‘2022 Nobel Ödülleri’ Törenle Sahiplerine Verildi

2022 Nobel Ödül töreni, Alfred Nobel’in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık’ta İsveç’in Stockholm Konser Salonu’nda yapıldı. Törende Nobel Fizik, Kimya, Fizyoloji veya Tıp, Edebiyat Ödülü ile ekonomi bilimleri ödülü Nobel Ödülü sahiplerine verildi.

Haber Merkezi / Çok sayıda davetlinin katıldığı Nobel ödülünü kazananlara birer diploma, Nobel madalyası ve yaklaşık 900 bin avro para ödülü verildi. Yeni tip koronavirüs (Kovid 19) salgını nedeniyle ödül törenleri, 2020 ve 2021’de yapılamamıştı.

2022 Nobel Ödülleri tıp, kimya, fizik, barış, edebiyat ve ekonomi alanında 12 isim ve 2 sivil toplum kuruluşuna verildi. Ödüllerin sahipleri şöyle:

2022 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü, “soyu tükenmiş homininlerin genomları ve insan evrimine ilişkin keşifleri nedeniyle” Svante Pääbo’ya verildi.

2022 Nobel Kimya Ödülünün bu yılki sahipleri klik kimya ve bioortogonal kimya alanındaki çalışmaları ile Carolyn R. Bertozzi, Morten Meldal ve K. Barry Sharpless oldu.

2022 Nobel Fizik Ödülü’nün bu yılki sahipleri “dolanık fotonlarla yapılan deneyler ile Bell eşitsizliklerinin ihlal edildiğini ortaya koyan ve kuantum bilgi bilimine öncülük eden” çalışmaları ile Alain Aspect, John F. Clauser ve Anton Zeilinger oldu.

2022 Nobel Barış Ödülü antikomünist Belarus Halk Cephesi kurucularından Ales Bialiatski ile Rusya’daki antikomünist “insan hakları örgütü” Memorial’a ve Ukrayna’dan Center for Civil Liberties’e verildi.

2022 Nobel Edebiyat Ödülünün bu yılki sahibi Annie Ernaux oldu. Ernaux, ödüle “kişisel hafızanın köklerini, yabancılaşmalarını ve kolektif kısıtlamalarını ortaya çıkarma cesareti” nedeniyle layık görüldü.

2022 Nobel Ekonomi Ödülü, “Bankalar ve finansal krizler üzerine araştırma yaptıkları için” Ben S. Bernanke, Douglas W. Diamond ve Philip H. Dybvig’e verildi.

Paylaşın

Ekim Ayında Hazine’nin Borç Stoku 3,8 Trilyon Liraya Yükseldi

Hazine’nin iç ve dış borcu 20 yıllık AK Parti iktidarı döneminde tam 15,5 kat arttı. 2002’de 243 milyar lira olan borç anaparası bugün 3,8 trilyon liraya, faiz yükü ise 3,4 trilyon liraya yükseldi.

Cumhuriyet’ten Mustafa Çakır’ın haberine göre; bu durum CHP TBMM Grubu’nun haftalık ekonomi raporuna şu başlıklarla yansıdı:

– Hazine’nin borç stoku, ilk 10 ayda 1,1 trilyon lira artarak ekim 2022’de 3,8 trilyon liraya çıktı. Bunun vadesine kadar ödenecek faiz yükü ise ilk 10 ayda 2 trilyon lira artışla 3,4 trilyon lira oldu. Bunun için ödenecek faiz yükü 2,6 trilyon lira. 107,8 milyar dolarlık dış borcun TL karşılığı ise 2 trilyon lira. Bunun için ödenecek faiz 802 milyar TL.

– Toplam stokun yüzde 65,5’i döviz ve altın cinsi borç. 10 ayda borç stokunda sadece döviz nedeniyle 700 milyar liralık artış oldu.

– Bu verilere göre Hazine’nin iç ve dış borcu AKP iktidarında tam 15,5 kat arttı. 2002’de 243 milyar lira olan borç anaparası bugün 3,8 trilyon TL. Faiz yükü ise 3,4 trilyon TL’ye çıktı.

– Ayrıca 2022-2024 dönemini kapsayan OVP’ye göre, bu dönem için 851 milyar lira faiz ödenecekti. Ancak Eylül 2021’de başlayan faiz indirimi sonrası yaşanan sorunlarla birlikte bu rakam 1,6 trilyon liraya yükseldi.

Yeni körfez mesaisi

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Suudi Arabistan ve Katar’dan sonra Birleşik Arap Emirlikleri Ekonomi Bakanı Abdulla bin Touq Al Marri ile de bir araya geldi.

Görüşmeyi sosyal medyadan duyuran Nebati, “Ülkelerimiz arasındaki ekonomik iş birliği başta olmak üzere bölgesel ve küresel ekonomik gelişmeleri değerlendirdik” dedi.

Paylaşın

Vatandaşın Borcu 1 Trilyon 427 Milyar TL’ye Yükseldi

İktidar ekonomide pembe tablolar çizmeye çalışsa da gerçekler, iktidarın açıklamalarını yalanlıyor. İktidarın ekonomi politikaları sonucu bankaların karları katlanarak artarken, yurttaşların yöneldiği bankalara olan borcu da artmaya devam ediyor.

Yurttaşların 11-18 Kasım haftasındaki borcu 2,4 milyar TL artarken, son 6 aydaki artış ise 315 milyar TL oldu.

Bireylerin bankalara ve finansman şirketlerine olan konut, taşıt, ihtiyaç ve kredi kartından kaynaklanan borcu ise takiptekiler de dahil 18 Kasım itibarıyla bir trilyon 427 milyar TL olarak gerçekleşti.

BirGün’ün aktardığına göre Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Grubu notunda yurttaşların bu borcunun bir trilyon 43 milyar TL’sinin bireysel (konut, otomobil, ihtiyaç) kredilerinin, 384 milyar TL’sinin de kredi kartı borç bakiyelerinden kaynaklandığı belirtildi.

Son hafta tüketici kredilerinde 2,4 milyar TL’lik artış olurken, kredi kartları borçları ise değişmedi.

Takipteki borçlar 30,8 milyar TL

Kişilerin vadesinde ödeyemediği için bankalar tarafından icraya verilen ve henüz varlık yönetim şirketlerin devretmedikleri takipteki borçları ise 30,8 milyar TL’ye yükseldi. Bankaların takipteki bu borçlarını düşük bir bedel karşılığında varlık yönetim şirketlerine devrediyor olmaları bu rakamı olduğundan daha düşük gösteriyor.

Toplam borç verileri

Yurttaşların varlık yönetim şirketlerine olan borçları son bir yılda 5,3 milyar TL artarak eylül sonunda 36 milyar TL’ye yükseldi. TOKİ’ye olan konut kredisi borçları da 28 milyar TL oldu. Bankalara, finansman şirketlerine, varlık yönetim şirketlerine ve TOKİ’ye olan (tahsili gecikmiş borçlar da dahil) toplam borç bir trilyon 492 milyar TL düzeyinde seyrediyor.

Bankalara olan borçta yılbaşından bu yana 400 milyar TL’lik, toplam borçlarda ise 408 milyar TL’lik artış yaşandı.

Paylaşın

1 Milyon 39 Bin 646 Abone Faturasını Zamanında Ödeyemedi

İktidarın uyguladığı ekonomi politikaları sonucu oluşan ekonomik kriz, her geçen gün biraz daha derinleşiyor. 1 Ocak 2022 tarihinde yüzde 127’yi bulan fahiş elektrik zammının ardından faturasını zamanında ödeyemeyen yurttaşların sayısı arttı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın’ın verdiği bilgiye göre Ocak 2022 fatura döneminde 553 bin 917’si konut abonesi olmak üzere toplam 730 bin 701 abone faturasını süresi içinde ödeyemedi. Zammın faturalara yansıtılmasıyla birlikte Şubat 2022 döneminde ise 859 bin 532’si konut abonesi olmak üzere toplam bir milyon 39 bin 646 abone faturasını belirlenen süre içinde ödeyemedi.

Yüzde 55,1’lik artış

Fahiş zammın ardından faturasını ödemekte zorlanan konut abone sayısı yüzde 55,1 oranında arttı. Mart 2022 fatura döneminde ise 987 bin 453’ü konut abonesi olmak üzere toplam bir milyon 245 bin 391 abone faturasını ödeyemedi.

Sözcü’den Başak Kaya’nın haberine göre verileri değerlendiren Akın, “Cumhuriyet tarihinin en büyük elektrik zammının ardından faturasını ödemekte zorlanan konut abone sayısı 2 ay içinde yüzde 78,2 arttı. Tüm abone gruplarında ise toplamda yüzde 70,4 oldu” ifadelerini kullandı.

Sanayide artış yüzde 185,3

Enerji zamları sanayiyi de vurdu. Kontrollü elektrik kesintilerinin de yapıldığı dönemde sanayi abonelerinde faturasını zamanında ödeyemeyen abone sayısı bin 584’ten 4 bin 519’a yükselerek yüzde 185,3 oranında arttı. Bu oran tarımsal sulama abonelerinde ise yüzde 89,9 seviyesinde oldu.

Paylaşın

İŞKUR’a Göre, İşsiz Sayısı 3 Milyon 178 Bin Kişi

Ekim ayında İŞKUR’a kayıtlı işsiz sayısı eylül ayına göre yüzde 3,2 azalış göstererek 3 milyon 178 bin 25 kişi olurken, yıllık bazda yüzde 1,8’lik artış gösterdi. Geçen yıl ekim ayıda 3 milyon 122 bin 944 olan kayıtlı işsiz sayısı bu yıl ekim ayında 3 milyon 178’e çıktı. Yıllık bazda kayıtlı işsiz sayısı 55 bin kişi arttı.

Kayıtlı işsizlerin yüzde 49,6’sı erkek, yüzde 50,4’ü kadın olurken yüzde 28,6’sı da 15-24 yaş grubunda gençlerden oluştu.

Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) ekim ayı, aylık istatistik bültenini yayımladı. İŞKUR verilerine göre kayıtlı işsiz sayısı Ekim ayında aylık bazda 104 bin kişi azalırken, yıllık bazda 55 bin kişi arttı. Ekim’de işe yerleşen 79 bin işinin yüzde 62’si erkek olurken kadınların oranı yüzde 37’de kaldı.

Buna göre, Ekim ayında İŞKUR aracılığıyla 79 bin kişi işe yerleşti. İşe yerleşenlerin 49 bin 360’ı erkek olurken, 29 bin 715’i kadın oldu. Ekim’de işe yerleşen kadın sayısı yüzde 37’de kaldı.

2022 yılı Ocak-Ekim döneminde ise kurumun işe yerleşmesine aracılık ettiği kişi sayısı 1 milyon 101 bin 857 kişi olarak gerçekleşti.

Kayıtlı işsiz sayısı 3 milyon 178 bin kişi

Ekim ayında İŞKUR’a kayıtlı işsiz sayısı Eylül ayına göre yüzde 3,2 azalış göstererek 3 milyon 178 bin 25 kişi olurken, yıllık bazda yüzde 1,8’lik artış gösterdi. Geçen yıl Ekim ayıda 3 milyon 122 bin 944 olan kayıtlı işsiz sayısı bu yıl Ekim ayında 3 milyon 178’e çıktı. Yıllık bazda kayıtlı işsiz sayısı 55 bin kişi arttı.

Kayıtlı işsizlerin yüzde 49,6’sı erkek, yüzde 50,4’ü kadın olurken yüzde 28,6’sı da 15-24 yaş grubunda gençlerden oluştu.

En fazla işe yerleşme sanayide

Ocak-Ekim 2022 döneminde sektörler itibarıyla en fazla işe yerleştirme sanayi sektöründe

“İmalat” alanında; mesleklere göre ise en fazla işe yerleştirme sırasıyla “Satış danışmanı/uzmanı, turizm otelcilik elemanı ve konfeksiyon işçisi” mesleklerinde gerçekleşti.

Ekim ayında İŞKUR’un işverenlerden aldığı açık iş sayısı 175 bin 143 oldu. 2022 yılı Ocak-Ekim döneminde alınan açık iş sayısı ise 1 milyon 960 bin oldu. Açık işlerin 98,8’i özel sektörden alındı.

Paylaşın

AK Parti’nin ‘Türkiye Yüzyılı’ Vizyonu Ve Can Yakan Gerçekler

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaklaşan seçimler öncesinde ‘Türkiye Yüzyılı’ temalı vizyon belgesini açıkladı. Erdoğan’ın açıkladığı vizyon belgesine karşılık uluslararası göstergeler, Türkiye’nin içerisinde bulunduğu durumu ortaya koydu.

Enflasyonda dünya birincisi konumunda bulunan Türkiye, Türkiye, 27 Avrupa ülkesi arasında Arnavutluk’tan sonra en düşük asgari ücrete sahip ülke konumunda.

İşsizlik sıralamasında dünya beşincisi olan Türkiye, AB işsizlik ortalamasını neredeyse ikiye katladı. IMF verilerine göre Türkiye, dünyada kişi başı milli gelir sıralamasında 78’inci sırada yer aldı.

Birgün’den Hüseyin Şimşek, Türkiye’nin içerisinde bulunduğu durumu gözler önüne seren uluslararası verileri tek tek sırladı: İşte o veriler;

Enflasyonda zirvede

TÜİK verilerine göre son enflasyon oranı yüzde 83,45, Enflasyon Araştırma Grubu’na (ENAG) göre ise yüzde 186 olarak belirlendi. TÜİK’in makyajlı rakamları baz alınsa bile Türkiye, enflasyonda dünya birincisi konumunda. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD) verilerine göre Türkiye’de yıllık enflasyon yüzde 83,45’ken ikinci sıradaki Arjantin’de ise yüzde 83 oranında.

Asgari ücrette dipte

EUROSTAT verilerine göre, Türkiye, 27 Avrupa ülkesi arasında Arnavutluk’tan sonra en düşük asgari ücrete sahip ülke konumunda. Türkiye’deki asgari ücret, yaklaşık yedi sene önce birçok Avrupa ülkesindeki asgari ücreti geride bırakıyordu.

Hukuka bağlılık yok

Dünya Adalet Projesi (WJP) 2022 Hukukun Üstünlüğü Endeksi’ne göre Türkiye, hukuk devletine bağlılıkta 140 ülke arasında 116’ncı sırada yer aldı. Hukukun üstünlüğü ve hukuka bağlılık konusunda gerisinde kalınan ülkeler arasında Burkino Faso, Gana, Moğolistan ile Trinidad ve Tobago gibi ülkeler yer aldı.

İşsiz nüfusta ilk beşte

OECD tarafından yayımlanan son verilere göre Türkiye, yüksek işsizlikte de dünya sıralamasına girdi. AKP’nin “vizyonlu” istihdam projesi sonucunda, Türkiye işsizlik sıralamasında dünya beşincisi oldu. Türkiye, AB işsizlik ortalamasını neredeyse ikiye katlarken, Slovakya, Litvanya, Şili, İsrail, Macaristan gibi ülkelerden çok daha fazla işsize sahip.

Milli gelirde İran’ın gerisinde

Kişi başına düşen milli gelir sıralamasında Türkiye, yine birçok ülkenin gerisinde kaldı. IMF verilerine göre Türkiye, dünyada kişi başı milli gelir sıralamasında 78’inci sırada yer aldı. Türkiye’den daha yüksek kişi başı milli gelire sahip ülkeler arasında İran, Romanya, Bulgaristan, Çin, Yunanistan gibi ülkeler yer aldı.

40 yıl öncesine dönüş

Türkiye, dünya ekonomisindeki payı bakımından da büyük bir kayıp yaşıyor. Uluslararası verilere göre, Türkiye’nin dünya ekonomisindeki payı, askeri darbenin yapıldığı 1980 yılının bile gerisine düştü. Buna göre, Türkiye’nin dünya ekonomisindeki sıralaması 23. Bu sıralama 2004 yılında 17’ydi.

Küresel refah endeksinde geride

Londra merkezli düşünce kuruluşu Legatum Enstitüsü’nün Küresel Refah Endeksi verilerine göre Türkiye, 167 ülke arasında 93’üncü sırada yer alabildi.

Polis devletinde ilk ikide

Ekonomik kalkınmayı bir kenara bırakarak güvenlikçi politikalara sarılan AKP, 100 bin kişi başına düşen polis memuru sayısında Türkiye’yi dünya ikinciliğine taşıdı. İlk sırada Karadağ yer alırken Türkiye’nin geride bıraktığı ülkeler arasında Yunanistan, Malta, Kosova, Letonya gibi ülkeler yer aldı.

Yolsuzluk endeksinde 42 sıra geriledi

Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin verilerine göre Türkiye, Yolsuzluk Algı Endeksi’nde 180 ülke arasında 96’ncı sırada yer aldı. Kamu sektörü yolsuzluklarına göre hazırlanan sıralamada Türkiye, son 10 yılda 42 basamak birden geriledi. Türkiye ile aynı sıralamaya sahip ülkeler, Arjantin, Brezilya, Endonezya, Sırbistan ve Lesoto oldu.

Basın özgürlüğünde de sonlarda

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün hazırladığı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ne göre Türkiye, 180 ülke içerisinde 149’uncu sırada yer aldı. Türkiye sıralamada, Katar, Somali, Filipinler, Brezilya, Kenya gibi ülkelerin gerisinde kaldı.

Eğitime yeterli pay ayrılmıyor

Türkiye, ilköğretim düzeyinde eğitime ayırdığı bütçe ile OECD ortalamasının altında kaldı. Yetersiz bütçe nedeniyle OECD ortalamasının altında kalan 16 ülke arasında da Türkiye, Meksika ve Kolombiya ile birlikte son sırada yer aldı.

Paylaşın

Bir Yılda, İç Borçların Faiz Yükü 1,6 Trilyon TL Arttı

Türkiye’de enflasyonun ve döviz kurunun artmasının yanı sıra ABD ve AB ülkelerindeki faiz artışları Türkiye’nin borç stokunu ve faiz yükünü büyütüyor. Anaparası 1,7 trilyon lira olan iç borçların ekim itibarıyla hesaplanan faiz yükü 2,3 trilyon liraya çıktı. İç borçların faiz yükü bir yılda 1,6 trilyon arttı.

Hazine’nin borç stoku yüksek bir döviz ve faiz riski taşıyor. Çünkü borç stokunun yüzde 65,7’si döviz ve altın cinsinden alınmış borçlardan oluşuyor.

Değişken faizli ve döviz cinsinden borçların toplamının stok içerisindeki payı ise yüzde 83,4’ü buluyor. İç borç stokunun bile yüzde 27,5’i döviz cinsinden, yüzde 47,3’ü değişken ve TÜFE’ye endeksli borçlardan meydana geliyor.

AK Parti iktidarının ekonomi politikalarının olumsuz sonuçları, Hazine’nin borç ve faiz yüküne de yansıdı. Hazine’nin borç stoku, geçen yıl eylül ayından bu yana bir trilyon 493 milyar TL artarak bu yıl eylül sonunda 3 trilyon 675 milyar TL’ye kadar yükseldi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Grubu’nun ekonomi notunda, borç stokunun vadesine kadar ödenecek faiz yükü ise 3 trilyon 119 milyar TL’yi bulduğuna dikkat çekildi.

BirGün’de yer alan habere göre anaparası bir trilyon 738 milyar lira olan iç borçların ekim ayı itibarıyla hesaplanan faiz yükü 2 trilyon 327 milyar TL ile anapara tutarının oldukça üzerinde bulunuyor.

İç borç stokunun faiz yükü geçen yıl ekimde 757 milyar TL olarak hesaplanmıştı. Son bir yılda faiz yükü, yüzde 107’lik orana karşılık gelecek şekilde bir trilyon 570 milyar TL arttı.

Bütçe açığı

Son bir yıldaki bütçe açığı ise Kasım 2021-Eylül 2022 aylarını kapsayan dönem 175,9 milyar TL olarak gerçekleşti. Aynı dönemde Hazine’nin bütçe açığının finansmanı için yaptığı net iç ve dış borçlanma ise 200,3 milyar TL’de kaldı.

Borç stokunun 1,5 trilyon lira arttığı ancak bu ölçüde bir bütçe açığı ve dolayısıyla net borçlanma yapılmadığı halde borç stokunun ve stokun faiz yükünün artmasında iktidarın, yanlış ekonomik politikalarının yanı sıra yanlış borçlanma politikaları belirleyici oldu.

Faiz oranlarını yapay olarak düşük tutmak için döviz, altın ve enflasyona endeksli borçlanmalara ağırlık veren iktidar; döviz kurları, altın fiyatları ve enflasyonun yükselmesiyle halka çok büyük bir borç faturası çıkarmış oldu. Son bir yılda sadece kur farkı nedeniyle Hazine’nin borç yükündeki artışın 1,3 trilyon TL’yi bulduğu tahmin ediliyor.

Borç stokunun yüzde 65’i döviz ve altın cinsinden

Hazine’nin borç stoku yüksek bir döviz ve faiz riski taşıyor. Çünkü borç stokunun yüzde 65,7’si döviz ve altın cinsinden alınmış borçlardan oluşuyor.

Değişken faizli ve döviz cinsinden borçların toplamının stok içerisindeki payı ise yüzde 83,4’ü buluyor. İç borç stokunun bile yüzde 27,5’i döviz cinsinden, yüzde 47,3’ü değişken ve TÜFE’ye endeksli borçlardan meydana geliyor.

Dış borç stokunun da yüzde 14’ü değişken faizli. Dolayısıyla Türkiye’de enflasyonun ve döviz kurunun artmasının yanı sıra ABD ve AB ülkelerindeki faiz artışları da Türkiye’nin borç stokunu ve faiz yükünü büyütüyor.

Paylaşın

Ipsos Araştırma: Ailelerin Yüzde 81’i Okul Masraflarını Karşılamakta Zorlanıyor

İktidar ekonomide pembe tablolar çizmeye çalışsa da açıklanan raporlar, iktidarın ekonomide çizmeye çalıştığı pembe tabloları yalanlıyor. Ipsos Araştırma’nın açıkladığı rapora göre, ailelerin yüzde 81’i okul harcamalarının yanı sıra diğer masrafları karşılayabilmek için bazı harcama kalemlerini de kısmaya çalışıyor.

Rapora göre, çocuğu okula giden ailelerin yüzde 70’i okul masraflarının bütçelerini çok zorlayacak şekilde arttığını, yüzde 24’ü de biraz zorlayacak şekilde arttığını söylüyor.

Yine rapora göre, toplamda hemen hemen tüm ebeveynlerin bu seneki okul masrafları karşısında oldukça zorlandığı görülüyor. Okul masrafları karşısında zorlamayan ebeveynleri oranı ise sadece yüzde 6.

Okul masraflarını kısmak için ebeveynlerin yüzde 37’si kırtasiye giderlerini kısmaya çalışmış ya da geçen seneden kalan kırtasiye malzemelerini kullanmış, yüzde 36’sı bir önceki senenin okul kıyafetlerini kullanmış.

Ipsos Araştırma Şirketi, okula giden çocuğu olan ailelerle, okul masraflarına ilişkin araştırma yaptı.

Dünya gazetesinin haberine göre; 15 Eylül-15 Ekim arası yürütülen dört haftalık çalışmada, okula giden çocuğu olan 568 ebeveynle görüşüldü.

Araştırmanın sonuçları şöyle:

Ailelerin yüzde 81’i okul harcamalarının yanı sıra diğer masrafları karşılayabilmek için bazı harcama kalemlerini de kısmaya çalışıyor.

Bu kişilerin özellikle sosyal hayata yönelik kalemlerde tasarrufa gittiği görülüyor.

Dışarıda yemek yemek, dışarıdan yemek ısmarlamak ya da sinema tiyatro gibi dışarıda eğlence aktiviteleri daha az yapılmaya başlandı. Bu gider kalemlerinin dışında ek olarak giyim harcamaları da kısılmaya çalışılan diğer bir harcama kalemi.

Çocuğu okula giden ailelerin yüzde 70’i okul masraflarının bütçelerini çok zorlayacak şekilde arttığını, yüzde 24’ü de biraz zorlayacak şekilde arttığını söylüyor.

Toplamda hemen hemen tüm ebeveynlerin bu seneki okul masrafları karşısında oldukça zorlandığı görülüyor. Okul masrafları karşısında zorlamayan ebeveynleri oranı ise sadece yüzde 6.

Okul masrafları karşısında zorlanan ebeveynlerin yüzde 67’si okul ile ilgili harcamaları da kısmış.

Okul masraflarını kısmak için ebeveynlerin yüzde 37’si kırtasiye giderlerini kısmaya çalışmış ya da geçen seneden kalan kırtasiye malzemelerini kullanmış, yüzde 36’sı bir önceki senenin okul kıyafetlerini kullanmış.

Okulda yapılan yemek harcamalarını kısmak için de her 4 ebeveynden biri evden sandviç ya da yemek yapıp çocuklarının yanına verdiğini belirtiyor.

Paylaşın

Kısa Vadeli Dış Borçta Rekor Kırıldı: 185,9 Milyar Dolar

Ağustos ayı sonu itibarıyla, orijinal vadesine bakılmaksızın vadesine 1 yıl veya daha az kalmış dış borç stoku 185,9 milyar dolar oldu. Böylelikle kısa vadeli dış borç stokunda rekor kırıldı.

Haber Merkezi / Türkiye’de kısa vadeli dış borç stoku Ağustos sonu itibarıyla, 2021 yıl sonuna göre yüzde 13,6 oranında artışla 138,1 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Bu dönemde, bankalar kaynaklı kısa vadeli dış borç stoku yüzde 8,2 oranında artarak 55,6 milyar dolar olurken, diğer sektörlerin kısa vadeli dış borç stoku yüzde 15,4 artışla 50,9 milyar dolara çıktı.

Bütçe, Eylül’de 2022’nin en yüksek açığını verdi

Ayrıca, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın verilerine göre, merkezi yönetim bütçesi eylül ayında 78.6 milyar TL açık verdi. Böylelikle 2022 yılının en yüksek aylık açığı kaydedildi.

Eylülde bütçe harcamaları 285.6 milyar TL olurken, genel bütçe giderleri de 206.9 milyar TL’de kaldı. Eylülde faiz dışı denge 45.5 milyar TL açık verdi.

Ağustos ayında bütçede 3.6 milyar TL’lik fazla kaydedilmişti. 2022 yılı Ocak-Eylül döneminde merkezi yönetim bütçe giderleri 2.02 trilyon TL, bütçe gelirleri 1.97 trilyon TL ve bütçe açığı 45.5 milyar TL olarak gerçekleşti.

Son 12 ayın tablosuna bakıldığında ise bütçe açığının 176.6 milyar TL’ye çıktığı görüldü.

Merkezi yönetim bütçesi 2021 yılı Eylül ayında 23 milyar 586 milyon TL açık vermiş iken 2022 yılı Eylül ayında 78 milyar 627 milyon TL açık vermişti. aynı yıl eylül ayında 9 milyar 478 milyon TL faiz dışı açık verilmiş iken 2022 yılı Eylül ayında 45 milyar 511 milyon TL faiz dışı açık verilmişti.

KKM’nin 7 aylık maliyeti 84,9 milyar TL’ye ulaştı

Ayrıca, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan Merkezi Yönetim Bütçe verilerine göre, eylül ayında dövizden dönüşümler hariç kur korumalı mevduatın bütçeye yükü 9 milyar 292,8 milyon TL olarak belirlendi.

Böylelikle Mart ayından bu yana toplam maliyet 84 milyar 899,4 milyon TL’ye yükseldi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından 7 Ekim tarihli en son verilerde kur korumalı TL mevduat ve katılma hesabı 1 trilyon 422,6 milyar TL olarak açıklandı.

Paylaşın

Otomobil Sahibi Olmak Artık Lüks

Yeni yayınlanan bir araştırmaya göre, Türkiye, Meksika, Brezilya ve Portekiz’de katılımcıların yaklaşık üçte ikisi gelecekte bir araba sahibi olamamaktan korkuyor. Öte yanda araştırmaya katılan katılımcıların yarıdan fazlası evdeki ikinci araçlarını ya elden çıkarmış ya da elden çıkarmayı planlıyor.

Araba sahibi olmak ve kullanmak her geçen gün daha pahalı hale gelse de bir çok kişi için hala vazgeçilemez durumda.

Euronews Türkçe‘nin aktardığına göre, Cetelem Observatory tarafından yayınlanan yıllık barometre raporu için yapılan ankete göre özellikle Türkiye, Meksika, Brezilya ve Portekiz’de katılımcıların yaklaşık üçte ikisi gelecekte bir araba sahibi olamamaktan korkuyor.

Katılımcıların yaklaşık yüzde 60’ı, özellikle Türkiye ve Güney Afrika’da, artan masraflar nedeniyle seyahat etmeyi bıraktıklarını belirtti.

Anketin yapıldığı 18 ülkede her 10 sürücüden 7’si otomobillerini kullanabilmek için mali olarak fedakarlıkta bulunduğunu anlattı; fakat yüzde 72’si de araçsız yapamayacaklarını vurguladı. Öte yanda katılımcıların yarıdan fazlası evdeki ikinci araçlarını ya elden çıkarmış ya da elden çıkarmayı planlıyor.

Katılımcıların büyük bir çoğunluğu otomobil sahibi olmamayı hareket özgürlüğünü kaybedecekleri için olumsuz bir şey olarak değerlendirirken yüzde 20’si ise bunun çevre açısından iyi bir şey olacağını dile getirdi.

Genel olarak 35 yaşın altındakiler araç kullanmayı tamamen bırakmaya daha sıcak bakarken yaşlılarda bu seçenek daha zor. Katılımcıları otomobilleri için yakıt, sigorta ve bakım gibi masraflar nedeniyle ortalama 2 bin 753 euro yıllık bütçe ayırırken en büyük masraf kaleminin akaryakıt olduğunu belirtti.

Harris Interactive tarafından 23 Haziran ve 8 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilen ankete 18 ile 65 yaş arasında 16 bin 600 kişi katıldı. Katılımcıların 3 bini Fransa’dan olurken diğer ülkelerden 800’e kişi katıldı.

Paylaşın