Geniş Tanımlı Kadın İşsiz Sayısı 4 Milyonu Aştı

2018 yılında dar tanımlı/resmi kadın işsiz sayısı 1,4 milyon kişi iken 2022 aralık ayında 1,7 milyon kişiye, aynı dönemde geniş tanımlı kadın işsizliği ise yüzde 23,5’ten yüzde 29,5’e yükselerek 4 milyon 82 bin kişiye yükselmiştir.

Türkiye’de kadın-erkek istihdam oranlarını yıllara göre incelediğinde, 2018-2022 yılları arasındaki son 5 yıllık dönemde kadın istihdamının çok düşük bir artış gösterdiği görülmektedir. 2018 yılında kadın istihdamı yüzde 29,4 iken 2022 yılının Aralık ayına gelindiğinde 1,9 puan artarak yüzde 31,3’ye yükselmiştir.

Haber Kaos, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) / Genel-İş Sendikası Emek Araştırma Dairesi (EMAR) 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü öncesi Kadın Emeği Raporu’nu kamuoyu ile paylaştı. “2023 8 Mart’ına kadınlar olarak büyük acı ve kayıplarla giriyoruz” ifadelerine yer verilen raporda; kadın emeğine, bedenine ve sesine yönelik saldırılara karşı mücadele edilirken meydana gelen depremlerdeki kayıplara dikkat çekildi.

Raporda, sendikanın Hatay şubesinde uzun yıllar mücadele eden Fatma Dadük’ün de hayatını kaybettiği belirtildi ve “Fatma Dadük ve depremde kaybettiğimiz onbinlerce yurttaşı saygıyla anıyoruz” denildi.

Kadın emeğinin Türkiye’de ve dünyada durumuna dair güncel veriler ile her yıl hazırlanan “Kadın Emeği Raporu”nda bu yıl, deprem bölgelerindeki kadınların çalışma hayatındaki durumunun öncelikli olarak incelendiği kaydedildi. Raporda, ayrıca, dünyadaki örnekleriyle karşılaştırmalı olarak kadınların istihdam, işsizlik, iş gücüne katılamama nedenleri, sendikalaşma düzeyleri, gelirleri ve yoksulluk düzeyleri de analiz edildi.

EMAR tarafından araştırmanın öne çıkan sonuçları şöyle özetlendi:

“Deprem öncesi dönemde Gaziantep, Adıyaman, Kilis, Hatay, Kahramanmaraş, Osmaniye, Şanlıurfa ve Diyarbakır illerinde kadınların iş gücüne ve istihdama katılımı oranları düşüktür. Bölgede iş gücünün yüzde 73’ü (2 milyon 292 bin) erkeklerden, yüzde 26,7’si (837 bin) kadınlardan oluşmaktadır. Toplam istihdamın; yüzde 74’ü olan bir milyon 987 bini erkeklerden; yüzde 25,6’sı olan 695 bini ise kadınlardan oluşmaktadır. Deprem ile birlikte de kadın istihdamının çok ciddi bir şekilde düşeceği görülmektedir.

Deprem bölgesindeki kadınlar sosyal güvenceden yoksundur. İstihdam edilen kadınların yarısından fazlası kayıt dışı çalıştırılmıştır. İstihdam edilen kadınların yüzde 48’i sosyal güvenlik kurumuna kayıtlı çalıştırılırken, yüzde 52’si kayıt dışı çalıştırılmaktaydı.

Deprem bölgesindeki kadınların işsizlik oranı, ülke genelindeki kadınların işsizlik oranından yüksektir. 2021 yılında ülke genelinde kadın işsizlik oranı yüzde 14,7 iken deprem bölgesinde bu oran 2,1 puan fazla olarak yüzde 16,8’dir. Türkiye’deki toplam kadın işsizliği 2021 yılında 1,5 milyondur. Toplam kadın işsizliğinin yaklaşık yüzde 10’ununu (141 bin kadından fazlası) da deprem bölgesinde yaşayan kadın işsizler oluşturmaktadır.

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) verilerine göre Türkiye’de kadın istihdamı yüzde 34,3 iken erkek istihdamı yüzde 70,7’dir. OECD ve AB üye ülkelerin ortalamalarına baktığımızda; kadın-erkek istihdam oranlarının birbirlerine yakın, dolayısıyla da istihdamda cinsiyet açığının daha düşük olduğunu görülmektedir. OECD üye ülke ortalamasında kadın istihdamı yüzde 62,4, cinsiyet açığı yüzde 14,2; AB üye ülke ortalamasında yüzde 65, cinsiyet açığı yüzde 9,9 iken Türkiye’de bu oran ülke ortalamalarının yarısı kadar olup yüzde 34,3’tür. İstihdam da cinsiyet açığı ise yüzde 36,4’dür.

Türkiye’de kadın-erkek istihdam oranlarını yıllara göre incelediğimizde, 2018-2022 yılları arasındaki son 5 yıllık dönemde kadın istihdamının çok düşük bir puanda artış gösterdiğini görülmektedir. 2018 yılında kadın istihdamı yüzde 29,4 iken 2022 yılının Aralık ayına gelindiğinde 1,9 puan artarak yüzde 31,3’ye yükselmiştir.

Türkiye’de kadınların işsizlik oranları her geçen gün artmaktadır. OECD verilerine göre Türkiye’de kadınların işsizlik oranı yüzde 12,7 ile AB ve OECD üye ülke ortalamalarının 2 katından fazladır. AB üye ülke ortalamalarında kadın işsizliği yüzde 6,4, OECD üye ülke ortalamasında ise yüzde 6,8’dir.

‘Geniş tanımlı kadın işsiz sayısı 4 milyonu aştı’

Son 5 yıllık döneme ayrıntılı olarak baktığımızda; dar tanımlı kadın işsizlik oranı yüzde 14 civarındayken geniş tanımlı kadın işsizlik oranının arttığını görmekteyiz. 2018 yılında dar tanımlı/resmi kadın işsiz sayısı 1,4 milyon kişi iken 2022 Aralık ayında 1,7 milyon kişiye yükselmiştir. Aynı dönemde ise geniş tanımlı kadın işsizliği yüzde 23,5’ten 6 puan artarak yüzde 29,5’e yükselerek 4 milyon 82 bin kişiyi bulmuştur.

2022 yılı 4. çeyrek verilerine göre 9 milyon 663 bin kadın ev işleri nedeniyle çalışma hayatına dâhil olamadığını belirtmişken ev işleri nedeniyle çalışma hayatına dâhil olamadığını belirten erkek sayısı verisi bulunmamaktadır. Ailevi ve kişisel nedenlerle çalışma hayatına dâhil olamadığını belirten kadın sayısı 2 milyon 286 bin kişi iken bu verilerdeki erkek sayısı kadın sayısının 5’te birine denk gelmektedir ve sadece 466 bin kişidir.

2022 yılı 4. çeyrek verilerine göre 10 milyon 298 bin kadın istihdamının 6 milyon 951 bini (yüzde 67,4’ü) kayıtlı, 3 milyon 347 bini ise (yüzde 32,5’i) kayıt dışı çalıştırılmaktadır. Veriler göstermektedir ki Türkiye’de 3,3 milyon kadın sosyal güvenceden yoksundur.

2022 yılı 4. çeyrek verilerine göre tam zamanlı çalışan kadın sayısı 8 milyon 642 bin; yarı zamanlı çalışan kadın sayısı ise bir milyon 656 bin kişidir. Tam zamanlı çalışan kadınların yüzde 74,3’ü kayıtlı, yüzde 25,6’sı ise kayıt dışı çalışırken, yarı zamanlı çalışan kadınların çoğunluğu kayıt dışı çalıştırılmaktadır. Buna göre yarı zamanlı kadınların sadece yüzde 31,8’i kayıtlı iken yüzde 68,1’ine kayıt dışı istihdam edilmektedir.

Kadınların sendikalara katılımı düşüktür. 2023 Ocak ayı verilerine göre Türkiye’de kadınların sendikalaşma oranı yüzde 10,4 iken erkeklerin sendikalaşma oranı yüzde 16,1’dir. Bu veriye, kayıt dışı istihdam dâhil edildiğinde gerçek kadın işçi sendikalaşma oranı sendikalaşma 4,2 puan azalarak yüzde 6,2’ye gerilerken; erkek işçilerde de bu oran 5,1 puan azalarak 11,2 düşmektedir.

“Erkekler kadınlardan daha fazla kazanıyor”

Türkiye’de de erkeklerin kadınlara göre yüzde 20,84 fazla kazanmaktadır. Çalışma biçimlerine göre incelediğimizde kadın ve erkekler arasındaki fark en fazla yevmiyeli çalışan kadın ve erkeklerdedir. Yevmiyeli çalışan erkekler yevmiyeli çalışan kadınlara göre yüzde 47,39 daha fazla kazanmaktadır. Ücretli maaşlı çalışanlarda ise bu fark yüzde 16’dır. Ücretli çalışan erkekler kadınlara göre yüzde 16 daha fazla kazanmaktadır.

Türkiye’de resmi yoksulluk verilerini cinsiyet karşılaştırması yaparak incelediğimizde yoksulluktan en fazla kadınların etkilendiğini görüyoruz. Erkeklerde yoksulluk, 8,5 milyon kişi ile yüzde 20,8; kadınlarda yoksulluk ise 9 milyon kişi ile yüzde 21,8’dir.”

