Yıllık Enflasyon 2022 Ve 2023 Sonunda Ne Kadar Olacak?

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı yıllık enflasyon haziranda yüzde 79’a dayandı. Muhalefet partileri ve bağımsız kurumlar Tüketici Fiyat Endeksi’nin (TÜFE) daha yüksek olduğunu savunurken iktidar enflasyonu kontrol altına aldığını ve aralık ayından itibaren düşeceğini iddia ediyor.

Peki, 2022 yılı sonunda enflasyon kaç olacak? Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tahminleri 2023 yılı sonunda enflasyonu kaç gösteriyor?

OECD’nin Haziran 2022 tarihli Ekonomik Görünüm Raporu’nda yer alan tahminlere göre Türkiye’de 2022 sonunda yıllık enflasyon yüzde 72 olacak. Türkiye bu oranla tüm OECD ülkeleri arasında zirvede yer alacak. OECD ortalaması ise yüzde 8,8 olacak.

OECD tahminine göre 2022 yılı enflasyon sıralamasında Türkiye’nin ardından ikinci sırada yüzde 60,1 ile Arjantin olacak. Bu iki ülkeden sonra gelen ülkelerde ise enflasyon belirgin şekilde düşük seyrediyor. Üçüncü sıradaki Rusya’da yüzde 16,2 olacak. Rapor, OECD üyesi olmayan önde gelen ülkeleri de kapsıyor. Rusya ve Çin bunların başında geliyor.

En düşük Japonya, Çin ve S. Arabistan’da

OECD tahminlerine göre 2022 yılı sonunda en düşük yıllık enflasyon yüzde 1,9 ile Japonya’da olacak. Bu oran Çin’de yüzde 2 ve Suudi Arabistan’da yüzde 2,2 seviyesinde seyredecek. Diğer bazı ülkelerde 2022 sonunda yıllık enflasyon şöyle olacak: Hollanda yüzde 9,2; Yunanistan yüzde 8,8; Almanya yüzde 7,2; ABD yüzde 7 ve Fransa yüzde 5,2.

2023’te Türkiye’de enflasyon yüzde 39 olacak

OECD’nin 2023 yılı tahmini ise Türkiye için yüzde 39. Türkiye 2023’te yüzde 51 ile zirvede yer alması beklenen Arjantin’in ardından ikinci sırada olacak. OECD ortalamasının ise yüzde 6,1 olması bekleniyor.

2023’te en düşük TÜFE ise yüzde 1,8 ile İsviçre ve yüzde 1,9 ile Japonya’da olacak. 2023 sonunda yıllık enflasyon diğer ülkelerde ise şöyle tahmin edildi: Yunanistan yüzde 3,4; Almanya yüzde 4,7; Hollanda yüzde 4,8 ve İngiltere yüzde 7,4.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Vatandaş Otomobilde Alt Segmente Yöneldi, Pazar Payı Yüzde 90’a Ulaştı

Türkiye’de son bir yılda otomobil fiyatlarının yüzde 130’un üzerinde artması, tüketiciyi ucuz araçlara yöneltti. C segmenti otomobillerin bir önceki yıla göre pazardan aldığı pay yüzde 55,6’dan yüzde 49’a geriledi. B segmenti otomobillerin payı ise yüzde 29,6’dan yüzde 39,6’ya yükseldi.

Türkiye’de en çok satılan araçların yer aldığı C segmenti kan kaybetmeye devam ederken, alt segment araçlardaki yükseliş dikkat çekti. ODD’nin verilerine göre, bu yılın ilk 6 ayında vergi oranları düşük olan A, B ve C segmentlerindeki araçların payı yüzde 90’a yaklaştı.

Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD), dün istanbulda düzenlenen bir toplantı ile haziran ayı otomobil ve hafif ticari araç satış rakamlarını açıkladı. ODD’nin verilerine göre; otomobil ve hafif ticari araç satışları geçen yılın aynı dönemine göre, yüzde 1 artarak 80 bin 652 adet oldu. Geçen ay otomobil satışları yıllık bazda yüzde 2,9 artarak 64 bin 134 adet, hafif ticari araç satışları ise aynı dönemde yüzde 5.5 azalarak 16 bin 518 adet oldu.

Yılın ilk 6 ayında otomobil ve hafif ticari araç pazarı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9,3 oranında azalarak, 357 bin 904 adet olarak gerçekleşti. Yılın ilk yarısında otomobil satışları, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,3 azalarak 278 bin 282 adet, hafif ticari araç pazarı ise yüzde 5,6 azalarak 79 bin 622 adet oldu.

C segmentin payı azalıyor

ODD’nin ilk yarı satış raporunda en dikkat çekici noktalardan biri de düşük segment araçlardaki yükseliş oldu. Yılın ilk yarısında pazardaki satışların yüzde 89,1’i vergi oranları düşük olan A, B ve C segmentlerindeki araçlardan oluştu. Geçen yıl bu rakam yüzde 85,8 olarak gerçekleşmişti. C segmenti otomobiller, 136 bin 297 adetle yüzde 49 pay, B segmenti otomobiller 110 bin 201 adetle yüzde 39,6 pay aldı.

Yılsonunda en iyi senaryo 2021’i yakalamak

ODD Genel Koordinatörü Dr. Hayri Erce ise, ODD’nin yılsonu beklentisini açıkladı. Erce, bu yılın sonunda en iyi senaryoda geçen yıla pararlel satış öngördüklerini söyledi. 2021 yılında otomobil ve hafif ticari araç atışları 772 bin 722 adet olarak gerçekleşmişti. Erce, çip krizinin yanı sıra artan otomobil fiyatların yılın ikinci yarısında satışları baskılayacak etkenlerin başında geldiğini söyledi. ODD yetkilileri, artan fiyatlar nedeniyle ÖTV matrahlarında neredeyse tüm araçların yüzde 80’şik dilime girdiğine dikkat çekerek, matrahlada güncelleme yapılması yönündeki taleplerini yineledi.

Haberin tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

Şirketlerin Yüzde 83’ü Ara Zam Hazırlığında

Yapılan bir araştırmaya göre, 2022 yılı için, yılbaşından bu yana bir kez ara zam yapmış veya yıl içinde ara zam yapmayı planlayan şirketlerin oranı yüzde 83 olurken, araştırmaya katılan şirketlerin yüzde 17’si ara zam yapmayı düşünmüyor.

Enflasyon yaz aylarına rağmen artmaya devam ederken, şirketler de ücret politikasını yeniden belirlemeye başladı. Kariyer.net, iş dünyasında ara dönem ek ücret artışı trendini ortaya koyan Ara Zam Araştırması’nın sonuçlarını yayınladı.

Ek zam oranı yüzde 20-29 arasında

2 bin 231 şirket yöneticisinin ara zam konusunda görüşlerini paylaştığı araştırmanın sonuçlarına göre, 2022 yılı için, yılbaşından bu yana bir kez ara zam yapmış veya yıl içinde ara zam yapmayı planlayan şirketlerin oranı yüzde 83 olurken, araştırmaya katılan şirketlerin yüzde 17’si ara zam yapmayı düşünmüyor.

Araştırmaya en çok katılım gösteren 10 sektörde planlanan ara zam oranı ise çoğunlukla yüzde 20-29 arasında değişiyor.

Araştırmaya katılan şirketlerin yüzde 64’ü yıl boyunca toplamda bir kez ara zam yapmayı planlarken, yüzde 19’u iki ve üzeri ara zam yapmayı planladığını belirtiyor. Şirketler ara zam yaparken en çok enflasyon oranını neden olarak gösteriyor.

Aynı sektörde bulunan rakip firmaların zam oranları da bir diğer önemli etken olarak öne çıkıyor. Teknoloji, internet ve otomotiv sektörleri yüzde 40’a ulaşan oranlarda yaptıkları ara zamla bu noktada ön plana çıkıyor.

Paylaşın

Vatandaşların Yüzde 70’inin Tatile Gidecek Parası Yok

Yapılan bir araştırmaya göre, vatandaşların yüzde 70’inin tatile gidecek parası yok. 1997 ile 2012 yılları arasında dünyaya gelenleri temsil eden ‘Z kuşağı’nın da yüzde 89’u tatile gidemiyor.

Tüketici Birliği Federasyonu “Yaşasın Tatil” isimli kamuoyu araştırmasını yayınladı. Buna göre, vatandaşların yüzde 69.7’sinin tatile çıkmak için bütçesinin yeterli olmadığını belirtiyor. Son bir yıl içinde tatile gidemeyenlerde en büyük pay da Z kuşağını ait. Genç nüfusu ifade eden Z kuşağının yüzde 89’u tatile gidemiyor.

Yapılan ankette “Ne sıklıkta tatilde gidersiniz” sorusuna araştırmaya katılanların yüzde 43.7’si son üç yıldır tatile gidemediğini beyan ederken, yüzde 37.6’sı yılda sadece bir kez tatile gittiğini, yüzde 15’i ise yılda 2-3 kez tatile gittiğini beyan etti.

Taksitli tatil planı

Sözcü’den Taylan Büyükşahin’in haberine göre, yaşasın Tatil isimli araştırmada, yaz tatiline gideceğini beyan edenlerin yüzde 52’si kendi bütçesiyle tatilini finanse edeceğini belirtirken, yüzde 44’ü ise kredi kartına taksit ile tatile gideceğini belirtti.

Tatile gideceğini beyan edenlerin yüzde 18’i kendi yazlık evinde kalacağını söyledi. Öte yandan yüzde 16’sı yakınlarına ait yazlık evde kalacağını kaydetti. Bu veriler ışığında tatile gideceğini beyan edenlerin yaklaşık üçte birinin ücretli konaklama yöntemlerini tercih etmediği görüldü.

Paylaşın

Dikkat Çeken Enflasyon Tahmini: Yüzde 80’i Aşacak

Fransa merkezli banka Societe Generale, Türkiye ekonomisine ilişkin yeni tahminler yayımladı. Banka, enflasyonunun yüzde 80’in üzerine çıkmasının olası olduğunu ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB), 2023’ün ikinci çeyereğine kadar politika faizini yüzde 14’te tutacağını tahmin ettiğini açıkladı.

Societe Generale, TL’nin değer kaybetmeye devam etmesini ve enflasyon ve yüksek enerji fiyatları nedeniyle TL üzerindeki satış baskısının artmasını beklediğini de açıkladı.

Öte yandan 12 ekonomistle bir anket yapan Reuters, Haziran ayındaki yıllık TÜFE beklentisi ortalamasının yüzde 78 olduğunu paylaştı. Yıl sonu beklentisi ise yüzde 69,5 oldu. Ekonomistlerin yıl sonu tahminleri yüzde 60,3’ten yüzde 120’ye varan bir yelpazede farklılık gösterdi.

Reuters’a göre Haziran’daki yıllık TÜFE, Eylül 1998’deki yüzde 80,4’lük orandan bu yana en yüksek enflasyon olacak. Mayıs ayındaki ankette yıl sonu beklentisi yüzde 60,3 olmuştu. Bu, beklentilerde bir ayda yüzde 9,2’lik bir artış anlamına geliyor.

Merkez Bankası, Nisan ayında bir güncelleme yaparak 2022 yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 23,2’ten yüzde 42,8’e çıkarmıştı.

Enflasyonun Mayıs’tan sonra inmeye başlayacağını söyleyen Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, “Halkımız bize güvensin, kalıcı fiyat istikrarını en kısa sürede sağlayacağız” açıklamasını yaptı.

Tüketici fiyatları mayıs ayında yüzde 2,98 ile yüzde 4,8 olan beklentilerin oldukça altında bir artış göstermişti. Yıllık enflasyon böylece yüzde 73,5’e yükselerek 24 yılın zirvesine çıkmıştı. Merkez Bankası’nın politika faizi ise ocak ayından bu yana yüzde 14 seviyesinde bulunuyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), haziran ayı enflasyon verilerini 4 Temmuz 2022 Pazartesi günü saat 10:00’da açıklayacak. TCMB’nin haziran ayına ilişkin piyasa katılımcıları anketinde de yıl sonu tüketici enflasyonu beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 57,92 iken, yüzde 64,59 olarak güncellenmişti.

Paylaşın

Memur Eksi 55 Emekli Eksi 62 Zam Alacak

Enflasyon patladığı için devletin halktan bu yıl toplayacağı vergiler yüzde 137.4 artacak. Zam yüzde 40’ta kalırsa emeklinin reel kaybı yüzde 62’yi bulacak. Sene başında yüzde 50.5 zam alan asgari ücretli de yüzde 40 zam verilmesi halinde yüzde eksi 26.65 reel kayıp yaşayacak.

Hükümetin devasa ek bütçesi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildi. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, memur ve emekliye enflasyon farkı dahil temmuzda yüzde 40 civarında bir zam vereceklerini açıklarken, CHP Milletvekili Ünal Demirtaş, “Zam yüzde 40’ta kalırsa memur emekliye eksi yüzde 60 zam vermiş olursunuz. Yani dar gelirli vatandaşları enflasyona ezdirirsiniz” dedi.

Nebati’ye iletildi

Demirtaş, komisyonda Bakan Nebati’ye ilettiği ‘eksi zam’ hesabının ayrıntılarını Sözcü’den Erdoğan Süzer’e açıkladı.

İktidarın yılın başında yasalaşan bütçe ile halktan 1 trilyon 430 milyar lira vergi toplayacağını ilan ettiğini belirten Demirtaş, ancak enflasyonun aşırı yükselmesiyle 1 trilyon 83 milyar lira ilave vergi toplanacağını, böylece 2022 yılında halkın cebinden çıkacak verginin 2 trilyon 514 milyar liraya ulaşacağını söyledi.

Demirtaş, 2022’de yıllık vergi tahsilatının 2021 yılı bütçe kanunundaki gelir tahminine göre yüzde 137.4 artacağını belirtirken, “Bu yüzde 137.4’lük artış halkın bir yıllık dönemde yaşayacağı gerçek enflasyonu gösteriyor” dedi.

Hükümetin vergi hesabının gerçek enflasyonu gösterdiğini belirten Demirtaş, temmuzda yüzde 40 zam verilmesi halinde memur ve memur emeklilerinin reel kaybının yüzde 55.4, işçi emeklilerinin yüzde 61.7 ve asgari ücretlinin de yüzde 26.6 olacağını söyledi.

İşte eksi zam hesabı

Yılın başında memur ve memur emeklilerine yüzde 29.97 zam verilmişti. Temmuzda enflasyon farkı dahil yüzde 40 zam verilirse kümülatif yıllık zam yüzde 81.96 olacak. Yüzde 137.4 artan vergi dikkate alındığında bu kesim eksi 55.44 puanlık net kayıp yaşayacak.

İşçi, esnaf ve çiftçi emeklileri yılın başında yüzde 25.47 zam almıştı. Temmuzda yüzde 40 zam olursa kümülatif zam yüzde 75.66’da kalacak, eksi zam yüzde 61.74’e ulaşacak. Sene başında yüzde 50.5 zam alan asgari ücretli de yüzde 40 zam verilmesi halinde yüzde eksi 26.65 reel kayıp yaşayacak.

Paylaşın

Büyük Şirketler Karlarını Katlarken, İşçi Ücretleri Sadece Yüzde 26 Arttı

Yüksek enflasyon ve asgari ücretin konuşulduğu bu dönemde, büyük şirketlerin kârlarını artırdığı, işçilerin aldığı payın ise giderek azaldı ortaya çıktı. Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşunun (İSO 500) kârı, 2021 yılında bir önceki yıla göre yüzde 137 arttı ancak işçilere ödenen ücrette artış yüzde 33’te kaldı. 

Euronews Türkçe’de yer alan habere göre, işçi başı ortalama ücret ise sadece yüzde 26 yükseldi. Ödenen maaş ve ücretlerin net katma değerdeki payı da son iki yılda yüzde 52’den yüzde 32’ye geriledi.

Türkiye İstatistik Ofisi’nin (TÜİK) açıkladığı yıllık enflasyon yüzde 74’e dayanırken, dar gelirlilerin alım güçleri  iyice düştü. Büyük şirketler ise karlarını katlayarak artırmayı başardı.

İstanbul Sanayi Odası (İSO), sanayi sektörünün devler ligini belirleyen ve 1968 yılından bu yana aralıksız yapılan “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması”nın 2021 yılı sonuçları, işçi paylarının gerilediğini ortaya koydu. 2020 yılında ISO 500’ün dönem kârı 92 milyar 503 milyon TL’den 219 milyar 446 milyon liraya yükseldi. Buna göre en büyük 500 şirketin kârı 2020-201 arasında yüzde 137,2 artış gösterdi.

Aynı dönemde ödenen maaş ve ücretler ise sadece yüzde 33,4 yükseldi. 2020 yılında işçilere 78 milyar 331 milyon lira ödenirken, ücret ve maaşlar 2021 yılında 104 milyar 466 milyon liraya çıktı.

Çalışan sayısı 2020 yılında 717 bin kişi iken 2021’de bu sayı 757 bine çıktı. İşçi başı ortalama ücret artışı ise yüzde 26,3. Çalışan sayısının artmasından dolayı ödenen maaş ve ücretlerde artış yüzde 33,4 oldu.

İşçinin aldığı pay giderek düşüyor

İSO 500 verilerine göre işçinin net katma değerden aldığı pay giderek düşüyor. Ödenen maaş ve ücretlerin net katma değerdeki payı 2012 yılında yüzde 55 iken bu oran 2014 yılında yüzde 57,5’e kadar çıktı. 2020’de ise yüzde 44,5’a gerileyen emekçinin payı 2021’de yüzde 32,1’e kadar düştü.

İşçinin milli gelirden aldığı pay da azalıyor

Öte yandan işçinin aldığı pay sadece İSO 500’de değil; milli gelirde de düşüyor. Ücretliler 2019 yılında milli gelirin yüzde 31,4’ünü alırken bu oran 2021’de yüzde 27’ye düştü. Şirketlerin milli gelirden aldığı pay ise son iki senede yüzde 42,9’dan 47’ye yükseldi.

TÜİK verilerine göre 2021 yılında işgücüne yapılan ödemelerin Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’ya (GSYH) oranı son 10 senedeki en düşük oran olurken net işletme artığı/karma gelirin oranı ise en yüksek seviyeyi gördü. TÜİK’in resmi verileri son yıllarda emekçilerin giderek fakirleştiğini; sermayenin ise giderek kazancını artırdığını ortaya koyuyor.

Paylaşın

1 Haftada 123 Milyar TL Daha Borçlandık

Enflasyon hızla yükseliyor, alım gücü eriyor. Bankalara olan borçluluk ise günden güne artıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da dün yaptığı konuşmada milyonların geçim sıkıntısı içerisinde olduğunu kabul etti.

Cumhuriyet Erdoğan “İnsanlarımızın geçim sıkıntısı meselesi olabilir” dedi ve buna karşı çözümün ise kendi iktidarlarında olduğunu belirtti. Akıllara ise ekonomiden sorumu bakan Nureddin Nebati’nin 6 ay önce yaptığı konuşma geldi. Nebati “Gözlerimi kapatıp 6 ay sonra açmak istiyorum. Çok farklı noktalara geleceğiz. Enflasyon bitecek” iddialarında bulunmuştu. Ancak bu son 6 ayda takibe düşen borç tutarı da borçluluk da sert şekilde arttı.

Birgün’den Rıfat Kırcı’nın haberine göre; Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre ise borçlanma hızla artıyor. Son 1 haftada bankalara olan borçluluk 123,2 milyar lira arttı. 6 ayda ödenemediği için takibe düşen borç tutarı 3 milyar lira artarken bankalara olan kredi ve kredi kartı borçluğu ise 1,2 trilyon lira arttı.

BDDK, haftalık bankacılık sektörü verilerini yayımladı. Buna göre 10 Haziran haftasını kapsayan süreçte bankalara olan kredi ve kredi kartı borcu 123 milyar 283 milyon lira arttı. Toplam borç 6 trilyon 251 milyar 126 milyon liraya yükseldi.

Bireysel kredi kartlarıyla 1 haftada 4 milyar 81 milyon liralık işlem gerçekleştirildi. Böylece 10 Haziran haftasında bireysel kredi kartı borcu 269 milyar 287 milyon liraya yükseldi. Bireysel kredilerdeki artış 12 milyar 300 milyon lira olarak gerçekleşti.

3 milyar lira borç ödenemedi

Ocak ayının ilk haftasından haziran ayının ikinci haftasına kadar borçluluk 1 trilyon 288 milyar 323 milyon lira arttı. Son bir haftada 183 milyon lira daha borç takibe düştü. Son 6 ayda takibe düşen borç tutarındaki artış ise 3 milyar liranın üzerinde.

Verilere göre, tüketici kredileri tutarı, 10 Haziran itibarıyla 12 milyar 300 milyon lira artışla 890 milyar 334 milyon liraya çıktı. Söz konusu kredilerin 338 milyar 906 milyon lirası konut, 22 milyar 121 milyon lirası taşıt ve 529 milyar 307 milyon lirası ihtiyaç kredilerinden oluştu.

Söz konusu dönemde taksitli ticari kredilerin tutarı 14 milyar 231 milyon lira artarak 832 milyar 534 milyon liraya çıktı. Bankaların bireysel kredi kartı alacakları da yüzde 1,5 artışla 269 milyar 288 milyon liraya yükseldi. Bireysel kredi kartı alacaklarının 109 milyar 254 milyon lirası taksitli, 160 milyar 34 milyon lirası taksitsiz oldu.

BDDK verilerine göre Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarında da yükseliş eğilimi devam etti. 10 Haziran KKM ve katılma hesapları 931 milyar liradan 962,9 milyar liraya çıktı.

Paylaşın

Pakistan’da Halka Ekonomiye Yardım Çağrısı: Az Çay İçin

Pakistan’da yüksek ithalat faturalarını düşürmek için halka çay tüketimini azaltmaları çağrısında bulunuldu. Pakistan dünyanın en büyük çay müşterisi. Geçen yılki çay ithalatının faturası 600 milyon dolardan fazla.

Federal Planlama ve Kalkınma Bakanı ve eski İçişleri Bakanı Ahsan İkbal, “Halkımıza günlük çay tüketimini bir, iki bardağa düşürmeleri çağrısı yapıyorum çünkü çayı borçla alıyoruz” dedi. İkbal ayrıca elektrik tasarrufu için dükkanların akşam 8:30’da kapanabileceği önerisinde de bulundu.

“Kasada 2 aylık döviz kaldı”

Pakistan’ın döviz rezervi hızla azalıyor. Ülkenin Şubat ayında yaklaşık 16 milyar dolar olan döviz rezervinin Haziran’da 10 milyar doların altına düştüğü tahmin ediliyor. Bunun da Pakistan’ın en fazla iki aylık ithalatını karşılamaya yeteceği belirtiliyor.

Ancak bakanın sosyal medyada viral olan bu çağrısına şüpheyle yaklaşanların ve ülkenin ciddi finansal sorunlarının “çaydan keserek” çözülemeyeceğini düşünenlerin sayısı çok.

Geçen aylarda da ülkenin en büyük şehri olan Karaçi’de yetkililer ihtiyaç olmayan bir dizi lüks tüketim malzemesinin ithalatını kısıtlamıştı.

Pakistan’da Nisan ayında yapılan seçimlerde İmran Khan’ı yenerek başbakan seçilen Şahbaz Şerif’in karşısındaki en büyük sorun ekonomik kriz.

Şerif seçilir seçilmez yaptığı konuşmada krizden İmran Khan hükümetini sorumlu tutmuş ve ekonomiyi rayına oturtmanın çok büyük bir mücadele gerektirdiğini söylemişti.

Geçen hafta Pakistan kabinesi, Uluslararası Para Fonu’nu, dondurduğu 6 milyar dolarlık kurtarma paketini yeniden hayata geçirmeye ikna edebilmek amacıyla, 47 milyar dolarlık bir bütçe açıklamıştı.

IMF ile kurtarma paketi üzerine 2019’da anlaşılmış ancak daha sonra Pakistan’ın finansal durumu nedeniyle paket askıya alınmıştı.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Dikkat Çeken Araştırma: Zengin Daha Zengin Oldu

Dünyada dolar milyonerlerinin sayısı geçen yıl artış gösterdi. Zenginlerin varlıkları bir önceki yıla göre yüzde 8 artarak 86 trilyon dolar ile rekor düzeye çıktı. En fazla zengine sahip ülkeler ABD, Japonya ve Almanya.

Dünyanın her yerindeki varlık sahibi kişiler, geçen yıl artan hisse senedi fiyatları ve 2020’deki korona krizinin ardından yaşanan ekonomik toparlanmadan faydalandı.

Danışmanlık firması Capgemini’nin yaptığı hesaplamalara göre zenginlerin varlıkları toplamda bir önceki yıla göre yüzde 8 artış göstererek 86 trilyon dolar ile rekor düzeye çıktı. Aynı zamanda, en fazla zengine sahip üç ülke arasında yer alan Almanya da dahil olmak üzere, dolar milyonerleri kulübü de genişledi.

Capgemini uzmanı Klaus-Georg Meyer bu yılla ilgili olarak “2022 için tahminimiz çok daha temkinli” dedi.

Yüksek enflasyonla mücadelede merkez bankalarının faiz artırım sürecine girmesiyle hisse senedi piyasaları baskı altında bulunuyor. Capgemini tahminlerine göre en az 1 milyon dolar yatırım varlığı olan kişilerin sayısı geçen yıldan bu yılın Nisan ayına kadar yüzde 4 azaldı.

Dolar milyoneri sayısı arttı

Geçen yıl dolar milyonerleri kulübü küresel olarak yüzde 7,8 artarak 22,5 milyon üyeye ulaştı. Almanya’dan da 100 bin kişi bu kulübe katıldı ve böylece Alman milyonerlerin sayısı 1,63 milyona ulaştı.

Almanya’daki dolar milyonerlerinin servetinin toplamı da yüzde 7,4 artarak 6,3 milyar dolara yükseldi. Bu artışta borsalardaki yükseliş ve emlak fiyatlarındaki artış etkili oldu.

Bir karşılaştırma yapmak gerekirse Alman Merkez Bankası Bundesbank’ın hesaplamalarına göre hanehalkı kişisel varlığı geçen yıl sonu itibariyle 7,61 milyar euro düzeyindeydi. Bu hesaplamada nakit para, hisse senedi ve fonlar dikkate alındı ancak emlak varlığı bu hesaplamaya dahil edilmedi.

ABD birinci sırada

Almanya Capgemini hesaplamalarına göre en fazla dolar milyoner,ne sahip ülkeler arasında ön sıralarda yer alıyor.

ABD 7,46 milyon üye ile ilk sırada yer alırken, Japonya 3,65 milyon ile ikinci sırada yer alıyor. Çin 1,54 milyon milyoner ile Almanya’nın ardından dördüncü sırada yer alıyor.

Toplamda dolar milyonerlerinin yüzde 63,6’sı dört ülkede toplanmış durumda.

Araştırmaya göre süper zenginlerin sayında da geçen yıl artış kaydedildi. En az 30 milyon dolar serveti olanların varlığında toplam yüzde 8,1 artış olurken, bu kişilerin sayısı ise yüzde 9,6 büyüyerek 220 bine ulaştı.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın