OECD, Türkiye İçin Büyüme Tahminini Yüzde 3,2’ye Çekti

OECD, Türkiye’nin 2024 yılı için büyüme tahminini yüzde 3,2’ye çekerken, 2025 yılı için büyüme tahminini yüzde 0,1 düşürerek yüzde 3,1’e revize etti. Türkiye, 2023 yılında yüzde 4,1 büyümüştü.

OECD, bu yıl için küresel ekonomik büyüme tahminini yüzde 0,1 yukarıya çekerek yüzde 3,2’ye yükseltti.

Merkezi Paris’te bulunan Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), Eylül 2024 Geçici Ekonomik Görünüm ara raporunu, “Küresel Ekonomi Dönüm Noktasında” başlığıyla yayınladı.

OECD, Türkiye ekonomisinin bu yılki büyüme tahminini yüzde 0,2 oranında aşağı yönlü revize ederek, yüzde 3,2 olarak belirledi. OECD, Türkiye’nin 2025 büyüme rakamını da yüzde 0,1 aşağı yönlü revize ederek, yüzde 3,1 olarak öngördü.

Küresel büyüme ile Türk ekonomisinin büyümesini aynı oranda belirleyen OECD, küresel ekonomide bu yıla ilişkin büyüme tahminini yüzde 0,1 yukarı yönlü revize ederek yüzde 3,2’ye yükseltti. Örgüt, küresel ekonominin 2025 yılında da 3,2 seviyesinde büyüyeceğini tahmin etti.

OECD’ye göre, küresel ekonomide Temmuz ve Ağustos ayları arasındaki yüksek frekanslı faaliyet göstergeleri, genel büyüme dinamiğinin devam ettiğine işaret ediyor.

OECD, İş dünyası anketlerinin, “hizmet sektörünün imalat sektörlerine göre daha canlı bir faaliyet gösterdiğini” ortaya koyduğunun altını çiziyor.

Tüketici güveni uzun vadeli eğilim seviyesine göre düşük kalsa da anket göstergeleri, Avrupa’da ve gelişmekte olan piyasa ekonomilerinde güvenin arttığını gösteriyor. Yirmiler Grubu (G20) ekonomilerinin çoğunda genel enflasyon rakamları ise bu yıl düşmeye devam etti. Ancak OECD’ye göre, önemli riskler ve belirsizlikler de devam ediyor.

Bu gelişmeler ışığında küresel ekonominin ve OECD ülkelerinin büyüme öngörülerini analiz eden OECD, küresel ekonomide bu yıla ilişkin büyüme tahminini yüzde 0,1 yukarıya çekerek yüzde 3,2’ye yükseltti.

Gelişmiş ülkelerde enflasyon rakamlarının COVID salgını öncesi seviyelere yaklaştığı belirtilen raporda, “Türkiye dahil gelişmekte olan ekonomilerde, gelişmiş ekonomilere göre enflasyon rakamlarının daha yüksek oranda seyredeceği” öngörüldü.

OECD’ye göre, Türkiye’de enflasyon bu yıl sonu ve 2025 boyunca gerilese de “çift haneli rakamlarda” kalmayı sürdürecek.

Bu kapsamda OECD, Türkiye’de enflasyonun net bir şekilde gerilemesini sağlamak için “sıkı parasal duruşun 2025’in belli bir dönemine kadar sürdürülmesi gerektiği” tavsiyesinde bulundu.

Enflasyon tarafında mal fiyatları gerilemesine rağmen birçok ülkede hizmet sektöründe maliyet ve fiyat baskıları, enflasyon üzerindeki etkisini sürdürüyor. Çoğu G20 ülkesinde 2025 sonuna kadar, enflasyonun merkez bankası hedeflerine dönmesi bekleniyor.

G20 ekonomilerinde enflasyonun, 2023’te yüzde 6,1’e ulaştıktan sonra 2024’te yüzde 5,4’e, ardından 2025’te yüzde 3,3’e gerilemesi bekleniyor. Bu grubun gelişmiş ekonomilerinde temel enflasyonun 2024’te yüzde 2,7’ye, 2025’te ise yüzde 2,1’e gerilemesi bekleniyor.

OECD tahminlerine göre, ABD’de, gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYİH) büyümesinin son zamanlarda gözlemlenen hızlı tempoya kıyasla daha da yavaşlaması, ancak para politikasının gevşetilmesinden faydalanmaya devam etmesi bekleniyor. ABD ekonomisinin 2024’te yüzde 2,6, 2025’te yüzde 1,6’ya gerileyeceği öngörülüyor.

Euro bölgesinde büyümenin 0,7 seviyesinde kalması bekleniyor. Reel gelirlerdeki toparlanma ve artan kredi kullanılabilirliği ile desteklenen faaliyetle birlikte, Euro bölgesi ortalamasının 2024’te yüzde 0,7, 2025’te ise yüzde 1,3’e yükseleceği tahmin ediliyor.

Çin’de zayıf tüketici talebini ve emlak sektöründe sürmekte olan büyük düzeltmeleri dengelemek için teşvik önlemlerinin yeterli olmaması nedeniyle, büyümenin 2024’te yüzde 4,9’a, 2025’te ise yüzde 4,5’e düşmesi bekleniyor.

Paylaşın

OECD’den Türkiye İçin Yıl Sonu Enflasyon Tahmini: Yüzde 55

Merkezi Paris’te bulunan Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), Türkiye için yıl sonu enflasyon tahminini yukarı yönlü revize ederek yüzde 55,5’e çekti.

Türkiye için 2025 yıl sonu enflasyonunu yüzde 28,9 olarak öngören OECD, çekirdek enflasyonun 2024 ve 2025’te sırasıyla ortalama yüzde 57,5 ve yüzde 28,7 olacağını tahmin etti.

OECD Türkiye ekonomisine dair raporunu yayınladı. Gazete Pencere’nin aktardığına göre; Raporda şu değerlendirmelere yer verildi: “Sıkılaşan finansal koşullar ve enflasyonun satın alma gücü üzerindeki olumsuz etkisi hanehalkı tüketimini azaltacaktır.

Yatırım faaliyetlerinin, kısmen 2023 depreminin ardından devam eden yeniden yapılanma nedeniyle güçlü kalması beklenmektedir. İhracat, iyileşen dış ortamın yansıması olarak kademeli olarak güçlenecektir. Enflasyon bu yılın başında zirve yapmıştır ancak 2024 ve 2025 yıllarında yüksek kalmaya devam edecektir.

Kısmen depremle ilgili harcamalardan kaynaklanan 2023 yılındaki önemli açık artışının ardından maliye politikasının daraltıcı olması beklenmektedir. Para politikası haklı olarak kısıtlayıcı hale gelmiştir ve temel faiz oranı Mayıs 2023’ten bu yana kümülatif olarak yüzde 41,5 puan artmıştır.

Ancak enflasyonun yüksek kalmaya devam etmesi halinde daha fazla parasal ve mali sıkılaştırma gerekli olabilir. Yapısal reformlar, makroekonomik koşulları istikrara kavuşturma ve uzun vadeli büyüme potansiyelini artırma çabalarını destekleyebilir. Özellikle işgücü piyasası reformu, yüksek kaliteli kayıtlı iş yaratımının artırılmasına yardımcı olacaktır.

Büyüme, güçlü özel tüketimin etkisiyle 2023’ün son çeyreğinde de güçlü kalmıştır. Net ihracatın GSYH’ye katkısı da kademeli olarak iyileşmektedir. Sıkılaşan finansal koşullara rağmen, kısa vadeli göstergeler 2024 yılı başında iç talepte güçlü bir büyümeye işaret etmektedir.

Tüketim malları üretimi ve perakende satışlar yılın başında artmış ve inşaat sektöründeki faaliyet, 2023 deprem bölgesindeki yeniden inşa ve onarım nedeniyle dinamik kalmıştır. Ancak enflasyon inatçı bir şekilde yüksek seyretmeye devam etmektedir. Yıllık tüketici fiyatları enflasyonu Mart ayında %68,5’e ulaşmış ve enflasyon beklentileri son aylarda azalmış olsa da %5’lik enflasyon hedefinin oldukça üzerinde kalmaya devam etmiştir”

Paylaşın

Türkiye, En Yüksek İşsizlik Oranının Görüldüğü Dördüncü Ülke

OECD ülkeleri  arasında en yüksek işsizlik oranı yüzde 11.9 ile İspanya’da gerçekleşti. İspanya’yı yüzde 10.3 ile Kolombiya ve yüzde 9.4 ile Yunanistan takip etti. Türkiye ve Şili ise, yüzde 9’luk işsizlik oranlarıyla dördüncü sırayı paylaştı.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’de geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 22.7 seviyesinde.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’ne (OECD) üye 38 ülke arasında Türkiye, en yüksek dördüncü işsizlik oranının görüldüğü ülke oldu. OECD ülkelerinde işsizlik oranı, Kasım 2023 itibarıyla yüzde 4.8 ile tarihi düşük seviyelerde seyretmeyi sürdürdü.

Sözcü’den Tolga Uğur’un haberine göre OECD ülkeleri  arasında en yüksek işsizlik oranı yüzde 11.9 ile İspanya’da gerçekleşti. İberya ülkesini, işsizlik oranının yüzde 10.3 olduğu Güney Amerika ülkesi Kolombiya ve yüzde 9.4 ile komşu Yunanistan takip etti. Türkiye ve Şili ise, yüzde 9’luk işsizlik oranlarıyla dördüncü sırayı paylaşıyor.

Kasım itibarıyla Türkiye’de 3 milyon 116 bin kişi işsizken, OECD ülkelerindeki işsiz sayısı 33.3 milyon oldu. 38 üyeli örgütteki neredeyse her 10 işsizden 1’i (yüzde 9.3) Türkiye’de bulunuyor. Aynı dönemde Türkiye’de erkeklerde işsizlik oranı yüzde 7.5, kadınlarda ise yüzde 11.8 olarak tahmin ediliyor.

