Enflasyonla İlgili Doğru Bilinen Yanlışlar!

Nisan sonu itibariyle enflasyon yüzde 70’e dayandı. Bu şekilde, enflasyonda en son 1999’da gördüğümüz seviyelere geri döndük. 2001 krizi sonrası Merkez Bankası bağımsızlığı ve kredibilitesi yolunda büyük bedel ödeyerek elde ettiğimiz kazanımları da maalesef geride bıraktık.

Fiyat istikrarının birincil sorumlusu Merkez Bankası’dır. O nedenle enflasyonun böylesine hızlı yükselmesinin sebeplerini de politika hatalarında aramak lazım. Peki nedir o hatalar?

Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp, enflasyonla ilgili doğru bilinen yanlışları BBC Türkçe için kaleme aldı.

1) Enflasyonun sebebi global arz şoklarından kaynaklanıyor

Önce pandemi, arkasından da Rusya’nın Ukrayna’yı işgali nedeniyle küresel çapta iki önemli arz şoku ile karşı karşıya kaldık. Arz şoku, talebin artmasından değil üretim maliyetlerinin artmasından kaynaklanan enflasyonist baskıya verilen teknik isimdir.

Doğal olarak bu problemler tüm dünyada enflasyonist baskıları artırdı. Ancak buradan yola çıkıp Türkiye’de yaşanan enflasyon, tamamen dünyada yaşanan küresel problemlerin bir yansımasıdır sonucu çıkarılamaz.

Şekilde Mart 2022 itibariyle gelişmiş ve gelişmekte olan bir grup ülke için yıllık enflasyon rakamlarını görüyoruz. Bize en yakın enflasyon, yüzde 16 ile savaşın bizzat yaşandığı ve yaptırımlara tabi olan Rusya’da görülüyor. Onlarla bile aramızda (Mart itibari ile) manşet rakamlar üzerinden 40 puan üzerinde bir fark var. Elbette küresel bir enflasyon var. Ancak salt küresel faktörlerden kaynaklanan etkiler, yaşadığımız enflasyonun oldukça sınırlı bir miktarına tekabül ediyor.

2) Arz enflasyonuna karşı Merkez Bankası bir şey yapamaz

Para politikası talebi yavaşlatmak sureti ile enflasyonu düşürür. Merkez Bankası faiz artırdığında borçlanma maliyeti arttığı için harcamalar yavaşlar. Zayıflayan talep fiyatlar üzerindeki baskıları da azaltır. Ancak faizi artırmak tedarik zinciri sorunlarını çözmez. Rusya savaşının daralttığı petrol arzına çare olmaz. Bu nedenle, eğer arz faktörlerinin geçici olduğuna inanılıyorsa Merkez Bankası’nın bunu piyasalara iyi anlatıp hiç müdahale etmemesi uygundur. TCMB de artan enflasyona karşı tepkisiz kalmasını büyük ölçüde bu mantıkla açıklamaya çalışıyor.

Ancak, arz kaynaklı enflasyonun uzaması halinde beklentiler bozulmaya başlar. İşte o noktada Merkez Bankası’nın müdahalesi arz enflasyonunu düzeltemese de bunun genele yayılmasını engeller. Batılı ülkelerin bir ağızdan faiz artışlarına geçmelerinin en önemli sebeplerinden biri bu.

İlave olarak, Türkiye’de yaşanan arz enflasyonun en önemli sebeplerinden bir tanesi TL’deki değer kaybının getirdiği geçişkenlik etkisi. Yani söz konusu olan arz şoku dışarıdan gelen ve para politikasının kontrolü dışında olan bir etmen değil. Bilakis, TCMB’nin faizleri enflasyonun altında seviyelere çekmesinden kaynaklanan bir politika hatasının sonucu. İşte bu sebeple söz konusu hatayı düzeltmek de bizzat Merkez Bankası’nın görev alanına giriyor.

3) Enflasyon kendi kendine düşer

Enflasyonun kendi kendine düşmesi ancak geçici ve istisnai arz şoku durumunda olur. Yarın Rusya savaşı son bulsa emtia fiyatlarında bir düşme görebiliriz. Benzer şekilde geçen sene son çeyrekte kurda yaşanan ani sıçramayı bu sene beklemediğimiz için bir önceki seneye göre “baz etkisi ile” bir düşüş bekleyebiliriz.

Ancak bu senaryolarda arz şokunun hiçbir yayılma etkisi yapmaması ve beklentileri bozmaması varsayımı var ki; bu varsayım Türkiye koşullarına hiç uymuyor. ABD Merkez Bankası Fed bile, pandemi öncesinde yaşadığı sorun “düşük enflasyon” sorunu olduğu halde, pandemi sırasında yaşanan arz baskısının enflasyon beklentilerini yukarı taşımasına engel olamadı. Aralık 2021 itibariyle de müdahale etmeye karar verdi. Buna rağmen geç kaldı ve geç kalmasının bedeli daha sıkı bir para politikası olacağı için eleştiriliyor.

Bizde ise zaten yüksek enflasyon ortamında iken bunun üzerine gelen global arz şoklarının beklentileri etkilemeyeceğini varsaymak başlı başına bir hata. Kaldı ki kendi kendine düşmesi beklenen seviye bile son enflasyon raporu tahminlerine göre yüzde 43. Peki Merkez Bankası kendi tahmini bile hedefin yaklaşık 9 katı üzerindeyken enflasyona müdahale etmeyi düşünmüyorsa ne zaman müdahale eder?

Yaşadığımız enflasyon bir yandan arz, bir yandan talep faktörleri ile besleniyor. Küresel arz enflasyonu, TL’deki değer kaybı ile daha da güçlü bir arz enflasyonuna dönüşüyor. Bunların üzerine bir de beklenti etkisi ekleniyor. Merkez Bankası’nın beklentileri çıpalayamadığı bir ortamda enflasyon beklentisi gerçekleşen enflasyonla şekilleniyor. Bu da kendi kendine düşmek şöyle dursun kendi kendini besleyen bir enflasyon yaratıyor.

Bu tartışmadan çıkan sonuç şu: Enflasyon kendi kendine düşmez. Kararlı, başarılı ve güven veren para politikası ile düşer.

4) Enflasyon faiz indirerek düşer

Bu konuda çok yazıp çizdik. Ancak listeyi tamamlamak adına bir kez daha hatırlatalım. Faiz indirimleri hem talebi artırarak hem de TL’yi zayıflatıp üretim maliyetlerini artırarak enflasyonu besliyor. İktisat bilimi için bunlar yeni değil. Ancak atılan hatalı adımlar o kadar keskin sonuçlar doğurdu ki bu bilimsel çıkarımı artık çıplak gözle de net bir şekilde görebiliyoruz. Eylül 2021 sonrası faizlerdeki 500 puan düşüşe karşılık enflasyonun 50 puan yükselmesi önemli bir bilimsel sonucu en çarpıcı şekilde gözler önüne seriyor.

Paylaşın

JP Morgan’dan Dikkat Çeken ‘Yıl Sonu Enflasyon’ Tahmini

TÜİK’in dün açıkladığı nisan ayı enflasyon rakamlarını değerlendiren JP Morgan, enflasyonun yüzde 70’e yükseldiği bir ülkede politika faizinin yüzde 14’te durmaya devam etmesini açıklamanın zor olduğunu vurguladı.

Talebin güçlü olmaya devam ettiği, maliyet kaynaklı enflasyonist baskıların güçlü olduğu ve kredibilitenin zayıflamaya devam ettiği ortamda Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) politika duruşunu normalleştirmede acelesi olmadığını ifade eden JP Morgan, bu ortamda lira istikrarının enflasyonist baskıları sınırlamada ana araç olacağını öngördüklerini belirtti.

Türkiye’de enflasyonun mayıs ayında yüzde 72 ile tepe yapacağını öngören JP Morgan, Aralık ayına kadar da enflasyonun yüzde 65-75 aralığında kalacağını, Aralık ayında güçlü baz etkisiyle gerilemesini beklediklerini ifade etti.

JP Morgan, dün açıklanan nisan ayı enflasyon rakamları sonrasında 2022 yıl sonu TÜFE tahminini yüzde 43,5’ten yüzde 49,5’e çıkarırken, 2023 sonu için beklentisini de yüzde 15,0’dan yüzde 19,0’a yükseltti.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) dün enflasyon verilerini açıklamıştı. TÜİK’in verilerine göre Nisan’daki artış oranı bir önceki aya göre yüzde 7,25 ve bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 69,97 oldu.

TÜİK’le birlikte akademisyenlerin ve ekonomistlerin TÜİK’e alternatif bağımsız enflasyon hesaplaması yaptığı Enflasyon Araştırma Grubu da (ENAG) bugün kendi verilerini yayımladı. ENAG Nisan’da enflasyon “yüzde 156,86” dedi. Aylık bazda ise enflasyonun yüzde 8,68 olduğunu duyurdu.

Reuters anketine göre, Ukrayna savaşına bağlı olarak yükselen emtia fiyatları nedeniyle enflasyonun yıl sonunda düşüşe geçeceği en düşük yüzde 52 seviyesine ineceği tahmin ediliyor.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) bu senenin ikinci enflasyon raporunda 2022 sonuna ilişkin enflasyon tahminini yüzde 23.2’den yüzde 42.8’e yükseltmişti.

Paylaşın

ENAG Duyurdu: Enflasyon Yüzde 156,86

Türkiye İstatistik Kurumu’yla (TÜİK) birlikte akademisyenlerin ve ekonomistlerin TÜİK’e alternatif bağımsız enflasyon hesaplaması yaptığı Enflasyon Araştırma Grubu da (ENAG) bugün kendi verilerini yayımladı. 

ENAG Nisan’da enflasyon “yüzde 156,86” dedi. Aylık bazda ise enflasyonun yüzde 8,68 olduğunu duyurdu.

ENAG’a göre TÜİK’in ana harcama gruplarında en fazla artış ‘giyim ve ayakkabı’da. Giyim ve ayakkabı grubunda fiyatlar Nisan’da yüzde 13,81 artış gösterdi.

Bunu yüzde 11,51’le konut, yüzde 9,36’la çeşitli mal ve hizmetler, 9,31’le gıda ve alkolsüz içecekler, 8,63’le lokanta ve oteller takip etti.

Sağlık (yüzde 0,14) ile eğlence ve kültür (0,50) gruplarında ise indirim görüldü.

Fiyatı geçen ay en çok artan ürünlerse yüzde 35’le doğalgaz, yüzde 25,39’la tişört, yüzde 24’le teflon mutfak eşyaları, yüzde 22’yle süt, yüzde 20,83’le Ayçiçek yağı ve yüzde 20,61’le yoğurt oldu.

TÜİK’in enflasyonu yüzde 69,97

ENAG’la birlikte TÜİK de bugün enflasyon verilerini açıklamıştı. TÜİK’in verilerine göre Nisan’daki artış oranı bir önceki aya göre yüzde 7,25 ve bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 69,97.

Reuters anketine göre, Ukrayna savaşına bağlı olarak yükselen emtia fiyatları nedeniyle enflasyonun yıl sonunda düşüşe geçeceği en düşük yüzde 52 seviyesine ineceği tahmin ediliyor.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) bu senenin ikinci enflasyon raporunda 2022 sonuna ilişkin enflasyon tahminini yüzde 23.2’den yüzde 42.8’e yükseltmişti.

Paylaşın

İstanbul’un Enflasyonu Yüzde 80’e Dayandı

İstanbul’da nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre ‘Ücretliler Geçinme İndeksi’nde yüzde 79,97, ‘Toptan Eşya Fiyatları İndeksi’nde ise yüzde 73,21 artış gerçekleşti.

Haber Merkezi / İstanbul Ticaret Odası (İTO) Nisan 2022 Fiyat İndeksleri verilerini açıkladı. Buna göre, nisan ayında İstanbul’da ücretliler geçinme indeksi bir önceki aya göre yüzde 11,36, toptan eşya fiyatları indeksi ise yüzde 5,33 oranında arttı.

Verilere göre, nisan ayında geçen yılın aynı ayına göre ücretliler geçinme indeksi yüzde 79,97, toptan eşya fiyatları indeksi ise yüzde 73,21 oldu.

Nisan ayında perakende fiyatlarda bir önceki aya göre; giyim harcamalarında yüzde 29,82, ulaştırma ve haberleşme harcamalarında yüzde 23,95, gıda harcamalarında yüzde 11,49, konut harcamalarında yüzde 10,19, diğer harcamalar grubunda yüzde 6,65, ev eşyası harcamalarında yüzde 4,84, kültür eğitim ve eğlence harcamalarında yüzde 3,02, sağlık ve kişisel bakım harcamalarında yüzde 2,80 artış görüldü.

Nisanda toptan fiyatlarda bir önceki aya göre; gıda maddeleri grubunda yüzde 8,42, inşaat malzemeleri grubunda yüzde 8,11, yakacak ve enerji maddeleri grubunda yüzde 8, madenler grubunda yüzde 4,12, mensucat grubunda yüzde 2,94, kimyevi maddeler grubunda yüzde 2,79 artış, işlenmemiş maddeler grubunda yüzde 2,05 azalış görüldü.

Paylaşın

Euro Bölgesi’nde De Enflasyon Rekor Kırdı

Avrupa’da Euro para birimini kullanan 19 ülkeden oluşan “Euro Bölgesi”nde enflasyon Nisan ayında yüzde 7,5 ile, bu alanda istatistik çalışmasına başlanılan 1997 yılından bu yana en yüksek seviyeye çıktı. Rekor enflasyonda Ukrayna Savaşı ve buna bağlı olarak artan enerji fiyatları etkili oldu.

Koronavirüs salgınının olumsuz etkilerinden sıyrılmaya çalışan Euro Bölgesi‘nde enflasyon, savaşın yarattığı olumsuzluklar nedeniyle geçen Mart ayında da, Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından yüzde 7,4 olarak açıklanmıştı.

Yaklaşık 343 milyon kişinin yaşadığı Euro Bölgesi’nde, Ukrayna Savaşı ve buna bağlı küresel enerji krizi nedeniyle enerji fiyatlarının ortalama yüzde 38 arttığı bildiriliyor. Yüksek enflasyon çok sayıda Avrupa ülkesinde siyaset ve ekonominin başlıca gündem maddeleri arasında yer alırken, pek çok ülke özellikle artan enerji fiyatlarına karşı haneleri korumak için çeşitli önlemler alıyor.

Almanya’da hükümetin, dört kişilik bir aileye, bir kereye mahsus olmak üzere yıllık 300 euro para yardımı yapma yönündeki tasarısı, Federal Meclis ve eyalet parlamentolarında onaylandığı takdirde, büyük olasılıkla Eylül ayında söz konusu ödemeler yapılacak.

Çok sayıda Avrupa ülkesinin Rusya’ya uygulanan yaptırımlar kapsamına, doğal gaz ve petrol ithalatını almamasının başlıca nedeni de, böyle bir kararın yakıt, enerji ve benzin fiyatlarını büyük olasılıkla daha da yukarılara çekecek olması.

Avrupa Merkez Bankası’na “harekete geçme” çağrısı

Fiyatların anormal ölçüde artmasının, Avrupa’da tüketiciler ve ekonomi üzerinde yarattığı baskı nedeniyle, çok sayıda ekonomi uzmanı Avrupa Merkez Bankası’na önlem alma çağrısında bulunuyor.

Almanya’da Ekonomi Bilirkişi Kurulu Üyesi Volker Wieland, Avrupa Merkez Bankası’nın rekor seviyedeki enflasyon oranına karşı harekete geçmesi gerektiğini belirterek, “Gerçek şu ki, enflasyon beklenenin çok üstüne çıktı. Merkez Bankası ise fazlasıyla uzun bir süredir bekliyor” dedi.

Börsen-Zeitung’a röportaj veren ekonomi profesörü Wieland, “Euro Bölgesinde uzun süredir kapsamlı bir enflasyon artışı görüyoruz. Ancak para politikalarında hala sadece ekonominin canlandırılmasına yönelik bir çaba izleniyor” söyleminde bulundu. Wieland, Almanya için Nisan ayında yüzde 7,4 olarak açıklanan enflasyonun daha uzun süre bu yüksek seviyelerde kalacağı tahminini dile getirerek, doğal gaz tedariğinin kesilmesi halinde söz konusu enflasyon oranının iki haneli rakamlara çıkmasının da ihtimal dışı olmadığını vurguladı.

“Bu nedenle Avrupa Merkez Bankası’nın nihayet kararlı bir biçimde harekete geçmesi çok önemli” ifadesini kullanan Wieland, Merkez Bankası’nın enflasyon değerleri yüzde 7’yi aşmışken neden hala sıfır ve eksi faiz politikasında ısrar ettiğini anlayamadığını belirtti.

Paylaşın

Merkez Bankası, Enflasyon Tahminini Yüzde 42,8’e Yükseltti

Merkez Bankası, 2022 yıl sonu enflasyonu tahminini 19,6 puanlık artışla yüzde 42,8’e çıkardı. TCMB 27 Ocak tarihinde açıkladığı yılın ilk enflasyon raporunda yıl sonu için tüketici fiyat tahminini yüzde 23,2 olarak açıklamıştı.

Haber Merkezi / MB Başkanı Kavcıoğlu enflasyon tahmininin yükseltilmesinde 24 Şubat tarihinde başlayan Ukrayna savaşının etkili olduğunu söyledi. Gerginliğin sıcak çatışma ortamına dönüşmesi nedeniyle uluslararası emtia fiyatlarında belirgin artışlar gözlendiğini söyleyen Kavcıoğlu, ayrıca Çin’de karantina önlemlerinin genişletilmesinin arz sıkıntısını derinleştirdiğini belirtti.

Şahap Kavcıoğlu, 500 TL’lik banknotların piyasaya sürüleceği yönündeki iddialara ilişkin de “Ciddiye alınacak bir tarafı olduğunu düşünmüyorum. Bizim böyle bir hazırlığımız yok” dedi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, yılın ikinci enflasyon raporunu açıkladı. Kavcıoğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:

“Şubat ayında çatışmaya dönüşen jeopolitik riskler tedarik zinciri sıkıntısı ve arz kısıtlarına neden olmaktadır. Çin’de karantina önlemlerinin genişletilmesi arz sıkıntısını derinleştiriyor. Rusya-Ukrayna çatışması emtia fiyatları ve ticaret kanallarıyla riskleri artırmaktadır. Ticaret ortaklarımızdaki büyüme beklentileri önceki rapora göre aşağı yönlü güncellenmektedir.

Manşet ve çekirdek enflasyon oranları dünya genelinde yüksek seyirlere ulaştı. Salgının etkilerinin zayıflamasıyla ortadan kalkması beklenen arz ve tedarik sorunları henüz düzelme eğilimine girmedi. Jeopolitik risklerde bahsedilen kanallar da enflasyonu olumsuz etkilemeye devam etti.

Birinci çeyrekte iyileşme devam ediyor. Bu nedenle iç talep bir miktar ivme kaybetmekle birlikte üretim, dış talebin katkısıyla gücünü korudu. Sanayi üretimi ocak-şubat ortalaması bir önceki çeyreğe kıyasla arındırılmış olarak yüzde 2 oranında arttı. Sanayi üretimi takvim etkisinden arındırılmış yüzde 13,3 ilk çeyrekte arttı.

Sanayi üretimi arz kısıtların rağmen esnek ve dayanıklı yapısıyla büyümeyi ve iş gücü piyasasını desteklemektedir. Yatırım harcamaları güçlü eğilimde, makina teçhizat yatırımları 2019 son çeyrekten bu yana artış kaydetti. Makina teçhizatta ortalama büyüme yüzde 20 seviyesinde gerçekleşti. Net ihracat gibi cari dengeyi destekleyen bileşenlerin katkısı yüksek seviyelerde gerçekleşti. Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin güçlendiğine işaret ediyor.

Anket verileri nisan itibarıyla firmaların gelecek dönem yatırım harcamalarını artırmayı planladıklarını gösteriyor. İhracatçı ve yatırım malı üretenlerden başlayıp yayılıyor. Sanayi üretiminde görülen artışlar sabit sermaye malları talebinin güçlü seyrettiğini gösteriyor. Kapasite kullanım oranı tarihsel ortalamaların üzerinde seyrediyor. İlave kapasite ihtiyacı yatırımları ihtiyacını artıracak. Artan ihtiyacın TL uzun vadeli kredilerle karşılanması önem kazanıyor.

Ekonominin istihdam oluşturma kapasitesi sürekli artıyor. İş gücüne katılım oranı artarken işsizlik oranı geriledi. Türkiye salgın sonrasında OECD ülkeleri arasında istihdamını en fazla artıran ülke oldu.

İhracatımız salgın döneminde yakaladığı artış eğilimini ilk çeyrekte bölgesel risklere rağmen sürdürdü. Rusya ve Ukrayna ihracatı azalırken AB’ye ihracat belirgin artış göstererek ihracattaki kayıpları önledi.

Ticari kredi büyümesi enflasyona kıyasla daha yavaş seyretti. Ticari krediler ivmelemenin uyumlu olmayan kısmıyla ilgili duyduğumuz rahatsızlığı PPK’da dile getirmiş, mikroihtiyati tedbirleri artıracğımızı söylemiştik. Kredilerin yatırım ve ihrcatta kullanılması için tedbirleri kararlılıkla uygulamaktayız.

Enflasyonda tüm alt gruplarda artış gözlendi. Küresel emtia fiyatlarındaki güçlü artışlar da belirleyici oldu. Emtia fiyatlarında martta en yüksek artışlar kaydedildi. İthalat fiyatlarındaki artışın yanı sıra tedarik zinciri aksaklıkları ve yüksek taşıma maliyetleri enflasyon görünümünde olumsuz etki yapıyor.

Analizler enflasyondaki yükselişin temel belirleyicilerinin küresel emtia fiyatları, döviz kuru ve arz yönlü aksaklıklar olduğuna işaret ediyor. İthalat birim değer endeksi belirgin artış gösterdi. Enerji endeksi yüzde 44 oranında yükseliş ile öne çıkarken, emtia artışı da alt endeksler geneline yayıldı.

Gıdada riskler belirginleşti. Çatışmayla uluslararası emtia fiyatlarında yüksek artışlar gözlendi. Uluslararası gıda fiyatları, tarihsel olarak en yüksek seviyesine ulaştı. Yılın ilk çeyreğinde küresel tedarik aksaklıkları sürdü. Çin salgın tedbirlerini sıkılaştırması tedarik zincirinde iyileşmeyi sınırlıyor.

Sıcak çatışma ortamına dönüşen gerginliğin etkisiyle uluslararası emtia fiyatları belirgin yükseldi. Yılın ilk çeyreğinde elektrik ve doğal gaz fiyatlarında yüksek artışlar görüldü. Vadeli fiyat ham petrol fiyatları, enflasyon varsayımlarının önemli oranda üzerinde kalacağına işaret ediyor.

Ham petrolde ortalama beklentimizi bu yıl için 102,2; 2023 için 93,9 dolar olarak güncelledik.

İthalat fiyatlarının genel seviyesine ilişkin varsayımlar da yukarı yönlü güncellendi. Tarımsal kuraklık gelişmelerinin etkisiyle gıda fiyatlarını 2022 ve 2023 için yukarı yönlü güncelledik. Dış talebe ilişkin varsayımları geçen rapor dönemine görü aşağı yönlü revize ettik.

Yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 42,8

Enflasyon yükseldikçe enflasyon beklentilerinde aralık açılmakta tahmin aralığı genişlemektedir. Bu çerçevede enflasyon tahmin aralığının orta noktası 2022 sonunda yüzde 42,8; 2023 yıl sonunda yüzde 12,9; 2024 yıl sonunda yüzde 8,3’tür.

10,6 puanlık güncelleme TL cinsinden ithalat enflasyon tahminini 5,5 puan, gıda fiyatları 2,8 puan etkiledi. Yönetilen yönlendirilen fiyatlar büyük ölçüde alkol tütün ve doğal gazdaki artışla 2,1 puan yukarı çekti.

2023 yıl sonu enflasyon tahmini de yüzde 8,2’den yüzde 12,9’a yükseldi. Başlangıç noktası eğilimleri 1,9 puan arttırdı. Gıda enflasyonu güncellemesi tahmini 0,7 puan yukarı çekmektedir. TL cinsinden ithalat fiyatları 2,2 puan yükseltirken çıktı açığı da 0,1 puan düşürücü yönde etkilemektedir.

Hane halkı, firma, banka bilançolarında mili paranın artması, tek ödeme amacının TL olması nihai hedefimizdir.

Önemli bir bileşen de uygun maliyetli vadeli kredilerin üretim yatırım ve ihracat artışlarıyla sürdürülebilir fiyat istikrarını desteklemesidir. Kredilerin doğru kompozisyonla tabana yayılması için mikroihtiyati tedbirleri güçlü şekilde kullanmaya devam edeceğiz.

Diğer taraftan MB olarak firmaların ödemelerini TL ile yapmasını önemsiyoruz. Bu konuda son dönemde atılan adımları değerli buluyoruz. Sağlıklı, güçlü istikrarlı TL altyapısını sağlamak, kalıcı fiyat istikrarı için en önemli eşiktir.”

Paylaşın

ABD’de Enflasyon 1981’den Beri En Yüksek Seviyede

ABD’de son 40 yılın en büyük yıllık enflasyonu kayıtlara geçti. ABD Çalışma Bakanlığı’nın açıklamasına göre Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 8,5 oranında arttı. Söz konusu fiyat artışının, Aralık 1981’den bu yana en büyük yıllık artış olduğu belirtildi.

Mart ayında TÜFE’nin Şubat ayına göre de yüzde 1,2 oranında arttığı kaydedildi. Söz konusu aylık artışın da 2005’ten bu yana kaydedilen en büyük aylık artış olduğu öğrenildi.

ABD’de enflasyon rakamlarının ekonomi analistlerinin tahminleriyle uyumlu olduğu belirtiliyor. Gıda ve enerji fiyatlarının dışarıda bırakılmasıyla ölçülen “çekirdek” TÜFE’nin ise yüzde 0,3 oranında arttığı kaydedildi. Bunun ise tahmin edilenden düşük olduğuna dikkat çekildi.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve Batı’nın Moskova’ya uyguladığı yaptırımlar tüm dünyada enerji ve gıda fiyatlarının artmasına neden oluyor.

ABD Çalışma Bakanlığı’nın verilerine göre yıllık enflasyon benzinde yüzde 48 olarak ölçüldü. İkinci el otomobil fiyatlarındaki artış ise yüzde 35,3 olarak kaydedildi. Yatak odası mobilyasında yıllık fiyat artışı yüzde 14,7, erkek takım elbise ve kaban fiyatındaki artış ise yüzde 14,5 olarak açıklandı. Gıdadaki artış ise yüzde 10 olarak ifade edildi.

Paylaşın

Almanya’da Enflasyon 7,3 İle Son 40 Yılın Zirvesinde

Almanya Federal İstatistik Dairesi’nden yapılan açıklamada, Mart ayı enflasyon oranının yüzde 7,3 olarak ölçüldüğü belirtildi. Böylece Almanya’da enflasyon son 40 yılın en yüksek seviyesine ulaşmış oldu.

Enflasyonun bu denli artmasında Ukrayna savaşı ile enerji ve gıda fiyatlarının yükselmesinin etkili olduğu belirtildi.

Körfez Savaşı’ndan sonra en yüksek oran

Almanya Federal İstatistik Dairesi, benzer yükseklikte enflasyon rakamının en son 1981 yılındaki Körfez Savaşı nedeniyle kaydedildiğini, o dönem de savaşın tarafları olan enerji zengini İran ile Irak’ın çatışması nedeniyle petrol fiyatlarında rekor artış görüldüğünü hatırlattı.

Yüzde 7,3 enflasyon ile Avrupa Merkez Bankası’nın konjonktörde sağlıklı değişimin görülmesi için hedef gösterdiği yüzde 2’den daha da uzaklaşması endişe yaratıyor.

Uzmanlar, son yıllarda artan enerji fiyatlarının da etkisiyle artış kaydeden ve 24 Şubat’ta Rusya’nın Ukrayna’ya savaş açmasıyla daha da tırmanan enflasyonun yakın zamanda da düşmesini de beklemiyor.

Zamlar iki haneli olabilir

Öte yandan hızla emtia depolamayı hızlandıran Alman toptancıların, artan fiyatları müşterilerine de yansıttığı görülüyor. Yapılan zamları, artan hammadde ve işlenmemiş ürün fiyatlarına dayandıran toptancılar geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 22,3 zamlanmaya dikkat çekiyor. Almanya’da tedarikçilerin de zam yaptıkları dikkat çekiyor.

Hammadde ve işlenmemiş ürün fiyatlarında kaydedilen artış, ölçümlerin yapılmaya başlandığı 1962’den bu yana görülen en yüksek oranı işaret ediyor. Söz konusu artış enflasyonun önümüzdeki aylarda seyri konusunda da ipuçları vermesi bakımından önem arzediyor.

Uzmanlar ayrıca, savaşın gidişatındaki belirsizlik nedeniyle pek çok şirketin depolama yaptığını, yüksek fiyatlardan yaptıkları depolama nedeniyle fiyatlardaki olası düşme halinde bile bunu ürünlere yansıtmayacaklarına dikkat çekiyor.

Almanya’da çok sayıda şirketin önümüzdeki üç ay zarfında da fiyatlarını artıracağı bildiriliyor. Münih merkezli, ekonomi alanında araştırmalar yapan İfo Enstitüsü, şirketlere yönelik yaptığı anket sonucunda zamların yapılacağı yönünde geri dönüşler aldığını duyurdu.

Almanya’da Federal Hükümet’in Ekonomi Bilirkişi Heyeti’nin tahminlerine göre de yıllık enflasyonun 2022’de 6,1 olması bekleniyor. Aynı uzmanlar, Rusya’dan enerji alımının durdurulması halinde önümüzdeki aylarda enflasyonun iki haneli olacağı tahminin de bulundu.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Prof. Veysel Ulusoy: Türkiye Hiperenflasyon Dönemine Girdi

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) resmi verilerine göre mart ayında tüketici enflasyonu yüzde 61’e yükselirken, üç haneli rakamlara demir atan üretici enflasyonu ise yüzde 114 oldu.

Mart ayı enflasyonunu yüzde 142 olarak hesaplayan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAGrup) kurucusu Ekonomist Prof. Dr. Veysel Ulusoy’a göreyse Türkiye hiperenflasyon sürecine girmiş durumda.

Hiperenflasyon tanımının yıllık yüzde 200’ün üzerine çıkan enflasyonda kullanıldığını hatırlatan Ulusoy, ancak yeni jenerasyon hiperenflasyon tanımında farklı unsurların yer aldığını anlattı.

Çift haneli işsizlik, gelirsizlik ve yıllık enflasyonun OECD ortalamasının 10 katı olmasının hiperenflasyon olarak tanımlanabileceğini aktaran Ulusoy, Sözcü’den Taylan Büyükşahin’e yaptığı açıklamada, bu şartlar altında Türkiye’nin hiperenflasyon sürecine girdiğini ifade etti.

Hükümetin aralık ayından itibaren baz etkisiyle enflasyonun düşmesine bel bağladığını söyleyen Prof. Dr. Veysel Ulusoy, bir program ve yapısal reform olmadan enflasyonun sadece baz etkisiyle düşürülmesinin acizlik olduğunu vurguladı.

Hükümetin baz etkisiyle seçime gitmek istediğini anlatan Ulusoy, “Hayat pahalılığı inanılmaz derecede artacak. Ortada bir ekonomik başarı yok. KKM gibi ek faiz uygulamaları ile dahi dövizi düşüremiyorsunuz. Reformlara şu an başlasak bile 3-4 yıl restorasyon sürer” dedi.

OECD ortalaması kaç?

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) bölgesinde enflasyon, Türkiye’nin etkisiyle son 32 yılın en yüksek seviyesine çıkmıştı. OECD bölgesinde ocakta yüzde 7,2 olan yıllık enflasyon, şubat ayında yüzde 7,7’ye yükseldi.

Öte yandan söz konusu orandan Türkiye dışarıda tutulduğunda OECD enflasyonunun yüzde yüzde 6,3 seviyesinde olduğu açıklanmıştı.

Paylaşın

OECD Enflasyonu 30 Yılın Zirvesinde: Yüzde 7,7

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) paylaştığı Şubat 2022 tüketici fiyat endeksine göre, OECD bölgesindeki yıllık enflasyon yüzde 7,7 ile Aralık 1990’dan bu yana en yüksek seviyeyi gördü.

OECD ülkelerindeki ortalama tüketici enflasyonu Ocak 2022’de yüzde 7,2 iken, Şubat 2021’de yüzde 1,7 olarak ölçülmüştü.

Geçen aya ilişkin enflasyon verilerini dün (5 Nisan) yayınladığı bir raporla duyuran OECD, bu artışın “kısmen Türkiye’deki enflasyonda yaşanan keskin artışların bir yansıması” olduğu yorumunda bulundu.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı enflasyon verilerine atıfta bulunulan raporda, Türkiye’nin yıllık tüketici enflasyonunun Ocak ayında yüzde 48,7, Şubat ayında ise yüzde 54,4 olduğu hatırlatıldı.

Buna göre, “Türkiye hariç tutulduğunda, OECD bölgesindeki enflasyon Şubat 2022’de yüzde 6,3, Ocak 2022’de ise yüzde 5,8’di.”

Öte yandan, TÜİK’in yıllık tüketici enflasyonunu yüzde 54,4 olarak açıkladığı Şubat 2022’de Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ülkedeki yıllık tüketici enflasyonunu yüzde 123,8 olarak duyurmuştu.

“Gıda fiyatlarında belirgin artış”

OECD’nin Şubat 2022 yıllık tüketici enflasyonu raporundan öne çıkan diğer noktalar özetle şu şekildeydi:

“Enerji fiyatları OECD ülkelerinin çoğunda enflasyonun artmasına sebep olurken gıda enflasyonu da belirgin bir artış gösterdi. Gıda ve enerji fiyatları hariç tutulduğunda, OECD bölgesindeki yıllık enflasyon oranı yüzde 5,5’ti. Ocak 2022’de aynı rakam yüzde 5,1 düzeyindeydi.

Şubat’ta yıllık enflasyon G20 bölgesinde de artış gösterdi; Ocak 2022’de yüzde 6,5 olan enflasyon Şubat ayında yüzde 6,8 olarak ölçüldü.

OECD bölgesi dışındaki ülkelere bakıldığında, Arjantin’deki yıllık enflasyonda ciddi bir artış olduğu gözlendi. Enflasyon oranı Çin ve Güney Afrika’da durağan iken Hindistan’da düşüş yaşandı.

Tüm G7 ülkelerinde artış

Şubat ayında tüm G7 ekonomilerinde yıllık enflasyonun arttığı görüldü. En yüksek artışlar sırasıyla 0,9 ve 0,8 puan ile İtalya ve Fransa’da yaşandı. En düşük artış ise 0,2 puan ile Almanya’daydı. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) yıllık enflasyon Şubat 2022’de yüzde 7,9 olarak ölçüldü. Bu rakam, Ocak 1982’den beri ölçülen en yüksek rakamdı.

Gıda ve enerji dışındaki enflasyon Kanada, Almanya, Birleşik Krallık ve ABD’deki genel enflasyonun ardındaki asıl etmendi. İtalya’da ise enerji fiyatları enflasyonu yükselten asıl sebep oldu.

Euro bölgesine bakıldığında, Uyumlaştırılmış Tüketici Fiyatları Endeksi (HICP) tarafından ölçülen genel enflasyon oranının Şubat’ta yüzde 5,9’a yükseldiği görüldü. Bu oran, Ocak 2022’de yüzde 5,1 iken Şubat 2021’de sadece yüzde 0,9’du. Gıda ve enerji fiyatları hariç tutulduğunda, Euro bölgesinin Şubat enflasyonu yüzde 2,7, Ocak enflasyonu ise yüzde 2,3’tü.

Eurostat’ın Mart için yaptığı öngörüler yıllık enflasyon ile gıda ve enerji harici enflasyonun yüzde 7,5 ve yüzde 3’e yükseleceğini ortaya koyuyor.”

Türkiye’de Mart 2022 enflasyonu

TÜİK Mart 2022’ye ilişkin tüketici fiyat endeksini 4 Nisan’da açıkladı. Buna göre, aylık enflasyon yüzde 5,45, yıllık enflasyonu ise yüzde 61,14’tü. ENAG’ın aynı gün açıkladığı alternatif veriler ise aylık enflasyonun yüzde 11,93, yıllık enflasyonun yüzde 142,63 olduğunu gösterdi.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın