İBB Başkanı İmamoğlu’ndan ‘Hapis İstemi’ Yorumu

31 Mart seçimlerinin iptal edilmesinin üzerinden YSK’ye yaptığı eleştiriler nedeniyle hakkında hapis cezası istenmesine ilişkin açıklamada bulunan İBB Başkanı İmamoğlu, “Bana 4 yıl 1 ay hapis cezası verilmesi hakkında savcı mütalaasını verdi, mahkemesi görülecek. Neymiş, ben YSK’ye hakaret etmişim. Olay şudur. Benim Avrupa Konseyi’ndeki bir konuşmamın eleştiren bir bakan bana konuşmasında ‘ahmak’ demiştir. Ben de kendisine iadeyi cevapla karşılığını ona sundum. ‘Siz seçimi iptal ettiniz ahmak sizsiniz’ anlamında. Bunu ben bakana söyledim ama YSK’ye böyle bir şeyde bulunmadım. Bunun ifadesini verdim ama ona rağmen savcı böyle bir mütalaada bulundu.” dedi.

İBB Başkanı İmamoğlu, konuya ilişkin açıklamasının devamında, “Yani hala yaşadığımız bu olumsuzluklardan ders çıkarmayan insanlar var bu ülkede. Bunun bana siyaseten hiçbir zararı yok ama bu ülkeye zararı var. Bizim toplumumuz vicdanlıdır. Mağduru görür, mağdura katkı sunmak, destek olmak ister. Umarım bu yanlıştan dönecek. Her Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı gibi ben de bu ülkede hukukun ve adaletin üstünlüğüyle bu mahkemenin doğru kararı vereceğine inanıyorum, inanmak istiyorum.” ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Bağcılar’da görev yapan 21 muhtarla sahurda buluştu. İmamoğlu, ilçedeki bir işletmede buluştuğu muhtarlarla tek tek tanıştı ve onlardan gelen talepleri dinledi. Pandemi ve ardından gelen ekonomik krizin etkilerinin tüm Türkiye’de yaşandığını belirten İmamoğlu, krizden en çok etkilenen kesimin gelir seviyesi düşük vatandaşlar olduğuna dikkat çekti.

ANKA’nın aktardığına göre İBB’nin sosyal yardım bütçesini, göreve geldikleri 2019 yılı içerisinde, 2018’e göre 6 kat oranında artırdıklarına vurgu yapan İmamoğlu, “Yüzde 2-3 seviyesindeyken şu anda yüzde 15-16 seviyelerine çıktı bütçedeki sosyal yardımların payı” dedi. Yapılan yardımların zorunluluktan kaynakladığını belirten İmamoğlu, yaşanan sürecin toplumun her kesimini etkilediğini belirtti. İmamoğlu’nun konuşmasının satır başları şöyle:

Kent yoksulluğunun kırsaldaki yoksunluktan daha zor ve acı sonuçları var. İçinde bulunduğumuz dönemde, 500 binin üzerinde kumanya dağıttık. Pandeminin pik yaptığı dönemde bu rakam 1 milyon 100 bin haneye kadar yükseldi. Bu zor günleri ümitle, umutla, çalışmayla, paylaşarak, birbirimizi hissederek aşacağız. Biz, bunları yaparken bir yandan işlerimizi yaptık, bir yandan öğrencilerimize burs verdik.

Bir yandan dedik ki ‘Anne evden çıkamıyor’; kartını verdik. Askıda Fatura veya onun gibi başka uygulamalarla vicdan köprüsü kurduk. İstanbul’da en doğru birinci adres, fitreniz, zekâtınız için biziz kardeşim. Çünkü biz, adresi veriyoruz. Verdiğimiz her şeyin devlete hesabını veriyoruz. Bizde adresleri var. Onu da bir tek biz biliyoruz. Allah biliyor yani, bir de devlet. Bu anlamda, bu zor günleri aşmanın yöntemi, modeli bu.

Bağcılar’da an itibariyle hemen hemen durmuş, yarım, eksik, başlamamış işimiz kalmadı. İlçede açtığımız ve açacağımız kreşler bulunuyor. İstanbul genelindeki ‘Yuvamız İstanbul’ kreşlerinin sayısını 100’e çıkarmayı hedefliyoruz. Bu milletin evlatlarını 3-4 yaşından itibaren eğitemezsek her 10 senede bir bu ülkede seçimler iptal edilir. Cahillik, eğitim almamak, bu ülkede yeni nesle yapacağımız en büyük ihanettir. Onun için en baş meseledir çocukların mutluluğu, annelerin mutluluğu. Bunu da beraber yapıyoruz sizlerle.

Siyasi çekişmenin, çatışmanın ve kavganın olduğu yerde barıştırmakla, buluşturmakla, konuşturmakla yükümlüyüz. Adalet Partili rahmetli dedemle merhum CHP’li bacanağını örnek gösterebilirim. Ben, hayatımda onlar kadar neşeli tartışan, esprili konuşan, iki farklı partiden olmalarına rağmen bu kadar tatlı ortaklık yapan başka iki insan görmedim. Rahmetli ortağı, bacanağı, Allah rahmet etsin, Hasan Ağa hafızdı; CHP’li. Dedem de Kur’an’a bakarak okuyordu. O, hafızdı ama kimse onu sorgulamasın.

İnanç, Allah’la kul arasında. Siyasi yarışı, hizmet yarışını nerede yapamayız biliyor musunuz? Şurada hiçbirimiz, bir başkasına, ‘Ben senden daha inançlıyım’ diyebilir mi? Böyle bir hakkı var mı? Yaradan böyle bir hakkı kime verdi Allah aşkına? Ya da ‘Ben senden daha çok vatanımı seviyorum. Sen vatan hainisin’ diyebilir mi? Bana diyenin alnını karışlarım. Ben de bir Allah’ın kuluna demem. Bütün bunların mahkemesi, hukuku vardır.

Onun yeri bazılarında dünyadadır, bazıları öbür dünyadadır. Bütün yapılan işler, müdahaleler, onlar, bunlar bana ne yapıyor biliyor musunuz? Bugün bir çalışıyorsam, bunları yaşadıktan sonra bin çalışıyorum. Bana verdiği tek duygu bu. Kimse benimle o alanda yarışamaz. Bana biraz daha iyi davransalar var ya belki biraz daha tembelleşebilirim yani. Ve göreceksiniz, kalan iki yılda çok daha mutlu olacağız.

İlçelerin ve mahallerin lokal sorunlarına çözüm üretmeye çaba gösterdik. İstanbul’a bir bütün olarak bakıyoruz. Kurumsallaşma çalışmaları kapsamında Muhtarlıklar Daire Başkanlığı’nı kurduk. Kurumsal bir biçimde sizinle iş birliği yaparak, hiçbirinizin siyasi anlayışına bakmadan, bu şehrin kendi iradesiyle, hakkıyla seçilmiş 963 muhtarımıza hizmet edeceğiz.”

İmamoğlu’na muhtarlar buluşmasında İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar, Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Alpay, İBB Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş ve Muhtarlıklar Daire Başkanı Yavuz Saltık da eşlik etti.

‘Bunun bana siyaseten hiçbir zararı yok ama bu ülkeye zararı var’

Bana 4 yıl 1 ay hapis cezası verilmesi hakkında savcı mütalaasını verdi, mahkemesi görülecek. Neymiş, ben YSK’ye hakaret etmişim. Olay şudur. Benim Avrupa Konseyi’ndeki bir konuşmamın eleştiren bir bakan bana konuşmasında ‘ahmak’ demiştir. Ben de kendisine iadeyi cevapla karşılığını ona sundum. ‘Siz seçimi iptal ettiniz ahmak sizsiniz’ anlamında. Bunu ben bakana söyledim ama YSK’ye böyle bir şeyde bulunmadım. Bunun ifadesini verdim ama ona rağmen savcı böyle bir mütalaada bulundu.

Yani hala yaşadığımız bu olumsuzluklardan ders çıkarmayan insanlar var bu ülkede. Bunun bana siyaseten hiçbir zararı yok ama bu ülkeye zararı var. Bizim toplumumuz vicdanlıdır. Mağduru görür, mağdura katkı sunmak, destek olmak ister. Umarım bu yanlıştan dönecek. Her Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı gibi ben de bu ülkede hukukun ve adaletin üstünlüğüyle bu mahkemenin doğru kararı vereceğine inanıyorum, inanmak istiyorum.

Paylaşın

Ekrem İmamoğlu’na 4 Yıl 1 Ay Hapis İstemi

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, 4 Kasım 2019’da yaptığı basın açıklamasında Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle yargılandığı davada savcılık mütalaasını açıkladı.

İmamoğlu’nun 4 yıl 1 aya kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya İmamoğlu’nun avukatı Kemal Polat katıldı.

Duruşmada mahkeme hakimi, İmamoğlu’nun avukatının reddi hakim talebinin Anadolu Ağır Ceza Mahkemesince reddedildiğini söyledi.

Daha sonra savcılık esas hakkındaki mütalaasını verdi. Savcılık, İmamoğlu’nun “kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen zincirleme hakaret” suçundan 4 yıl 1 aya kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti.

Buna karşı söz alan Kemal Polat, reddi hakim talebine yönelik verilen kararlarda usule aykırılık olduğunu belirterek, esasa ilişkin savunmalarını daha sonra yapacaklarını ifade etti.

Mahkeme, Ekrem İmamoğlu’nun avukatının mütalaaya karşı savunma yapabilmesi için bir sonraki celseye kadar süre verilmesine karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe bıraktı.

Ne olmuştu?

İddianameye göre Ekrem İmamoğlu 4 Kasım 2019’da yaptığı bir basın açıklamasında Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine “ahmak” diyerek hakaret etti. İddianamede YSK Başkanı Sadi Güven ile 10 kurul üyesi ‘mağdur’ sıfatıyla yer aldı.

Ancak İmamoğlu soruşturma kapsamında yazılı olarak alınan ifadesinde YSK üyelerine “ahmak” şeklinde bir söylemi olmadığı, bu söylemin kimse tarafından YSK üyelerine yönelik algılanmadığı, söylemin belli bir şahsı hedef almadığı, siyasi bir söylem olup sert bir eleştiri olduğu, somut olarak bir kimseye yöneltilmemiş olduğunu söyledi.

İddianamede Ekrem İmamoğlu’nun 1 yıl 3 ay 15 günden 4 yıl 1 aya kadar hapisle cezalandırılması istendi.

Paylaşın

İmamoğlu’ndan ‘İSKİ’ Çıkışı: Elektriğe Zammı Ben Mi Yaptım?

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İSKİ Genel Kurulu’nda çoğunluktaki AKP-MHP grubunun oylarıyla çıkan ‘suya sıfır zam’ kararının ardından bugün konuyla ilgili açıklama yaptı.

AKP ve MHP grubuna sert tepki gösteren İmamoğlu, Erdoğan’ın ‘suya indirim’ isteğini de eleştirdi. İmamoğlu, zam talebinin sorumlusunun kendilerinin olmadığını belirterek ülkenin ekonomik durumuna ve krize dikkat çekti. “Bu ülkede herhangi bir şeyin fiyatı çok artıyorsa bunun sorumlusu ekonomiyi yöneten kişilerdir, iktidardır” dedi.

“İBB’ye karşı çok kötü bir oyun oynanıyor” diyen İmamoğlu, İSKİ yönetmeliğe göre maliyeti altında su temini yapılamayacağını söyledi. “İSKİ’yi organize kötülükle batırmaya çalışan arkadaşlara bir haberim var; yaptınız suçtur” diye konuştu.

İmamoğlu “Sizin öfkeniz yüzünden milyarlarca lira zarara girecek olan İSKİ’nin zararı, emin olun çok kısa sürede bu zararı bizim teklifimize ret oyu veren her üyeden rücu edilecek. Mahkemelerde İstanbul’a verdiğiniz zararın faturasını göreceksiniz. Şimdi siz düşünün” ifadelerini kullandı: İmamoğlu özetle şunları söyledi:

“Mevcutta bir bütçe var. 15 milyar liraya yakın hale gelmiş yeni bütçeyi, revize bütçe talebini bile görmezden gelmek, körleşmiş bir AKP grubu var karşımızda. Dolayısıyla ve günün sonunda öyle bir komik hale geldiler ki sözüm ona bir teklif sunuyorlar; diyorlar ki ‘Siz bizim küçük zam teklifimizi kabul edersiniz ya da hiç zam vermeyiz.’

Bu nasıl bir tavır? Tehdit yapıyor. İstanbul tarihi böyle bir cahil adam görmemiş. Tehdit ediyor bizi. Tehditten sonra bizden de o tehdidine boyun eğeceğimize zannediyor. Neye? Hiçbir temeli olmayan teklifine evet diyecekmişiz. Biz sana pabuç mu bırakacağız. İstanbul’u kaybetme öfkesi yüzünden bütün vicdanını kara bir bulut kaplamış İSKİ’yi organize kötülükle batırmaya çalışan arkadaşlara bir haberim var; yaptınız suçtur!

Sizin öfkeniz yüzünden milyarlarca lira zarara girecek olan İSKİ emin olun çok kısa sürede bu zararı bizim teklifimize ret oyu veren her üyeden rücu edilecek. Mahkemelerde İstanbul’a verdiğiniz zararın faturasını göreceksiniz.

Mecburen sunmak zorunda kaldığımız yüzde 50 civarında artışın olduğu artışının vebali İSKİ veya İBB değildir. Bu ülkede herhangi bir şeyin fiyatı çok artıyorsa bunun sorumlusu ekonomiyi yöneten kişilerdir, iktidardır. Türkiye’yi bu ekonomik buhrana sokanların İstanbul’daki ucuz kahramanlık girişimlerine en güzel yanıtı günü gelince yine hem bu şehrin hem de ülkemizin kıymetli insanları verecektir.

Sundukları artış oranının hiçbir mesneti yok, hiçbir gerekçesi yok. Yüzde 100 civarında artan maliyetlere rağmen yüzde 50 fiyat açıkladık, yine eski bütçe veriyorlar. Arkadaşların bu dayatmacı şekilde sundukları fiyat artışını neye göre sundukları belli değil.

“2021’de neredeyse 0 zam”

Bu kurum hizmet etmekte zorlanıyor. Biz göreve geldiğimizde yüzde 40’a yakın bir indirim teklifi sunduk. Biz bunu yüzde 46 yapacağız deyip biraz daha indirim yaptılar. Tamam bunda sorun yok. Ancak her ay devletin açıkladığı enflasyon rakamlarına göre fiyat yenilemesi yapılan sistemi Meclis’te karar aldırarak iptal ettiler.

Kasım 2019’daki genel kurulda 2020 için zam teklifi yaptık. O günün artışlarına göre yüzde 20 dedik, reddedildi. Temmuz’a geldik. Yüzde 12,62 zam verildi. Ama ne yazık ki o zam yapıldığında Sayıştay kararı gereği bakım bedeli tarifede iptal edildi.

Bu nedenle zam da güme gitti. 2020 Aralık’ta yüzde 6,84 zam verildi. Neredeyse seçimden 2 yıl sonra sadece yüzde 6,84 zam alabildik.

Mayıs’ta yine zam yapılmadı. Haziran 2021’de sıfır zam. Eylül 2021’de olağanüstü bir toplantı çağrısı yaptım, bu sefer yüzde 15 zam yapıldı. Aralık’ta çok komik bir işlem yaptı AKP grubu. Yüzde 36’lık artış yaptılar. Ama ne yaptılar bakın; Eylül’deki yüzde 15,62’yi bundan düşeriz dediler. Artı insani su tüketim hakkının yeniden uygulanması hakkını getirdiler ki bu da yüzde 20’ye tekabül ediyor. Elde var sıfır.”

Erdoğan’a da yanıt verdi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “İstanbul yüzde 25’in üzerinde zam talebiyle Meclis’e geldi. Ve mecliste tabii ağırlık bizde olduğu için arkadaşlarımız bunların bu zam talebine evet demediler. Biz vatandaşımızın bu noktada huzurunu istiyoruz. Çünkü bunlar seçim öncesi ne diyorlardı suya ekmeğe indirim getireceğiz” sözlerine de cevap veren İmamoğlu şöyle devam etti:

“Cumhurbaşkanımız bize KDV üzerinden mesaj veriyor. Ben çok üzüntü duyuyorum İstanbul sevdan diyorsanız cumhurbaşkanımız İstanbul’a böyle sevda olmaz. Bu ülkenin cumhurbaşkanına her belediye aittir. İSKİ’ye yapılan bu zulmün oradan da bu şekilde bilinerek hala bizim de İSKİ genel kurulundan bir gün sonra bir toplantıda KDV indirimi üzerinden politika yapılıp İstanbul’a zulmetmenin işaretinin oradan verildiği şüphesi bizim kafamızda büyük bir soru işareti. Üzüntüyle takip ediyoruz.

Ülkemizin cumhurbaşkanı 2019 seçimlerinden sonra arzum şu idi; bu şehre hizmet eden belediye başkanıyla sıkı diyalog kentin fayda göreceği hususlarda iş birliği yapma prensibine uygun bir diyalog zemini. Ben hala 2019’daki seçimin insanların zihninde başka travmalara sebep olduğunu düşünüyorum.

Arkadaşlar İBB kimin ya? İstanbul İstanbullunun. İstanbul dünya kenti. Ben bu anlayışı bu yaklaşımı anlayamıyorum. Ve şu mecliste yapılan zulmün o kötülük dolu hareketlerin uyarılmasına dönük hamle beklerken dün yine bizimle yarışan konuşmaların yapılması Ankara’dan beni çok üzmektedir. Memleketin iyi olması için İSKİ gibi kurumlar desteklenmeli.”

Paylaşın

“Erdoğan, İmamoğlu’nu Olası Bir Aday Olarak Ciddiye Alıyor”

Almanya’nın saygın dergilerinden Der Spiegel tarafından yapılan analizde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu olası bir aday olarak ciddiye aldığı ifade edildi.

Der Spiegel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile kapsamlı bir röportaj yayınlarken, dikkat çekici yorumlarda bulundu. Dergide yayınlanan makalede, “Bugün belediye yarın daha da fazlası? İstanbul Belediye Başkanı, Erdoğan’a tehdit oluşturduğunu kanıtladı” başlığı kullanıldı.

Dergide, “İmamoğlu, bir siyasi yıldıza dönüştü ve gelecek seçimlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı dikkate değer bir rakip olabilir. Der Spiegel’e konuşan İmamoğlu, neyi doğru yaptığını ve Erdoğan’ın neyi yanlış yaptığını açıkladı” yorumu yer aldı.

Dergide, İmamoğlu’nun ofisinin detayları da yer alırken, Türk bayrağının yanında Mustafa Kemal Atatürk’ün bir resminin olduğu belirtilirken, “Birçok Türk yetkilinin ofisinde Türkiye’nin kurucusu Atatürk’ün resmi ya da fotoğrafı yer alıyor. Fakat buradaki olağandışı. İmamoğlu bize resmi anlatırken, Atatürk’ün sırtı izleyiciye dönük olan bir vatandaşla konuştuğunu söylüyor. Bu resmi çok sevdiğini söyleyen İmamoğlu, Atatürk’ün vatandaşı dinlediğini söylerken, kendisinin de bir dinleyici olduğunu dile getirdi” ifadesi kullanıldı.

Sözcü’nün derlediğini habere göre, 2019’dan önce İmamoğlu’nun siyaseten Türkiye’de bir hiç olduğu kaydedilirken, “Fakat İstanbul belediye başkanı oldu ve o zamandan beri ismi sürekli 2023 seçimlerinde Erdoğan’ın karşısında bir aday. İmamoğlu Erdoğan karşısında tehlikeli bir aday olabilir ve belki seçimden önce de yarışa dahil olabilir. Eğer muhalefet başarabilirse, seçimler erken alınabilir ve bunda hükümetin ülkenin ekonomik krizini kontrol edememesinin de payı var” denildi.

“Erdoğan’ın İmamoğlu’nu ciddiye alıyor”

Dergide Erdoğan’ın da İstanbul belediye başkanlığı yaptığı ve partisinin 15 yıl aralıksız İstanbul’u yönettiğine dikkat çekilirken, “Yüzlerce belediye işçisi hakkında soruşturma başlatılması, Erdoğan’ın İmamoğlu’nu olası bir muhalefet adayı olarak ciddiye aldığını gösterir” denildi.

İmamoğlu, ekonominin en büyük sorun olduğunu ve hükümetin “yapay gündemler” yaratarak dikkati dağıtmaya çalıştığını söylerken, “Ekonomik kriz yeni bir şey değil, son 4.5 yıldır devam ediyor. Pandemi dolayısıyla işsizlik arttı özellikle genç işsizliği. Bu aileler üzerinde bir yük oluşturuyor” derken belediyenin de ailelere yardım yaptığına dikkat çekti. İmamoğlu, göreve geldiğinde Halk Ekmek’in günde 700 bin ekmek ürettiğini fakat bu rakamın bugün 1.5 milyona ulaştığını da açıkladı.

İmamoğlu, belediyenin borçlarının ödenmeye devam edeceğini vurgularken, “Şu an ekonomik olarak hükümetten daha iyi durumdayız” dedi.

İmamoğlu, hükümetin kredi desteğine onay vermediğini ya da süreçleri yavaşlattırdığına dikkat çekerken, “İki buçuk yıldır kamu bankalarından tek bir kuruş kredi almadık. AKP’nin bizden intikam alma isteği vatandaşlara zarar veriyor. Hükümet, İstanbul’u kaybettikten sonra Türkiye’yi de kaybetmekten korkuyor” dedi.

Paylaşın

FT’den Erdoğan ve Türkiye Analizi: İmamoğlu Ve Yavaş Detayı

İngiltere merkezli uluslararası ekonomi gazetesi Financial Times’ın deneyimli isimlerinden David Gardner, son dönemde Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz ve siyaset ile ilgili dikkat çekici bir makale kaleme aldı.

Makalede, “Tarih, sonunda Erdoğan’ın kapısını çalabilir” başlığı kullanılırken, “Erdoğan, daha önce hiç olmadığı kadar gücünün hiç sınırı yokmuş gibi davranıyor fakat aynı zamanda son 20 yıldır olmadığı kadar da kırılgan gözüküyor. Yıllık enflasyon yüzde 50’ye yakın arttığında ki bu Erdoğan döneminin en yüksek seviyesi, TÜİK başkanını kovdu. Artan gıda ve enerji fiyatları, anketlerde AKP’ye desteği düşürüyor” yorumu yapıldı.

Parlamenter sistem yerine Rusya’dakine benzer bir başkanlık sistemi getiren Erdoğan hakkında Gardner, “Tek adam rejimi onun hatalar yapmasına sebep oldu. AKP’nin bütün kurucu ortaklarıyla arası bozuldu ve ciddi ekonomi uzmanlarını uzaklaştırdı” dedi. Ekim ayında aralarında ABD’nin de olduğu 10 batılı diplomatı istenmeyen adam ilan etmekle tehdit eden Erdoğan’ın bu tehdidini geri çektiğini yazan Financial Times yazarı, “Fakat yıkıntı halindeki ekonomi politikasından vazgeçmedi. Merkez Bankası’nı faiz indirimine zorladı ve TL’nin dolar karşısında geçen yıl yüzde 44 değer kaybetmesine ve enflasyona sebebiyet verdi” yorumunu yaptı.

Makalede, “Erdoğan’ın refah, eğitim ve sağlık alanlarında yaptıklarını sağlayan ekonomik büyüme ucuz kredi, tüketim ve dizginsiz inşaatta bağlıydı. Bu durum pandemiden çok önce yok oldu. Bu kriz, muhalefetin kalbinde sonunda Erdoğan’ı yenme ve parlamenter demokrasiyi getirme umudunu artırıyor” yorumu yer aldı.

Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş

AKP için modern zamanların en başarılı iktidar partisi yorumu yapılırken, “Erdoğan, AKP yönetimini içini boşalttı. Temel ilkeleri terk edildi” denildi. Makalede, “Burada sorulması gereken soru, muhalefetin uygun bir adayın arkasında birleşebilecek olması ve Erdoğan’ın itiraz edemeyeceği bir seçim dalgası yaratması olacak” yorumu yapıldı.

Makale, “2019 yılında AKP yerel seçimlerde Türkiye’deki büyük şehirleri kaybetti. Erdoğan, seçimi yeniden yaptı. CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu iki seçimde de kazandı. Mansur Yavaş da Ankara’yı kazandı. Şimdi ikisi de anketlerde Erdoğan’ın önünde” yorumuyla devam etti.

Financial Times’ta yayınlanan analizde, “Muhalefetin Erdoğan’ı yenme konusundaki güveni artıyor. Yakında bunu nasıl yapacaklarını anlatacaklar” denildi.

Paylaşın

CHP’li 11 Büyükşehir Belediye Başkanından Ortak Bildiri

Cumhuriyet Halk Partili (CHP) büyükşehir belediye başkanı, teftiş ve denetimlerle ilgili, “Yapılan bir kısım manipülasyonlar veya uydurma gündemler üzerinden yaklaşımlarla, uygunsuz teftişlere karşı olduğumuzu vurgulamak zorundayız” açıklamasını yaptı.

CHP’li 11 büyükşehir belediye başkanı, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın çağrısıyla çevirmiçi toplandı. Telekonferans yöntemiyle düzenlenen toplantı; Ekrem İmamoğlu (İstanbul), Mansur Yavaş (Ankara), Tunç Soyer (İzmir), Muhittin Böcek (Antalya), Zeydan Karalar (Adana), Yılmaz Büyükerşen (Eskişehir), Özlem Çerçioğlu (Aydın), Osman Gürün (Muğla), Vahap Seçer (Mersin), Kadir Albayrak (Tekirdağ) ve Lütfi Savaş’ın (Hatay) katılımıyla yapıldı.

Yerel yönetimlere yönelik bazı vergi indirimlerine gidilmesi ve sübvansiyon desteği verilmesi yönünde taleplerin dile getirildiği bildiride, teftiş ve denetimlerle ilgili hiçbir rahatsızlık yaşanmadığının da altı çizilerek, “Belediyelerimiz ‘özelinde’ gösterilen bu ‘teftiş hassasiyetinin’, eski belediye yönetimleri hakkında yapılan şikayetlerde de gösterilmesini bekliyoruz ve bunu kamu adına talep ediyoruz” denildi.

Türkiye nüfusunun yüzde 50’ye yakınının yaşadığı kentleri yöneten 11 büyükşehir belediye başkanı, Türkiye’nin yaşadığı ekonomik krizin, yönetimsel yanlışlardan kaynaklandığı saptamasında bulundu.

Yaşanan ekonomik krizin, yurttaşın cebini yaktığı kadar, yönettikleri devlet kurumlarının bütçelerine de olumsuz yönde etki ettiğini vurgulayan başkanlar, yayımladıkları ortak bildiride şu noktalara dikkat çekti:

“Türkiye nüfusunun yarıya yakınını barındıran 11 kentin yöneticileri olarak, geçtiğimiz 2021 yılının Kasım ayında, bütçelerimizi belediye meclislerinde oylamaya sunduk. Meclisten onaylanarak geçen bütçelerimiz, döviz kurlarındaki aşırı dalgalanmalardan kaynaklı yaşanan ekonomik belirsizlik ortamında ‘geçersiz bütçeye’ dönüşmüştür. Bu, ‘belirsizlik ve ön görülemezlik’ ortamından, Büyükşehir Belediyelerimiz kadar, bütün yerel yönetimler ve hatta kamu kurumları ciddi anlamda olumsuz etkilenmektedir. Bu kapsamda hem belediyelerimizin hem de diğer kamu kurumlarının ‘yeni bütçe’ yapmaya ihtiyaç duydukları, önümüzde duran bir gerçektir.

Belediyelerimiz, vatandaşa sundukları hizmetleri aksatmama konusunda, çok ciddi mücadeleler vermektedir. Verilen hizmetlerin, devam eden ve devreye alınması planlanan projelerin sürdürülebilir hale dönüştürülmesi hususunda, hükümet yetkililerini Türkiye’deki bu ekonomik zorluklar sırasında, yerel yönetimleri desteklemeye davet ediyoruz. Mazot, elektrik, doğalgaz, un vesaire gibi maliyetlerin etkisiyle, tüm Türkiye’deki belediyeler, hizmetleri devam ettirme noktasında oldukça zorlanmaktadır. Kentlerimiz için hayati öneme sahip hizmetlerle ilgili ihaleler dahi yapılamayacak noktaya gelmiştir. Bu durum, ihalelere katılan firmaları da zora düşürmektedir.

Bu kapsamda, merkezi hükümetten beklentimiz ve talebimiz; yerel yönetimlere yönelik bazı vergi indirimlerine gidilmesi ve hayati öneme sahip konularda sübvansiyon desteği verilmesidir. Örneğin; toplu ulaşımda, KDV ve ÖTV istisnası getirilmelidir. Artan enerji maliyetlerini, özellikle raylı sistemler, elektrik ve su gibi giderlerini düşürecek bazı vergi indirimlerine gidilmelidir. Bu ve benzeri seçeneklerin düşünülmesi, Türkiye’deki bütün yerel yönetimler için önemli olacaktır. Bu sayede, ekonomik sıkıntılar altında ezilen vatandaşlarımızın da bir nebze olsun rahatlaması sağlanacaktır. Zira, devletin her kurumunun yapacağı hizmet ya da hizmetler, vatandaşlarımız içindir. Tüm kamu kurumlarımızın varlık nedeni, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına ve ülkemizi ziyaret eden turistlere hizmettir.

Sosyal belediyecilik vurgusu

Hiçbir belediyemiz, daha önce de ifade ettiğimiz gibi, hukuki sistemde, hukuki zeminde teftişten veya denetimden çekinmemektedir. Hiçbir belediyemiz, usulüne uygun her türlü teftiş ve denetime tabi olmaktan asla rahatsızlık duymaz. Ama yapılan bir kısım manipülasyonlar veya uydurma gündemler üzerinden yaklaşımlarla, uygunsuz teftişlere de karşı olduğumuzu vurgulamak zorundayız. Belediyelerimiz ‘özelinde’ gösterilen bu ‘teftiş hassasiyetinin’, eski belediye yönetimleri hakkında yapılan şikayetlerde de gösterilmesini bekliyoruz ve bunu kamu adına talep ediyoruz. Biz, 11 büyükşehrin yöneticileri, her zaman olduğu gibi, yaşanan bütün sıkıntılara, zorluklara ve engellemelere rağmen, bu kara kışta da vatandaşlarımızın yanında olacağız. Sosyal belediyecilik yapmaya, kararlılıkla, sonuna kadar devam edeceğiz.”

Paylaşın

İmamoğlu’ndan Hakkında İddianame Hazırlandığı İddialarına Yanıt

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, hakkında iddianame hazırlandığı iddialarına ilişkin, “Hukukçu olarak güzel espri olur bunlar. Bu esprileri her gün görüyoruz, yaşıyoruz, takip ediyoruz. Gerekli işlemleri yapıyoruz” açıklamasında bulundu.

Haber Merkezi / MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin TBMM grup toplantısında İBB’deki terör soruşturması ile ilgili yaptığı “İddialar doğru çıkarsa İBB Başkanı’nın bir saniye o koltukta durmaması gerekir” açıklamasıyla ilgili olarak da İmamoğlu, “Bizim gündemimizde değil. Hiç gündemimizde değil. Açıkçası sözlerini de muhatap almıyorum” dedi.

İçişleri Bakanlığı, İBB’de çalışan yüzlerce personelin “terör örgütleri ile iltisaklı veya irtibatlı olduğu yönündeki ihbar ve tespitler üzerine” özel teftiş başlatıldığını duyurmuştu. Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ da katıldığı bir canlı yayında, İmamoğlu için iddianame hazırlandığını iddia etmişti.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Başakşehir Veri Laboratuvarı’nın açılışında gazetecilere gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, açıklamasında özetle şu ifadeleri kullandı:

Belediyeler Birliği, tarihin en utanç verici dönemini yaşatıyor. Yani Belediyeler Birliği İstanbul’a Türkiye’deki tüm Cumhuriyet Halk Partili belediyelere tarihinin en utanç verici dönemini yaşatıyor.

Yüzde 50 bütçesini sağlayan Cumhuriyet Halk Partili belediyelere yüzde 3-5 oranında bile katkı sunmadan.

Başındaki belediye başkanı kendi iline sağladığı faydaların listesini çıkarsın yayınlasın. Utanç verici.

Daha ileri gideyim. Sayın başkanı ben Gaziantep’te ziyaret ettim. İBB, Belediyeler Birliği’nin en üst seviyede bütçesini sağlayan belediyedir.

İstanbul’a gelip muhtelif bazı ilçelerde görüntü vereceğine önce gelsin, Belediyeler Birliği başkanı olarak cesaretle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nı ziyaret etsin. Bu Türkiye’deki yerel yönetimin ne kadar tahakküm altında olduğunun bir göstergesidir.

Kendisini sorgulaması gerektiğini düşünüyorum. Belediyeler Birliği konusunda CHP’nin  attığı adım değerlidir, tarihidir. Çok kötü işler yapıyorlar, utanç verici bir dönem.

İddianame iddiası. Hukukçu olarak güzel espri olur bunlar. Bu esprileri her gün görüyoruz, yaşıyoruz, takip ediyoruz. Gerekli işlemleri yapıyoruz.

Devletin her kademesindeki insanları, müfettişleri, valileri, vali yardımcılarını, adına kim derseniz deyin, bakanları, herkes görevini layıkıyla yapsın. Biz de layıkıyla yapalım.

Bizi soruşturmaya, daha doğrusu incelemeye gelmişlerdir. Başımızın üstüne yerleri var. Müfettişler her zaman bizi teftiş etsinler, denetlesinler, incelesinler. Zaten incelemeliler. Bizim de burada hiçbir sıkıntımız yok.

Onları en iyi şekilde ağırlıyoruz. Yeter ki herkes görevini saygın kamu ahlakı düzeni içerisinde yapsınlar. Bizim kapımız ardına kadar açık. Yazışmalar yapıyoruz.

Bizim yazdığımız yazıların ciddiyetinde yazıları diğer kurumlardan da bekliyoruz. Şu anda bizim gündemimiz bu.

Bir de işte böyle gençliğe, teknoloji merkezi açmak. Ne yazık ki ülkenin yoksulluğuyla mücadelede Türkiye’nin en büyük ekmek fabrikasını açmak üzereyiz. Yüzde 90-95 seviyelerine geldi. Mart ayında açacağız. Bizim gündemimiz bu.

“Bizimle ilgisi yok”

Gazetecilerin “Fırıncılar biraz kızacak” demesi üzerine de “Fırıncıların kızacağı yer; Türkiye’de enflasyonu yüzde 36 açıklayan ama gerçek enflasyonun yüzde 60’da olduğu, üretici fiyatlarının ise yüzde 85-90’lar seviyesinde olduğu ekonomiyi yönetenler, hükümet. Bizimle ilgisi yok” karşılığını verdi.

Paylaşın

CHP’li 11 Başkandan Deklarasyon: Belediyelerimiz Üzerinden Sürekli Kirli Siyaset Üretiliyor

Ankara’da bir araya gelen CHP’li 11 büyükşehir belediye başkanı, görüşmenin ardından bir deklarasyon yayımladı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’na destek veren belediye başkanları CHP’li belediyeler üzerinden kirli siyaset üretilmeye çalışıldığını söyledi.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın okuduğu deklarasyonda ekonomi, tarım, turizm, iklim değişikliği gibi konular ele alınırken İçişleri Bakanlığı’nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne başlattığı ‘özel terör teftişi’ de gündemdeydi.

Deklarasyonu okuyan Mansur Yavaş kurdaki ani yükseliş ve büyük değişimlerle ekonomik koşulların önümüzdeki sene için mali yükü arttığını söyledi. Kaynaklarının büyük kısmınının Cumhur İttifakı belediyelerine gittiğini belirten Yavaş bunun adaletsiz olduğuna vurgu yaptı. Yavaş şöyle konuştu:

“Bizler örnek belediyecilik uygulamalarımızı sürdürürken hükümet tarafından dile getirilen ‘Bütün belediyelere eşit mesafedeyiz’ söylemlerinin gerçeği yansıtmadığı ortadadır. Türkiye Belediyeler Birliği’nin gelirinin yarısından fazlasını Millet İttifakı belediyeleri sağlarken, kaynaklarının büyük kısmını Cumhur İttifakı belediyelerine ve diğer kamu kurumlarına aktarması adaletsiz bir vakıadır.

Birçok belediyemiz kamu bankalarından ve İller Bankası’ndan kredi alabilmek bir yana, teminat mektubu dahi alamamaktadır. Gelir kalemlerinin büyük bir kısmını belediyelerimizin oluşturmasına rağmen, bütçesi valilikler tarafından yönetilen Kalkınma Ajanslarının gider kalemlerinden kurumlarımız etkin olarak faydalanamamaktadır. Birçok kredi onayı ise uzun süredir Cumhurbaşkanlığı makamının onayını beklemektedir. ‘Eşit mesafe’ değil, sadece ‘mesafe’ ile sürecin yürütüldüğü ve mesafenin Millet İttifakı belediyeleri olmamız sebebiyle gittikçe açıldığı yadsınamaz bir gerçektir.

“Bizlere devlet olanaklarıyla zorluk çıkartılıyor”

İki buçuk yıl boyunca belediyelerimizin yaptığı ve büyük takdir toplayan çalışmaların bir kesime rahatsızlık verdiğini görmekteyiz. Bu durumu anlayışla karşılıyoruz. Kabul etmediğimiz durum ise hukukun dışına çıkılarak, baskı ortamının oluşturulması, haksız ve mesnetsiz ithamlarla kurumlarımızın zan altında bırakılması ve devlet kurumu olan belediyelerimiz üzerinden sürekli olarak kirli siyaset üretilmesidir.

Gelinen noktada, vatandaşlarımızı ayırt etmeden hizmet eden belediyelerimize ayrımcılık yapıldığı, millet iradesi ile seçilen bizlere devlet olanaklarıyla zorluk çıkarıldığı, demokrasi ve hukuk kurallarıyla işlemesi gereken bir düzenden baskı ve engel düzenine geçiş yapıldığı açıktır.

İstanbul Büyükşehir Belediyemize yapılan haksızlığın, tüm belediyelerimize yapıldığını düşünüyor ve bu haksızlığı reddediyoruz. Bir belediyemiz için uygulanması düşünülen hukuksuzluk, karşısında tüm belediyelerimizi ve milletimizi bulacaktır.

Millet İttifakı Belediye Başkanları olarak bundan sonraki süreçte de haksızlığa, hukuksuzluğa, baskılara ve ithamlara karşı tek yürek olacağımızın bir kez daha altını çiziyoruz. Bu güçlü irade baskılardan bırakın yılmayı, aksine her zorlukta daha da güçlenecek ve vatandaşlarımıza daha çok hizmet etme azmimizi perçinleyecektir.”

Deklarasyon, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak ve Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfi Savaş’ın imzasını taşıyor.

Paylaşın

İBB Başkanı İmamoğlu: Soylu, Rol Kapmaya Çalışıyor

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu CHP Genel Merkezi’nde yaptığı açıklamada “Öncelikle teftiş doğrudur. Bizler belediyeler olarak teftiş edilmekle olarak hiçbir sorunumuz yoktur. Belediyelerimiz teftiş edilmiştir ve edilecektir” dedi.

İBB Başkanı İmamoğlu “Yanlış giden bir takım hususları aktarmak isterim” ifadelerini kullandı ve şöyle devam etti;

“İçişleri Bakanlığı’nda oturan zat, 12 Aralık’ta TBMM’de açıklama yaptı. İBB’de 557 terörist olduğunu iddia etti. Her verisi yanlış olan bakana şunu hatırlatmak isterim; tam 2 hafta üstünden geçti. Bu 15 boyunca İçişleri Bakanlığı ne yaptı? Hiçbir şey duymadık yaptıklarıyla ilgili.”

’15 Aralık’ta soruşturmaya izin verdim’

“İBB olarak, belediye başkanı olarak bir kısım işlemler başlattıklarını anlatan İmamoğlu şu ifadelerini kullandı;

“Devlet adabına uygun bir biçimde bu beyanı ciddiye alarak, 15 Aralık’ta teftiş kurulunda bir araştırma ve gerekiyorsa da soruşturmaya izin verdim. Dolayısıyla bu çalışmayı başlatmış olduk. Tweet atarak hakkımızda bir soruşturma izni verdiğini duyduk. Twitter’dan soruşturma izni verildiğine ilk kez şahit oluyorum. Uygulama böyle olmaz. Demek ki 15 gün sonra bir pazar akşamı böyle bir tweetle süreci başlatmak aklına geldi. Hanginiz sayı ile tespit yapıldıktan sonra teftiş yapıldığını duydunuz? Sayı veriyorsunuz, bunlar terörist diyorsunuz sonra teftiş başlatıyorsunuz.

Sayın Cumhurbaşkanı pazar günü konuştu, İstanbul ile ilgili siyaset dolu bir konuşma yaptı. Cumhurbaşkanı’nın bu konuşmasından Sayın Bakan (Süleyman Soylu) rol kapmak istedi. İBB Başkanı olarak bu açıklamayı kınıyorum. Böyle bir sürecin uygulanması akıllara zarar.

Bir başka soruşturma açılması gereken kişinin ise 557 teröristin dışarda olmasına rağmen işlem yapmayan İçişleri Bakanı olması için Sayın Cumhurbaşkanı’na göreve davet ediyorum. Biz sıklıkta terörist ilan edildik, bu bir gündem yaratma çabası”

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’dan Erdoğan’a Yanıt: Önce Konuşur Sonra Dediklerimi Yapar

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, kendisine “At atabildiğin kadar” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Söylediklerine bakmayın, o önce konuşur sonra dediklerimi aynen yapar. Asgari ücret, elektrik faturaları, emekliye ikramiye olduğu gibi…” diye karşılık verdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’dan, AK Parti İstanbul Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda kendilerini hedef alan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a peş peşe yanıt geldi.

Önce Kemal Kılıçdaroğlu “Erdoğan’ın söylediklerine bakmayın, o önce konuşur sonra dediklerimi aynen yapar” dedi. Ardından Erdoğan’ın hayata geçirdiği kendi projelerini sıraladı.

Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a cevabında şöyle yazdı:

“Ey Şahıs, Şanlıurfa’ya önerdiğim enerji modelini önce trollerinle kapatmak istedin; baktın olmuyor kendin geldin. Bugün 1 saat kürsüde beni anlatmışsın, anlat anlat. Beni takip etmeye devam et. Tekrar ediyorum, Şanlıurfa’nın taşlık arazisinde güneş enerjisinden elektrik üretilir.

Erdoğan’ın söylediklerine bakmayın, o önce konuşur sonra dediklerimi aynen yapar. Asgari ücret, elektrik faturaları, emekliye ikramiye, 3600 ek göstergede yapacağı gibi… Şimdi de kadınları ve nafakayı konuşmaya başlamış. Koş Erdoğan koş, sana daha neler yaptıracak bu Bay Kemal!”

“İstanbul’a hizmet için çalışacağız”

Ardından Ekrem İmamoğlu Erdoğan “2,5 yılda yaptığımız yatırımlar ve hayata geçirdiğimiz projelerle İBB’de 21.500 kişiye istihdam sağladık. 2024’e kadar yeni yatırımlar ve projelerle Cumhurbaşkanımızın iddia ettiği rakamı, yani 45 bin kişiyi, İstanbul’a hizmet için istihdam etmek üzere var gücümüzle çalışacağız” sözleriyle karşılık verdi.

Erdoğan ne demişti?

Erdoğan, AK Parti İstanbul Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda İmamoğlu’na yönelik şöyle konuşmuştu:

“CHP belediyelerinde 15 bin kişiyi işten çıkarıp terörle bağlantılı 45 bin kişiyi işe aldı. Hani İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde personel fazlası vardı? Utanmadan bana mektup gönderiyor, ‘Böyle bir şey yok’ diye. İBB’nin önünde hanımlarıyla beraber ağlayanların gözyaşlarını sen bize anlatma. Senin bütün yalanların orada tutuluyor. Bay Kemal ve onun müridi. Yenikapı’ya sıra sıra dizdikleri araçların daha fazlasını, 3-5 kat daha yüksek fiyatla belediyeye doldurdular. Belediyenin borcunu hiçbir iş yapmadan 23.5 milyar liradan 61 milyar liraya çıkardılar.”

Erdoğan Kılıçdaroğlu’na yönelikse şunları söylemişti:

“CHP Genel Başkanı Şanlıurfa’da belediyeyi vermeleri halinde elektriği bedava kullandıracakları sözünüz verdi çiftçiye. Hesap uzmanı bu zatın hesabı başlı başına felaket. CHP Genel Başkanı’na söylediklerinin ne anlama geldiğini anlatmaya çalışalım. Her 1 megawatt güneş enerjisi üretimi için 15 dönüm arazi gerekiyor Bay Kemal. Yani 2 milyon 300 bin dönüm arazide 153 bin megawatt enerji üretilebilir. Yani bu zat Şanlıurfa’nın taşlı tarlalarında 99 yıllık birikimimizi 1,5 kat aşacak bir enerji gücü kurmaktan söz ediyor.

“Ülkemizin hali hazırdaki 8 bin megawattlık güneş enerjisi altyapısının 21 katının bir kalemde Şanlıurfa’da kuruyor. Peki böyle enerji gücü oluşturmak için ne kadarlık bir yatırım gerekiyor. Tam 125 milyar dolar gerekiyor. Adana’da böyle bir arazi yok demişti ya, öyle de değilmiş. Adana topraklarının neredeyse yarısı tarıma uygun olmayan taşlık araziymiş. Aynı yatırımı orada da yapmasında hiçbir mahsur yok. Tabi iş yalan. Bu yalanı söylemeye gelince dilin kemiği yok. At atabildiğin kadar. Ama yalanı rakamlarla söyleyince işte böyle hesap kitap devreye giriyor ve gerçekler gelip yüzüne bir tokat gibi çarpıyor.”

Paylaşın