Vergi adaletinin her geçen gün daha yüksek sesle konuşulduğu bu dönemde, patronlar bir kez daha az vergi ödemenin yolunu buldu. İktidar, vergi yükünü yine halka yıktı.
“Enflasyon düzeltmesi” adlı uygulama bir süredir küçük ve orta ölçekli şirketlerin hedefindeydi. Daha kârlı olduğu için faaliyetlerini borçlanarak sürdüren şirketler, bu uygulama nedeniyle daha fazla vergi verecekti.
TOBB, MÜSİAD, İTO gibi sermaye örgütleri Ankara’da yoğun lobi çalışmalarında bulundu ve vergi beyannamelerinin son teslim tarihine 9 gün kala Hazine ve Maliye Bakanlığı’na geri adım attırdı.
Mehmet Şimşek dün, cirosu 50 milyon liranın altında olan şirketlerin bu yıl da uygulamadan muaf tutulacağını açıkladı. Böylece yaklaşık 1,5 milyon kişi ve işletme daha fazla vergi ödemekten sıyrıldı.
Bakanlığın geri adımı, IMF’nin bu yöndeki talebini dile getirdiği saatlerde geldi. IMF, hem maliye politikasının “daha sıkı” olmasını hem küçük ve orta ölçekli işletmelerden alınan verginin azaltılmasını istemişti.
Öte yandan geçen ay çıkarılan ve “sermayeyi vergilendireceği” savunulan vergi paketinin büyüklüğünün, patronlardan alınmayan verginin sadece yüzde 8’i kadar olduğu görülmüştü. Büyük sermaye grupları sembolik vergileri sessizlikle karşılamıştı.
Yem sıkı maliye politikası hem şirketlere sağlanan vergi muafiyetleri, sıkılaşmanın emekçilere yüklenmesi anlamına geliyor.
‘Enflasyon düzeltmesi’ neydi?
Enflasyon emekçinin cebinden eksiltirken, patronların kârlarını artırmalarına bahane oldu ve varlıklarının değerini katladı.
Yıllar sonra bu zenginliğin küçük bir kısmı “enflasyon düzetmesi” ile vergilendirilmek istendi.
“Enflasyon düzeltmesi”, şirketlerin ödeyeceği vergiyi belirleyen mali tablolarının, enflasyon nedeniyle artık gerçek değerlerini ifade edemez geldiği noktada uygulanıyor. En son 2004’te uygulanmıştı.
Örneğin bir firmanın 2004 yılında 100 liraya bir arsa satın aldığını varsayalım. Enflasyon muhasebesi uygulaması öncesinde bu arsa, firmanın 2022 yılı bilançosunda da 100 lira olarak görünüyordu.
Onlarca milyon liralık gayrimenkuller, alındıkları yıldaki alış bedelleriyle listeleniyor, mal varlığı ufak gösteriliyordu. Şimdi yeni uygulamayla firmalar, ilgili kalemin bilançoya girdiği tarihten bu zamana oluşan enflasyon kadar güncelleme yapmak zorunda.
Şirketler önce 2023’te bilançolarını, bu doğrultuda güncelledi ama ortaya çıkan yeni değerler üzerinden vergilendirilmedi. Uygulama 2024’te başlayacaktı ki, son geri adımla birlikte bu kapsamdaki şirketlerin önemli bir bölümü muaf tutuldu.
İstanbul Sanayi Odası’nın araştırmasına göre sadece en büyük 500 sanayi kuruluşunun 1,4 trilyon lira olan toplam varlıkları, 2023’te “enflasyon düzeltmesi” yapıldıktan sonra 4,7 trilyon liraya sıçradı. Aradaki astronomik fark, 2023’te ve 2024’ün ilk üç ayını kapsayan dönemde ödenen vergiye etki etmedi. Son gelişmeyle birlikte bu kapsamdaki mükellef sayısı iyice daraltıldı.
Yaklaşık 1 milyon kurumlar vergisi mükellefi var. Bunların arasında vergisinin yüzde 80’ini ödeyen mükellef sayısı 1000 civarında. Büyük bölümü zarar açıklıyor ve vergi ödemiyor.
Patronlar neden karşı çıkıyor?
Bilançolarında aktif hesapları güçlü olan şirketler bu varlıklarını sermayeleriyle edinmişlerse “enflasyon düzeltmesi”nden olumlu etkileniyorlar, vergi yükleri azalıyor.
Borçları fazla olan şirketlerse borç kaleminin düzeltmeye tabi olmaması nedeniyle daha fazla vergi ödüyorlar.
Uygulamada amortismanlar da değerlenmiş tutarlar üzerinden hesaplanacağı için gider miktarı artıyor ama gelir tarafı ağır basacağı için, borçlanarak yatırım yapan şirketler, “enflasyon düzeltmesi” sonrası kârları artacağından, daha fazla vergi ödüyor.
Enflasyon düzeltmesinin “haksız” bir uygulama olduğunu savunan patronlar, bunun “özel sektöre darbe” olduğunu söylüyordu.
Ekonomi yönetiminin geri adımı sonrası patron örgütlerinden “teşekkür” mesajları yağdı. Ancak yine de bu geri adımı yetersiz bulanlar vardı. Kimileri 50 milyon liralık ciro sınırının yükseltilmesini, böylelikle daha fazla şirketin muafiyet kapsamına alınmasını istedi.
Enflasyon düzeltmesi uygulamasının değiştirilebilmesi için kanuni düzenleme gerekiyor. Mehmet Şimşek, Meclis’in açılacağı Ekim ayına işaret ederek uygulamanın değiştirileceği sinyalini verdi.
Çeşitli yöntemlerin masada olduğunu kaydeden Şimşek, öne çıkan bir seçeneği şöyle özetledi:
“Devam eden yatırımlar hesabının enflasyon düzeltmesinden kaynaklı değerlenmesi nedeniyle oluşan kârların özel bir fona alınarak vergilenmemesi ve bu hesabın işletme döneminde 5 yıl gibi bir sürede vergiye tabi kazancın tespitinde dikkate alınabilmesine yönelik bir model de seçenekler arasında.”
(Kaynak: Sol Haber)