Türkiye, OECD ülkeleri arasında erkeklerdeki işsizlik oranında altıncı sırada, kadın işsizliğinde ise üçüncü sıradayız. Kadınlardaki işsizlik oranında yalnızca İspanya ve Kolombiya, Türkiye’nin üzerinde bulunuyor. Geniş tanımlı işsizlik verilerine göre Türkiye’de işsizlik oranı yüzde 22.7 seviyesinde bulunuyor.

İstihdam oranında ise Türkiye sonuncu sırada yer aldı. 2023’ün üçüncü çeyreğinde Türkiye’de 15-64 yaş aralığına çalışabilir nüfusun istihdam oranı yüzde 53.9, işgücüne katılım oranı da yüzde 59.5 olarak hesaplandı. Türkiye, mevsimsel etkilerden arındırılmış iki veride de OECD ülkeleri arasında sonuncu oldu.

OECD’de istihdam oranı yüzde 70.1 ile rekor seviyede bulunuyor. İşgücüne katılım oranında ise 38 ülkenin ortalaması yüzde 73.8 oldu. Türkiye’de 31.6 milyon kişi istihdam ediliyor.

En yüksek işsizlik oranına sahip 10 ülke şöyle:

İspanya: 11.9
Kolombiya: 10.3
Yunanistan: 9.4
Türkiye: 9.0
Şili: 9.0

İsveç: 7.9
Finlandiya: 7.6
İtalya: 7.5
Fransa: 7.3
Kosta Rika: 7.2

En düşük işsizlik oranına sahip 10 ülke ise şöyle:

Çekya: 2.4
Japonya: 2.5
Polonya: 2.8
Güney Kore: 2.8
Meksika: 2.8

İsrail: 2.8
İzlanda: 3.1
Almanya: 3.1
Hollanda: 3.5
ABD: 3.7

Paylaşın

OECD, Türkiye İçin Büyüme Tahminini Yüzde 4.5’a Yükseltti

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), Türkiye için 2023 yılı büyüme tahminini yüzde 4.3’ten yüzde 4.5’e, 2024 yılı büyüme tahminini ise yüzde 2.6’dan yüzde 2.9’a yükseltti.

OECD, 2023 yılı küresel ekonomik büyüme tahminini yüzde 3’ten yüzde 2.9 seviyesine düşürürken, 2024 yılı küresel ekonomi büyüme tahminini ise yüzde 2.7’de sabit tuttu.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), 2023 yılı için Türkiye’nin ekonomik büyüme tahminini eylül ayındaki tahmini olan yüzde 4.3’ten yüzde 4.5’e yükseltirken, küresel ekonomik büyüme tahminini ise yüzde 3’ten yüzde 2.9 seviyesine düşürdü.

OECD bugün yayımladığı Ekonomik Görünüm raporunda Türkiye ekonomisi için 2024’teki büyüme tahminini 2.6’dan yüzde 2.9’a yükseltirken, küresel ekonomi için 2024 büyüme tahminini de yüzde 2.7’de sabit tuttu.

OECD Türkiye ekonomisinin 2025’te yüzde 3.2 büyümesini beklerken, küresel ekonominin 2025’te yüzde 3 büyümesini öngörüyor.

OECD, Türkiye Cumhuriyet Merkez bankası’nın (TCMB) enflasyon görünümünde önemli bir iyileşme sağlanana kadar para politikasını gerektiği kadar sıkılaştırmaya kararlı olması nedeniyle faizlerin daha da artmasını bekliyor.

OECD, küresel ekonomideki büyümenin önümüzdeki yıl hafif ivme kaybedeceğini ancak yüksek borç seviyeleri ve faizlere yönelik belirsizliğe rağmen sert iniş riskinin azaldığını açıkladı.

Paylaşın

Türkiye, OECD Ülkeleri Arasında İşsizlikte Zirveyi Zorluyor

Ağustos 2023 itibariyle OECD üyeleri arasında işsizlik oranının en yüksek olduğu ülkeler İspanya (yüzde 11,5), Yunanistan (yüzde 10,9) ve Kolombiya (yüzde 9,5) oldu. Türkiye de bu ülkelerin ardından yüzde 92 ile dördüncü sırada.

OECD’de işsizlik ortalaması yüzde 5,9 olurken OECD’de bu oran yüzde 4,8. İşsizlik oranının en düşük olduğu ülke ise yüzde 2,4 ile Güney Kore oldu. Almanya’da yüzde 3 olan işsizlik oranı Fransa’da yüzde 7,3 gerçekleşti.

Türkiye ekonomisi cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrası Mehmet Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanlığına oturmasıyla “rasyonel zemine” dönmeye çalışıyor. Henüz bu politikaların tesirlerini yansıtan veriler oldukça sınırlı ve Bakan Şimşek’e göre ‘zamana ihtiyaç var’.

Mevcut veriler ise Türkiye açısından çok parlak değil. Türkiye, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) üyeleri arasında istihdam oranının en düşük olduğu ülke. Türkiye aynı zamanda işgücüne katılma oranının en düşük olduğu üçüncü ülke durumunda. İşsizlik oranın da da Türkiye zirveyi zorluyor.

İstihdam, işsizlik ve işgücüne katılım oranlarında Türkiye OECD ve AB üyeleri arasında kaçıncı sırada?

İstihdamda sonuncu sırada

OECD verilerine göre 15-64 yaş arasındaki kişilerde 2023 ikinci çeyrekte Türkiye’de istihdam yüzde 53,6 oldu. Bu oran OECD’de yüzde 70,1; AB’de ise yüzde 70,5. Tüm üyeler içinde Türkiye son sırada.

Zirvede ise yüzde 84,7 ile İzlanda bulunurken ardından Hollanda (yüzde 82,5) ve İsviçre (yüzde 80,7) geliyor. Almanya’da istihdam oranı yüzde 77,5 olurken Fransa’da yüzde 68,5 gerçekleşti.

İşgücüne katılımda sondan üçüncü

Türkiye işgücüne katılma oranında ise OECD üyeleri arasında sondan üçüncü sırada. Türkiye’de 2023 yılının ikinci çeyreğinde işgücüne katılma oranı yüzde 53,3 oldu. Bu oran AB’de yüzde 57,9; OECD’de ise yüzde 60,9 gerçekleşti.

İstihdamda olduğu gibi işgücüne katılım oranı da en yüksek İzlanda’da (yüzde 75,4)Bu oran Birleşik Krallık’ta yüzde 63,6, ABD’de yüzde 62,6 ve Almanya’da yüzde 61,6 oldu.

İşgücüne katılımın Türkiye’den daha düşük olduğu ülkeler ise İtalya (yüzde 49,8) ve Yunanistan (yüzde 52,4) oldu.

İşsizlikte zirveyi zorluyor

Ağustos 2023 itibariyle işsizlik oranının en yüksek olduğu ülkeler İspanya (yüzde 11,5), Yunanistan (yüzde 10,9) ve Kolombiya (yüzde 9,5) oldu. Türkiye de bu ülkelerin ardından yüzde 92 ile dördüncü sırada.

OECD’de işsizlik ortalaması yüzde 5,9 olurken OECD’de bu oran yüzde 4,8. İşsizlik oranının en düşük olduğu ülke ise yüzde 2,4 ile Güney Kore oldu. Almanya’da yüzde 3 olan işsizlik oranı Fransa’da yüzde 7,3 gerçekleşti.

OECD’nin Türkiye verileri Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı resmi verilere dayanıyor.

AK Parti, 12 Haziran 2011 seçim beyannamesinde açıkladığı 2023 ekonomik hedeflerinin oldukça gerisinde kalmıştı. Şimşek yönetimindeki ekonomi yönetimi başta faizler olmak üzere ciddi politika değişikliğine gitti.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

OECD Raporu: Türkiye, Eğitim Yatırımlarında 40 Ülke Arasında 38. Sırada

Türkiye’nin eğitim yatırımlarında 40 ülke arasında 38’inci sırada olduğu belirtilen OECD raporunda, Kolombiya, Meksika ve Türkiye’nin öğrenci başına yıllık 5 bin dolardan az harcama yaptığı buna karşılık Lüksemburg’un yaptığı harcamanın hemen hemen 25 bin dolar seviyesinde olduğu ifade edildi.

OECD ülkelerinde öğrenci başına yapılan yıllık harcamanın ortalaması, genel üst orta öğretimde ortalama 11 bin 400 dolar, meslek liselerinde ise 13 bin 200 dolar seviyesinde.

İlk ve ortaöğretim, OECD ülkelerinin birçoğunda zorunlu. Her bir öğrenci için 6 ile 15 yaş arasında yapılan harcamanın OECD ortalaması 112 bin dolar. Avusturya, Danimarka, İzlanda, Lüksemburg ve Norveç’in bu yıllarda öğrenci başına yaptığı yıllık harcama 150 bin doları geçerken, bu meblağ Kolombiya, Romanya ve Türkiye’de ise 50 bin doların altında.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) yayınladığı yeni rapora göre, Türkiye üst orta eğitim (lise) harcamalarında 40 ülke arasında 38’inci sırada.

OECD raporunda Kolombiya, Meksika ve Türkiye’nin öğrenci başına yıllık 5 bin dolardan az harcama yaptığı buna karşılık Lüksemburg’un yaptığı harcamanın hemen hemen 25 bin dolar seviyesinde olduğu ifade edildi. OECD ülkelerinde öğrenci başına yapılan yıllık harcamanın ortalaması, genel üst orta öğretimde ortalama 11 bin 400 dolar, meslek liselerinde ise 13 bin 200 dolar seviyesinde.

İlk ve ortaöğretim, OECD ülkelerinin birçoğunda zorunlu. Her bir öğrenci için 6 ile 15 yaş arasında yapılan harcamanın OECD ortalaması 112 bin dolar. Avusturya, Danimarka, İzlanda, Lüksemburg ve Norveç’in bu yıllarda öğrenci başına yaptığı yıllık harcama 150 bin doları geçerken, bu meblağ Kolombiya, Romanya ve Türkiye’de ise 50 bin doların altında.

Raporda OECD ülkelerinde ilk ve ortaöğretimin finansmanında hükümetlerin önemli rol oynadığına dikkat çekildi. 2020 yılında ilk ve ortaöğretimde özel finansman payının yüzde 9 civarında olduğu Türkiye’de ise bu oranın yüzde 20’yi geçtiği kaydedildi.

OECD, lise diplomasını işgücü piyasasına başarılı bir biçimde dahil olmak için asgari şart olarak değerlendiriyor. OECD ülkelerinde 25-34 yaş grubunda bulunanların yüzde 14’ü lise mezunu değil. OECD raporunda bu yaş grubunda lise eğitimine sahip olmayanların oranını düşürmede Türkiye, Portekiz ile birlikte başarılı olan iki ülkeden biri olarak gösterildi.

2022 yılında Türkiye’de 25-34 yaş grubunda lise diploması olmayanların oranı yüzde 15’e geriledi. Lise diploması olmayanların oranındaki düşüş, kadınlar özelinde daha da büyük oldu. OECD raporuna göre Türkiye’de 2015 yılında 25-34 yaş grubundaki kadınların yüzde 52’si lise diplomasına sahip değilken 2022 yılında bu oran yüzde 34’e geriledi.

Türkiye eğitim hayatından çalışma hayatına geçişte de “Bir Bakışta Eğitim 2023” başlıklı raporda olumsuz bir görünüm sergiledi. 18-24 yaş grubunda, ne eğitimde ne de iş hayatında olanların oranı, Türkiye’de diğer birçok OECD ülkesine kıyasla yüksek. OECD ülkelerinde bu ortalama yüzde 15 civarındayken Şili, Kolombiya, Çek Cumhuriyeti, Türkiye ve Güney Afrika Cumhuriyeti’nde söz konusu gençlerin payı yüzde 25’ler seviyesine çıkıyor.

Türkiye’de ne eğitim ne de iş hayatında olanların oranı, 25-29 yaş grubunda da bir hayli yüksek. Lise diplomasına sahip oldukları halde eğitime devam etmeyen ama çalışma hayatına da dahil olmayanların toplama oranı yüzde 33,3.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

OECD Ülkeleri: Türkiye, Kadın Vekil Oranında Sondan Üçüncü

1 Ocak 2023 verilerine göre OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü ) ülkelerinde milletvekillerinin yüzde 34’ü kadın. Türkiye’de bu oran yüzde 17. Türkiye 42 ülke içinde sondan üçüncü sırada. Türkiye’den daha kötü durumda olan ülkeler ise yüzde 10 ile Japonya ve yüzde 13 ile Macaristan.

Zirvede ise Yeni Zelanda ve Meksika var. Bu ülkelerde milletvekillerinin yarısı kadın. Diğer bazı ülkelerdeki kadın milletvekili oranı ise şöyle: Norveç ve Finlandiya yüzde 46, Fransa yüzde 38, Almanya ve İngiltere yüzde 35, ABD yüzde 29, Bulgaristan yüzde 24 ve Yunanistan yüzde 21.

42 ülke arasında en fazla kadın bakan oranı Finlandiya ve İspanya’da. Türkiye, OECD üyelerinin de arasında bulunduğu 42 ülke içinde kadın bakan oranında son sırada bulunuyor. 1 Ocak 2023 verilerine göre meclisteki kadın milletvekili oranı Türkiye’de yüzde 17. Türkiye bu alanda sondan üçüncü durumda. Türkiye’de cumhurbaşkanlığı kabinesinde 18 isim bulunuyor. Bunlardan sadece birisi kadın.

OECD’nin paylaştığı Parlamentolar Arası Birlik (IPU) verileri siyasette kadın konusunda ülkelerin durumunu ortaya koyuyor. OECD’nin “Bir Bakışta Hükümet-2023” raporuna göre 38 OECD üyesi ve ilave 4 ülke içinde en fazla kadın bakan oranı yüzde 64 ile Finlandiya ve İspanya’da. OECD ortalaması ise yüzde 36. Yüzde 6 ile son sıradaki Türkiye’nin hemen üstünde yüzde 7 ile Çekya ve yüzde 8 ile Japonya yer alıyor.

Listedeki 30 Avrupa ülkesinden yarısı OECD ortalamasının üstünde yer alıyor. Almanya, Hollanda, Norveç ve Kolombiya’da bakanların yarısı kadın. Kadın bakan oranı Fransa’da yüzde 35, ABD ve İngiltere’de yüzde 33. Türkiye’nin komşularından Bulgaristan’da kadın oranı yüzde 16; Yunanistan’da ise yüzde 11.

1 Ocak 2023 verilerine göre OECD ülkelerinde milletvekillerinin yüzde 34’ü kadın. Türkiye’de ise bu oran yüzde 17. Türkiye 42 ülke içinde sondan üçüncü sırada. Öte yandan 14 Mayıs 2023 seçimlerinde bu oran yüzde 20’ye yükseldi.

Türkiye’den daha kötü durumda olan ülkeler ise yüzde 10 ile Japonya ve yüzde 13 ile Macaristan. Zirvede ise Yeni Zelanda ve Meksika var. Bu ülkelerde milletvekillerinin yarısı kadın. Diğer bazı ülkelerdeki kadın milletvekili oranı ise şöyle: Norveç ve Finlandiya yüzde 46, Fransa yüzde 38, Almanya ve İngiltere yüzde 35, ABD yüzde 29, Bulgaristan yüzde 24 ve Yunanistan yüzde 21.

Türkiye’de kadın bakanlar aile ve sosyal hizmetlerden sorumlu

28 Mayıs seçimleri sonrasında kurulan kabinede 17 bakan ve 1 cumhurbaşkanı yardımcısı bulunuyor. Kabinenin tek kadın üyesi Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş.

Öte yandan AK Parti iktidarında aileden sorumlu bakanlarının hepsinin kadın olması dikkat çekiyor. 1990’dan bu yana ise sadece iki kez erkek bakan bu makamda bulundu. 14 Mayıs seçimleri milletvekili listelerinde kadın aday oranında seçilebilir yerlerde CHP AK Parti’nin gerisinde kalmıştı.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

“Temel Ödemeler” Konusunda Endişe Edenlerin Zirvesinde Türkiye Var

“Gıda, barınma, enerji ve borç” gibi temel ödemeleri yapabilmekten en çok endişe edenler Türkiye vatandaşları çıktı. Türkiye’de halkın yüzde 72’si gıda, barınma ve evlerde kullanılan enerji masraflarını karşılamaktan ve borç ödeme maliyetinin giderek artmasından endişeli.

27 ülke içinde Türkiye ilk sırada yer alırken bu ülkelerin ortalaması yüzde 47. Türkiye’yi yüzde 67 ile Şili ve yüzde 66 ile Meksika takip ediyor. Endişe oranının en düşük olduğu ülkeler ise Danimarka ve İsviçre (yüzde 28) ile Almanya (yüzde 33) oldu.

Enflasyonun en önemli sonuçlarından birisi hayat pahalılığı. Giderek artan hayat pahalılığı birçok ülkede vatandaşları endişelendiriyor. Bunların başında ise Türkiye geliyor.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) raporuna göre “gıda, barınma, enerji ve borç” gibi temel ödemeleri yapabilmekten en çok endişe edenler Türk vatandaşları çıktı. Türkiye’de halkın yüzde 72’si gıda, barınma ve evlerde kullanılan enerji masraflarını karşılamaktan ve borç ödeme maliyetinin giderek artmasından endişeli. 27 ülke içinde Türkiye ilk sırada yer alırken bu ülkelerin ortalaması yüzde 47.

OECD’nin 2022 yılı “Önemli Olan Riskler” araştırmasında dayanan “Yüksek enflasyonlu bir ortamda temel ihtiyaç maddelerini karşılama konusunda endişeler” başlıklı rapor yayımlandı. Önemli bulgulardan birisi insanların temel ihtiyaçlarını karşılamaktan endişeli olması. Nedir bu temel ihtiyaçlar? OECD bunları dört başlıkta topladı: Gıda, barınma, evde kullanılan enerji ve borçları ödemenin artan maliyeti.

Buna göre Türkiye’de halkın yüzde 72’si bu dört temel ihtiyacı karşılayabilmekten endişeli olduğunu bildirdi. Türkiye’yi yüzde 67 ile Şili ve yüzde 66 ile Meksika takip ediyor. Endişe oranının en düşük olduğu ülkeler ise Danimarka ve İsviçre (yüzde 28) ile Almanya (yüzde 33) oldu.

Türkiye’de zenginler yoksullardan daha endişeli

Araştırma gelir durumuna göre endişe seviyesini de gösteriyor. Gelir durumu en düşük gelire sahip “ilk yüzde 20”lik gruptan en yüksek gelire sahip “son yüzde 20”lik gruba doğru sıralanıyor. Buna “sıralı yüzde 20’lik gruplar” deniliyor.

27 ülkenin 26’sında en düşük gelire sahip “ilk yüzde 20”lik grupta dört temel ihtiyacı karşılayabilmekten endişe edenlerin oranı en yüksek gelire sahip “son yüzde 20”lik gruptan daha yüksek.

Bunun istisnası ise Türkiye. Türkiye’de en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik kesim (yüzde 70,7) en düşük gelire sahip yüzde 20’lik (yüzde 70,5) kesimden daha endişeli. Aradaki fark yüzde 0,2 puan.

Türkiye’de iki grup arasındaki fark yok denecek kadar az. Ortalama fark ise yüzde 13,6 puan. Diğer ülkelerde bu fark oldukça belirgin olduğundan Türkiye’nin durumu dikkat çekici. Türkiye’den sonra farkın en düşük olduğu ülke yüzde 2,6 puan ile Polonya. En yüksek fark ise yüzde 30,2 ile İsrail’de.