Paylaşın

Kamuda İstihdam Edilenlerin Sadece Yüzde 25’i Kadın

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Genel-İş’in Emek Araştırma Dairesi (EMAR) her yıl düzenli olarak hazırladığı “Kamuda ve Genel İşler İşkolunda İstihdam” raporunun bir yenisini yayımladı.

Kamuda ve genel işler işkolunda istihdam verileri ile kamu harcamalarının, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ve Avrupa Birliği (AB) ülkeleriyle karşılaştırıldığı rapora göre Türkiye’de kamu harcamalarının oranı, OECD ortalamasının çok altında ve Avrupa ülkeleri içinde ise son sıralarda.

OECD ortalamasına göre GSYH içinde genel kamu harcamalarının oranı yüzde 48,47. Fransa’da yüzde 59,4, Yunanistan’da yüzde 56,8, İtalya’da yüzde 55,5, Almanya’da yüzde 51,4 ve İspanya’da yüzde 50,6 kadar. Türkiye’de ise bu oran yüzde 35,88.

Kamuda sosyal harcamalara yeterli pay ayrılmıyor

Rapora göre eğitim, sağlık ve sosyal korumalardan oluşan kamu kesimi sosyal harcamalarına GSYH’den ayrılan payın düşmüş durumda. 2021’da kamu kesimi sosyal harcamalarına GSYH’dan ayrılan pay yüzde 15,9 oldu ve 2017 seviyesine düştü.

2018’de yüzde 16,3, 2019’da yüzde 17,1 oranındaydı. 2020’de ise pandeminin de etkisiyle kamunun sosyal harcamaları biraz daha artış eğiliminde olsa da, 2021’de yaklaşık 2 puan düştü ve yüzde 15,9’a geriledi.

Kamu istihdamı OECD ortalamasının 4 puan altında

Yine rapora göre Türkiye’de toplam istihdam içinde kamu istihdamının oranı, OECD ortalamasının 4 puan altında.

OECD üye ülkelerin ortalamasında toplam istihdam içinde kamu istihdamının oranı yüzde 18,45 iken, Türkiye’de bu oran yüzde 14,5.

Fransa (yüzde 21,5) ve Macaristan’da (yüzde 21,5) toplam istihdam içinde kamu istihdamı oranı OECD ortalamasının üstünde, diğer Avrupa ülkelerinde ise altında.

Kamuda istihdamın sadece yüzde 25’i kadın

OECD’ye üye ülkelerin ortalamasında kadınların toplam istihdam içindeki oranı yüzde 45,40 oranında. Kamu sektöründe istihdam oranı ise yüzde 57,8.

Birçok ülkede de kamuda kadın istihdamı, toplam istihdamdan fazla. İngiltere, Fransa, Macaristan ve Portekiz’de toplam istihdam içinde kadın istihdam oranı yüzde 40 iken kamuda kadın istihdam oranı yüzde 60’ın üzerinde.

Ancak Türkiye’de kadınların istihdama katılımı, OECD ve Avrupa ülkelerinin çoğundan az. Türkiye’de kadınların toplam istihdam içindeki oranı yüzde 26,6 iken kamu istihdamında kadın oranı yüzde 25.

Her 10 kişiden 8’i özel sektörde, 2’si kamuda çalışıyor

Rapora göre Türkiye’de kamu istihdamının artış eğiliminde. Ancak buna karşın toplam istihdamın yalnızca yüzde 16,8’ini oluşturuyor. Özel sektör istihdamı ise yüzde 83,2.

Kamu istihdamında en fazla artış “sözleşmeli personelde”

Öte yandan kamuda en güvenceli istihdam biçimi olan “memurluğun” yerini “sürekli işçilik” ve “sözleşmeli personel” alıyor.

2015’te kamu istihdamının yüzde 82’sini memurluk, yüzde 4,2’sini sözleşmeli personel istihdamı oluştururken; 2021’de kamu istihdamında memur oranı yüzde 61,5’e geriledi, sözleşmeli personel istihdam oranı ise 6,6 puan artarak yüzde 10,8’e yükseldi.

2022’nin ilk çeyreğinde ise memurluk yüzde 61’e düşerken sözleşmeli personel istihdamı 11,5’e çıktı.

Sürekli işçilikte ise yüzde 9,3’ten yüzde 24,4’e yükselmiş durumda. Raporda kamu istihdamında sürekli işçiliğin artışının en önemli nedeni olarak 2017’de çıkarılan 696 sayılı KHK düzenlemesi gösterildi.

Bu düzenlemeyle personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım ihaleleri ve taşeron firmalarda çalışan işçiler, merkezi idarelerde sürekli işçi kadrosuna; belediyelerde çalışan taşeron işçiler ise, belediye şirketlerine geçirildi.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın