Yüksek Enflasyon Daha Ne Kadar Devam Edecek?

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) hafta başında mart ayına ilişkin enflasyon istatistiklerini açıkladı. Buna göre, martta yıllık tüketici enflasyonu yüzde 61,14 ile son 20 yılın zirvesini gördü. Böylece kasım ayında yüzde 21 seviyesinde olan yıllık enflasyon sadece 4 ayda 3 katına çıkmış oldu.

Aydan aya yükselmeye devam eden enflasyon, hem üreticiler hem de tüketiciler için olumsuz bir grafik çizmeye devam ederken, hiperenflasyon kavramı yeniden gündeme geldi. Peki yaşanan durum hiperenflasyon anlamına mı geliyor

Hiperenflasyon nedir?

Paranın hızla değer kaybettiği, enflasyonun durdurulamadığı ortamlarda yaşanan hiperenflasyon tanımını kullanmak için yıllık enflasyonun yüzde 200 seviyesini aşması, aylık bazda ise yüzde 50’lik artışlar yaşanması gerekiyor. Ekonomistlere göre hiperenflasyonun en önemli sebeplerinden biri de aşırı para genişlemesi ve yanlış para politikaları olarak tanımlanıyor.

Yaşanılan durum ne?

Resmi istatistiklere göre Türkiye’nin aylık enflasyonunda artışlar henüz çift haneli sayılara ulaşmadı. Bir grup akademisyen tarafından oluşturulan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) tarafından düzenli olarak yayınlanan enflasyon istatistiklerine göre de mart ayında yıllık enflasyon yüzde 142.6, aylık enflasyon ise yüzde 11.93 seviyesinde. Yani bu durumu hiperenflasyon olarak tanımlamak zor.

Türkiye’nin aylık enflasyonda çok yüksek artışlarla karşılaştığını ancak bunun hiperenflasyondan uzak olduğunu belirten ekonomistler ise vatandaşın hissettiği enflasyona vurgu yapıyor.

DW Türkçe’den Emre Eser’e değerlendirmelerde bulunan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Eğitim ve Teknoloji Üniversitesi Öğretim Üyesi Atılım Murat, “Hiperenflasyon dediğimiz şey fiyatların teknik olarak her ay yüzde 50 artması. Türkiye’de henüz böyle bir durum yok. Aylık bazda yüzde 5’lik, yüzde 6’lık çok yüksek artışlar var ama bu bir hiperenflasyon değil” dedi.

Atılım Murat’a göre vatandaşın hissettiği enflasyon burada farklılık gösteriyor. “Ben enflasyonu her vatandaş gibi yüzde 100 ila yüzde 150 arasında hissediyorum. Çok yüksek ve anormal bir enflasyon var” diyen Murat, vatandaşların markete, pazara gittiği zaman haftalık olarak gördüğü çok yüksek artışların enflasyon beklentilerini ve fiyatlama davranışlarını bozduğunu söylüyor.

‘Şok etkisi yaratıyor’

Hazine ve Maliye Bakanlığı Mülga Gelir Politikaları Eski Genel Müdürü ve Eski IMF Ekonomisti Dr. Burcu Aydın Özüdoğru ise Türk halkının yakın geçmişte yüzde 10-15’lik tüketici enflasyonunu bir şekilde benimsediğini, şimdi yaşanan yüzde 60’lık tüketici enflasyonunun ve yüzde 100’ü aşan üretici enflasyonunun vatandaş üzerinde bir şok etkisi yarattığını belirtiyor.

Gelinen noktada tüketicilerin elindeki paranın satın alma gücüne baktığını anlatan Özüdoğru, “Siz pazara gittiğinizde, markete gittiğinizde, elektrik faturası ödediğinizde ya da benzin aldığınızda 3 ay önceye hatta 1 ay önceye göre ne kadar fazla ödediğinizi görüyorsunuz. İki tutarı karşılaştıran tüketicinin de bu anlamda ciddi derecede canı yanıyor.

Hissedilen artış alt kalemlerde

TÜİK’in yüzde 60’lık bir tüketici enflasyonu açıkladığını ancak alt kalemlerde bazı ürün gruplarında bu artışların yüzde 100’ü aştığını aktaran Özüdoğru, bu noktada tüketicinin en fazla kullandığı ürünü ya da hizmeti daha çok gözlemlediğini ve kendi ücretindeki artışla kıyasladığını ifade etti.  Genellikle tüm dikkatlerin yüzde 60’lık manşet enflasyona odaklandığını dile getiren Atılım Murat da, “Ancak alt kırılmalardaki artışlar çok yüksek. Mesela ulaştırma kalemindeki yıllık artışlar yüzde 99” diyor.

Yüksek enflasyon ne kadar devam edecek?

Ekonomistlerin altını çizdiği diğer bir konu ise yüksek enflasyonun uzun süre Türkiye’nin peşinden geleceği. Henüz enflasyonda Türkiye’nin en kötüyü görmediğini anlatan Atılım Murat, küresel etkiler ve mevcut politikalara bakıldığında Türkiye’nin en az bir yıl daha yüksek enflasyonu yaşayacağını belirtiyor.

Maaş zamları 3 ayda eridi

Türkiye’nin mevcut politikaları ile enflasyonu kısa vadede düşüremeyeceğini aktaran Burcu Aydın Özüdoğru ise, “Politikalarda enflasyon önceliklendirilmediği sürece sabit ücretle çalışan insanlar yani işçiler, kamu personeli ve emekliler gibi gruplar her zaman satın alma gücünü kaybeder. Yakın zamanda ücretlere yüzde 50 gibi zamlar yapıldı. Ama 3 ay içerisinde ücretlere yeniden bir düzenleme yapılması ihtiyacı doğdu. Yani enflasyondaki artış kontrol edilmediği sürece buradaki bozulma da iyileşmeyecektir” değerlendirmesinde bulunuyor.

Ekonomistlere göre yüksek enflasyonun uzun süredir devam etmesi bu durumdan etkilenen kitleleri arttırıyor.

“Artık sadece alt ve orta gelir grubunda insanlar değil, üst gelir grubundaki insanlar da  hayat pahalılığı karşısında çok bunalmaya başladı” diyen Atılım Murat, yoksulluk sınırının 16 bin lira olduğu ortamda vatandaş ciddi anlamda zorlandığını söylüyor.

Enflasyon kısa sürede düşürülebilir mi?

Mevcut politika faizi ile paranın sürekli olarak kendine gidecek başka yerler aradığını anlatan Burcu Aydın Özüdoğru, gelinen noktada enflasyon hedeflerinden çok uzaklaşıldığını dile getiriyor. Özüdoğru’ya göre mevcut politikalar devam ettiği sürece yüksek enflasyon kalıcı olmaya devam edecek. Enflasyon artışını kontrol edecek bir patikaya girilmediği sürece yıl sonunda yüzde 45-50 oranlarının aşağısına inilmesinin zor olduğunu anlatan Özüdoğru, bu konuda ciddi adımların atılması gerektiğinin altını çiziyor.

‘En iyi ihtimalde yüzde 30 olur’

Artık burada işin Merkez Bankası kontrolünden bile çıktığını belirten Atılım Murat ise yıl sonunda hem dünyada hem de Türkiye’de her şeyin güzel gitmesi halinde, en iyi ihtimalle yüzde 30’luk bir enflasyon yaşanacağını vurguluyor. Ancak Murat’a göre bu uzak bir ihtimal. Murat, bu konuda şunları söylüyor: “Aralık ayında baz etkisiyle enflasyonun düşeceği söyleniyor. Evet ancak, burada yeni bir kur şoku da yaşamamız gerekiyor. Son iki ayın enflasyonu kabaca yüzde 11.5, zaten bu artışla aralık ayındaki baz etkisini siliyoruz. Artık o da çok belirsiz bir ihtimal.”

Paylaşın

MB’nin Enflasyon Raporunda ‘Gıda’ Ve ‘Enerji’ Vurgusu

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın  (TCMB) ‘Aylık Fiyat Gelişmeleri Raporu’ yayımlandı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yüzde 61 olarak açıkladığı enflasyon verilerinin yorumlandığı raporda, emtia fiyatlarındaki artışın jeopolitik gelişmelerle belirginleştiğine işaret edildi. 

Haber Merkezi / Yayınlanan raporda enflasyondaki artışa en belirgin katkının enerji, gıda ve temel mal gruplarından geldiği ifade edilirken, yılın başından itibaren emtia fiyatlarında gözlenen artış eğiliminin jeopolitik gelişmelerle beraber bu dönemde ‘bir miktar’ daha belirginleştiği vurgulanan raporda, enflasyonundaki artışın alt gruplar geneline yayıldığı tespiti yapıldı.

Uluslararası enerji fiyatlarındaki artışın yurtiçi fiyatları da etkilediği belirtilen raporda, elektrik fiyatlarında kademeli tarife sisteminde yapılan düzenleme ve KDV indiriminin daha olumsuz bir görünümü sınırladığı anlatıldı.

Gıda enflasyonundaki yükseliş alt gruplar genelinde devam ederken, son dönemde aylık bazda yüksek artışlar gösteren taze meyve ve sebze fiyatlarının mart ayında görece yatay seyrettiği vurgulandı. Bunun yanısıra, gıda grubu alt kalemlerinde KDV indiriminin sarkan etkilerinin gözlenmeye devam ettiği, temel malda yıllık enflasyon giyim ve ayakkabı grubunda yatay seyrederken diğer alt gruplarda yükseldiği ifade edildi.

Raporda, enflasyondaki diğer gelişmeler için şu değerlendirme yer aldı: “Temel malda yıllık enflasyon giyim ve ayakkabı grubunda yatay seyrederken diğer alt gruplarda yükselmiştir. Bu dönemde, hizmet grubunda yıllık enflasyon alt gruplar genelinde artmış, enerji ve gıda fiyatlarındaki görünüme paralel olarak ulaştırma ve lokanta-otel öne çıkan gruplar olmaya devam etmiştir. Uluslararası emtia fiyatlarında devam eden güçlü yükseliş ve tedarik zincirlerindeki aksamalar neticesinde üretici fiyatlarındaki artışlar sürmüştür. Bu görünüm altında, B ve C göstergelerinin yıllık enflasyonlarındaki yükseliş devam etmiştir.”

Enflasyon yüzde 70lere çıkacak

Amerika Birleşik Devletleri’nin finans merkezi Wall Street’te bankalar, Türkiye’de önümüzdeki dönemde enflasyonun daha da artacağı tahmininde bulundu. Yatırım bankası JPMorgan, yıl sonunda enflasyon oranının yüzde 65 ila 70 seviyesine yükseleceğini daha sonra güçlü baz etkisi nedeniyle yüzde 40’lara gerileyeceğini öngördü.

JPMorgan müşteri notunda “Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tüm dikkatini döviz kuru korumalı mevduat sistemine verdiği için tüketici fiyat endeksi (TÜFE) verileri ne kadar güçlü olursa olsun tepki verme olasılığı düşük.” değerlendirmesinde bulundu.

Bir diğer yatırım bankası Goldman Sachs ise enflasyon oranının Mayıs-Haziran döneminde yüzde 67’ye ulaşarak zirve yapacağını ve 2022 yılının büyük kısmında yüzde 65’in üzerinde kalacağını tahmin etti. Goldman Sachs da JPMorgan ile benzer şekilde yıl sonunda enflasyon oranının yüzde 45’e gerilemesini bekliyor.

Goldman Sachs “Ticari mal fiyatları ve enflasyonla mücadeleye yönelik olmayan para politikalarından kaynaklı yukarı yönlü riskler görüyoruz.” değerlendirmesi yaptı.

Enflasyon yüzde 61,14

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Mart 2022 verilerini açıkladı. Açıklanan verilere göre, TÜFE Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 5,46, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 22,81, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 61,14 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde  29,88 artış gerçekleşti.

Üç haneli enflasyon

Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), mart ayı enflasyonunu verilerini açıkladı. ENAG’a göre, Tüketici Fiyat Fiyat Endeksi (E-TÜFE) mart ayında yüzde 11.93 arttı. E-TÜFE’nin son 12 aylık artışı ise yüzde 142.63 olarak gerçekleşti. ENAG şubat ayı enflasyon rakamlarını yıllık yüzde 123.80 oranında olduğunu duyurmuştu.

Paylaşın

‘Enflasyon Yüzde 70’lere Çıkacak’ İddiası

TÜİK, Mart ayında son 20 yılın en yüksek yıllık enflasyon oranı olan yüzde 61,14 enflasyon oranı bildirirken, Amerika Birleşik Devletleri’nin finans merkezi Wall Street’te bankalar, Türkiye’de önümüzdeki dönemde enflasyonun daha da artacağı tahmininde bulundu.

Yatırım bankası JPMorgan, yıl sonunda enflasyon oranının yüzde 65 ila 70 seviyesine yükseleceğini daha sonra güçlü baz etkisi nedeniyle yüzde 40’lara gerileyeceğini öngördü.

JPMorgan müşteri notunda “Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tüm dikkatini döviz kuru korumalı mevduat sistemine verdiği için tüketici fiyat endeksi (TÜFE) verileri ne kadar güçlü olursa olsun tepki verme olasılığı düşük.” değerlendirmesinde bulundu.

Bir diğer yatırım bankası Goldman Sachs ise enflasyon oranının Mayıs-Haziran döneminde yüzde 67’ye ulaşarak zirve yapacağını ve 2022 yılının büyük kısmında yüzde 65’in üzerinde kalacağını tahmin etti. Goldman Sachs da JPMorgan ile benzer şekilde yıl sonunda enflasyon oranının yüzde 45’e gerilemesini bekliyor.

Goldman Sachs “Ticari mal fiyatları ve enflasyonla mücadeleye yönelik olmayan para politikalarından kaynaklı yukarı yönlü riskler görüyoruz.” değerlendirmesi yaptı.

Enflasyon yüzde 61,14

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Mart 2022 verilerini açıkladı. Açıklanan verilere göre, TÜFE Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 5,46, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 22,81, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 61,14 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde  29,88 artış gerçekleşti.

Üç haneli enflasyon

Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), mart ayı enflasyonunu verilerini açıkladı. ENAG’a göre, Tüketici Fiyat Fiyat Endeksi (E-TÜFE) mart ayında yüzde 11.93 arttı. E-TÜFE’nin son 12 aylık artışı ise yüzde 142.63 olarak gerçekleşti. ENAG şubat ayı enflasyon rakamlarını yıllık yüzde 123.80 oranında olduğunu duyurmuştu.

Paylaşın

ENAG Verileri TÜİK’i Yalanladı: Enflasyon Üç Haneli

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı mart ayı enflasyon verileri öncesi Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), kendi verilerini yayımladı. ENAG’a göre, Tüketici Fiyat Fiyat Endeksi (E-TÜFE) mart ayında yüzde 11.93 arttı. E-TÜFE’nin son 12 aylık artışı ise yüzde 142.63 olarak gerçekleşti.

Haber Merkezi / ENAG-özellikli ürün grubu enflasyon hesaplamasına göre, TÜİK alt grupları gösterge olarak alındığında en fazla aylık düşüş eksi yüzde 1,41 ile Lokanta ve Oteller en fazla yükseliş ise yüzde 78,44 ile sağlık kaleminde gerçekleşmiştir.

ENAG şubst ayı enflasyon rakamlarını yıllık yüzde 123.80 oranında olduğunu duyurmuştu. Bağımsız akademisyen ve ekonomistlerden oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), her ay kendi hesapladığı enflasyon oranıyla kamuoyunun karşısına çıkıyor.

TÜİK Mart ayı enflasyon verilerini açıkladı

TÜİK’e göre, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 5,46, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 22,81, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 61,14 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde  29,88 artış gerçekleşti.

Yıllık en düşük artış yüzde 15,08 ile haberleşme ana grubunda gerçekleşti. Bir önceki yılın aynı ayına göre artışın düşük olduğu diğer ana gruplar sırasıyla yüzde  26,73 ile eğitim, yüzde  26,95 ile giyim ve ayakkabı ve yüzde  34,95 ile sağlık oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın yüksek olduğu ana gruplar ise sırasıyla, yüzde  99,12 ile ulaştırma, yüzde  70,33 ile gıda ve alkolsüz içecekler, yüzde  69,26 ile ev eşyası oldu.

Ana harcama grupları itibarıyla 2022 yılı Mart ayında en az artış gösteren ana gruplar yüzde  1,78 ile giyim ve ayakkabı, yüzde  1,84 ile konut ve yüzde  2,78 ile eğlence ve kültür oldu. Buna karşılık, 2022 yılı Mart ayında artışın yüksek olduğu ana gruplar ise sırasıyla, yüzde  13,29 ile ulaştırma, yüzde  6,55 ile eğitim, yüzde  6,04 ile lokanta ve oteller oldu.

Mart 2022’de, endekste kapsanan 409 maddeden, 69 maddenin ortalama fiyatında düşüş gerçekleşirken, 27 maddenin ortalama fiyatında değişim olmadı. 313 maddenin ortalama fiyatında ise artış gerçekleşti. İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’de 2022 yılı Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 4,24, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 16,38, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 51,34 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde  27,48 artış gerçekleşti.

Paylaşın

TÜİK Açıkladı: Enflasyon Martta Yüzde 61,4’e Yükseldi

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Mart 2022 verilerini açıkladı. Açıklanan verilere göre, TÜFE Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 5,46, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 22,81, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 61,14 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde  29,88 artış gerçekleşti.

Haber Merkezi / TÜİK’e göre, yıllık en düşük artış yüzde 15,08 ile haberleşme ana grubunda gerçekleşti. Bir önceki yılın aynı ayına göre artışın düşük olduğu diğer ana gruplar sırasıyla yüzde  26,73 ile eğitim, yüzde  26,95 ile giyim ve ayakkabı ve yüzde  34,95 ile sağlık oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın yüksek olduğu ana gruplar ise sırasıyla, yüzde  99,12 ile ulaştırma, yüzde  70,33 ile gıda ve alkolsüz içecekler, yüzde  69,26 ile ev eşyası oldu.

Açıklanan verilere göre, ana harcama grupları itibarıyla 2022 yılı Mart ayında en az artış gösteren ana gruplar yüzde  1,78 ile giyim ve ayakkabı, yüzde  1,84 ile konut ve yüzde  2,78 ile eğlence ve kültür oldu. Buna karşılık, 2022 yılı Mart ayında artışın yüksek olduğu ana gruplar ise sırasıyla, yüzde  13,29 ile ulaştırma, yüzde  6,55 ile eğitim, yüzde  6,04 ile lokanta ve oteller oldu.

Mart 2022’de, endekste kapsanan 409 maddeden, 69 maddenin ortalama fiyatında düşüş gerçekleşirken, 27 maddenin ortalama fiyatında değişim olmadı. 313 maddenin ortalama fiyatında ise artış gerçekleşti. İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’de 2022 yılı Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 4,24, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 16,38, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 51,34 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde  27,48 artış gerçekleşti.

Üç haneli enflasyon

Öte yandan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), mart ayı enflasyonunu verilerini açıkladı. ENAG’a göre, Tüketici Fiyat Fiyat Endeksi (E-TÜFE) mart ayında yüzde 11.93 arttı. E-TÜFE’nin son 12 aylık artışı ise yüzde 142.63 olarak gerçekleşti.

ENAG şubat ayı enflasyon rakamlarını yıllık yüzde 123.80 oranında olduğunu duyurmuştu. Bağımsız akademisyen ve ekonomistlerden oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), her ay kendi hesapladığı enflasyon oranıyla kamuoyunun karşısına çıkıyor.

Paylaşın

‘Euro Bölgesi’ Enflasyonu Tüm Zamanların En Yüksek Seviyesinde

Euro Bölgesi enflasyonu Mart ayında tüm zamanların en yüksek seviyesi olan yüzde 7.5’e yükseldi. Enflasyon, Avrupa Merkez Bankası’nın fiyat istikrarını garanti eden yüzde 2’lik hedefinin üç katından fazla.

Avrupa Birliği İstatistik Ofisi Eurostat, Mart ayında Euro Bölgesi’ndeki 19 ülkede tüketici fiyatlarının yüzde 7,5’e yükseldiğini duyurdu.

Enflasyon özellikle 4 üye ülkede çift haneli rakamlara ulaşarak keskin bir yükseliş gösterdi. Litvanya, yüzde 15.6 ile bu artışta lider konumunda. En düşük oran, artışın yüzde 4.6 olarak ölçüldüğü Malta’da kaydedildi. Ancak bu bile Avrupa Merkez Bankası hedefinin iki katından fazla.

Oysa analistler Şubat’ta yüzde 5,9 olan enflasyonun bu ay yüzde 6,7’e çıkmasını öngörmüştü. Ortak para birimi euronun 1999 yılında piyasaya sürülmesinden bu yana ilk kez enflasyon bu seviyeye yükseldi.

Enflasyonda kırılan rekorun en önemli nedeninin enerji fiyatlarındaki artış olduğu belirtiliyor.

Eurostat, geçen ay enerji maliyetlerinin yüzde 44,7 oranında arttığına dikkat çekti. Gıda, alkol ve tütün ürünleri fiyatları yüzde 5 artarken, otomobil, bilgisayar, kitap, giysi gibi ürünlerde yüzde 3,4’lük bir artış oldu.

Rusya’dan tarım ihracatını sınırlandırma tehdidi

Euro Bölgesi’nde enflasyonun rekor kırdığı açıklaması gündeme damgasını vururken, Rusya’dan yapılan bir açıklama dikkat çekti.

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dimitri Medvedev, bugün yaptığı açıklamada, “artık gıda ve tarım ürünlerimizi sadece dost ülkelere ihraç edeceğiz” dedi. Medvedev, “Ne mutlu ki çok dostumuz var ve onlar Avrupa ve Kuzey Amerika’da değiller” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

İstanbul’un Enflasyonu Son 20 Yılın Zirvesinde

İktidar ekonomide pembe tablolar çizmeye çalışsa da, kurumlardan yapılan istatistiki veri açıklamaları bunu doğrulamıyor. İstanbul’da perakende fiyatlarda yıllık enflasyon Mart’ta yüzde 63,25 seviyesine çıktı. Böylelikle 2002 yılından bu yana en yüksek yıllık enflasyon kaydedildi.

Haber Merkezi / İstanbul Ticaret Odası (İTO) mart ayına ilişkin perakende ve toptan fiyat endekslerini yayımladı.

2022 Mart ayında İstanbul’da; perakende fiyat hareketlerinin göstergesi olan İstanbul Ücretliler Geçinme İndeksi bir önceki aya göre yüzde 6,29, toptan fiyat hareketlerini yansıtan Toptan Eşya Fiyatları indeksi ise yüzde 7,65 oranında arttı. Böylelikle yıllık enflasyon martta yüzde 63,25 seviyesine çıkarken, 2002 yılından bu yana en yüksek yıllık enflasyon kaydedildi.

İTO tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi:

“Mart 2022’de Perakende fiyatlarda bir önceki aya göre; Kültür Eğitim ve Eğlence Harcamalarında yüzde 17,40, Ev Eşyası Harcamalarında yüzde 8,99, Ulaştırma ve Haberleşme Harcamalarında yüzde 8,12, Gıda Harcamalarında yüzde 6,16, Konut Harcamalarında yüzde 5,02, Giyim Harcamalarında yüzde 4,06, Sağlık ve Kişisel Bakım Harcamalarında yüzde 0,99, Diğer Harcamalar grubunda yüzde 0,42 artış görülmüştür.

Mart 2022’de Toptan fiyatlarda bir önceki aya göre; İşlenmemiş Maddeler Grubunda yüzde 21,56, Gıda Maddeleri grubunda yüzde 6,13, Madenler Grubunda yüzde 5,98, Kimyevi Maddeler Grubunda yüzde 3,66, İnşaat Malzemeleri Grubunda yüzde 2,55, Yakacak ve Enerji Maddeleri Grubunda yüzde 1,79, Mensucat Grubunda yüzde 1,67 artış görülmüştür.”

Paylaşın

KDV İndirimleri Enflasyona Çare Mi?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pazartesi günü Bakanlar Kurulu toplantısının ardından, bazı ürünlerden alınan Katma Değer Vergisi (KDV) oranlarında değişiklik yapıldığını açıkladı.

Buna göre, çocuk bezi, tuvalet kâğıdı, deterjan ve sabun gibi temel temizlik ürünlerde KDV oranı yüzde 18’den 8’e düşürülürken, yeme-içme hizmetlerinin tümünde oran yüzde 8 olarak belirlendi. Arsa ve araziler ile ve tıbbi ekipmanlarda da KDV yüzde 18’den 8’e indi.

İndirimler hayat pahalılığına çare mi?

DW Türkçe’den Pelin Ünker’e konuşan vergi uzmanı Nedim Türkmen, “Bu düzenleme enflasyonla mücadele için yapılıyorsa hiçbir anlamı yok. Burada tüketicinin azalan KDV yükleri nedeniyle daha fazla alışveriş yapması özendirilmek isteniyorsa bu indirimlerin fiyatların yükselmesine çare olmadığını hepimiz çok yakından biliyoruz” dedi.

Şubat ortasında gıda ürünlerindeki KDV oranı da yüzde 8’den 1’e indirildi. Ancak gıdadaki yedi puanlık indirim, yüksek maliyetler nedeniyle fiyatlara yansımadı.

Sosyal konuta vergi artışı, lükse indirim

Yeni düzenleme ile sosyal konut olarak adlandırılan 150 metreden küçük konut alımlarında KDV oranı yükseltilirken lüks konut satışına indirim geldi. Düzenlemeye göre 150 metrekareden küçük ev alımlarında KDV oranı yüzde 1’den 8’e çıkarken, bundan daha büyük konutlarda alınan yüzde 18’lik KDV, 150 metrekareye kadar olan kısım için yüzde 8’e indirildi.

Nedim Türkmen’e göre konut ve gayrimenkul sektörüne yönelik vergi indirimlerinde inşaat sektörünün mali yükünün azaltılması amaçlanıyor. Son dönemde artan fiyatlar, konut ve arsa alım satımları olumsuz yönde etkilemişti.

Türkmen, “Müteahhitlerin elinde birikmiş olan konutların satışı için yapılan bir düzenleme. İnsanların panik halinde neleri varsa bunları paraya çevirip bu konutlardan alması isteniyor. Arsa ve arazinin KDV’sinin yüzde 18’den 8’e indirilmesinin ise tüketiciyi ilgilendiren hiçbir yönü yok” şeklinde konuştu.

Türkiye’de lüks konut arzının fazla olduğuna işaret eden Türkmen, “Ama 1 milyon liraya kadar olan sosyal konut sayısı az. Bu dönemde kredilerin yükselmesiyle beraber satışlarda ciddi bir durgunluk olduğu için, yabancılar dışında kimseye satış yapılamadığı için burada KDV’den fedakârlık yapılarak bu müteahhitlerin satışlarını artırmaları hedefleniyor” dedi.

Ana problem yüksek maliyetler

Vergi indirimi yapılan son ürünlerin enflasyon sepetindeki ağırlığı yaklaşık yüzde 10 olarak hesaplanıyor. Buna göre yüzde 10’luk bir KDV indirimi enflasyona yaklaşık 1 puan düşürecek etkiye sahip. Ancak yüksek maliyetler nedeniyle bu farkın fiyatlara ne kadar yansıyacağı belirsiz.

İktisatçı Prof. Dr. Mehmet Şişman, KDV indiriminin gecikmiş bir hamle olduğu görüşünde. Söz konusu indirimlerin pandemi başlangıcında yapılması gerektiğini dile getiren Şişman, bu adımların fiyatlar genel düzeyinin geldiği noktayı sınırlı yönde etkileyeceğini düşünüyor.

Türkiye’de Üretici Fiyatları Endeksi resmi verilere göre yüzde 105 düzeyinde seyrediyor. Yüksek üretici fiyatlarının gelecek aylarda tüketiciye yansıması bekleniyor.

Mehmet Şişman, “Hem ihracat fiyatlarımızda bir artış var, hem de yurt içindeki üretici fiyatlarında önemli bir artış var. Bu da TÜFE ile bir makas oluşturuyor. Yaklaşık 50 puanlık bir makas var. Martta bu makasın daha açılıp açılmayacağını göreceğiz” diye konuştu

“Politika faizi artırılmalı”

Prof. Şişman’a göre enflasyonla mücadele için politika faizi artırılmalı. Enflasyonu tamamen ortadan kaldırmanın mümkün olmadığını ifade eden Şişman, hem dünyada hem de Türkiye’de enflasyonist sürecin devam ettiğini vurguluyor. Şişman, “Dünyadaki gelişmeler de tabi burada önemli ama rötuşlarla, gecikmiş KDV indirimleriyle yani maliye politikasıyla bunu halletmek kolay gözükmüyor. Burada para politikasının tekrar devreye girmesi gerekiyor” dedi.

Esnaf fiyatların düşmesini beklemiyor

Fiyatların etikete yansıması için öncelikle yüksek KDV’den aldıkları ürün stoklarını eritmeleri gerektiğini söyleyen esnaf, bu süreçte zaten fiyatların maliyet kaynaklı yükseleceğini öngörüyor.

Perakende sektöründen bir esnaf, “Devletin KDV’yi değil de akaryakıt, elektrik, su, doğalgaz ve üretimde kullanılan ürünlerin vergisini azaltması lazım. Bunların vergisini azalttığı zaman fiyatlar da otomatikman kendisi düşer zaten” değerlendirmesinde bulundu.

“Bütçeye yükü 8 milyar lira”

Öte yandan KDV indirimleri bütçeye yük olarak geri dönüyor. Vergi hukukçuları, gıdadaki KDV indirimlerinin bütçeye maliyetinin 25-30 milyar lirayı bulabileceğini hesaplamıştı. Nedim Türkmen’e göre yapılan son indirimlerin bütçeye yükü ise 8 milyar lira civarında olabilir.

Doğalgazda yüzde 18 olan verginin indirilmesi gerektiğini söyleyen Türkmen, “Türkiye’de ikili bir KDV oranının uygulanması gerekiyor. Yüzde 1, yüzde 8, yüzde 18 değil; genel oranı yüzde 12’ye diğer oranı da yüzde 2’ye indirirsek bir problem kalacağını düşünmüyorum” görüşünü dile getirdi.

Paylaşın

Uzmanı Açıkladı: Gıda Fiyatları Daha Da Zamlanacak

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarım üreticisinin maliyetlerindeki artışa ilişkin Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi (Tarım-GFE) verilerini paylaştı. Buna göre gübre ve toprak geliştiricilerde yıllık artış yüzde 153,34 olurken enerjide de bu oran yüzde 101,14 olarak gerçekleşti.

Ocak ayında yaşanan artış bir önceki aya göre yüzde 10,12, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 57,26 oldu. Ekonomist Oğuz Demir, tarımda uzun vadeli politikalar izlenmesi gerektiğini söylerken, Ekonomist Veysel Ulusoy ise tarım alanlarının daralmasına dikkat çekti.

BirGün’de yer alan habere göre; Veysel Ulusoy çiftçiye verilen devlet desteğin tek başına yeterli olamayacağını aktardı. Ulusoy şöyle konuştu:

“Yanlış tarım politikaları, ekilebilir alanların daralması sonucunda ürün yelpazesinde meydana gelen darlık bu artışı etkiledi. Elinizde potansiyel olarak çitçi varsa 6 ayda endüstriyel tarımsal ürünleri elde edebilirsiniz ama çiftçi potansiyeli ve sayısı azaldığı için bu sorunu hemen düğmeye basarak gideremezsiniz. Çiftçi kayboldu, genetik yapısıyla oynadılar, siyasi oy uğruna köyleri mahalle haline çevirdiler. Türkiye gibi ülkelerde devlet desteği hiçbir işe yaramaz, çünkü enflasyonist bir ülke gelecek herhangi bir zamla etkilenir. Ancak dünya fiyatı üzerinde bir destek verilmesi gerekiyor.”

İlerleyen günlerde tarımsal ürünlere zam geleceğini ifade eden Oğuz Demir ise şunları söyledi: “Kurdaki yükselme buna da etki etti, bizden önce çiftçiler söylüyordu zaten, bunu da verilerde gördük. Çiftçileri zor dönemler bekliyor. Tarımsal ürünlerin fiyatları daha da artacak, ekim dönemlerinde bunun acısını göreceğiz.”

Tarımda uzun vadeli politikaların uygulanması gerektiğini kaydeden Demir, “Sadece destekle sınırlı olmaması gerekli. Tarımsal hayvancılığı stratejik bir alan olarak görmek gerekiyor. Büyük ölçekte yönlendirici küçük ölçekte destekleyici iki çizgiye oturtulması gerekiyor. Ancak hükümetin önceliği bu değil, tarımda kısa vadeli politikalar yapılmaz, sorun yaratır. Uzun vadeli politikalar uygulanması gerekiyor devlet tarafından verilecek salt destek politikasına indirgenmemeli.”

Paylaşın

Enflasyon Yüzde 1 Artınca, Cinayet Oranı Yüzde 2 Yükseliyor

Enflasyon ile cinayet oranı arasında doğru orantı olduğunu biliyor muydunuz? Bir ülkede enflasyon artınca cinayet oranı da artıyor. Bu sonuç 65 ülkede 50 yılı kapsayan bilimsel bir araştırmaya dayanıyor. Bilim insanları enflasyonda yüzde 1 artışla birlikte cinayet oranının yüzde 2 yükseldiğini ortaya koydu. Araştırmaya konu 65 ülke arasında Türkiye yer almıyor.

Suç bilimciler ekonomik koşulların suç eğilimlerini yönlendirmede rol oynadığı yönünde uzun süredir spekülasyonda bulunuyor. Son dönemde ortaya çıkan araştırmalar enflasyon ile suç oranları arasında ilişki olduğunu gösteriyor.

Bu varsayıma göre enflasyon, yasadışı pazarları ve organize suç faaliyetlerini teşvik ederek ve sosyal kurumların meşruiyetini azaltarak suçu artırıyor. Enflasyon ve cinayet oranları arasındaki ilişkiye dair mevcut araştırmalar genelde tek ülkeli araştırmalara veya sadece gelişmiş ülkeleri içeren birkaç ülkeye dayanıyor.

Ancak Amerikan üniversitelerinden bilim insanların son çalışması gelişmiş ve gelişmekte olan 65 ülkeyi içeren ve 1965’ten 2015’e kadar geniş bir süreyi kapsıyor. Araştırma enflasyon ve cinayet oranları arasında doğrudan bir ilişki olduğunu gösterdi. Bilim insanları beklentilerin aksine, enflasyon-cinayet ilişkisi en fazla gelişmişlik düzeyine sahip ülkelerde daha etkili olduğunu buldu.

South Florida Üniversitesi’nden Mateus Renno Santos, Texas-San Antonio Üniversitesi’nden Alexander Testa ve San Bernardino Kaliforniya Devlet Üniversitesi’nden Douglas B. Weiss’in “Enflasyon ve Uluslar Arası Cinayet” başlıklı makalesi Ceza Adaleti İncelemesi (International Criminal Justice Review-ICJR) dergisinde 2021 yılında yayımlandı. Makale öncelikle bugüne kadarki enflasyon ve suç oranı arasındaki ilişkilere dair bulguları hatırlatıyor.

Enflasyon yükselince suç oranı neden artıyor?

Buna göre enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde ülkede ekonomik kurumların meşruiyetine güven düşüyor. Enflasyona sebep olan hükümetlere halkın güveni azalıyor. Kurumsal meşruiyet ve güvenin düşmesiyle toplumdaki resmi olmayan sosyal kontrol ve hukuka uyum azalınca suç oranı artıyor.

Başka önemli bir sebep ise enflasyonla birlikte ülkedeki ürün ve hizmetlerin fiyatı da artıyor. Bu durum zaten nüfusun ekonomik olarak zorluk yaşayan kesim kendin daha güçlü hissettiriyor ve bu durum huzursuzluğa yol açıyor.

Sosyoekonomik seviye düşünce cinayetler artıyor

Santos, Testa ve Weiss’in araştırmasına göre sosyoekonomik gelişmişlik seviyesi düşük ülkelerde cinayet oranı daha yüksek. Ancak enflasyon konusundaki bulgular farklılık gösteriyor. Enflasyon ile cinayet oranı arasındaki pozitif ilişki ekonomik gelişmişlik seviyesi yüksek ülkelerde daha güçlü. Sosyoekonomik gelişmişlik seviyesi düşük ülkelerde ise enflasyonun cinayet oranını tahmin etme oranı daha dengeli görünüyor.

Araştırmaya göre enflasyon, ülkeler arasındaki cinayet oranını anlamlı şekilde açıklıyor. Enflasyon oranının yüzde 1 artmasıyla cinayet oranlarının yaklaşık yüzde 2 yükseldiği ortaya çıkıyor.

(Kaynak: Euronews)

Paylaşın