27 ülkede yaklaşık 27 bin kişinin katıldığı ankete göre 10 kişiden 9’u enflasyon ve hayat pahalılığından endişe ediyor. Anketin yapıldığı Ekim 2022’de OECD’de yıllık enflasyon yüzde 11 iken Türkiye’de yüzde 86 seviyesindeydi.

İşini kaybetmekten endişe edenler

Gelecek iki sene içinde işini kaybetmekten veya serbest çalışıyor ise gelirinin azalmasından endişe edenlere bakıldığında Türkiye dördüncü sırada yer alıyor.

Türkiye’de 10 kişiden 7’si (yüzde 72) işini kaybetmekten veya gelirinin azalmasından endişeli. Bu kategoride Meksika ilk sırada yer alırken sonra sırada Hollanda bulunuyor. Ortalama ise yüzde 51.

TÜİK’in açıkladığı resmi yıllık enflasyon Temmuz 2023’te yüzde 48 oldu. Enflasyon Türkiye’nin yeni ekonomik modele geçtiği 2021 yılından itibaren hızla yükselişe geçti.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

OECD’den Türkiye İçin “Türbülans” Riski Uyarısı

OECD, Mart ayında yayımladığı ara raporda Türkiye için büyümenin devam etmesine karşın belirgin risklerin devam ettiği ve, “Büyük dış finansman ihtiyaçları ve hızla azalan rezerv tamponları, ekonomiyi türbülansa ve ters rüzgarlara karşı oldukça savunmasız bırakıyor” uyarısında bulunuyor.

OCED, depremin tetiklediği ekonomik kaybın yapım faaliyetleriyle aşılacağını tahmin ediyor. OECD, Türkiye’de enflasyonun 2023’te yüzde 44,6; 2024’te yüzde 41 seviyesinde gerçekleşeceğini öngörüyor.

OCED’nin yapısal reform önerileri arasında, “Merkez Bankası’nın bağımsızlığına olan güvenin, Banka yönetim kurulundaki devir hızının düşürülmesi de dahil olmak üzere iyileştirilmesi” yer alıyor.

OECD, “İzinler, lisanslar veya imtiyazlar almak için karmaşık ve külfetli idari prosedürlerle ilgili rekabet politikası ve iş yönetmeliğinden kaynaklanan yapısal zayıflıklar, resmi işlerin kurulmasını engellemektedir.” ifadelerini kullanıyor.

Haziran Ayı Ekonomik Görünüm Raporu’nu yayımlayan Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) Türkiye için 2023 yılı büyüme tahminini yüzde 3,6’ya çıkardı. Türkiye ekonomisinin 2024’e ilişkin büyüme tahmini de yüzde 3,8’den yüzde 3,7’ye indirildi.

OECD Mart ayında yayımladığı ara raporda Türkiye için yüzde 3 olan büyüme tahminini yüzde 2,8’e düşürmüştü.

OECD, büyümenin devam etmesine karşın belirgin risklerin devam ettiğini söylüyor ve, “Büyük dış finansman ihtiyaçları ve hızla azalan rezerv tamponları, ekonomiyi türbülansa ve ters rüzgarlara karşı oldukça savunmasız bırakıyor.” uyarısında bulunuyor.

Raporda, “Zayıf ihracat nedeniyle ekonomik büyümenin 2023’te yüzde 3,6’ya gerileyeceği tahmin edilirken, iç talep büyümenin ana itici gücü olmaya devam edecek.” ifadeleri yer alıyor.

OCED depremin tetiklediği ekonomik kaybın yapım faaliyetleriyle aşılacağını tahmin ediyor. Örgütün işsizlik ve enflasyon tahminleri ise şu şekilde:

“İşsizlik oranının yüzde 10 civarında kalması bekleniyor. Rahat finansal koşullar, 2023 ve 2024’te enflasyonun yüzde 40’ın üzerinde kalmasını destekleyecek ve nominal ücretler de hızla artacak.”

“Enflasyon beklentilerinde çıpa arayışı zorlu bir şekilde devam ediyor. Bu amaçla, para politikası sıkılaştırılmalı, politika faizi artırımları dikkatli bir şekilde zamanlanmalı ve gelecekteki hamleler hakkında net bir iletişim kurulmalı.”

OECD Türkiye’de enflasyonun 2023’te yüzde 44,6; 2024’te yüzde 41 seviyesinde gerçekleşeceğini öngörüyor.

Örgütün yapısal reform önerileri arasında, “Merkez Bankası’nın bağımsızlığına olan güvenin, Banka yönetim kurulundaki devir hızının düşürülmesi de dahil olmak üzere iyileştirilmesi” yer alıyor.

OECD, “İzinler, lisanslar veya imtiyazlar almak için karmaşık ve külfetli idari prosedürlerle ilgili rekabet politikası ve iş yönetmeliğinden kaynaklanan yapısal zayıflıklar, resmi işlerin kurulmasını engellemektedir.” ifadelerini kullanıyor.

