükselişe geçti.

Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Kasım 2023 verilerine göre, yıllık enflasyon TÜFE’de yüzde 61,98 düzeyinde gerçekleşti. Yurt içi üretici fiyatları ise yüzde 42,25 oldu. Ocak 2024’ün ilk günlerinde açıklanacak aralık ayı enflasyonu ile birlikte, 2023’ün yüzde 65 seviyesinde bir enflasyonla kapanması bekleniyor.

2024 yılı için ise hükümetin açıkladığı Orta Vadeli Program’da (OVP) yılsonu hedefi yüzde 33, Merkez Bankası beklentisi ise yüzde 36 olarak açıklandı. Gerek ulusal gerekse uluslararası kurumlar ise 2024 sonunda Türkiye’de enflasyonun yüzde 45-50 arasında seyretmesini bekliyor.

Paylaşın

Vatandaş, Açıklanan Enflasyonunun İki Katını Hissetti

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) hesaplamalarına göre yüzde 64,7 olarak açıklanan 2023 yılı tüketici enflasyonu vatandaşlarca yüzde 129,4 dolayında hissedildi.

TÜİK’e göre TÜFE verilerini 2023 yıllı enflasyonunu yüzde 127 olarak açıklayan ve veri serilerine erişilemeyen Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) verileriyle karşılaştırmak mümkün değil.

TÜİK ve İTO endeksleri arasındaki yapısal fark ölçümlerde de yıllardır farklılık yaratıyor, yüksek enflasyon bu farkı daha belirgin hale getirmiş bulunuyor.

Ekonomi gazetesinden Maruf Buzcugil‘in haberine göre; Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) açıkladığı enflasyon verilerinin vatandaşlarca iki kat daha yüksek hissedildiğini hesapladı.

Yaşadığımız yüksek enflasyon süreci önde gelen merkez bankalarının yaptığı gibi (FED, ECB, BOJ vb) Türkiye İstatistik Kurumu’nu da vatandaşların hissettiği enflasyonu düşünmeye yöneltti. TÜİK’in hesaplamalarına göre yüzde 64,7 olarak 2023 yılı tüketici enflasyonu vatandaşlarca yüzde 129,4 dolayında hissedilebiliyor.

TÜİK’e göre TÜFE verilerini 2023 yıllı enflasyonunu yüzde 127 olarak açıklayan ve veri serilerine erişilemeyen Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) verileriyle karşılaştırmak mümkün değil.

TÜİK ve İTO endeksleri arasındaki yapısal fark ölçümlerde de yıllardır farklılık yaratıyor, yüksek enflasyon bu farkı daha belirgin hale getirmiş bulunuyor.

Yapılan çalışmalara göre algılanan enflasyonun, ölçülen enflasyondan yüksek olmasının çeşitli nedenleri şöyle sıralanıyor:

Tüketicilerin gelir seviyelerinin, harcama kalıplarının ve tüketim alışkanlıklarının kişiden kişiye farklılık göstermesi, TÜFE oranının tespitinde kullanılan en çok kullanılan mal ve hizmet sepetinin bireylere göre değişmesi

TÜFE sepetinde yer alan tüm ürünler aylık ve yıllık olarak farklı fiyat hareketleri göstermekle birlikte bireylerin kendilerinin sıklıkla tükettikleri mal ve hizmet fiyatlarına odaklanmaları (Örneğin; sigara içen kişiler sigaraya gelen zamları; bebeği olan kişiler ise bebek bezi ve bebek maması fiyatlarını yakından takip etmekte ve genel enflasyon algılarını bu ürünlerin fiyat artışını dikkate alarak oluşturmaları).

TÜFE oranının tespiti için oluşturulan sepetteki mal ve hizmetlerden bazılarının fiyatı bir dönemden diğerine artarken, bazıları sabit kalıyor. Bazı mal ve hizmet fiyatları ise mevsimsel ve konjonktürel etkilerle düşüyor.

Bireyler düşen ve sabit kalan fiyatları değil, sadece ilgili dönemde yüksek artış gösteren sınırlı sayıdaki ürün fiyatını (ortalama beş ürün) dikkate alarak bir değerlendirme yapıyor.

Hissettikleri enflasyonu bu doğrultuda oluşturuyorlar (örneğin ekmek gibi temel tüketim maddelerinin yanı sıra tüketicilerin kiraları, internet, cep telefonu iletişim ücretleri gibi çok sayıda madde fiyatı her ay artış göstermiyor).

Paylaşın

BM’den Türkiye İçin Enflasyon Tahmini: 2025 Yılına Kadar Çift Hanelerde Kalacak

Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İşler Teşkilatı (DESA), Türkiye’nin 2024 yılında yüzde 2,7 oranın büyüyeceğini, enflasyon oranının ise 2025 yılına kadar çift hanelerde kalacağının tahmin edildiğini açıkladı.

DESA, Türkiye’de son yıllarda uygulanan alışılmadık para politikasının, düşük faiz oranlarının ülkede üretkenliği ve ekonomik büyümeyi artırmada büyük ölçüde başarısızlık yarattığını kaydetti.

DESA, Türkiye’de, uygulanan farklı ekonomik yöntemlerin yerel para biriminin giderek zayıflamasına yol açtığını, Türk lirasının ABD doları karşısındaki değerinin, Ocak 2018 ile Kasım 2023 tarihleri arasında 3,76 Türk lirasından 28,59 Türk lirasına yükselip, değer kaybettiğini vurguladı.

Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İşler Teşkilatı (DESA), ‘’2024 Yılı Dünya Ekonomik Durumu ve Beklentileri’’ raporunu yayınladı.

VOA Türkçe’den Can Kamiloğlu’nun aktardığına göre; DESA raporunda, Türkiye’nin 2024 yılında yüzde 2,7 oranın büyüyeceğini, enflasyon oranının ise 2025 yılına kadar çift hanelerde kalacağının tahmin edildiğini açıkladı.

Raporda, Türkiye’de ekonomi yönetiminden sorumlu yetkililerinin, 2024 yılında büyümeyi yavaşlatması beklenen enflasyonu dizginlemek için para politikasını agresif bir şekilde sıkılaştırdığı kaydedildi.

Rapora göre 2023 yılında, Türkiye, Arjantin, Venezuela, Kolombiya, Mısır, Gana, Malavi, Pakistan ve Güney Afrika’nın da bulunduğu birçok gelişmekte olan ülkenin para birimleri, yüzde 20’nin üzerinde değer kaybetti.

Raporda, Türkiye’de son yıllarda uygulanan alışılmadık para politikası, düşük faiz oranlarının ülkede üretkenliği ve ekonomik büyümeyi artırmada büyük ölçüde başarısızlık yarattığı kaydedildi.

Türkiye’de, uygulanan farklı ekonomik yöntemlerin yerel para biriminin giderek zayıflamasına yol açtığı, Türk lirasının ABD doları karşısındaki değerinin, Ocak 2018 ile Kasım 2023 tarihleri arasında 3,76 Türk lirasından 28,59 Türk lirasına yükselip, değer kaybettiği belirtildi.

Türk lirasındaki aşırı değer kaybının 2022 yılında enflasyon oranını yüzde 72’ye yükselttiği, 2023 yılında yüzde 55 oranında hala yüksek bir oranda kalacağı, 2024 yılında gevşemesinin beklediğini ancak 2025’e kadar çift haneli seviyelerde kalmasının tahmin edildiği belirtildi. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın, 23 Kasım 2023’te faiz oranlarını yüzde 40’a kadar yükseltmek zorunda kaldığı hatırlatıldı.

Kapsamlı raporda, küresel işgücü piyasasının pandemi sonrasında hızla toparlandığı, geçtiğimiz yıl birçok ülkede işsizlik oranlarının salgın öncesi seviyelerin altına düştüğü, ABD ve bazı Avrupa ülkeleri ekonomilerinde neredeyse tarihi en düşük seviyelere ulaştığı ancak bu iyileşmenin özellikle gelişmekte olan ekonomilerin farklı eğilimler yaşaması nedeniyle dengesizlikler yarattığı kaydedildi.

2023 yılında, Türkiye ile birlikte Brezilya ve Çin’de işsizlik oranlarında belirgin bir düşüş görüldüğü ancak gelişmekte olan birçok ülke, özellikle Batı Asya ve Afrika ülkelerinin, yüksek işsizlik oranlarıyla mücadele ettikleri vurgulandı. Türkiye’nin işsizlikle mücadelesi sonucunda ülkedeki işsizlik oranlarının 2023’ün üçüncü çeyreğinde son dokuz yılın en düşük seviyesine ulaştığı kaydedildi.

‘’Küresel istihdam verileri daha da kötü olacak’’

Geçtiğimiz yıl, çoğu ülkede ücret artışlarının enflasyonun etkisini dengelemede başarısız olduğu, yaşam maliyetinin artışıyla birlikte yaşanan krizini daha da kötüleştiği vurgulandı. 2023 yılında, gelişmekte olan ülkelerdeki işgücü piyasası, kayıt dışı istihdam, cinsiyet eşitsizlikleri ve yüksek genç işsizliği gibi kalıcı zorluklarla yüzleşmeye devam edildiği kaydedildi.

Raporda, gelişmekte olan birçok ülkede işgücü piyasası koşullarının, zayıf beklentiler nedeniyle 2024’te muhtemelen kötüleşeceği, para sıkılaştırma politikalarının birçok ülkede istihdam üzerinde olumsuz etki yapacağı belirtildi.

Paylaşın

Merkez Bankası, Enflasyon Raporunu Açıkladı: Enerji Ve Gıda Vurgusu

Enflasyon raporunu yayımlayan Merkez Bankası (TCMB), raporunda, yıllık enflasyonda temel mal ve hizmet gruplarındaki yükselişin sınırlı, enerji ve gıda gruplarındaki artışın ise daha belirgin olduğunu belirtti.

Haber Merkezi / Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Aralık ayı enflasyonla ilgili değerlendirme raporunu yayımladı. Raporda özetle şu ifadeler yer aldı:

“Tüketici fiyatlarının aralık ayında yüzde 2,93 oranında artmasıyla yıllık enflasyon 2,79 puan yükselmiş ve 2023 yılını yüzde 64,77 ile son Enflasyon Raporu’nda sunulan tahminin orta noktasının altında tamamlamıştır. Yıllık enflasyon temel mal ve hizmet gruplarında sınırlı yükselirken, enerji ve gıda gruplarındaki artış daha belirgin olmuştur.

Bedelsiz doğal gaz kullanım sınırının aşılmasının aylık tüketici enflasyonuna etkisi 0,29 puan olurken, akaryakıt fiyatlarında gerçekleşen düşüş enerji grubu fiyat artışını sınırlamıştır. Sebze ve kırmızı et fiyatlarında gözlenen yüksek artışların belirgin etkisiyle, aylık tüketici enflasyonunun yaklaşık yarısı gıda grubundan gelmiştir.

Temel mal grubu aylık fiyat artışı bir önceki aya kıyasla bir miktar güçlenirken, beyaz eşya fiyatları dayanıklı mal alt grubunu, ilaç fiyatları ise diğer temel mal alt grubunu sürükleyen kalemler olmuştur. Beklenen ücret artışlarının, dayanıklı mal fiyatlarında gözlenen yükselişte etkili olduğu değerlendirilmektedir.

Hizmet grubunda ise aylık fiyat artışı yavaşlamıştır. Aylık kira enflasyonundaki zayıflama eğilimi devam ederken, akaryakıt fiyatlarındaki gelişmelerle uyumlu olarak ulaştırma hizmetleri fiyatları gerilemiştir.

Aralık ayında üretici fiyatları aylık artışı enerji grubu kaynaklı olarak yavaşlarken yıllık üretici enflasyonu düşük bazın da etkisiyle yükselmiştir. Bu görünüm altında, mevsimsellikten arındırılmış verilerle aylık artış oranları B ve C göstergelerinde sınırlı bir şekilde yükselirken, göstergelerin yıllık enflasyonları artış kaydetmiştir.

Enflasyonun ana eğilimi, tüm göstergelerle birlikte değerlendirildiğinde, bir önceki aya kıyasla görece yatay bir seyir izleyerek, Enflasyon Raporu’nda öngörülenden daha ılımlı bir görünüme işaret etmektedir.”

Enflasyon TÜİK’e göre yüzde 64,77, ENAG’a göre yüzde 127,21

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, enflasyon aralık ayında bir önceki aya göre yüzde 2,93, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 64,77, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 64,77 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 53,86 oldu.

Bağımsız akademisyenlerden oluşan Enflasyon Araştırma Grubu’nun (ENAG) verilerine göre, aralık ayında enflasyon aylık bazda yüzde 4,12, yıllık bazda artış ise yüzde 127,21 oldu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Eylül 2021’den itibaren uygulamaya koyduğu faiz politikası ile Türkiye, son iki yılda dünyanın en yüksek enflasyona sahip ülkelerinden biri haline geldi.

Mayıs 2023 seçimlerinden zaferle çıktıktan sonra ekonominin başına Mehmet Şimşek’i, Merkez Bankası’nın başına Hafize Gaye Erkan’ı getiren Erdoğan, faiz artırımına da yeşil ışık yaktı. Haziran ayından bu yana yedi kez faiz artıran Merkez Bankası, politika faizini yüzde 8,5’ten yüzde 42,5’e çıkardı.

2024 yılında ise gözler, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) enflasyonla mücadelesinde geri adım atıp atmayacağında olacak. Türkiye ekonomisinin önümüzdeki birkaç yılda nasıl bir seyir izleyeceğini, 31 Mart yerel seçimleri sonrasında enflasyonla mücadelede atılan adımlar belirleyecek.

Hükümetin faiz indirme politikası ile birlikte son iki yılda rekor hızla artarak resmi verilere göre tüketici fiyatlarında yüzde 90’ları, üretici fiyatlarında ise yüzde 160’ları gören enflasyon, 2023 yılının ilk yarısını genel seçimlerin gölgesinde geçirdi.

Haziran ayına kadar yüzde 40’lar seviyesine kadar gerileyen Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), seçimler sonrasında kurulan yeni ekonomi yönetimi ve faiz artırımı politikasına geçilmesi sonrasında, yeniden yükselişe geçti.

Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Kasım 2023 verilerine göre, yıllık enflasyon TÜFE’de yüzde 61,98 düzeyinde gerçekleşti. Yurt içi üretici fiyatları ise yüzde 42,25 oldu. Ocak 2024’ün ilk günlerinde açıklanacak aralık ayı enflasyonu ile birlikte, 2023’ün yüzde 65 seviyesinde bir enflasyonla kapanması bekleniyor.

2024 yılı için ise hükümetin açıkladığı Orta Vadeli Program’da (OVP) yılsonu hedefi yüzde 33, Merkez Bankası beklentisi ise yüzde 36 olarak açıklandı. Gerek ulusal gerekse uluslararası kurumlar ise 2024 sonunda Türkiye’de enflasyonun yüzde 45-50 arasında seyretmesini bekliyor.

Paylaşın