1965 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Elif Sofya, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi. Yine İstanbul Üniversitesi Görsel Sanatlar Fakültesinde master eğitimi gördü. Bir müddet resimle uğraşan şair, yazılı basında editörlük de yapmıştır.
Haber Merkezi / Elif Sofya; Sanat, Varlık, Kitap-lık, Yasakmeyve, Edebiyat ve Eleştiri, Cin Ayşe, Natama, Duvar gibi dergilerde şiirler yazarak edebiyat dünyasına girmiştir. Tarih ve toplumun yarattığı düzenin şiire düşman olduğu görüşünden hareket eden sanatçıya göre şiirin savaşımı dille olduğu kadar, o dilin ete kemiğe büründüğü, Ece Ayhan’ın deyişiyle, “kötülük topluluğu”yladır da. Bu anlamda şiir aslında “kötülük topluluğu”na karşı bir iyilik aşısıdır.
Bu düşünceler onun şiir anlayışının temelini teşkil etmektedir. Şair şiirlerinde doğrudan söylemek yerine sezdirmeyi tercih etmiştir. İlk şiir kitabı olan Ters Düşünce 2005 yılında yayınlanmış ve şiirleri böylece toplu bir biçimde okuyucuyla buluşmuştur.
Ters Düşünce’deki şiirlerinde mitoloji ve efsanelerin olanaklarından faydalanarak balıkçıl, yılan, kaplumbağa gibi bazı hayvanlar ekseninde varoluşun temellerini sorgulamıştır. Ters Düşünce’yi Düzensiz (2010), Dik Âlâ (2014) ve Hayhuy (2019) adlı şiir kitapları izlemiştir. Elif Sofya, Germany Edenkoben Künstlerhaus ve Mainz Üniversitesi tarafından hazırlanan The Poetry of Neighbours – Poets Translated by Poets projesinde de yer almıştır.
“İnat”
Daha kara bir sesi olmalı halimin
Kapıları açsam alnımda taşlarınız
Sicimlerin karışıklığına karışsam
Bitecek elbet fırtınamın şiddeti
Çok katmanlı parçamı bırakacağım
Yer, yüzünü açacak ellerime
Yolcular ait olmadıkları yolları
Eskiterek ezerek…
Yer, yüzünü dağıtacak ellerime
Daha kara bir sesin
bulunma vakti
Ay karanlık taş olacak
Alnımdaki taşlarınıza inat
“Kargalar”
Mağaranın dudağında tutuşan yarasa
Geceyi çizdi çığlığıyla
Kırıldı karanlığın korkulukları
Uçtu sudaki ayna
Kargaların kararlı bölgeler düşürdüğü bir evham
Sessizliğin göğsüne yürüdü
Git buradan
Yüzümde yarasını soğutan çocuk
Git buradan
Şimdi, zamandan zehir damıtarak uzaklaş
seni örten bir kalp ara
Kargaların şarkılarında
“Kırılma”
Bir kaç derece sonra kuzey
Eğreltilerin eğimlerin uzağı
Yol yarı aydınlık
Yarı kapalı yağmurun ağzı
Ondan mı
Sarsıla sarsıla değişiyor gÖğün derisi
YÜrüyor yüzÜmÜze suyun ağır aksanı
İrkilmek, geçici ruh hali halimizde
Yolun boyu bazan boyumuza denk
Hem yerin gölgesiyiz
Hem gölgemiz ıssızlık
Bir korku arıyoruz burada
Duraksıyoruz içimizden, dışımızı atıyoruz.
Derken,
Vazgeçtin
Aramızda bir dalı kırdı karanlık.
“Serzeniş”
Geliyordu uzaklardan eteklerini döve döve
bir kuş sürüsü
Yani ruh
ve ruhman sayılan kavmin
en derin rahiyası Hiç.
Hiç gidilebilir değil yollar bulundu
Gaybın adı bulundu
Susmak başladı ağızda
Sıralandı kuşlar, sürü düzgünlüğü gördü
Sonra tarhlar ve temiz gök üzerine
sarkan tarlalar görüldü.
Gör bak nasıl ince bu serzeniş
Engebesiz bir diklenme yaklaşan
Sonsuz sus payı elimize konacak
Dil, yutulmaya yatkın
Sınırları ite kaka yürü git