Afganistan’da Üniversiteler İlk Defa Kadın Öğrenciler Olmadan Kapılarını Açtı

Afganistan’da Taliban geçici hükümetinin kız öğrencilerin üniversitelerde eğitim almasını yasaklamasının ardından ülke çapındaki üniversiteler ilk defa kız öğrenciler olmadan kapılarını açtı.

15 Ağustos 2021’de Taliban’ın Afganistan yönetimine gelmesiyle kadınların çalışması ve kızların eğitim almasına yönelik ciddi kısıtlamalar getirildi. Kızların önce ortaokul ve liselerde, geçen aralık ayında ise üniversitelerde eğitim alması engellendi.

Afganistan genelinde kış ayları nedeniyle derslere ara verilen üniversiteler kız öğrenciler olmadan yeni eğitim ve öğretim dönemine başladı.

Taliban geçici hükümetinin Yüksek Eğitim Bakanlığından yapılan açıklamada, tüm üniversitelerin bugünden itibaren eğitime başladığı duyuruldu.

Böylece aralık ayında, Taliban geçici hükümetinin kız öğrencilerin üniversitelerde eğitim almasını yasaklamasının ardından ülke çapındaki üniversiteler ilk defa kız öğrenciler olmadan kapılarını açtı.

Anadolu Ajansı’nın haberine göre, sabah saatlerinden itibaren üniversitelerin erkek öğrencileri sınıflardaki yerini aldı. Kampüs önlerinde toplanan küçük gruplar halindeki kız öğrencilerin içeri girmesine ise izin verilmedi.

Bazı kız öğrenciler sosyal medyada yaptıkları paylaşımlarda kızların eğitim alacağı ana kadar erkek öğrencilerin üniversitelerdeki eğitimi protesto edip derslere katılmamasını istedi.

Bu çağrıya uyan ülkenin kuzeyindeki Belh Üniversitesinden bir grup erkek öğrenci dersleri boykot edeceklerini duyurdu.

Kabil Üniversitesi öğrencileri AA muhabirine, Taliban sonrası üniversitelerin imkanlarında ciddi ölçüde daralma olduğunu belirterek kızların da üniversitelerde eğitim alması gerektiğini ifade etti.

Kimi öğrenciler, bugün ders işlenmediğini ancak okula gelerek ders müfredatı ve içerik hakkında bilgi aldıklarını ifade etti. Üniversiteye yeni başlayan öğrenciler de yüksek öğretimin ilk heyecanını yaşadı.

“Tüm arzularımız yok oldu”

Kabil Üniversitesi Psikoloji 3’üncü sınıf öğrencisi Lime Suheyl, kampüse alınmayacağını bile bile, kız öğrencilerin görünürlüğünü artırmak istediğini ve bu nedenle iki arkadaşı ile birlikte giriş kapısının önünde beklediğini söyledi.

Üniversite eğitimine büyük umutlarla başladığını aktaran Suheyl şu ifadeleri kullandı:

“Tüm arzularımız yok oldu. Toplumdan silindik. Varlığımız yok. Kim olduğumuz, hedef ve isteklerimizin olup olmadığı kimsenin umrunda değil. Burada erkelerin içeri girdiğini, bize ise izin verilmediğini görmek kötü ve umut kırıcı bir his veriyor.”

Kabil Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema Bölümü 2’inci sınıf öğrencisi Danış Taban ise, Taliban sonrası birçok üniversite hocasının ülkeden ayrıldığını ve üniversite imkanlarında daralma meydana geldiğini söyledi.

Taban, “Kızlar olmadan ilk kez bugün eğitime başladık. Kızların sınıfta olmaması bir parçamızın olmaması gibiydi. Bugün erkek öğrencilerin sayısı da çok azdı ve bu nedenle sınıflarda sıkıcı bir ortam vardı.” ifadelerini kullandı.

Hukuk ve Siyaset Bilimi öğrencisi Petun Kadiri, bugün ders işlenmediğini ancak eğitim materyalleri hakkında bilgi aldığını aktardı.

Üniversiteye bu yıl yeni başladığını aktaran Kadiri, “Üniversitelerde geçen yıldan bu yana neler değiştiğini bilmiyorum. Çokça olumsuz şeyler duyuyoruz ancak eldeki imkanları iyi kullanıp yüksek notlar almayı hedefliyorum” dedi.

Eğitim ve çalışma hayatında kısıtlamalar

15 Ağustos 2021’de Taliban’ın Afganistan yönetimine gelmesiyle kadınların çalışması ve kızların eğitim almasına yönelik ciddi kısıtlamalar getirildi.

Kızların önce ortaokul ve liselerde, geçen aralık ayında ise üniversitelerde eğitim alması engellendi. Yine aralık ayında Afgan kadınların yerel ve yabancı sivil toplum kuruluşlarında çalışması da askıya alındı.

Afgan kadınlarına “örtünme zorunluluğu” getirilirken, kadınların spor salonları, park ve bahçeler gibi sosyal mekanlara da girişi yasaklandı.

Taliban yetkilileri ise, yasakların ardındaki nedeni “örtünme kurallarına uygun bir biçimde riayet edilmemesi” olarak gerekçelendirdi.

Yetkililer, yasakların “geçici” nitelikte olduğunu söylemesine karşın, şu an kadar kadınlara yönelik getirilen kısıtlamalarda herhangi bir iyileşme görülmedi.

Söz konusu alandaki kısıtlamalar uluslararası toplumdan da büyük tepki topluyor.

Paylaşın

2022 Yılında 86 Gazeteci Öldürüldü

2022 yılında dünyada 86 gazetecinin öldürüldüğünü açıkladı. Öldürülen gazetecilerin yaklaşık yarısı iş başında değilken hedef alındı. Bu gazetecilerden bazıları seyahat ederken saldırıya uğrarken ya da haber takibinde değilken kamusal alanda hedef alınırken, öldürülen gazetecilerden bazıları evlerindeyken saldırıya uğradı.

Dünyada ülke çapında en ölümcül ülkeler ise 19 gazetecinin öldürüldüğü Meksika, 10 gazetecinin öldürüldüğü Ukrayna ve dokuz gazetecinin öldürüldüğü Haiti’ydi. Asya ve Pasifik ülkelerinde 16 gazeteci öldürülürken Doğu Avrupa’da 11 gazeteci öldürüldü.

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) 2022 yılında dünyada 86 gazetecinin öldürüldüğünü açıkladı. Bu, yaklaşık her dört günde bir gazetecinin öldürülmüş olduğu anlamına geliyor.

UN News haber sitesinin aktardığına göre, dünyada öldürülen gazetecilerin sayısında son üç senede düşüş yaşanmıştı. Fakat 2021 yılı ile karşılaştırıldığında öldürülen gazetecilerin sayısı yaklaşık yüzde 50 arttı.

Buna göre, dünya çapında 2021 yılında 55 gazeteci öldürülmüştü. 2022 yılında ise tüm dünyada 86 gazeteci öldürüldü.

UNESCO, konuyla ilgili açıklamasında, raporun ortaya koyduğu bulguların “gazetecilerin çalışmaları sırasında karşı karşıya kalmaya devam ettiği büyük risk ve kırılganlıkları gözler önüne serdiğini” belirtti.

UNESCO Genel Direktörü Audrey Azoulay, raporun bulgularını “endişe verici” olarak nitelendirdi: “Yetkililerin bu suçları durdurmak için çabalarını arttırması ve bu suçların faillerinin cezalandırıldığından emin olması gerekiyor çünkü bu şiddet ikliminde kayıtsızlık önemli bir faktör.”

Cezasızlık devam ediyor

UNESCO’nun raporuna göre, 2022 yılında öldürülen gazetecilerin yaklaşık yarısı iş başında değilken hedef alındı.

Bu gazetecilerden bazıları seyahat ederken saldırıya uğrarken ya da haber takibinde değilken kamusal alanda hedef alınırken, öldürülen gazetecilerden bazıları evlerindeyken saldırıya uğradı.

UNESCO raporu, “Bu, gazeteciler için boş zamanlarında bile güvenli bir ortamın olmadığını gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.

Rapora göre, son beş yıl içinde bu konu hakkında bir ilerleme kaydedilmiş olsa da dünyadaki gazeteci cinayetlerinde cezasızlık oranı yüzde 86 ile “şok edici düzeyde yüksek” seyretmeye devam ediyor.

23 gazeteci çatışmada öldürüldü

Dünyadaki gazeteciler, cinayetlerin yanı sıra 2022 yılında farklı şiddet şekilleriyle de karşı karşıya kaldı. Buna göre, gazeteciler aynı zamanda zorla/ gözaltında kaybetme, kaçırma, keyfi tutukluluk, yasal taciz ve başta kadınlar olmak üzere dijital şiddet ile karşı karşıya kaldı.

Gazeteciler için en ölümcül ülkenin Meksika olduğunu ortaya koyan UNESCO raporundan öne çıkan diğer noktalar şöyle:

“2022 yılında Latin Amerika ve Karayip ülkeleri gazeteciler için en ölümcül ülkelerdi. 44 gazeteci bu bölgelerde öldürüldü.

Dünyada ülke çapında en ölümcül ülkeler ise 19 gazetecinin öldürüldüğü Meksika, 10 gazetecinin öldürüldüğü Ukrayna ve dokuz gazetecinin öldürüldüğü Haiti’ydi. Asya ve Pasifik ülkelerinde 16 gazeteci öldürülürken Doğu Avrupa’da 11 gazeteci öldürüldü.

Çatışmada öldürülen gazetecilerin sayısı 2021 yılında 20’ydi. Bu sayı, 2022 yılında 23’e yükseldi.”

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

Afganistan’da Kadınlar Eğitim Hakları İçin Protesto Düzenledi

Afganistan’ın Başkenti Kabil’de onlarca kadın, Taliban yönetiminin kadınlara üniversite eğitimini yasaklamasını protesto etti. Protestoya katılan bazı kadınlar güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındı.

Kadınlar, “haklar ya herkes içindir ya da hiç kimse” sloganı eşliğinde eğitim haklarını savunmak için sokaktaydı.

Başlangıçta ülkenin en büyük ve prestijli üniversitelerinden Kabil Üniversitesi kampüsü önünde yapılması planlanan protesto gösterisi, bölgeye çok sayıda silahlı güvenlik gücünün konuşlandırılması nedeniyle başka bir noktaya taşınmak zorunda kaldı.

Protestoculardan biri, birden fazla kadın protestocunun kadın polisler tarafından götürüldüğünü, ikisinin daha sonra serbest bırakıldığını, diğer birçok kadınınsa hala gözaltında tutulduğunu söyledi.

Bu yılın başlarında önde gelen kadın aktivistlerin tutuklanmasından bu yana, kadınlar tarafından düzenlenen protesto gösterisi sayısı azaldı. Katılımcılar gözaltı, şiddet ve fişlenme riskiyle karşı karşıya.

Herat Üniversitesi’nden bir gazetecilik öğrencisi, “Afgan kızlar, ölü bir topluluk haline geldi. Kan ağlıyorlar. Bize karşı tüm güçlerini kullanıyorlar. Yakında kadınların nefes almasının yasaklandığını duyurmalarından korkuyorum.” şeklinde konuştu.

Uluslararası kamuoyu, Afgan kadınların eğitim haklarının ellerinden alınmasını kınadı. “Let her learn” (Öğrenmelerine izin verin) etiketi sosyal medyada gündem oldu.

Taliban hükümetinin Yüksek Öğretim Bakanı Neda Muhammed Nadim salı günü yayımlanan bir talimatla, kadınların “ikinci bir emre kadar” üniversite öğrenimlerini sürdürmelerini yasaklamıştı.

Örgütün iktidarının başlangıcında kadın hakları için verdiği sözler yerini yasaklara bıraktı. Kadınların yanlarında bir erkek akrabaları olmadan seyahat etmelerine izin verilmiyor ve evlerinden çıkarken burka ya da başörtüsü takmaları gerekiyor.

Kasım ayında, kadınların parklara, bahçelere, spor salonlarına ve hamamlara girişleri de yasaklamıştı.

ABD’nin geçen yıl ağustosta ülkeden çekilmesiyle Taliban önce başkent Kabil’i daha sonra da ülkenin tamamını ele geçirmişti.

Örgüt katı uygulamalarla kadınların halka açık parklara girmesini ve neredeyse sağlık sektörü dışında çalışmalarını yasaklamıştı.

Öte yandan Taliban’ın kız çocuklarının ilkokul eğitimi almasını yasakladığı bildirildi. ABD’nin önde gelen gazetelerinden Wall Street Journal’ın aktardığın göre Taliban yetkilileri, başkent Kabil’de özel okul müdürleri, din adamları ve topluluk temsilcileriyle çarşamba günü bir araya geldi.

Buna göre yetkililer, kadın öğretmenlerin ve personelin okullarda çalışmasının da yasaklandığını duyurdu. Taliban’dan yasağa dair resmi açıklama yapılmazken, düzenlenen görüşmede uygulamanın geçici olacağının söylendiği aktarıldı.

İlkokul çağındaki kızının karardan ötürü çok üzgün olduğunu söyleyen Afgan yurttaş Gulam Server Haydari, “Haberleri duyunca kendisini odaya kilitledi. Sürekli ağlıyor. Tüm umutları suya düştü. Bu durumdan çok yorulduk” dedi.

Buna ek olarak kadınların camilere girmesine ve dini seminerlere katılmasına izin verilmeyeceği de belirtildi.

Paylaşın

Afganistan’da Kızların İlkokula Gitmesi De Yasakladı

Taliban yönetimindeki Afganistan’da kızların ilkokul eğitimi almasının yasaklandığı bildirildi. Buna ek olarak kadınların camilere girmesine ve dini seminerlere katılmasına izin verilmeyeceği de belirtildi.

ABD’nin önde gelen gazetelerinden Wall Street Journal’ın aktardığın göre Taliban yetkilileri, başkent Kabil’de özel okul müdürleri, din adamları ve topluluk temsilcileriyle çarşamba günü bir araya geldi.

Buna göre yetkililer, kadın öğretmenlerin ve personelin okullarda çalışmasının da yasaklandığını duyurdu.

Taliban’dan yasağa dair resmi açıklama yapılmazken, düzenlenen görüşmede uygulamanın geçici olacağının söylendiği aktarıldı.

İlkokul çağındaki kızının karardan ötürü çok üzgün olduğunu söyleyen Afgan yurttaş Gulam Server Haydari, “Haberleri duyunca kendisini odaya kilitledi. Sürekli ağlıyor. Tüm umutları suya düştü. Bu durumdan çok yorulduk” dedi.

Buna ek olarak kadınların camilere girmesine ve dini seminerlere katılmasına izin verilmeyeceği de belirtildi.

Örgüt, salı günü de kadınların üniversitede eğitim görmesinin yasaklandığını duyurmuştu. Üniversiteye giden kadın öğrenciler, Taliban görevlileri tarafından geri gönderilmişti.

ABD’nin geçen yıl ağustosta ülkeden çekilmesiyle Taliban önce başkent Kabil’i daha sonra da ülkenin tamamını ele geçirmişti.

Örgüt katı uygulamalarla kadınların halka açık parklara girmesini ve neredeyse sağlık sektörü dışında çalışmalarını yasaklamıştı.

Kadınlar eğitim hakları için protesto düzenledi

Öte yandan Afganistan’ın Başkenti Kabil’de onlarca kadın, Taliban yönetiminin kadınlara üniversite eğitimini yasaklamasını protesto etti. Protestoya katılan bazı kadınlar güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındı.

Kadınlar, “haklar ya herkes içindir ya da hiç kimse” sloganı eşliğinde eğitim haklarını savunmak için sokaktaydı.

Başlangıçta ülkenin en büyük ve prestijli üniversitelerinden Kabil Üniversitesi kampüsü önünde yapılması planlanan protesto gösterisi, bölgeye çok sayıda silahlı güvenlik gücünün konuşlandırılması nedeniyle başka bir noktaya taşınmak zorunda kaldı.

Protestoculardan biri, birden fazla kadın protestocunun kadın polisler tarafından götürüldüğünü, ikisinin daha sonra serbest bırakıldığını, diğer birçok kadınınsa hala gözaltında tutulduğunu söyledi.

Bu yılın başlarında önde gelen kadın aktivistlerin tutuklanmasından bu yana, kadınlar tarafından düzenlenen protesto gösterisi sayısı azaldı. Katılımcılar gözaltı, şiddet ve fişlenme riskiyle karşı karşıya.

Herat Üniversitesi’nden bir gazetecilik öğrencisi, “Afgan kızlar, ölü bir topluluk haline geldi. Kan ağlıyorlar. Bize karşı tüm güçlerini kullanıyorlar. Yakında kadınların nefes almasının yasaklandığını duyurmalarından korkuyorum.” şeklinde konuştu.

Uluslararası kamuoyu, Afgan kadınların eğitim haklarının ellerinden alınmasını kınadı. “Let her learn” (Öğrenmelerine izin verin) etiketi sosyal medyada gündem oldu.

Taliban hükümetinin Yüksek Öğretim Bakanı Neda Muhammed Nadim salı günü yayımlanan bir talimatla, kadınların “ikinci bir emre kadar” üniversite öğrenimlerini sürdürmelerini yasaklamıştı.

Örgütün iktidarının başlangıcında kadın hakları için verdiği sözler yerini yasaklara bıraktı. Kadınların yanlarında bir erkek akrabaları olmadan seyahat etmelerine izin verilmiyor ve evlerinden çıkarken burka ya da başörtüsü takmaları gerekiyor.

Paylaşın

Ekonomik Kriz: 2,5 Milyon Çocuk Eğitimine Yardımla Devam Ediyor

Derinleşen yoksulluk ve ekonomik kriz, çocukların eğitim hayatlarını da doğrudan etkiledi. Şartlı yardım ile okula gidebilen çocukların sayısı Eylül 2022 itibarıyla 2 milyon 438 bin 865 oldu.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre ne eğitimde ne istihdamda olan 15-24 yaş grubundaki genç sayısı 2 milyon 736 bine ulaşırken, milyonlarca öğrencinin de ancak sosyal yardım ile eğitime ulaşabildiği ortaya çıktı.

Türkiye’deki yoksulluğun yarattığı çarpıcı tabloyu ortaya koyan veri, 2023 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı ile ortaya konuldu. Programın, “Çocuk” başlıklı bölümünde Şartlı Eğitim Yardımı’na yönelik veriler paylaşıldı.

Programda, maddi imkânları kısıtlı ailelerin çocuklarına yönelik, “Fırsat eşitliğini artırmaya, yaşam kalitelerini yükseltmeye ve potansiyel riskleri azaltmaya” yönelik yardımlar yapıldığı belirtildi.

2,5 milyon çocuğa yardım

BirGün Mustafa Bildircin’in haberine göre bu kapsamda Eylül 2022 itibarıyla 2 milyon 438 bin 865 çocuğun Şartlı Eğitim Yardımı’ndan yararlandırıldığı kaydedildi.

Eğitim hayatını sürdürebilmek için sosyal yardıma muhtaç çocuk sayısının hemen her yıl 2,5 milyonun üzerinde olması da dikkati çekti. Buna göre, 2018 yılında 2 milyon 517 bin 680 çocuk şartlı eğitim yardımı alırken 2019, 2020 ve 2021 yıllarında bu sayı sırasıyla 2 milyon 603 bin 680, 2 milyon 607 bin 26 ve 2 milyon 128 bin 750 olarak gerçekleşti.

Aile ve Sosyal Bakanlığı’nın 2021 yılına yönelik verilerine göre, ailesinin yanında temel ihtiyaçları karşılanamayan çocuk sayısı 150 bine dayandı. 2020 yılında 129 bin 422 olan ailesinin yanında bakımı sağlanamayan çocuk sayısı 2021 yılında 141 bin 275’e yükseldi.

Şartlı eğitim yardımı nedir?

Şartlı Eğitim Yardımı, ekonomik güçlükler nedeniyle temel eğitim hizmetlerinden yararlanamayan, herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna tabi olmayan ve 3294 sayılı kanun kapsamında muhtaçlığı onaylanmış hanelere yapılıyor.

Şartlı eğitim yardımı, bu grup içerisinde yer alanlar arasında örgün eğitime katılan çocuklara eğitimin başlangıcından, lise öğrenimini bitirene kadar, öncelikli olarak çocuğun annesi olmak üzere, çocuğun babası veya çocukla aynı hanede yaşayan ve çocuğun bakımını üstlenen reşit bireylere veriliyor.

Paylaşın

Çocuklar Okulda Aç Kalıyor: Ayran, Tost, Su 36 TL

2022-2023 eğitim ve öğretim yılı 12 Eylül Pazartesi başladı, 19 milyon öğrenci ders başı yaptı. Öğrencilerin eğitime başlamasıyla birlikte yoksulluk koşullarında yaşayan çocukların eğitime erişimlerinin önündeki engeller de ortaya çıktı.  

Türkiye Özel Okullar Derneği’ne göre; özel okullarda okul, yemek, kırtasiye ve servis ücreti hesaba katıldığında ortalama tek bir öğrencinin yıllık masrafı 50-60 bin TL’den başlıyor, 180 bin TL’ye kadar çıkabiliyor.

Devlet okullarındaki masraflar illere göre değişse de okul başlarken bir öğrencinin sadece kırtasiye ve kıyafet masrafları en az 2500-3000 TL’yi buluyor.

“Çocuklar tüm gün okulda aç kalıyor”

Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der) Başkanı Ömer Yılmaz, derin yoksulluğun öğrencilerine ve velillerin yaşamına etkisini bianet’ten Ruken Tuncel’e anlattı.

Yılmaz, okul masraflarının ilkokul, ortaokul ve lisede masraflar farklılık gösterdiğini, ilkokula giden bir öğrencinin masraflarının kırtasiye giyim masrafları ortalama 2500 -3000 TL harcandığını söyledi.

Liselerde okul masrafının daha da arttığını ifade eden Yılmaz, şöyle devam etti: “Lise öğrencilerinde okul açılırken masraflar 4000 TL’yi buluyor.

Okul sürecindeki masrafları ise; en az 2000 TL oluyor. Bu masrafın içinde servis ve yemek var ama çocukların büyük kısmı kantinden bir şey alamıyor. Gelişim çağındaki çocuklar okulda hiçbir şey yemiyor. Sabah evde kahvaltı yapıyorlar ve tüm gün aç kalıyorlar.”

“Ayran, tost, su 36 TL” 

Masrafların sadece okula başladığı dönemle kalmadığını belirten Yılmaz, masrafların öğrenim süreci içinde katlandığını söyledi ve ailelerin masrafları karşılamak da zorlandığını vurguladı:

“Çocuk okulda beslenecekse; günlük kantin masrafı 30-40 TL’yi buluyor. Kantinciler Odası’ndan aldığımız bilgiye göre; ayran, tost ve suyun toplam fiyatı 36 TL.

Özel okullardaki  durum çok daha vahim, elektrik ve doğalgaza zam yapıldığı için özel okullar yemek ücretlerine yansıtmışlar.

Velilerle yaptıkları görüşmede protokolde yer alan ücretlerle hizmet veremeyeceklerini ve yüzde 30-40 zam yapmak zorunda olduklarını söylemişler ve fiyatları güncellemişler. Devlet okullarında da durum aynı zam geldikçe bu kantinlere de yansıyor.

“Aileler masrafları karşılayamıyor”

Diğer taraftan yol ücretleri var. 600 TL ile 1600 TL arasında servis ücreti talep ediliyor. Özel okullarda 2500 TL- 3000 TL’ye kadar çıkıyor. Çoğu aile servise veremiyor, servis sayısı azaldığı için bazı öğrenciler de dışarda kaldı. Ailelerin büyük kısmı bu anlamda da çok mağdur.

Yani okul açılırken yapılan kırtasiye ve kıyafet masrafı dışında aylık bir çocuğun yol, beslenme ve okul dönemindeki masrafı en az 2500 TL. Bu durum özellikle açlık sınırı altındaki aileleri çok zorluyor. Bir an önce bir çalışma yapılmalı ve desteklenmeleri gerekiyor.”

“Okula gidemeyen 200 bin öğrenci sınıfta kaldı”

Okul masraflarındaki artan maliyetin lise çağındaki öğrencilerde okul terkine neden olduğuna dikkat çeken Yılmaz, “2021-2022 istatistiklerine göre; 1 milyon 738 bin 198 öğrenci okulu bıraktığı, örgün eğitim dışına çıktığını” vurguladı:

“Veliler, çocukların okul masraflarını karşılamak da güçlük çektiği için tercihleri meslek liseleri oluyor. Çocuklar haftanın bir günü okulda oluyor ve diğer günlerde staj yaptıkları işletmede çalıştırılıyorlar. Çocuk hem okula gitmiş oluyor hem de asgari ücretin üçte biri kadar para alıyor.

Ayrıca meslek liselerindeki bu durum nedeniyle çocuklar eğitimden kopuyor. Geçtiğimiz yıl 700 bine yakın öğrenciyi sisteme kattılar fakat bu öğrencilerin 200 bini sınıfta kaldı, bu öğrenciler işletmeye de gitmedi okula da gitmedi.”

“Çocuklar yoksulluk nedeniyle okulu bırakıyor”

Yılmaz, son olarak eğitim çağında birden fazla çocuğu olan ailelere değindi ve derin yoksulluk nedeniyle çocuğunu okula gönderemeyen ailelerin sayısının arttığını belirtti:

“Yine okul çağında dört çocuğu olan aileler, çocukları arasında tercih yapmak zorunda kalıyor hepsini gönderemiyorlar okula. İki çocuğunu okula gönderemiyor ikisini gönderiyor. Mesela eskiden çocuklar okul hayatında başarısız olursa okulu bırakıyordu fakat bugün çocuklar derin yoksulluk nedeniyle okulu terk etmek zorunda kalıyor.”

Paylaşın

Eğitim Harcamaları Yüzde 300 Arttı

Emeğiyle yaşayan yurttaşlar hayat pahalılığı ile mücadele ederken, fahiş artışlara yeni eğitim-öğretim yılının açılmasına kısa bir zaman kala okul maliyetleri de eklendi: Öğrencilerin eğitim harcamaları bir yılda katlanarak arttı.

Geçen yıl ortalama 181 liraya mal olan ana sınıfı öğrencisinin temel kırtasiye gideri bu yıl 496 liraya, 283 lira olan ilkokul öğrencisinin kırtasiye gideri 775 liraya, 217 lira olan ortaokul öğrencisinin kırtasiye gideri 619 liraya, 261 lira olan lise öğrencisinin kırtasiye gideri de 718 liraya yükseldi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere, öğrencilerin ihtiyaçlarındaki zam oranlarını kalem kalem hesapladı ve fahiş artışlara dikkat çekerek, “Geçen yıla göre maliyetleri hesapladık acı tabloyla karşılaştık, anne babalar da kara kara düşünüyor” dedi.

Sözcü’den Deniz Ayhan’ın haberine göre zincir marketlerin geçen yılki ve bu yılki kataloglarında yer alan fiyatları baz alarak ana sınıfından liseye kadar öğrenci masraflarını ayrı ayrı tablolar halinde raporlaştıran Tutdere, “Anaokulunda yüzde 188, ilkokulda yüzde 194, ortaokulda yüzde 202, lisede yüzde 198 oranında artış var” bilgisini paylaştı.

Yüzde 300’e varan zam

Öğrencilerin kıyafet, ayakkabı gibi ihtiyaçları da zamlardan etkilendi. CHP’li Tutdere, “Türkiye İstatistik Kurumu’nun madde sepetinde yer alan 2021 Ağustos fiyatları ile bugünün fiyatlarını karşılaştırdığımızda yüzde 525 gibi fahiş bir artış olduğu görülüyor” derken, “Ana sınıfında okul kıyafetleri, eşofman takımı, spor ayakkabı, klasik ayakkabı gibi en temel ihtiyaçlar bile geçen yıl 515 lirayken bu yıl bin 457 lira 99 kuruş oldu. Veliler bu fahiş artışlar karşısında ne yapacak?” diye sordu.

Paylaşın