OECD, ABD ekonomisi ve Çin ekonomisi için 2023 büyüme tahminini 0,1 puan artırarak sırasıyla yüzde 1,6 ve yüzde 5,4’e yükseltti.

Örgütün Almanya için görünümü keskin bir şekilde düşürmesi dikkati çekti. Almanya için büyüme beklentisi yüzde 0,3’den “sıfır büyümeye” düşürüldü.

(Kaynaak: BBC Türkçe)

Paylaşın

“Seçimi Kim Kazanırsa Kazansın En Büyük Zorluk Enflasyon”

“Mayıs ayında Türkiye’de cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği genel seçimleri yapılacak. Seçimi kim kazanırsa kazansın, bir sonraki hükümetin öncelikle halletmesi gereken ekonomik sorunlar nelerdir?” sorusuna yanıt veren OECD Türkiye Masası Şefi Machlica şu ifadeleri kullandı:

“Ekonomi yavaşlamaya hazırlanırken makroekonomik çerçevenin güçlendirilmesi gerekiyor. Bu bağlamda, seçimin ardından enflasyon beklentilerinin çıpalanması önemli bir zorluk olacaktır. Enflasyon, 2023’ün başından bu yana yüzde 50’nin üzerinde kalarak hane halkının satın alma gücünü cciddi şekilde azalttı. 2022’de küresel enerji ve emtia fiyatlarındaki artış ile TL’deki değer kaybının etkisiyle çok artan cari açık da, seçim sonrası dönemin en önemli sorunlarından biri olarak görünmeye devam ediyor.”

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) Türkiye Masası Şefi Gabriel Machlica, Ekonomi’den Elif Karaca‘ya konuştu.

Enflasyonun, hane halkının satın alma gücünü ciddi şekilde azalttığını ifade eden Machlica, seçim sonrası yeni dönemde Türkiye’nin şoklara karşı dayanıklılığının artırılmasının rekabet ve regülasyonlarla ilgili temel yapısal zayıflıkların ele alınmasını gerektireceğine dikkat çekti.

Machlica, “Bu, iş ortamını iyileştirecek ve kaynakların en doğru faaliyetlere ve firmalara akmasını sağlayacaktır. Özellikle, izinler, lisanslar veya imtiyazlar almak için karmaşık ve külfetli idari prosedürler, iş kurmayı zorlaştırıyor. İşgücü piyasası düzenlemeleri, daha fazla ve daha kaliteli istihdam yaratılmasını engellemekte. Son on yıldaki ilerlemeye rağmen, işgücünün önemli bir bölümü, özellikle kadınlar ve gençler, hala kayıtlı işgücü piyasasına katılamamış durumda. İstihdam üzerindeki yüksek vergi yükü ve medyan ücretlere göre yüksek asgari ücret, kayıtlı istihdam yaratılmasını engellemektedir” dedi.

“Mayıs ayında Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği genel seçimleri yapılacak. Seçimi kim kazanırsa kazansın, bir sonraki hükümetin öncelikle halletmesi gereken ekonomik sorunlar nelerdir?” sorusuna yanıt veren Machlica şu ifadeleri kullandı:

“Ekonomi yavaşlamaya hazırlanırken makroekonomik çerçevenin güçlendirilmesi gerekiyor. Bu bağlamda, seçimin ardından enflasyon beklentilerinin çıpalanması önemli bir zorluk olacaktır. Enflasyon, 2023’ün başından bu yana yüzde 50’nin üzerinde kalarak hane halkının satın alma gücünü cciddi şekilde azalttı. 2022’de küresel enerji ve emtia fiyatlarındaki artış ile TL’deki değer kaybının etkisiyle çok artan cari açık da, seçim sonrası dönemin en önemli sorunlarından biri olarak görünmeye devam ediyor.

Seçim sonrası yeni dönemde Türkiye’nin şoklara karşı dayanıklılığının artırılması rekabet ve regülasyonlarla ilgili temel yapısal zayıflıkların ele alınmasını gerektirecek. Bu, iş ortamını iyileştirecek ve kaynakların en doğru faaliyetlere ve firmalara akmasını sağlayacaktır. Özellikle, izinler, lisanslar veya imtiyazlar almak için karmaşık ve külfetli idari prosedürler, iş kurmayı zorlaştırıyor.

İşgücü piyasası düzenlemeleri, daha fazla ve daha kaliteli istihdam yaratılmasını engellemekte. Son on yıldaki ilerlemeye rağmen, işgücünün önemli bir bölümü, özellikle kadınlar ve gençler, hala kayıtlı işgücü piyasasına katılamamış durumda. İstihdam üzerindeki yüksek vergi yükü ve medyan ücretlere göre yüksek asgari ücret, kayıtlı istihdam yaratılmasını engelliyor. Türkiye, asgari ücretin medyan ücrete oranının OECD içinde en yüksek olduğu ülkelerden biri.”

Röportajın tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın